Milli Folklor最新文献

筛选
英文 中文
HIZLI DÜNYANIN YAVAŞLARI: SAKİN ŞEHİR, YAVAŞ YEMEK HAREKETLERİ VE SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL MİRASLA İLİŞKİLERİ
IF 0.2 4区 社会学
Milli Folklor Pub Date : 2022-12-05 DOI: 10.58242/millifolklor.1183902
Tunahan Yıldız
{"title":"HIZLI DÜNYANIN YAVAŞLARI: SAKİN ŞEHİR, YAVAŞ YEMEK HAREKETLERİ VE SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL MİRASLA İLİŞKİLERİ","authors":"Tunahan Yıldız","doi":"10.58242/millifolklor.1183902","DOIUrl":"https://doi.org/10.58242/millifolklor.1183902","url":null,"abstract":"Somut olmayan kültürel mirasın korunması söz konusu olunca farklı kurumlar ve oluşumlar gündeme gelir. Bu farklılıklar koruma yaklaşımlarına, ilan edilen listelere, uygulama örneklerine de yansır. Resmî kurumlarca yürütülen ve hükümetlerce de benimsenen koruma yaklaşımları yanında sivil toplum tarafından başlatılan ve sürdürülen koruma yaklaşımları da bulunmaktadır. Bu iki farklı düzlemde ilerler gibi görünen koruma yaklaşımları bazı durumlarda ortak noktalarda buluşabilir. 1980’lerde İtalya’da başlayan Slow Food (yavaş yemek) ve 1990’larda yine İtalya’da ortaya çıkan Citaaslow (sakin şehir) hareketleri sivil toplum kaynaklı bir toplumsal tepki hareketi olarak ortaya çıkmışlardır. Bu hareketlerin temel amacı dünyada artan hızlı tüketim kültürüne karşı geleneklerle, yerel kültürle barışık yemek ve kent kültürünü geliştirmektir. Temelde UNESCO’nun 2003 yılında imzaladığı Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi ile benzer bir amacı gütmektedirler. UNESCO da önce 1972 Dünya Kültürel ve Doğal Mirasın Korunması Sözleşmesi ile ardından da 2003 Sözleşmesi ile benzer amaçlarla kültürel mirası korumaya çalışır. Farklı yollardan ilerleyen bu yaklaşımların benzerliklerinin ortaya çıktığı noktalar ise çeşitlenmektedir. Kültürel miras tanımı, kültürel mirasın korunması için yapılan uygulamalar, unsurların kaydedildiği listeler, listelere kayıt kriterleri, topluluk grup ve bireylerin katılımı, sivil toplumla iş birliği, sürdürülebilir kalkınma hedefleri, korumada riskli alanlar gibi meseleler her iki yaklaşım için ortaklıkların ve farklılıkların tespit edilebileceği noktalardır. Bilindiği üzere Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi’nde topluluk, grup ve varsa bireylere, sivil topluma sıklıkla değinilmektedir. Sözleşme’nin temel amacı kültürel mirası tek elden değil çok paydaşlı ve katılımcı bir yaklaşımla korumaktır. Bu anlamda sivil toplum temelli organizasyonların ilk bakışta çok uzak görünen yaklaşımları ile SOKÜM Sözleşmesi’nin koruma yaklaşımlarının bir araya gelmesinin temelde UNESCO’nun katılımcı koruma yaklaşımlarına uygun olduğu söylenebilir. Böylelikle sivil toplum temelli yaklaşımların topluma ulaşma ve hızlı karar alma gücü ile Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi’nin kapsayıcı ve resmî gücü bir araya gelmiş olacaktır. Dolayısıyla bu makalede UNESCO’nun somut olmayan kültüre mirasa yönelik koruma yaklaşımları ile sivil toplum temelli yavaş yemek, sakin şehir gibi akımların koruma yaklaşımları karşılaştırılmaktadır. Bu karşılaştırma yapılırken temelde 2003 Sözleşmesi metni, uygulama yönergesi, etik kodları ve UNESCO’nun ilgili internet sayfaları ile yavaş yemek ve sakin şehir akımlarının ilgili internet sayfaları, etik kodları, manifestoları kullanılmıştır. Sonuç olarak SOKÜM Sözleşmesi’nin şekillendirdiği koruma yöntemleri kimi zaman sivil toplum temelli koruma yöntemleri ile benzeşmektedir. Bu benzerliği avantaja çevirerek katılımlı ve çok paydaşlı yeni yaklaşımlar geliştirmek mümkündür. Bu yeni yaklaşımlar ","PeriodicalId":44416,"journal":{"name":"Milli Folklor","volume":"43 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.2,"publicationDate":"2022-12-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"90260203","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"社会学","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
ANADOLU’DA KÜLTÜREL MİRASINI KORUYAN POMAKLAR: SOSYO-KÜLTÜREL YAŞANTILARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA
IF 0.2 4区 社会学
Milli Folklor Pub Date : 2022-12-05 DOI: 10.58242/millifolklor.1058925
Ö. Güzel, Hande AKYURT KURNAZ
