Genel Türk Tarihi Araştırmaları dergisi最新文献

筛选
英文 中文
TEMEŞVARLI OSMAN AĞA’NIN KİTÂB-I İNŞÂ’ ADLI ESERİ VE MÜELLİF NÜSHASI HAKKINDA BAZI NOTLAR 关于 TEMESVAR 的 OSMAN AGA 的作品 "KIJEDESTAB-I IJEDESNE "和作者副本的一些注释
Genel Türk Tarihi Araştırmaları dergisi Pub Date : 2024-07-16 DOI: 10.53718/gttad.1484839
Ömer Gezer
{"title":"TEMEŞVARLI OSMAN AĞA’NIN KİTÂB-I İNŞÂ’ ADLI ESERİ VE MÜELLİF NÜSHASI HAKKINDA BAZI NOTLAR","authors":"Ömer Gezer","doi":"10.53718/gttad.1484839","DOIUrl":"https://doi.org/10.53718/gttad.1484839","url":null,"abstract":"Arap ve Fars edebiyatından tevarüs eden inşâ ve münşeât geleneği, Osmanlı devri Türk edebiyatında 15. yüzyıldan itibaren örneklerine rastlanan, 17. ve 18. yüzyıllara gelindiğinde ise artık yaygınlaşmış bir yazın türüdür. Esasen katiplere ve eli kalem tutanlara yazışma adabını ve usullerini öğreten inşâ kitapları, şairlerin, yazarların, alimlerin ve devlet ricalinin mektuplaşmalarının bir araya getirildiği münşeât mecmualarına evrilirken, artık yalnızca edebiyat için değil, tarih için de vazgeçilmez birer kaynak haline gelmiştir. Bu zaman zarfında, yazışma usullerini öğreten el kitabı niteliğindeki inşâ kitaplarıyla, otantik yazışmaları içeren münşeât mecmuaları arasındaki ayrım da kaybolmaya başlamıştı. Temeşvarlı Osman Ağa’nın Kitâb-ı İnşâ’ adlı eseri de bu ayrımın kaybolduğu bir çağın eseri olarak, kendine has içeriğiyle ve ortaya çıkış serüveniyle dikkat çekicidir. Elinizdeki makale, esaretnâmesiyle bilinen, fakat aslında arkasında birçok eser bırakan Temeşvar’ın divan tercümanı Osman Ağa’nın, 1720lerde İstanbul’daki Habsburg dil oğlanlarına Türkçe öğretirken kaleme aldığı inşâsını inceliyor. Bu eserin şimdiye kadar biri müellifin hattından çıkma HHStA Or.HS.125 numaralı mecmuada, bir diğeri ise ne zaman ve kim tarafından istinsah edildiği bilinmeyen ÖNB Mixt.175 numaralı yazmada olmak üzere iki nüshasının varlığı biliniyordu. Bu makalede üçüncü bir nüshanın varlığı ve mahiyeti tanıtılıyor. ÖNB Mixt.867 numaralı mecmua içerisindeki eser yine müellif hattıyla kaleme alınmış olup, nüshalar üzerinde yapılan incelemeden hareketle müellif nüshası olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim ilk nüshadan son nüshaya kadar eserin geçirdiği aşamalar da bu kanaati desteklemektedir. Bütün nüshalar birlikte değerlendirildiğinde, Kitâb-ı İnşâ ile alakalı olarak şu sonuç da ortaya çıkıyor: Eser, muhtevası itibariyle yazışma adabını ve usullerini öğreten bir inşâ kitabı olmaktan daha fazlasıdır. Osman Ağa, Kitâb-ı İnşâ’yı kişisel arşivindeki mektuplara başvurarak değil, bilakis olayların hatırında kaldığı şekilde yazmıştır. Bu tespit, nüshalar arasındaki benzer mektupların niçin farklı tarihler taşıdığı sorusunu da aslında cevaplamış oluyor. Diğer taraftan, muhtevasındaki mektupların otantik olmaması Kitâb-ı İnşâ’nın değerini azaltmıyor. Bilakis, hatırında kalanlardan hareketle yazdıkları Kitâb-ı İnşâ’yı hatırat türünden bir eser haline getiriyor ve muhtevasını tarihçiler için değerli kılıyor. Kitâb-ı İnşâ’, 18. yüzyılın başında Osmanlı-Habsburg sınırındaki muhafız paşalar, Habsburg generalleri ve Macar bağımsızlık savaşının komutanları arasındaki otantik olmayan ancak kolayca muhayyel de diyemeyeceğimiz mektuplaşmaları ve Osman Ağa’nın kimi zaman olayların şahidi kimi zamansa faili olarak görüp işittikleri, yapıp ettikleri hakkındaki takrirlerini içeriyor: 1699 sonrasında Osmanlı-Habsburg sınırının tahdidinin nasıl yapıldığı, sınırdaki gasp ve cinayet davalarının ne şekilde çözümlendiği, ticarî anlaşmazlıkların hangi halleri aldığı gibi konular Osman Ağa’nın eserinde y","PeriodicalId":479478,"journal":{"name":"Genel Türk Tarihi Araştırmaları dergisi","volume":"59 23","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-07-16","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141643550","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
GELENEKTEN MODERNLİĞE: 19. YÜZYIL MODERNLEŞME HAREKETLERİ AREFESİNDE ÇİN VE OSMANLI İMPARATORLUKLARINDA DEĞIŞIM SÜRECİ 从传统到现代:中国和奥斯曼帝国变革进程前夕的 19 世纪现代化运动
