Milli Folklor最新文献

筛选
英文 中文
KAZAK TÜRKLERİNİN KÜLTÜR TARİHİNDE KOYUN BAŞINI MİSAFİRLERE İKRAM ETME GELENEĞİ 卡扎赫土尔扈特文化史上的羊头宴客传统
IF 0.2 4区 社会学
Milli Folklor Pub Date : 2023-10-31 DOI: 10.58242/millifolklor.1076588
Mirzahan Egamberdi̇yev, Amina Akhantayeva
{"title":"KAZAK TÜRKLERİNİN KÜLTÜR TARİHİNDE KOYUN BAŞINI MİSAFİRLERE İKRAM ETME GELENEĞİ","authors":"Mirzahan Egamberdi̇yev, Amina Akhantayeva","doi":"10.58242/millifolklor.1076588","DOIUrl":"https://doi.org/10.58242/millifolklor.1076588","url":null,"abstract":"Kazak kültüründe yemeğin sultanı ile töresi et ise, tabak sunmanın sultanı ile töresi de koyun ve büyük baş hayvanın başı sayılır. Kıymetli misafirleri davet ettiği zaman her Kazak koyun keser ve misafirin payı ile kısmeti diye ona koyun başı ikram eder. Günümüzde Kazak misafirperverliğin bir parçası sayılan koyun başı ikram etme geleneği etraflıca incelenmemiştir. Bundan dolayı bu makalede Kazak kültüründe misafirlere koyun başı ikram etme geleneğinin önemi ile özellikleri ortaya konmaya çalışıldı. Koyun kesip etleri ile başını farklı misafirlere ikram etme geleneğinin geçmişten günümüze kadar uzanan bir anlamı vardır. Koyunun başı ile diğer parçalarının önemle haşlanması, ardından saygıdeğer misafirlere sunulması inancıyla ilgili farklı gelenekler ortaya çıkmıştır. Bu törede Kazak aileleri gençlere gelenek ve göreneklerini aktarmakta ve gelecek nesle ulus terbiyesini vermektedirler. Kazak kültüründe sadece koyun başı değil, aynı zamanda büyük baş hayvanın başı da iki parçaya ayrılarak misafirlere ikram edilir. Bu gelenek büyük bir bayram, düğün ve yas günlerinde yerine getirilir. Büyük baş hayvan başının derisi yüzülmekle birlikte koyun başı da özel olarak temizlenir. Bu nedenle temizliğine ve yıkanmasına dikkat etmek önemlidir. Yüksek ateşte tüylerinden temizlendikten sonra yıkanmış koyun başı çenesinden ayrılır, dişleri sökülür ve kulağının içi temizlenir. Bu adet yapılırken koyun başı ile derisinin bütünlüğüne önem verilir. Bu noktada koyunun gözleri akan arındırılır ve içi dikkatlice temizlenir. Koyun gözleri alınmazsa haşlandığı zaman sertleşir ve bu büyükler arasında bu durum ayıp sayılır. Kesilmiş koyunun alnı haça benzeyen şekilde delinir ve bir kulağı kesilir. Günümüzde bu ritüeli gerçekleştiren kadınlar koyun başının ne kadar piştiğini öğrenmek için bunu yaptıklarını söyler. Koyun başı köyün aksakalına, toplumda saygın kişilere, ailenin yaşlısına, dünürlere ve uzaktan gelen kıymetli misafirlere ikram edilir. Sofraya sunarken koyun başı ayrı bir tabağa yerleştirilmelidir. Ekmek üzerine koyun başını koyarak ikram etmek büyük hata sayılır. Koyun kellesi ikram edilen aksakal onun tamamını yemez, tadına baktıktan sonra yanında oturanlara onların kısmeti şeklinde dağıtır. Başın bir yanına bıçak dokunduran aksakal ikinci tarafına dokundurmaz ve iki gözünün etrafı oyulan koyun başı sofra üzerinde gezdirilmez. “İki gözsüz baş” dolaşamaz diye Kazaklara özgü bir inanç vardır. Alnını bıçakla kesmek de bir gelenek sayılır. Bu “misafirin dört tarafı dengeyi sağlasın” diye yapılır. Ayrıca başın burnu ve boynu misafire sunulmaz. Bıçağın sapı kesik kulağa doğru içe doğru çevrilir ve baş sol alnı ile misafir önüne sunulur. Kazakistan’ın bazı bölgelerinde esas hediye için yeni bir bıçak kullanılır ve daha sonra ev sahibinin takdirine bağlı olarak misafir onu bir hediye olarak kendisine alabilir. Aksakalın saygın bir insan olduğunu kanıtlaması anlamında tecrübeli büyükler kendi bıçaklarını yanlarında taşırlar.","PeriodicalId":44416,"journal":{"name":"Milli Folklor","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.2,"publicationDate":"2023-10-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139307639","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"社会学","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
KUZEY MAKEDONYALI TÜRKLERDEN DERLENEN İKİ NASREDDİN HOCA FIKRASINDA MİTİK YANSIMALAR: KEMİKLERDEN DİRİLTME 从北马其顿土耳其人那里收集的两个 nasreddi̇n hodja 故事中的神话反思:从骨头中复活
IF 0.2 4区 社会学
Milli Folklor Pub Date : 2023-10-23 DOI: 10.58242/millifolklor.1111421
Kadriye Türkan