{"title":"ANADOLU’DA KÜLTÜREL MİRASINI KORUYAN POMAKLAR: SOSYO-KÜLTÜREL YAŞANTILARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA","authors":"Ö. Güzel, Hande AKYURT KURNAZ","doi":"10.58242/millifolklor.1058925","DOIUrl":"https://doi.org/10.58242/millifolklor.1058925","url":null,"abstract":"Kültür kavramı birçok farklı unsurlardan beslenen ve tarihsel süreç ile birlikte güçlenen bir kavramdır; bu süreç içerisinde toplumun sahip olduğu değerler kültürün birer yansıması olarak ortaya çıkmaktadır. Bu açıdan kültür, kendisini oluşturan değerlerle bir bütündür ve bu değerler kültürel miras olarak adlandırılmaktadır. Somut ve somut olmayan çeşitleri olan kültürel miras, toplumlar hakkında bilgi sahibi olunmasını sağlayan, toplumun ortak kimliğini gösteren ve gelecek nesillere aktarılan unsurlardır. Kültürel miras unsurları, kültürel, çevresel ve sosyal açıdan toplumun tanınması için önem arz eder. Ayrıca kültürel mirasın ekonomi ile de bağlantısı bulunmaktadır. Yerel kalkınma ve istihdama katkı sağlama gibi özelliklerinden dolayı ekonomik katkısından da bahsedilebilmektedir. Belirtilen bu özellikler doğrultusunda nesilden nesile aktarılması ve korunması gerekmektedir. Korunabilmiş olan değerler gelecek kuşaklara aktarılabilecektir. Kültürel mirasın korunması konusunda topluma büyük görevler düşmektedir. Toplumu oluşturan kültürel özellikler ince-lendiğinde farklı kültürlerin toplumun mozağini meydana getirdiği görülmektedir. Böylelikle kültürel çeşitlilik meydana gelmekte ve kültürel miras unsurları da farklılaşmaktadır. Kültürel mirası besleyen önemli bir unsur toplumların kültürel farklılıklarıdır. Kültürel özelliklerinin yaşatılmaya çalışıldığı zengin kültürlerden biri de Pomaklardır. Kendilerine özgü adetleri, gelenekleri görenekleri, inanışları, çeşitli ritüelleri, giyim unsurları, dil ve edebi eser özellikleri, mutfak kültürü neticesinde zengin birikimi olan Pomak kültürü, araştırma konusu olarak seçilmiştir. Bir toplumu diğerlerinden ayıran öğelerinin korunarak gelecek nesillere aktarılması önem arz ederken, Pomaklar gibi kendisine has kültürel kimlik öğeleri bulunan toplumların kültürel örüntülerinin yazılı olarak bir araya getirilmesi kültürel mirasın aktarılmasının önkoşulunu oluşturmaktadır. Bu yaklaşımdan yola çıkarak üretilen araştırma sorusunun çözümlenmesi için Pomak sosyo kültürel örüntülerinin keşfi için yorumlayıcı bakış açısıyla nitel desen yaklaşımı benimseniştir. Nitel desen yaklaşımının en önemli özelliği bir konuyu ayrıntılı ve derinlemesine araştırabilme içeriğine sahip olmasıdır. Bu bağlamda araştırma kapsamında kullanılan nitel desen yaklaşımı sayesinde konu derinliği ile araştırılmış olup, sosyo kültürel özellikler ile ilgili daha detaylı bilgiler elde edilmiştir. Araştırmanın örneklemini Pomak kültürüne sahip olan kişiler oluşturmaktadır. Araştırmanın amacı Pomak kültürüne ait sosyo kültürel unsurların belirlenmesidir. Belirtilen amaç doğrultusunda da yarı yapılandırılmış görüşme formu hazırlanmıştır. Hazırlanan yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılarak derinlemesine görüşme tekniği ile veri toplanmıştır. Betimsel analiz ile çözümlenen verilerden yola çıkılarak Pomak kültürel miras boyutları altı başlık altında ele alınmıştır. Pomak kültürü mirası boyutları çeşitli aşamalarda isimlendirilmiştir; gelenek-g","PeriodicalId":44416,"journal":{"name":"Milli Folklor","volume":"459 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.2,"publicationDate":"2022-12-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"80263128","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"社会学","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
MİZAHİ BİR ANLATI TÜRÜ OLARAK “YÂRENLİK”LER
IF 0.2 4区 社会学
Milli Folklor Pub Date : 2022-12-03 DOI: 10.58242/millifolklor.884669
Asuman GÜNEŞ ULUS
{"title":"MİZAHİ BİR ANLATI TÜRÜ OLARAK “YÂRENLİK”LER","authors":"Asuman GÜNEŞ ULUS","doi":"10.58242/millifolklor.884669","DOIUrl":"https://doi.org/10.58242/millifolklor.884669","url":null,"abstract":"Dostça konuşmak, sohbet etmek, sözle yapılan hafif şaka olarak tanımlanan “yârenlik”; halk arasında, sonunda nükteli bir ifadeye yer verilen gülünç konuşma ve anıların anlatımı için kullanılmaktadır. Fıkraların oluşumuna da kaynaklık eden yârenlik anlatılarında güldürme, önde gelen bir özelliktir. Güldürmenin yanı sıra herhangi bir konuyu, düşünceyi açıklamada, örneklendirmede kullanılabilecek türden olan yârenlikler “teselleme” olarak adlandırılır. Bu çalışmada, Kırşehir’in Mucur ilçesine bağlı Dalakçı köyünden derlenmiş örnek yârenlik anlatıları, mizahi özellikleri bakımından incelenmiş, onu teselleme ve fıkradan farklı kılan nitelikler hakkında tespitlerde bulunulmuştur. Diğer halk edebiyatı türlerinde olduğu gibi yârenlik anlatıları da doğrudan ya da dolaylı şekilde eğlendirme, rahatlatma, dostluğu ve beraberliği güçlendirme, eleştirme ve eğitme işlevlerine sahiptir. Köy gibi küçük bir çevrede yaşanmaları ve anlatılmalarından dolayı, tesellemelerde olduğu gibi yârenliklerin de gerçek kahramanları, anlatıcılar ve dinleyiciler tarafından doğrudan ya da gıyaben tanınır. Anlatıda gülünçlüğü sağlayan etkenlerle ilgili olarak ileri sürülen üstünlük, uyuşmazlık ve psikanalitik kuramlar eksenindeki tespitlerin yanı sıra yârenliklerde, anlatı kahramanın gerçek ve özgün kişiliği de önemli bir yere sahiptir. Bu anlatıların, kahramanlarının tanınmadığı bir ortamda da anlatılması, olay ya da durumun öneminin öznenin önüne geçtiğinin ve daha büyük bir çevreye hitap