{"title":"Kur’an’da Peygamberlerin İsmeti ve Kitâb-ı Mukaddes’le Mukayesesi","authors":"Hasan Sarraoğlu","doi":"10.30623/hij.952993","DOIUrl":"https://doi.org/10.30623/hij.952993","url":null,"abstract":"Kelime olarak engelleme, koruma, himâye etme, kotulugu savma anlamlarina gelen ismet; peygamberlerin gerek sozlerinde gerekse davranislarinda konumlarina uymayan hatadan korunmus olmalaridir. Peygamberlerin gunah islemekten ve hata yapmaktan korundugu, bu konuda onlarin ilâhi kontrol mekanizmasiyla muhafaza edilip kendilerine yardimda bulunuldugu ve bu sifatin sadece peygamberlere tahsis edildigi bilinmektedir. Islâm Dini’nin temellerinin atildigi ilk donemlerde, Mekke ve Medine’de kaynagi ilâhi olan ancak tahrife ugramis iki dinin var oldugu herkes tarafindan bilinmektedir. Bunlardan biri Tevrat’i esas alan Yahudilik, digeri ise Incil’i temel alan Hiristiyanliktir. Tevrat naslari, siradan bir ferdin bile isleyemeyecegi bircok menfi davranislari ve eksiklikleri rahatlikla peygamberlerle bagdastirmaktadir. Incil naslarinda ise zaman zaman peygamberler bulunduklari statuden cok ote insanustu kutsal bir varlik olarak telakki edilmekte, bazen de bayagi bir insandan daha asagi bir halde gorulmektedir. Her iki dinin de kutsal saydiklari kitaplarinda peygamberlerin ismet sifati farkli sekillerde algilanmaktadir. Kitâb-i Mukaddes’e dikkat edildiginde peygamberlerin korunmusluklarini gozardi eden bircok nassa rastlamak mumkundur. Zira Ehl-i kitap olarak adlandirilan Yahudi ve Hiristiyanlarin kutsal olarak kabul ettikleri bu metinlerin zahirine bakildiginda peygamberlerin mumtaz sahsiyetleriyle bir arada bulunmasi mumkun olmayan bilcumle menfi yakistirmalarin rahatlikla Allah elcilerine nispet edildigi gorulmektedir. Peygamberlerin Allah (c.c.) tarafindan secilmis insanlar oldugu ogretisi cignenip onlarin “mâsumiyeti” (gunahlardan korunmuslugu) yok sayilmistir. Gunah isleme konusunda peygamberlerin diger insanlardan farkli olmadigi akidesinin kabullenildigi Kitâb-i Mukaddes metinlerinde peygamberlerin sergiledikleri aykiriliklar gayet normal olaylar olarak aktarildigi gibi peygamberlerle ilintilenen sozu edilen bu zaaf ve eksiklikler ahlaki acidan da tenkit edilmemistir. Peygamberleri basit bir insan pozisyonuna indirgeyen Ehl-i kitap, Kur’ân-i Kerim tarafindan bircok kere kesin ve net bir sekilde elestirilmistir. Bu noktada Kur’ân-Kerim, Yahudi ve Hiristiyanlarin kutsal kabul ettikleri metinlerinde peygamberlerin masumiyeti ile ilgili bakis acilarindan kesin bir sekilde ayrismistir. Kur’ân’da peygamberler icin beyan edilen berrak ve nezih vasiflandirmalar ile Tevrat ve Incil metinlerinin lafzi manalari itibariyle ortaya cikan Allah elcileri ile ilgili ahlâka mugayir bir konseptte yapilan tasvirler mukayese edildiginde bu iki tavsif arasindaki buyuk ve dikkate deger fark bâriz bir sekilde gorulecektir. Ote yandan Kitâb-i Mukaddes’e Hiristiyan ve Yahudi kaynakli tefsirlerde yer yer yapilan karsit yorumlar ve tenkitler, ayrica sozu edilen bu kitapta birbiriyle celisir nitelikteki ifadeler Kitâb-i Mukaddes’e insan eli degdigi hakikatini de apacik bir sekilde ortaya koymaktadir. Kur’ân-i Kerim peygamberlerin ismetini Tevrat ve Incil naslarindan cok daha farkli","PeriodicalId":261893,"journal":{"name":"Harran İlahiyat Dergisi","volume":"7 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-06-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129571847","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Said