{"title":"RÜYA, MASAL, RESİM ÇERÇEVESİNDE MONOMİTİ: BİNBİR GÜNDÜZ MASALLARI ÖRNEĞİ","authors":"Seval Kasimoğlu","doi":"10.55666/folklor.1247572","DOIUrl":"https://doi.org/10.55666/folklor.1247572","url":null,"abstract":"Bu makalenin amacı, Binbir Gündüz Masallarının çerçeve masalını Joseph Campbell’ın monomit adını verdiği sistematik çerçevesinde incelemektir. Binbir Gündüz Masalları Doğu edebiyatında çerçeve masal tekniğiyle oluşturulmuş önemli bir külliyattır. Binbir Gece Masallarındaki kadınların sadakatsiz olduğuna dair fikre bir nazire olarak yazıldığı öne sürülen bu masallarda egemen olan konu erkeklerin güvenilmez ve sadakatsiz olduklarıdır. Eser, Keşmir hükümdarının kızı Ferahnaz’ın gördüğü bir rüya dolayısıyla edindiği erkeklerin sadakatsizliğine dair fikrini değiştirmek üzere bin bir gündüz boyunca dadısının anlattığı masallardan oluşmaktadır. Kişinin ruhsal erginlemesi Campbell tarafından monomit adıyla sistemleştirilirken, bu sistemi açıklamak üzere Sigmund Freud, Carl Gustav Jung, Donald Winnocolt, Geza Róheim ve Melanie Klein gibi çeşitli psikanalistlerin görüşlerine başvurulmuştur. Bu makalede ise çoğunlukla Carl Gustav Jung ve Sigmund Freud’un psikanalitik görüşlerinden yararlanılmıştır. Çalışma temelde yol çıkış, erginleme ve dönüş bölümlerinden oluşmaktadır. Bir problemin ortaya çıkışını serimleyen yola çıkış, psikanalitik olarak kişinin bilinç dışı ile bilincinin birbirinden ayrılışının bir ifadesidir. Kahramanın erginlemesi ise bilinci ile bilinçdışının birlikte varoluşudur. Bu masalda kahramanın yola çıkışı, Ferahnaz’ın gördüğü rüya ile başlamıştır. Bu masalda Ferahnaz’ın ruhsal farkındalık yolculuğunun başlangıcı, bilinçdışında baskıladıklarının rüya sembolü ile ortaya konmasıyla simgelenmiştir. Erginlemesi ise masallar aracılığıyla olmuştur. Rüyaların aksine masallar, bilinçdışı içeriklerin baskılanmasını anlatmazlar. Onlar baskılanmış olanların günyüzüne çıkmasına hizmet eden gündüz düşleridir. Bu noktada dadısı tarafından hamamda anlatılan masallar Ferahnaz’ın bilinçdışı içeriklerinin ortaya çıktığı bir dünya oluşturur. Erkeklerin sadakatine dayanan konuların anlatıldığı bu masalların sihirli dünyasından Ferahnaz’ı kurtaran ise rahibin odasında gördüğü resimdir. Makalede resim göstergesi, bilinçdışında baskılanmış içeriklerin somut hale getirilerek ortaya konması olarak okunmuştur. Bu sahnede dikkat çeken önemli argümanlardan biri resimle birlikte tanrı kavramına fazlaca vurgunun ortaya çıkmasıdır. Tanrı kavramının bu sahnede ortaya çıkması ve masalın başındaki rüya ile resmin birbirilerinin yansımasını oluşturması kahramanın olumlu bilinç tasarımının bilinçdışıyla bir araya gelmesini temsil etmektedir. Yukarıda anlatılanlar ışığında rüya, masal ve resim göstergeleri ışığında Binbir Gündüz masalları monomitsel olarak incelenerek kahramanın ruhsal farkındalığı kazanmasının bir örneği okunacaktır.","PeriodicalId":112951,"journal":{"name":"Folklor Akademi Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126994932","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"ÜREM BEY İLE BİR PADİŞAH KIZI MASALININ MAX LUTHI’NİN EVRENSEL MASAL İLKELERİNE GÖRE ÇÖZÜMLENMESİ","authors":"Kemal Çi̇nko","doi":"10.55666/folklor.1256913","DOIUrl":"https://doi.org/10.55666/folklor.1256913","url":null,"abstract":"İsviçreli edebiyat kuramcısı Max Lüthi, halk masallarının evrensellik vasfını temel alarak hazırladığı Das Europäische Volksmärchen, Form und Wesen eserinde türe dair karakteristik özellikleri yansıtan beş temel ilke belirlemiştir. Bu ilkeler; tek boyutluluk, yüzeysellik, soyut biçim, tecrit