Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi最新文献

筛选
英文 中文
KAZAKH SOLDIERS IN THE EASTERN FRONT 东线的哈萨克士兵
Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi Pub Date : 2023-03-14 DOI: 10.53718/gttad.1216338
Merve BAĞCI ŞENGÜL
{"title":"KAZAKH SOLDIERS IN THE EASTERN FRONT","authors":"Merve BAĞCI ŞENGÜL","doi":"10.53718/gttad.1216338","DOIUrl":"https://doi.org/10.53718/gttad.1216338","url":null,"abstract":"22 Haziran 1941’de başlayan Barbarossa Harekâtı İkinci Dünya Savaşı’nın en önemli kırılma noktalarından biridir. Bu harekât ile açılan Doğu Cephesi Sovyetler Birliği’nde “Büyük Vatan Savaşı” (Великая Отечественная война) olarak adlandırılmıştır. Savaşta her bir Sovyet vatandaşının öncelikli görevi Anavatanı kurtarmak, Alman işgalini durdurmak ve faşizm ideolojisinin yayılmasını engellemek için tüm gücüyle ülkeye hizmet etmektir. Alman işgali başlamadan önce gerçekleşen Sovyet-Fin Kış Savaşı’nda (Winter War) verilen ağır kayıplar neticesinde hava kuvvetlerinin yetersizliği ve ordu disiplininin olmayışı merkezi harekete geçirmiş ve önlemler almaya zorlamışsa da işgalin başlaması ile batı bölgesi nüfusu işgal nedeniyle ordu dışında kalmıştır. Sovyet yetkilileri değişen şartları göz önünde bulundurarak genel seferberlik ilan etmiş ve Slav olmayan vatandaşların zorunlu askerlik düzenindeki yerini gözden geçirmiştir. Kasım 1941’de Devlet Savunma Komitesi daha önce dağıtılmış olan milli birliklerin ordu içinde yeniden konumlandırılması yoluyla millî ve karma tümen ve tugaylar kurulması kararını almıştır. Böylece savaş sonuna kadar işgale uğramayacak olan bölgelerde yaşayan yüz binlerce Türkistan ve Kafkasyalı asker Kızıl Ordu’nun insan kaynağına katılmıştır. \u0000Kazaklar Kırgız, Özbek ve Türkmen askerlerin de bulunduğu Türkistanlılar birliklerinde savaş şartlarına kolay uyum sağlayabilen fiziki yapıları ile dikkat çekmiştir. Bu özellikleri ile kara savaşının öncü piyade, topçu gibi sınıflarında yer almış, tüm Sovyetlerde başarıları anlatılan keskin nişancı kadın askerleriyle tanınmışlardır. Kızıl Ordu içerisinde yer almayan bazı Kazakların partizanlara katılarak bölgesel direnişlere destek verdiği bilinmektedir. Bunun yanı sıra savaşın ilk aylarında esir düşen askerler, kurulan harp esirleri komisyonunun çabası ile kamplardan çıkarılarak oluşturulan Türkistan Lejyonu içerisinde Almanlar safında da Sovyetler Birliği’ne karşı savaşmışlardır. Savaşta binlerce Kazak hayatını kaybetmiş, binlercesi de kaybolmuştur ancak dönebilenler vatanlarında kahramanca karşılanmışlardır. Türkistan Lejyonu’na katılan ve sağ kalabilen askerler ne yazık ki vatanlarından ayrı kalarak sürgün hayatı yaşamışlardır. \u0000Savaş sonrası döneminde Kazaklar ile ilgili yapılan çalışmalar Sovyet vatandaşı oluşturma amacı ile uyumlu olarak yürütülmüştür. Savaş döneminde üstün başarı gösteren ve madalya ile onurlandırılan Kazaklar propaganda amacıyla sözlü ve yazılı basında yer almış ancak milliyet vurgusu yapılmamıştır. Türkistan Lejyonu’nda yer alan askerler vatan hainliği ve ajanlık ile suçlanmış, yakalananların bulundukları yerde infaz edileceği ya da sürgüne gönderilecekleri duyurulmuştur. Soğuk Savaş yıllarında bu politika sürdürülmüş, savaşın verdiği yıkım ve zarara değil tüm Sovyet halklarının beraber kazandığı zafere odaklanılarak ideolojiye zarar verebileceği düşünülen unsurlara izin verilmemiştir. \u0000 Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından 1939-1945 dönemi arşiv belgeleri gerek Ru","PeriodicalId":150594,"journal":{"name":"Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi","volume":"651 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123348093","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
TÜRK-ALMAN İTTİFAKINA GİDEN YOLDA BAĞDAT DEMİRYOLU PROJESİ: ULUSLARARASI SİYASET EKSENİNDE BİR DEĞERLENDİRME
Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi Pub Date : 2023-02-14 DOI: 10.53718/gttad.1187689
Erdal Korkmaz
