{"title":"Leibniz Felsefesi’nde Akılsal-Olgusal Hakikat Ayrımı","authors":"Aziz Murat Karaca, Seda Doğan","doi":"10.55256/temasa.1249430","DOIUrl":"https://doi.org/10.55256/temasa.1249430","url":null,"abstract":"Bu makale, felsefe tarihinin en önemli gündemlerinden biri olan, açık ve seçik bilgi için yöntem problemini Leibniz felsefesi açısından konu edinmektedir. Temel problemimiz, Leibniz’in; akılsal hakikat ve olgusal hakikat ayrımı üzerinden erken modern dönemin en önemli felsefi gündemi haline gelen yöntem problemine nasıl yaklaştığı üzerinedir. Bu dönemin yöntem arayışı içinde söz konusu edilebilecek yaklaşımların hemen hepsi ya birini tercih edip ötekini reddederek, ya aralarında bir hiyerarşi kurarak ya da bir tür sentez girişimiyle rasyonel olan ile ampirik olan veya a priori olan ile a posteriori olan arasında bir ayrım gözetmiştir. Leibniz ise problemi bir önermenin doğruluk ile ilişkisinin çözümlenebilmesi bakımından ele almış, söz konusu ayrımı bir çözüme kavuşturmak adına iki hakikat düzlemi tespit ederek aralarında bir derecelenme ilişkisi öngörmüştür. Bu düzlemlerden biri akılsal hakikat, diğeri olgusal hakikat düzlemidir. Akılsal hakikatlere ait önermeler kanıtlanabilirdir, fakat insan zihninin sınırlı analiz yetisinden dolayı olgusal hakikatlere ait önermeler kanıtlanamazdır. Leibniz bu durumu, akılsal önermeler ve olgusal önermelerin, farklı mantık ilkeleri üzerinden hakikat ile temas etmesine bağlar. Söz konusu ilkeler, çelişmezlik ilkesi ve yeter-sebep ilkesidir. Bu çalışma, Leibniz’in bu ayrımını, çağının koşullarıyla birlikte ortaya koymayı amaçlamaktadır.","PeriodicalId":143382,"journal":{"name":"Temaşa Erciyes Üniversitesi Felsefe Bölümü Dergisi","volume":"29 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139308129","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Haraway’in Simpoiesis Kavramı ve Birlikte-Düşünme Pratikleri","authors":"Tuğba AYAS ÖNOL","doi":"10.55256/temasa.1358544","DOIUrl":"https://doi.org/10.55256/temasa.1358544","url":null,"abstract":"Donna Haraway, dünyanın sonunun ümitsizlik içinde ilan edildiği yirmi birinci yüzyılda karşılaştığımız sorunlarla sanat, teknoloji ve bilimin eşsiz bir birleşimiyle başa çıkabileceğimizi iddia eder. Ve bunun için siborg, yoldaş türler ve sınırsız sayıda muhtelif melez ilişkilenmeler gibi kavram ve kavrayışlarla bize yaratıcılık ve veriyi daha önce yapılmamış bir biçimde ilişkilendirmeyi önerir. Bu yazıda kendisini bilim çalışmaları alanında ve özellikle çevrecilik sorunları, bitki ve hayvan refahı ve doğa ile farklı insan kültürlerinin etkileşimleri konusunda faaliyet gösteren beşeri, sosyal ve doğa bilimlerinde yetenekli bir akademisyen olarak betimleyen Haraway’in, antropos merkezli yaşamın getirdiği sorunlara karşı önerdiği dünyayla birlikte-düşünmek nosyonu incelenecektir. Bu amaçla öncelikle Haraway’in Chthulusen ve simpoiesis kavrayışları Harawayci anlamda dünya üzerinde birlikte-düşünebilmenin olası koşulları olarak ele alınacaktır. Ardından Haraway’in sanat, bilim ve teknoloji işbirlikleri olarak nitelediği Kroşe Mercan Kayalıkları (Crochet Coral Reef) Projesi ve Never Alone adlı video oyunu, iki farklı birlikte-düşünme pratiği olarak dünyada birlikte iyileşebilmek ve Haraway için bir söylemsel inşa olan doğanın, rejenerasyonu fikrini daha iyi anlamak için tartışmaya açılacaktır.","PeriodicalId":143382,"journal":{"name":"Temaşa Erciyes Üniversitesi Felsefe Bölümü Dergisi","volume":"16 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139320513","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Lacan’ın Arzu Etiği ve Ontik Kaybın Ontolojik Bir Arayışa Dönüşmesi","authors":"Feyza Şule Güngör","doi":"10.55256/temasa.1339207","DOIUrl":"https://doi.org/10.55256/temasa.1339207","url":null,"abstract":"Lacan’ın