Câhiliye Dönemi Arap Şiirinde Mersiyenin İlk Örnekleri: Besûs Savaşı Çerçevesinde Mühelhil b. Rebîa’da Mersiye Teması

Hacı Mehmet Altuntaş
{"title":"Câhiliye Dönemi Arap Şiirinde Mersiyenin İlk Örnekleri: Besûs Savaşı Çerçevesinde Mühelhil b. Rebîa’da Mersiye Teması","authors":"Hacı Mehmet Altuntaş","doi":"10.32955/neu.istem.2023.9.1.03","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"İslam öncesi Arap toplumunda ve Hz. Peygamber’in Medine merkezli sosyal politik düzeninde, adam öldürmeler başta olmak üzere, hukuksal pratikler bu çalışmanın temel problemini oluşturmaktadır. Bu çalışmada, Câhiliyye döneminde hukukun uygulanışı İslam’ın doğuşuna değin Arap yarımadasında yaygın geçerli geleneksel pratiğe karşılık gelecek şekilde değerlendirilmektedir. Çalışmada İslami dönem hukuk uygulamaları Hz. Peygamber’in vefatına kadar olan dönemde gelişen ve gerçekleşen hukuki pratikleri kapsayacak şekilde incelenmektedir. Makale İslam öncesinde hukukun uygulanışı ile Hz. Peygamber dönemi pratiğini karşılaştırmalı olarak ele almaktadır. Bu bağlamda gerek hukukun temelleri ve gerekse de uygulanışı yönünde İslami dönemdeki yenilikleri gözlemlerken geçmişteki uygulamaları da ana hatlarıyla değerlendiriyoruz. Özellikle Câhiliyye dönemi hukuk uygulamalarının ortaya çıkarılması noktasında klasik döneme ait farklı kaynakları tarama zorunluluğu söz konusudur. Konuya münhasır eserlerin olmayışı İslami dönemdeki ilk dönem eserlerde bulunan atıflar, İslam öncesi döneme ait şiirler ve bunları da içinde barındıran kültürel kaynaklar bilgi toplanılan eserleri oluşturmaktadırlar. Konuyla ilgili çağdaş yazarlara ait kitaplar ve makaleler de başvurulan eserler arasında yer aldı. Hz. Peygamber’in Medine hukuk uygulamaları için oldukça zengin kaynaklara sahip bulunuyoruz. Tefsirler, tarih ve siyer eserleri ve hadis koleksiyonları başta olmak üzere ilk dönem eserleri çalışmaya kaynaklık ettiler. Özellikle Câhiliyye toplumunda yerleşik devlet düzenin olmaması ve buna bağlı olarak hukuksal problemler konusunda karar verme mercileri olan mahkemeler veya benzeri kurumsal yapıların olmayışı o dönem için önemli bir problemdi. Kurumsal hukuki yapıların olmamasının yanında hukukun uygulamaya dönük gerekli sistemli bir kolluk düzeninin varlığından da söz edilmemektedir. Hz. Peygamber’in doğup büyüdüğü ve peygamberliğinin ilk on yılını geçirdiği Mekke ve hicretinden sonra liderliğini yürüttüğü Medine şehir toplumlarında da geleneksel cari hukuk uygulamaları hâkimdi. Hz. Peygamber’in Medine’de siyasi kimliğinin ön plana çıkması ve buna bağlı görev ve sorumlulukları başta cinayetler ve bunlara bağlı olarak gelişen kan davaları problemlerinin çözümüne dönük hukuki düzenlemeler yapmasını ve hukukun uygulamasına yönelik tedbirler almasını zorunlu kıldı. Câhiliyye toplumunda egemen olan hukuk uzun yılların tecrübesiyle gelişen kendi içerisinde tutarlı olsa da özellikle uygulamasındaki düzensizlikler yüzünden her zaman problemlerin çözümünde etkili olamayabiliyordu. Geleneksel kabile hukukunda temelinde sorumluluğun bireysel olmaktan daha çok