{"title":"KUZEY MAKEDONYALI TÜRKLERDEN DERLENEN İKİ NASREDDİN HOCA FIKRASINDA MİTİK YANSIMALAR: KEMİKLERDEN DİRİLTME","authors":"Kadriye Türkan","doi":"10.58242/millifolklor.1111421","DOIUrl":"https://doi.org/10.58242/millifolklor.1111421","url":null,"abstract":"Türk kültür tarihinin ünü sınırları aşan efsanevi tipi Nasreddin Hoca, fıkraları vasıtasıyla günümüzde de yaşamakta ve hemen her konuya ve insan tipine yer veren fıkraları ile öğüt verme, yol gösterme ve taşı gediğine koyma işlevini yerine getirmektedir. Nitekim Nasreddin Hoca, halk adamı olarak eşsiz zekâsı hem güldüren hem düşündüren tarafı ile toplumdaki yanlışlık ve eksiklikleri eğlenceli bir dille hicveder. Hoca fıkralarının güldürücü, düşündürücü, eğitici, eğlendirici ve şaşırtıcı özellikleri çok yönlü bir mizah ürünü olmalarından kaynaklanır. Nasreddin Hoca, bir fıkra tipi olmasının yanında bir mutasavvıftır. Mitin; efsane, menkıbe, destan, masal gibi anlatılara geçen birçok özelliği Nasreddin Hoca gibi tasavvuf ehli üzerinden ona mal edilen fıkralar aracılığıyla yansıtılmaktadır. Bu fıkralar arasında efsane fıkraları şeklinde isimlendirilen grupta kemiklerden diriltme motifi üzerinde durulmaktadır. Eski inanış sistemlerinde canın bulunduğu yer, insan kanı; ruhun yeri ise kemik olarak düşünülmektedir. Kemik, başta dünyanın yaratılışında oynadığı simgesel rolün yanı sıra insanoğlunun yaratılışının da ana ögesidir. Kemik, eski çağlardan beri bazı halklar için insan ve hayvan vücudunun en devamlı unsuru olarak değerlendirildiği için ölümsüz olan ruhun da orada ikamet ettiği varsayılır. Bu bağlamda kemiklerden diriltme (intermezzo) inancı; Türkler, Moğollar gibi Altay kavimlerinin yanında başka kavimlerde de görülmekle birlikte daha çok Kuzey ve Orta Asya kökenli olduğu görüşü halimdir. Türk soylu halklar, kemik ve soy arasındaki bağdan hareketle soyun kemikten hâsıl olduğuna, canlının temelini teşkil ettiğine, hayatın devamlılığı ve geri dönüşün ancak kemikler sayesinde olabileceğine inanmaktadırlar. Bu inanışın yansıması olmak üzere mümkün olduğunca beden bütünlüğünün, özellikle iskelet ve kafatasının korunmasına ehemmiyet gösterilmiştir. Bu da ölülerin yeniden dirileceğine ve yaşamaya devam edeceğine dair inancın göstergesi olarak düşmana ait kemikleri ateşte yakarken atalarının mezarlarına ve dolayısıyla kemiklerine zarar gelmemesi için özenle koruyup gizlemişlerdir. Nesir diliyle ortaya konan kısa ve yoğun anlatı olarak ifade edilen fıkra, her ne kadar mit ve efsaneyle karşılaştırıldığında inanca dair bir anlatı değilse de özellikle tarihsel bir tipe bağlanan fıkraların gerçekliği mit ve efsane gibidir. Bu fıkralar, fıkra tasniflerinde efsane fıkraları diye isimlendirilen ayrı bir başlıkta ele almaktadır. Bu merkezde, Türklerin yoğun olarak yaşadığı Balkanlarda yer alan Kuzey Makedonya’dan Sevim Piliçkova tarafından Türklerden derlenen Nasradin Hoca ve İtar Peyo adını taşıyan kitapta yer alan rivayete ve dayanan Hoja’nın Bedovasi ve Nasreddin Hoca Öğretmen adını taşıyan ve birbirinin varyantı niteliğinde olan iki Nasreddin Hoca fıkrasında tespit edilen diriltme ve kemiklerden diriltme olgusu; din ve inanç sistemleri, sözlü nesir anlatılar destan, efsane ve masalda ne şekilde yer aldığı, eskiliği vb. üzerinde durularak adı geçen f","PeriodicalId":44416,"journal":{"name":"Milli Folklor","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.2,"publicationDate":"2023-10-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139315360","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"社会学","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
KIRSALDA SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL MİRASIN HARİTALANMASINDA BİR YÖNTEM ÖNERİSİ: GÜZELSU (AKSEKİ) ÖRNEĞİ 关于绘制农村地区非物质文化遗产地图的方法建议:居泽尔苏(Akseki)的例子
IF 0.2 4区 社会学
Milli Folklor Pub Date : 2023-10-17 DOI: 10.58242/millifolklor.1173372
Şerife Gizem Erci̇van, Elif ÇELEBİ KARAKÖK
{"title":"KIRSALDA SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL MİRASIN HARİTALANMASINDA BİR YÖNTEM ÖNERİSİ: GÜZELSU (AKSEKİ) ÖRNEĞİ","authors":"Şerife Gizem Erci̇van, Elif ÇELEBİ KARAKÖK","doi":"10.58242/millifolklor.1173372","DOIUrl":"https://doi.org/10.58242/millifolklor.1173372","url":null,"abstract":"Kültürel miras değerlerinin yeterli derecede ve tüm yönleriyle belgelenmemesi bu değerlerin ko-runması ve gelecek kuşaklara aktarılmasında sorunlara neden olmaktadır. Bu sorun özellikle kırsal yerleşimlerdeki kültürel miras değerlerinin korunmasında ve sürdürülmesinde yaşanmaktadır. Kırsal alanlar genelde göz önünde olmadığı için bu alanlardaki kültürel miras unsurları evrensel anlamda yeteri kadar tanınmamakta, bu nedenle belgeleme ve tescilleme işlemlerinde eksiklikler, gecikmeler ve hatalar yapılabilmektedir. Kırsaldaki kültürel miras değerlerini bütün özellikleriyle belgelemek ve evrensel anlamda tanıtmak için yeni yöntemlere ihtiyaç vardır. Günümüzde dijital haritalar bilginin evrensel çapta yayılması ve hızlı ulaşılması açısından oldukça fayda sağlamaktadır. Aynı zamanda dijital haritaların kültürel miras değerlerinin belgelenmesi ve tanıtılması hususlarında faydalı bir yöntem olacağı düşünülmektedir. Çünkü kültürel miras değerlerinin öncelikle mekân kavramı ile birlikte ele alınması gerekmektedir. Kültürel miras değerleri doğdukları yer ile bir bütünlük içindedir. Mimari, arkeolojik, doğal anıt ve sitlerden meydana gelen somut kültürel miras değerleri zaten mekânsal unsurlardır ve