{"title":"TÜRK-ALMAN İTTİFAKINA GİDEN YOLDA BAĞDAT DEMİRYOLU PROJESİ: ULUSLARARASI SİYASET EKSENİNDE BİR DEĞERLENDİRME","authors":"Erdal Korkmaz","doi":"10.53718/gttad.1187689","DOIUrl":"https://doi.org/10.53718/gttad.1187689","url":null,"abstract":"XIX. yüzyıl, Fransız ihtilâlinin getirdiği milliyetçilik ve Sanayi inkılâbı sonucu ortaya çıkan sömürgeciliğin etkisi ile şekillenmiştir. Bu iki olgu yeni devletlerin kurulmasına ve dünyanın farklı alan ve sahalarının işgaline zemin hazırlamıştır. Milliyetçilik akımının etkisi ile 1871’de Almanya kurulurken, ilgili devletin gelişen sanayisi için hammadde ve pazar arayışına girmesi İngiltere ve Fransa ile karşı karşıya gelmesine neden olmuştur. \u0000İngiltere ve Fransa’nın, Almanya’dan daha önce sanayileşmesi ve sömürge yarışında diğer ülkelerden önde olması, devletlerin çıkarları dâhilinde bloklaşmasına etki etmiştir. Mevcut statükonun çıkarlarına aykırı olmasından rahatsızlık duyan Almanya’nın önderliğinde İtalya ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğunun katılımı ile 1882’de Üçlü İttifak kurulmuştur. Üçlü İttifakın kurulduğu dönemde Osmanlı Devleti büyük bir siyasi, askeri ve ekonomik kriz ile karşı karşıya kalmıştır. Bu kapsamda bir taraftan milliyetçi isyanlar, diğer taraftan dış borçlar ve ilave olarak 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi’nden kaynaklı sorunlar kaotik bir durumla karşı karşıya kalınmasına yol açmıştır. Bu ortamda Osmanlı Devleti, özellikle 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi’nden sonra İngiltere’nin kendi topraklarını bölmeye dönük siyaseti sebebiyle Almanya ile yakınlaşmıştır. \u0000Osmanlı Devleti ile Almanya arasındaki yakınlaşma Bağdat Demiryolu Projesinin gündeme gelmesine etki etmiştir. Projenin gündeme gelmesinde Almanya’nın Ortadoğu’ya yönelik siyasal hedefleri de etkili olmuştur. Bu yakınlaşma neticesinde Bağdat Demiryolu Projesi Alman firmalarına ihale edilmiştir. Projenin yapımına 1903 yılında başlanmış ve demiryolu hattı İstanbul’dan itibaren 3205 kilometreden oluşmuştur. Birinci Dünya Harbi’nin başında daha bitirilememiş olan bu proje, Rus Çarlığının ve İngiltere’nin tepkilerine rağmen hayata geçirilmiştir. Proje, Rus Çarlığı tarafından Kafkas sınırları, İngiltere için ise Uzakdoğu’daki sömürgelerine giden yol için bir tehdit olarak görülmüştür. Almanya ve Osmanlı Devleti’nin Bağdat Demiryolu Projesi’ndeki işbirliği iki devletin Birinci Dünya Harbi’ne aynı saflarda girmesine etki etmiştir. Buna karşın ilgili proje, İngiltere ve Rusya’nın 1907’de İtilaf Grubu’nun temellerini atmasına ve dış politikasına yön vermesine neden olmuştur. Devletlerin bloklaşmasında etkili birçok neden olmasına karşın Bağdat Demiryolu Projesi, dönemin şartları içerisinde uluslararası siyasette önem arz etmiş ve harbe giden yolda önemli bir kilometre taşı olarak belirmiştir. \u0000Bu çalışmada, Birinci Dünya Harbi’ne giden yolda Osmanlı Devleti ile Almanya’nın yakınlaşmasına ve dönem içerisinde uluslararası siyasetin şekillenmesine yol açan Bağdat Demiryolu Projesi’ne arşiv belgeleri, tetkik eserler ve süreli yayınlar ekseninde yer verilecektir.","PeriodicalId":150594,"journal":{"name":"Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi","volume":"251 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123485031","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
İNGİLTERE’NİN SÖMÜRGECİLİK POLİTİKASI ÇERÇEVESİNDE FIRAT VADİSİ DEMİRYOLU PROJESİ
Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi Pub Date : 2023-02-09 DOI: 10.53718/gttad.1184222
Yaşar Arslanyürek, Oğuz Alpoğlu
{"title":"İNGİLTERE’NİN SÖMÜRGECİLİK POLİTİKASI ÇERÇEVESİNDE FIRAT VADİSİ DEMİRYOLU PROJESİ","authors":"Yaşar Arslanyürek, Oğuz Alpoğlu","doi":"10.53718/gttad.1184222","DOIUrl":"https://doi.org/10.53718/gttad.1184222","url":null,"abstract":"Demiryollarının yapımı konusu XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren önem kazanmıştır. Bu konuda İngiltere’nin diğer devletlere nazaran daha ön planda olduğu görülmektedir. İngiltere’nin bu konuya önem vermesinin nedeni ise sömürgesi olan Hindistan’dır. Demiryolu projesinin yan sıra denizyolu ve karayolu da sömürgeci devletler tarafından ele alınan konular arasındadır. İnşası düşünülen demiryolu projelerinde Dicle ve Fırat Vadisi önemli bir yer tutmuştur. Demiryolu projeleri 1830’lardan sonra önem kazanmaya başladı. Türk demiryollarının dönemleri genel olarak Hazırlık Devri, Özel Şirketlerin Başlangıç Devri, Osmanlı Hükûmeti’nin Demiryolu İnşasında Tecrübe Kazanma Devri, Duraklama Devri, Özel Şirketlerin Faaliyet Devri, Osmanlı Hükûmeti ile Özel Şirketlerin Ortak Faaliyet Devri ve Askeri Demiryolları İnşası