Nursî ve Çağdaşlarının Kıssalara Yaklaşımı","authors":"Fatih Çeli̇kel","doi":"10.30623/HIJ.952986","DOIUrl":"https://doi.org/10.30623/HIJ.952986","url":null,"abstract":"Kissa lafzi terminolojide bir vâkianin adim adim takip edilerek anlatilmasina ilaveten, anlatilan hadisenin bizatihi kendisini ifade eden bir kavramdir. Kur'ân-i Kerim'deki tarihi hadiseler bu kavramla isimlendirilir. Cenâb-i Hakk'in insanliga son mesaji olan Kur'ân-i Kerim'in muhtevasinda kissalarin ciddi bir yeri vardir. Kur'ân-i Kerim'in kissalara bu denli genis yer vermesi, bazi tarihi hadiseleri insanlara hikâye suretinde anlatmak gibi sig bir maksada hasredilemez. Şuphesiz Kur'ân-i Kerim'in kissalara verdigi deger, her bir kissa uzerinden farkli dersler vermek, nubuvvet ve tevhid gibi en temel inanc esaslarinin ispat etmek gibi bilinen ve bilinmeyen pek cok hikmete mebnidir. Nitekim kissalar, bu gayelere yonelik olarak genis bir yelpazede etkili bir fonksiyon icra etmistir. Kissalarin icra ettigi butun bu fonksiyonlar, Kur'ân'in temel gayesine, yani “irsad ve hidayet etme” amacina hizmet eden birer arac konumundadir. Bu gercegin farkinda olan mufessirler kissalari, va'z edilis gayelerini de dikkate alarak muhtelif sekillerde tefsir etmis, bu tefsir faaliyeti yasadigimiz caga kadar devam etmistir. Cagdas tefsir akimlari genellikle Kur'ân'a donus ve yenilik iddiasiyla ortaya cikmistir. Bu yuzdendir ki cagdas mufessirler metodolojik olarak farklilassalar da Kur'ân'i onceleyen benzer soylemleri dillendirmis, Kur'ân'i asrin idrakine sunma gayesinde ittifak etmis ve gayretlerini bu hedefin tahakkukuna kanalize etmislerdir. Son donem Osmanli alimlerinden biri olan Bediuzzaman Said Nursi de bu isimlerden biridir. Bediuzzaman Said Nursi, bazi Kur'ân kissalarini Risâle-i Nur Kulliyatinda tefsir etmistir. O, telif ettigi en hacimli eser olan Risâle-i Nur Kulliyatinda kendine has bir tefsir anlayisla temayuz etmektedir. Bediuzzaman Said Nursi'nin Risâle-i Nur'da tatbik ettigi ve manevi tefsir olarak nitelendirdigi tefsir anlayisi belli bir orjinaliteye sahiptir. Said Nursi'nin pek cok tefsir yonteminin bir harmonisi olarak olusturdugu manevi tefsir anlayisini, kissalarin tefsirine ne oranda yansittigi ve bu yaklasimin tefsir ilmi acisindan hangi farkliliklari icerdigi incelenmesi gereken bir konudur. Bununla baglantili olarak, klasik tefsirlerin kissalara yaklasimi ile cagdas tefsirlerde kissalarin ne sekilde ele alindigi, Said Nursi'nin kissalara yaklasimini hangi temeller uzerine oturttugu, cagdaslarindan hangi yonlerden ayrildigi gibi meselelerin aydinlatilmasi da konunun butuncul bir sekilde anlasilmasina katki sunacak tamamlayici mevzular olarak onumuzde durmaktadir. Bu calismada mezkur konular uc kissa uzerinden incelenmistir. Bu uc kissadan birincisi, Cenâb-i Hakk'in Hz. Âdem'e (as) isimleri ogretmesini anlatan ve Hz. Âdem (as) ornekliginde insanin meleklere ruchaniyetine sebep olan tâlim-i esmâ hadisesidir. Ikincisi, Cenâb-i Hak'tan izinsiz olarak kavmini terk eden ve bir gemi yolculugu esnasinda buyuk bir baligin karnina dusen ve yaptigi munacat neticesinde Cenâb-i Hakk'in inayetine mazhar olarak mucizevi bir sekilde baligin karnindan kurtulan","PeriodicalId":261893,"journal":{"name":"Harran İlahiyat Dergisi","volume":"4 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-06-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128689204","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"İbn