{"title":"Furkân Sûresinin 30. Âyetine Dair Müfessirlerin Yaklaşımları Ve Hz. Peygamber’in Allah’a Münâcâtının Makâsidî Tefsir Açısından Yorumu","authors":"Zakir DEMİR","doi":"10.18505/cuid.1326410","DOIUrl":"https://doi.org/10.18505/cuid.1326410","url":null,"abstract":"Kur’ân’da arkaik zamanlardan ve nüzûl dönemi muhataplarından olmak üzere iki tür ilâhî iktibâs bulunmaktadır. Her iki türdeki atıflar çoğunlukla “kâle” ve türevleri üslûbuyla aktarılmakta ve bunlar iki kapak arasında bulunan metnin yaklaşık yarısını oluşturmaktadır. Kur’ân’ın nüzûl dönemi muhataplarından yapmış olduğu bir iktibâs da Furkân sûresinin 30. âyetinde Hz. Muhammed’in sözü olarak nakledilmektedir. Bu âyette konuşanın Hz. Muhammed olduğu ve kavminin Kur’ân’a karşı ilgisiz olmasını Allah’a şikâyet ettiği görülmektedir. Bu çalışmada söz konusu âyette geçen ve anahtar kelime konumunda olan mehcûr kelimesinin anlam alanı, semantik yapısı, âyetin nüzûl dönemi ve sonrasında yüklenilen manaların izi sürülmektedir. Keza dirâyet ve rivâyet tefsirleri kronolojik olarak incelenerek müfessirlerin ilgili âyete ilişkin yaptığı yorumlar ve değerlendirmeler ele alınmak suretiyle tarihsel süreçte bu âyete dair semantik kırılma noktaları, değişim ve dönüşümler görülmeye çalışılmaktadır. Son olarak tefsir tarihinde söz konusu âyeti makâsidî tefsir ve gâî ilke açısından yorumlayan müfessirlerin yaklaşımları saptanmaktadır. Bu doğrultuda serdedilen yaklaşımlar önce deskriptif bir üslupla aktarılmakta, akabinde bunlar analitik bir bakış açısıyla irdelenmektedir.","PeriodicalId":41327,"journal":{"name":"Cumhuriyet Ilahiyat Dergisi-Cumhuriyet Theology Journal","volume":"32 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135196491","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"The Statement in the Hadith as a Principle of Detection and Criticism: 'It Doesn't Look Like The Reporter's Narration\"","authors":"Bahadır Opus","doi":"10.18505/cuid.1234542","DOIUrl":"https://doi.org/10.18505/cuid.1234542","url":null,"abstract":"Hadislerin sıhhatinin tespiti için muhaddisler tarafından hadisin sened ve metnini ilgilendiren birtakım şartlar belirlenmiştir. Bu şartların sened ve metne bakan yönleri bulunmaktadır. Bu şartlardan biri de hadisin illetli olmamasıdır. Hadisin sıhhatini zedeleyen gizli bir kusur olarak bilinen illetin birtakım çeşitleri ve gerekçeleri olup, muhaddislerin illet tespiti noktasında kullandıkları bazı yöntemler bulunmaktadır. Bu yöntemleri üst başlık olarak ikiye ayırmak mümkündür. Bunlardan birisi cem-i turuk yapılarak hadisin illetine ulaşma yöntemi, bir diğeri de muhaddislerin hadislerle çokça meşgul olmalarından ötürü elde ettikleri melekeyle hadisin illetine ulaşmalarıdır. İllet tespitinde kullanılan cem-i turuk yöntemi kullanım sahası olarak daha geniş, hadis melekesiyle illet tespiti ise daha özel ve kapsam olarak nispeten dar bir alanı ilgilendirmektedir. Hadis âlimlerinin illet tespitinde kullandıkları yöntemlerden biri de “filanın rivâyetine benzemiyor” tenkididir. Bu tekit yöntemi, muhaddislerin hadis melekeleriyle uyguladıkları bir yöntemdir. Bu çalışmada ilgili kaidenin kullanım alanı tespit edilmeye ve hangi gerekçelerden yola çıkılarak bu kaidenin kullanıldığı tespit edilmeye çalışılacaktır.","PeriodicalId":41327,"journal":{"name":"Cumhuriyet Ilahiyat Dergisi-Cumhuriyet Theology