Journal Of The Near East University Islamic Research Center最新文献

筛选
英文 中文
الدكتور محمد عمارة ورؤيته لمصطلح الحاكمية 穆罕默德·阿马拉博士和他对州长一词的愿景
Journal Of The Near East University Islamic Research Center Pub Date : 2023-06-30 DOI: 10.32955/neu.istem.2023.9.1.09
Adel Eldesoky Abdelhannan Shatlh
{"title":"الدكتور محمد عمارة ورؤيته لمصطلح الحاكمية","authors":"Adel Eldesoky Abdelhannan Shatlh","doi":"10.32955/neu.istem.2023.9.1.09","DOIUrl":"https://doi.org/10.32955/neu.istem.2023.9.1.09","url":null,"abstract":"الحاكمية مصطلح له أثر كبير في أفكار كثير من المذاهب الإسلامية. وكان ذلك الأثر قائم بين الإفراط والتفريط. وكذلك كان له وجود في الثقافات الغربية التي رفعت من مكانة الإنسان إلى درجة التأليه، وأنكرت تحكم الإله في الكون بعد خلقه، ومنهم من زاد في الإفراط حتى أنكرت وجود الإله والحاكمية الإلهية. وكان محمد عمارة (1931 - 2020) الذي اطلع على الثقافة الغربية بعد أن نشأ نشأة دينية؛ إذ حفظ القرآن الكريم ودرس الشريعة الإسلامية والفلسفة في كلية دار العلوم وتخصص فيها في الماجستير والدكتوراه. هو أحد الذين اهتموا بالقرآن الكريم ومقاصده وما حوى من مصطلحات، وقدَّمها في مؤلفاته وعرض لتاريخها وأسباب نشأتها وفنَّد الشبهات والاتهامات التي وُجِّهَت إليها من الداخل الإسلامي والخارج الغربي. وقد أسس محمد عمارة منهجه في ذلك على القرآن الكريم والتراث الإسلامي والتراث الفكري العالمي. وقد شغلت المصطلحات بوجه عام مساحة كبيرة في مؤلفاته؛ لأهميتها في التواصل والتفاهم؛ حيث تمثل تلك المصطلحات الطريق لنقل التصورات البشرية لفكرة ما، بالإضافة إلى تداخُل عديد من العوامل في ضبطها وتحديد دلالتها، مثل الزمن والمكان والحضارة واللغة والدين والأعراف والتاريخ. لما رأى في العصر الحديث أهمية تحرير المصطلحات اجتهد وأخرج للمكتبة الإسلامية عددًا من المؤلفات المنفصلة في المصطلحات الشائعة وضمَّن عددًا آخر من مؤلفاته تعريفاتٍ ببعض المصطلحات الأخرى. ودافعه لذلك هو ما رآه من أن تلك المصطلحات قد ظُلمت في الاستخدام بين المذاهب الفكرية المتعددة قديمًا وحديثًا. إذ أنه مع تزايُد ظاهرة الجدل والصدام الثقافي وقضايا الاستشراق والغزو الفكري بين المعسكرين الغربي والإسلامي تأتي أهمية تحرير المصطلحات التي تمثل في جوهرها قضايا شائكة وأسئلة محيرة للمجتمعين العربي والغربي على السواء. وقد تعدَّدت تلك الإشكاليات من قضايا سياسية إلى اجتماعية وعقدية. فسلك محمد عمارة في عرضه منهجًا ثقافيًّا مقارنًا لتقريب وجهات النظر وتصحيح المفاهيم الخاطئة حول المصطلحات. ويأتي مصطلح الحاكمية بين أهم المصطلحات التي تناولها محمد عمارة واهتم بتحرير مفاهيمها وبيان أسباب الخلل في فهمها والتعامل معها. ويأتي مصطلح الحاكمية من بين تلك المصطلحات التي شغلت حيزا كبيرا من كتابات محمد عمارة. وتكمن أهمية هذه الدراسة من منزلة محمد عمارة نفسه في الساحة الإسلامية ودوره في تأصيل الحوار مع الآخر وتجديد الرؤية المنطلقة من التراث والمستفيدة من التطورات التي تشهدها الإنسانية كلها. بالإضافة إلى أهمية مصطلح الحاكمية في الإسلام وأثره الواضح في أفكار عدد من المذاهب لاسيما في العصر الحديث الذي أعاد بعث المصطلح من جديد. ولذلك يسعى البحث إلى إلقاء الضوء على هذا المصطلح في كتابات محمد عمارة. حيث وقف أمام جذر المصطلح ومعانيه في اللغة والقرآن الكريم وتطبيقات النبي والصحابة، ومنشأ الفهم الخاطئ والآثار التي نتجت عن ذلك على مدار التاريخ لاسيما في كتابات المودودي وسيد قطب. وتوصل إلى فهم علمي دقيق لمعنى الحاكمية الإلهية والحاكمية الإنسانية بأنه لا تعارض بينهما؛ إذ أن حاكمية الله مطلقة لأنه سبحانه مطلق القدرة، أما حاكمية الإنسان فهي نسبية لنسبية قدراته. وأن حاكمية الإنسان هبة من الله للإنسان ليكون خليفة لله في الأرض يدير أموره الحياتية في إطار الشرع الإلهي. وتنقسم الدراسة إلى مبحثين، يشتمل الأول على تعريف بالدكتور محمد عمارة وحياته وتكوينه الفكري، والمبحث الثاني يتناول الحاكمية في فكره وتوثيقه لأصله والمسائل المتعلقة به والآثار التي اعتمد عليها القائلون به وتنوع مداخله ومقاصده","PeriodicalId":321845,"journal":{"name":"Journal Of The Near East University Islamic Research Center","volume":"167 ","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"113993344","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Memlükler Döneminde (648-923/1250-1517) Ehl-i Zimme’nin İstihdamı
Journal Of The Near East University Islamic Research Center Pub Date : 2023-06-30 DOI: 10.32955/neu.istem.2023.9.1.07
M. Eser
