Feyzi Bostan, A. Çekin, A. Çalışkan, Seyit Uyar, F. Harmandar
{"title":"Beslenme desteğine yeni başlanan hastaları nazogastrik sondayla taburcu etmek uygun bir yaklaşım mı?","authors":"Feyzi Bostan, A. Çekin, A. Çalışkan, Seyit Uyar, F. Harmandar","doi":"10.17941/agd.619163","DOIUrl":"https://doi.org/10.17941/agd.619163","url":null,"abstract":"Giris ve Amac: Basta geriatri, noroloji ve onkoloji hasta gruplarinda olmak uzere cesitli nedenlerle oral yoldan beslenemeyen hastalar, nazogastrik sonda, perkutan endoskopik gastrostomi ve perkutan endoskopik jejunostomi gibi yapay yollarla enteral yoldan beslenmektedirler. Genel uygulama, hastalarin nazogastrik sondayla beslenmeye baslanip, daha sonra kalici beslenme yollari olan perkutan endoskopik gastrostomi veya jejunostomiye degistirilmesi seklindedir. Kalici beslenme yollarina gecilmesi zamanlamasi konusunda kilavuzlar olmasina ragmen, bu konuda kafa karisikligi vardir. Biz bu calismamizda 6 aylik zaman dilimi icerisinde nazogastrik sonda ile beslenmeye baslanarak taburcu edilen 61 hastayi beslenme yolu degisiklikleri acisindan degerlendirmeyi amacladik. Gerec ve Yontem: Antalya Egitim ve Arastirma Hastanesinde Haziran 2015-Aralik 2015 zaman dilimi icerisinde ic hastaliklari klinigi, tibbi onkoloji klinigi, noroloji kliniklerinde yatan, altta yatan hastaliklari nedeniyle oral yoldan beslenemeyen ve nutrisyon ekibi tarafindan nazogastrik sonda ile beslenmeye baslanip, nazogastrik tup ile taburcu edilen 61 hasta ardisik sirayla calismaya dahil edildi. Bulgular: Calismaya aldigimiz hastalarin 35’i (%57.4) erkek, 25’i (%42.6) kadindi. Calisma zaman dilimi sonunda 20 (%41.6) hasta exitus oldu. 12 (19.7) hastaya perkutan endoskopik gastrostomi acildi. 16 (%26.2) hasta nazogastrik sondadan ayrilarak oral yoldan beslenmeye basladi. 13 (%21.3) hasta nazogastrik sondayla beslenmeye devam ediyordu. Hastalarda nazogastrik sonda kalis suresi ortalama 34.93±40.98 gun, medyan 30.0 gun (min: 2 gun, max: 180 gun, aralik: 178 gun) olarak saptandi. Sonuc: Takip edilen 61 hastanin sadece 12 (19.7%) tanesine perkutan endoskopik gastrostomi acilmis olmasi, bunun yaninda hastalarin 16’sinin (26.2%) oral yoldan beslenmeye gecmis olmasi hastalarin nazogastrik sondayla taburcu edilip beslenme yolu degisikliklerine takipte karar verilmesinin dogru bir yaklasim oldugu kanatine varmamiza neden oldu.","PeriodicalId":118745,"journal":{"name":"Akademik Gastroenteroloji Dergisi","volume":"50 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2019-09-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127084728","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Çocuklardaki çölyak hastalığının annelerin yaşam kalitesi ve depresyon düzeylerine etkisi","authors":"Nergiz Sevinç, A. Öztürk, Eylem Sevinç","doi":"10.17941/agd.619639","DOIUrl":"https://doi.org/10.17941/agd.619639","url":null,"abstract":"Giris ve Amac: Colyak hastaligi olan cocuklarin surekli olarak glutensiz diyete uyma zorunlulugu cocukla birlikte ailesine de psikososyal bir yuk getirmekte ve ozellikle cocugun birincil bakimindan sorumlu annelerin yasam kalitesini ve psikososyal durumlarini olumsuz etkileyebilmektedir. Bu calismada colyak hastaligi olan cocuklarin annelerinin, kontrol grubundaki cocuklarin anneleri ile karsilastirilarak, yasam kalitesinin ve depresyon duzeylerinin incelenmesi amaclanmistir. Gerec