Unesco ile Avrupa Konseyi tarafından sunulan dijital haritaları coğrafi haritalar üzerinden kurgulandığı için anlaşılmaları kolaydır ve kültürel mirasın yerini tam olarak belirtmektedir. Ancak somut olmayan kültürel mirasın Unesco tarafından sunulan dijital diyagramı, ağırlıklı olarak kültürel unsurlar ve ait oldukları ülkeler üzerinden planlanmıştır. Bu nedenle kültürel mekanlara çok üst ölçekten değinilmiştir. Oysaki somut olmayan kültürel miras değerlerinin kendine özel mekanları vardır. Gelenek-görenek, yaşayış tarzları ve coğrafyanın da şekillendirdiği somut olmayan kültürel miras değerleri ortaya çıktığı mekanlarda vücut bulmaktadır. Somut olmayan kültü-rel mirasın gerçekleştiği, ait olduğu ve anlam kazandığı mekanları vardır. Bu nedenle somut olmayan kültürel mirasın kendi özel mekanıyla ilişkisini kurmadan belgelemek ve korumak mümkün değildir. Bu çalışmada somut olmayan kültürel miras unsurlarının somut olarak ortaya çıktığı mekanları kültü-rel haritalama ile belgeleyerek örnek bir çalışma yöntemi geliştirmek amaçlanmıştır. Çalışma alanı olarak Anadolu’dan bir kırsal alan seçilmiştir. Çünkü Anadolu’daki kırsal yerleşimler el sanatları, halk oyunları, efsaneler ve halk hikayeleri, ritüeller ve şölenler, yeme-içme kültürü, yayla kültürü gibi somut olmayan kültürel miras unsurları ve unsurların gerçekleştirildiği yer olan kültürel mekan-lar açısından oldukça zengindir. Bunlardan birisi de çalışma alanını oluşturan Akseki ilçesi Güzelsu kırsal yerleşimidir. Örneklem alanda somut olmayan kültürel mirasın somut kültürel mekanları ile arasındaki ilişki incelenmekte ve kültürel haritalama yöntemi ile belgelenmektedir. Kültürel haritala-ma dijital yöntemlere dayandırılmış ve koordinatlarıyla birlikte haritaya aktarılmıştır. Araştırma, katılımcı – gözlem yöntemiyl","PeriodicalId":44416,"journal":{"name":"Milli Folklor","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.2,"publicationDate":"2023-10-17","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139317986","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"社会学","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Transfer of Oral Culture to Advertising Narrative: An Investigation on the Functions of Idioms 口头文化向广告叙事的转移:成语功能调查
IF 0.2 4区 社会学
Milli Folklor Pub Date : 2023-10-17 DOI: 10.58242/millifolklor.1223729
Recep Yılmaz
{"title":"Transfer of Oral Culture to Advertising Narrative: An Investigation on the Functions of Idioms","authors":"Recep Yılmaz","doi":"10.58242/millifolklor.1223729","DOIUrl":"https://doi.org/10.58242/millifolklor.1223729","url":null,"abstract":"Sözlü kültür, en yalın hâliyle yazısız kültür olarak tanımlanır. İnsanlığın anlamlandırma biçimleri matbaa, televizyon, cep telefonu gibi icatların geliştirilmesi ile farklılaşır. Teknolojik determinizm perspektifinden bakıldığında birincil sözlü kültür, yazılı kültür ve ikincil sözlü kültür çağı olarak nitelendirilen dönemlerde düşünme tarzlarını sınıflamak mümkündür. Bununla birlikte söz, hâkimiyetini hiçbir zaman yitirmez. Her zaman tüm iletişim formlarına öncülük eder. Atasözleri ve deyimler, kalıp ifadeler olup sözlü kültürün önemli taşıyıcıları arasında gösterilir. Günlük hayatta çeşitli işlevleri yerine getiren deyimler, reklamların anlatı yapısının önemli bileşenleri arasındadır. Bu makale, deyim-reklam ilişkisini halk bilimi ve iletişim biliminin kesişim noktasından ele almaktadır. Deyim kavramının tanımlaması ile başlayan çalışma, sözlü kültürün içinde deyimin konumuna yönelmekte ve ardından reklam deyim ilişkisine odaklanmaktadır. Perspektifi genişletmek için, reklamın neliği irdelenmekte, bu amaçla ilk olarak reklamın sanatsal vasfı tartışılmaktadır. Pazarlama iletişiminin bir parçası olan reklamın ticari bir faaliyet alanı olduğu noktasının altı çizilerek, reklamın içinde estetiği belirleyen unsurlar incelenir. Ürünün yapısı, üretim koşulları, mecra ve hedef kitlerinin estetik beğeni düzeyinin reklamda estetiği şekillendiren temel unsurlar olduğu düşünüldüğünde reklamın sanat değil, bir zanaat olduğu anlaşılacaktır. Reklam ve anlatı arasındaki ilişki, incelenen bir diğer konudur. İçinde hikâye barındıran türler genel olarak anlatı kavramının kapsamında ele alındığından, bu nitelikteki reklamlar da aynı vasıflar dâhilinde değerlendirilmektedir. Bu yönüyle reklam, temelde mimetik ve diegetik vasıflar taşıyan bir alan olarak karşımıza çıkar. Anlatısal bir tür olarak reklamı değerlendirmek bize, dünyanın bu yeniden üretim alanındaki biçimlenme tarzını kavramak açısından güçlü bir bakış açısı kazandırır. Teorik çerçevenin sunumunun ardından inceleme kısmına geçilmektedir. Deyimlerin günlük yaşamda örneklemek, analoji kurmak, açıklama getirmek, öğütlemek, model oluşturmak, sanatsal ya da edebî ifadeleri