{"title":"IŞIK VE KARANLIK: DOĞU DÜŞÜNCESINDE DINI VE FELSEFI DEĞERLENDIRME","authors":"Ülker Memmedova","doi":"10.31126/akrajournal.1487498","DOIUrl":"https://doi.org/10.31126/akrajournal.1487498","url":null,"abstract":"Kullanımda belli bir kavramın sembolü haline gelen kelimeler vardır. Işık ve karanlık kavramı da böyle kelimelerdendir. Bu çelişkili kelimelere hem dini hem de felsefi literatürde rastlanır. Makalenin amacı, ışık ve karanlık kavramlarını dini ve felsefi açıdan incelemektir. Burada Tevrat, İncil ve Kur’an-ı Kerim’e atıfta bulunarak bu iki kavramı yansıtan ayetler seçilmiştir. Her biri ayrı ayrı incelenerek anlamları gösterilmiştir. Her üç semavi dinde ışığa ve karanlığa karşı tutum birbirine çok yakındır. Makalede tüm bu fikirler analiz ediliyor ve örnekler gösteriliyor. \u0000Işık ve karanlık felsefi literatürde yaygın olarak kullanılan kavramlardır. Azerbaycanlı alim Şihabeddin Yahya Suhreverdi (1154-1191), Orta Çağ Doğu’da işrakiliyi sistematik olarak geliştiren ve bu akımın yaratıcısı olarak bilinmektedir. Bazı felsefi akımlarda kullanılan iyilik ve kötülük, varlık ve yokluk kavramlarına uygun olarak işrakilikde ışık ve karanlık kavramları kullanılmaktadır. Makalede düşünürün işrakilik akımı ile ilgili eserleri hakkında bilgi verilmektedir. İşrakilik felsefesinin özü, ışığın ve karanlığın ifade ettiği anlamlar anlatılır. Şihabeddin Suhreverdi’nin felsefi eserlerinin yanı sıra şiirlerinde ışık ve karanlıkla ilgili beyitlere de rastlamak mümkündür. Düşünürün eserlerinden bu örnekler seçilerek incelenmiştir. Makalede öncelikle Tevrat, İncil ve Kur’an-ı Kerim’de ışığın ve karanlığın mahiyeti anlatılmaktadır. Daha sonra Şihabeddin Yahya Suhreverdi’nin eserine başvurularak işrakilik akımının temelleri ve düşünürün şiiri karşılaştırmalı olarak incelenmiştir.","PeriodicalId":269437,"journal":{"name":"AKRA KÜLTÜR SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİ","volume":"98 7","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-07-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141818591","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Invisible Borders and Trauma in The Joy Luck Club between Amy Tan’s Novel (1989) and Wayne Wang’s Cinematic Adaptation (1993)","authors":"Oussama Benslama, Hichem Souhali","doi":"10.31126/akrajournal.1474593","DOIUrl":"https://doi.org/10.31126/akrajournal.1474593","url":null,"abstract":"This research paper is an analytical, comparative study of Amy Tan’s twentieth-century diasporic work, The Joy Luck Club (1989). It investigates the impact of invisible borders on both mothers and daughters in their cultural fluctuation between Chinese roots and American novelty. The boundaries that separate the two worlds can become so blurred out when one decides to move beyond topographical and physical terrains. In a Chinese-American milieu, there is the heavy weight of cultural limitations and taboos that are unspoken of in the midst of the immigrants’ hybrid lives. While the differences between book and screen adaptation have previously been described as minor sub-plot deviations, these changes still hold great significance in the way the Western perspective perceives other cultures. The aim is to assess the level of intergenerational trauma Tan’s characters have sustained through these set of socially imposed borders and the ways they have decided to deal with it in both novel and film adaptation. The research relies on Hannah Arendt’s cultural theory of the seemingly stateless identity and its correlation with the immigrants’ intergenerational trauma to examine how this kind of pressure put upon the characters affects their lives in the United States.","PeriodicalId":269437,"journal":{"name":"AKRA