ve Yontem: Calisma Erciyes Universitesi Cocuk Sagligi ve Hastaliklari Anabilim Dali Gastroenteroloji Polikliniginde 1 Temmuz-31 Aralik 2015 tarihleri arasinda yapilmistir. Calisma grubuna; 93 colyak hastaligi olan cocugun annesi ile 93 saglam cocugun annesi olmak uzere toplam 186 anne alinmistir. Calismaya katilan tum annelerden sozlu onam alinarak, sosyodemografik veri formu, yasam kalitesi olcegi (SF-36) ve Beck Depresyon Olcegi yuz yuze gorusme teknigi ile uygulanmistir. Verilerin degerlendirilmesinde SPSS paket programi kullanilmistir. Istatistiksel analizlerde p<0.05 degerleri anlamli kabul edilmistir. Bulgular: Colyak hastaligi olan cocuklarin annelerinde kontrol grubundaki cocuklarin annelerine gore yasam kalitesi puanlari daha dusuk bulunmustur (Sirasiyla genel saglik (32 ve 44), fiziksel fonksiyonellik (50 ve 80), fiziksel rol guclugu (50 ve 100), mental saglik (48 ve 72), enerji (35 ve 60), emosyonel saglik (33.33 ve 100), bedensel agri (30 ve 70) ve sosyal fonksiyonellik (50 ve 62.50). Ozellikle egitim duzeyi dusuk olan, 4 ve uzeri cocuk sahibi olan, ekonomik durumu kotu olan ve herhangi bir iste calismayan colyakli cocuk annelerinde yasam kalitesi puanlari daha dusuk bulunmustur. Beck Depresyon Olcegine gore yapilan degerlendirmelerde de; colyakli cocuk annelerinde depresif belirti gorulme orani (%69.9) kontrol grubundaki annelere gore (%14.0) anlamli derecede yuksek bulunmustur. Yapilan ileri analizlerde; 41 yas ve uzerinde olan, 4 ve uzeri cocuk sahibi olan, ekonomik durumu kotu olan ve koy ve kasabalarda yasayan annelerde depresif belirti oranlari daha fazla bulunmustur. Sonuc: Annelerin, kronik hastaligi olan cocugu ile ugrasirken yasam kalitelerinin ve beden-ruh sagliklarinin olumsuz yonde etkilendigi tespit edilmistir. Colyak hastaligi olan bir cocuk tespit edildiginde, annelerinin de yasam kalitelerinin korunmasi ya da ruhsal sikintilarla karsilasmalarinin onlenmesi acisindan takip edilmesinin ve destek olunmasinin yararli olacagi dusunulmektedir.","PeriodicalId":118745,"journal":{"name":"Akademik Gastroenteroloji Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2019-09-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129403526","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Süleyman Günay, Mustafa Yıldırım, Z. Paköz, Cemal Çekiç
{"title":"Karaciğer sirozunda serum von Willebrand faktörü düzeyleri İle hepatik yetmezlik derecesi arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi","authors":"Süleyman Günay, Mustafa Yıldırım, Z. Paköz, Cemal Çekiç","doi":"10.17941/agd.625264","DOIUrl":"https://doi.org/10.17941/agd.625264","url":null,"abstract":"Giris ve Amac: Karaciger sirozu olan hastalarda, karaciger yetmezligi derecesi ve prognozun on gorulmesinde gunumuzde Child-Pugh ve MELD (model of end stage liver disease) skorlari kullanilmaktadir. Asil olarak hemostazin saglanmasinda rol oynayan von Willebrand faktorun, karaciger hastaliklarinda serum duzeyi artmaktadir. Bu calismada sirozlu hastalarda serum von Willebrand faktor duzeyleri ile Child-Pugh, MELD ve sodyum-MELD skorlari karsilastirilarak von Willebrand faktorunun prognostik degerinin belirlenmesi amaclanmistir. Gerec ve Yontem: Calismaya karaciger sirozu olan 41 hasta alindi. Calismada degerlendirilen skorlama sistemlerinin belirlenmesi amaciyla klinik ve laboratuvar parametreleri kaydedildi. Takiben serum