Devri olarak isimlendirilmiştir. \u0000Fırat Vadisi Demiryolu hattı konusunda birtakım projeler ileri sürülmüştür. Bu konudaki projelerden bir tanesi Fırat’ı Akdeniz’e bağlayacak bir hattın yapılması konusudur. Bir diğer proje ise Fırat ve Dicle üzerinden Hindistan’a kadar ulaşacak gemi taşımacılığı ile aynı bölgelerden geçecek bir demiryolu yapımı düşüncesidir. \u0000Fırat Vadisi Demiryolu Projesi konusunda Francis Chesney, Sir William Andros ve Doktor Thomson öncü rol oynamışlardır. Bu proje 1829 yılından 1886 tarihine kadar gündemde kalmıştır. Chesney’in teklifi Türkiye topraklarında demiryolu inşası için atılan ilk adım olmuştur. Bu projeye göre Fırat ve Dicle Nehirlerinde vapur işletmeciliği yapılması planlanmıştır. Bunların yanında bir proje daha bulunmaktadır ki bu da İstanbul’dan Basra’ya kadar uzanacak bir hattın yapılması düşüncesidir. Bununla İngiltere, Fırat Nehri’nde su seviyesinin düştüğü dönemlerde gemi taşımacılığında yaşanan nakliye sorunlarını olabildiğince gidermeye çalışmıştır. Chesney, Fırat Vadisi Demiryolu’nun inşası ile ilgili alınması gereken tedbirleri Osmanlı Devletine iletmiştir. Sir William Andros, Fırat Vadisi Demiryolu ile ilgili bir teklifte bulunmuştur. Doktor Thomson, Antakya’dan Basra’ya kadar bir demiryolu yapımı konusunu gündeme getirmiştir. \u0000 1846 yılında İngiltere tarafından posta nakli için bir gemicilik şirketi oluşturulmuştur. Bu şirket kurulduğu için İngiltere, Fırat Vadisi Demiryolu Projesi’ni bir süreliğine askıya almıştır. Bu dönem Kırım Savaşı’na kadar sürmüştür. Osmanlı Devleti Fırat Vadisi’nde bir demiryolu inşası amacıyla farklı şirketlerle görüşmeler yapmıştır. \u0000Yapılması düşünülen Fırat Vadisi Demiryolu’nun güvenliğini de Osmanlı Devleti sağlamak istemiştir. Çünkü bölgedeki aşiretlere karşı Osmanlı Devleti’nin nüfuzunu göstermesi ve demiryolunun güvenliğini sağlayabilmesi için bölgeye yeterince asker sevk etmesi gerekiyordu. Ayrıca Osmanlı Devleti’nin, Bağdat Körfezi’ne kadar olan bölgelerdeki nüfuzunu sağlamlaştırması bakımından bu konu önem arz etmektedir. İngiltere ve Osmanlı Devleti açısından Fırat Vadisi Demiryolu Projesi önemli bir yer tutmuştur. Bu proje konusunda İngiltere ve Fransa mücadele ","PeriodicalId":150594,"journal":{"name":"Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi","volume":"10 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125308707","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
“BAŞIMIZA GELENLERİ” DOĞRU OKUMAK: MEHMET ARİF BEY’İN HATIRATINDA 1877-1878 OSMANLI-RUS HARBİ’NDE KAFKAS CEPHESİ
Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi Pub Date : 2023-01-17 DOI: 10.53718/gttad.1182087
Umut Akcakaya
{"title":"“BAŞIMIZA GELENLERİ” DOĞRU OKUMAK: MEHMET ARİF BEY’İN HATIRATINDA 1877-1878 OSMANLI-RUS HARBİ’NDE KAFKAS CEPHESİ","authors":"Umut Akcakaya","doi":"10.53718/gttad.1182087","DOIUrl":"https://doi.org/10.53718/gttad.1182087","url":null,"abstract":"Osmanlı İmparatorluğu’nun son asrına damga vuran hadiselerden biri de 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi (93 Harbi) olmuştur. İmparatorluğun XIX. yüzyıl boyunca Balkanlar’da adım adım zayıflayan egemenliği bu harp sonunda büyük oranda ortadan kalkmış, Kafkas sınırında Kars, Ardahan ve Batum’u içine alan geniş bir bölge Rus hâkimiyetine geçmiştir. 93 Harbi, Rumeli ve Kafkas Cepheleri olmak üzere iki cephede gerçekleşmiş, harbin sıklet merkezini Rumeli Cephesi teşkil etmiştir. Rumeli Cephesi’nde harekât Rus ordusunun hızlı bir ilerlemesi ile başlamış ve kısa zamanda pek çok kritik nokta Rusların eline geçmiştir. Buna karşın Plevne’de Osmanlı direnişi Rus harekâtını beş ay kadar durdurarak çok daha erken gelebilecek bir mağlubiyete engel olmuştur. Ancak 1878 yılı başında Rus ordusunun İstanbul önüne kadar gelişiyle mağlubiyet kesinleşmiş ve İmparatorluk çok ağır şartlarda bir barışa boğun eğmek zorunda kalmıştır. \u0000Kafkas Cephesi’nde harbin seyri daha farklı olmuş ve inisiyatif uzun süre Osmanlı tarafında kalmıştır. Nisan 1877 sonunda başlayan Rus ileri harekâtı Gazi Ahmet Muhtar Paşa komutasındaki Osmanlı birlikleri tarafından Haziran sonunda durdurulmuş ve Rus ordusu hudut hattına kadar geri sürülmüştür. Kars’ın doğusunda gerçekleşen Yahni ve Gedikler Muharebelerinde Osmanlı ordusu galip gelerek üstünlüğü korumuştur. Ancak