psikanaliz etiği, insanın en derinindeki arzusuyla ilişkisini iyi ve kötü belirleniminde temel bir faktör olarak değerlendirmesi nedeniyle sıklıkla arzu etiği olarak nitelendirilir. Arzu etiği, geleneksel etik teorilerinin fayda, çıkar, ilgi, mutluluk, erdem ve ödeve atfettiği rolü arzuya atfederek bu teorilere radikal bir alternatif sunar. Lacan, bilinçdışı arzularımızı tamamen görmezden gelen tüm bu yüksek amaçların insanın kendi arzusuna ihanetini olumladığını savunur ve bilinçdışını/arzuyu etik ilke olarak gören Freud’un teşebbüsünü takip ederek etik ile pathos (tutku) arasındaki bağlantıyı yeniden keşfetmeye çalışır. Bilinçdışıyla bağlantıda yetkinleşmeyi önceleyen bu yeni etik alan, ahlaki kurallar formüle ederek iradeyi güçlendirmeyi ya da iyi yaşam formülleri sunmayı hedeflemez. Lacancı arzu etiği, insan eylemlerinin çekirdeği olan ancak anlaşılmaz ve ele geçirilemez bir karaktere sahip arzunun kökenlerini keşfederek, insan yaşamının ve karakterinin doğasını neyin oluşturduğuna dair geniş bir anlayışla ilgilidir. Bu bağlamda çalışmamızın amacı, bedenlerimiz, dilimiz ve kendimiz ile ilişkiyi önceleyen bambaşka bir söylemi ihtiva eden arzu etiğinin temeli olan “İçindeki arzuya uygun davrandın mı?” sorusunun varoluşsal karşılığını takip etmektir. Bu amaca bağlı olarak, öncelikle bilinçdışının erdem ve ödev etiğindeki konumunu tartışacak ve Lacan’da hep bir kayıp duygusuyla karakterize olan arzunun ontolojik bir arayışa dönüşmesini değerlendireceğiz. Bu arayışta arzunun gündelik hayattaki görünümleri, öznenin arzusuna neden ve nasıl ihanet etmiş olacağı ve en önemlisi de Lacan’ın etik düsturu olan “Arzuna sahip çık!” mottosunun psiko-felsefi açılımları da temel izleğimiz olacaktır.","PeriodicalId":143382,"journal":{"name":"Temaşa Erciyes Üniversitesi Felsefe Bölümü Dergisi","volume":"29 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139338742","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Özbilincin Oluşumu ve Tanınma Problemi: Narziss ve Goldmund","authors":"Seyit Coşkun","doi":"10.55256/temasa.1331151","DOIUrl":"https://doi.org/10.55256/temasa.1331151","url":null,"abstract":"Felsefe tarihinde, özbilincin oluşumu ve tanınma sorununa ilişkin en kapsamlı çözümleme ve kavramsallaştırma Tinin Fenomenolojisi adlı eserinde Hegel tarafından yapılmıştır. Makalede, bu konuyla ilgili temel referans olan bu eserin özellikle “Bilinç” ve “Özbilinç” bölümündeki çözümlemelere yönelik yeniden bir okuma denemesi yapılmaktadır. Özbilincin oluşumu ve tanınma sorununa ilişkin felsefi literatürde yapılan çalışmalar genelde bu eserin Özbilinç bölümünde ortaya konulan Efendi-Köle diyalektiğine odaklanmaktalar. Dolayısıyla özbilince ve tanınma sorununa ilişkin diğer yaklaşımlar fazla dikkate alınmaz. Bu nedenle çalışma, Efendi-Köle diyalektiğiyle birlikte özbilince ilişkin farklı değerlendirme ve anlamlandırma olanaklarına dikkat çekmeyi amaçlamaktadır. Bu amaçla, çalışmada öncelikle insanın özbilinç olarak oluşumu, kendini tanıması ve bilmesi üzerinde durulmaktadır. İkinci olarak, iki özbilincin tek taraflı ve eşit olmayan tanınma biçimi olarak Efendi-Köle diyalektiğine değinilmektedir. Son olarak da, özbilincin kendinde ikileşmesi ve özbilinç olarak iki bireyin karşılaşması ve tanınmasının anlamı üzerinde durulmaktadır. Bu anlam, Herman Hesse’nin, örneklem olarak seçilen “Narziss ve Goldmund” romanından hareketle yapılan çözümleme ve değerlendirmelerle daha somut ve anlaşılır kılınmaya çalışılmaktadır.","PeriodicalId":143382,"journal":{"name":"Temaşa Erciyes Üniversitesi Felsefe Bölümü Dergisi","volume":"286 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139339120","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Thomas Hobbes’un