von Willebrand faktor duzeyleri ile Child-Pugh, MELD ve sodyum-MELD skorlari arasinda korelasyon analizleri yapildi. Serum von Willebrand faktorun prognostik degerinin belirlenmesi amaci ile ROC analizi yapildi. Bulgular: Hasta grubunda yapilan analizde median serum von Willebrand faktor duzeyi 176 olarak bulundu. von Willebrand faktor duzeyleri ile Child-Pugh, MELD ve sodyum-MELD skorlari arasinda yapilan korelasyon analizinde; pozitif yonlu anlamli bir korelasyon saptanmadi. Subgrup analizlerde; von Willebrand faktor ile serum bilirubin ve von Willebrand faktor duzeyleri arasinda istatistiksel olarak anlamli bir iliski tespit edildi. Sonuc: Bu calismadan elde edilen veriler isiginda; serum von Willebrand faktor duzeylerinin, karaciger sirozunun siddetinin belirlenmesinde ve prognozun on gorulmesinde etkili bir belirtec olduguna dair yeterli kanita ulasilamamistir.","PeriodicalId":118745,"journal":{"name":"Akademik Gastroenteroloji Dergisi","volume":"32 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2019-09-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134255330","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Sağlık çalışanlarının probiyotik, prebiyotik ve sinbiyotikler hakkındaki bilgi düzeyinin ve tüketim durumlarının belirlenmesi","authors":"Beril Köse, Aylin Aydin, Merve Özdemir, Esen Yeşi̇l","doi":"10.17941/agd.619171","DOIUrl":"https://doi.org/10.17941/agd.619171","url":null,"abstract":"Background and Aims: The aims of this study were to examine knowledge levels of probiotics, prebiotics and synbiotics and determine to consumption of healthcare prosfesional. Material and Method: The study sample was conducted in 260 participants (130 healthcare prosfesional group, 130 control group) graduated at least high school who were living Antep. They were enrolled in the study between January – May 2018. Each participant was interviewed using a structured questionnaire to obtain demographic information about education, occupation, health conditions, marital status. Also information about knowledge and consumption frequency of probiotics, prebiotics and synbiotcs notion of the participants were questioned. Results: The mean age of the healthcare and non-healthcare professionals were 34.1±7.70 and 32.2±10.57 years; the mean body mass index were 24.1±3.70 and 24.1±4.50 kg/m 2 . This study showed that the %55.9 of healthcare professional and %44.1 of non-healthcare professional said that they effective on immune system (p<0.05). There were statistically significant differences between the two groups in terms of consume yoghurt, ayran, turnip, pickle, banana, onion, garlic and legume. (p<0,05). The mean level of knowledge probiotic, prebiotic and synbiotics of healthcare professional group was 11.9±5.64 while the level of knowledge control group professional was 12.6±6.55. Conclusion: Healthcare professionals had a lower level of knowledge about probiotic, prebiotic, and synbiotics than the control group.","PeriodicalId":118745,"journal":{"name":"Akademik Gastroenteroloji Dergisi","volume":"38 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2019-09-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121185509","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Kronik hepatit B hastalarında ortalama trombosit hacmi, nötrofil/lenfosit oranı ile fibrozis arasındaki