Ekim ayında gerçekleşen Alacadağ Muharebesi’nde mağlup olan Ahmet Muhtar Paşa Erzurum’a kadar çekilmek zorunda kalmıştır. Erzurum önünde gerçekleşen Deveboynu Muharebesi’nde de Rus kuvvetleri galip gelmiş ve Osmanlı ordusu ancak Erzurum istihkamlarında tutunabilmiştir. Ruslar Kasım ortasında Kars’ı ele geçirmiş ve Erzurum kuşatması için hazırlanmaya başlamıştır. Bu esnada mütareke imzalanmış ve harp sona ermiştir. \u000093 Harbi’nde Kafkas Cephesi’nde yaşananlar bazı hatırat ve çalışmalara konu olmuştur. Bunlardan biri de Mehmed Arif Bey’e ait olan “Başımıza Gelenler” isimli eserdir. Mehmed Arif Bey asker olmamasına rağmen harp boyunca işgal ettiği mevki itibarıyla olayların önemli bir tanığı olmuştur. Ahmet Muhtar Paşa’nın mühimme başkatibi (özel kalem müdürü) olarak görev yapan Mehmed Arif Bey harp olaylarına yakından tanık olmuş ve Ordu Müşiri’nin tüm yazışmaları onun elinden geçmiştir. Mehmed Arif Bey harpten sonra da uzun yıllar Ahmet Muhtar Paşa’nın maiyetinde görev yapmıştır. \u0000Mehmed Arif Bey’in hatıratı bir yandan Kafkas Cephesi’ndeki harp olaylarını anlatırken diğer yandan Osmanlı ordusu hakkında önemli gözlemler sunmaktadır. Bu gözlemler özellikle ordu teşkilatı, komuta kademesi, insan kaynakları, lojistik sistem ve Osmanlı ordusunun zayıf yanları üzerine yoğunlaşmıştır. Mehmed Arif Bey’in eseri ayrıca bölge halkının yaşamına ve harp yıllarındaki durumuna dair değerli bilgiler içermektedir. Yazar gözlemlerini aktarırken olaylara oldukça eleştirel yaklaşarak mağlubiyetin ve yaşanan felaketlerin sebebini aramaktan geri durmamıştır. Bu bağlamda 93 Harbi’nde Kafkas Cephesi’ni değerlendirebilmek için Mehmed Arif Bey’in hatıratı vaz geçi","PeriodicalId":150594,"journal":{"name":"Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi","volume":"26 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-17","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128091378","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
ADMINISTRATIVE DIVISION OF THE DIYAR BAKR REGİON IN THE XIIIth-XVIth CENTURIES 帝都巴克尔的行政区划REGİON在十三至十六世纪
Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi Pub Date : 2023-01-12 DOI: 10.53718/gttad.1217885
Mehmet Sait Sütcü
{"title":"ADMINISTRATIVE DIVISION OF THE DIYAR BAKR REGİON IN THE XIIIth-XVIth CENTURIES","authors":"Mehmet Sait Sütcü","doi":"10.53718/gttad.1217885","DOIUrl":"https://doi.org/10.53718/gttad.1217885","url":null,"abstract":"Diyâr-ı Bekr bölgesi, hem doğu-batı hem de kuzey-güney arasında bir geçiş noktası olmanın yanında, ticaret yollarının kesiştiği bir kavşak olması hasebiyle de tarihi bir önem arzetmiştir. Bu özelliğiyle birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan bu bölge, zengin bir siyasî, sosyo-ekonomik ve kültürel geçmişe de sahiptir. Buna binaen sürekli cazibe merkezi olmuş ve tarihi önemini korumuştur. Anadolu’ya gelen Türkmenlerin ilk yerleşim yerlerinden olan Diyâr-ı Bekr, birçok millete ev sahipliği yapmıştır. Faklı unsurları bünyesinde barındıran Diyâr-ı Bekr bölgesinde, Moğol İstilası ile başlayan siyasi çekişmeler takip eden üç yüz yılda da devam etmiş ve bölge eski müreffeh görüntüsünden uzak kalmıştır. Binaenaleyh XIII-XVI. asır aralığı siyaseten tam bir kaos ortamına dönüşmüş ve bölgenin sosyo-ekonomik yapısı da bundan ziyadesiyle etkilenmiştir. Doğal olarak bölgenin sınırları da bu durumdan etkilenmiş ve idarî taksimat bakımından sürekli bir değişim yaşanmıştır. Bu yüzden bu çalışma bölgenin XIII-XVI. yüzyıl aralığındaki idari yönetimi ve taksiminde yaşanan değişimlere odaklanmıştır. X-XIII. asırda eserler veren müelliflerin Diyâr-ı Bekr bölgesini tarif ettikleri sınırlar, Moğolların bölgeye hakim olmalarıyla değişikliğe uğramıştır. Hatta el-Cezire bölgesini Diyâr-ı Bekr, Diyâr-ı Rebia ve Diyâr-ı Mudar olarak üç kısma ayırma usulünden vazgeçtikleri anlaşılmaktadır. Nitekim Hülagû devrinden itibaren İlhanlıların el-Cezire bölgesinin bu üç kısmını zamanla Musul’un merkez olarak gösterildiği Diyâr-ı Bekr bölgesi adı altında birleştirdikleri görülmektedir. İlhanlılar ile sürekli savaş halinde olan Memlûk döneminde, müelliflerinin bölge hakkında verdiği bilgiler ise daha çok X. asır İslam coğrafyacılarının tekrarından ibaret olduğu için el-Cezire bölgesini Diyâr-ı Bekr, Diyâr-ı Mudar ve Diyâr-ı Rebia olarak üç