Felsefesinde Din-Devlet İlişkisi: Din Devletinden Devlet Dinine","authors":"Ferhat Akdemi̇r","doi":"10.55256/temasa.1348561","DOIUrl":"https://doi.org/10.55256/temasa.1348561","url":null,"abstract":"Genel olarak dile getirirsek, Antik çağda doğaya, ortaçağlarda Tanrı’ya referansla temellendirilmeye çalışılan devleti, insanlar arasındaki rızaya dayalı bir sözleşme nosyonuyla gerekçelendirmesi nedeniyle Thomas Hobbes on yedinci yüzyılda modern devletin önemli teorisyenlerinden birisi olarak kabul edilir. Nasıl ki Descartes bireyi epistemik bir özne olarak düşüncesinin merkezine yerleştirmek suretiyle modern felsefenin kurucusu olarak kabul ediliyorsa, kanımızca Hobbes da tarafların rızasına dayalı sözleşme nosyonunu devletin temeline yerleştirmesi nedeniyle modern devletin kurucuları arasında sayılabilir. Ne var ki modern olarak nitelediğimiz bu devletin, belki de ortaçağlardan devraldığı miras nedeniyle olsa gerek en önemli sorunlarından birisi dinle devlet arasındaki ilişkinin ne ve nasıl olması gerektiğidir. Hem savunduğu materyalist ontoloji gereğince, hem de içinde yaşadığı toplumdaki dinsel çatışmalara çözüm bulma amacıyla Hobbes dinsel iktidarla siyasal iktidarı tek bir çatı altında toplamayı ve deyim yerindeyse dinsel iktidarı siyasal bütünün içerisinde eritmeyi amaçlamaktadır. Böylesi bir yaklaşım doğal olarak dinle devlet arasındaki çatışmayı ortadan kaldırmaktadır ama beraberinde birtakım sorunlar da getirmektedir. İşte biz de makalemizde, önce Hobbes’un bu şekilde tasvir ettiğimiz din devlet tasarımını ortaya koymayı ve ardından söz konusu sorunlara işaret ederek eleştirel bir değerlendirmesini yapmayı amaçlamaktayız.","PeriodicalId":143382,"journal":{"name":"Temaşa Erciyes Üniversitesi Felsefe Bölümü Dergisi","volume":"101 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139341959","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Onto-Theology and Existential Depiction Of Existence","authors":"Oğuz Ateş","doi":"10.55256/temasa.1289951","DOIUrl":"https://doi.org/10.55256/temasa.1289951","url":null,"abstract":"Varoluş meselesi, varoluşçu düşünsel yaklaşımın en temel problematiğidir. Bu yaklaşım Varlığı öz ve görünüş ayrımına tabi tutarak gerçekliği özde görüp görünüşü söz konusu öze bağlı ikincil bir unsur olarak anlamaya çalışan anlayışın karşısında yer alır. Özcü metafizik anlayışlardan farklı olarak söz konusu düşünme tarzında Varlık meselesi, merkezinde insan varoluşunun olduğu bir bağlamda ele alınmıştır. İnsan varoluşu, sabit, potansiyel bir özün zamanda tezahürü olarak değil, her seçimli kararla zamanda saklı olasılıkların bilfiil hale geldiği bir varoluş süreci olarak ele alınmıştır. Dolayısıyla oluş soyut, ideal özün bilfiil hale gelmesi değil, bizatihi yaşanmakta olan hayatın içinde barınan olasılıkların tarihsel bağlamda seçimli kararla fiili olarak varlık bulmasıdır. İnsan varoluşunun tasviri bağlamında Kierkegaard varoluş düşüncesinin merkezine onun kaygılı varoluşunu alırken Heidegger dünyada-varlık oluşunu almıştır. Kierkegaard ve Heidegger düşüncesinin sentezi olarak gördüğümüz Sartre ise insanı, kendinde-varlık ortamında kendi-için varlık olarak beliren varoluş olarak ele almıştır. Heidegger ve Kant düşüncesinin sentezi olarak gördüğümüz Jaspers ise insan varoluşunu, Kuşatan varlığın aşkın dünya zemininde kendisi üzerinden biz-olan-varlık şeklinde tezahür ettiği bir Existenz olarak ele almıştır. Çalışmamızın amacı hem özcü anlayışlarla varoluş düşüncesi arasındaki varlık telakkisinin onto-teolojik bağlamda farklarını ortaya koymak hem de varoluş düşüncesi içerisinde farklı varoluş tasvirlerinin analizini yapmaktır.","PeriodicalId":143382,"journal":{"name":"Temaşa Erciyes Üniversitesi Felsefe Bölümü Dergisi","volume":"296 