ve evrensel bağlantı, yüceltme ve her şeyi kapsama olarak adlandırılmıştır. Akademik çevrelerin oldukça dikkatini çeken bu çalışma, yeni bir masal inceleme yöntemi olarak masal araştırmalarına yeni bir soluk getirmiştir. Lüthi, ortaya koyduğu yöntemde metin merkezli bir yaklaşımla halk masallarını inceleyip türün özündeki değişmez unsurları belirlemeye çalışmıştır. İlkeler ortaya konurken Avrupa halk masalları odağa alınmış olsa da bu ilkeler evrensel nitelikli ilkelerdir ve türün temel kanunları hükmündedir. Makalenin ana konusu Macar Türkolog Ignác Kúnos tarafından 20. yüzyılın başında Adakale’den derlenen Ürem Bey ile Bir Padişah Kızı masalının Max Lüthi yaklaşımıyla analiz edilmesidir. Adakale, yüzyıllar boyunca Tuna Nehri üzerinde bir Türk adası olarak varlığını sürdürmüş; Lozan Barış Antlaşması ile Romanya’ya ilhak edilmiş olsa da üzerindeki Türk nüfusunu koruyarak Türk kültürünün Avrupa üzerinde canlı bir şekilde yaşatıldığı son kalelerden biri olmuştur. Ada, 1972 yılında bölgede inşa edilen baraj sebebiyle sular altında kalmıştır. Çalışmada günümüzde var olmayan bu Türk adasından derlenmiş bir masal tanıtılmıştır. Kúnos’un Adakale’den bilinenin aksine 19 değil, toplamda 51 masal derlediği belirlenmiştir. Böylece sular altında kalıp yok olan bir Türk adasının bile hâlâ yeni folklor araştırmalarına kapı aralayabileceği ortaya konmuştur. Çalışmanın son bölümünde Ürem Bey ile Bir Padişah Kızı masalı Adakale masallarının ana kaynağı olan Materialien Zur Kenntnis Des Rumelischen Türkisch: Türkische Volksmärchen aus Adakale eserinden okunmuş, epizot hâlinde özetlenmiş ve Lüthi’nin ortaya koyduğu beş ilke bağlamında incelenmiştir. İnceleme sonucunda bu masalın Max Lüthi’nin evrensel masal ilkelerinin tamamıyla uyum içinde olduğu sonucuna ulaşılmıştır. İncelenen ürün hem derlenme metodu olarak hem de türsel formu açısından tam bir halk masalı hüviyetindedir.","PeriodicalId":112951,"journal":{"name":"Folklor Akademi Dergisi","volume":"64 5 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116522003","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"E-FIKRA: ELEKTRONİK KÜLTÜRDE SİYASİ MİZAH ÖRNEKLERİ","authors":"A. Şahi̇ner","doi":"10.55666/folklor.1263368","DOIUrl":"https://doi.org/10.55666/folklor.1263368","url":null,"abstract":"Sözlü kültür, yeni bir teknoloji olan yazıyla gücünü yitirmeye başlamış ve yazılı-basılı kültür ürünleri kalıcılığı sağlamıştır. Ardından insan sesin kaydedilmesi ile başlayan ve radyo, plak, televizyon gibi teknolojik tasarımların insan hayatına girmesiyle devam eden süreç, Walter Ong’un ifade biçimiyle ikincil sözlü kültürü -elektronik kültürü- doğurmuştur. Burada, sözlü kültürdeki icracı ile yazılı kültürdeki metin, yeni bir bağlama aktarılmaktadır. Buradaki söz veya metin, görsel iletişim araçlarıyla desteklenmektedir. Kimilerinde resim, fotoğraf, karikatür şeklinde; kimilerinde de görüntü (video) halinde, icracı/anlatıcıya eşlik etmektedir. Teknolojiye ulaşmanın son derece kolaylaştığı bu ortamda farklı icralar/performanslar gözlemlenmektedir. Aynı zamanda bu durum çabuk tüketilebilir ürünlerin oluşmasına da sebebiyet vermektedir. Günümüzde elektronik kültür; ağ sayfalarıyla, sosyal medya mecralarıyla, cep telefonu, tablet, bilgisayarlar üzerinden mobil (taşınabilir) cihazlarla yaşanmaktadır. Bunlar üzerinden yeniden üretim yapılarak kültürel etkileşim, aktarım ortamı sağlanmaktadır. Bütün diğer kültürel verimler gibi, mizahın da yaşamaya devam ettiği alanlardan birisi elektronik kültür ortamıdır. \u0000İnsanoğlu hayatı boyunca karşılaştığı olaylara farklı tepkiler