ilişki","authors":"Kadri Atay","doi":"10.17941/AGD.543387","DOIUrl":"https://doi.org/10.17941/AGD.543387","url":null,"abstract":"Giris ve Amac: Karaciger biyopsisi kronik hepatit hastaliginda karaciger hasarini gostermek icin halen altin standart yontem olmakla beraber, gunumuzde karaciger hasarini daha kolay belirleyebilmek icin bircok noninvaziv test arastirilmistir. Bu calismada amacimiz kronik hepatit B hastalarinda fibrozis belirteci olarak ortalama trombosit hacmi ve notrofil lenfosit orani iliskisini arastirmaktir. Gerec ve Yontem: Calismaya 44 kronik hepatit B hastasi ve 33 saglikli kisiden olusan kontrol grubu alindi. Hasta ve kontrol gruplari arasinda karsilastirilmalar yapildi, ayrica kronik hepatit B hastalari fibrozis skoruna gore hafif fibrozis ve ileri fibrozis olanlar olmak uzere iki gruba ayrilarak karsilastirmalar yapildi. Bulgular: Kronik hepatit B hastalarinin yas ortalamasi 43±16 ve kontrol grubunun yas ortalamasi 41±19 idi. Kronik hepatit B grubunda ortalama trombosit hacmi 10.6±1.2 ve kontrol grubunda 9.5±0.6 bulundu. Bu iki grup arasinda istatistiksel fark oldugu goruldu (p=0.0001). Kronik hepatit B hastalari ve kontrol grubu arasinda notrofil lenfosit oranlari arasinda anlamli fark saptanmadi (p=0.29). Fibrozis skoru hafif ve ileri olan hastalarin ortalama trombosit hacmi duzeyleri karsilastirildiginda fibrozis skoru hafif olan hastalarda ortalama trombosit hacmi degerlerinin daha dusuk oldugu goruldu (sirasiyla 9.7±0.4, 11.5±1.2; p=0.0001). ROC analizinde ortalama trombosit hacminin ileri fibrozisi saptanmasinin en iyi kesim degeri 10,25 alindiginda, sensitivitesi %86, spesifitesi %99 olarak bulundu (EAA 0.94; 95% CI; p<0.0001). Sonuc: Bu calisma ortalama trombosit hacmi degerinin kronik hepatit B hastalarinda artmis oldugunu ve artmis ortalama trombosit hacmi degerlerinin kronik hepatit B hastalarinda ileri fibrozisi tahmin etmede yardimci olabilecegini gostermistir.","PeriodicalId":118745,"journal":{"name":"Akademik Gastroenteroloji Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2019-04-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129067939","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Duodenal darlık Helicobacter pylori eradikasyonu ile gerileyebilir mi?","authors":"Bilge Baş","doi":"10.17941/AGD.546526","DOIUrl":"https://doi.org/10.17941/AGD.546526","url":null,"abstract":"Giris ve Amac : Helicobacter pylori (Hp) mide mukozasinda kolonize olarak dispepsi, ulser, mide kanseri ve ulserin bir komplikasyonu olarak post-bulber darliga neden olabilir. Bu makalede Helicobacter pylori’ ye bagli post-bulber darlik gelismis hastalarda eradikasyon ile elde edilen sonuclar tartisilmistir. Gerec ve Yontem: Ortalama yaslari 42.8 yil olan, endoskopi ile post-bulber darlik ve Helicobacter pylori saptanan 145 hastanin sonuclari retrospektif incelenmistir. Mide tumoru, peptik ulser ve Helicobacter pylori negatif olan hastalar calismaya alinmamistir. Tedavi oncesi ve sonrasi kusma, karin agrisi ve endoskopi sonuclari degerlendirilmistir. Birinci basamak tedavi olarak lansoprazol, amoksisilin, klaritromisin; bu tedavi ile basari saglanamazsa lansoprazol, bizmut, tetrasiklin ve metronidazol kullanilmistir. Bulgular: Tedavi oncesi kusma orani %92.8 iken Helicobacter pylori eradikasyonu saglananlarda %19’a gerilemistir (p 0.05). Karin agrisi tedavi oncesinde %58.7 iken; tedavi sonrasinda %12.3’tur (p 0.05). Helicobacter pylori eradikasyonu saglanamayanlarda kusma %38.3’e gerilemistir (p <0.05). Helicobacter pylori eradikasyonu ve endoskopik olarak gecis saglanan hastalarin hepsinde kusma ve karin agrisi gecmistir. Endoskopik gecis saglanamayan 69 hastanin 38’inde Helicobacter pylori enfeksiyonu devam ettigi icin ikinci eradikasyon tedavisi verilmistir. 