ettiğinin göstergesidir. Bu niteliği taşıyan yârenlik ve tesellemeler, fıkraya dönüşmeye daha uygundur. Ayrıca, yârenliklerde genellikle amaç olan güldürücü özellik, teselleme ve fıkrada daha çok araç olarak kullanılır. Anlatı, gerçek kahramanlarının yanı sıra ele alınan olay veya durumun da önemini kaybedip unutulmasına rağmen, içerdiği ders ya da fikir bakımından unutulmadığında ise atasözüne dönüşür. Dolayısıyla yârenlik anlatılarının yalnızca fıkralara değil, atasözü ve deyimlere de kaynaklık ettiği söylenebilir. Yârenlik anlatıları, ortaya çıktığı yörenin dışından kimselere anlatıldığında, yayınlanmak üzere köy gazetesine gönderildiğinde veya sosyal medyada paylaşıldığında, anlatıcının yapmış olduğu yorum ve açıklamalar olarak tanımlanan ara sözler de artmaktadır. Köy halkı arasında, doğrudan nükteli ifadelerin yer aldığı konuşma ya da anı aktarılırken aynı yârenlik, daha geniş bir kitleye anlatıldığında özellikle giriş bölümünde konuya yönelik olarak bilgilendirici ifadelere yer verme gereksiniminin ortaya çıktığı görülmektedir. Günlük yaşamda kendiliğinden, doğal olarak ortaya çıkan bu güldürücü nitelikteki konuşma ve anıları içeren yârenlik anlatıları; gerçek kişi, olay ve durumları konu almasından dolayı, anlatıldığı köy ya da yöredeki yaşam şekillerini, hayat şartlarını, ortak duyuş ve düşünüş tarzını; kısacası kültürü ve sosyoekonomik durumu doğrudan yansıtır. Anlatılarda kullanılan sözcükler, seslenme şekilleri, ifade kalıpları yörenin ağız özellikleri hakkında veriler sunarak bu ala","PeriodicalId":44416,"journal":{"name":"Milli Folklor","volume":"13 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.2,"publicationDate":"2022-12-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"88284757","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"社会学","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
KÜLTÜREL DEĞİŞİM VE TELEVİZYON: TÜRK TOPLUMUNUN TELEVİZYONLA TANIŞMA SERÜVENİ VE SİNEMAYA YANSIMASI
IF 0.2 4区 社会学
Milli Folklor Pub Date : 2022-11-29 DOI: 10.58242/millifolklor.1057508
Emine Çakir
{"title":"KÜLTÜREL DEĞİŞİM VE TELEVİZYON: TÜRK TOPLUMUNUN TELEVİZYONLA TANIŞMA SERÜVENİ VE SİNEMAYA YANSIMASI","authors":"Emine Çakir","doi":"10.58242/millifolklor.1057508","DOIUrl":"https://doi.org/10.58242/millifolklor.1057508","url":null,"abstract":"Toplumların kolektif hafızasını oluşturan ve kültürel değişiminde rol oynayan birçok etken vardır. Bu çalışmada, teknoloji ve kültürel değişim özelinde Türkiye’nin televizyonla tanışma serüveni sinema filmleri ve toplumsal bellek üzerinden ele alınmıştır. Çalışmada “Türk toplumu televizyonu nasıl karşıladı ve televizyon toplumun gündelik hayatını nasıl etkiledi?” sorularının yanıtı aranmıştır. Bu kapsamda toplumun televizyonla tanışmasını yansılayan Canım Kardeşim, Kapıcılar Kralı, Vizyontele sinema filmleri incelenmiş ve bu sürece tanıklık eden bir başka ifadeyle toplumsal ve kültürel şoku deneyimleyen dokuz kişiyle görüşülmüştür. Ayrıca “televizyona sahip olmak” düşüncesinin toplumsal bellekte yönetmenlerce nasıl yorumlanarak seyirciye sunulduğu, televizyonun kendini sinema aracılığıyla topluma nasıl kabul ettirdiği, önemli bir kırılma noktası olarak görülebilecek bu teknolojik yeniliğin toplumsal belleğin tarihsel kaydı olarak ele alınıp alınamayacağı üzerinde durulmuştur. Toplumsal bellekte televizyon, farklı adlandırmalarla karşılanmıştır. Televizyonun görüntülü radyo ve ev sineması olarak nitelenmesi önceki teknolojik icatlarla; şeytan icadı, Mesih, deccal, gavur icadı gibi nitelemeler din kaynaklı olumsuz bakış açısıyla; halkın afyonu, israf diyarı, zaman hırsızı, aptal kutusu, büyülü kutu, ağrı kesici, beyaz gürültü, yalnızlığın yoldaşı, sıradan, düzeysiz gibi nitelemeler eğlence ve boş zamanı değerlendirme işleviyle; elektronik dev, uzağı görme teknolojisi, dünya açılan pencere gibi nitelemeler aygıtın işleviyle; mit, çağdaş öykü anlatıcısı, kültür üretme makinesi, kültürel çöplük gibi ifadeler ise eğitim ve kültür aktarım işlevinde üstlendiği role ait olumlu ve olumsuz bakış açısıyla ilişkilidir. Hem sözlü kültür ortamında kaynak kişilerin anıları hem de seçilen filmlerdeki televizyon temsilleri; bu ilk dönemde (1970-1985) televizyona sahip olmanın ekonomik anlamda saygınlık ve statü göstergesi olduğunu, misafirlik ve komşuluk gibi sosyal ilişkileri etkilediğini, televizyonun işlevsel olarak farklı adlarla nitelendiğini, diğer teknolojilerle ilişkilendirildiğini, film ve dizi karakterlerinin izlerkitleyle para-sosyal ilişki kurduğunu, özellikle yaşlıların televizyona direnç gösterdiğini, kültür endüstrisi oluşturduğunu; eğitim, eğlenme, zamanı değerlendirme ve sosyalleşme alışkanlıklarını etkilediği tespit edilmiştir. Bu anlamda toplumsal bellekteki anılarla film sekansları örtüşmekte ve bu yönüyle bilgiler, sözlü tarihe ışık tutmaktadır. Bundan dolayı