Genel Türk Tarihi Araştırmaları dergisi Pub Date : 2024-07-11 DOI: 10.53718/gttad.1487235
Rahman Nurdun
{"title":"GELENEKTEN MODERNLİĞE: 19. YÜZYIL MODERNLEŞME HAREKETLERİ AREFESİNDE ÇİN VE OSMANLI İMPARATORLUKLARINDA DEĞIŞIM SÜRECİ","authors":"Rahman Nurdun","doi":"10.53718/gttad.1487235","DOIUrl":"https://doi.org/10.53718/gttad.1487235","url":null,"abstract":"Modern dünyanın temelleri, birçok ulusun kendi geleneksel yapılarını sorgulayarak ve değiştirerek atmış olduğu modernleşme sürecine dayanmaktadır. Özellikle, Çin ve Osmanlı İmparatorluğu gibi büyük ve köklü imparatorluklar, 18. yüzyılda bu dönüşümü deneyimlemiş ve bu süreçlerde benzerlikler ve farklılıklar ortaya çıkmıştır. \u0000Çin’in modernleşme süreci, 18. yüzyılın başlarında ekonomik dönüşümle önemli bir ivme kazandı. Özellikle, Qing Hanedanı döneminde, ekonomik reformlar gerçekleştirilerek modernleşme çabaları başlatıldı. Bu dönemde, geleneksel tarım ve el sanatlarına dayalı ekonomik yapının yanı sıra ticaretin ve sanayinin gelişmesi teşvik edildi. Çin, özellikle Kangxi, Yongzheng ve Qianlong dönemlerinde, Batı’nın teknolojik ve ticari üstünlüğünü anlamış ve bu alandaki eksikliklerini gidermek için çeşitli önlemler almıştır. \u0000Ancak, modernleşme çabalarıyla birlikte, Çin çeşitli zorluklarla karşılaştı. Nüfus sorunu, özellikle kentlerdeki aşırı nüfus yoğunluğu ve kıtlık gibi sorunlar, modernleşme çabalarını olumsuz etkiledi. Ayrıca, Batı'nın ekonomik ve askeri baskısı altında kalan Çin, dış etkileri sindirme eğilimindeydi. Özellikle, “Afyon Savaşları” gibi olaylar, Çin’in dış baskılarla mücadelesinde önemli bir rol oynadı. Batılı devletler, Çin’i açılmaya zorladı ve bu da ülkenin iç politikalarını etkiledi. \u0000Çin’in modernleşme çabaları çoğunlukla iç dinamiklerle sınırlı kaldı. Yani, reformlar genellikle Çin’in kendi içindeki ihtiyaçlara ve koşullara dayanarak yapıldı ve dış etkilerle uyumlu hale getirildi. Bu da modernleşme sürecinin Batı’dan ziyade Çin’in kendi iç dinamiklerine dayalı bir şekilde gerçekleştiğini göstermektedir. Ancak, Çin’in bu süreçte dış etkileri sindirme eğilimi, modernleşme çabalarının Batılı güçlerin taleplerine boyun eğmesiyle sonuçlanmadı. Çin, kendi kimliğini koruyarak modernleşme sürecini yönlendirmeye çalıştı ve dış baskılara direnme gücünü gösterdi. \u0000Öte yandan, Osmanlı İmparatorluğu’nun modernleşme süreci, genellikle 19. yüzyılın ortalarına doğru Tanzimat reformlarıyla başlar. Bu reformlar, imparatorluğun ekonomik, siyasi ve hukuki yapısında köklü değişiklikler getirdi. Ancak, Osmanlı toplumu, uzun süredir devam eden geleneksel yapılarının ve padişahın otoritesinin etkisi altında yaşamıştı. Askeri ve bürokratik elitler, imparatorluğun yönetiminde belirleyici bir rol oynamıştır. Modernleşme çabaları, bu elit gruplar tarafından yönlendirilmiş ve desteklenmiştir. \u0000Osmanlı modernleşmesi, sadece iç dinamiklerle sınırlı kalmamıştır. Aynı zamanda, uluslararası siyasetteki değişimlere de dikkat edilmiştir. Özellikle, Avrupa devletlerinin güçlenmesi ve emperyalist politikaları, Osmanlı İmparatorluğu’nun uluslararası arenada yeni bir strateji izlemesini zorunlu kılmıştır. Bu süreçte, imparatorluk dış baskılarla daha yoğun bir şekilde karşılaşmış ve uluslararası ilişkilerdeki dönüşüm, modernleşme sürecini daha fazla etkilemiştir. \u0000Her iki toplum da Batı'nın etkisi altında modernleşme arayışına girdi, ancak bu süreçte karşılaştık","PeriodicalId":479478,"journal":{"name":"Genel Türk Tarihi Araştırmaları dergisi","volume":"88 6","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-07-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141835075","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
DEVLET BİLİMİ: GÖÇEBE VE YERLEŞİK DEVLET 国家科学游牧和定居状态
Genel Türk Tarihi Araştırmaları dergisi Pub Date : 2024-07-03 DOI: 10.53718/gttad.1474291
Konuralp Ercilasun