38 hastanin 14’unde eradikasyon basarili olmustur ve gecis saglanmistir. Helicobacter pylori eradikasyonuna ragmen obstruksiyonu devam eden 24 hasta endoskopik ve cerrahi diger yontemlerle tedavi edilmistir. Sonuc: Basarili Helicobacter pylori eradikasyonunun hem klinik hem de endoskopik darlik uzerine olumlu etkisi vardir. Hatta endoskopik gecis saglanamasa da Helicobacter pylori yogunluguyla beraber enflamasyon ve odemin azalmasiyla kusma, karin agrisi sikayetlerinde duzelme olmaktadir.","PeriodicalId":118745,"journal":{"name":"Akademik Gastroenteroloji Dergisi","volume":"67 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2019-04-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134002881","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Volkan Gökbulut, Hakan Dursun, M. Kaplan, Erkin Oztas
{"title":"Ülseratif Kolitli Hastalarda Paraoksonaz 1 ve Arilesteraz Seviyeleri ve Bu Parametrelerin Hastalık Aktivitesi ile İlişkileri","authors":"Volkan Gökbulut, Hakan Dursun, M. Kaplan, Erkin Oztas","doi":"10.17941/AGD.543505","DOIUrl":"https://doi.org/10.17941/AGD.543505","url":null,"abstract":"Giris ve Amac: Bu calismada ulseratif kolitli hastalarda serum paraoksonaz 1 ve arilesteraz duzeyleri ve bu parametrelerin hastalik aktivitesi ile iliskileri arastirildi. Gerec ve Yontem: Calismaya 38 aktif donemde ulseratif kolit hastasi ve 38 saglikli kontrol grubu hastasi dahil edildi. Calisma grubu hastalarindan hem aktif donemde hem de remisyon saglaninca paraoksonaz 1 ve arilesteraz enzim aktiviteleri calisildi. Paraoksonaz 1 ve arilesteraz enzim aktiviteleri aktif donem, remisyon donemi ve kontrol grubu arasinda kiyaslandi. Bulgular: Calisma grubu hastalarinin yas ortalamasi 40.3±14.6 yil (19-78) olup hastalarin 20’si erkek (%52.6) ve 18’i kadin (%47.4) idi. Kontrol grubu hastalarinin demografik ozellikleri calisma grubuna benzerdi. Aktif donemdeki ulseratif kolit hastalarinin ortalama serum paraoksonaz 1 degeri 65.8±15.0 U/L, ortalama serum arilesteraz degeri ise 151.0±236.6 U /mL olarak tespit edildi. Remisyon donemindeki hastalarda ortalama serum paraoksonaz 1 degeri 82.4±58.4 U /L, ortalama serum arilesteraz degeri ise 94.1 ±134.6 U /mL olarak tespit edildi. Kontrol grubundaki hastalarda ortalama serum paraoksonaz 1 degeri 131.7±63.5 U /L, ortalama serum arilesteraz degeri ise 287.3 ±295.6 U/mL olarak tespit edildi. Ulseratif kolitli hastalarda ortalama paraoksonaz 1 ve arilesteraz duzeyleri aktif ve remisyon donemi arasinda istatistiksel olarak anlamli fark gostermedi (p>0.05). Aktif ve remisyon donemindeki ulseratif kolitli hastalarda ortalama paraoksonaz 1 ve arilesteraz degerleri kontrol grubundaki saglikli bireylere gore istatistiksel olarak anlamli sekilde dusuk bulundu (p<0.05). Sonuc: ulseratif kolitli hastalarda paraoksonaz 1 ve arilesteraz aktivitelerinin kontrol grubuna gore istatiksel olarak anlamli sekilde azaldigi ancak hastalik aktivitesi ile paraoksonaz 1 ve arilesteraz aktiviteleri arasinda iliski