{"title":"Sosyal Politikalar Bağlamında Girişimciliğin Uluslararası Alanyazındaki Yeri Üzerine Bibliyometrik Analiz","authors":"Seçil Gürün Karatepe, Onur Kavak, Ethem Topçuoğlu","doi":"10.15869/itobiad.1217898","DOIUrl":"https://doi.org/10.15869/itobiad.1217898","url":null,"abstract":"Girişimcilik günümüz dünyasında yenilikçi üretim anlayışı, ekonomik kalkınma, sosyal refah ve küresel rekabette var olabilmenin ön koşullarından birine dönüşen, üretimin ayrılmaz bir parçası olmuş iktisadi faaliyet olarak tanımlanmaktadır. Girişimcilerin bu nedenlerle duyumsadıkları sosyal güvenlik risklerinin, hükümetler tarafından düzenlenen yapıcı sosyal politikalar aracılığıyla minimize edilmesi girişimciliğin yaygınlaşmasına katkı sunmaktadır. Bu noktada yapılan bu çalışmanın amacı uluslararası alanyazında “sosyal politika ve girişimcilik” konulu çalışmaları incelemek ve bir öngörü sunmaktır. Elde edilen bulguları Türkiye alanyazınıyla karşılaştırmak ve konuya ilişkin mevcut durumu, alanyazın boşluklarını tespit ederek, yapılacak sonraki çalışmalara yol göstermektir. Çalışma verileri Web of Science veri tabanından alınmış, verilerin toplanması için “social policy” and “entrepreneurship” kelimeleri aratılarak ortaya çıkan sonuçlar incelenmiştir. Toplamda 223 makaleye ulaşılmış, araştırma bulguları bu 223 makaleden elde edilen verilerden oluşmuştur. Veriler “R” analiz programı ile anlamlandırılış, ortaya çıkan bulgular doğrultusunda Türkiye adresli yayınların küresel ortalamanın altında kaldığı, bu kavramların ulusal alanda daha fazla ilgi gördüğü, uluslararası yayınların ağırlığının “girişimcilik” üzerine olduğu belirlenmiştir. Türkiye eksenli çalışmaların ise “sosyal politika”lara daha fazla odaklandığı tespit edilmiştir. Elde edilen bu bulgunun nedeninin uluslararası arenada sosyal politika sorunlarının aşılmış olması, Türkiye’de ise henüz sosyal politika sorunlarının aşılamaması olduğu düşünülmektedir. Mevcut sosyal politika anlayışının teknolojik yenilik ve gelişimleri içine alacak şekilde genişletilmesi, dijital girişimciliği özendirici tedbirlerin alınması kalkınmada ve ihracat noktasında ülkemize büyük katkılar sağlayacaktır. Ayrıca girişimcilik açısından dezavantajlı grup olan kadınlara yönelik sosyal politika unsurlarının çeşitlendirilmesinin Türkiye’nin kalkınması için yararlı olacağı değerlendirilmektedir.","PeriodicalId":112385,"journal":{"name":"İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi","volume":"21 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114827782","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Academician Typology in The Great Fire of London by Peter Ackroyd","authors":"Aytaç Ören","doi":"10.15869/itobiad.1244717","DOIUrl":"https://doi.org/10.15869/itobiad.1244717","url":null,"abstract":"Çağdaş İngiliz edebiyatının önemli isimlerinden Peter Ackroyd’un kurmacalarında edebiyatla örülü mekânsal bir bellek öne çıkar ve mekân olarak kendi geçmişi ile bir şehir ve onun yarattığı karakterler kurmacalarında geçmiş ile şimdi arasında kurulan bir bağla varlık kazanır. Bu bağlamda onun ilk ama aynı zamanda sonraki eserlerinin bir prototipi olan Londra Yanıyor, farklı bölüm açılışları ile küçük hikayelerden ana bir hikâyeye yol alır. Her bölümle her bir kurmaca karakterinin Londra yaşamı, bilinçli bir şekilde mercek altına tutulur. Kitabın olay örgüsü, her bir olayın diğer bir olayla görünmeyen veya önemsiz gibi görünen etkili bir ilişkiler bütünü üzerine kurulur. Farklı ve ilginç karakterler, yüzyıllar ötesindeki yazar ve eserlerinin hala yankılandığı Londra’nın gizemli geçmişine kök salarak hayat bulmuş gibidir. Bunların içinde Cambridge’de akademisyen Rowan Philips, Ackroyd’un özellikle kurmaca içinde oynadığı ve böylelikle dikkat çektiği bir ana karakterdir. Rowan, 1666 meşhur Londra Yangını’nın hala