kullanmak, özlü bir anlatım sunmak gibi işlevleri vardır. Folklorik öğelerin toplumsal yararlılığını ve verimliliğini esas alan uygulamalı halk bilimi perspektifinden, burada ele alınan temel soru, “reklamın anlatısal yapısının içerisinde deyimlerin ne tür işlevlere sahip olduğu”dur. Bu bağlamda, deyim kullanılan anlatısal reklamlar incelenmiştir. Reklamı yapılan ürünün türü, reklamda kullanılan yaratıcı strateji, kullanılan deyimin toplumsal yaşamdaki karşılığı, reklamın olay örgüsü ve anlatı yapısı, reklam anlatısı içerisinde yeniden üretilen anlamının çözümlenmesi suretiyle deyimlerin reklamlarda edindiği işlevler belirlenmiş ve kategorize edilmiştir. Buna göre; (i) mimetik düzeyde imajı ve anlamı sağlamlaştırmayı niteleyen “doğal pekiştireçlik”, (ii) analoji yoluyla sözcük ekonomisine katkı sağlamayı nitelendiren “benzeşim temelli tasar","PeriodicalId":44416,"journal":{"name":"Milli Folklor","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.2,"publicationDate":"2023-10-17","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139318220","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"社会学","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
“DÖNÜŞÜM” MOTİFİ ÜZERİNE BİR DENEME: KIPÇAK SAHASI TÜRK DESTANLARI ÖRNEĞİ 关于 "转变 "主题的论文:以土耳其史诗中的基普恰克为例
IF 0.2 4区 社会学
Milli Folklor Pub Date : 2023-10-13 DOI: 10.58242/millifolklor.1219920
Abdulselam Arvas
{"title":"“DÖNÜŞÜM” MOTİFİ ÜZERİNE BİR DENEME: KIPÇAK SAHASI TÜRK DESTANLARI ÖRNEĞİ","authors":"Abdulselam Arvas","doi":"10.58242/millifolklor.1219920","DOIUrl":"https://doi.org/10.58242/millifolklor.1219920","url":null,"abstract":"Türk destanları, “Kitab-ı Dedem Korkut”un bulunmasıyla beraber bilim dünyasının ilgisini çekmeye başlamıştır. Bu ilgi neticesinde Türk destanları hakkında derleme, inceleme, sınıflama ve çeşitli mukayeseler yapılmıştır. W. Radloff ile başlayan Türk destanlarını derleme süreci Sovyetler Birliği’nin dağıldığı 1990’lı yıllara kadar devam etmiştir. Bağımsızlık sonrasında ise özellikle Türkiye’de bu coğrafyadaki soydaşların destanlarına büyük bir ilgi uyanmış ve Türk destan araştırmaları ciddi bir ivme kazanmıştır. Araştırmalar ilk etapta bir destan metnini Türkiye Türkçesine aktarma şeklinde iken, daha sonra bu metinler dil ve folklor açısından da incelenmeye başlamıştır. 1990 öncesi birkaç çalışma hariç tutulursa, Türk dünyası destan araştırmaları lisansüstü tezler şeklinde başlamış ve sonra bazı projeler çerçevesinde sistematik olarak Türkiye Türkçesine aktarma ve inceleme şeklinde devam etmiştir. Böylece Türk dünyası destanlarına ilişkin olarak Türkiye’de muazzam bir malzeme birikmiş ve bunlar üzerine çeşitli teorik çalışmalar yapmaya başlanmıştır. Türk destanlarına farklı kuramlar uygulansa da esas itibarıyla çalışmalar metin merkezli yapılmıştır. Metin merkezli araştırmalarda ise daha ziyade tip ve motif incelemeleri bir destan temelinde ortaya konmuştur. Türk destanlarının “Motif İndeks”ini oluşturmak için bazı çabalar da gösterilmemiş değildir. Bununla birlikte, Türk dünyasının bütün destanlarını kapsayan bir tip veya motif kataloğu hâlâ hazırlanmamıştır. Hâlbuki tip ve motif katalogları olsaydı, sözlü gelenek ürünlerini araştırmak ve bunları kısa sürede mukayese etmek daha kolay olacaktı. Bu yüzden, öncelikle Türk dünyası halk edebiyatının her türü için ayrı ayrı tip ve motif kataloglarını oluşturmak gerekir. Daha sonra da, Türk dünyasına ait bütün folklorik ürünleri kapsayan bir halk edebiyatı motif indeksi hazırlanmalıdır. Böylece, Türk dünyasına ait birçok kültürel, tarihî ve sosyal unsur hızla tespit edilebilecektir. Bu makalede, Tarihî-Coğrafî Fin metodu doğrultusunda metin merkezli bir inceleme yapılmıştır. Tarihî-Coğrafî Fin metodunun önemli eserlerinden biri olan Stith Thompson’un motif indeksinden hareketle Kıpçak sahasından bazı Türk destanları motif açısından ele alınmıştır. Kısaca araştırmada, Kıpçak sahası Türk destanlarından 23 metnin dönüşüm motifleri tespit edilmiştir. Söz konusu metinlerdeki dönüşüm motifleri “Sihir” kategorisi altında yer almaktadır. Bu kategori ise “İnsandan insana”, “İnsandan hayvana”, “İnsandan nesneye”, “Hayvandan insana” dönüşme gibi ana başlıklar taşımaktadır. İncelenen destan metinlerinin dönüşüm motiflerine ait harf ve numaralar Thompson’un kataloğuna uygun olarak tespit edilmiş ve bunlara çeşitli örnekler verilmiştir. Bunların içinden kuşa dönüşme motifi ise mukayeseli olarak ayrıca tahlil edilmiştir. Sadece dönüşüm motifi ve sınırlı malzeme üzerine yapılan incelemede, destan metinlerindeki ortak unsurları tespit etmenin ve bunların arasındaki benzerlik ve farklılıkları görmenin motiflerle mümkün ol","PeriodicalId":44416,"journal":{"name":"Milli Folklor","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.2,"publicationDate":"2023-10-13","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139319758","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"社会学","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