Journal","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68158084","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Dindarlık ve Biliş: İçsel Dini Motivasyon ile Eleştirel Düşünme ve İkili Düşünme Arasındaki İlişkiler","authors":"M. Şahi̇n, Büşra KILIÇ AHMEDİ, Mücahit Gültekin","doi":"10.18505/cuid.1238218","DOIUrl":"https://doi.org/10.18505/cuid.1238218","url":null,"abstract":"İnançların sunduğu ilkeler bireylerin düşünme tarzlarını etkilemektedir. Son zamanlarda yapılan çalışmalarda inanan ve inanmayan bireylerin farklı düşünme tarzlarına sahip oldukları tartışılmakla birlikte, Müslüman gruplarda inanç ve bilişsel stiller ilişkisini inceleyen az sayıda çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmada içsel dini motivasyon ile günümüzde en çok arzu edilen düşünme becerileri arasında gösterilen “eleştirel düşünme” ve siyah-beyaz düşünme şekli olarak ifade edilebilecek ve çoğunlukla olumsuz yapılarla ilişkilendirilen “ikili düşünme” arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Çalışma 395 üniversite öğrencisi ile gerçekleştirilmiş, veriler sosyo-demografik bilgi formu, İçsel Dini Motivasyon Ölçeği, Eleştirel Düşünme Eğilimi Ölçeği ve İkili Düşünme Ölçeği kullanılarak elde edilmiştir. Araştırma sonucunda içsel dini motivasyon ile eleştirel düşünme ve ikili düşünme arasında pozitif yönlü anlamlı, eleştirel düşünme ile ikili düşünme arasında da pozitif yönlü anlamlı ilişki bulunmuştur. İkili düşünme ile eleştirel düşünme arasındaki ilişkide ise içsel dini motivasyonun aracı rolünün olduğu görülmüştür. İslam inancı sıklıkla akletmeye, düşünmeye davet etmekte ve bu düşünce tarzını olumlamakta; aynı zamanda cennet-cehennem, iyi-kötü, karanlık-aydınlık, iman-inkar gibi söylemlerle ikili düşünme için çeşitli kavramsal araçlar sunmaktadır. Eleştirel düşünme ve ikili düşünme birbirine zıt yapılar olarak görülmesine rağmen, bulgular İslam inancının aynı anda hem eleştirel düşünme hem de ikili düşünme ile ilişkili olduğunu, bu sayede eleştirel düşünmenin ikili düşünmenin katılığını azalttığı şeklinde yorumlanmıştır. Bulgular ilgili literatür ışığında tartışılmış ve ileri araştırmalar için öneriler getirilmiştir.","PeriodicalId":41327,"journal":{"name":"Cumhuriyet Ilahiyat Dergisi-Cumhuriyet Theology Journal","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47622256","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"10./16. Asırda Yazılmış Bir Makâlât Eseri: Fırḳa-i Nâciye Nasîrüddîn et-Tûsî ve Devvânî Üzerinden Hak Mezhebin Tespit Yöntemine Dair Polemikler","authors":"Halil Işilak","doi":"10.18505/cuid.1243072","DOIUrl":"https://doi.org/10.18505/cuid.1243072","url":null,"abstract":"Bu çalışmada 982/1574 yılında İmâmiyye Şîası'na mensup bir âlim tarafından Farsça kaleme alınmış Fırḳa-i Nâciye isimli makâlât eserindeki fırka tasnifleri ele alınmaktadır. Merkez-i İḥyâʾi Mîras̱-ı İslâmî Kütüphanesi’nde yer alan ve bildiğimiz kadarıyla başka nüshası bulunmayan bu risalede yetmiş üç fırka tasnifi üzerinden İmâmiyye Şîası'nın fırka-i nâciye olduğu ispatlanmaya çalışılmaktadır. Yazar; şeytanın ortaya attığı yedi şüphe, ümmetin ihtilaf etmesine sebep olan ilk olaylar ve mezhepler hakkındaki genel bilgileri el-Milel ve’n-niḥal’den, fırka tasniflerini Şerḥu’l-Mevâḳıf’dan özetlemiş, fakat bu metinlerdeki verileri Şiî anlayış istikametinde yeniden kurgulamıştır. Öte yandan bu risalenin yazılmasındaki asıl sebep fırka tasnifinden ziyade Celâlüddîn ed-Devvânî’nin iddialarına cevap