vermektedir. Bu tepkilerin eylem haline gelmesi kimi zaman gülme şeklindedir. Kendini koruma içgüdüsünün gereği olarak gülme eylemi, kişini kendini koruma mekanizmasının bir bileşenidir. İşte bu eylemin sanatlı, eleştirel, düşünmeye sevk eden biçimi, mizah sanatını oluşturmuştur. Mizah, toplumun kolektif hafızasından beslenmekte ve toplumun özgürlük alanı olarak kabul görmektedir. Bu alanda, toplumsal eleştiri yapılırken sonucunda gülme eylemi ortaya çıkmaktadır. Siyasi mizah da, güce ve iktidardakilere karşı kullanılan bir dışavurum aracıdır. Siyasetçileri ve onların siyasetini hedef almaktadır. Toplumsal algıyı değiştirmek veya düzenlemek için mizahın etkisi büyüktür. Sözlü kültürde anlatılarak aktarılan, yazılı-basılı kültürde yazıya geçen fıkralar, Türk mizahının ifade biçimlerindendir. Konu yelpazesi oldukça geniş olan fıkralarda, siyasi konular ve siyasetçiler üzerinden siyasi mizah yapılmaktadır. \u0000Çalışmanın giriş bölümünde mizah kavramının tanımı ve bu konudaki başlıca çalışmalardan bahsedilmiş, mizahi türlerin neler olduğu ve mizah alanları kısaca özetlenmiştir. Daha sonra, Türkiye’deki siyasi siyasi mizahın ifade biçimlerinden olan siyasi fıkralar, ağ sayfalarından derlenen örnekler üzerinden Mizah Kuramları, İşlevsel Kuram ve Performans Teori ışığında değerlendirilmiştir.","PeriodicalId":112951,"journal":{"name":"Folklor Akademi Dergisi","volume":"15 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"131570014","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Mario Vargas Llosa'nın Dünya Sonu Savaşı Romanına Bakhtinci Bir Yaklaşım: Karnavalesk","authors":"Ni̇hal KALKAN YAĞCI","doi":"10.55666/folklor.1196999","DOIUrl":"https://doi.org/10.55666/folklor.1196999","url":null,"abstract":"Tarihsel olarak, ilk tarımsal toplulukların hasat kutlamalarına, yas törenlerine, dinsel ayinlere ve şenliklere dayanan karnavallar, yaşamı onurlandırmak için üretilen kutlamalardır. Antik dönemlerden itibaren sürdürülen bu folklorik olgu, Ortaçağ ve Rönesans döneminde kilisenin ve devletin de desteğiyle değişimin ve yenilenmenin bayramı olarak kutlanılır. Karnavallar, var olan toplumsal yaşamın ilkelerinin değiştirildiği, özgürlüğün her değerin önüne geçtiği, tüm yasa ve normların askıya alındığı, saygının, otoritenin ve ciddiyetin alaya alındığı, toplumun değişik tabakalarından insanların herhangi bir koşul olmadan katılabildiği, toplu bir sosyal dönüşümün deneyimlendiği istisnai şenliklerdir. \u0000Rus filozof ve edebiyat kuramcısı Mikhail Bakhtin (1895-1975) bu toplumsal olgunun kendine has doğasını kuramsallaştırarak edebiyata uyarlar. Karnavalın edebiyat tarihi boyunca farklı biçimlerde varlık bulduğunu ileri süren Bakhtin, Avrupa halk mizahından beslenen karnaval edimlerinin roman türünde nasıl konumlandığını ve bu türün gelişimindeki etkisini ortaya koymaya çalışır. \u0000Perulu yazar Mario Vargas Llosa’nın Dünya Sonu Savaşı adlı romanı, Mikhail Bakhtin’in kuramındaki karnaval ruhunu yansıtmaktadır. Romanın konusu, Brezilya’nın siyasi tarihinde kırılma yaşadığı bir döneminde geçmektedir. Vargas Llosa, 1896-1897 yılları arasında gerçekleşen Canudos Savaşı’nda yaşanılanları ve karakterleri hicvederek, parodileştirerek, dönüştürerek, alçaltarak ve abartarak kendi uyarlamasını ortaya koyar. Dünya Sonu Savaşı, toplumsal düzenin, ahlaki değerlerin, genelgeçer ilkelerin tersine çevrildiği karnavalesk bir romandır. Tıpkı karnavallarda halkın günlük yaşantılarının dışında aykırı bir yaşama geçtikleri gibi romanda da karakterler alternatif bir yaşama geçerler. Değişen siyasi ve toplumsal dinamiklerin