bulunmadigi gosterilmistir.","PeriodicalId":118745,"journal":{"name":"Akademik Gastroenteroloji Dergisi","volume":"196 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2019-04-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"122503893","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Akut pankreatitli hastalarda akut böbrek hasarını öngörmedeki nötrofil lenfosit oranının rolü","authors":"Zeynep Bıyık","doi":"10.17941/AGD.548747","DOIUrl":"https://doi.org/10.17941/AGD.548747","url":null,"abstract":"Giris ve Amac: Bir inflamasyon belirteci olan notrofil lenfosit oraninin cesitli hastaliklarda akut bobrek hasari gelisimini predikte ettigi gosterilmistir. Biz de akut pankreatitte akut bobrek hasarini predikte etmede notrofil lenfosit oraninin rolunu arastirmayi amacladik. Gerec ve Yontem: Bu retrospektif calismaya Eylul 2016 ve Eylul 2018 yillari arasinda Selcuk Universitesi Tip Fakultesi’nde akut pankreatit tanisi ile takip edilen 186 hasta dahil edildi. Akut pankreatit tanisi ve siddetinin belirlenmesinde Atlanta siniflamasi kullanildi. Hastalarin acile ilk basvuru sirasindaki laboratuvar degerleri ve prognostik skorlama sistemleri kullanildi. Akut bobrek hasari tanisi ve evrelemesi icin KDIGO kriterleri kullanildi. Bulgular: Calismaya alinan 186 hastanin yas ortalamasi 59.3±17.3 olup %59.7’si kadindi. Hastalarin %26.3’unde akut bobrek hasari gelismisti. Akut bobrek hasari gelisen hastalar akut bobrek hasari gelismeyen hastalarla karsilastirildiginda daha ileri yasta olduklari ve hipertansiyon sikliginin daha fazla oldugu goruldu (her ikisi icin p 0.05). Akut pankreatit hastalarinda akut bobrek hasari gelisimini bagimsiz olarak predikte eden faktorleri belirlemek icin yapilan multivariate regresyon analizinde yas (OR: 0.964, %95 CI: 0.925-1.004, p: 0.008), notrofil lenfosit orani (OR: 1.096, %95 CI: 1.028-1.170, p: 0.005) ve BISAP skoru (OR: 6.582, %95 CI: 2.810-15.414, p <0.001) bagimsiz etkili faktorler olarak belirlendi. Akut bobrek hasarini ongormede notrofil lenfosit oraninin ROC egrisinin altinda kalan alan (area under curve) 0.813 (%95 CI 0.742-0.883), 11.24 kesme degeri icin duyarlilik %73.4 ve ozgulluk ise %81.4 olarak tespit edildi. Sonuc: Hastaneye kabulde bakilan notrofil lenfosit orani akut pankreatitli hastalarda akut bobrek hasari gelisimini predikte etmede faydali bir belirtec olabilir.","PeriodicalId":118745,"journal":{"name":"Akademik Gastroenteroloji Dergisi","volume":"2 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2019-04-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123773148","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Ahmet Uyanıkoğlu, Huseyin Dursun, Çiğdem Cindoğlu, Hacer Uyani̇koglu, Necati Yenice
{"title":"Şanlıurfa Yöresi Asitli Hastaların Değerlendirilmesi","authors":"Ahmet Uyanıkoğlu, Huseyin Dursun, Çiğdem Cindoğlu, Hacer Uyani̇koglu, Necati Yenice","doi":"10.17941/AGD.544712","DOIUrl":"https://doi.org/10.17941/AGD.544712","url":null,"abstract":"Giris ve Amac : Asit tetkik nedeniyle takip edilen hastalarin demografik, klinik, laboratuvar ve etiyolojik ozelliklerinin arastirilmasi amaclanmistir. Gerec ve Yontem: Arastirmaya Ocak 2013- Ekim 2014 doneminde ilk defa asit tespit edilen veya daha once tani konulan, dosyalarinda yeterli veri bulunan hastalar dahil edilmistir. Bulgular: Gastroenteroloji klinigine asit tetkik nedeni ile