üretmektir. Nasîrüddîn et-Tûsî, fırka-i nâciyenin tespiti noktasında “akaid/usûl konularında bütün mezheplerden farklılaşmak” şeklinde bir yöntem belirlemiş; İmâmiyye Şîası'nın akaid konularının tamamında diğer mezheplerden farklılaştığını ve bundan dolayı da fırka-i nâciye olduğunu iddia etmiştir. Devvânî ise İmâmiyye’nin sadece akaid konusu olmayan imamet anlayışıyla diğer mezheplerden ayrıştığını ve bunun dışındaki akîde esaslarında genellikle Mu‘tezile ile muvafık olduğunu belirtmiş ve böylelikle Tûsî’nin iddiasının temelsiz olduğunu ileri sürmüştür. Bu noktada söz konusu yönteme göre Eş‘arîliğin fırka-i nâciye olmaya daha layık olduğunu, çünkü bu mezhebin akîdeyle ilişkili konularda bütün mezheplerden farklılaştığını ifade etmiştir. Fırḳa-i Nâciye yazarı, Devvânî’nin iddiasının aksine imametin dinin en önemli esaslarından birisi olduğunu belirtmiş ve ayrıca İmâmiyye’nin imamet dışında başka konularda da diğer mezheplerden ayrıştığını iddia etmiştir. Fakat bu iddiasını temellendirmede noktasında yeterli veri sunamamıştır.","PeriodicalId":41327,"journal":{"name":"Cumhuriyet Ilahiyat Dergisi-Cumhuriyet Theology Journal","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68158135","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"The Land Judgeships In The Lıght Of Ottoman Sources","authors":"Nevzat Erkan","doi":"10.18505/cuid.1242625","DOIUrl":"https://doi.org/10.18505/cuid.1242625","url":null,"abstract":"16. yüzyıl Osmanlı adlî sistemi içinde gerek Rumeli gerekse Anadolu eyaletlerinde toprak kadısı olarak zikredilen bir kadılık türü bulunmaktadır. Mahiyeti itibariyle farklı değerlendirmelere konu olan toprak kadılığı, İsmail Hakkı Uzunçarşılı’dan itibaren Osmanlı tarihçileri tarafından teftişle görevli seyyar kadılık olarak ele alınmıştır. Son zamanlarda bazı hukuk tarihçileri toprak kadılığının mahalli bir kadılık olduğu fikrini ortaya atmışlardır. Bu sebeple öncelikle literatürdeki mevcut tartışmalar ele alınmıştır. Osmanlı kayıtlarında toprak kadısı tabirinin ne zaman ve nasıl kullanıldığı hususu üzerinde durulmuştur. Belgelerden hareketle bu kadıların ne gibi farklı özelliklerinin olduğu incelenmiştir. Merkezden gönderilen fermanların ihtiva ettiği görev ve sorumlulukları hakkında değerlendirme yapılıp bu meselenin kaza/belde kadılarının göreviyle ne kadar örtüştüğünün görüldüğü tespit edilmiştir. Yaklaşık iki yüzyıllık bir dönemde arşiv kayıtları, fetva kitapları, kadı sicilleri ve ilgili dönemlerde düzenlenmiş kanunnameler çerçevesinde irdelenmiştir. Yapılan incelemeler sonucunda toprak kadılığı teriminin müstakil bir kadılığı değil, hadiselerin cereyan ettiği mahallin kadısı olduğu soncuna varılmıştır.","PeriodicalId":41327,"journal":{"name":"Cumhuriyet Ilahiyat Dergisi-Cumhuriyet Theology Journal","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47488600","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Değişen Otoriteler: Sünnî ve Şiî Halkalarda Müşterek Nakledilen Bir Rivayetin İncelemesi","authors":"Ayşenur Duman","doi":"10.18505/cuid.1251795","DOIUrl":"https://doi.org/10.18505/cuid.1251795","url":null,"abstract":"Değişen Otoriteler: Sünnî ve Şiî Halkalarda Müşterek Nakledilen Bir Rivayetin İncelemesi \u0000Öz \u0000Ehl-i sünnet ve Şîa’nın hadis literatüründeki müşterek rivayetlerin isnad ve metinleri hadis tarihinin erken dönemlerine dair bilgi sunan önemli bir kaynaktır. Bu makalede konu edilen ve metni anlamlı