kısma ayırmaya devam ettikleri gözlenmiştir. Fakat kendi dönemleri hakkında verdikleri kayıtlarda da yine Diyâr-ı Rebia ve Diyâr-ı Mudar ismini nadiren kullandıkları buna karşın bölge için daha çok Diyâr-ı Bekr ismini ön plana çıkardıkları anlaşılmaktadır. Bundan dolayı bu çalışmayla Diyâr-ı Bekr bölgesinin bu karmaşık tanımı üzerinden bölgenin sınırları ve idari taksimatı tarif edilecektir. Moğolların bölgeye hakim olmasından Osmanlıların bölgeyi ilhak ettikleri döneme kadar Diyâr-ı Bekr bölgesinin sınırları tespit edilip, bölgenin XIII. asırdan XVI. asra kadar olan dönemde idarî taksimatın değişimi üzerinde durulacaktır. Bu değişimi izleyebilmek adına geniş bir kaynak yelpazesi kullanmak gerekmektedir. Zira X. asır İslam coğrafyacılarından başlamak, akabinde Moğol tarihçilerinin verdiği eserlere bakmak ve en nihayetinde Memlûk tarihçilerinin kayıtlarını kullanmak elzemdir. XVI. asrın bölgedeki hakim unsuru olan Osmanlılar ile birlikte Akkoyunlu ve Safevi kayıtlarını da ihmal etmemek gerekir. Bu çalışma dönem dönem bütün bu kaynakları titizlikle inceleyerek hazırlanmış ve bölgeyi bir bütün olarak incelemiştir.","PeriodicalId":150594,"journal":{"name":"Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi","volume":"38 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126917249","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
AYN CÂLÛT SAVAŞI: MEMLÛK TARİH ANLATILARINDA PARADİGMATİK BİR TARİHSEL OLAY
Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi Pub Date : 2023-01-11 DOI: 10.53718/gttad.1198405
{"title":"AYN CÂLÛT SAVAŞI: MEMLÛK TARİH ANLATILARINDA PARADİGMATİK BİR TARİHSEL OLAY","authors":"","doi":"10.53718/gttad.1198405","DOIUrl":"https://doi.org/10.53718/gttad.1198405","url":null,"abstract":"Paradigmatik tarihsel olaylar ve anlatılar, insanların kolektif hafızasını ya da insanların kolektif olarak yaşamaya ve düşünmeye çağrıldıkları kodları düzenler ve şekillendirir. Böylece, ilkel mitolojik gelenekler insanların kozmolojik düzene ve bu düzendeki yerlerine dair algılarını şekillendirmiş ve paradigmatik tarihsel olaylar halkların tarih ve kimlik yasalarını ifade eder hale gelmiştir. Etkili gruplar, toplumlarının geçmişini yaratma sürecine aktif olarak katılmışlardır. Arşiv kayıtlarını, önceki nesillere ait edebi belgeleri kopyalayıp çoğaltmakta, toplumsal düzeni ve kendi konumlarını destekleyen bir hafıza inşa etmek için akışkan sözlü gelenekleri ve efsanevi anlatıları korumaktadırlar. Gerektiğinde, sosyal ve siyasi çıkarlarını ve amaçlarını güvence altına almak için belgeleri ve sözlü gelenekleri revize eder, değiştirir ve yorumlarlar. O halde hafıza, sürekli değişen bir süreç içinde farklı zaman noktalarında farklı şekilde işler. Bu bağlamda, geçmiş anlatıların, imgelerin ve mitlerin revizyonları ve yorumları, güçlü grupların konumlarını nasıl inşa ettiklerini ve meşruiyet ve otorite iddialarını nasıl dile getirdiklerini araştırmak için yararlı kaynaklardır.","PeriodicalId":150594,"journal":{"name":"Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi","volume":"15 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114933203","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
ERKEN DÖNEM TÜRK-MACAR TARİHÎ İLİŞKİLERİ
Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi Pub Date : 2023-01-08 DOI: 10.53718/gttad.1216543
Ayşe Öz
{"title":"ERKEN DÖNEM TÜRK-MACAR TARİHÎ İLİŞKİLERİ","authors":"Ayşe Öz","doi":"10.53718/gttad.1216543","DOIUrl":"https://doi.org/10.53718/gttad.1216543","url":null,"abstract":"Köklü bir tarihsel geçmişi olan Macarların tarih boyunca çeşitli kavimlerle, özellikle de Türk kavimleriyle sıkı ve aynı zamanda yoğun bir ilişkisinin olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Macarlar bağımsız bir şekilde tarih sahnesine çıkmadan önce Ural kavimleriyle ortak bir geçmişi paylaşmıştır. Zaman içinde Ural kavimleriyle aralarındaki bağın kopmasının ardından Macarlar dilsel ve etnik açıdan bağımsız gelişme göstermiş ve Macar kadim tarihi (magyar őstörténet) olarak adlandırılan dönem oluşmaya başlamıştır. \u0000Macar kadim tarihi, Türk-Macar ilişkileri açısından son derece önemli bir dönem olup Macarların çeşitli Türk kavimleriyle olan erken dönem ilişkilerinin temelleri bu dönemde atılmış ve bu ilişki günümüze kadar devam etmiştir. Bu dönem