{"title":"Memlükler Döneminde (648-923/1250-1517) Ehl-i Zimme’nin İstihdamı","authors":"M. Eser","doi":"10.32955/neu.istem.2023.9.1.07","DOIUrl":"https://doi.org/10.32955/neu.istem.2023.9.1.07","url":null,"abstract":"648/1250 - 923/1517 yılları arasında Mısır ve Suriye’de hüküm süren Memlükler köle olarak alınan Türk kölelerin, zamanla yönetimi ele geçirmesi ile kurulmuş bir Türk devletidir. Memlükler döneminde Hıristiyanlar ve Yahudiler hem devlet tarafından hem de toplum tarafından kabul görmüşlerdir. Bu azınlıklar, Memlük toplumunda, toplumun diğer bireyleri gibi sosyal, politik, ekonomik ve entelektüel hayatın ayrılmaz bir parçasıydılar. Kimi zaman bunlar devletin çeşitli kademelerinde görevlendirilmişler, kimi zaman da yaşanılan olaylar sebebiyle görevlerinden alınarak kendilerine istihdam yasağı getirilmiştir. Gayrimüslimlerin devlet idaresindeki tecrübeleri onların devletin değişik kademelerinde görevlendirmelerinde etkili olmuştur. Böylece Memlükler döneminde gayrimüslimler, devlet idaresindeki idarî ve malî kadrolarda devamlı istihdam edilmişlerdir. Gayrimüslim halkın devlet idaresinde gelebilecekleri en muteber makamın kâtiplik olduğu söylenmesine rağmen, gayrimüslimler Memlüklerin ilk döneminden itibaren devletin üst kademelerinde de görevlendirilmişlerdir. Bu dönemde gayrimüslimlerin vezirlik ve valilik başta olmak üzere kâtiplik, tercümanlık, danışmanlık, tabiplik, elçilik gibi vazifelerde istihdam edildikleri görülmektedir. Nitekim Sultan Aybek (648-784/1250-1257) döneminde görevde bulunan Vezir Şerefüddin Hıristiyan biri idi. Bu kişi vezirlik konumunu kullanarak devletin çok önemli malî kadrolarında Hıristiyanların görevlendirilmesine vesile olmuştur. Böylece bu dönemde Hristiyanlar Memlük toplumunda ayrıcalıklı hale gelmiştir. Ayrıca Vezir Şerefüddin entelektüel biri olması sebebiyle, devletin kanunlarını yazdığı da belirtilmektedir. Daha sonra Sultan en-Nâsır Muhammed b. Kalavun (709-741/1309-1341) döneminde Kıptî bir Hıristiyan olan Abdullah b. Tâcürriyâse hem Şam hem de Mısır’da vezirlik görevinde istihdam edilmiştir. Bununla beraber gayrimüslimler, farklı dilleri konuşabilmeleri sebebiyle Memlükler idaresinde uluslararası diplomasi ve ticarette tercümanlık yaptıkları gibi sefirlik/elçilik de yapmışlardır. Sultan el-Melikü’l-Eşref Barsbay’ın saltanatı sırasında Mısır’ı ziyaret eden seyyah Pero Tafur, sultanın tercümanının Haym isminde bir gayrimüslim olduğunu, daha sonra Müslüman olduğunda farklı bir isim aldığını belirtmiştir. Benzer şekilde 823/1420 yılında İspanya’dan Kudüs’e gelip burada mütercimlik yapan ve daha sonra Müslüman olan Nasreddin adındaki şahsın Yahudi kökenli biri olduğu bilinmektedir. Aynı şekilde Sultan el-Melikü’l-Eşref Kansu Gavrî döneminde ehl-i zimmeden bir öğretmen olan Yakup, darphanenin başına getirilmiştir. Bu anlamda Memlükler idaresinde Yahudilerin de malî ve ekonomik alanların yanı sıra mütercimlik, kâtiplik ve benzeri alanlarda istihdam edildikleri anlaşılmaktadır. Hekimlik ve sarraflık da o dönem Yahudi meslekleri arasında önemli bir yer işgal etmiştir. H. 7. yüzyıla ait kaynaklar, “Yahudi ve Hristiyanlar için en önemli gelir kaynağının vergi tahsilatı ve tababet/doktorluk” olduğunu belirtmektedirler. Bu dön","PeriodicalId":321845,"journal":{"name":"Journal Of The Near East University Islamic Research Center","volume":"37 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"131265592","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Fütüvvetname ve Ahilik Teşkilatında Yaygın Din Eğitimi: Razavi’nin Fütüvvetnamesi Örneği
Journal Of The Near East University Islamic Research Center Pub Date : 2023-06-30 DOI: 10.32955/neu.istem.2023.9.1.05
Cavit Erdem
{"title":"Fütüvvetname ve Ahilik Teşkilatında Yaygın Din Eğitimi: Razavi’nin Fütüvvetnamesi Örneği","authors":"Cavit Erdem","doi":"10.32955/neu.istem.2023.9.1.05","DOIUrl":"https://doi.org/10.32955/neu.istem.2023.9.1.05","url":null,"abstract":"Ahi, tarihte ideal bir insan tipi olarak anlamlandırılmıştır. İdeal insan tipine Araplar, “feta” derken, İranlılar “civan-mert”, Türkler de “akı” adını vermiştir. Türklerin İslamiyet’e girmeleriyle beraber “akı” kelimesinin “ahi” kelimesine dönüştüğü rivayet edilmektedir. Adını cömertlik, kardeşlik anlamına gelen “ahi” kelimesinden alan ahi teşkilatı, 13. yüzyılda kurumsallaşmış; Anadolu’da halkın büyük desteğini kazanmış, onların maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılayarak ideal insan yetiştirmeyi hedeflemiştir. Bu