iletişim teknolojisi özelinde televizyonu kültürel değişimde öncül, kilit ve kritik bir noktada görmek gerekir. Ayrıca televizyonun evlilik geçiş ritüelindeki gelenekleri de etkilediği belirlenmiştir. İlk dönem televizyon, zamanla erkeğin alması gereken çeyiz nesnesine dönüşürken kızdan da çeyizi için televizyon örtüsü örmesi beklenmiştir. Televizyonun toplumla tanışmasını bellek ve hafıza üzerinden ortaya koyan bu çalışmanın, teknoloji ve kültürel değişim özelinde yapılacak başka araştır","PeriodicalId":44416,"journal":{"name":"Milli Folklor","volume":"76 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.2,"publicationDate":"2022-11-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"88520465","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"社会学","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 1
KİTÂB-I RÜSTEMNÂME-İ TÜRKÎ: KAHRAMANLAR VE OLAĞANÜSTÜ VARLIKLAR ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
IF 0.2 4区 社会学
Milli Folklor Pub Date : 2022-11-29 DOI: 10.58242/millifolklor.1056157
Selenay Baloğlu, Zubaida Shadkam
{"title":"KİTÂB-I RÜSTEMNÂME-İ TÜRKÎ: KAHRAMANLAR VE OLAĞANÜSTÜ VARLIKLAR ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME","authors":"Selenay Baloğlu, Zubaida Shadkam","doi":"10.58242/millifolklor.1056157","DOIUrl":"https://doi.org/10.58242/millifolklor.1056157","url":null,"abstract":"Türklerin geçmişten günümüze sahip oldukları dinî inançları, geniş bir coğrafyada varlık gösterirken karşılaştıkları toplulukların dinî inançları ve kültürlerinden gelen unsurları harmanladıkları ve ortaya çıkardıkları mitolojik öğeler masallarda, efsanelerde, destanlarda kendini gösterir. Yazının henüz bulunmadığı dönemlerdeki sözlü edebiyat ürünleri arasında önemli bir yeri olan destanlar ulusların hayatında büyük yankılar uyandıran tarihî, toplumsal olayların anlatıldığı kültürel unsurlarla bezenmiş, kahramanları ve varlıklarının olağanüstülükleriyle mitolojik özellik kazanmış uzun manzum veya mensur eserlerdir. Türk mitolojisi destanlar bakımından oldukça zengindir. Türk dünyasının geniş sahasında İran edebiyatının en önemli manzum eserlerinden biri olan Şehnâme, eski İran efsaneleri üzerine kurulu bir destan örneğidir. Firdevsî tarih öncesi zamanlardan başlayarak eski İran krallarını anlatırken ana tema Rostam (Rüstem), Esfandiâr ve Afrâsiyâb gibi kahramanlar ve kötü karakterler etrafında şekillenir. İran edebiyatında Şehnâme’de bahsi geçen kahramanların olağanüstülüklerinin anlatıldığı başka eserlere de rastlamak mümkündür. Kitâb-ı Rüstemnâme-i Türkî de bu anlatı örneklerinden biridir. Adını Şehnâme’nin efsanevî kahramanı Zâl oğlu Rüstem’den alır. Nakkal (hikâyeciler-anlatıcılar) tarafından anlatılan kahramanlık hikâyelerinde Rüstem’in kahramanlıklarının yanı sıra olağanüstü özellikleri ile varlıklar da yerini alır. Varlıklar bu eserde dünya mitolojilerinde olduğu gibi, iyi-kötü, güzel-çirkin, güçlü-güçsüz, bilinen-bilinmeyen gibi karşıtlıklarla nitelendirilir. Rüstem’in doğumunda Zâl’a kanadındaki bir tüyü kopararak yardım eden Simurg’dan başlamak üzere, hızla büyüyüp sütten kesildikten hemen sonra ekmek ve et yemeye başlaması, birçok yetişkinden bile çok yemek yemesi, çok küçük yaşta olmasına rağmen boyunun çok uzun olması, güçlü kuvvetli bir pehlivanı andıran cüssesi, korkusuzluğu, fillerle mücadelesi, devleri tek başına öldürmesi gibi pek çok mucizesi Rüstemnâme’de yerini alır. Başlı başına bir araştırma konusu olan kahramanımız Rüstem’le ilgili bu hususlar detaylarıyla başka bir çalışmada ele alınacaktır. Burada Türk destan geleneğinde sıkça rastlanan dev motifinin konu olan eserdeki yansımaları değerlendirilecektir. Karakterleri bakımından kötü, insanoğlu için tehdit unsuru olan, iri ve çirkin olarak tasvir edilen bu devlerden bazıları Şehnâme’de yer almazken Rüstemnâmelerde mevcuttur. Diğer bir husus Rüstem’in olağanüstü özelliklere sahip koruyucu giysisi babr-e beyân’dır. Şehnâme’de giysi adı olarak yer almış ancak Rüstem’in Babr-e Beyân’la Savaşması hikâyesinden ve galibiyetinden sonra kendisine ondan zırh yapmasından bahsedilmemiştir. Son olarak da Şehnâme’nin başka nüshalarında yer almayan pek çok araştırmacı tarafından Firdevsî’den sonra el yazma nüshalara eklendiği düşünülen Kok-e Kuhzad ile Rüstem’in Savaşı konusu üzerinde durulacaktır. Türk dünyasında araştırmacılar tarafından bilinen Rüstemnâmeler İran edebiyatının Farsça sö","PeriodicalId":44416,"journal":{"name":"Milli Folklor","volume":"31 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.2,"publicationDate":"2022-11-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"89605621","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"社会学","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
FOLKLOR ALANINDA BİLİMSEL İLETİŞİM: YEREL VE KÜRESEL AĞLARIN BİBLİYOMETRİK İNCELEMESİ
IF 0.2 4区 社会学