bireyin dâhil olduğu topluluğun tüm fertlerine teşmil edildiği görülür. Bu sorumlulukta öç alma/kısas ya da zararın tazmini esastır. Cinayet durumlarında fail tek kişi de olsa tek sorumlu olarak o görülmezdi. Onun dâhil olduğu topluluk hesap vermek durumunda idi. Geleneksel hukukun uygulanışında kabile liderleri ve onun maiyetindeki ileri gelenler gerek karar verme mercii ve gerekse de alınan kararın uygulamasında önde gelen sorumlulardı. Problemin boyutu ve şartlara göre konu toplumda yargılama konusunda güven vericilikleriyle ön plana çıkan arabulucu kimseler, kâhinler ve çeşitli dini kimlikli kişilere de götürülmekteydi. Hz. Peygamber’in hicretinden sonra tüm kollarıyla birlikte, İslam’ı kabul edip etmemelerine bakılmaksızın, Medineli kabileler ve Mekkeli muhacirleri kapsayan yazılı bir metinle hukukun uygulanışı farklı bir boyut kazandı. Söz konusu metin Hz. Peygamber’i hukukun uygulanmasında merkezi bir konuma yerleştirirken bütün bir topluma da ortak sorumluluklar yüklemekteydi. Cinayet durumlarında kişinin yakın akrabaları diyet konusunda birinci derecede sorumlu olsalar da cânin yakalanması bütün bir toplumun sorumluluğuna veriliyordu. İslam katil yerine onun yakınlarından birisinin de kısâsen öldürülmesine izin vermedi. Ancak geleneksel hukukun büyük ölçüde İslami dönemde de geçerliliğini koruduğunu görmek mümkündür. Hz. Peygamber’in otoritesi hem karar verme ve hem de verilen kararın uygulanmasını garanti ediyordu. Kâhin ve benzeri diğer karar verici elemanların yeni toplumda hukuki bir görevleri yoktu.","PeriodicalId":321845,"journal":{"name":"Journal Of The Near East University Islamic Research Center","volume":"39 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Journal Of The Near East University Islamic Research Center","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.32955/neu.istem.2023.9.1.03","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0

Abstract

İslam öncesi Arap toplumunda ve Hz. Peygamber’in Medine merkezli sosyal politik düzeninde, adam öldürmeler başta olmak üzere, hukuksal pratikler bu çalışmanın temel problemini oluşturmaktadır. Bu çalışmada, Câhiliyye döneminde hukukun uygulanışı İslam’ın doğuşuna değin Arap yarımadasında yaygın geçerli geleneksel pratiğe karşılık gelecek şekilde değerlendirilmektedir. Çalışmada İslami dönem hukuk uygulamaları Hz. Peygamber’in vefatına kadar olan dönemde gelişen ve gerçekleşen hukuki pratikleri kapsayacak şekilde incelenmektedir. Makale İslam öncesinde hukukun uygulanışı ile Hz. Peygamber dönemi pratiğini karşılaştırmalı olarak ele almaktadır. Bu bağlamda gerek hukukun temelleri ve gerekse de uygulanışı yönünde İslami dönemdeki yenilikleri gözlemlerken geçmişteki uygulamaları da ana hatlarıyla değerlendiriyoruz. Özellikle Câhiliyye dönemi hukuk uygulamalarının ortaya çıkarılması noktasında klasik döneme ait farklı kaynakları tarama zorunluluğu söz konusudur. Konuya münhasır eserlerin olmayışı İslami dönemdeki ilk dönem eserlerde bulunan atıflar, İslam öncesi döneme ait şiirler ve bunları da içinde barındıran kültürel kaynaklar