Rize İlahiyat Dergisi最新文献

筛选
英文 中文
SELÂHADDÎN-i EYYÛBÎ’NİN MÜHENDİSİ: BAHÂEDDİN KARAKUŞ SELĀHADDÎN-i EYYÛBÎ's ENGINEER:巴哈艾丁-卡拉库什
Rize İlahiyat Dergisi Pub Date : 2023-10-20 DOI: 10.32950/rid.1298605
Nadir KARAKUŞ
{"title":"SELÂHADDÎN-i EYYÛBÎ’NİN MÜHENDİSİ: BAHÂEDDİN KARAKUŞ","authors":"Nadir KARAKUŞ","doi":"10.32950/rid.1298605","DOIUrl":"https://doi.org/10.32950/rid.1298605","url":null,"abstract":"Selâhaddîn-i Eyyûbî dönemi, Haçlı seferlerinin tüm hızıyla sürdüğü, 1187’de Hıttîn Savaşı’nda Frankların büyük bir hezimet yaşadığı ve hemen ardında da Kudüs’ün seksen sekiz yıl aradan sonra tekrar Müslümanların eline geçtiği bir zamandır. Bu başarının ardından başlayan Üçüncü Haçlı Seferi, Selâhaddîn’i oldukça zor durumda bırakmış, Akkâ müdafaası ve sonrasında büyük savaşların verilmesi ile devam etmiştir. Selâhaddîn’in bu başarılarında onun mühendisi olarak tarih sayfalarında kendisinden bahsedilen Bahâeddin Karakuş isimli bir Türk, yaptığı faaliyetlerle göz doldurmuştur. 1169 yılından itibaren Şiî Fâtımî idaresinin sona erdirilmesi sürecinde etkin rol oynayan Karakuş, 1171 yılından sonra da Selahaddîn’in Mısır’da tek adam olmasının yolunu açan kimselerden birisi olmuştur. Bundan sonra mühendis kişiliği ile ön plana çıkan Karakuş, Kahire-Fustat arasını surlarla koruma altına almış, Haçlı saldırılarına karşı da Selâhaddîn’in en büyük destekçisi olmuştur. Bu faaliyetler için küçük ehramların taşlarından yararlanmış, Eyyûbîlerin Kahire’deki merkezleri ve sarayları olan Kal’atü’l-Cebel’i de inşâ etmiştir. Buraya su sağlayan Karakuş, ayrıca yaptırdığı kemerli köprüler, havuzlar, çeşmeler ve atların bağlandığı ahırlarla kendisini göstermiştir. Kaytân Camii gibi dînî yapılar yanında ribatlar gibi sosyal mekânlar inşâ etmiştir. Karakuş, bir başka mühendislik birikimini, oldukça uzun süren Akkâ muhasarası esnasında göstermiştir. Haçlılardan geri alınan şehrin surlarını güçlendiren Bahâeddin, Haçlıların burasını muhasara etmesiyle de hem bir kumandan hem de bir mühendis olarak önemli başarılara imza atmıştır. Şehrin etrafını hendeklerle koruma altına alan Karakuş, aynı zamanda Haçlıların surlara yaklaşmaması için de önlemler almıştır. Yaptığı mancınıklarla Haçlılara taarruz eden Karakuş, Frank taarruzlarına da karşı çıkmıştır. Ayrıca ok ve mancınık atışları yanında yakıcı bir malzeme olan naft atışları ile de Haçlıları bunaltmıştır. Bu konuda yeni karışımlarla naftın daha yakıcı bir savaş malzemesi olmasını sağlayan Karakuş, Akkâ müdafaasının kahramanlarından birisi olmuştur. İngiltere Kralı Richard’ın maiyetinde olan kronik yazarı Ambroise’nin dahi dikkatini çeken bu büyük mühendis, Üçüncü Haçlı Seferi’nin en önemli simgelerinden birisi olmuştur. Buna rağmen batılı kaynaklar ondan çok az bahsetmiş, daha çok muhasara esnasındaki askerî faaliyetlere yer ayırmışlardır. Böyle bir ismin ve yaptıklarının bilinmesi, çalışmamıza farklı bir anlam yükleyeceği gibi Haçlı seferleri esnasındaki mücadelelerin teknik boyutuna kapı aralayacağını düşünüyoruz. Karakuş hakkında onun ölümünden sonra kaleme alınan bir eser ise İslâm dünyasında bir darb-ı meselin yayılmasına yol açmıştır. Bahâeddin Karakuş’un Mısır’daki başarılı faaliyetleri ve bıraktığı eserleri kıskanan bir çağdaşı, onun hükümlerini kafa karıştırıcı olarak bulmuş, haksız olarak kötülemiştir. Aslen Kıptî bir mühtedi olan İbn Memmâtî, (el-Faşûş fî Ahkâmi Karakuş: Karakuş’un Hükümlerindeki Zaaflar) ismi ile k","PeriodicalId":493123,"journal":{"name":"Rize İlahiyat Dergisi","volume":"86 5","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135513416","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Hz. Peygamber’in Münafıkları Mescitten Kovduğuna Yönelik Bir Rivâyetin İsnad ve Metin Analizi 关于先知将伪信士赶出清真寺的传述的伊斯纳德和文本分析