Milli Folklor Pub Date : 2022-11-09 DOI: 10.58242/millifolklor.1077547
Talih Öztürk, Haydar Yalçın
{"title":"FOLKLOR ALANINDA BİLİMSEL İLETİŞİM: YEREL VE KÜRESEL AĞLARIN BİBLİYOMETRİK İNCELEMESİ","authors":"Talih Öztürk, Haydar Yalçın","doi":"10.58242/millifolklor.1077547","DOIUrl":"https://doi.org/10.58242/millifolklor.1077547","url":null,"abstract":"Akademik çıktılardan temel beklenti ilgili bilim alanına özgün bir katkı yapmasıdır. Atıflar üzerinden takip edilebilecek bu katkı, yayınların ve akademik dergilerin alandaki etkinliğine ilişkin önemli göstergelerden biridir. Bu etkinlik farklı araştırma alanları için farklı dinamikler ile şekillenebilmektedir. Folklor, çalışma alanı halklara özgü konular olmasından kaynaklı olarak ulusal niteliği ağır basan bir beşerî bilimler alanıdır. Bu bağlamda alanın atıflar üzerinden değerlendirilmesinde, yayın niteliği dışında dil ve kültürel yakınlık gibi farklı faktörlerin etkisinin de olması muhtemeldir. Çalışmamızın temel amacı folklor alanındaki bilimsel etkinliğin temel dinamiklerini Millî Folklor Dergisi (MFD) ve diğer folklor dergileri üzerinden ortaya koymaktır. Bu doğrultuda çalışmamızda folklor disiplininin bilimsel iletişim süreçleri bibliyometrik yöntemler ile ele alınmaktadır. Çalışmamızda analizler iki boyutta gerçekleştirilmiştir. İlk olarak MFD ve diğer folklor dergilerinin yayın sayıları ve atıflarıyla alandaki konumları ele alınmıştır. İkinci olarak ise bu dergilerin aldıkları atıflar üzerinden folklor alanının atıf dinamikleri incelenmiştir. Çalışmanın ilk kısmında görülmektedir ki analiz sonuçlarında MFD, atıf ve yayın sayıları bakımından, diğer folklor dergileri içinde ayrı bir noktada durmaktadır. Burada atıf ortalamaları bakımından “Journal of Folklore Research” ve “Journal of American Folklore” alanın öne çıkan dergilerindendir. Çalışmaların yayımlandıkları yıl ile atıf almaya başladıkları yıl arasındaki süreyi ifade eden atıf gecikmesi değeri ve literatür eskimesini gösteren yarı yaşam değerinin folklor dergileri arasında oldukça farklılaştığı tespit edilmiştir. “Journal of American Folklore”un atıf alan yayınlarının %50’sinin yayımlandıkları yıl atıf almaya başladığı, MFD için ise bu değerin üç yıl olduğu ve bu doğrultuda ortalama atıf gecikmesi eğrisinin altında kaldığı görülmüştür. Literatür eskimesi değerlerine göre oluşturulan listesinde ise MFD’nin değerlendirmeye alınan diğer dergiler arasında yarı yaşam değeri en düşük dergi olduğu belirlenmiştir. Çalışmanın ikinci kısmında folklor alanına yapılan atıflar değerlendirilmiştir. Çalışmamızın bu aşamasında öncelikle folklor alanına yapılan atıfların hangi disiplinlerden geldiğine bakılmıştır. Burada folklor alanına yapılan atıflarda antropoloji ve tarih alanlarının önde geldiği görülmüştür. Folklor yayınlarına alan dışından yapılan atıfların toplam atıflar içindeki payının ise yıllar içinde arttığı ortaya konulmuştur. Son olarak folklor yayınlarının aldıkları atıflar üzerinden çeşitlilik analizleri gerçekleştirilmiştir. Gerçekleştirilen çeşitlilik analizlerinde dergilerin aldıkları atıfların belli kaynaklarda yoğunlaşma durumu ve bunun alınan atıflara yönelik yanlılık yaratıp yaratmadığı incelenmiştir. Çeşitlilik analizleri yayınların atıf aldıkları bilim alanları, ülkeler ve dergiler bağlamında gerçekleştirilmiştir. Çeşitlilik analizleri sonucunda folklor dergilerinin atıf a","PeriodicalId":44416,"journal":{"name":"Milli Folklor","volume":"20 1-2 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.2,"publicationDate":"2022-11-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"78036930","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"社会学","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
FOLKLORUN DİJİTALLEŞMESİNE İLİŞKİN TEMEL SORUNLAR VE SINIRLILIKLAR
IF 0.2 4区 社会学
Milli Folklor Pub Date : 2022-10-26 DOI: 10.58242/millifolklor.1087825
Fuat Boğaç Evren, İzlem Kanlı
{"title":"FOLKLORUN DİJİTALLEŞMESİNE İLİŞKİN TEMEL SORUNLAR VE SINIRLILIKLAR","authors":"Fuat Boğaç Evren, İzlem Kanlı","doi":"10.58242/millifolklor.1087825","DOIUrl":"https://doi.org/10.58242/millifolklor.1087825","url":null,"abstract":"Folklor literatüründe sanal ortamın ve bilhassa sosyal medyanın hem mevcut folklorik dene-yimlerin yeniden üretildiği, yaşatıldığı ve geniş kitlelere erişiminin sağlandığı hem de yeni folklor biçimlerinin yaratıldığı alan olarak kabul edilmesine ilişkin görüşler ağırlığını korumasına rağmen söz konusu savların sorgulanmasına ve sosyal medyanın ekonomik kaygılar ve amaçlar taşıyan ekono-mi-politik altyapısının üzerinde durulmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu gereksinimleri yaratan temel sebep, ticari temellere dayanan ana akım sosyal medyaların kamusal müştereklerin uzağında kalan ticari yapılar olmasıdır. Sosyal medyanın ekonomi-politik altyapısını mümkün kılan en önemli unsur üretketici