kırsal kesimde yarattığı koşullar üzerine şekillenen romanda, özgür ve kolektif bir ruhla birleşen bir grup insan hayatta kalma çabasını değiştirir. Gün geçtikçe sayıları çoğalan bu insanların ikinci yaşamı, sıradan baskıcı bağlamdan çıkan ilahi bir atmosferdir. Yaşamın her iki yönü birleştirilip bir bütünlük sergilendiği karnaval meydanlarını andıran bir roman olan Dünya Sonu Savaşı’nda toplumsal bir hareketin karnavalesk ruhu canlandırması analiz edilmeye çalışılır. \u0000Çalışmada, Bakhtin’in edebiyat eleştirisine kazandırdığı karnavalesk kuramın temel kavramları Vargas Llosa’nın romanında ayrıntılı olarak incelenir. Yaşamın alışıldık tekdüzeliğinden çıkılması, aşağıdakinin yüceltilmesi, güçlünün itibarsızlaştırılması, uygunsuz birleşmeler, grotesk beden, toplumsal normlara ve resmi kurallara karşı alaycı yaklaşım, saygısızlık gibi karnaval edimleri açımlanır.","PeriodicalId":112951,"journal":{"name":"Folklor Akademi Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"131130802","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"SUSTAINABLE FASHION AND REGIONAL BRANDING: TOKAT PROPOSAL","authors":"Muazzez Çeti̇ner","doi":"10.55666/folklor.1176780","DOIUrl":"https://doi.org/10.55666/folklor.1176780","url":null,"abstract":"Günümüz moda anlayışında hızlı moda, tüketim kültürünün bir uzantısı olarak hakimiyetini sürdürmektedir. Bunun yanında moda dünyasında sürdürülebilir akımlar bilinçli marka, tasarımcı ve tüketiciler sayesinde her geçen gün artmaktadır. Bu akımlar arasında şeffaf ve adil tasarım, üretim ve tüketim süreçlerini savunan sürdürülebilir moda Türk Tekstil ve Moda endüstrisi için yeni olmakla birlikte endüstrinin sahip olduğu değerlerle örtüşmektedir. Sürdürülebilirlik kavramı çok boyutlu ve esnek yapısı ile moda tasarım alanında araştırılmaya ve keşfedilmeye açıktır. Sürdürülebilir modanın bu yönü göz önünde bulundurularak tasarımcılara sürdürülebilir tasarım uygulamalarının entegrasyonunda fikir vermek ve ilham olmak amacı ile yola çıkılmıştır. Sürdürülebilir moda tasarımının doğal baskı boya, doğal lif kullanımı, geleneksel bilgi ve teknik kullanımı, zanaat temelli uygulamalar, geri ve ileri dönüşüm, ileri teknolojik rejenere lif kullanımı, yeni nesil lif kullanımı vd. gibi birçok yolu mevcuttur. Bu çalışmada bölgesel markalama sürdürülebilir moda tasarımında bir strateji olarak sunulmuştur. Çalışmada sürdürülebilir moda tasarımı, bölgesel markalama ve bölgesel markalamanın bir çeşidi olan coğrafi işaretler ele alınmıştır. Belirli bir bölgeye ait yerel değerlerin korunmasında ve pazarlanmasında önemli katkıları olan bölgesel markalama kavramı, sürdürülebilir moda değerlerinin korunmasında günümüz moda endüstrisinde yeniden değer kazanması adına kaldıraç etkisine sahip bir strateji olarak sunulmuştur. Bölgesel markalamanın bir yöntemi olarak coğrafi işaretler ve coğrafi işaretlerin sürdürülebilir moda birlikteliği, ortaya çıkan güç ve değerler tartışılmıştır. Çalışmanın bulgular bölümünde Türk Patent ve Marka kurumuna başvurmuş bölgesel markalanan coğrafi işaret tescilli ya da başvurulu tekstil ve moda ürünleri tablo halinde verilmiştir. Bu tablo içerisine halı, kilim ve takı grupları alınmamıştır. \u0000Anadolu’nun hemen her bölgesi gibi zengin ve en eski medeniyetlerinin izlerini taşıyan Tokat yöresi sürdürülebilir moda tasarımına ilham olacak unsurları barındırmaktadır. Tokat’a ait geleneksel tekstil değerlerinin sürdürülebilir yollarla yeniden düşünülmesi ve tasarlanması amacıyla bölgeye ait geleneksel tekstil ve moda değerleri incelenmiş ve çalışmada sunulmuştur. Çalışmanın uygulama