ilişkilerinin tarihi V. yüzyıla dayandırılmakta ve IX. yüzyılda Macarların bugünkü yurtları olan Karpat Havzası’na yerleşmesine kadar devam etmektedir. Yaklaşık beş yüz yıl süren bu süreç içinde Macarlar Türk kavimlerinin hâkimiyeti altında veya komşuluğunda yaşayarak Türklerle çok sık temasta bulunmuşlardır. Macarların bu erken Orta Çağ Dönemi’ni basit ve kesin ifadelerle anlatmak zor olsa da eldeki veriler Türk-Macar tarihî ilişkilerinin boyutunu ortaya koyacak düzeydedir. \u0000Macar kadim tarihi olarak adlandırılan bu dönemin aydınlatılmasında Macar dilinin erken dönem yabancı yazılı kaynakları önemli bir yer teşkil etmektedir. Son dönemde yapılan çalışmalar bu alana önemli katkılar sağlamakla birlikte erken dönem yabancı yazılı kaynaklar bu çalışmalara temel oluşturması ve Macar kadim tarihi meselesine ışık tutması bakımından büyük bir önem arz etmektedir. Bu dönemin aydınlatılmasında başta Arapça, Farsça, Yunanca (Bizans) yazılmış kaynaklar olmak üzere pek çok yabancı kaynak referans olmakta ve bu kaynaklarda Macarlar Türk kavimleriyle özdeşleştirilmektedir. Kadim Macarlar ilk olarak Buharalı bilim insanı ve aynı zamanda devlet yönetiminde söz sahibi olan Ceyhânî’nin (ö. 330/942) X. yüzyılın başlarında kaleme aldığı coğrafya eserinde ortaya çıkmakta ve söz konusu eseri temel alarak oluşturulan daha sonraki Arapça ve Farsça yazılmış kayıtlarda çoğunlukla kendi etnonimleriyle (Macar) ya da başka Türk kavimlerinin adlarıyla adlandırılmaktadır. Daha sonra X. yüzyılda kaleme alınan Yunanca (Bizans) kaynaklarda ise Türk adıyla anılmaktadır. Bu çalışmada çoğunlukla kadim Macarlar hakkında somut ve doğrudan veriler sunularak döneme tanıklık eden bu ana kayıtlar temel alınmaktadır. Söz konusu yabancı kayıtları temel alarak oluşturulan Macar kadim tarihi araştırmaları ve Macar literatürü de bu çalışmanın bir diğer kaynak malzemesini oluşturmaktadır. \u0000Macarların, yurt tutuş öncesi dönemi tarihi İç Asya tarihiyle bağlantılı olduğu için bu süre zarfında çok sayıda Türk kavmiyle etkileşime geçmesi kuvvetle muhtemeldir. Fakat bu çalışmada kadim Macarların gerek dilsel olgular gerekse tarihî kayıtlar aracılığıyla kanıtlanabilen Türk etkileşimi üzerinde durulmuştur. Bu vesileyle Türk-Macar ilişkilerinin erken dönem tarihinin öz","PeriodicalId":150594,"journal":{"name":"Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi","volume":"62 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"131464663","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
MAARİF SALNAMELERİNE GÖRE MAMURATÜLAZİZ VİLAYETİ’NDE EĞİTİM-ÖĞRETİM (1898-1904)
Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi Pub Date : 2023-01-07 DOI: 10.53718/gttad.1218075
Zeynep ÖZDEM KÖSE
{"title":"MAARİF SALNAMELERİNE GÖRE MAMURATÜLAZİZ VİLAYETİ’NDE EĞİTİM-ÖĞRETİM (1898-1904)","authors":"Zeynep ÖZDEM KÖSE","doi":"10.53718/gttad.1218075","DOIUrl":"https://doi.org/10.53718/gttad.1218075","url":null,"abstract":"Bugünkü Elazığ’ın eski adı olan Mamuratülaziz Osmanlı Devleti’nin önemli vilayetlerinden biridir. Başlangıçta Harput merkezli olan yerleşim 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren bugünkü Elazığ şehrinin bulunduğu Agavat mezraası denilen alana doğru kaymıştır. Buraya vali olarak atanan Hacı Ahmet İzzet Paşa zamanında, 1867 yılında mezraanın adı dönemin padişahı Abdülaziz’e ithafen Mamuratülaziz’e çevrilmiştir. Halkın kısaca Elaziz demeye başladığı isim zamanla Elazık ve Elazığ’a dönüşmüştür. 19. yüzyılın ikinci yarısında Mamuratülaziz Vilayeti’ne bağlı üç sancak bulunmaktadır. Bu sancaklar Mamuratülaziz, Malatya ve Dersim’dir. Bu araştırmada 19. yüzyılın sonu ve 20. asrın başına tekabül eden dönemde vilayetin genelindeki eğitim durumu tespit edilmeye çalışılmıştır. Araştırmada ana kaynak olarak Maarif Salnameleri kullanılmıştır. Bunun yanında 1894-1895’te basılan, Maarif-i Umumiye idaresinde bulunan bütün ibtidai, rüşdiye, idadi, âli, hususî mektepler, yabancı okullar ve kütüphanelerin istatistiğini barından kaynaktan istifade edilmiştir. Aynı zamanda konuyla ilgili araştırma ve inceleme eserlerden de yararlanılmıştır. \u0000Sultan II. Abdülhamid dönemi (1876-1909) eğitim sistemi ve kurumlarında önemli gelişmelerin yaşanıp modern okulların tüm Osmanlı coğrafyasına yayıldığı bir dönemdir. İlköğretimden yükseköğretime kadar