{"title":"DEVLET BİLİMİ: GÖÇEBE VE YERLEŞİK DEVLET","authors":"Konuralp Ercilasun","doi":"10.53718/gttad.1474291","DOIUrl":"https://doi.org/10.53718/gttad.1474291","url":null,"abstract":"Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi alanında uzman olan Prof. Dr. Birgül Ayman Güler, literatüre \"Devlet\" kavramını bütün yönleriyle ele alan bir eser kazandırmıştır. Prof. Dr. Güler'in eseri, disiplinler arası bir nitelik taşımakta olup, Genel Türk Tarihi alanını da yakından ilgilendirmektedir. Türklerde \"Devlet\" kavramını bugüne kadar tarihçiler incelemiştir. Birgül Ayman Güler, Kamu Yönetimi profesörü olarak bugüne kadar tarih araştırmalarındaki gelişmeleri de dikkate alarak \"Devlet\" kavramına özgün bir bakış getirmiştir. Prof. Dr. Güler'in \"Devlet\" kavramını yerleşik ve göçebe devletler ayrımını dikkate alarak incelediği bu eseri, Genel Türk Tarihi öğrencileri için faydalı bilgi ve görüşler içermektedir.","PeriodicalId":479478,"journal":{"name":"Genel Türk Tarihi Araştırmaları dergisi","volume":"68 s273","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-07-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141682224","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
BİR MİKRO TARİH ÇALIŞMASI OLARAK ŞANLIURFA TARİHİNİ YABANCI SEYYAHLARIN ESERLERİNDEN OKUMAK 从外国旅行者的作品中解读桑尼乌法的历史,作为一项微观历史研究
Genel Türk Tarihi Araştırmaları dergisi Pub Date : 2024-07-02 DOI: 10.53718/gttad.1461509
Yıldız Deveci Bozkuş
{"title":"BİR MİKRO TARİH ÇALIŞMASI OLARAK ŞANLIURFA TARİHİNİ YABANCI SEYYAHLARIN ESERLERİNDEN OKUMAK","authors":"Yıldız Deveci Bozkuş","doi":"10.53718/gttad.1461509","DOIUrl":"https://doi.org/10.53718/gttad.1461509","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, mikro tarih araştırmalarından hareketle XVIII. ve XIX. yüzyılda Urfa’ya gelmiş veya bu güzergahtan geçmiş İngiliz ve Alman seyyahların eserleri incelenmiştir. Çalışmanın kapsamında, Batılı seyyahların Osmanlı kentlerine geliş nedenleri, kaleme aldıkları seyahatnameler ve bu eserlerin tarihten günümüze dünyada Türk imajının oluşumu ile Türkiye ile ilişkilerin şekillenmesinde ne tür etkileri olduğuna odaklanılmıştır. Bu çerçevede eserlerin tasnifinde özellikle Urfa’ya dair bölümlerin yer aldığı ve ağırlıklı olarak armchair traveler olmayan seyyahların eserleri incelenmiştir. Bu eserlerde seyyahların Urfa’nın tarihi ve stratejik önemini nasıl ele aldıkları, bölgedeki demografik yapı, etnik ve dini grupların seyyahlarla olan ilişkileri ve kentin sosyo-kültürel özelliğine odaklanılmıştır. Ayrıca bölgeye dair raporlar hazırlayan Batılı seyyahların söz konusu eserlerinin ne kadar objektif olduğu da oryantalizm perspektifinden ortaya konmaya çalışılmıştır. Bu çerçevede mikro tarih araştırmalarıyla batılı yabancı seyyahların büyük tarihî dönemleri ve olayları seyahatnamelerinde nasıl tasvir ettiğine bakılarak bölgedeki toplumsal ve kültürel değişimin izleri ortaya konmuş ve incelenmiştir.","PeriodicalId":479478,"journal":{"name":"Genel Türk Tarihi Araştırmaları dergisi","volume":"41 22","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-07-02","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141838185","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
ESKİ TÜRKLERDE ŞAMAN’IN YERİ ÜZERİNE 关于萨满在古代土耳其人中的地位
Genel Türk Tarihi Araştırmaları dergisi Pub Date : 2024-07-01 DOI: 10.53718/gttad.1436326
C. Esmen