KÜLTÜR SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİ","volume":" 2","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-07-17","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141829092","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Derviş Ruhlu Bir Şairin Şiirlerine Yansıyan Portresi: Ziya Osman Saba","authors":"M. Şengül","doi":"10.31126/akrajournal.1471095","DOIUrl":"https://doi.org/10.31126/akrajournal.1471095","url":null,"abstract":"Çeviri, anı-öykü gibi edebi türlerde eserler kaleme alan Ziya Osman Saba, Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin önemli şairlerinden biridir. Hem karakter, hem yaşam biçimi, hem de sanatçı kişiliğiyle oldukça zarif bir konumdadır. Onun zarif kişiliği şiirlerine de sirayet etmiş ve dervişane tutumunun yansımaları şiirlerinin ana temalarından birini oluşturmuştur. Onun dervişliği dini tedrisatın neticesinde meydana gelen bir terkip değildir. Hayattan, yaşadıklarından öğrendiklerinin etkisiyle duyumsanan bir durumdur. Bu yüzden de onun dervişliği sade, doğal, yapmacıklıktan ve dikte etmekten uzak bir forma sahiptir. Hayat ve ölüme aynı mesafede duran şair, yaklaşmakta olanın ölüm olduğunu bilmektedir. Bu yüzden ölümden korkmaz hatta ölüm ona sevimli dahi gelir. Her durumda mutlu olan, olmak isteyen, şairin ölüm ve ölümden sonrasıyla ilgili beklentileri arasında bir fark yoktur. Ölümün dünya hayatının devamı olması, adeta ertesi gün gibi ifade edilmesi, onun şiirlerinde karşımıza çıkan ayırt edici bir özelliktir. Bu çalışmada; öncelikle dervişlik kavramı üzerinde durulacak devamında Ziya Osman Saba’nın şiirlerindeki dervişane söylemler analitik bir yaklaşımla incelenecektir.","PeriodicalId":269437,"journal":{"name":"AKRA KÜLTÜR SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİ","volume":"43 14","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-07-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141663472","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"MEHEMMETİMİN OBULKASİMOV’UN ŞİİRLERİNDE KULLANILAN FİİLİMSİLER ÜZERİNE","authors":"Recep Kılıç","doi":"10.31126/akrajournal.1464733","DOIUrl":"https://doi.org/10.31126/akrajournal.1464733","url":null,"abstract":"Mehemmetimin Obulkasimov (1943-∞) günümüz Uygur Şiirinin en önemli şahsiyetlerinden birisidir. Dönemin tüm siyasi baskı ve şiddetlerine rağmen şiirlerini kaleme almış, ilk şiirlerini Çin istilâsı altındaki Doğu Türkistan’da sonrakileri ise Sovyetler Birliği’nde yazmıştır. Kazak şairleri Abay ve Şakerim’i üstat kabul etmiştir. Klasik tarzda yazdığı şiirlerde Çağatay Türkçesini mahallileştirerek kendine özgü bir şiir dili oluşturmuştur. Bu makalede Mehemmetimin Obulkasimov’un şiirlerinde dil ve üslubun bir parçası olan fiilimsi ekleri incelenmiştir. Bu incelemede kullanılan şiirler, Prof. Dr. Hikmet KORAŞ’ın “Vatan Şairi Bir Uygur Mehemmetimin Obulkasimov (Almasbek) “adlı eserinden alınmıştır. Bu eserde bulunan şiirlerdeki isim-fiil, sıfat-fiil ve zarf-fiil kullanımları tespit edilerek dil ve üslup özelliği olarak belirlenmeye çalışılmıştır.","PeriodicalId":269437,"journal":{"name":"AKRA KÜLTÜR SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİ","volume":"34 48","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-04-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140672003","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Sesin Şiiri Üzerine Bir İnceleme","authors":"Sevde Merve Eryılmaz, Oğuz Yıldırım","doi":"10.31126/akrajournal.1424183","DOIUrl":"https://doi.org/10.31126/akrajournal.1424183","url":null,"abstract":"Yorumun bir sınırı ve ölçüsü olması gerektiğini savunan Umberto Eco, Yorum ve Aşırı Yorum isimli eserinde bir metne üç açıdan bakılarak yorumlama yapılabileceğine dikkat