değişiklikler içeren “İslam’ın aslı namaz, fer‘i zekat, zirvesi Allah yolunda cihattır” hadisi, söz konusu özelliklere sahip müşterek rivayetlerdendir. Nitekim bu hadis Sünnî literatürde Allah Resûlü ve Muâz b. Cebel, Şiî kaynaklarda ise Muhammed el-Bâkır ve Cafer es-Sâdık’ın ashâbıyla yaptığı konuşmalar sırasında nakledilir. Rivayete konu olan otoritelerin ve kişilerin rollerindeki değişimin nasıl meydana geldiğini tespit etmek amacıyla, ilk olarak hadisin Şiî isnad ve metinleri hakkında bilgi verilmiş, özellikle râvilerin Ehl-i hadis halkalarıyla irtibatlı olup olmadığı belirlenmiştir. Ardından Sünnî literatürdeki isnad ve metinlere işaret edilmiş, bunları nakleden râvilerin Şiî ders meclisleriyle olan bağlantılarına ve Şiî görüşleri benimseyip benimsemediklerine bakılmıştır. Böylece rivayetin bir ekolün ders halkasından diğerine ne zaman, nerede ve hangi râviler vasıtasıyla intikal ettiği, ayrıca metin farklılıklarının hangi gerekçelerle meydana geldiği tespit edilmiştir.","PeriodicalId":41327,"journal":{"name":"Cumhuriyet Ilahiyat Dergisi-Cumhuriyet Theology Journal","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"49002431","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Modern Birey İçin Bir Yaşam Rehberi Olarak Ebu Bekir Râzî’nin Ahlak Felsefesi","authors":"Emel Güvenç","doi":"10.18505/cuid.1240619","DOIUrl":"https://doi.org/10.18505/cuid.1240619","url":null,"abstract":"İnsanın bedensel ve ruhsal sağlığının nasıl korunabileceği üzerine düşünce üreten önemli İslam filozoflarından olan Ebu Bekir Râzî, ahlaka ilişkin yazdığı felsefi risalelerinde insanın psikolojik iyi oluş haliyle, ahlaki yetkinliği arasında yakın bir bağlantı olduğunu ifade eder. Bu makalede, Râzî’nin, insanın üzüntülerden kurtulmasına ve manevi olarak iyileşmesine ilişkin ahlaki düşünceleri, modern bireyin yaşamsal sıkıntılarıyla bağlantılı olarak ele alınmıştır. Modern bireyin içinde bulunduğu çağın hâkim paradigmasıyla şekillenen sorunsallarına Râzî’nin ahlakın iyileştirilmesine ilişkin düşünceleri doğrultusunda yaklaşmanın bireye sağlayacağı olası katkıları tartışmak makalenin temel amacını oluşturmaktadır. Bu çalışmanın önemi, Râzî’nin maneviyat eksenli felsefi düşüncelerini, kutsala yabancılaşan, varoluşunun bir amaca hizmet ettiği düşüncesinden uzaklaşan ve mutluluğu maddi olanla özdeşleştiren modern bireyin varoluşsal açmazlarıyla ilişkili olarak çözümleme girişiminden kaynaklanmaktadır. Makalede, Aşkın Olan’ı felsefesinin merkezine koyan ve aklın yol göstericiliğiyle hareket eden Râzî’nin ahlakın iyileştirilmesine ilişkin düşüncelerinin, kendi çağdaşlarına olduğu gibi bugünün modern bireylerine de yaşam rehberliği yapabilecek değerli felsefi düşünceler olduğu sonucuna varılmıştır.","PeriodicalId":41327,"journal":{"name":"Cumhuriyet Ilahiyat Dergisi-Cumhuriyet Theology Journal","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"49167725","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"The Understanding of Miracles in Religious Publications in the Republican Period (1924-1960) of Türkiye","authors":"Abdurrahman Atalay","doi":"10.18505/cuid.1251202","DOIUrl":"https://doi.org/10.18505/cuid.1251202","url":null,"abstract":"Öz: Cumhuriyetin ilk çeyreğindeki dinî yayınların gerek muhteva gerekse üslup ve metot olarak istikametini belirleyen birçok âmilden bahsetmek mümkündür. Bu âmillerin bir kısmı Cumhuriyetle birlikte devreye girerken-veya