yenilikler yapılmış, ülkede ciddi bir eğitim birikimi meydana gelmiştir. İlköğretimde sıbyan mekteplerinin yerini yeni usulle eğitim veren ibtidailer alırken ortaöğretimde rüşdiyelerin sayısı artırılmıştır. Kız rüşdiyeleri ve askerî rüşdiyeler de buna dahildir. Yine ortaöğretim düzeyindeki idadiler ülkenin her bölgesinde açılmıştır. Öğretmen ihtiyacını gidermek için taşrada açılan öğretmen okullarının yanı sıra meslekî eğitime verilen öneme binaen vilayetlerin bazılarında ziraat okulları kurulmuştur. Yükseköğretimde ise yeni yüksekokullar açılmış, Mülkiye Mektebi geliştirilmiş ve Darülfünun tekrar kurulmuştur. Dönemin ibtidai, rüşdiye ve idadi derecesinde yaşanan gelişmeler Mamuratülaziz Vilayeti’nde de kendini göstermiştir. \u0000II. Abdülhamid döneminde eğitimde yaşanan bu kurumsallaşmayla birlikte eğitimin durumunu gözler önüne seren çeşitli yayınların hazırlanması da gerçekleşmiştir. Okul tarihçelerinin hazırlanarak okulların genel durumu ve mezunları hakkındaki kitapların basılması ile 1894-1895’te ilk eğitim istatistiğinin yayınlanması bunlar arasında yer almaktadır. Eğitimle ilgili hazırlanan çalışmaların başında ise Maarif Salnameleri gelmektedir. Muhtevası bakımından oldukça zengin olan bu eserlerden II. Abdülhamid dönemi eğitim sistemiyle ilgili önemli bilgiler elde edilmektedir. Başta İstanbul ve bütün Osmanlı vilayetlerindeki ilk, orta, lise ve yükseköğretimi içeren bütün okulların hocaları, talebeleri, yönetimi, dersleri, imtihanları, kuruluş tarihleri gibi bilgiler bunlar arasındadır. Ayrıca dönemin sosyal, kültürel ve eğitim hayatına büyük katkısı olan kütüphane, gazete ve matbaalar hakkında da detaylı malumat bulunmaktadır","PeriodicalId":150594,"journal":{"name":"Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi","volume":"61 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125615083","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
ADALETİN TESİSİNDEN ZULMÜN TEMSİLİNE: OSMANLI DEVLETİ’NDE NAİPLER HAKKINDA DEVLET MERKEZİNE YANSIYAN YOLSUZLUK VE ŞİKÂYETLER (1540-1795)
Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi Pub Date : 2023-01-07 DOI: 10.53718/gttad.1210791
Samettin Başol, Nazmiye Gül Kantaroğlu
{"title":"ADALETİN TESİSİNDEN ZULMÜN TEMSİLİNE: OSMANLI DEVLETİ’NDE NAİPLER HAKKINDA DEVLET MERKEZİNE YANSIYAN YOLSUZLUK VE ŞİKÂYETLER (1540-1795)","authors":"Samettin Başol, Nazmiye Gül Kantaroğlu","doi":"10.53718/gttad.1210791","DOIUrl":"https://doi.org/10.53718/gttad.1210791","url":null,"abstract":"Osmanlı Devleti klasik dönemde merkeziyetçi, teşkilatçı ve adaletli bir idare geleneğine sahiptir. Devlet ilk dönemlerden itibaren çeşitli kurum ve teşkilatlar kurmuş, ülkeyi ve toplumu kendi idare pratikleri çerçevesinde yönetmeye çalışmıştır. Divan-ı Hümayun, toprak, tımar, maliye, ordu ve adalet teşkilatları Osmanlı Devleti’ni güçlü kılan, onu ayakta tutan teşkilatlar olmuştur. Halkın yönetiminde de düzen, güvenlik, adalet ve refah konuları ön plana çıkmıştır. Bahsi geçen uygulamalar sayesinde devlet görece uzun ömürlü olmuş, geniş coğrafyadaki farklı toplumları, insanları bir idare çatısı altında toplayıp yönetebilmiştir. \u0000Osmanlı Devleti’nde devlet ve toplum idaresinin temeli adalet anlayışına dayanmaktadır. Bu sebepledir ki devletin temel yapı taşı olan adalet, adaletin işleyişi ve adalet kurumları önemli bir yere sahiptir. Adaletin tesisini sağlamakla görevli kurumlardan biri şüphesiz naiplik müessesesidir. Bu sebeple naiplerin liyakatli, dindar ve şer’i hükümleri iyi bilen kimseler olması gerekmektedir. Nitekim Osmanlı Devleti’nin ilk zamanlarından itibaren adaletin tesisi için çalışılmış olunmasına rağmen, 16. yüzyılın ikinci yarısında bu durumun sürekliliği sağlanamamış ve adalet kurumundaki bozulmaya paralel olarak naiplik kurumu da bozulmaya yüz tutmuştur. Öyle ki naipler üzerlerine düşen görevleri aksatmakla birlikte, bazı durumlarda bunları bir çıkar kapısı olarak kullanmaktan ve yolsuzluk yapmaktan geri durmamışlardır. Bu durum devlet kurumlarının tuttuğu kayıtlara yansımıştır. \u0000Osmanlı Devleti’nde zulüm gören reayanın hakkını arama, adalet isteme, şikâyet etme hakkı vardı. Haksızlık kimden gelirse gelsin insanlar adalet kurumlarına veya taşra idare görevlilerine şikâyet edebilirdi. Halka en yakın adalet kurumu şer’i mahkemelerdi. Burada