teşkilatlar yamak, çırak, kalfa, usta hiyerarşik düzeni içerisinde meslek eğitimiyle birlikte din ve ahlak eğitimini de organize etmişlerdir. Ahi teşkilatının ortaya çıkmasından hemen sonra ahi fütüvvetnamelerinin yazıldığı görülmüştür. Fütüvvetnameler, İslam coğrafyasında ortaya çıkan fütüvvet teşkilatının Türk örf ve gelenekleriyle yoğrulması sonucu oluşan ahi tekkelerinin iç yönetmeliği, ahilerin el kitabı olarak kullanılmıştır. Kelime anlamı itibariyle; gençlik, yiğitlik, kahramanlık, olgunluk, doğruluk, cömertlik gibi anlamlara gelen fütüvvet; Allah’ın emirlerine uyma, kötülüklerden kaçınma, ibadetleri güzel yapma, gizli ve açık olarak güzel ahlaka sarılma anlamına gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’de Nemrut’a başkaldıran Hz. İbrahim’den, putperestliği reddederek Allah’a iman ettiğini açıklayan Ashâb-ı Kehf’ten, Hz. Musa’nın yol arkadaşından, iffetini muhafaza eden Hz. Yusuf’tan “feta” olarak bahsedilmiştir. Kur’an’da kahramanlıkları ön plana çıkarılarak, iman, ibadet ve ahlak timsali olarak bahsedilen Hz. İbrahim, Hz. Musa ve arkadaşı, Hz. Yusuf ve Ashab-ı Kehf, “Fütüvvet” ehli için rol model olarak gösterilmiştir. Kur’an-ı Kerim’de “feta” kelimesinin geçtiği haramlardan uzak durma ve helallerle yetinme eksenindeki ayetler, fütüvvet anlayışının temelini oluşturmuştur. Çalışmada ahilik teşkilatlarında fütüvvetnamelerin yaygın din eğitimi açısından önemi üzerinde durulmuştur. Fütüvvetnamelerin muhtevasında peygamber kıssaları, sahabe hayatları, evliya menkıbeleri, alimlerin ve tarihi şahsiyetlerin hayat hikayeleri, İslam ahlakının temel ilkeleri, ahiliğin geleneksel uygulamaları yer almaktadır. Ahi teşkilatları; sosyal, siyasal, dini ve ahlaki alanlarda önemli hizmetler görmüştür. Ahi teşkilatlarında görülen yamak, çırak, kalfa, usta hiyerarşisi içerisinde verilen meslek ve din eğitimi gündüz iş yerlerinde akşam ahi tekke ve zaviyelerinde devam etmiştir. Ahilik teşkilatının mesleki ve din eğitimi konusunda etkili olduğu; uzunca bir döneme damgasını vurduğu bilinmektedir. Ahilik teşkilatı insana sadece dini ve ahlaki görevlerini öğreterek onu ahirete hazırlamamış, ona dünyada iaşe ve ibatesini sağlayacak bir meslek öğretimini de üstlenmiştir. Dünya ve ahiret işleri arasında muhteşem bir denge kurarak dünya ve ahireti birbiriyle ilişkilendirmiştir. Ahinin eğitiminde sadece işinin ustası olması hedeflenmemiş, iyi bir insan olması da amaçlanmıştır. Yaygın din eğitimi açısından önemli bir kurum olarak tarihteki misyonunu tamamlayan ahi teşkil","PeriodicalId":321845,"journal":{"name":"Journal Of The Near East University Islamic Research Center","volume":"144 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"131277135","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
موقف مصطفى صبري من نظرية دارون
Journal Of The Near East University Islamic Research Center Pub Date : 2023-06-30 DOI: 10.32955/neu.istem.2023.9.1.02
Ahmed Teik Al Bayati
{"title":"موقف مصطفى صبري من نظرية دارون","authors":"Ahmed Teik Al Bayati","doi":"10.32955/neu.istem.2023.9.1.02","DOIUrl":"https://doi.org/10.32955/neu.istem.2023.9.1.02","url":null,"abstract":"تسلط هذه الدراسة الضوء على نظرية النشوء والارتقاء التي كانت ولا تزال تشغل الفكر البشري منذ أن طرحها شارلس دارون والتي مر عليها اكثر من 150 عام. وتعمل هذه الدارسة على اعطاء نبذة مختصرة عن النظرية؛ وعرض رأي مصطفى صبري في الرد على بعض علماء المسلمين الذين ادعوا تأييد القرآن الكريم لنظرية النشوء والارتقاء، مستدلين على ذلك ببعض الآيات القرآنية التي فسروها على حسب فهمهم. وهي في نظر الشيخ محاولة منهم في تقليد علماء الغرب وفكرهم، لأن هذه النظرية لا يصح بوجه من الوجوه أن تأتلف مع الفكر الإسلامي وعقيدته. ولا ينفع أصحاب هذا الرأي محاولتهم في أن يلبسوا النظرية لباساً إسلامياً. لان القرآن الكريم قد تكلم بشكل واضح عن خلق ابينا آدم من التراب وبشكل مباشر، ولم يتخلل خلقه تطور كما يذهب اليه أصحاب الاصطفاء الطبيعي. وأن تطبيق هذه النظرية على الإنسان، لا ينسجم قطعًا مع خلقهم من نفس واحدة. ثم يتم عرض رآي مصطفى صبري في مسألة الهياكل العظمية والأحافير التي تم اكتشافها في مناطق مختلفة من العالم. ومناقشة هذه الحجج التي استدل بها أنصار النظرية على مسألة الانتخاب الطبيعي وحصول القرابة بين الإنسان والقرد. ثم التطرق إلى مسألة التوالد الطبيعي التي يقول بها أصحاب النظرية، وهذا الدليل لا يقل أهمية عن سابقه في سبيل اثبات الانتخاب الطبيعي. وبيان موقف صبري من هذا الدليل الذي يعتمد على الفرض والتخمين، والذي يفتقر بدوره إلى التجربة الحسية. ومن ثم يظهر هذا البحث رأي الشيخ ورفضه لهذه النظرية، لما فيها من تدليس وتشويش واضحين، والتحذير من خطورتها على الجيل المؤمن لأنه من غير المعقول أن يندرج الشيء من الجماد إلى الكمال بدعوى انسياقه بالتطور الطبيعي من غير وجود مدبر وفاعل لهذا الشيء أي وجود الخالق. ثم بيان مقصد هذه النظرية وهدفها الا وهو إلغاء دور الله تعالى كخالق وموجِد لهذا الكون. بعد ذلك تخصص هذه الدراسة فقرة للتساؤلات وهي؛ إذا كان السلف المشترك هو أصل سلسلة التطور للإنسان والقرد، فما هو أصل هذا السلف؟ وإذا كان الإنسان قد تطور عن القرد فهل سيستمر الإنسان في سلسلة التطور حسب مفهوم التطور ويصبح مخلوقاً آخر؟. إذا نجحت النظرية وتم اثبات صحتها هل تنفي الدين والإيمان والإعتقاد؟. هل من المنطق أن يعلق الإيمان وتبنى العقيدة على نظرية طرحت من قبل عقل بشري؟ لا هو استطاع اثباتها بشكل قاطع ولا استطاع معارضه أن ينفيها بشكل كلي ويقلعها من جذورها ويثبت صحة الاعتقاد الديني.","PeriodicalId":321845,"journal":{"name":"Journal Of The Near East University Islamic Research Center","volume":"72 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124666447","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Câhiliye Dönemi Arap Şiirinde Mersiyenin İlk Örnekleri: Besûs Savaşı Çerçevesinde Mühelhil b. Rebîa’da Mersiye Teması
Journal Of The Near East University Islamic Research Center Pub Date : 2023-06-30 DOI: 10.32955/neu.istem.2023.9.1.03
Hacı Mehmet Altuntaş
{"title":"Câhiliye Dönemi Arap Şiirinde Mersiyenin İlk Örnekleri: Besûs Savaşı Çerçevesinde Mühelhil b. Rebîa’da Mersiye Teması","authors":"Hacı Mehmet Altuntaş","doi":"10.32955/neu.istem.2023.9.1.03","DOIUrl":"https://doi.org/10.32955/neu.istem.2023.9.1.03","url":null,"abstract":"İslam öncesi Arap toplumunda ve Hz. Peygamber’in Medine merkezli sosyal politik düzeninde, adam öldürmeler başta olmak üzere, hukuksal pratikler bu çalışmanın temel problemini oluşturmaktadır. Bu çalışmada, Câhiliyye döneminde hukukun uygulanışı İslam’ın doğuşuna değin Arap yarımadasında yaygın geçerli geleneksel pratiğe karşılık gelecek şekilde değerlendirilmektedir. Çalışmada İslami dönem hukuk uygulamaları Hz. Peygamber’in vefatına kadar olan dönemde gelişen ve gerçekleşen hukuki pratikleri kapsayacak şekilde incelenmektedir. Makale İslam öncesinde hukukun uygulanışı ile Hz. Peygamber dönemi pratiğini karşılaştırmalı olarak ele almaktadır. Bu bağlamda gerek hukukun temelleri ve gerekse de uygulanışı yönünde İslami dönemdeki yenilikleri gözlemlerken geçmişteki uygulamaları da ana hatlarıyla değerlendiriyoruz. Özellikle Câhiliyye dönemi hukuk uygulamalarının ortaya çıkarılması noktasında klasik döneme ait farklı kaynakları tarama zorunluluğu söz konusudur. Konuya münhasır eserlerin olmayışı İslami dönemdeki ilk dönem eserlerde bulunan atıflar, İslam öncesi döneme ait şiirler ve bunları da içinde barındıran kültürel kaynaklar bilgi toplanılan eserleri oluşturmaktadırlar. Konuyla ilgili çağdaş yazarlara ait kitaplar ve makaleler de başvurulan eserler arasında yer aldı. Hz. Peygamber’in Medine hukuk uygulamaları için oldukça zengin kaynaklara sahip bulunuyoruz. Tefsirler, tarih ve siyer eserleri ve hadis koleksiyonları başta olmak üzere ilk dönem eserleri çalışmaya kaynaklık ettiler. Özellikle Câhiliyye toplumunda yerleşik devlet düzenin olmaması ve buna bağlı olarak hukuksal problemler konusunda karar verme mercileri olan mahkemeler veya benzeri kurumsal yapıların olmayışı o dönem için önemli bir problemdi. Kurumsal hukuki yapıların olmamasının yanında hukukun uygulamaya dönük gerekli sistemli bir kolluk düzeninin varlığından da söz edilmemektedir. Hz. Peygamber’in doğup büyüdüğü ve peygamberliğinin ilk on yılını geçirdiği Mekke ve hicretinden sonra liderliğini yürüttüğü Medine şehir toplumlarında da geleneksel cari hukuk uygulamaları hâkimdi. Hz. Peygamber’in Medine’de siyasi kimliğinin ön plana çıkması ve buna bağlı görev ve sorumlulukları başta cinayetler ve bunlara bağlı olarak gelişen kan davaları problemlerinin çözümüne dönük hukuki düzenlemeler yapmasını ve hukukun uygulamasına yönelik tedbirler almasını zorunlu kıldı. Câhiliyye toplumunda egemen olan hukuk uzun yılların tecrübesiyle gelişen kendi