{"title":"ESKİ TÜRKLERDE ŞAMAN’IN YERİ ÜZERİNE","authors":"C. Esmen","doi":"10.53718/gttad.1436326","DOIUrl":"https://doi.org/10.53718/gttad.1436326","url":null,"abstract":"Eski Türk tarihyazımının en tartışmalı meselelerinden bir tanesi, Şamanizm üzerine gerçekleşen fikir teatilerinden doğmaktadır. Bilhassa bu inanç sisteminin İslamiyet öncesi Türklerin dini olup olmadığı yönündeki mülahazalar, Şamanizm’in bir din olup olmadığı yönündeki sorgulamaların dahi önüne geçmiştir. Şamanizm’in tam olarak neye tekabül ettiği, eğer bir din ise bunun sistematiğinin nasıl olduğu eski Türklerde hangi unsurları ile birlikte görüldüğü, nasıl algılandığı ve hayatın hangi noktalarında kendisini gösterdiği gibi sorulara pek çok farklı cevap üretilmiştir. Bu çalışmada ise maksat Şamanizm’e dair bir söz söylemek değildir. Bunu yapmaktansa, bir kişi olarak şamanın/kamın toplum içindeki işlevini ve konumunu anlamlandırmaya çalışılmıştır. Böylece, içinde bulunduğu topluma dokunan ve ona çokça faydası da olan bu karakterin kendisi üzerine odaklanma imkânı yaratılmıştır. \u0000Böylesi bir yaklaşım neden önemlidir? Bu sorunun cevabı eski Türk tarih yazıcılığında Şamanizm üzerinde yürütülmüş olan tartışmalarda yatmaktadır. Konu ile alakalı çalışmalar yürüten tarihçilerin kahir ekseriyeti, bir din olarak Şamanizm’in, eski Türklerin inanç sisteminde yer aldığını reddetmektedir. Bu durum, bazı metinlerde açık bir reddiye ve bunun gerekçelendirilmesi ile kendisini gösterirken bazı metinlerde ise Şamanizm’e hiç yer verilmemesi, onun yok sayılması olarak kendisini göstermektedir. Söz konusu makalede, öncelikle bu çalışmalardan bahsedilmiş, gerek tarihî gerçekliği bağlamında, gerekse tarihyazımı ekseninde Şamanizm’in Türk tarihçiliğindeki izi sürülmüştür. Bu noktada, belki doğrudan adları anılmasa dahi; sanat tarihi, arkeoloji ve halk bilim, müzikoloji ve ilahiyat gibi disiplinlerde çalışmalarını sürdüren isimlerin görüş ve değerlendirmelerinden de istifade edilmiştir. Çalışmada, sonraki merhale şamanın yaşadığı toplum içindeki rolüne odaklanmıştır. Bu noktada şaman, mistik bir imge olarak değil, tam tersine mümkün olduğunca işe yaradığı, toplumun karşı karşıya kaldığı sorunlara ürettiği çözümler bağlamında, ete kemiğe bürünmüş bir halde tasvir edilmiştir. \u0000Denilebilir ki eski Türk toplumunun en özgün üyeleri olan ve oldukça sıra dışı yaşamlar süren şamanların/kamların, ayrı bir kast yahut sosyal sınıf halinde bulunup bulunmadıkları da önemli bir sorundur. Tarihçilerin ve saha araştırmacılarının ortak kanaati bunun olmadığı yönündedir. Kamlar, yaptıkları iş vesilesiyle içinde yaşadıkları toplum üzerinde bir nüfuz tesis etmeye, hiyerarşik bir pozisyon kazanmaya çalışmamışlardır. Elbette ki, her şeyden önce kendilerinin de bağlı olduğu Türk töresi buna imkân tanımamaktadır. Bu durumun bir başka göstergesi ise şamanlığın doğrudan babadan oğula aktarılan bir iş olmaması, adeta işin gelecek nesillerdeki şamanı seçmesine izin verilmesidir. Neticede şamanların diğer sıradan insanlardan üstünlüğü ancak icra edilen ayin sırasında ortaya çıkmaktadır. Toplumu oluşturan bireylerin gözünden şamanlara bakıldığında ise kaydedilen netice bilhassa gerçekleştirilen meras","PeriodicalId":479478,"journal":{"name":"Genel Türk Tarihi Araştırmaları dergisi","volume":"2005 21","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-07-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141706862","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
KERVANLARIN SIRTINDA TAŞINAN İMAN (TÜRKLERİN İSLAMLAŞMASINDA MÜSLÜMAN TÜCCARLARIN ROLÜ) 商队背负的信仰(穆斯林商人在土耳其人伊斯兰化中的作用)
Genel Türk Tarihi Araştırmaları dergisi Pub Date : 2024-01-17 DOI: 10.53718/gttad.1384509
Ahmet Selçukoğlu, Ayşe Hacimustafaoğlu
{"title":"KERVANLARIN SIRTINDA TAŞINAN İMAN (TÜRKLERİN İSLAMLAŞMASINDA MÜSLÜMAN TÜCCARLARIN ROLÜ)","authors":"Ahmet Selçukoğlu, Ayşe Hacimustafaoğlu","doi":"10.53718/gttad.1384509","DOIUrl":"https://doi.org/10.53718/gttad.1384509","url":null,"abstract":"Türk halkları, yaşam tarzları gereği sıkça yer değiştirdikleri için çok sayıda din ve inanç sistemleriyle etkile-şim halinde bulunmuşlar; bu sayede kendisine özgü bir iman, toplumsal yapı ve yaşam tarzı geliştirmişlerdir. Bu çerçevede Türkler İslamiyet’ten önce Budizm, Maniheizm ve Totemcilik gibi inanç sistemlerine bağlanmış olsa-lar da Türk inanç sisteminde belirgin olan tek Tanrı anlayışı onların semavi bir dine intibakını kolaylaştırmıştır. Her ne kadar Yahudilik ve Hristiyanlık gibi semavi dinler Türkler arasında sınırlı ölçüde taban