çeker. Bunlar; yazarın niyeti (intentio auctoris), okurun niyeti (intentio lectoris) ve metnin niyetidir (intentio operis). Bizce bu üç okuma biçimi arasında en geçerli olanı ise metnin niyetidir. Zira bir şiir şairinin elinden çıktıktan sonra artık yalnızca ne şaire ne de okura aittir. Artık o farklı yorumlamalara açıktır. Bu noktadan hareketle bu çalışmada, metin merkezli bir okuma yapılarak Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Sesin isimli şiiri incelenmiştir. İnceleme esnasında şiir önce zaman ekseni doğrultusunda okunmuş yer yer de dizlerde geçen kelimelerin sözlük anlamlarına da müracaat edilmiştir. \u0000İnceleme neticesinde şu sonuca ulaşılmıştır: Ahmet Hamdi Tanpınar ‘Sesin’ şiiri birinci tekil şahıs ağzından yazılmıştır. Şiirin ilk iki üçlüğünde anlatıcı bir hayâl âleminde yaşamaktadır, bir ‘rüyâ’da gibidir. Son iki dörtlükte ise özne, bu ‘rüyâ’dan uyanmış ve ‘dünya’da, gerçekte olmanın ızdırabını yaşamıştır. Şiirde öznenin kullandığı ‘ses’ ise dünyaya, gerçeklere karşı bir çırpınıştır. Özne hülyâdan uyandığı an bir hâtıra bırakmak istemiş ve ölüme giderken ölümsüz olma aracı olarak ‘ses’i kullanmıştır.","PeriodicalId":269437,"journal":{"name":"AKRA KÜLTÜR SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİ","volume":"40 23","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-04-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140728151","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Nedîm’in “var içinde” Redifli Gazeline Fenomenolojik Yaklaşım","authors":"Mustafa Yunus Gümüş","doi":"10.31126/akrajournal.1350339","DOIUrl":"https://doi.org/10.31126/akrajournal.1350339","url":null,"abstract":"Felsefeciler bir metni anlamak, anlamlandırmak, eleştirmek, yorumlamak için birçok yöntem ortaya koymuşlardır. Fenomenoloji de bu yöntemlerden biri olup edebi eserlere uygulanmaktadır. Bu eleştiri yönteminde sadece metne odaklanılır ve metnin yazarı, tarihi bağlamı, okurun tecrübesi gibi etkenler dikkate alınmaz, yani metin dışı unsurlar ayraca alınır. Bu yöntem sayesinde metnin sahip olduğu öze ulaşılmaya çalışılır. Çalışmamızda 18. yüzyılın önemli şairlerinden biri olan Nedîm’in “var içinde” redifli gazelini fenomenolojik yaklaşımla incelemeye çalıştık. Bu şiiri inceleme sürecinde şairin hayat hikâyesi, dünya görüşü, diğer şiirleri ve tecrübelerimizi bir kenara bıraktık yani bunları ayraca aldık. Metinde yer almayan hiçbir unsuru değerlendirmeye almadık ve metnin ana unsuru olan kelimelerden yola çıkarak metni yorumladık.","PeriodicalId":269437,"journal":{"name":"AKRA KÜLTÜR SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİ","volume":"37 15","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-04-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140732236","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"MALATYA’NIN ARGUVAN İLÇESİNİN PARÇİKAN KÖYÜNDE HACI ALİ PARÇİKAN KÜLTÜ ETRAFINDA OLUŞAN EFSANELER","authors":"Faruk Doğan, Bedrettin Kayhan","doi":"10.31126/akrajournal.1400708","DOIUrl":"https://doi.org/10.31126/akrajournal.1400708","url":null,"abstract":"Öz: Kökeni ve tarihi çok eskilere dayanan efsanelerin dini, ahlaki, sosyal ve eğitici yönlerinin ve işlevlerinin olduğu bilinmektedir. Gerçeklik ve kurgusal içerikleri sorgulansa da sözlü gelenek içerisinde her daim canlı yapıları ve inançtan gelen mucizevi oluşumları efsaneleri dokunulmaz kılmıştır. Halkın kültürüyle beslenen bu halk anlatıları yaşanılan toplumun sosyal yapısı ve düzeni hakkında pek çok bilgi içermektedir. Bununla birlikte efsaneler, barındırdıkları olağanüstü ve doğaüstü muhtevalarından dolayı zihinlerde kalıcı izler bırakmışlardır. Özellikle belirli bir kişi etrafında oluşan efsaneler toplum tarafından büyük ilgi görmekte ve kuşaktan