bilgi toplanılan eserleri oluşturmaktadırlar. Konuyla ilgili çağdaş yazarlara ait kitaplar ve makaleler de başvurulan eserler arasında yer aldı. Hz. Peygamber’in Medine hukuk uygulamaları için oldukça zengin kaynaklara sahip bulunuyoruz. Tefsirler, tarih ve siyer eserleri ve hadis koleksiyonları başta olmak üzere ilk dönem eserleri çalışmaya kaynaklık ettiler. Özellikle Câhiliyye toplumunda yerleşik devlet düzenin olmaması ve buna bağlı olarak hukuksal problemler konusunda karar verme mercileri olan mahkemeler veya benzeri kurumsal yapıların olmayışı o dönem için önemli bir problemdi. Kurumsal hukuki yapıların olmamasının yanında hukukun uygulamaya dönük gerekli sistemli bir kolluk düzeninin varlığından da söz edilmemektedir. Hz. Peygamber’in doğup büyüdüğü ve peygamberliğinin ilk on yılını geçirdiği Mekke ve hicretinden sonra liderliğini yürüttüğü Medine şehir toplumlarında da geleneksel cari hukuk uygulamaları hâkimdi. Hz. Peygamber’in Medine’de siyasi kimliğinin ön plana çıkması ve buna bağlı görev ve sorumlulukları başta cinayetler ve bunlara bağlı olarak gelişen kan davaları problemlerinin çözümüne dönük hukuki düzenlemeler yapmasını ve hukukun uygulamasına yönelik tedbirler almasını zorunlu kıldı. Câhiliyye toplumunda egemen olan hukuk uzun yılların tecrübesiyle gelişen kendi içerisinde tutarlı olsa da özellikle uygulamasındaki düzensizlikler yüzünden her zaman problemlerin çözümünde etkili olamayabiliyordu. Geleneksel kabile hukukunda temelinde sorumluluğun bireysel olmaktan daha çok bireyin dâhil olduğu topluluğun tüm fertlerine teşmil edildiği görülür. Bu sorumlulukta öç alma/kısas ya da zararın tazmini esastır. Cinayet durumlarında fail tek kişi de olsa tek sorumlu olarak o görülmezdi. Onun dâhil olduğu topluluk hesap vermek durumunda idi. Geleneksel hukukun uygulanışında kabile liderleri ve onun maiyetindeki ileri gelenler gerek karar verme mercii ve gerekse de alınan kararın uygulamasında önde gelen sorumlulardı. Problemin boyutu ve şartlara göre konu toplumda yargılama konusunda güven vericilikleriyle ön plana çıkan arabulucu kimseler, kâhinler ve çeşitli dini kimlikli kişilere de götürülmekteydi. Hz. Peygamber’in hicretinden sonra tüm kollarıyla birlikte, İslam’ı kabul edip etmemelerine bakılmaksızın, Medineli kabileler ve Mekkeli muhacirleri kapsayan yazılı bir metinle hukukun uygulanışı farklı bir boyut kazandı. Söz konusu metin Hz. Peygamber’i hukukun uygulanmasında merkezi bir konuma yerleştirirken bütün bir topluma da ortak sorumluluklar yüklemekteydi. Cinayet durumlarında kişinin yakın akrabaları diyet konusunda birinci derecede sorumlu olsalar da cânin yakalanması bütün bir toplumun sorumluluğuna veriliyordu. İslam katil yerine onun yakınlarından birisinin de kısâsen öldürülmesine izin vermedi. Ancak geleneksel hukukun büyük ölçüde İslami dönemde de geçerliliğini koruduğunu görmek mümkündür. Hz. Peygamber’in otoritesi hem karar verme ve hem de verilen kararın uygulanmasını garanti ediyordu. Kâhin ve benzeri diğer karar verici elemanların yeni toplumda hukuki bir görevleri yoktu.