bölümünde bölgesel markalama stratejisi kullanan marka ve tasarımcılara ilham olması düşünülen iki adet sürdürülebilir kadın giysi tasarımı yapılmıştır. Tasarımlara ilham olan Tokat’a ait yöresel ve geleneksel giysi ve aksesuar çeşitleri ve geleneksel üretim teknikleri araştırılmıştır. Tasarımlarda kullanılan esin kaynakları şöyledir; Tokat tahta el baskı tekniği ve coğrafi işaretli Tokat yazması, iç ve dış saya, yağlık/yakalık, şal öynük, Tokat Nebiköy boncuk gerdanlık, yöresel giysilerde kullanılan ip ve boncuklu süsleme tekniği ve yine yöresel giysilerde kullanılan renkli ipliklerle saçaklı süsleme tekniği incelenmiştir. \u0000Çalışmada sürdürülebilir moda tasarımcılarına tas","PeriodicalId":112951,"journal":{"name":"Folklor Akademi Dergisi","volume":"33 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114350186","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"DÎVÂNÜ LÜGÂTİ’T-TÜRK’TE FİİLDEN İSİM YAPAN EKLERİN MORFOLOJİK İŞLEVLERİ ÜZERİNE","authors":"Osman Türk, Fatma Koç","doi":"10.55666/folklor.1144165","DOIUrl":"https://doi.org/10.55666/folklor.1144165","url":null,"abstract":"Dil, toplumları ayakta tutan, gelenek ve göreneklerini bir sonraki nesile aktaran milli benliğin oluşmasını sağlayan temel unsur olarak canlı bir varlıktır. Dil toplumların var olmasını sağlayan en önemli temel taşı ve insan ile toplum arasındaki bağı sağlayan en güçlü kültür ögesidir. Dil vasıtasıyla kültür ögelerini bir sonraki kuşağa aktarımının sağlanabildiği ve toplum yapısıyla bağlantılı olarak yaşayış şekli vardır. Bu düşünceyle bağlantılı olarak Türk dünyasının kültürel değerlerini ele alan yaşantıları hakkında önemli kaynaklar sunan Kaşgarlının Divânü Lügâti’t-Türk adlı eseridir. Milletler, tarih sahnesinden bugüne kültürel birikimlerini aktarmıslardır. Bu birikimin olusması için zaman içinde uzun bir yolculuk gerekir. Tarihin karanlık sayfalarından bugüne degin meydana gelen sıra dısı olaylar, o milletin hafızasında ve hissiyatında korunarak aktarılmıstır. ste bu aktarım isini sistemli hale getirerek yapan kültürel abidelerimizden birisi de Divan-u Lügati’t-Türk’tür. Bir dilde söz yapımının zengin olması, o dilin zenginliğiyle ve gelişmişliğiyle doğru orantılıdır. Türkçe sondan eklemeli bir dil olup bu noktada oldukça üretken bir dildir. Yapım ekleri yeni sözler türetmeye yarayan, sözcüğü anlam, yapı ve tür bakımından değiştiren eklerdir. Türkçede söz türetme işlevini isimden isim yapma ekleri, isimden fiil yapma ekleri, fiilden isim yapma ekleri ve fiilden fiil yapma ekleri üstlenmiştir. Bu ekler, Türkçenin ilk yazılı ürünlerinden itibaren fonetik ve morfolojik görünüm açısından sürekli bir değişim ve gelişim geçirerek varlığını sürdürmüştür. Türk dili tarihinin her dönem aralığında söz türetme görevini yerine getirmiştir. Çalışmamızda Karahanlı Türkçesinin izlerini taşıyan Dîvânü Lûgâti’t- Türk adlı eserde bulunan fiilden isim yapan ekler incelenmiş ve bu ekler morfolojik işlev bakımından değerlendirilmiştir. Ayrıca işlevleri üzerinde durulan bu eklerin türettiği sözcükler ve bu sözcüklerin anlamlarına yer verilmiştir. Eserde yer alan fiilden isim yapan eklerin fonetik değişimlerinden bahsedilmiş ve ne şekilde anlamlar ortaya koyduğu eserde geçen örneklerle izah edilmiştir. Ulaşılan veriler neticesinde Dîvânü Lûgâti’t- Türk’te bulunan fiilden isim yapan ekler, bu eklerin morfolojik işlevleri ve işlek olma durumları tablo hâlinde verilmiş ve değerlendirmeler yapılmıştır.","PeriodicalId":112951,"journal":{"name":"Folklor Akademi Dergisi","volume":"4 