kuşağa aktarılmaktadır. \u0000Anadolu’nun birçok yerinde belirli kişiler etrafında oluşan efsaneler yer almaktadır. Bu yerlerden birisi de Malatya’nın Arguvan ilçesinin Parçikan köyüdür. Parçikan köyünde Hacı Ali Parçikan etrafında oluşan efsaneler hem efsane türünün özelliklerini taşıması bakımından hem de bölgenin inanç ve kültürel zenginliğini göstermesi bakımından incelenmeye değerdir. Bu nedenle de efsanelerin tarih içerisinde kaybolmasını engellemek ve sonraki kuşaklara aktarımını sağlamak amacıyla efsanelerin kayıt altına alınması yoluna gidilmiştir. Nitel araştırma desenlerinden etnografi deseni çerçevesinde oluşturulan bu çalışmada veriler görüşme yoluyla toplanmıştır. Çalışma grubu olarak da Parçikan köy halkından 11 kişi belirlenmiştir. Saha araştırması neticesinde bölgede yaşayan kişilerden toplanan 12 efsane metninin, Türk kültür geleneğinde efsane türü içindeki yeri ortaya konmuş, derlenen efsaneler W. Bascom’un (2010) ve Başgöz’ün (1996) halk ürünleri işlevlerine göre de değerlendirilmiştir.","PeriodicalId":269437,"journal":{"name":"AKRA KÜLTÜR SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİ","volume":"18 7","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140368370","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"JUN KANEKO'NUN “HEADS” ESERLERİNİN YORUMLANMASI","authors":"Serkan Tok","doi":"10.31126/akrajournal.1390905","DOIUrl":"https://doi.org/10.31126/akrajournal.1390905","url":null,"abstract":"Jun Kaneko, Japonya Nagoya doğumlu olan sanatçı, anıtsal seramik heykel dalında öncü olarak tanınan bir seramik sanatçıdır. ‘Eğer dünyadaki her şey ayni boyutta olsaydı büyük ihtimalle ölçü fikrine ihtiyacımız olmazdı’ diyen Kaneko’ya göre ‘Hiçbir şey kendi başına var olmaz; her şey hemen yanında veya kendi civarında olan diğer objelerden ya da içinde bulunduğu ortamdan etkilenir kullandığı seramik çamuru (kırmızı kil) ile soyut ve mecaz sanat arasındaki çizgiyi yok ederken gerçek imgeleri ve düşsel gerçeklik algısından uzaklaşan yüzeysel desenlerini, eserlerinde soyut bir biçimde kullanarak izleyiciye aktarmaktadır. \u0000Sanatçı Kaneko’nun yaşamı boyunca farklı malzemeler ile (seramik, bronz, cam vb.) disiplinler arası eserler üretmiştir. Sanatçı yarattığı eserleri üzerinde kullandığı puantiyeli, çubuklu, karo ve benzeri desenler izleyicilerinde; çevrelerindeki kişiler ve eserler arasında daha fazla farkındalık yaratmaktadır. Kaneko`nun Eserlerinde kendi özünden gelen Batı ile Doğu kimliği sentezinin sonucu olarak, Amerika ve Japon estetik ögeleri arasında kurmuş olduğu dengenin yansımasını görmekteyiz. \u0000Kullandığı figürler, meditatif ve ruhsal özellikler de olup Japon kültürü ve mitolojisini anlatmaktadır. Bu araştırma sanatçının “Heads” adlı yapıtı analiz edilecek olup, bu yapıt üzerinden sanatçının tekniği ve özellikle anlatımı araştırılmaya çalışılmıştır.","PeriodicalId":269437,"journal":{"name":"AKRA KÜLTÜR SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİ","volume":"39 15","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-02-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139775799","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"JUN KANEKO'NUN “HEADS” ESERLERİNİN YORUMLANMASI","authors":"Serkan Tok","doi":"10.31126/akrajournal.1390905","DOIUrl":"https://doi.org/10.31126/akrajournal.1390905","url":null,"abstract":"Jun Kaneko, Japonya Nagoya doğumlu olan sanatçı, anıtsal seramik heykel dalında öncü olarak tanınan bir seramik sanatçıdır. ‘Eğer dünyadaki her şey ayni boyutta olsaydı büyük ihtimalle ölçü fikrine ihtiyacımız olmazdı’ diyen Kaneko’ya göre ‘Hiçbir şey kendi başına var olmaz; her şey hemen yanında veya kendi civarında olan diğer objelerden ya da içinde bulunduğu ortamdan etkilenir