İNSAN VE HAYVAN ARASINDAKİ BAĞ: KÜLTÜREL EKOLOJİK MİRAS ÖRNEĞİ OLARAK YÜNÜM BÖĞET 人类与动物之间的纽带:作为文化生态遗产范例的羊毛沼泽
4区 社会学
Milli Folklor Pub Date : 2023-09-30 DOI: 10.58242/millifolklor.1113167
Hüsniye AKILLI
{"title":"İNSAN VE HAYVAN ARASINDAKİ BAĞ: KÜLTÜREL EKOLOJİK MİRAS ÖRNEĞİ OLARAK YÜNÜM BÖĞET","authors":"Hüsniye AKILLI","doi":"10.58242/millifolklor.1113167","DOIUrl":"https://doi.org/10.58242/millifolklor.1113167","url":null,"abstract":"Yünüm böğet, Somut Olmayan Kültürel Miras (SOKÜM) Ulusal Envanterine dahil edilerek kayıt altına alınan Anadolu’nun birçok yerindeki takvime bağlı inanış, kutlama ve gelenekler kapsamında koç katımı, kırkım töreni gibi isimlerle kutlanan çoban bayramlarından biridir. Koyunların yıkanması ve temizlenmesi amacıyla gerçekleştirilen bu gelenek, Türk boylarındaki hayvan kültü ile ilgili saya gezme ve saya manileri gibi geleneklerin uzantısını oluşturmaktadır. Burdur’un Hasanpaşa Köyü’nde bir şenlik çerçevesinde yarışma biçiminde organize edilen yünüm böğet geleneğinde, diğer hayvan festivallerinden farklı olarak hayvanlar değil çobanlar yarıştırılmakta, yarışmayı kazanan çobanın belirlenmesinde ise elcik koyunu ile arasındaki güvene dayalı ilişki belirleyici olmaktadır. Koyunlarına iyi davranan ve iyi bakan çobanın koyunlarının, çobanın arkasından soğuk suya hiç tereddüt etmeden gireceği düşünülmektedir. Koyunların sudan geçirilerek yıkanması, koyunların tarlalardaki ekinlere verdiği zararların çobanlar tarafından köy halkına itiraf edilmesi gibi uygulamaları çerçevesinde ‘arınma’ bu kültürel değerin özünü ifade eden kavramı oluşturmaktadır. Tos tos töreni ile başlayan, yöresel sanatçılar ve halk oyunları ile devam eden eğlence gecesi, sudan geçirme uygulaması sırasında okunan manileri ve helalleşme ritüeli ile ortak belleğe dair birikimler, her yıl bir diğer kuşağa aktarılmaya çalışılmaktadır. Düzenlenen eğlencelerin ve yarışmanın, geleneğin sürdürülmesine sadece aracılık ettiğini ifade eden ‘toprakla koyun, gerisi oyun’ halk deyişinin hatırlatıldığı bir ödül töreni ile, şenlik son bulmaktadır. Gelenekler, insan-doğa ilişkisini ve bu ilişkiye dair algıları, zamanımıza ulaştırma işlevini görerek günümüzdeki insan merkezci yaklaşımların yarattığı ekolojik sorunlara çözüm arayışında yol gösterici olmaktadır. Türk kültüründeki doğa kültlerine yönelik saygının, bütüncül evren anlayışının izlerinin ve günümüz biyoetik ilkelerin köklerinin görüldüğü bu geleneksel uygulamalar, sorunun kaynağının, insanın doğadan uzaklaşması ve yabancılaşması ile ilgili olduğunu ortaya koymaktadır. Gelecek nesillerin çevreye ve hayvanlara yönelik etik davranış kalıpları geliştirmesi açısından kültürel ekolojik mirası oluşturan geleneklerin barındırdığı mesajların doğru bir şekilde aktarılması önem taşımaktadır. Ayrıca bu kültürel değerlerin korunması, toplumların sadece geçmişi ile bağ kurmasını değil geleceklerinin de güvence altına alınmasını sağlamakta, aidiyet ve kimlik duygularını pekiştirmekte, yöre halkının hayatına değer ve anlam kazandırmaktadır. Sosyal bütünleşmeyi ve dayanışmayı sağlamakta, yerel kültürel çeşitliliğin korunması işlevini yerine getirmektedir. Akademik çalışmaların bu mirasın kayıt altına alınması ve özgün yanlarının ortaya çıkarılması bağlamında koruma çalışmalarına ve kültürel değerlerin nakledilmesine aracılık ettiği düşünülmektedir. Aynı zamanda bu değerler, toplumun yaşam koşulları, gündelik hayatı, dünya görüşü, beğenileri, inanç biçimleri gibi","PeriodicalId":44416,"journal":{"name":"Milli Folklor","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136271488","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"社会学","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
KAZAK VE KIRGIZLARDA BAKŞILIĞIN YADİGÂRI TABİPLİK 作为巴克什制度遗迹的哈萨克和吉尔吉斯医学
4区 社会学
Milli Folklor Pub Date : 2023-09-30 DOI: 10.58242/millifolklor.1103072
Mayramgül DIYKANBAY, Moldir İLGİSHEVA