yatirilan veya takip edilen 142 hastanin 65’i (%46) erkek, yas ortalamasi 58.4±16 yas (dagilim 16-89) idi. Hastalarin 114’unde (%80) portal asit, 28’inde (%20) non portal asit saptandi. Tum asit nedenlerinde (%68) ve portal tip asitte (%85) en sik neden karaciger sirozu idi. Sirotik hastalardan 3 tanesinde hepatoselluler kanser, 1 tanesinde B hucreli lenfoma saptandi. Diger portal tip asit nedenleri; 4 kardiyojenik, 4 kronik bobrek yetmezligi, 3 hasta Budd-Chiari, 2 kisa barsak sendromuna bagli hipoalbuminemi, 1 portal tromboz, 1 hipotroidi, olarak saptandi. Non portal tip asit nedenleri ise 10 hastada (%7) primeri belli olmayan peritoneal karsinomatoz, 6 (%4) over kanseri, 5 (%3) tuberkuloz peritonit, 2 mide kanseri, birer hastada periampuller kanser, kist hidatik rupturu, endometrium kanseri, nefrotik sendrom ve ameliyat sonrasi safra kacagina bagli asit idi. Sonuc: Asitli hastalarin yaklasik %80’i portal hipertansif tip asit olup tum asit nedenleri ve portal hipertansif asitte en sik neden siroz olarak bulundu. Non portal asitte en sik neden malignite olup hastalarin yaklasik ucte ikisinden sorumlu, ikinci en sik neden ise tuberkuloz peritonit idi.","PeriodicalId":118745,"journal":{"name":"Akademik Gastroenteroloji Dergisi","volume":"62 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2019-04-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114447899","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Chilaiditi sendromu ve mide kanseri","authors":"Onurcan Baş, Fuad Mustafayev, Cavanşir Vahabov","doi":"10.17941/AGD.544137","DOIUrl":"https://doi.org/10.17941/AGD.544137","url":null,"abstract":"Karin agrisi, nefes darligi nedeniyle acil servise basvuran 83 yasindaki kadin hastanin rektal tusesinde melena saptanmasi uzerine yapilan endoskopide mide antrumundaki ulsere adeno kanser tanisi konuldu. Hastaya malignite evrelemesi amaciyla abdomen bilgisayarli tomografi cekildi. Mide duvari kalinligi disinda, Chilaiditi belirtisi de saptandi. Chilaiditi belirtisi kolon ve/veya ince barsagin karaciger ve diyafragma arasina transpozisyonu olarak adlandirilir. Toplumda gorulme sikligi %0.1-%1 arasindadir. Erkeklerde ve yaslilarda daha sik gorulur. Genelde tesadufen saptanir ve hastalar cogunlukla asemptomatiktir. Sag ust kadran agrisi, nefes darligi, kabizlik gibi semptomlarla birlikteliginde Chilaiditi sendromu olarak adlandirilir. En sik bilinen onemi diyafragma altindaki gaz gorunumu nedeniyle pnomoperitoneum ile karistirilarak gereksiz cerrahi girisimlere neden olabilmesidir. Chilaiditi belirtisinin bazi hastaliklar ile birlikte oldugu da bildirilmistir. Literaturde kolon volvulusu, kronik obstruktif akciger hastaligi, siroz, atrofik veya pitotik karaciger varligi, frenik sinir hasari ve obezitenin Chilaiditi belirtisi ile beraber goruldugu vaka sunumlari mevcuttur. Chilaiditi belirtisinin kolon kanseri ile beraber goruldugu vakalar bildirilmistir. Bizim hastamizda mide kanseri ile birliktelik soz konusudur. Karaciger pitozu, sirozu gibi bazi patolojilerdeki gibi neden-sonuc iliskisi kurulamasa da, tumorle birlikte olabilecegi de unutulmamalidir.","PeriodicalId":118745,"journal":{"name":"Akademik Gastroenteroloji Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2019-04-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"131341026","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}