içerisinde tutarlı olsa da özellikle uygulamasındaki düzensizlikler yüzünden her zaman problemlerin çözümünde etkili olamayabiliyordu. Geleneksel kabile hukukunda temelinde sorumluluğun bireysel olmaktan daha çok bireyin dâhil olduğu topluluğun tüm fertlerine teşmil edildiği görülür. Bu sorumlulukta öç alma/kısas ya da zararın tazmini esastır. Cinayet durumlarında fail tek kişi de olsa tek sorumlu olarak o görülmezdi. Onun dâhil olduğu topluluk hesap vermek durumunda idi. Geleneksel hukukun uygulanışında kabile liderleri ve onun maiyetindeki ileri","PeriodicalId":321845,"journal":{"name":"Journal Of The Near East University Islamic Research Center","volume":"39 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129410865","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
موقف ابن رشد الفلسفي من اللفظ والمعنى مقاربة منهجية 伊本·路得对语言和意义的哲学态度
Journal Of The Near East University Islamic Research Center Pub Date : 2023-06-30 DOI: 10.32955/neu.istem.2023.9.1.08
Rawad Mohammed Mahmood, Şevket Kotan
{"title":"موقف ابن رشد الفلسفي من اللفظ والمعنى مقاربة منهجية","authors":"Rawad Mohammed Mahmood, Şevket Kotan","doi":"10.32955/neu.istem.2023.9.1.08","DOIUrl":"https://doi.org/10.32955/neu.istem.2023.9.1.08","url":null,"abstract":"تناول هذا البحث موضوع تعامل ابن رشد (ت ٥٩٥/١١٩٨) الفلسفي مع ألفاظ القرآن الكريم ومعانيه. ومشكلة البحث هي وجود شبهة حول تفسير الفلاسفة للنصوص القرآنية، وأنهم كانوا يفسرونها ويؤلونها دون المحافظة على ألفاظها ومعانيها. والهدف من هذا البحث هو التعرف على موقف ابن رشد كفيلسوف أول القرآن، وهل كان قد اعتمد في تأويلاته مناهج المفسرين من أجل المحافظة على ألفاظ القرآن ومعانيه أم كان يعتمد على الفلسفة فقط؟ ولذلك اعتمدنا في هذا البحث على المنهج الاستقرائي لملاحظة أوجه التقارب بين ابن رشد والمفسرين، للتأكد من أنه كان يؤول القرآن باستعمال أصول التفسير والفلسفة في آن واحد. ومن ثم المنهج المقارن للتعرف على الأصول المشتركة بينه وبين المفسرين. وكان القرآن قد تناول الموضوعات التي أشكلك على الفلسفة والفلاسفة القدماء، وقدمها للمسلمين بمقدمات برهانية ملكتهم حق الإنشغال الفلسفي، والتوليد المستمر منها. وكانت تلك الموضوعات قد جذبت جماعة من الفلاسفة المسلمين، فأخذوا يؤولونها بنظريات الفلسفة القديمة، وكأن الإشكال الذي كانت تعاني منه الفلسفة القديمة قد بدأ يظهر من جديد مع هذه التأويلات، لأنها كانت تستند إلى نظريات غامضة ومتناقضة فأتت تأويلاتهم كذلك غامضة أحياناً ومتناقضة أحياناً أخرى، والمشكلة الأساسية في طريقة الفلاسفة أنهم كانوا يؤولون النصوص القرآنية بالنظريات الفلسفية فقط دون الرجوع إلى التراث التفسيري والعمل بالأصول والقواعد التي نظمها المفسرون في كتبهم، وكانت هذه المشكلة سبباً في تكوين صورة سيئة عن التفسير الفلسفي في مخيلة الجمهور، لأنهم وجدوا أن ألفاظ القرآن مع الفلاسفة قد اتخذت معاني غير المعاني التي يشير إليها القرآن فسادت هذه النظرة حتى مجيء ابن رشد، وكان له موقف فلسفي من هذه المشكلة، وظاهر هذا الموقف ينسجم مع موقف المفسرين القدماء، فاتخذ خطوة لم يتخذها أحداً من الفلاسفة قبله، إذ جمع بين أصول الفلسفة وأصول التفسير في تأويل آيات القرآن، وهذا يعني أن اتصال الدين بالفلسفة أو افتراقهما مرهون باتصال أصول التفسير بأصول الفلسفة أو افتراقهما. وكان ابن رشد قد تحمل مسؤولية إعادة تأويل الآيات التي أولها الفلاسفة، وتصحيح العقيدة من المفاهيم المغلوطة، وإعادة اتصال الدين بالفلسفة كل ذلك بناءً على مقتضى مقاصد القرآن، فقد استعان بقواعد التفسير وأصوله، وطالع كتب عظماء المفسرين كالطبري (ت ٣١٠/٩٢٣) والماتريدي (ت ٣٣٣/٩٤٤) واستفاد من نتاجاتهم وطرقهم في التأويل. وإذا أردنا أن نقيم هذا الموقف من وجهة نظر علم التفسير فإنه يدل على قناعة ابن رشد التامة بوجوب العمل بالقياس المشترك، وأن وضع المقاربات الفلسفية للنصوص الدينية يعتمد بشكل كبير على تراث وأصول التفسير، وأن الفلسفة وحدها لا يمكن أن تنجز شيئاً من فعل تلك المقاربات دون الاستعانة بأصول التفسير. وموقف ابن رشد الفلسفي من اللفظ والمعنى يتصل بموقفه من الإعجاز الفلسفي في القرآن، وأن المعجزة العظمى هي معجزة الكلمة القرآنية، وهي المسؤولة عن تحفيز العقل نحو البحث عن القيم العصرية، وإنشاء المعاني الجديدة بالنظر في الأسباب والمسببات. فإذا كانت القراءة التفسيرية تقدم الدين بصفته المسؤول عن تنظيم الجوانب التطبيقية المتعلقة بحياة الإنسان في المعاملات والعبادات؛ فإن القراءة الفلسفية تقدم الدين على أنه العطاء العقلي الدائم. وبذلك يستمد الإنسان حياته وبقائه من الدين من جهتين: فمن جهة حياته يعمل على إيجاد الظواهر الشرعية لنفسه. ومن جهة بقائه يطمح بعقله الوصول إلى عالم أكثر لياقة وأبعد تطوراً. وأن بمقدوره مكاشفة المجهولات وإظهارها إلى عالم الوجود. إذن ه","PeriodicalId":321845,"journal":{"name":"Journal Of The Near East University Islamic Research Center","volume":"45 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124110551","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Hâricî Düşüncede Ilımlılaşma Çabaları ve İbâdiyye’nin Günümüze Kadar Varlığını Devam Ettirmesi Üzerine