bulmuş ise de İslamiyet'in oluşturduğu etkiyle kıyaslanamaz. Özellikle 9. ve 10. asırlarda Türkler arasında hızlı şekilde yayıl-maya başlayan İslamiyet, askeri ve siyasi faaliyetler dışında iktisadi ve kültürel etkileşimlerle de geniş bir kitle-sel tabana kavuşmuştur. Kaynaklardan açıkça anlaşılmaktadır ki, erken dönemlerden itibaren siyasi gelişme-lerden bağımsız olarak Uzakdoğu’ya kadar yayılan Müslüman tacirler sadece ticari ürünleri değil, inançlarını ve kültürlerini de taşımışlardır. Böylece Türk ülkelerine serbestçe girip çıkan Müslüman tüccarlar, bir yandan ürün değişimi ve dolaşımını temin ederken diğer yandan Türklerle İslam dünyası arasındaki dini ve kültürel mübadelenin gönüllü aracıları olmuşlardır. Bu makalede, Türk coğrafyasından seyreden ticaret güzergâhı üze-rinde faal olan Müslüman ticaret erbabının, Türk kavimleri arasındaki tebliğ ve irşad faaliyetleri ile bu faaliyet-lerin Türklerin kitlesel olarak İslamiyet’i kabul etmelerindeki etkisi tartışılacaktır","PeriodicalId":479478,"journal":{"name":"Genel Türk Tarihi Araştırmaları dergisi","volume":"32 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-17","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139527248","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
EFFORTS OF RUSSIAN TURKS (CRIMEA, AZERBAIJAN) IN FORMING PUBLIC OPINION IN TURKIYE: PUBLISHING ACTIVITIES 俄罗斯土耳其人(克里米亚、阿塞拜疆)在土耳其形成舆论的努力:出版活动
Genel Türk Tarihi Araştırmaları dergisi Pub Date : 2024-01-11 DOI: 10.53718/gttad.1402610
İlker Türkmen
{"title":"EFFORTS OF RUSSIAN TURKS (CRIMEA, AZERBAIJAN) IN FORMING PUBLIC OPINION IN TURKIYE: PUBLISHING ACTIVITIES","authors":"İlker Türkmen","doi":"10.53718/gttad.1402610","DOIUrl":"https://doi.org/10.53718/gttad.1402610","url":null,"abstract":"Yüzyıllar boyunca kadim bozkır kültürünün temsilcisi olan ve bağımsız yaşamından ödün vermeyen Türkler, geniş coğrafyalara dağılmanın sonucunda birlikten yoksun hale gelmiştir. Karadeniz’in Kuzeyinden batıya göç edenler ile Hazar’ın güneyinden göç edenler hem siyaseten hem de kültürel olarak bölünmüştür. IX. yüzyıldan itibaren devletleşme sürecine giren Rusya, Kuzey Türkleri için tehdit olmaya başlamıştır. XIII. yüzyılda Moğolların tarih sahnesine çıkması ve Altın Orda Devleti’nin Deşt-i Kıpçak’a hâkim olması iki yüzyıl boyunca Rusya’nın güneye inmesine mâni olmuştur. Altın Orda Devleti’nin zayıflamasıyla birlikte Kırım, Kazan, Kasım, Astrahan gibi hanlıklar kurulmuştur. Rusya’nın “sıcak denizlere inme emelleri”, bu hanlıkların ortadan kaldırılmasını gerektiriyordu. Nitekim 1552 yılında Kazan Hanlığı’nın işgali ile başlayan Rusya’nın Türk topraklarını işgal süreci XIX. yüzyılın son çeyreğine kadar devam etmiştir. Rusya’nın bu yayılma siyaseti Karadeniz’in kuzeyi, Balkanlar, Kafkasya ve Türkistan istikametinde gerçekleşmiştir. XVIII. yüzyılın başlarında I. Petro’nun revize ettiği Rus ordusu, kısa süre içerisinde Batı’nın savaş teknolojisi ile donatılmıştır. Birlikten yoksun olan ve savaş teknolojisinin gerisinde kalmış bulunan Türklerin bu ordu karşısında başarı sağlama şansı olmamıştır. Rus ilerleyişini savaşarak durduramayacağını anlayan Türk aydınları, mücadeleye kalem ve kâğıt ile devam etme yolunu seçmişlerdir. Özellikle Tatar aydınları, uyguladıkları eğitim politikalarıyla bilinçli bir neslin ortaya çıkmasına katkı sağlamıştır. Rusya’nın Türk boylarını bölmek için ortaya attığı, lehçe farklarına dayalı yeni dil yaklaşımına karşı birlik olmanın önemi ortaya çıkmıştır. Türk Dünyası’nın en önemli fikir adamlarından biri olan İsmail Gaspıralı çıkarmış olduğu Tercüman gazetesiyle bu birlikteliğin gerekliliğini bütün Türk coğrafyalarına duyurmuştur. Gaspıralı, uygulamış olduğu Usul-ü Cedit sayesinde kısa sürede okuma yazama öğreterek binlerce öğrenci yetiştirmiştir. Ayrıca “Dilde, İşte, Fikirde, Birlik” sloganı; Türk Dünyası birliğinin sembolü, kurtuluşunun yegâne formülü haline gelmiştir. Gaspralı’nın Bahçesaray’da başlattığı yayın