sönmeyen bir ateşi olarak okur karşısına çıkar ve görünen kişiliğinin gerisinde görünmeyen güçlü bir üst kimlikle diğer karakterler üzerinde baskındır. Onun, her bir karakterin yaşamına gizli ve dolaylı ama aynı zamanda olumsuz ve kasıtlı bir etkisi vardır. Bir tarafta başarılı, entelektüel, alanına hâkim ve geleceği parlak akademisyen Rowan diğer tarafta da Londra’da cinsel hazlarının peşinde koşan, erkek düşkünü, yalancı, farklı rollere kolayca bürünebilen, toplumsal sorumluluk ve merhametten yoksun, kısacası insani değerlerin yozlaştığı bir Rowan vardır. Rowan’ın bu ikinci ama asıl kişiliği, Cambridge’den daha çok Londra’da depreşir ve Londra gibi aydınlığın yarattığı korkunç karanlığın temsilcisidir. Ackroyd, bu sıradışı tiplemesi ile toplumda yer edinmiş üniversite ve akademisyen bakışını adeta yıkar ve onun yerine açık hava hapishanelerine benzettiği bir üniversiteyi ve bilgiyi vampirce emen, kendi haz ve doyumu için her şeyi yapa(bile)n bir tiplemeyi koyar. Edebiyatın alışkanlık kırma işlevini ustaca kullanan Ackroyd, günümüz akademisyen kimliğini farklı uç noktalara çekerek sorgular ve kurmaca yoluyla insanların gözündeki saygın ve imrenilen akademisyen algısını derinden sarsmaktadır.\u0000Anahtar Kelimeler","PeriodicalId":112385,"journal":{"name":"İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi","volume":"26 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132328499","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Modern Realizmin Kurucu Dışı Olarak Kautilya’nın Mandala Teorisi","authors":"Özkan Gökcan","doi":"10.15869/itobiad.1178937","DOIUrl":"https://doi.org/10.15869/itobiad.1178937","url":null,"abstract":"Ana akım olarak adlandırılan uluslararası ilişkiler teorilerinin küresel düzeydeki tüm olay ve sorunları açıklama gücüne sahip olduğu iddialarına yönelik eleştiriler, disiplin literatürünün son 40 yıllık birikimi içerisinde önemli bir yer tutmaktadır. Bu eleştirilerin odaklandığı temel nokta, uluslararası ilişkiler disiplinindeki teorik yapıyı Batı merkezci, dar görüşlü ve hegemonik olmaktan çıkarıp evrensel, diyalog odaklı ve çoğulcu hale getirmenin gerekliliği olmuştur. Bu odak noktasından hareketle özellikle son 20 yılda Batılı olmayan toplum ve devletlerin tarih ve deneyimlerden yararlanılarak geliştirilmeye çalışılan teoriler (Batı-dışı teoriler) disiplinde önemli bir çalışma alanı haline gelmiştir. Ancak Batı-dışı teori geliştirme girişimleri, özellikle Çin örneğinde görüldüğü üzere Batı merkezciliği aşmak yerine Batı’ya alternatif yeni merkezler yaratma eğilimi sergilemiştir. Bu durum, disiplindeki teorik birikimin çoğulcu ve diyalog odaklı bir yapıya doğru evrilmek yerine dağınık, birbirine paralel ve birbirinden kopuk yeni merkezler etrafında gelişmesine neden olmuştur. Bu çalışmada uluslararası ilişkileri teorilerini Batı veya herhangi bir başka hegemonik merkezden uzaklaştırarak gerçek manada evrensel kılmanın ancak Batı ile Batı-dışı veya dünyanın geri kalanı arasında bilginin tarihsel hareketliliğini dikkate alarak gerçekleşebileceği savunulmaktadır. Bu anlamda çalışmanın temel iddiası, Hint kökenli düşünür ve devlet adamı Kautilya’nın mandala teorisi ile modern realizm arasındaki ilişkinin söz konusu bilgi hareketliliğini ortaya koyma adına önemli bir örnek teşkil ettiğidir. Çalışmada temel kaynak olarak Kautilya’nın Arthaşastra adlı eserinden yararlanılmıştır. Aynı zamanda Kautilya’nın eserleri ve düşünceleri, realist teori, Batı-merkezcilik, Batı-dışı teori, Küresel Uluslararası İlişkiler fikri üzerine literatür taraması yapılarak çalışmanın iddiası temellendirilmiştir. Bu çalışmada mandala teorisi örneği üzerinden yapılmaya çalışıldığı gibi bilginin tarihsel hareketliliği bağlamında Batılı olmayan düşünce ve deneyimlerin Batı-merkezli teoriler üzerindeki kurucu-dış rolünü ortaya