Journal Of The Near East University Islamic Research Center Pub Date : 2023-06-30 DOI: 10.32955/neu.istem.2023.9.1.04
M. Yoldaş, Mehmet Kubat
{"title":"Hâricî Düşüncede Ilımlılaşma Çabaları ve İbâdiyye’nin Günümüze Kadar Varlığını Devam Ettirmesi Üzerine","authors":"M. Yoldaş, Mehmet Kubat","doi":"10.32955/neu.istem.2023.9.1.04","DOIUrl":"https://doi.org/10.32955/neu.istem.2023.9.1.04","url":null,"abstract":"İslâm Tarihinde ilk ayrılık hareketi olarak kabul edilen Hâricîler, ortaya çıktıkları ilk zamanlar bütünlüklerini korumuşlardır. Ancak zamanla kendi içlerinde oluşan farklı düşünceler, mezhepleşme sürecine girdikleri dönemde bir taraftan da fırkalara ayrılmalarını neden oldu. Hariciler, yaşanılan bu iftirak sonucu birbirinde farklı düşüncelere sahip fırkalar olarak varlıklarını sürdürmüşlerdir. Aslında Abdullah b. Zübeyr’e yardım ettikleri tarihten önce de kendi içlerinde farklı düşüncelerin varlığını savunan kişiler bulunmaktaydı. Bu durum beraberinde bir bölünme getirmedi. Belki de kendilerine yönelik olan devlet baskısı ve gittikçe artan şiddet hali, Muhakkime mensubu insanların derin görüş ayrılıklarına savrulmalarına neden oldu. Bir tarafta itidalli davranmayı ve sahip oldukları görüşlerin daha çok insan tarafından kabul edilmesi için davet metoduna önem verenlerin varlığı ile öte tarafta karşılaştıkları devlet şiddetinden dolayı hurûcu zorunlu görenlerin varlığı, Hâricî hareketin fırkalara ayrılması sürecini hızlandırdı. Emevîler döneminde süreklilik arz eden Hâricî isyanları, toplumda infial hali oluşturdu. Ayrıca iman-kebire konuları bağlamında sahip oldukları düşünceler de toplumda kendilerine karşı kızgınlığın artmasına ve nefret duyulmasına sebebiyet verdi. Emevî yönetimine karşı yapılan hurûc girişimlerinin genel olarak başarısızlıkla sonuçlanması ve özellikle öncü kadrolarının yapılan savaşlarda öldürülmesi, sertlik yanlısı olarak kabul edilen Hâricî fırkaların güç kaybetmesini hızlandırdı. Bununla birlikte toplumda Hâricîlere karşı oluşan tepkisel tutumlar kendilerine yeni insanların katılımını engelledi. Zaman içerisinde müntesiplerinin azalması, Hâricîlerin tarih sahnesinden silinme sürecini hızlandırdı. Buna karşılık İbâdiyye, düşünce ve görüşlerinde itidalli davranmasıyla temeyyüz etmiştir. İbâdîler, toplumda kutuplaşmaya neden olacak tutumlardan uzak durmanın gayretiyle öğrenci yetiştirmek ve görüşlerinin toplumun her kesimine ulaşmasının uğraşı içerisinde oldular. Uzak beldelerde davet çalışmalarının başarılı olması ve kurdukları devlet(ler) sayesinde İbâdî düşünce, varlığını devam ettirme imkânına ulaşmıştır. Buna ilaveten ilmî çalışmalar, yetişen âlim şahsiyetler ile mezhebin görüşlerinin anlatıldığı teliflerin ortaya konması da İbâdiyye’nin günümüze ulaşmasında etkili olan faktörler arasındadır. Ezârika, Necedât ve diğer Hâricî fırkaların ömürlerinin kısa olmasına ve günümüze ulaşamamalarına mukabil İbâdiyye, Hâricî düşüncenin itidalleşmesinin somut örneği olarak dile getirilmiştir. Makalemizde Hâricî düşüncede ılımlılaşma çabaları ve İbâdiyye’nin günümüze kadar varlığını devam ettirmesi konusunu ele aldık. Bu konuyu incelerken İbâdiyye’yi Hâricî fırkalardan varsayarak hareket ettik. Hâricî düşüncenin tarih sahnesine çıkışı üzerinde kısaca durduktan sonra Hâricî fırkaların belli başlı görüşlerindeki itidal arayışlarını ortaya koymaya gayret gösterdik. Şiddet ve sertlik yanlısı olarak kabul edilen Ezârika ve diğer Hâricî fır","PeriodicalId":321845,"journal":{"name":"Journal Of The Near East University Islamic Research Center","volume":"30 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126140757","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Meşrutiyet Sonrası Osmanlı’da Ceza Hukuku Uygulamaları-I [Karesi Gazetesi (1886-1888) Çerçevesinde]
Journal Of The Near East University Islamic Research Center Pub Date : 2023-06-30 DOI: 10.32955/neu.istem.2023.9.1.06