faaliyetleri kısa süre içerisinde bütün Türk coğrafyasına dağılmıştır. Muhaceret yolunu seçen Türk aydınları farklı ülkelerde yayın faaliyetlerine devam etmiştir. Osmanlı ve ardından gelen genç Türkiye bu bağlamda önemli bir yayın merkezi olmuştur. Rusya’dan bağımsızlığını kazanmak isteyen ve bu isteklerini dünya kamuoyuna duyurmak için var gücüyle yayın yapan Rusya Türkleri, Türkiye’yi ikinci vatan olarak görmüşlerdir. Türkiye’de çıkan dergilerin isimleri ve süreleri dönemin koşullarına göre belirlenmiştir. Bağımsızlık arayışında olanların durağı olan Türkiye, bazı zamanlarda bu gazeteleri yasaklamış bazı zamanlarda ise desteklemiştir. Kendi dış politikası çerçevesinde olayları değerlendirmek durumunda olan Türkiye dönemin şartları neyi gerektiriyorsa o şekilde hareket etmiştir. Türk Dünyası aydınları ise her zaman iç","PeriodicalId":479478,"journal":{"name":"Genel Türk Tarihi Araştırmaları dergisi","volume":"35 4","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139533757","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
NARH SİSTEMİ VE ANKARA’DA BİR NARH KAYDI ÖRNEĞİ NARH 系统和安卡拉 NARH 记录实例
Genel Türk Tarihi Araştırmaları dergisi Pub Date : 2024-01-05 DOI: 10.53718/gttad.1396470
Hicran Bayrakci
{"title":"NARH SİSTEMİ VE ANKARA’DA BİR NARH KAYDI ÖRNEĞİ","authors":"Hicran Bayrakci","doi":"10.53718/gttad.1396470","DOIUrl":"https://doi.org/10.53718/gttad.1396470","url":null,"abstract":"Osmanlı İmparatorluğu, Avrupa’da yüz yıllarca uygulanan ekonomik sistemi benimsememiş bunun aksine imparatorluk içerisindeki ürünlerin çokluğundan yararlanıp bu ürünlerin kullanımına yönelik politikaları benimsemiş ve bu politikaların uygulanmasını teşvik etmiştir. Osmanlı aynı zamanda benimsediği merkeziyetçilik ilkesi gereği ekonomiyi de tamamen serbest bırakmayarak, halkın mal ve ihtiyaçlarına ulaşımını kolaylaştırmak için piyasalara düzenleyici müdahalelerde bulunmuştur. Bunun en tipik örneği ‘narh sistemi’ dir. İslam devletlerince narh sistemini uygulamanın doğru olup olmadığı konusu tartışma sebebidir. Tartışmalar sürerken sistem, birçok İslam devleti tarafından yıllarca uygulanmıştır. Osmanlı’da 19. yüzyılın ikinci yarısına kadar narh kurumu iktisadi sistemin önemli bir parçası olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu tarafından bu sistem muhtesiplik, kadılık gibi kurumlarla iç içe geçmiş bir şekilde başarılı bir biçimde yüzyıllarca yürütülmüştür. Narh sistemi, Osmanlı Devleti’nde ekonomik ve iktisadi hayatı tam anlamıyla idrak için incelenmesi gereken bir konudur. Narh sisteminin uygulanış biçimi temelde İslam ülkelerindekine benzerlik gösterse de uygulamada Osmanlı Devleti, sistemi günlük kullanıma uyarlamış ve pratikte kendi ihtiyacını karşılamaya yönelik bir şekilde geliştirmiştir. Geniş bir coğrafyaya hâkim olan Osmanlı, hâkim olduğu yerlerdeki sosyal ve ekonomik yapıyı da göz önüne alarak sistemi bu coğrafyalara uyarlamış, halkın alım gücüne göre fiyat listeleri belirlemiştir. Sistemle birlikte halkın alım gücüne yönelik düzenlemeler yapılmasının yanı sıra üretilen ürünün kalitesi de denetlenmiştir. Esnaflar arası haksız rekabetin önüne geçilmiş, halk fahiş fiyatlardan korunmuş, kaliteli ve denetimli ürüne sahip olmuştur. Savaş, kıtlık gibi buhran dönemlerinde fiyatları ve ürün kalitesini sıkı bir şekilde narh sistemi sayesinde kontrol etmiştir. Fiyat belirlenmesinde bu durumdan etkilenecek bütün kesimi dikkate almış ve sisteme muhalif davranışları engellemiş ve cezalandırmıştır. Tüm bunları taşradaki merkezi otoritenin temsilcisi kadı ve yardımcıları tarafından sistemli bir biçimde yürütmüştür. Kadının narh sistemini uygulamadaki en büyük yardımcısı muhtesiptir. Muhtesip devlet, esnaf ve halk arasında bir köprü görevi görmüştür. Muhtesiplik kurumu narh sisteminin uygulanmasında önemli bir role sahiptir. Bu Çalışma, Osmanlı iktisadi yaşamında narh sisteminin yeri ve önemi saptamak için kaleme alınmıştır. Özgünlük açısından 1850-1851 