koymak, disiplindeki teorik birikimi daha çoğulcu ve evrensel kılmanın temel yoludur. Bu kapsamdan hareketle birinci bölümde, çalışmaya kavramsal bir temel oluşturan “kurucu dış” kavramı ele alınmaktadır. İkinci bölümde, öncelikle Kautilya ve eseri Arthaşastra tanıtılmakta ardından Kautilya’nın mandala teorisinde modern realist teorinin kökleri ortaya konmaya çalışılmaktadır. Kautilya’nın günümüz uluslararası ilişkilerindeki yerine dair eleştirel bir değerlendirmenin ve çözüm önerilerinin yer aldığı sonuç bölümü ile çalışma sonlandırılmaktadır.","PeriodicalId":112385,"journal":{"name":"İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi","volume":"25 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126736171","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"The Relation between Social Development Indicators in Early Childhood and Parenting Practices","authors":"Büşra Ergin, E. Ergin, Emine ARSLAN KILIÇOĞLU","doi":"10.15869/itobiad.1123477","DOIUrl":"https://doi.org/10.15869/itobiad.1123477","url":null,"abstract":"The first institution in which a child interacts with his/her social environment is the family. At this point, parenting practices take their place as an important concept in the literature. The concept of social competence is based on the interaction of individuals with sociocultural contexts such as family, school, and peer relations. Early childhood is a critical phase for promoting social competence in children. In this sense, the research examines the relationship between the parenting practices of parents and their children's social development. A relational screening method was used in the quantitative designed research. In the first step of the study, the validity and reliability analyses of the Social Skills Scale for Preschool Children (SSS) were made. 301 parents participated in the analyses. In the second step of the study, the relationship between children's social development indicators and their parents' parenting practices was examined. In this context, 226 children and their parents participated in this study. In the study, the Personal Information Form, and SSS filled by teachers for children to evaluate children's social skills, and the Parenting Practices Scale-Preschool Form to evaluate parenting practices of the parents of the children participating in the research were used. It was concluded that the SSS for preschool children, which was adapted into Turkish within the scope of the study, consisted of three sub-dimensions. These are; cooperation, self-control, and interpersonal relationships. According to the results of the reliability analysis of the scale, the total α coefficient was .96, while the total variance explained because of the construct validity was 69,66. According to the results of the research, the SSS consisting of 3 factors and 24 items adapted into Turkish is a valid and reliable tool. In the study, the correlation value between the scales was also calculated to examine the relationship between children's social development indicators and their parents' parenting practices, and no significant relationship was found between the scales.","PeriodicalId":112385,"journal":{"name":"İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi","volume":"7 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116057304","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Ebüzziyâ Tevfik Bey ve Matbaa-i Ebüzziyâ’da Basılan Kûfi Yazı Başlıklı Eserler","authors":"Erdem Göktepe","doi":"10.15869/itobiad.1232192","DOIUrl":"https://doi.org/10.15869/itobiad.1232192","url":null,"abstract":"Ebüzziyâ Mehmed Tevfik Bey, Osmanlı İmparatorluğunun son yarım asrında özellikle basın ve yayıncılık alanında birçok eser vermiş devrin önemli isimlerindendir. Avrupa’da basın alanındaki yenilikleri ve gelişmeleri yakından takip ederek İstanbul’da kurduğu Matbaa-i Ebüzziyâ’da yurtdışından getirdiği baskı malzemelerini ve klişeleri yine kendi ürettiği malzemelerle birlikte kullanmış ve böylelikle Osmanlı basın tarihinde birçok ilkleri yayın hayatına katmıştır.