gözetimidir. Üretketici gözetiminin hâkim olduğu ve üretketicinin dijital emeği üzerine inşa edilen hedefli reklamcılık sistemi, sosyal medyada görünürlüğün ve dikkat çekmenin satın alınabilir olgulara dönüşmesine neden olmaktadır. Bununla birlikte üretketiciler tarafından yaratılan etkileşim ekosistemleri sosyal medyadaki görünürlüğün ve dikkat çekiciliğin yanıltıcı ve sorunlu olduğunu göstermektedir. Bu tespitlerin yalnızca kişisel içeriklerin değil aynı zamanda folklorik içeriklerin de sosyal medyadaki görünürlüğünü olumsuz etkilediği düşünülmektedir. Ayrıca sosyal medyadaki folklorik içeriklerin hâkim kültürü temsil eden içeriklerle girdiği rekabetin eşitsizliğe dayanması folklorik içeriklerin sosyal medyadaki varlığını tehdit eden önemli bir sorundur. Söz konusu tespit-lerden hareketle sosyal medyanın katılımcı kültüre ve katılımcılığa sunduğu katkıları sınayan eleştirel bir yaklaşımla folklorik üretim aracı olup olmadığından öte folklorik içeriklerin görünürlüğüne ilişkin eşitsizlikleri sorunsallaştırarak folklorik içeriklerin sosyal medyadaki görünürlüğünün ve mevcudi-yetinin tartışılması amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda sosyal medyanın ticari temellere dayanan altya-pısının çözümlemesi için öncelikle sosyal medya şirketleri tarafından yaratılan hedefli reklamcılık sistemine değinilerek görünürlüğün ve dikkat çekiciliğin satın alınabilir olgulara dönüşmesinin üze-rinde durulmuştur. Hedefli reklamcılık sistemi üzerine kurulan sosyal medyalara atfedilen katılımcı kültür olanaklarını ve olasılıklarını tartışmak üzere literatürde öne çıkan savlara yer verilerek tartışma yürütülmüştür. Literatürde ağırlığı koruyan iddialar sosyal medyanın katılımcılığa olanak sağladığını ön plana çıkarmakla birlikte ticari temellere dayanan sosyal medyanın ekonomi-politik altyapısını göz ardı etmektedir. Bu sebeple sosyal medyayla ilişkilendirilen katılımcı kültür iddialarının geçerlili-ği ticari sosyal medyanın ekonomi-politik altyapısı, Instagram’da ve Twitter’da yaratılan etkileşim ekosistemleri, Instagram’da, Twitter’da ve YouTube’da folklorik ve hâkim kültüre ait içeriklerin görünürlüğü, internet arama motorları ve akıllı cihazlara uygulama indirilmesine olanak tanıyan uygulama marketleri özelinde incelenmiştir. Elde edilen sonuçlar sanal ortamda katılımcı kültür olanaklarının","PeriodicalId":44416,"journal":{"name":"Milli Folklor","volume":"16 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.2,"publicationDate":"2022-10-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"86583342","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"社会学","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
MODERN TÜRK TİYATROSUNUN OLUŞUMUNDA OSMANLI HÜKÜMDARLARININ ROL VE ETKİLERİ: ESİN, İNŞA VE İHYA
IF 0.2 4区 社会学
Milli Folklor Pub Date : 2022-10-17 DOI: 10.58242/millifolklor.1080955
Bünyamin Aydemi̇r
{"title":"MODERN TÜRK TİYATROSUNUN OLUŞUMUNDA OSMANLI HÜKÜMDARLARININ ROL VE ETKİLERİ: ESİN, İNŞA VE İHYA","authors":"Bünyamin Aydemi̇r","doi":"10.58242/millifolklor.1080955","DOIUrl":"https://doi.org/10.58242/millifolklor.1080955","url":null,"abstract":"Tarihi çok eskilere dayanan Türk tiyatrosu temelde “geleneksel” ve “modern” olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Osmanlı’nın son yüzyılına kadar etkinliğini sürdüren geleneksel tiyatro kalıpları Avrupa ile kurulan temaslar akabinde yerlerini giderek Batı tarzı tiyatro anlayışına bırakmış, bu değişim “esin, inşa ve ihya” kavramlarıyla nitelenebilecek süreçler sonrasında gerçekleşmiştir. Osmanlı’nın 17. yüzyıl itibariyle yürütmeye başladığı Batıyla temasa geçip ilişkileri geliştirme politikası III.Selim ve II.Mahmud dönemlerin-de oldukça etkili bir hale gelmiş, Batı tarzı sanat ve tiyatro ile tanışıklık da gerçek anlamda ilk bu dönemler-de olmuştur. Bu noktada özellikle Avrupa’ya gönderilen elçilerin gözlem ve bilgi anekdotlarından oluşan Sefaretnamelerin oldukça etkili olduklarını söylemek gerekir. Batıyı tanıma ve bilme noktasında önemli işlevlere sahip olan bu sefaretnamelerin bir diğer özelliği de 19.yüzyılda inşa edilecek olan modern Türk tiyatrosunun kuruluşuna izlek ve esin kaynağı olmalarıdır. Kuşkusuz modern Türk tiyatrosu III.Selim ve II. Mahmud’un eğilimleri akabinde Batı tarzı sanatı tanıma, bilme ve esinlenme aşamalarını yaşamış, fakat inşa ve ihya süreçlerini “3A dönemi” olarak adlandırdığımız, padişahlar Abdülmecid, Abdülaziz ve Abdülhamid dönemlerinde gerçekleştirmiştir. Batı tarzı Türk tiyatrosunun inşasında üçlü sac ayağı görevi yürüten sözü edilen padişahlar yenilikçi ve Batılılaşma yönünde ortaya koymuş oldukları irade ve yönetim anlayışı ile Türk tiyatrosundaki bu keskin makas değişiminin mimarları olmuşlardır. Bir başka deyişle üç padişahın Batı tarzı sahne gösterilerine olan özel ilgileri, sevgileri, eğilimleri, yardım, destek, teşvik