{"title":"KAZAK VE KIRGIZLARDA BAKŞILIĞIN YADİGÂRI TABİPLİK","authors":"Mayramgül DIYKANBAY, Moldir İLGİSHEVA","doi":"10.58242/millifolklor.1103072","DOIUrl":"https://doi.org/10.58242/millifolklor.1103072","url":null,"abstract":"Kazak ve Kırgızlarda bakşıların yadigârı olan tabipler varlıklarını devam ettirmek için İslam inanışına uygun şekil alarak kendilerini topluma kabul ettirmiş ve Şamanizm’in izlerini daha çok geleneksel yönüyle günümüze kadar taşımışlardır. Günümüzde kendilerini tabip olarak adlandıran bakşılar, ritüellerine başlarken yardımcı cinleriyle beraber Allah’tan medet umarlar. Bu durum İslam’ın etkisiyle Şamanik ritüellerin içeriğinin değiştiğinin göstergesidir. Çalışmanın amacı İslam dinini kabul etmelerine rağmen Kazak ve Kırgızların günümüzde de Şamanizm’in kalıntılarını yoğun olarak hayatlarında barındırdıklarını ortaya koymak ve bunun nedenlerini irdelemektir. Ayrıca bağımsızlık sonrası Kazakistan ve Kırgızistan’da popülerleşen ve günümüzde de devam eden tabipliği ve uyguladıkları pratikleri analiz etmektir. Kazak ve Kırgız tabiplerinin tabip olma şartları, ata kökeni, yardımcı cinleriyle ilişkisi, hastayı muayene etme yöntemleri ile seansları, araçları, toplumun tabiplere karşı tutumu, hastaların gidiş sebepleri, başvuranların memnuniyeti, bu çalışmanın odak konusudur. Çalışma günümüzde tabipliği meslek edinen Kazak ve Kırgız tabipleri ve onlara başvuran kişiler örneği üzerinden hazırlanmıştır. Görüşme tekniğinin kullanıldığı bu çalışma, söz konusu bakşılar ve katılımcılar ile yüz yüze, daha az olmakla birlikte telefon aracılığıyla yürütülmüştür. Tıbbi yollarla sıkıntılarını gideremeyen veya geleneği tıbbi bilimlere tercih eden kişilere hizmet veren söz konusu tabiplerin en önemli görevleri hastalara musallat olan kötü cinleri kovarak iyileştirmek, insanlara sorunlarını çözmede yol göstermek ve gelecekten haber vermektir. Ritüel esnasında tabiplerin kullandıkları tedavi araçları hastalığa göre değişmekte ve genellikle bıçak, kamçı, çam ağacı, bozkırda yetişen bitkiler, kırk veya yedi taş, hayvanın aşık ve kürek kemikleridir. Tedavi seansının sayısı ve süresi hastanın durumuna ve hastalığın derecesine bağlıdır. Tabipliğin de atalarından miras kaldığına inanan tabipler, cinlerine ve onlarla iletişim kurma yeteneklerine içtenlikle inanırlar. Ele aldığımız her iki tabip de yardımcı cinlerini rüyalarında sık sık görürler ve onlardan aldığı talimat ve işaretler üzerine işlerini yürütürler. Tedavi esnasında İslami dualar okumayı da ihmal etmezler ve kendilerini dindar Müslüman olarak görürler. Ayrıca Kazak ve Kırgızlarda henüz uzman psikologdan yardım alma alışkanlığı olmadığından söz konusu tabipler aynı zamanda toplumun psikoloğa olan ihtiyacını da gidermektedirler. Sonuç itibariyle derdine derman arayan Kazak ve Kırgızlar kaderlerini bakşı/tabiplerin yardımıyla değiştirebileceklerine inanırlar. Buna çalışmada ele alınan tabiplere Kazak ve Kırgız toplumunun her kısmından eğitimli, eğitimsiz, genç, yaşlı, erkek, kadın demeden başvurması kanıttır. Dolayısıyla bakşılığın yadigârı olan tabiplik gibi geleneksel uygulamalar teknolojinin geliştiği modern dönem ve mekânlarda işlevlerini kaybetmeden günümüzde de canlı bir şekilde sürdürmekte ve yaşatmaktadırlar.","PeriodicalId":44416,"journal":{"name":"Milli Folklor","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136271647","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"社会学","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
ESKİ TÜRKLERDE VE KAZAKLARDA KABİR VE KABİR TAŞI ÜZERİNE 关于古土耳其和哈萨克的坟墓和墓石
4区 社会学
Milli Folklor Pub Date : 2023-09-30 DOI: 10.58242/millifolklor.875575
Osman KABADAYI, Ergali ESBOSINOV
{"title":"ESKİ TÜRKLERDE VE KAZAKLARDA KABİR VE KABİR TAŞI ÜZERİNE","authors":"Osman KABADAYI, Ergali ESBOSINOV","doi":"10.58242/millifolklor.875575","DOIUrl":"https://doi.org/10.58242/millifolklor.875575","url":null,"abstract":"Tarihî kaynaklarda 15. yüzyıldan itibaren adına rastlanılan Kıpçak kökenli bir Türk halkı olan Kazakların kabir ve kabir taşıyla ilgili bazı uygulamaları eski Türk gelenekleriyle benzerlik göstermektedir. Bozkır kültürünü günümüzde de yaşatmaları dolayısıyla Kazak Türkleri, İslami kural ve kaidelerle bütünleştirip yoğurmayı başardıkları bazı Eski Türk geleneklerini günümüzde de sürdürmektedirler. Kabir kelimesi Kazak bozkırlarına İslam dininin yayılma sürecinde girmiş olan Arapça kökenli bir kelime olup ölen kişinin gömüldüğü yer anlamına gelmektedir. Kabir taşı ise, ölünün defnedildiği yere, yani kabrin başına konulan ve birçok anlamı barındıran işaretlere sahip taştır. Kazakçada bu yapılara sıntas, sandıktas, koytas, kabirtas ya da kulpıtas gibi adlar da verilmektedir. Eski Türklerde olduğu gibi Kazaklarda da mezarlar, doğa olaylarından hasar görmemeleri için genellikle yüksek yerlere yapılmaktadır. Ayrıca mezarlar ölen kişinin diğer yakınlarının da gömülebilmesi için uygun genişliktedir. Kazak toplumunda bazı kabirlere kutsallık atfedilmiştir. Söz gelimi Türkistan şehrindeki Hoca Ahmet Yesevî türbesi sadece Kazak Türkleri için değil aynı zamanda bütün Türk dünyası için oldukça yüksek bir manevi değere sahiptir. Kazak toplumunda, gerçekleştirilemeyen bazı dinî vecibeler Ahmet Yesevî türbesi ziyaret edilerek yerine getirilmiş kabul edilmekte, Yesevî türbesini üç defa ziyeret etmek de hac ibadetiyle eş değer görülmektedir. Bazı Kazak Hanları vefat ettiklerinde