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139349772","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"A Comparative Evaluation Between Ibn Khaldun Thought and Liberal Views","authors":"Murat Bayram","doi":"10.55256/temasa.1322550","DOIUrl":"https://doi.org/10.55256/temasa.1322550","url":null,"abstract":"Bu çalışmada liberal düşüncenin temelleri irdelenerek İbn Haldûncu düşünceyle mukayeseli bir değerlendirme yapılacaktır. Bu amaçla öncelikle, bireycilik, özgürlük, adalet ve serbest piyasa gibi ilkelerin radikalleşmesi ve devlet müdahalesine çözüm yolları üretme olarak gelişen liberalizmin kökleri ele alınacaktır. Sonrasında İbn Haldûn’un özellikle ekonomi ile ilgili görüşlerine değinerek liberalizm ile karşılaştırmalı bir değerlendirmede bulunulacaktır. Liberalizmin Batı’daki gelişimi ekonomik ve haklar bağlamında olmuştur. Ekonomide serbest piyasa fikrinin (devletin ekonomiye müdahale etmemesi) ve bireysel özgürlüklerin öncüleri olarak kabul edilen aydınlanma düşünürleri, liberalizmin kaynakları olarak görülür. Ancak ekonomideki istikrarsızlıklardan dolayı liberalizm düşüncesi evrilerek, devlet müdahalelerine kapı aralamıştır. Batı düşüncesinden farklı olarak serbest piyasa ve hukuk fikirleri açısından İbn Haldûncu bakış açısının çoğu zaman liberalizm ile ilişkisi kurulmuştur. Özellikle İbn Haldûn’un ekonomi üzerine söylemlerinden dolayı liberalist bir teorisyen olarak görülmüştür. Hatta liberalizmin temellerini atan modern düşünce filozoflarına ilham verdiği iddia edilmiştir. Ancak temelde Batılı liberal söyleme ait olan bireycilik, özgürlük ve serbest piyasa gibi ilkeler her ne kadar İbn Haldûncu düşünceyle benzerlik gösterse de liberalizm bu düşünce geleneğinin karşısında yer almıştır.","PeriodicalId":143382,"journal":{"name":"Temaşa Erciyes Üniversitesi Felsefe Bölümü Dergisi","volume":"64 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139351262","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Sühreverdî ve Şehrezûrî’de Tenasühe Dair Düşünceler","authors":"M. Duran, A. Ci̇han","doi":"10.55256/temasa.1298888","DOIUrl":"https://doi.org/10.55256/temasa.1298888","url":null,"abstract":"İslam felsefesi içerisinde nefsin bedenden ayrıldıktan sonra ne olacağı, hayatının nasıl devam edeceği hakkında birçok tartışma bulunur. Bunlardan birisi de mükafat ve cezanın bu dünyada vukû bulması olarak anlaşılan tenasüh fikridir. Nefsin bedenden ayrıldıktan sonra tekrar bu dünyada cezasını veya mükafatını görmesi olarak değerlendirilen tenasüh, çok eski dönemlerden beri tartışılagelmiş bir düşünce şeklidir. İslam düşüncesinde tenasüh fikri İslam filozofları tarafından dile getirilmiş ve mümkün olup olmadığı tartışılmıştır. İslam filozofları nefsin bedenden ayrıldıktan sonraki durumu hakkında ahiret hayatının cismani mi yoksa ruhanî mi olacağı, iyi insanların nefislerinin nasıl ve ne şekilde kurtuluşa ereceği veya kötü insanların nefislerinin nasıl ve ne şekilde ceza çekip, azap göreceği hakkında bazı değerlendirmeler yapmıştır. Bu değerlendirmelerin en önemlilerinden biri de Şihabüddin es-Sühreverdî (ö 587/1191) tarafından kurulan İşrâki ekolün yaptığı değerlendirmelerdir. Sühreverdî ve onun ekolünün en büyük temsilcilerinden olan Şemseddin Şehrezûrî’nin (ö. 687/1288) tenasüh hakkındaki düşünceleri tam olarak anlaşılamamış ve kapalı kalmıştır. Fakat iyi bir araştırma yapıldığı zaman görülecek ki Sühreverdî, ve Şehrezûrî tenasüh meselesini ayrıntılı bir şekilde sunmuşlardır. Önceki düşünürlerden tenasühü kabul edenlerin görüşlerini incelemişlerdir; onlara göre yetkinliğe ulaşamadan bedeninden ayrılan nefisler maddeden bağımsızlaşamazlar. İşte burada düşünürlerimize göre tenasüh fikri, Sühreverdî açısından tartışmalı da olsa, devreye girmektedir. Fakat onların değerlendirmeye