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123016097","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"MÜZİK ÖĞRETMENLERİNİN TEKNOLOJİ KULLANIMINA YÖNELİK GÖRÜŞLERİNİN İNCELENMESİ","authors":"Fatih Ayhan, Demet AYDINLI GÜRLER","doi":"10.55666/folklor.1263703","DOIUrl":"https://doi.org/10.55666/folklor.1263703","url":null,"abstract":"Bu araştırma, müzik öğretmenlerinin müzik derslerinde teknolojik araç gereçleri kullanma durumlarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Bu araştırma, müzik öğretmenlerinin teknolojiye olan bakış açıları, alanlarına yönelik müzik uygulamalarından yararlanma durumları, okullarda teknoloji kullanımı için alt yapının ne kadar elverişli olduğu konularının araştırılması, söz konusu teknolojik araçların kullanımının öğrenci ve öğretmen üzerindeki etkisini ortaya konulması açısından önemlidir. Araştırmada nitel araştırma desenlerinden olgu bilim deseni kullanılmıştır. Verilerin toplanması için dokuz maddeden oluşan yarı yapılandırılmış görüşme formu oluşturulmuş ve müzik öğretmenlerine uygulanmıştır. Görüşme formundan elde edilen verilerin analizinde içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmada müzik öğretmenlerinin müzik derslerinde teknoloji kullanımına yönelik bilgi birikimlerinin yeterli olmadığı, müzik dersi araç gereçlerine ulaşmada sorun yaşadıkları sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmada müzik derslerinin günümüz koşulları içinde etkin ve verimli yürütülmesi için ilgili Kurumlardan teknolojik araç gereç desteğinin sunulması ve bu bağlamda öğretmenler için hizmet içi eğitimlerin oluşturulması önerilmektedir. Bu eğitimlerin müzik öğretmenlerinin mesleki gelişimlerine katkı sağlayacağı düşünülmektedir.","PeriodicalId":112951,"journal":{"name":"Folklor Akademi Dergisi","volume":"33 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"122714044","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"THE BALKANS FROM THE OTTOMANS TO THE PRESENT: CULTURAL DIPLOMACY DISCOURSES OF TRT DOCUMENTARY","authors":"Simge Ünlü, Erdal Bilici, Lütfiye Yaşar","doi":"10.55666/folklor.1230187","DOIUrl":"https://doi.org/10.55666/folklor.1230187","url":null,"abstract":"Cultural diplomacy is supported by the government to promote national interests. Thus, it plays an instrumental role in cultural diplomacy. In other words, culture is used as a source, of symbolic capital, and a source of soft power. Cultural diplomacy provides state actors with an appropriate starting point, by demonstrating cultural policy internationally. The most common source of soft power is culture, and it covers cultural literature, art, education, and popular culture called the mass pastime of today. Thus cultural diplomacy, which takes on a significant responsibility in building national identity and in the process of representation, contributes to the development and maintenance of modernity. This study discusses the contribution of cultural documentaries to the formation of image and reputation. This study aims to reveal the cultural diplomacy discourses in the documentaries made by TRT Belgesel. This study is also essential to reveal the discourses on cultural diplomacy activities in Balkan countries. Bosnia-Herzegovina, Moldova, and Macedonia sections of the Traces and Lines documentary have been analyzed by discourse and content analysis methods in the Maxqda program. The analysis's findings are as follows: country promotion, Graffiti art, and TIKA activities. Explanations of cultural diplomacy are classified as traces of Turkish culture, the feeling, and cultural affinity, and the institutions opened by TIKA