\u0000Tevfik Beyin kurduğu Matbaa-i Ebüzziyâ, dönemin otomatik makinelerle çalışan ilk Türk matbaası özelliğini taşımaktadır. Matbaa-i Ebüzziyâ’da Türkçe’nin yanında ayrıca Fransızca başta olmak üzere batı dillerinde de türlü kitap, gazete, evrak, fatura, zarf, etiket, form, kartvizit, kartpostallar ve çeşitli evrak basımı yapılmıştır.\u0000Osmanlı Devletinde batı tekniğiyle güzel ve temiz baskı yapma işini kendi matbaasında geliştiren Ebüzziyâ Tevfik Bey yayınladığı eserlerle, Almanya'da 1889'dan beri düzenlenen milletlerarası sanat baskıları (edition de lux) yarışmalarına katılmış ve bu yarışmalarda her yıl birkaç eseri dereceye girmiştir. Tevfik Beyin yarışmalara katıldığı eserleri “ lnternationale Graphische MusterAustausch” adlı yıllığa alınmıştır. Ebüzziyâ Tevfik Beyin yayıncılık alanındaki başarısından dolayı kendisine Fransa Devleti tarafından da kültür hizmeti liyakat madalyası verilmiştir.\u0000Ebüzziyâ Tevfik Bey, Osmanlı basın tarihinde de kûfi yazıyı kullanarak yaptığı çalışmalarla, son üç asır kadar bir süre Osmanlı tarihinde kullanım pratiği durmuş olan kûfi yazıyı yeniden canlandırmış ve bu yazının basın alanından mimariye, halı dokumadan çeşitli tüketim ürünlerine varan geniş bir yelpazede uygulamasını yaparak kûfi yazının kullanımının yeniden canlanmasına öncülük etmiştir. Avrupadan getirdiği klişeleri, yapmakta hünerli olduğu tezhip sanatındaki girift süslemeler ve kûfi yazıyı bir arada kullanarak kendine has bir üslub ile yorumlayan Ebüzziyâ Tevfik Bey, daha önce başka bir yerde görülmeyen kûfi yazılı kapak tasarımlarını bastırdığı eserlerle sergilemiştir. Bu çalışmada Ebüzziyâ Tevfik Beyin biyografisine ve Matbaa-i Ebüzziyâ’ da ürettiği kûfi yazı başlıklı kitap, mecmua, yıllık ve kart tasarımı gibi eserlerin kûfi yazı tasarımlarına yer verilmiştir.","PeriodicalId":112385,"journal":{"name":"İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi","volume":"49 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123433318","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Felsefede Sistemleştirme Dayatması Karşısında Heidegger’e Göre Karar’ın Değeri ve Kurtuluş’a Katkısı","authors":"Seyhan Mizrak","doi":"10.15869/itobiad.1244006","DOIUrl":"https://doi.org/10.15869/itobiad.1244006","url":null,"abstract":"Heidegger’in geç dönem felsefesi hep merak edilmiştir. Bu merakın altında Kurtarıcı Son Tanrı Fügesi bulunmaktadır. Bu yüzden kendisi, Olagelme’den (VomEreignis) Felsefe’ye katkı sunmak ister ve bir başyapıt kaleme alır. Söz konusu makalemiz, zikredilen meraktan felsefi kaygıya geçiş sıçramasıyla problemleştirmenin araştırma konusuna taşınmasının bir gereği olarak hazırlanmıştır ve Felsefe’yeOlagelme’den Katkılar kitabından beslenmektedir. Sistem ve Karar başlıklarının iddiaları ve birbirinin yerine geçme durumları irdelenmektedir. Modern çağda sistem ve sistemlerin yaygınlaşmasında, Bilimler’deki kesinlik düşüncesinin ve hakikatin önüne geçen yöntem algısının etkisi büyüktür. Bilim’in daha fazla kesinlik kazanması, O’nun (dasSeyn’in) terk edişi ve edilişinin pekiştirilmesi yüzündendir. Sistemleştirmeden ve nedensellikle düşünmekten ziyade Heidegger’de nelere Karar denildiği ve neden böyle bir ayrıma gidildiği araştırılmıştır. On bir Karar’ın değeri, karşılaştırma hâlinde seçikleştirilerek ortaya konulmaktadır. Heidegger’e göre felsefede revizyon yapılmalıdır. Zira felsefede sistemler dönemi bitmiştir ve yetkiden geçen Karar/lar dönemi yeniden hatırlanmalı veya hatırlatılmalıdır. En son kertede acziyet ve tehlike, karar ânıdır. Hölderlinci anlayışa göre nerede