M. Özkan
{"title":"Meşrutiyet Sonrası Osmanlı’da Ceza Hukuku Uygulamaları-I [Karesi Gazetesi (1886-1888) Çerçevesinde]","authors":"M. Özkan","doi":"10.32955/neu.istem.2023.9.1.06","DOIUrl":"https://doi.org/10.32955/neu.istem.2023.9.1.06","url":null,"abstract":"Tanzimat’ın ilanından sonra Osmanlı Devleti’nde hukuk alanında çok sayıda düzenleme yapılmıştır. Ceza hukuku, bu alanların başında gelmektedir. Zira Meşrutiyet dönemine kadar üç “ceza kanunu” hazırlanmış ve sırasıyla yürürlükte bulunmuştur. Meşrutiyetin ilanından sonra da bu alandaki düzenlemeler sürmüştür. Her biri 1879 tarihli olan Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu ve Nizamiye Mahkemeleri Teşkilat Kanunu bunlar arasındadır. 1858 tarihli Ceza Kanunu ile söz konusu üç kanun Meşrutiyetin ilanından sonra yürürlükte olan yargı hukuku düzenlemeleridir. Bu çalışmada Meşrutiyet’in ilanından sonra yapılan kanun düzenlemeleriyle 1886-1888 yılları arasında ceza hukukunun uygulamasıyla ilgili örneklere yer verilmiştir. Uygulama örneklerine, vilayetin resmi gazetesi olan Karesi Gazetesi’nde yer alan savcılık ve mahkeme kararları çerçevesinde yer verilmiştir. Zira ceza muhakemeleri usulü kanunu, hüküm özetlerinin vilayet gazetesi vasıtasıyla da neşir ve ilanını zorunlu kılmıştır. Karesi Gazetesi Balıkesir’de yayınlanan ilk resmî vilâyet gazetesidir. Balıkesir’in o dönemdeki adıyla basılmış ve aralıksız iki yıl (5 Mart 302/17 Mart 1886-30 Mart 304/11 Nisan 1888) yayın hayatını devam ettirmiştir. 1888’de Karesi vilâyetinin “sancak” seviyesine düşürülüp, tekrar Hüdâvendigâr vilâyetine bağlanmasıyla gazete yayın hayatına son vermiştir. Haftada bir sayfa olarak yayınlanan Karesi Gazetesi, ilk döneminde 105 sayı olarak yayınlanmıştır. Balıkesir’in tekrar vilayet olmasıyla birlikte Karesi Gazetesi, 27 Nisan 1914’te, Hasan Basri Çantay’ın girişimiyle vilayetin resmi yayın organı olarak yayın hayatına yeniden başlamıştır. Karesi Gazetesi’nde Ceza hukuku uygulamaları kapsamında yer alan, mahkemeler ve savcılıklarca yürütülen ceza hukukuna ilişkin dava, iddianame ve kararlar genellikle mahkemelerin ve müddeî-i umûmîlerin verdiği resmi ilanlar yoluyla yer almıştır. Bu ilanlar gazetede genellikle “İlânât, “Merkez-i Vilayet Müddeî-i Umumî Muavinliğinden”, “Merkez-i Vilayet Bidâyet Mahkemesi Ceza Dairesinden”, “Mahkeme-i Bidâyet Ceza Dairesinden”, “Müddeî-i Umumî Muavinliğinden” ve “Ceza Dairesi Riyasetinden” adlı başlıklarla yer almıştır. Karesi gazetesinde 302 (1886) ve 303 (1887) yıllarında mahkemelere yansıyan ceza davalarıyla ilgili genel bilgiler de yer almaktadır. Söz konusu iki yıl birlikte değerlendirildiğinde Karesi Bidâyet Mahkemesi Ceza Dairesi’nde kabahat, cünha ve cinayet-istinaf dâhil- suçlarıyla ilgili toplam 1597 dava açılmış bunlardan 1180’i karara bağlanmıştır. Gazetede yer alan savcılık ve mahkeme ilanlarında genellikle zanlıların firari durumda olmaları nedeniyle 1897 tarihli Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun ilgili maddeleri gereği mahkemede hazır bulunmaları istenmiş, aksi halde yapılacak gıyabi yargılama sonunda kendilerine bazı cezai müeyyideler uygulanacağı ifade edilmiştir. Hüdavendigar vilayeti savcılığının firari zanlıları yakalama emirleri de bu ilanlar arasındadır. Cinayet davalarına mahsus mahkeme kararları ida","PeriodicalId":321845,"journal":{"name":"Journal Of The Near East University Islamic Research Center","volume":"76 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"122200701","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
The Words and Practices of the Prophet (Pbuh) in the Context of Business Ethics 商业伦理背景下先知的言语和行为
Journal Of The Near East University Islamic Research Center Pub Date : 2021-12-17 DOI: 10.32955/neu.istem.2021.7.2.04
Yusuf Oktan