in these geographies, restoration activities, and donations. In documentaries, macro-discourse topics in terms of culture diplomacy include country promotions, Graffiti art, and TIKA activities. The country's religious structure and history are included in its promotion. The history of the country is associated with the Ottoman Empire's investments in the Balkans and with the cultural characteristics of the Turks living in those regions. Documentaries include the art of graffiti and the position of this art to reflect the cultural characteristics of countries. Artists emphasize the efforts of Turks living in the Balkans to maintain cultural values and the awareness to preserve the national values that thereby occur. In terms of micro-discourse, the documentaries include we, our, our Turks, and Türkiye words. Sentences are used in a simple structure, a simple language. Strategies for providing historical reference and exploiting personal experience in the documentary are persuasive. As a result; It creates discourses that will contribute positively to the image and reputation of the country by including cultural heritage protection and cultural diplomacy tools in the cultural documentaries of TRT Belgesel.","PeriodicalId":112951,"journal":{"name":"Folklor Akademi Dergisi","volume":"3 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-13","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"122548474","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"TÜRKİYE’DE ÇAĞDAŞ MÜZİK POLİTİKALARI BAĞLAMINDA MUAMMER SUN","authors":"","doi":"10.55666/folklor.1251458","DOIUrl":"https://doi.org/10.55666/folklor.1251458","url":null,"abstract":"Müziğin, sosyal yaşantının hemen her alanında yer alan, durum ve koşullara bağlı olarak biçimlenen, kimi zaman da biçimlendiren bir olgu olması, toplumların tarihi söz konusu olduğunda, yaşayan ve yaşananlarla ilgili önemli ipuçları sunmaktadır. Bir toplumda üretilen müziğin, o toplumun yaşayış özelliklerini yansıtan bir dil aracına dönüşmesi, aynı zamanda toplumsal bellek olarak da işlev görmesini sağlamaktadır. Dolayısıyla müzik tarihi çalışmalarında özellikle besteciler üzerinde durulması bir tesadüf değildir. Bu bağlamda Muammer Sun, ülkemizin müzik kültürü ve tarihi açısından çok önemli bir değer olarak karşımıza çıkmaktadır. Sun’ un besteciliği, eğitimciliği, düşün önderi ve uygulayıcısı olarak, Türk müzik yaşantısında, özellikle Çağdaş Türk Müziği alanındaki üretimleri, çalışmaları, araştırmaları, kurucu ve uygulayıcı pozisyonlarının kazandırdıkları, akademik, sanatsal ve düşünsel çalışmalarda öncelikli kaynak niteliği taşımaktadır. Bilindiği üzere İkinci Dünya Savaşı sonrası değişen dünya koşulları, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi’ni etkileyen önemli faktörlerin başında yer almaktadır. İki dünya savaşı sonrası bilimsel ve endüstriyel gelişimin, değişen siyasal ve sosyal ortamların, günümüz müziği üzerine çok boyutlu etkileri olmuştur. Bu etkiler özellikle müziği üretenler üzerinden izlendiğinde daha farklı bir anlam kazanır. Bu çalışmada, Muammer Sun’un Türk müzik yaşantısına katkıları üzerinde durulurken, eş zamanlı olarak aynı tarihlerde devletçe alınan kararların, yapılan uygulamaların, dolayısıyla hükümet politikalarının, Türkiye’deki çağdaş müzik üzerindeki yansımaları da ele alınmıştır. Bu çalışma, Sun’un eserleri, yapmaya çalıştıkları, çalışma koşulları ve karşılaştığı durumların yanında, bu süreçteki müzik politikalarının ne olduğu, zamanın şartları da göz önüne alınarak ele alındığı için önem taşımaktadır. Ayrıca yapılan çalışmada, tarihsel