güçlü bir hal alırken- önemli bir kısmının da Osmanlı modernleşmesine kadar uzanan bir geçmişe sahip olduğu görülmektedir. Osmanlı devletinin savaş meydanlarında başlayan gerilemesi, ciddi toprak kayıplarının yanı sıra Müslümanların kendilerine olan güvenlerini zedelemiş ve kurtuluşun Batı tipi bir modernleşmeyle mümkün olacağı fikrini yaygınlaştırmıştır. Bu çerçevede Batı dünyası ile geri kalmışlık hissiyle kurulan zorunlu ilişkiler askerî, siyasî ve kültürel alanlarla sınırlı kalmamış dinî alana da sirayet etmiştir. Bundan dolayı Osmanlı âlim ve mütefekkirleri bir taraftan siyasî ve idarî ıslahatlarla çıkış yolları ararken diğer taraftan da mevcut din anlayışını ve bu istikamette teşekkül etmiş olan din-dünya tasavvurunu tartışmak zorunda kalmıştır. İslam’ın terakkiye mani olmadığı, bilimsel ve teknik gelişmeleri teşvik ettiği, içerik olarak da akıl ve mantık esaslarıyla tetabuk ettiği bilhassa vurgulanmıştır. Bu minvaldeki vurguların gerek Osmanlı’nın son döneminde gerekse Cumhuriyet Türkiyesi’nde kaleme alınan metinlerde canlılığını koruduğu da bilinmektedir. Diğer taraftan Batı’nın determinist bir çerçevede teşekkül eden pozitivist ve materyalist bilim anlayışından bağımsız gelişmeyecek olan bu yaklaşım şekli, İslâm’ın amelî ve ahlakî meseleleriyle birlikte itikat sahasını da etkilemiştir. Bu durumun cumhuriyet dönemine intikal edildiğinde kuvvetlenerek devam ettiği ise aşikârdır. Zira seküler ve pozitivist zemin arayan cumhuriyetin kurucu kadroları, genelde dinî sahanın özelde ise itikadî hususların dönemin bilimsel anlayışıyla çatışmaması gerektiği fikrini savunmaktadır. Çalışma konumuz bağlamında ifade edecek olursak siyasî merkez, tabiatta sebep-sonuç ilişkisi çerçevesinde zorunlu sabit yasaların olduğunu ve bu yasaların dışında bir etkinin mümkün olmadığını düşünmektedir. Bu tavra karşılık dinî yayınlarda, tabiat yasalarının üstüne çıkan durumları ifade etmek için kullanılan mucize meselesi, bir taraftan Allah’ın sıfat ve fiillerine halel getirmeden diğer taraftan da İslâm’ın modern bilimle çatıştığı izlenimine mahal vermeden ele alınmaya çalışılmıştır. Siyasî merkezin ve Batıcı aydınların çizmiş oldukları seküler ve pozitivist çerçevenin etkisi altında meselenin tartışılması ise konuyu araştırılmaya değer bir konu haline getirmektedir. Zira yeni ilm-i kelam döneminde mucizelerin imkânı ile ilgili aklî ve bilimsel yorumlara cumhuriyetle birlikte kurucu kadroların sınırlandırıcı tavrı da eşlik etmiş ve bu durum dönemde yazılan metinlerin muhteva ve üslubunu önemli ölçüde belirlemiştir. Bu hal ve şartlarda mucize gibi dini bir meselesinin temellendirilmesinde çatışma ve uzlaşma noktalarına işaret etmenin önemli olduğunu kanaatindeyiz. Bu doğrultuda çalışmamız, zaman olarak 1924-1960 yıllarını kapsayan ve kaynak olarak da ","PeriodicalId":41327,"journal":{"name":"Cumhuriyet Ilahiyat Dergisi-Cumhuriyet Theology Journal","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68158512","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Secâvendî’ye Göre Kur’ân’daki Vakf-ı Lazım Rumuzlarında Vasl Yapmanın Anlama Etkileri","authors":"Hasan Bulut","doi":"10.18505/cuid.1250338","DOIUrl":"https://doi.org/10.18505/cuid.1250338","url":null,"abstract":"Every word of the Qur'an ensures the understanding of the divine will. The foundation signs in it were created for this purpose. Just like the punctuation marks that ensure the correct