yıllarını ihtiva eden Ankara Kadı Sicilindeki 2 adet narh kaydının değerlendirmesini konu edinmektedir. Bu çalışma, art arda iki yılın narh kayıtlarını içerdiği için bu iki zaman aralığında Ankara’daki ekonomik seyri araştırmak ve görmek bakımından dikkate değerdir. Tipik bir taşra şehri olan Ankara’nın söz konusu iki yıldaki (1850-1851) narh listelerinde görülen ürünlerin fiyat değişimine ışık tutması açısından önemlidir. Narh kayıtlarının seçildiği tarih tarafımızca rastgele seçilmiş bir defterden alınmıştır. Ça","PeriodicalId":479478,"journal":{"name":"Genel Türk Tarihi Araştırmaları dergisi","volume":"6 8","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139536106","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Turkestan Woman in Soviet Historiography: Marxist Dogmatism, Progressivism and Statistical Narrative 苏联史学中的突厥斯坦妇女:马克思主义教条主义、进步主义与统计叙事
Genel Türk Tarihi Araştırmaları dergisi Pub Date : 2023-10-25 DOI: 10.53718/gttad.1356681
Symbat ESENKAN KYZY
{"title":"Turkestan Woman in Soviet Historiography: Marxist Dogmatism, Progressivism and Statistical Narrative","authors":"Symbat ESENKAN KYZY","doi":"10.53718/gttad.1356681","DOIUrl":"https://doi.org/10.53718/gttad.1356681","url":null,"abstract":"Sovyetler Birliği’nin sahneye çıkmasıyla birlikte Türkistan bölgesi Batı tarzı modernleşme seyrine girmiştir. Bolşeviklerin eliyle hayata geçirilen (hızlandırılmış tempoda) sanayileşme süreci, uzun yıllar boyunca bölgede varlığını koruyan geleneksel yaşam tarzını yerle bir etmiş ve yerlilerin dini-kültürel pratiklerinin temelini sarsmıştır. Bunlar arasında kadın hakları ya da basit bir deyişle kadınların toplum içindeki yeri kuşkusuz en önemli reformlardan birini oluşturmaktadır. Bu çalışmada, Sovyet döneminde Türkistan kadın tarihinin Sovyet tarihyazıcılığı tarafından nasıl yansıtıldığı incelemeye tabi tutulmuştur. Araştırmanın sonucunda, Türkistan kadınını konu alan Sovyet tarihyazıcılığının belirleyici özellikleri olarak (a) Marksist dogmatizm, (b) radikal ilerlemecilik ve (c) istatistiksel anlatı yapısı ortaya çıkarılmış ve makalede bu özelliklerin her birine detaylıca durulmuştur. Bunun dışında 1920’lerden 1980’lere uzanan süre içerisinde tarihi eserlerin üç döneme ayrılabileceği ve onların birbirinden farkları tespit edilmiştir.
 Sovyetler Birliği’nde “kadın meselesinin çözülüşü” geniş çaplı bilimsel araştırma literatürü yaratmış, geniş çapta bilimsel kitap ve makaleler yayınlanmıştır. Sovyet yazarlar kadın meselesi üzerine 1920’lerden beri yazmışlardır. 1975 yılında yayımlanan “Ekim Devrimi ve Özbekistan’da Kadın Sorununun Çözülüşü” adlı kapsamlı ve detaylı kitabında R. H. Aminova, Sovyetler Birliği’ndeki kadın tarihinin gelişimini üç genel döneme ayırır. 1920-1930’lara denk gelen ilk döneme ait yazarların literatüre katkısı, SSCB’nin erken yıllarındaki zorlu dönemlerde, Komünist Parti ve Sovyet Hükümeti’nin Turkistan kadınları arasında hayat geçirdiği politikaları yanında yerel kadınların karşılaştığı problemleri ilk gözden görmüş olmalarıyla çok önemli birincil kaynak oluştururlar. Bu yazarların çoğu profesyonel tarihçi olmasa da, alana katkısı bakımından paha biçilemez niteliktedir. Bu döneme ait eserler, 20. yüzyılın başlarında Turkistan’daki kadınların karşılaştığı yenilkleri birinci elden anlatır ve cinsiyet politikalarının uygulanmasında ortaya çıkan karmaşıklıkları ve zorluklara ışık tutarlar.
 1940-1950’leri kapsayan ikinci döneme gelindiğinde, Sovyetlerin kadın sorununu çözmedeki “başarıları” gündeme gelir ve sıkça Batılı kapitalist ülkelerle karşılaştırmalara yer verilir. 1950’lerden 1970’lere uzanan uzun süreyi oluşturan üçüncü dönem eserleri genellikle profesyonel tarihçi, etnograf, sosyolog ve filozofları içermektedir. Bu dönemde kadın tarihine odaklanan akademik literatür daha profesyonel nitelikte ortaya çıkmaya başlar. Ayrıca, diğer disiplinlerde de olduğu gibi, güçlü bir Marksist kuramsal temele dayandırıldığı görülebilir.