bir tehlike varsa orada sağaltıcı güç bulunur. Sağaltıcı gücün yani kurtuluşun olması için tehlike maksimum düzeye çıkmalıdır. Böylece bunalım dönemlerinde felsefe umut idesini yeşertebilecektir. Umut idesi felsefenin temellendirdiği sorularla kilit taşı sorularını içeriden aştığı Öteki Başlangıç’la imkân dairesine girecektir. Heidegger burada Karar kavramından yaratmayı ve temellendirmeyi kastetmektedir. Ancak bu yaratma, yaşantı kavramıyla ve makineleşmeyle yozlaşmış çağımızın tekrardan felsefî temellendirilmesini ve yorumlanmasını gerektirecektir. Karar, O’nun kendi kendinin zemininin burada olduğu mahaldir ve O’nun hakikati Son Tanrı Fügesi’ndefigürleşir. Son Tanrı, insanlığın kurtuluşudur. Zaten Heidegger’in son mülakatında söylediği de budur. Karar, düşünme etkinliğinin de merkezinde durmaktadır. Bu görev, nadir sayıdaki gelecekten gelecek Düşünür-Eğitmenler’in işidir. Gelassenheit metninde Heidegger; Bilim Adamı, Âlim ve Eğitmen diyaloğunda Nadirler’in karar ânının kilit taşı ve yol açıcıları olduklarını vurgulamaktadır. Neticede Karar, olağanüstü manada anlaşılır. Kararın/kararların fevkaladeliği, Kurtarıcı Son Tanrı fügesinin yolunu açmaktadır. Heidegger’de kurtuluş aslında Meister Eckhart’ın Salıverme basamaklandırmasıdır.","PeriodicalId":112385,"journal":{"name":"İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi","volume":"34 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125691625","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Kalkınma Ajanslarında İnsan Kaynaklarının Eğitimi ve Geliştirilmesi: İpekyolu ve Dicle Kalkınma Ajansları Örneği","authors":"Nazlı NALCI ARIBAŞ, Tarık Yücel, Mahmut Şener","doi":"10.15869/itobiad.1240383","DOIUrl":"https://doi.org/10.15869/itobiad.1240383","url":null,"abstract":"Bölge kalkınma ajanslarının, ülkelerin öncelikli sorunlarından olan bölgeler arası eşitsizlikleri azaltmak, büyüme ve gelişmeyi sağlamak ve böylece ulusal kalkınmayı desteklemek gibi önemli misyonları vardır. Bu görevlerin ekonomik, verimli ve etkili bir şekilde yerine getirilebilmesi için ajansın sahip olduğu maddi ve maddi olmayan tüm kaynaklar oldukça önemlidir. Ancak yapılan çalışmalar, örgütler için maddi olmayan kaynakların niteliğinin daha önemli olduğunu ortaya koymuştur. Maddi olmayan kaynakların en değerlisi ise çalışanlardır. Günümüzde insan kaynağının niteliğinin artmasıyla örgütün performansının artacağı bilinmektedir. İnsan kaynağının niteliğinin artması ise doğru işe alım, eğitim ve geliştirme ile mümkündür. Kalkınma ajanslarının insan kaynağına yaptığı eğitim ve geliştirme yatırımı, hizmet verdikleri bölgenin ve topyekûn tüm ülkenin büyüme ve gelişme hedefine katkı sağlamaktadır. Bu bağlamda, çalışmanın amacı; bölgesel kalkınmanın sağlanmasında önemli bir yere sahip olan kalkınma ajansları tarafından sunulan hizmetlerin kalitesinin arttırılması için insan kaynağını nasıl eğittiğini ve geliştirdiğini anlamaktır. Çalışmanın ana sorusu “Kalkınma ajansları insan kaynaklarının eğitimi ve geliştirilmesi için ne yapmaktadır? sorusudur. Bu bağlamda, İpekyolu ve Dicle Kalkınma ajanslarının insan kaynaklarını eğitme ve geliştirme uygulamaları incelenmiş ve değerlendirilmiştir. Araştırma, nitel yaklaşım yöntemlerinden durum çalışması (bütüncül çoklu durum deseni) ile gerçekleştirilmiştir. Bulgulara, yapılandırılmış yüz yüze görüşme verileri ve ajansın internet sitesinden elde edilen doküman verilerinden faydalanılarak ulaşılmıştır. Verilerin betimsel analizi ile elde edilen bulgulara göre ajanslar; mevzuatın çizdiği çerçeve dâhilinde, eğitime ve çalışanların motivasyonuna önem veren, kendilerini geliştirmeleri için destek olan, onlara çeşitli yol ve yöntemlerle eğitim almaları konusunda imkânlar sağlayan bir politika izlemektedir. Geliştirme uygulamaları ise yeterli seviyede değildir. Bununla birlikte