understanding of a Turkish sentence, the foundation marks in the Qur'an have assumed the same function. The signs of foundation, which give the opportunity to breathe by interrupting the recitation at the places where the mana is completed, and the signs of ibtida, which provides the recitation starting from the appropriate place for the integrity of the meaning, have a significant importance in the authentic interpretation of the Qur'an. \u0000The scholar, who wrote very important works related to the field and brought an independent topic under the name of \"Secâvend\" to the science of recitation, undoubtedly Muhammad b. Tayfur es-Secavendi. According to him, it is considered obligatory to dwell on the foundation denoted by the remzi (م) in the mushafs. Because when vasl is performed in these places, the nature and meaning of the verse changes. Based on these reasons, a foundation is different from other types of foundations. In this study, the signs of the need for foundation were examined within the framework of the verse integrity, and it was analyzed why Secavendi considered it necessary to make a foundation, taking into account the possible meanings that may occur in the case of vasl.","PeriodicalId":41327,"journal":{"name":"Cumhuriyet Ilahiyat Dergisi-Cumhuriyet Theology Journal","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-24","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"48554876","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"In the Light of Modern Medicine Provisions Regarding Low Child in Islamic Law","authors":"Ömer Faruk Atan","doi":"10.18505/cuid.1243622","DOIUrl":"https://doi.org/10.18505/cuid.1243622","url":null,"abstract":"Fakîhler, nassları ve dönemin tecrübî bilgilerini referans alarak ceninin gelişimi, tam veya sağ doğumu ve bu süreçte ölmesi gibi hususlarla ilgili çeşitli hükümler vazetmiştir. Çoğunluk, ceninin gelişim süreciyle ilgili -kırk günlük üç ayrı periyot halinde zikredilen- hadisi esas alarak değerlendirmeler yapmış, ancak bunun bazı tıbbî verilerle örtüşmediği gözlemlenmiştir. Zira fakîhlerin dile getirdiği gelişim süresinin aksine, modern tıbba göre bu sürecin daha önce tamamlandığı tespit edilmiştir. Fukahâ, bu süreyi baz aldığı için bundan önce doğan cenine yönelik herhangi bir hukuk terettüp etmediğini ifade etmiş, daha sonra doğanların ise canlı olup olmadığını dikkate alarak değerlendirmeler yapmıştır. Fıkıhta tam doğum sonrasında/sırasında ölen düşük çocuğa “sıkt” ismi verilmiş ve dört ayın sonunda cenine ruh üflendiğini kabul edilerek çeşitli branşlar açısından farklı içtihatlarda bulunulmuştur. Bu ihtilaflar düşük çocuğun yıkanması, kefenlenmesi, cenaze namazı ve defni gibi hükümlerin niteliğine etki etmiştir. Ayrıca annesinin nifâs, talâk ve ümmü’l-veled gibi hukukî statüsüne, kürtaj ve gurre gibi ceza hukukuna, varis olması ve terekesi gibi malî durumlara ve şartlı akitlere etkisi gibi birçok hükmü doğurmuştur. Çalışmamızda tıbbî bilgiler ışığında anne rahmindeki gelişimine bağlı olarak ceninin ölmesi durumunda, kendisine karşı görevler ve bununla ilgili olarak doğurduğu ahkâm ele alınacaktır.","PeriodicalId":41327,"journal":{"name":"Cumhuriyet Ilahiyat Dergisi-Cumhuriyet Theology Journal","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-24","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"49237131","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}