padişah adına görev yapan kadı veya naipler, halkın yakınmalarını dinler, çözüm üretirlerdi. Bu davalar şeriye sicillerine yazılırdı. Bölgedeki adalet görevlilerinden veya yerel idarecilerden davacı olanlar, sorunları çözülmeyenler çeşitli yollarla merkezdeki Divan’a başvurabilirlerdi. İşte bu anlayış ve uygulama doğrultusunda Osmanlı Devleti’nde naipler hakkında taşradan devlet merkezine birçok yakınma ve şikâyet ulaşmıştır. Bunların çoğu naipler tarafından haksızlığa, zulme, suiistimale, baskıya maruz kalan reaya tarafından dile getirildi. Naiple ilgili şikâyetlerin bir kısmını da yine o bölgelerde görev yapan diğer devlet görevlileri merkeze bildirdi. Sonuçta taşrada gerçekleşen bu hukuk dışı olaylar Osmanlı merkezine yansımıştır. Divan’da bu türden adli konular tartışılmıştır. Kanun dışı işlere, yolsuzluğa, görev ihmaline karışan naipler hakkında yapılması gerekenler, hükümet görevlilerince mühimme defterlerine kaydedilmiştir. Naiplere yönelik teftiş, soruşturma, uyarı, ceza verme, azil ve benzeri kararlar verilmiştir. Kararlar yerel yetkililere ve ilgili kişilere yazılı olarak duyurulmuştur. Bu açıdan mühimme defterleri diğer birçok konuda olduğu gibi taşradaki görevlilerle ilgili, özelde kadı","PeriodicalId":150594,"journal":{"name":"Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi","volume":"564 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123040159","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
ABBASİ DÖNEMİ MEVALİ POLİTİKASININ GAZNELİ DÖNEMİNE YANSIMASI: AFŞİN ÖRNEĞİ
Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi Pub Date : 2023-01-07 DOI: 10.53718/gttad.1215981
M. Yildirim
{"title":"ABBASİ DÖNEMİ MEVALİ POLİTİKASININ GAZNELİ DÖNEMİNE YANSIMASI: AFŞİN ÖRNEĞİ","authors":"M. Yildirim","doi":"10.53718/gttad.1215981","DOIUrl":"https://doi.org/10.53718/gttad.1215981","url":null,"abstract":"Emeviler döneminde yoğun olarak yürütülen mevali politikası, Abbasi devletinin 750 yılında kurulmasıyla birlikte azalmaya başlamıştır. Fakat bu politikanın Abbasiler zamanında devletin üst kademelerinde sürdürüldüğü görülmektedir. Abbasi halifeleri Fars ve Türk unsurlarına dayanarak varlıklarını sürdürmüşlerdir. İdari ve askeri alanlarda zamanla kudret ve nüfuzları artan bu şahıslardan bazıları Abbasi halifeleri tarafından mevali politikası çerçevesinde ortadan kaldırılmışlardır. Bunlardan biri Afşin lakabıyla bilinen Haydar b. Kavus’tur. Afşin kendi iradesiyle İslamiyet’i kabul ederek devletin askeri alanında önemli görevler yürütmüştür. Abbasi devletini yirmi seneden fazla uğraştıran Babek isyanını bastırması ve Amorium seferi esnasında Bizans İmparatorunu hezimete uğratması örnek olarak gösterilebilir. Onun mevaliden biri olarak başarılı faaliyetleri neticesinde güç ve nüfuzunu arttırması, Kadı’l-kudât Ahmed b. Ebî Du’âd ve Ebu Dulef el-İclî gibi Abbasi devletinin nüfuzlu Arap bürokratlarının aleyhte cephe almalarına sebep olmuştur. Bu şahıslar dönemin halifesi el-Mu’tasım’ı da ikna ederek Afşin’i bazı ithamlarla mahkemede suçlu bularak yok etmişlerdir. Afşin’in yok edilme hadisesi, Gazneli bürokratlarından olan tarihçi Ebu’l-fazl Muhammed Beyhakî tarafından Tarih-i Beyhaki adıyla şöhret bulan eserinde inikâs bulmuştur. Tarih-i Beyhaki’de yer alan Afşin ile Kadı’l-kudât ve halife Mu’tasım arasında cereyan eden konuşmalar, mevali politikasının Ababsiler döneminde de sürdürüldüğünü göstermektedir. \u0000 \u0000Bu çalışmada, dönemin Arapça ve Farsça kaynakları incelenerek Afşin’i başarıya götüren sebepler, kendisine yöneltilen suçlamalar ile Abbasiler döneminde devam ettirilen mevali politikasına dair bilgiler ortaya çıkartılarak sonuçları bilim camiasına sunulacaktır.","PeriodicalId":150594,"journal":{"name":"Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi","volume":"62 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115968328","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
0
×
引用
GB/T 7714-2015
复制
MLA
复制
APA
复制
导出至
BibTeX EndNote RefMan NoteFirst NoteExpress
×
提示
您的信息不完整,为了账户安全,请先补充。
现在去补充
×
提示
您因"违规操作"
具体请查看互助需知
我知道了
×
提示
确定
请完成安全验证×
相关产品
×
本文献相关产品
联系我们:info@booksci.cn Book学术提供免费学术资源搜索服务,方便国内外学者检索中英文文献。致力于提供最便捷和优质的服务体验。 Copyright © 2023 布克学术 All rights reserved.
京ICP备2023020795号-1
ghs 京公网安备 11010802042870号
Book学术文献互助
Book学术文献互助群
群 号:604180095
Book学术官方微信