ajansların insan kaynaklarının eğitimi ve geliştirilmesinde birçok kamu kurumuna kıyasla daha sistematik ve istekli çalıştığı söylenebilir.","PeriodicalId":112385,"journal":{"name":"İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi","volume":"206 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121632680","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Gender Differences in Wage Negotiations: An Ultimatum Game Experiment","authors":"Serkan Dilek, R. Yildirim","doi":"10.15869/itobiad.1132446","DOIUrl":"https://doi.org/10.15869/itobiad.1132446","url":null,"abstract":"The gender gap in wages that is accepted as a major economic and social issue, can arise from the behaviours of individuals. The fact that the labor force participation rate of women in Turkey is quite low compared to other OECD countries is also an important problem. Women really may accept lower wages in negotiations. However, perceptions that women may accept lower offers may affect offers made by employers. This attitude of employers may cause a gender gap in wages and a low female labor force participation rate. We explore the behavioural gender differences during bargaining by using the ultimatum game. Altruism, risk aversion, generosity, and self-confidence have a significant impact on preferences and so the results of wage bargaining. The ultimatum game is an effective tool for understanding altruism, risk aversion, and generosity. We found two important results in this study. First; when the proposer knows the gender of the other party, his/her offers to women are lower than those to men. Latter; When the gender of the other party is known, female proposers bid higher than men. These results provide evidence that gender income inequality in the labor market may be due to the attitudes of employers (especially men employers). These results can actually explain why the female labor force participation rate is low in Turkey, but more detailed studies are needed on this subject. This study contributes to the literature as one of the few studies examining the wage bargaining of employers with male and female workers in Turkey.","PeriodicalId":112385,"journal":{"name":"İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi","volume":"41 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121271939","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Niş Pazar Bölümü Olarak Engellilerin GSM Operatörü Seçim Kriterleri Üzerine Nitel Bir Araştırma","authors":"Burak Yaprak, Bilal Çoşan","doi":"10.15869/itobiad.1205985","DOIUrl":"https://doi.org/10.15869/itobiad.1205985","url":null,"abstract":"Sosyal politikaların uygulanmasında başat aktör merkezi ve yerel yönetimler olmasına rağmen günümüzde işletmeler de dezavantajlı gruplara yönelik sosyal sorumluluk projeleri, kampanyalar ve/veya pazarlama iletişimi geliştirmektedir. Bu çalışmanın temel amacı, Dünya Sağlık Örgütü tarafından dezavantajlı grup olarak nitelendirilen ve pazarlama bağlamında ise bir niş pazar bölümü olarak ele alınan engellilerin GSM operatörlerinden genel beklentilerinin, işletmelerin engellilere yönelik pazarlama iletişiminin ve engellilerin GSM operatörlerini seçerken göz önünde bulundurdukları kriterlerin derinlemesine incelenmesidir. Çalışmanın önemi, geçmiş yıl çalışmalarında nadiren ele alınan engellilere yönelik pazarlama iletişiminin değerlendirilmesidir. Araştırma kapsamında veriler, derinlemesine mülakat yöntemi kullanılarak toplanmıştır. Toplanan veriler, nitel araştırma yöntemlerinden birisi olan içerik analiz yöntemi ve sürecine bağlı kalınarak analiz edilmiştir. Analiz sonuçları ise betimsel analiz tekniği kullanılarak yorumlanmıştır. Araştırma sonucunda, adil fiyat ve hizmet kalitesi kodlarından oluşan Engellilerin GSM Operatöründen Genel Beklentileri; pazarlama iletişimi