Türkistan şehrindeki evliyaların yanına defnedilmelerini vasiyet etmişlerdir. Han ve sultanlardan başka meşhur Kazak komutanlarından bazılarının da Türkistan’a defnedildiği görülmektedir. Mezar yeri, eski Türk ve daha çok Moğol geleneklerinde olduğu gibi Kazaklarda da bazen gizli tutulmuştur. Söz gelimi Kalmuklara karşı savaşlarda gösterdiği kahramanlıklarla büyük ün kazanmış Kabanbay Batır’ın gömüldüğü yer, kesin olarak bilinmemektedir. Mezar başlarına dikilen kabir taşı ise konar-göçer bir hayat tarzını benimseyen Kazaklar için birçok anlamı bünyesinde barındırmaktadır. Her ne kadar ölen kişinin başına kabir taşı koyma geleneğinin temelinde öleni hatırlama ve mezarının nerede olduğunu nesilden nesle aktarma amacı bulunsa da kabir taşı bazen uçsuz bucaksız geniş bozkırda göç esnasında adeta pusula görevi üstlenebilmekte bazen de yorulanların dinlenme noktası olabilmektedir. Bununla birlikte tıpkı Köktürklerde olduğu gibi eski Kazak kültüründe de ölen kişinin yüzünü kabir taşına çizme geleneği bulunmaktadır; fakat günümüzde bu geleneğin artık kaybolmaya başladığını söylemek mümkündür. Kazak kültüründe kabir ve kabir taşlarının barınma, yön bulma gibi gündelik işlevlerinin yanı sıra manevi bir değeri de bulunmaktadır. Kazakların halk tarafından sevilen, benimsenen bir kişinin kabrini sık sık ziyaret ederek burada hastalıklarına şifa, sorunlarına çözüm aradıklarına da saha araştırmalarımız esnasında bizzat şahit olunmuştur. Bu çalışmada özellikle Kazakistan’ın batı bölgesiyle Almatı çevresind","PeriodicalId":44416,"journal":{"name":"Milli Folklor","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136272240","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"社会学","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Osmanlı Devleti'nde Tellallık (Dellallık) Kurumu 奥斯曼帝国的特拉利教(Dellallık)制度
4区 社会学
Milli Folklor Pub Date : 2023-09-30 DOI: 10.58242/millifolklor.1062342
Seda TAN
{"title":"Osmanlı Devleti'nde Tellallık (Dellallık) Kurumu","authors":"Seda TAN","doi":"10.58242/millifolklor.1062342","DOIUrl":"https://doi.org/10.58242/millifolklor.1062342","url":null,"abstract":"Günümüzde bilgi alma kanal ve yöntemleri muazzam bir çeşitliliğe sahiptir. Toplumlar aynı anda kitleler halinde aynı bilgi ve habere ulaşabilmektedirler. Halbuki bundan yaklaşık bir buçuk asır öncesinden başlayarak toplumsal yaşamın eski dönemlerine uzanan tarihsel periyoda bakıldığında belli bir siyasal örgütlenmeye bağlı hemen her toplumda bilgi alıp-vermenin temel iki boyutunun olduğu görülecektir; siyasal ve toplumsal iletişim. Çağlar boyunca siyasal iletişim kapsamında yönetici yönetileni, siyasal örgütlenmenin kuralları ve gelişmeleri hakkında bilgilendirmiştir. Toplumsal iletişim kapsamında ise halk, toplumsal içerikli olay ve gelişmeler konusundaki bilgi ihtiyacını karşılamıştır. Dar bir çerçeveye sahip olan bu aktarımın kanalları da temelde aynı olup günümüzdeki gibi çeşitlenmemiştir. Muhtelif coğrafyadaki muhtelif toplumda farklı görünümleri olmakla birlikte ‘öz’de aynı işlevi gören tellallar, geleneksel iletişimin odağıdırlar. Kuruma ilişkin belki de en isabetli tanımlama; tellalları geleneksel iletişimin medyası olarak gösterenidir. Zira, ait oldukları topluma göre değişen görsel ve işitsel malzemeleri; masallar, darbı meseller ve alegorilerle süslenmiş şiirsel ifade tarzları, geleneksel dansları ve özgün dramatik sunumları ile gerçekten de göze ve kulağa güçlü bir biçimde hitap ederek günümüzün medyasının üstlendiği işlevi üstlenmişlerdir. Farklı toplumlarda farklı isim ve görünümlere sahip olsalar da temelde aynı hizmeti ifade etmektedirler; haber vermek, yığınları bilgilendirmek. Kurum günümüzde söz konusu bakımdan işlevselliğini yitirmiş olsa da geçmişte çağlara ve mekanlara yayılmış halde olduğu aşikârdır. Osmanlılar tarihi kurumu İslam dünyası örneğinden miras almış görünmektedirler. Nitekim her şeyden önce günümüzde tellal şeklinde telaffuz edilen kelime Arapça asıllıdır ve ‘yol göstermek’ anlamındaki dallâl sözcüğünden gelmektedir. Ne var ki dellâl/dallâl, haberci vasfı kadar ve belki bundan ziyade İslam dünyasında uzun bir zaman dilimi boyunca gündelik hayatta ticari faaliyetlerde aracılık eden kimseleri işaretle de kullanılmıştır. Simsar da denen bu kişiler tellallığın iletişim kanalı olmak kadar, hatta çoğunlukla ondan daha ön planda ve bugün hala seçilebilir nitelikteki ikinci fonksiyonunun varlığını ortaya koymuşlardır; ticari arabuluculuk. Ticaret tellalları mezat satışı şeklindeki küçük ölçekli alım satımların aracısı olabildikleri gibi büyük çaplı, hatta uluslararası boyutta ticaretle de ilgilenebilmişlerdir. Ekonomi tarihindeki rollerine binaen hizmetleri karşılığı alacakları komisyonlar kanun ve nizamlarla belirlenmiştir. Ayrıca faaliyetlerini hangi ilkeler doğrultusunda yürütecekleri de fıkıh kitaplarında gösterilmiştir. Böylece kurum İslam’a uygun bir kisveye bürünmüş ve işlevselliğine binaen de Osmanlılara kadar taşınmıştır. Ele alınan çalışma, kadim aktarım kanalı olan tellallık kurumunun Osmanlılar dönemine odaklanmaktadır. Hem devletin halkla iletişiminin merkezinde yer almaları, hem de ticaretteki önemlerine b","PeriodicalId":44416,"journal":{"name":"Milli Folklor","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136271648","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"社会学","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