本研究的主要问题是伊斯兰教之前的阿拉伯社会以及以麦地那为中心的先知社会政治秩序中的法律惯例,尤其是过失杀人罪。在本研究中,对贾希利耶时期的法律适用情况进行了评估,其方式与伊斯兰教诞生之前阿拉伯半岛普遍存在的传统做法相一致。研究分析了伊斯兰时期的法律实践,涵盖了先知穆罕默德逝世前发展和发生的法律实践。文章将伊斯兰教之前的法律实践与先知穆罕默德的法律实践进行了比较。在此背景下,我们在观察伊斯兰时期在法律基础及其应用方面的创新的同时,也对过去的实践进行了概要评估。特别是在揭示贾希利耶时期的法律实践时,有必要扫描属于古典时期的不同资料。由于没有这方面的专门著作,因此,伊斯兰早期作品中的参考资料、伊斯兰前期的诗歌以及包含这些诗歌的文化资料构成了所收集的信息。当代作家撰写的有关该主题的书籍和文章也在参考之列。关于先知在麦地那的法律实践,我们有非常丰富的资料。早期作品,尤其是评论、历史和宗教作品以及圣训集是研究的来源。特别是在贾希利耶社会,缺乏既定的国家秩序和法院或类似的体制结构,而法院或类似的体制结构是法律问题的决策机构,这是那个时期的一个重要问题。除了缺乏体制性法律结构外,也没有提到存在实施法律所需的系统性执法体系。在麦加(先知出生和成长的地方,并在那里度过了先知生涯的前十年)和麦地那(先知迁徙后的领导地)的城市社会中,传统的现行法律惯例占据主导地位。先知在麦地那的政治身份及其相关的职责和责任使他有必要做出法律安排,以解决谋杀和相关的血仇问题,并采取措施适用法律。虽然贾希利耶社会中的主导法律在其自身内部是一致的,是在多年的经验中发展起来的,但它并不总是能有效地解决问题,特别是由于其适用过程中的不规范。在传统部落法中,我们可以看到,责任延伸到个人所属社区的所有成员,而不是个人。这种责任是基于报应或损害赔偿。在谋杀案件中,即使罪犯只有一个人,他也不是唯一的责任人。他所属的社区必须承担责任。在适用习惯法时,部落首领及其随从长老是决策者,负责执行决定。根据问题的大小和具体情况,也会将问题提交给调解人、祭司和各种宗教人士,这些人在社会上都是显赫人物,他们的判断值得信赖。先知迁徙后,法律的应用有了不同的层面,成文法涵盖了麦地那部落和麦加穆哈吉林的所有分支,无论他们是否接受伊斯兰教。该文本将先知置于法律适用的中心位置,并规定了整个社会的共同责任。在谋杀案件中,虽然凶手的近亲对饮食负有主要责任,但抓获凶手是整个社会的责任。伊斯兰教不允许代替凶手杀死凶手的近亲。不过,可以看出,传统法律在伊斯兰时期仍然基本有效。先知的权威保证了决策和决策的执行。占卜者和其他此类决策者在新社会中没有法律作用。
本文章由计算机程序翻译,如有差异,请以英文原文为准。
求助全文
约1分钟内获得全文 求助全文
来源期刊
自引率
0.00%
发文量
0
×
引用
GB/T 7714-2015
复制
MLA
复制
APA
复制
导出至
BibTeX EndNote RefMan NoteFirst NoteExpress
×
提示
您的信息不完整,为了账户安全,请先补充。
现在去补充
×
提示
您因"违规操作"
具体请查看互助需知
我知道了
×
提示
确定
请完成安全验证×
copy
已复制链接
快去分享给好友吧!
我知道了
右上角分享
点击右上角分享
0
联系我们:info@booksci.cn Book学术提供免费学术资源搜索服务,方便国内外学者检索中英文文献。致力于提供最便捷和优质的服务体验。 Copyright © 2023 布克学术 All rights reserved.
京ICP备2023020795号-1
ghs 京公网安备 11010802042870号
Book学术文献互助
Book学术文献互助群
群 号:604180095
Book学术官方微信