Ammâr el-Mevsılî’nin Hayatı ve Hadis İlmindeki Yeri","authors":"S. Yilmaz","doi":"10.30623/HIJ.952995","DOIUrl":"https://doi.org/10.30623/HIJ.952995","url":null,"abstract":"Bu calisma, 162/779-242/856 yillari arasinda yasayan Muhammed b. Abdullah b. Ammâr el-Mevsili’nin hayatini ve hadis ilmindeki yerini incelemektedir. Calismada; ricâl ve usul kaynaklarinda Ibn Ammâr’la ilgili tespit edilen bilgiler degerlendirilmis ve onun ilmi kisiliginin tanitilmasi amaclanmistir. Cezire Bolgesi’nin Diyârirebia kisminda bulunan Musul sehrine nisbet edilen Ibn Ammâr el-Mevsili, doneminin onemli hadis âlimlerinden biri olarak kabul edilmistir. Erken yaslarda hadis tedrisatina baslayan Ibn Ammâr, donemin ilim merkezlerinden Bagdat, Dimask, Kufe, Mekke gibi yerlesim yerlerine rihleler yaparak pek cok hocadan ders almistir. O, pek cok munekkit tarafindan ta‘dil edilerek ilmi (ravileri) arastiran biri olarak tavsif edilmistir. Ibn Ammâr el-Mevsili, hadis rivayetindeki yetkinligi ve guvenilirliginin yani sira rical bilgisiyle de on plana cikmistir. Ricâl bilgisi ve rivayetlerin illetlerini tespit edebilmesi ozelligi ile Ali b. Medini’ye (o. 234/848) benzetilmistir. Cerh ve ta‘dil alaninda ozellikle Yahyâ b. Sa‘id el-Kattân’dan (o. 198/813) onemli olcude istifade etmistir. Ravilerle ilgili verdigi bilgilerle, kendinden sonra eser te’lif eden pek cok âlime kaynaklik etmistir. Ozellikle Ibn Şâhin (o. 385/996), Hatib el-Bagdâdi (o. 463/1071), Ibn ‘Asâkir (o. 571/1176) ve Mizzi (o. 742/1341) gibi muellifler, kitaplarinda Ibn Ammâr’dan pek cok nakilde bulunmuslardir. Ricâl kaynaklarinda ondan nakledilen bilgilere, ekseriyetle Ya‘kub b. Sufyân el-Fesevi (o. 277/890) ve Hasan b. Sufyân es-Şeybâni (o. 303/915) vasitasiyla yer verilmistir. Gunumuze ulasmasa da Ibn Ammâr’a nisbet edilen “Ilelu’l-hadis ve ma‘rifetu’s-suyuh” isimli eser, sonraki donemde ilelu’l-hadis ve ricâl ilmi konusunda basvurulan onemli bir kaynak olmustur. Ibn Ammâr, genel olarak munekkitlerin ekseriyetine muvafik degerlendirmeler yapmistir. Ancak bazi râvilerin cerh ve ta‘dilinde diger munekkitlere nazaran muteseddid veya mutesâhil davranmistir. Ta‘dil ettigi râvilerin buyuk bir kisminda “sika” tabirini kullanirken bazi râviler icin “sikatun huccetun, sikatun hâfizun, lâ be’s bihi” gibi ifadeler de kullanmistir. En cok kullandigi cerh lafzi ise “zayif” olmustur. Ibn Ammâr el-Mevsili, cerh ettigi râvilerde bazen cerh sebebini acikca belirtmistir. Bazi râvileri ve rivayetleri zaman, mekân, ogrenci ve hoca gibi unsurlarla beraber degerlendirme yoluna gitmistir. Ibn Ammâr, râvilerle ilgili degerlendirmelerinde bazen birkac râviyi bir arada zikrederek onlari mukâyese etmistir. O, râvileri ayirt edici ozelliklerden nisbe, isim, kunye, vefat tarihi gibi bilgileri zikretmistir. Râvi ile igili firka mensubiyeti, itikâdi durumu gibi hususlari aciklamis, râvileri siyasi ve itikâdi dusunceleri sebebiyle degil de ozellikle rivayete ehliyetleri acisindan degerlendirdigini belirtmistir. Ibn Ammâr, imlâ meclislerine katilarak hadis dinlemis, isimlerin telaffuzunda hata olmamasi icin, hadisi bizzat mumli’den (hocadan) duyma gayreti icinde olmustur. Bazen kendi imkânlariyla bazen de hocalarin","PeriodicalId":261893,"journal":{"name":"Harran İlahiyat Dergisi","volume":"13 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-06-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"131346737","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}