kullandığı seramik çamuru (kırmızı kil) ile soyut ve mecaz sanat arasındaki çizgiyi yok ederken gerçek imgeleri ve düşsel gerçeklik algısından uzaklaşan yüzeysel desenlerini, eserlerinde soyut bir biçimde kullanarak izleyiciye aktarmaktadır. \u0000Sanatçı Kaneko’nun yaşamı boyunca farklı malzemeler ile (seramik, bronz, cam vb.) disiplinler arası eserler üretmiştir. Sanatçı yarattığı eserleri üzerinde kullandığı puantiyeli, çubuklu, karo ve benzeri desenler izleyicilerinde; çevrelerindeki kişiler ve eserler arasında daha fazla farkındalık yaratmaktadır. Kaneko`nun Eserlerinde kendi özünden gelen Batı ile Doğu kimliği sentezinin sonucu olarak, Amerika ve Japon estetik ögeleri arasında kurmuş olduğu dengenin yansımasını görmekteyiz. \u0000Kullandığı figürler, meditatif ve ruhsal özellikler de olup Japon kültürü ve mitolojisini anlatmaktadır. Bu araştırma sanatçının “Heads” adlı yapıtı analiz edilecek olup, bu yapıt üzerinden sanatçının tekniği ve özellikle anlatımı araştırılmaya çalışılmıştır.","PeriodicalId":269437,"journal":{"name":"AKRA KÜLTÜR SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİ","volume":"691 11","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-02-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139835428","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"SOVET HAKİMİYYƏTİNIN İLK İLLƏRİNDƏ AZƏRBAYCAN - TÜRKİYƏ MÜNASİBƏLƏRİ MƏTBUATDA (“KOMMUNİST” QAZETİNİN MATERİALLARINA BİR BAXIŞ)","authors":"Namiq Ahmadov","doi":"10.31126/akrajournal.1268487","DOIUrl":"https://doi.org/10.31126/akrajournal.1268487","url":null,"abstract":"Sovet dövrü Azərbaycan mətbuatında Türkiyə mövzusu ciddi maraq doğuran və populyarlıq qazanan mövzulardan olmuşdur. Təqdim edilən məqalədə də Sovet hökumətinin ilk illərində dövrün çox populyar mətbuat orqanlarında dərc edilən məqalə və xəbərlərdə türkçülüyə qarşı qısqançlıq meyllərinin olmasına baxmayaraq, Türkiyə və türkçülük haqqında yazıların kifayət qədər çox və əhatəli olması faktlarla təsdiq edilir. Eləcə də ölkənin baş mətbu orqanı olan “Kommunist” qəzetinin əlifba islahatının həyata keçirilməsində, Şərq xalqlarının və Türkoloji qurultayların informasiya-təbliğat işinin aparılmasında önəmli vasitə olması diqqətə çatdırılır. O da diqqətə çatdırılır ki, Elmlər Akademiyasının, ədəbi-bədii təşkilatların hələ formalaşmadığı illərdə redaksiya milli qüvvələri ətrafında toplayan mənəvi mərkəz rolunu oynamışdır. \u0000 Amma bir məsələni də yaddan çıxarmaq olmazdı ki, qəzet, eləcə də “Kommunist” qəzeti orqanı olduğu rəhbər təşkilatın siyasətini yerinə yetirmək üçün təsis edilib və onun vəsaiti ilə nəşr olunurdu. Bununla belə qəzet milli təəssübkeşliyini unutmamış, coxsayli məqalələrdə milli dünyagörüşün qorunmasına çalışılmış və müntəzəm olaraq bunun cəzasını çəkmiş, ciddi tənqid və təqiblərə məruz qalmışdır. \u0000 “Kommunist” qəzetində 1920-ci illərdə yer alan məqalələr Türkiyə-Sovet dostluğuna, Türkiyə ilə münasibətlərin gələcəyinə inam yaratmaqda idi. Təəssüf ki, sonralar məlum oldu ki, bunlar Türkiyəni kommunist yoluna gətirmək üçün Sovet dövlətinin daхili və хarici siyasətindən irəli gələn plan imiş. Təbii ki, bu plan baş tutmayanda repressiyalar başlandı və bu qəzetdən də yan keçmədi. Müəlliflərin “millətçilik”, “türkçülük” adı ilə təqibi başlandı. Faktlar var ki, “Kommunist” qəzetindəki “millətçilik yuvası”nı dağıtmaq üçün dəfələrlə çox yüksək səviyyədə ciddi tədbirlər həyata keçirilmişdir.","PeriodicalId":269437,"journal":{"name":"AKRA KÜLTÜR SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİ","volume":"5 4","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-10","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139440111","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}