farkındalığı kodundan oluşan GSM Operatörünün Engellilere Yönelik Pazarlama İletişimi ve algılanan değer, pazarlama iletişiminin etkinliği ve çekim gücü kodlarının dahil olduğu Engellilerin GSM Operatörü Seçim Kriterleri kategorileri belirlenmiştir. Araştırma sonucunda, 1980’li yıllardan sonra benimsenen ve sosyal politikaların yalnızca devlet tarafından uygulanmaması gerektiğini savunan neo-liberal politikalarla değişen sosyal devlet anlayışına paralel olarak, aralarında kâr amacı güden işletmelerin de bulunduğu hükümet dışı örgütlerin, engellilerin de dahil olduğu dezavantajlı grupların sosyal hayata adil katılması yönünde çeşitli adımlar attığı görülmüştür. Araştırma sonucunda ayrıca hükümet dışı bir örgüt olarak işletmeler tarafından engellilere özel kampanyalar, fiyat indirimi ve engelliler için erişilebilir mağaza gibi pazarlama iletişimlerinin yürütülmesi, katılımcıların bir kısmı için GSM operatörünün seçilmesi hususunda belirleyici kriter olmasına rağmen bazı katılımcılar için ise bu pazarlama çabalarının belirleyici unsur olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.","PeriodicalId":112385,"journal":{"name":"İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi","volume":"28 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"120958007","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Nato Üyesi Ülkelerde Askeri Harcamaya Büyüme ve Nüfusun Etkisi: Panel Ardl Testi","authors":"Kübra AKYOL ÖZCAN","doi":"10.15869/itobiad.1212119","DOIUrl":"https://doi.org/10.15869/itobiad.1212119","url":null,"abstract":"Ekonomik büyümenin askeri harcamalar üzerindeki etkisi ve bu iki değişken arasındaki ilişki uzun zamandır üzerinde çok sayıda araştırmanın yapıldığı bir konudur. Özellikle soğuk savaşın sona ermesi ve Sovyetler Birliği’nin dağılması ile birlikte NATO’yu oluşturan ülkelerin askeri harcamalarının durumu daha da ilgi çekici hale gelmiştir. Stockholm Uluslararası Barış Araştırma Enstitüsü’nün (SIPRI) verilerine göre 2021 yılı askeri harcamaları 2.113 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir. Bu rakam 1994 yılından beri artış göstermektedir. Askeri harcamalar ile ekonomik büyüme ve ülke nüfusu arasındaki ilişki son yıllarda hem politika yapıcılar hem de araştırmacılar tarafından ciddi olarak incelenmektedir. Askeri harcamaların ekonomiye hem olumlu hem de olumsuz katkıları vardır. Kamu harcamaları içinde önemli bir paya sahip olan askeri harcamalar büyümeyi canlandırma potansiyeline sahiptir. Diğer taraftan büyümede ve nüfusta yaşanacak artışların da askeri harcamaları etkilemesi doğaldır. \u0000Çalışmada Askeri Harcamalar (ME), Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GDP) ve Nüfus (POP) değişkenlerine ait gözlemler 26 NATO ülkesi için 1997 ile 2021 yılları arasında 25 yıllık olarak toplanarak 650 adet gözlem içeren dengeli bir panel veri seti oluşturulmuştur. Çalışmada sırasıyla yatay kesit bağımlılık, birim kök, ARDL ve hata düzeltme testleri yapılmıştır. Değişkenlerin tamamının düzeyde durağan olmadığı ve farklı derecede tümleşik seriler olduğu görüldüğünden araştırma modelinin tahmininde farklı mertebede durağan değişkenler arasındaki ilişkileri incelemeye olanak sağlayan Panel ARDL modelinden faydalanılmasına karar verilmiştir. ARDL modeli için hesaplanan katsayılar birlikte değerlendirildiğinde Ülke Gayri Safi Yurt İçi Hasıla değerlerinin Ülke Askeri Harcamaları üzerinde kısa ve uzun dönemde pozitif etkilerinin saptandığı, ülke nüfusunun ise kısa dönemde anlamlı bir etkisinin görülmediği fakat uzun dönemde pozitif bir etkisinin olduğu söylenebilir.","PeriodicalId":112385,"journal":{"name":"İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi","volume":"10 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114388631","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}