ESKİ TÜRK VE KORE-JEJU MEZAR HEYKELLERİ ÜZERİNE ŞAMANİSTİK BİR YORUMLAMA 对古代土耳其和韩国济州墓葬雕塑的萨满教诠释
4区 社会学
Milli Folklor Pub Date : 2023-09-30 DOI: 10.58242/millifolklor.1122684
Nükhet OKUTAN DAVLETOV, Juyeong JANG
{"title":"ESKİ TÜRK VE KORE-JEJU MEZAR HEYKELLERİ ÜZERİNE ŞAMANİSTİK BİR YORUMLAMA","authors":"Nükhet OKUTAN DAVLETOV, Juyeong JANG","doi":"10.58242/millifolklor.1122684","DOIUrl":"https://doi.org/10.58242/millifolklor.1122684","url":null,"abstract":"Altay Şamanizminde mühim bir rol oynayan ve esasında eski ölüye tapınma ile ilişkili olan atalar kültü, hem Güney Sibirya’da hem de Kore yarımadasında güçlü bir biçimde yaşatılmakta ve bu külte dair uygulamalar tarihte ve günümüzde önemli benzerlikler taşımaktadır. Özellikle cenaze ve anma törenlerinde ölünün mezarının, mezar heykelinin ya da tasvirinin kanlı veya kansız kurbanlar sunularak beslenmesi yoluyla ruhun teskin edilmesi uygulaması, geçmişte olduğu gibi içinde bulunulan XXI. yüzyılda da Şamanizmi yaşatan Koreliler ve Sibirya Türkleri arasında hâlâ sürdürülmektedir. Bu sebeple eski Türk ve Kore-Jeju mezar heykellerinin tarihlendirilmesi ve esas yapılış amaçları farklı olsa da bu çalışmada her iki heykel grubu Şamanik atalar kültü içerisinde yorumlanmıştır. Jeju Adası’ndaki mezar heykelleri sıklıkla taşıdıkları nesnelere ya da ellerinin konumuna göre sınıflandırılmaktadır. Örneğin eller çaprazlanmışsa bu heykelin mezarı koruyucu işlev gördüğünü gösterirken, eller nazikçe birleştirilmişse bu heykelin ölüye hizmet etmek için orada olduğu anlamını taşımaktadır. Eğer heykel elinde bir yelpaze ya da fırça tutuyorsa bunun Konfüçyüsçülüğün bir etkisi olduğu, kılıç, mızrak ya da yarasa taşıyorsa mezarı koruduğu; elinde mektup varsa bunun da torunlarının geleceği için temennilerde bulunan merhumun düşüncelerinin bir yansıması olduğu ifade edilmektedir. Fakat heykellerin elinde kuş, yılan ya da balık gibi hayvanlar da olabilmektedir ve bu motifler Kore halkının en eski inancı olan Şamanizm kaynaklı görülüp birer totem olarak değerlendirilmektedir. Heykellerin kaşık, şarap kadehi ya da şarap şişesi taşırken tasvir edildikleri de tespit edilmiştir. Bunlar ise tartışmasız doğrudan ölen kişinin ruhunun beslenmesi uygulamasını göstermektedir. Ancak Kore’de çeşitli araştırmacılar ölüye öbür tarafta hizmet edecek insanları temsil eden Jeju Adası mezar heykellerini Şamanizm yerine Konfüçyüsçülüğün ön planda olduğu Orta Joseon Dönemi’nde yapılmış oldukları için tamamen bu inanç sistemi ile yorumlamaktadırlar. Bu çalışmada ise Jeju Adası heykelleri ile eski Türk mezar heykellerinin elinde ölünün beslenmesi amacıyla kadeh ya da kâse şeklinde nesnelerin tasvir edilmiş olmasının Şamanik bir ortaklık olduğu görüşüne varılmıştır. Eski Türkler ve Koreliler arasında mezar heykelleri aracılığıyla ölünün beslenmesi uygulamasının kaynağı olarak arkeoloji ve etnografya verilerine göre sahip olduğu en az 40.000 yıllık geçmişle Konfüçyüsçülük ya da Budizmden daha eski bir inanç sistemi olan Şamanizmin gösterilmesi, metodolojik olarak daha uygun görülmüştür. Bu doğrultuda Kore'deki birçok dini hareketi veya sosyal fenomeni anlamanın en iyi yollarından birinin Şamanizmi anlamak olduğunu belirten bilimcilerin ifadelerinden yola çıkılarak yarımadada Budizmin ve Konfüçyüsçülüğün Şamanizmden etkilenmiş olduğu ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Ayrıca Jeju mezar heykellerinin de içinde bulunduğu anıt ve totemlerin temelde Şamanik birer kült nesnesi olması, atalar kültü dâhilinde c","PeriodicalId":44416,"journal":{"name":"Milli Folklor","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136272241","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"社会学","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
0
×
引用
GB/T 7714-2015
复制
MLA
复制
APA
复制
导出至
BibTeX EndNote RefMan NoteFirst NoteExpress
×
提示
您的信息不完整,为了账户安全,请先补充。
现在去补充
×
提示
您因"违规操作"
具体请查看互助需知
我知道了
×
提示
确定
请完成安全验证×
相关产品
×
本文献相关产品
联系我们:info@booksci.cn Book学术提供免费学术资源搜索服务,方便国内外学者检索中英文文献。致力于提供最便捷和优质的服务体验。 Copyright © 2023 布克学术 All rights reserved.
京ICP备2023020795号-1
ghs 京公网安备 11010802042870号
Book学术文献互助
Book学术文献互助群
群 号:481959085
Book学术官方微信