 Sovyet tarih kitaplarında Bolşevikler, Turkestan kadınlarını nesiller boyu köleleştiren feodal ve kabile yapısını ortadan kaldıran ve tüm işçileri ve köylüleri sosyal ve ulusal sömürüden kurtaran reformistler olarak tasvir edilmektedir. Kadın tarihini konu alan geniş Sovyet literatüründe","PeriodicalId":479478,"journal":{"name":"Genel Türk Tarihi Araştırmaları dergisi","volume":"9 7","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135170772","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
SILK AND FUR: SOGDIAN TRADE AND PRESENCE IN THE NORTH OF BLACK SEA (2ND-8TH CENTURIES AD) 丝绸和毛皮:粟特人在黑海北部的贸易和存在(公元2 -8世纪)
Genel Türk Tarihi Araştırmaları dergisi Pub Date : 2023-10-18 DOI: 10.53718/gttad.1365436
Başak KUZAKÇI
{"title":"SILK AND FUR: SOGDIAN TRADE AND PRESENCE IN THE NORTH OF BLACK SEA (2ND-8TH CENTURIES AD)","authors":"Başak KUZAKÇI","doi":"10.53718/gttad.1365436","DOIUrl":"https://doi.org/10.53718/gttad.1365436","url":null,"abstract":"Orta Asya ticaretini bütün yönleriyle antik dönemlerden itibaren üstlenen Soğdlar, MS. II. yüzyıldan itibaren İpek Yolu boyunca bölgesel ticaretlerini uluslararası hale getirmeye başladı. Çin’de Han hanedanı döneminden itibaren, Orta Asya’nın antik ticaret merkezlerinden Çin sınır şehirlerine oradan da Çin içlerine kadar koloniler vasıtasıyla kompleks ve işlek bir ticaret ağı kurdular. IV. yüzyılda Akhunlar gibi Hun kökenli kabilelerin VI. yüzyıldan itibaren ise Türk Kağanlığı’nın Soğd coğrafyasında bir başka ifade ile Mâverâünnehir’deki hâkimiyet döneminde İpek Yolu’nun doğu güzergâhları boyunca kurulan Soğd ticaret ağı, “Kürk Yolu” olarak da adlandırılan kuzey ticaret yollarına Hazar coğrafyasına ve oradan da Kırım’a kadar uzandı. Soğd ticaret ağının kuzey ticaret güzergahıyla bağlantısı ve bu coğrafyada Soğd varlığı çeşitli arkeolojik veriler ve bilhassa dönemin hagiografik eserlerinde izlenebilmektedir. MS. II-VII. Yüzyıllar arasında batı pazarlarının doğu ticaretine açılması özellikle Doğu Roma İmparatorluğu’nda Çin ve Orta Asya mahreçli ticari emtiaya en çok da ipeğe ve ipekli dokumaya yönelik piyasa ortaya çıkması İpek Yolu’nun başat tüccar grubu Soğdların yönünü batıya çevirmesine yol açtı. 
 Soğd tüccarları Türk Kağanlığı’nın inşa ettiği Pax Turcica sayesinde Asya boyunca güvenli yollar sayesinde ticari güçlerini artırdılar ve kağanlığın diplomatik misyonlarını da üstlenerek bağlantılarını Doğu Roma’ya kadar genişlettiler. Soğdların Doğu Roma pazarlarına ulaşmak için kullandığı ana merkezlerden birinin ise Kerç Boğazı yakınlarındaki Sudak/Suğdak olması ve burada Soğd kolonisinin mevcudiyeti yazılı ve arkeolojik kayıtlar bağlamında muhtemel görünmektedir. Kırım’ın Antik dönemlerde ve Orta Çağ boyunca bozkırdan gelen ticaret güzergâhının nihayetlendiği duraklar arasında olduğuna dair yazılı ve arkeolojik izler söz konusudur. Soğdların kolonileştiği VI. yüzyılda Hazar coğrafyasını da kontrol eden Türk Kağanlığı’nın batı sınırını teşkil ediyordu. Kırım Sudak’ta Soğd varlığı üzerine etimolojik bağlantıların yanı sıra bölgedeki Hristiyan rahiplerin anlatıları ve kayıtları güçlü kanıtlar sunmaktadır. Nitekim Türk Kağanlığı’nın 570’te ve sonraki yıllarda Doğu Roma’ya gönderdiği Soğdlardan müteşekkil elçilik heyetlerinin diplomatik girişimleri sonrasında tutulan kayıtlarda Karadeniz ve çevresinde Orta Asya ve Soğd kökenli kişi adlarına rastlanılmaktadır. Yine Doğu Roma elçisi Klikyalı Zemarkos/Zemarchus, Kırım üzerinden seyahat ederek Türk Kağanlığı’nın liderleriyle görüşmüştür. Türk Kağanlığı hazinesinde biriken binlerce top Çin ipeğini Sasani ticaret yolları üzerinden Batı pazarlarına ulaştırma denemesi başarısızlıkla sonuçlanan Türk Kağanlığı’nın Soğdlu tüccarları, yeni bir güzergâh oluşturma için doğrudan Doğu Roma ile temasa geçerek Kuzey ticaret yolunu ipek ticaretinin güzergahlarından birine dönüştürmeyi hedeflemiştir. Bu ekonomi-politik bağlamında Hazar-Kafkasya ve Karadeniz’in kuzey bozkırları yeni bir ticari canlılık dönemine girmi","PeriodicalId":479478,"journal":{"name":"Genel Türk Tarihi Araştırmaları dergisi","volume":"31 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135883741","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
0
×
引用
GB/T 7714-2015
复制
MLA
复制
APA
复制
导出至
BibTeX EndNote RefMan NoteFirst NoteExpress
×
提示
您的信息不完整,为了账户安全,请先补充。
现在去补充
×
提示
您因"违规操作"
具体请查看互助需知
我知道了
×
提示
确定
请完成安全验证×
相关产品
×
本文献相关产品
联系我们:info@booksci.cn Book学术提供免费学术资源搜索服务,方便国内外学者检索中英文文献。致力于提供最便捷和优质的服务体验。 Copyright © 2023 布克学术 All rights reserved.
京ICP备2023020795号-1
ghs 京公网安备 11010802042870号
Book学术文献互助
Book学术文献互助群
群 号:604180095
Book学术官方微信