ve yönlendirmeleri modern Türk tiyatrosunun daha kuruluş aşamasında “altın çağ” yaşamasına yol açmıştır. Batı tiyatrosu ile Geleneksel Türk tiyatrosu arasındaki iki temel fark bu dönemlerde giderilmiştir. Batı tiyatrosunun iki karakteristik yapısı söz konusudur. Biri metne dayalı olması diğeri de oyunların sahnede (tiyatro salonu) sergileniyor olmasıdır. Modern tiyatronun koşulu olan bu iki etmen üç padişahın döneminde etkin bir şekilde yerine getirilip hem metinli tiyatroya geçilmiş hem de tiyatro binaları yapılarak oyunların artık sahnelerde oynanması sağlanmıştı. Bu, Türk tiyatrosunun artık Batılı tiyatro biçemine (dramatik tiyatro – dram sanatı) geçişinin namzedi niteliğindeydi. Yanı sıra, modern Tük tiyatrosuna ait hemen tüm ilkler ve yenilikler bu dönem-lerde gerçekleşti. Yine, saraydaki sahne sanatlarına ilişkin oluşumlar ile özel ve azınlıklara ait çok çeşitli tiyatro grupları bu dönemlerde ciddi saray desteği görmüş, padişahların ‘ihsanları’ sayesinde tiyatro yaşamlarını sürdürebilmişlerdi. Ayrıca Batı tarzı sahne gösterilerinin uluslararası ilişkilerin ve diplomasinin araçlarından biri olarak kullanılması ve bunun bir devlet kültürü haline gelmesi de sözü edilen padişahlar dönemine aittir. Hülasa, Türk tiyatrosunun modernleşmesine ve dram sanatına dönüşmesine ilişkin tarihsel veriler ve ge","PeriodicalId":44416,"journal":{"name":"Milli Folklor","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.2,"publicationDate":"2022-10-17","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"73569905","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"社会学","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Ortaçağ'da Kadınlar: Doğu'da Şamanlar/Batı'da Cadılar
IF 0.2 4区 社会学
Milli Folklor Pub Date : 2022-10-07 DOI: 10.58242/millifolklor.1036455
Habibe Ceren Dağdeviren, Ramazan Altınay
{"title":"Ortaçağ'da Kadınlar: Doğu'da Şamanlar/Batı'da Cadılar","authors":"Habibe Ceren Dağdeviren, Ramazan Altınay","doi":"10.58242/millifolklor.1036455","DOIUrl":"https://doi.org/10.58242/millifolklor.1036455","url":null,"abstract":"Bu makalede Ortaçağ’da kadınların Doğu’da “şaman”, Batı’da “cadı” olarak kabul edilişiyle buna dair pratikler ve sonuçlar incelenmiştir. Kültür, kadın ve erkeğin karşılıklı inşa etmesiyle birikerek oluşan, bireylere verilen roller ve sorumluluklar bütünü olarak toplumun ihtiyaçları, istekleri ve beklentileri arasında kurulan denge şeklinde düşünülebilir. İşte bu çalışmada insanoğlunun, kültürel sürecin her döneminde çevresiyle ilgilenmesi, bilinmeyen, gizemli ve mistik olaylara ilgi duyması ve içinde bulunmak istemiş olması ele alınmıştır. Geleneksel folklorda nesiller boyunca aktarılan birikimlerin sonucunda oluşturulan ve günümüzde daha çok batıl inançlar olarak değerlendirilen büyünün, tarihsel sürecin içerisinde mistik, gizemli ve olağanüstü şekillerde toplumların “gizli güçleri” olarak var olduğu tespit edilmeye çalışılmıştır. Büyünün, en temelde sağaltım yapmak için ortaya çıkmış olsa da zamanla, genel olarak bilinen yollarla sağlanamayan şeyleri elde etmek, birine zarar vermek ya da zarardan korumak için bir takım mistik ve gizli pratikleri kullanarak, doğayı ve doğa yasalarını zorla etkileme amacıyla uygulandığı örneklerle ele alınmıştır. Büyülerin ve büyücülerin farklı zamanlarda ve coğrafyalarda farklı isimlerlerle anıldıkları ortaya konulmuştur. Büyü ve sağaltım (iyileştirmek) üzerine temellenen ve bu çerçevede gelişen şamanlık ve cadılığı da iki farklı kavram olarak, iki farklı coğrafyada var olmuş ve toplumları etkilendiği tespit edilmiştir. Genellikle cinsiyetlere biçilen rollerinin, görevlerin ve sorumlulukların kadın ve erkeğin toplumlardaki konumlarını belirlendiği görülmüştür. Bu roller doğrultusunda kadınların bazen ilahlaştırıldığı bazen de kötülüğün temel kaynağı olarak düşünüldüğü anlaşılmıştır. Zamanla oluşan kadınların tarihteki tanıklıklarını keşfetme isteği, kadınların topluma ve tarihe olan katkıları, deneyimleri, erkeklerin onlar hakkında söyledikleri kadar kendi haklarında söyledikleri de oldukça önemli hale geldiği savunulmuştur. Kadınların da erkekler, devletler, olaylar gibi bir tarihe sahip olduğunun fark edilmesi ile farklı çağlarda sahip oldukları farklı konumlar, anlamlar, sorumluluklar yelpazesinin araştırıldığı önemli bir alanın doğmasına katkı sağlandığı tartışılmıştır. Bu bağlamda kadınların şaman ve cadı olarak toplumsal konumlarının belirlenmesi ve değerlendirilmesi, iki farklı coğrafyada, iki farklı kavramda, iki farklı kimlik, iki zıt olguyu temsil etmeleri, toplumlarda kadın algısının ne kadar farklılaşabildiğini gösterir nitelikte olup kadın tarihine katkı sağlaması açısından önemli vurgulanmıştır. Nitekim insanlığın yarısını oluşturan, toplumun her alanında var olan kadınlar, şaman ve cadı olarak farklı toplumlarda genel itibari ile iki zıt kavramın (iyilik-kötülük) temsilleri olduğu ortaya koyulmuştur. Doğu’da şaman olarak hastaları sağaltan hatta can verebilecek güçte kutsal sayılıp iyiliği temsil ederken, niçin Batı’da cadı olarak tüm günahların ya da suçların sorumlusu olarak görülüp, lanetli say","PeriodicalId":44416,"journal":{"name":"Milli Folklor","volume":"20 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.2,"publicationDate":"2022-10-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"90352841","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"社会学","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 1