aldıkları tenasüh tarzı insandan hayvana doğru gerçekleşen bir tenasühtür. Biz bu çalışmamızda zikredilen iki filozofun tenasüh hakkındaki düşüncelerini ortaya çıkarmaya çalışacağız.","PeriodicalId":143382,"journal":{"name":"Temaşa Erciyes Üniversitesi Felsefe Bölümü Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139351354","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Ferengi “Kazanç Kuralları” ve Niccolò Machiavelli","authors":"Tamer Akça, C. Tosun","doi":"10.55256/temasa.1309370","DOIUrl":"https://doi.org/10.55256/temasa.1309370","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, büyük bir beğeniyle izlenen Star Trek dizisinde siyaset felsefesinin önemli isimlerinden Niccolo Machiavelli’nin izleri takip edilmeye çalışılmıştır. Machiavelli’nin yanı sıra dizide felsefe tarihinin önemli filozoflarına yoğun şekilde göndermeler yapıldığı görülür. Ferengiler’in temel felsefesi “her ne olursa olsun her eylem, mutlaka kazançla sonuçlanmalıdır.” Bu uğurda hiçbir etik, dini ya da siyasal kod önemli değildir. Tek amaç kazanmaktır. Bu; Ferengiler için en büyük başarı, güç ve saygınlık anlamına gelmektedir. Kazanç uğruna, şiddet ve korku salmak; dini duyguların istismarı, kazanca giden yolda müttefikler edinmek ve gerekirse bu birliği bozmak, duruma göre merhametli ya da acımasız olmak gibi Machiavelli’in izini takip etmişlerdir. Anlaşılan o ki gelecekte de gerek insan gerek uzaylı formu olsa da bencillik kendini hep göstermektedir. Star Trek: Deep Space Nine adlı seride Ferengiler olarak karşımıza çıkan uzaylı bir ırkın kazanma ilkesi ile, Niccolò Machiavelli’nin “Prens: Hükümdarlıklar Hakkında” isimli eserinde sözünü ettiği yönetim yöntemleri arasındaki paralellikleri örneklerle göstermeyi amaçladık.","PeriodicalId":143382,"journal":{"name":"Temaşa Erciyes Üniversitesi Felsefe Bölümü Dergisi","volume":"77 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127406881","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Foucault'da İktidarın Ötekileri","authors":"Yıldırım Ortaoğlan","doi":"10.55256/temasa.1284989","DOIUrl":"https://doi.org/10.55256/temasa.1284989","url":null,"abstract":"Sıradan olanların “tarihini” yazmak düşünce tarihinde ender görülen bir çabadır. Foucault’nun delileri, mahkumları, rezil insanları, hırsızları ya da düşkünleri ancak iktidarla karşılaşmaları ölçüsünde var olduklarını öne sürmesi son derece önemlidir. İktidarın pençesinden darbe yediklerinde var olan “ötekiler”, kimi zaman bu varoluşlarını “kısacık” cümlelerin şans eseri bir arşivde bulunmasına kimi zaman da bir klinikte, hastanede veya hapishanede kendisi hakkında yazılan birkaç satırlık belgeye “borçludur”. Bedeninin tutsaklığından ruhunun terbiyesine doğru bir özneleştirme süreci geçiren “ötekiler” iktidar teknolojileriyle kuşatılmıştır. Söz konusu kuşatılma, onların varoluşunun sınırlarını çerçevelemektedir. Onlar, bu çerçeveyi eşeleyebildiği sürece tarihin herhangi bir anında şans eseri fark edilmektedir. Sıradan olanlar, deliler, reziller yani ötekiler dışlama oyununun merkezindedir. Onlar çeşitli şekilde, söylemden, oyundan, çalışmadan ve aileden kapı dışarı edilmişlerdir. Lakin kapının dışı dahi iktidar ilişkilerinin ağıyla donatılmıştır. Mikro düzeyde işleyen iktidar, dışlanma mekanizmalarını disiplinler aracılığıyla görünmez kılmıştır. İktidarın her yerde olduğuna dair “söylem”, görünürde ötekilere daha iyi yaklaşıldığını söyler fakat o hakikatte dışlama oyunun kurumlar aracılığıyla görünmez bir şekilde işlediği gerçeğine karşılık gelir.","PeriodicalId":143382,"journal":{"name":"Temaşa Erciyes Üniversitesi Felsefe Bölümü Dergisi","volume":"52 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"122763475","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}