{"title":"The Words and Practices of the Prophet (Pbuh) in the Context of Business Ethics","authors":"Yusuf Oktan","doi":"10.32955/neu.istem.2021.7.2.04","DOIUrl":"https://doi.org/10.32955/neu.istem.2021.7.2.04","url":null,"abstract":"In the global world, cultural interaction and global organizations lead to great activities in the field of business. However, this situation has brought with it negative situations such as unfair competition, discrimination, mobbing, bribery, nepotism and corruption in the job, employer and worker. Especially in the last fifty years, with the strengthening of socialism and the decline of liberalism, business ethics has become a matter of debate in the West. In this context, the European Business Ethics network was established, and many rights regarding work and workers were brought to the agenda in the United States. It is possible to see the aforementioned measures that the business world tried to implement only in the 20th century, in the words and practices of the Prophet towards social life. As a matter of fact, among the general moral principles that the Prophet Muhammad (Pbuh) presented to humanity, the principles related to business ethics are too many to be denied. The narrations about work and worker, which are also related to general moral principles, show that the Prophet Muhammad aimed to establish an inclusive system on this issue. According to this study; It aims to present the principles that today's business ethics defends within its own body, in terms of business, employer and employee, by examining it with the historical development process. It aims to reveal the existence of the business ethics principles presented on the western axis in the general words and practices of the Prophet.","PeriodicalId":321845,"journal":{"name":"Journal Of The Near East University Islamic Research Center","volume":"20 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-12-17","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134040991","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
“Taghanni” in Qur’ân Recitation 《古兰经》中的“塔汉尼”
Journal Of The Near East University Islamic Research Center Pub Date : 2021-12-17 DOI: 10.32955/neu.istem.2021.7.2.02
Tuğba Savran, Ahmet Hakkı Turabi
{"title":"“Taghanni” in Qur’ân Recitation","authors":"Tuğba Savran, Ahmet Hakkı Turabi","doi":"10.32955/neu.istem.2021.7.2.02","DOIUrl":"https://doi.org/10.32955/neu.istem.2021.7.2.02","url":null,"abstract":"In this study, the use of musical elements in the recitations of the Qur'an is examined within the framework of the concept “taghanni” in the light of historical data, lexical information, and technical findings. The concept of “taghanni” (reciting in a melodious voice) is expressed as an indispensable element of the Qur'anic recitation in the hadiths \"He who does not recite the Qur'an with taghanni is not from us\", “Allah never listens to anything as he listens to a prophet with a beautiful voice chanting the Qur’an aloud”, “Allah the mighty and sublime, never listens to anything as he listens to a prophet chanting the Qur’ân” which are the most important hadiths of the Prophet about the recitation of the Qur'an. Within the framework of these hadiths the use of music in the recitation of the Qur'an (taghanni) will be a very correct step for the Qur'an and humanity to meet, get closer and finally merge. The concept of \"taghanni\" in the Qur'anic recitations, identical and contradictory meanings and interpretations of the concept, and its jurisprudence are analysed. The existence of taghanni in the recitation of the Qur'an is revealed through the recitation of the verses of Âl-i İmran Surah 190-194 with the help of the piraat sound analysis program. In the same verse sample, the core information about the inner music of the Qur'an is presented. Our study has an importance in terms of handling the Qur'anic recitations musically.","PeriodicalId":321845,"journal":{"name":"Journal Of The Near East University Islamic Research Center","volume":"38 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-12-17","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123217282","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
0
×
引用
GB/T 7714-2015
复制
MLA
复制
APA
复制
导出至
BibTeX EndNote RefMan NoteFirst NoteExpress
×
提示
您的信息不完整,为了账户安全,请先补充。
现在去补充
×
提示
您因"违规操作"
具体请查看互助需知
我知道了
×
提示
确定
请完成安全验证×
相关产品
×
本文献相关产品
联系我们:info@booksci.cn Book学术提供免费学术资源搜索服务,方便国内外学者检索中英文文献。致力于提供最便捷和优质的服务体验。 Copyright © 2023 布克学术 All rights reserved.
京ICP备2023020795号-1
ghs 京公网安备 11010802042870号
Book学术文献互助
Book学术文献互助群
群 号:604180095
Book学术官方微信