ve betimleyici bir yöntem izlenerek, Muammer Sun’un çalışmaları çerçevesinde, devletin müzik politikalarının oluşturduğu durum ve koşulları tespit etme ve Türkiye’ de yakın geçmişin, günümüz çağdaş müziğine yansımalarına bir ayna tutma amacı taşınmaktadır.","PeriodicalId":112951,"journal":{"name":"Folklor Akademi Dergisi","volume":"15 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"131484031","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"TÜRKİYE TRAKYASI’NDA OYNANAN GELENEKSEL KADIN KARŞILAMASININ YAPISAL ANALİZİ","authors":"","doi":"10.55666/folklor.1212736","DOIUrl":"https://doi.org/10.55666/folklor.1212736","url":null,"abstract":"İnsanoğlunun Asya kıtasından Avrupa’ya geçişinde ilk rota olarak Trakya Bölgesi’ni kullandığı düşünülmektedir. Bu önemli konumu sebebiyle Trakya Bölgesi tarih boyunca birçok etnik topluluğa ev sahipliği yapmıştır. Özellikle günümüz Türkiye toprakları içerisinde kalan ve Doğu Trakya olarak da adlandırılan Türkiye Trakyası Roma ve Osmanlı kültüründen etkilenmiştir. Cumhuriyet dönemi ile birlikte gerçekleşen Lozan Mübadelesi’nin bir sonucu olarak Balkanların çeşitli bölgelerinden etnik topluluklar bu bölgenin farklı yerlerine göç etmişlerdir. Bu durum bölgenin mevcut kültürel yapısının ve bu yapının gösterdiği çeşitliliğin ortaya çıkmasında başlıca rol oynayan etken olmuştur. Bu çeşitliliğin ve zenginliğin önemli bir göstergesi olarak geleneksel kadın karşılamasının hareket yapılarındaki varyantları, bölgedeki yaygınlığı ve oyuna eşlik eden melodilerin sayıca fazlalığı gösterilebilir. Bu çalışmada öncelikle Anadolu’nun neredeyse her bölgesinde çeşitli şekillerde bulunan karşılama oyunu hakkında gerçekleştirilen tanımlamalar üzerinden karşılama oyun türü ve Trakya ilişkisi açıklanmaya çalışılmıştır. Daha sonra Trakya Bölgesi’nde icra edilen geleneksel kadın karşılaması oyunu, oynanış biçimi, formlar ve yer değiştirmeler, hareket yapıları, ritmik yapılar ve oyuna eşlik eden melodiler bakımından analiz edilmiştir. Bu bağlamda literatür taraması, alan araştırması ve kişisel görüşmeler sonucu elde edilen bulgular aktarılmıştır. Oynanış biçimi olarak geleneksel kadın karşılamasının çoğunlukla karşılıklı bir duruş pozisyonunda icra edildiği görülse de oyunun Trakya’nın bazı bölgelerinde çember üzerinde de uygulandığı tespit edilmiştir. Bu oynanış biçimlerine eşlik eden formlar ve yer değiştirmeler grafik olarak aktarılmıştır. Benzer şekilde hareket biçimleri incelendiğinde üst ve alt ekstremite kullanımlarında varyantların varlığından ve bu varyantların farklı kombinasyonlarla birlikte kullanımlarından söz etmek mümkündür. Trakya Bölgesi’nde icra edilen geleneksel kadın karşılaması özellikle oyuna eşlik eden melodiler bakımından ele alındığında neredeyse geriye kalan tüm Türk halk oyunları repertuvarının genel olarak gösterdiği yapıya aykırı bir yapı sergilemektedir. Türk halk oyunları repertuvarında yer alan oyunlara bazı istisna örnekler dışında büyük oranda tek bir melodi eşlik ederken, Türkiye Trakyası’nda oynanan geleneksel kadın karşılamasında bu sayının 25’in üstünde olabileceği görülmektedir. Bu bağlamda düşünüldüğünde bu oyunun kendine özgü ve özel bir konumda olduğunu söylemek mümkün olacaktır. Bu çalışma ile Trakya Bölgesi’nde icra edilen kadın karşılamasının tespit edilen tüm oynanış biçimleri, form, hareket ve melodi varyantları aktarılmaya çalışılmıştır.","PeriodicalId":112951,"journal":{"name":"Folklor Akademi Dergisi","volume":"61 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121361148","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}