KAZAK FOLKLORUNDA YEDİ BAŞLI EJDERHA
IF 0.2 4区 社会学
Milli Folklor Pub Date : 2022-09-28 DOI: 10.58242/millifolklor.973667
Zhanat Ai̇mukhambet, Aiauzhan İssebayeva, Karlygash K KARLYGASH KURMAMBAYEVA
{"title":"KAZAK FOLKLORUNDA YEDİ BAŞLI EJDERHA","authors":"Zhanat Ai̇mukhambet, Aiauzhan İssebayeva, Karlygash K KARLYGASH KURMAMBAYEVA","doi":"10.58242/millifolklor.973667","DOIUrl":"https://doi.org/10.58242/millifolklor.973667","url":null,"abstract":"Bu makalenin konusu olarak mitoloji düşüncesi ve folklardaki ‘yedi başlı ejderha ile savaşma’ motifi seçilmiştir. Mitolojik ejderhanın Avrupa ve Asya mitlerindeki görüntüsü/varlığı karşılaştırılarak açıklanmıştır. Kaosun, bununla beraber kötülüğün sembolü olarak görülen bu yaratık kimi folklor kaynaklarına özgü bir biçimde bilgeliğin temsili olarak karşımıza çıkmaktadır. Halbuki Türk soylu topluluklar arasında, bunlar arasında özellikle Kazak folklorunda yedi başlı ejderha tek bir tipte, yani kötülük temsilinde çokça tasvir edilmektedir. Mitten folklora dönüşen ejderhanın yedi başı olduğu ve bahadırın bu yedi başın her birini kesişinin sembolik bir anlamı olduğu bilinmektedir. Ejderha insanoğluna tehlike saçan, dehşetli bir güç olarak birçok folklorik eserin temel kahramanına dönüşmüştür. Kadim destanlar ile anlatılarda, masal, aşk ve din temalı destanlarda, hikayelerde baş kahramanın esas düşmanı ejderha olmuştur. Dolayısıyla, bahadırın yiğitliğini sınadığı, ün saldığı olay da ejderhayı yenmesi oluvermiştir. \u0000 Kazak folklarındaki temel ve kalıcı motiflerden biri, yedi başlı ejderha ile bahadırın savaşı olagelmiştir. İnsanların yaşadığı yerlerin yakınına gelen ve beraberinde büyük bir dehşet, kahır getiren ejderhayı öldürmek, onun yedi başını kesmek masal örüntüsünün itici gücü, temel kaldıracı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu anlatılan meseleler makalenin temel yönelim noktasına alınarak konu, Kazak folklar metinlerinden örnekler verilerek tahlil edilmiş ve bu konuda kimi düşünceler ileri sürülmüştür. \u0000Kazak folklor eserlerinde daima korkunç düşman olarak tasvir edilen yedi başlı ejderha bütün halka korku salmaktadır. Mitolojik hikayelerdeki ejderha birçok hayvana ait özelliği kendinde toplamıştır; üç veya yedi başlı olması, vücudunun kertenkele ya da yılana benzemesi, uçmak için kanatlarının olması mitolojik ejderhaya has özelliklerdir. Batı halklarının folklorunda zalim, korkunç olarak görülen ejderha; doğu halklarının folklorunda bilge, kamil ve akıl sahibi, koruyucu-kollayıcı olarak görülmektedir. \u0000“Er Töştük” hikayesinin Kazak, Kırgız, Tatar nüshalarında ejderha ile mücadele motifi vardır. Kazak nüshasında, baş kahraman yer altındaki Jılan Bapı hanın ülkesine sefere çıkar. Yer üstüne çıkacağı vakit çınar ağacının dibindeki ejderhayı öldürüp simurg kuşunun yavrularını kurtarır. Bu hikayenin Tatar nüshasında ejderha yılan Er Töştük’ü yer altı dünyasına götürür. Buradaki maksadı, kendilerine tehlike arz eden zalim güçten kurtarmasını rica etmektir. \u0000Yedi başlı ejderhayla savaşıp zafere ulaşan kahramanlardan biri “Dede Korkut Kitabının” kahramanı Salur Kazan’dır. “Dede Korkut Kitabının” yeni nüshasında “Salur Kazan’ın yedi başlı ejderhayı öldürmesi” olarak adlandırılan on üçüncü hikaye bulunmaktadır. \u0000Kazak folklorunun “Kubıgul”, “Kıssa Kulamergen”, adlı eski destanlarında “Jalgız Közdi Dew”, “Altın Müyizdi Kiyik”, “Er Töstik”, “Ayudew”, “Kulatay Batır”, “Jartı Töstik”, “Ayualpan, Swdısalpan” hikayelerinde “Kıssa Cemşid”, “Kıssa Tahir”, “Şahmar","PeriodicalId":44416,"journal":{"name":"Milli Folklor","volume":"46 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.2,"publicationDate":"2022-09-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"75422019","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"社会学","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
0
×
引用
GB/T 7714-2015
复制
MLA
复制
APA
复制
导出至
BibTeX EndNote RefMan NoteFirst NoteExpress
×
提示
您的信息不完整,为了账户安全,请先补充。
现在去补充
×
提示
您因"违规操作"
具体请查看互助需知
我知道了
×
提示
确定
请完成安全验证×
相关产品
×
本文献相关产品
联系我们:info@booksci.cn Book学术提供免费学术资源搜索服务,方便国内外学者检索中英文文献。致力于提供最便捷和优质的服务体验。 Copyright © 2023 布克学术 All rights reserved.
京ICP备2023020795号-1
ghs 京公网安备 11010802042870号
Book学术文献互助
Book学术文献互助群
群 号:481959085
Book学术官方微信