Rize İlahiyat Dergisi Pub Date : 2023-10-20 DOI: 10.32950/rid.1343012
Hızır YAĞCI
{"title":"Hz. Peygamber’in Münafıkları Mescitten Kovduğuna Yönelik Bir Rivâyetin İsnad ve Metin Analizi","authors":"Hızır YAĞCI","doi":"10.32950/rid.1343012","DOIUrl":"https://doi.org/10.32950/rid.1343012","url":null,"abstract":"Bu çalışmada Hz. Peygamber’in bazı münafıkları mescitten dışarı çıkarttığına dair bir rivâyetin sened ve metin açısından analizi yapılmış, kaynak değeri üzerinde durulmuştur. Taberî, İbn Ebû Hâtim ve Taberânî tarafından nakledilen bu hadise, ilk üç asırda telif edilen hadis kayaklarında tespit edilememiştir. Geç dönem bazı kaynakların, olayın Bedir Savaşı’nın vuku bulduğu cuma günü hutbede meydana geldiğinden bahsetmesi, siyer, tarih ve megāzî kitaplarına müracaatı akla getirse de erken dönem yazılan bu eserlerde de böyle bir vakadan bahsedilmemiştir. Hadisenin Bedir Savaşı’nın gerçekleştiği bir cuma günü meydana geldiğini dikkate aldığımızda sahâbeden sadece Abdullah b. Abbas tarafından nakledilmiş olması da dikkat çekicidir. Çünkü İbn Abbas bu sırada beş yaşlarındadır ve bu olayı başka birinden veya birilerinden duymuş olmalıdır. Ancak kaynaklar, çok sayıda kişinin tanık olması gereken bu hadisenin başka bir sahâbî tarafından nakledildiğinden bahsetmemektedir. Rivâyetin senedinde bulunan râvilere gelince, Taberî ve Taberânî’nin naklettiği tariklerde yer alan Hüseyin b. Amr’ın zayıf bir râvi olduğu, özellikle -bu rivayette olduğu gibi- babasından yaptığı nakillerde güvenilir olmadığı tespit edilmiştir. Diğer yandan hadisin bütün tariklerinde yer alan Esbât b. Nasr ise çok hata yapan bir râvidir. Bu hadisi Esbât b. Nasr’dan başkası da Süddî’den nakletmemiştir. Muhteva bakımından bu rivayeti destekleyen başka bir rivayetin de senet ve metin açısından benzer problemleri olduğu görülmüştür. Hadisin muhtevasına baktığımızda, Allah resulünün bir cuma hutbesinde “Kalk ey falan! çık dışarı. Çünkü sen münafıksın. Kalk ey falan! çık dışarı. Çünkü sen münafıksın” buyurarak cuma namazına gelmiş insanları mescitten kovması, onun tebliğ metoduyla ve münafıklarla olan siyasetli ilişkisi ile örtüştüğü söylenemez. Başta liderleri Abdullah b. Übey b. Selûl olmak üzere münafıkların her fırsatta fesat çıkarma çabalarına mukabil her zaman teyakkuzda olsa da yine de onlara karşı çeşitli sebeplerle müsamahakâr davrandığı görülmüştür. Çünkü o, münafıkları toplum içinde yalnızlığa mahkûm etme politikası izlemiş, isimleriyle değil, karakter ve davranışlarıyla onlardan bahsetmiştir. Yüce Allah’ın onları ödleri patlayan bir topluluk olarak nitelemesi sebebiyle, muhtemelen bu ruh halleriyle onları İslam toplumu için daha az zararlı görmüş ve toplum içinde ifşa etmek suretiyle korkularından sıyrılıp cesaretlerini toplamalarına fırsat vermemiştir. Ayrıca Hz. Peygamber, İslâm dairesine giren herkesin kendisini güvende hissetmesini istemiş, hoşgörülü olmayı ve kuşatıcı bir siyaset takip etmeyi her zaman ilke edinmiştir. Bu sebeple insanların beyanlarını esas almış, niyet okumalarını kabul etmemiş, insanların doğru yolu bulmalarına sürekli fırsat tanımıştır. Böylece rivâyetin isnadının zayıf, muhtevasının ise Hz. Peygamber’in münafıklara karşı tutumuyla ve tebliğ metoduyla mütenasip olmadığı görülmüştür.","PeriodicalId":493123,"journal":{"name":"Rize İlahiyat Dergisi","volume":"10 1-2","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135514130","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Sırât-ı müstakim ve Sebîlü’r-reşâd Dergilerinde Kur’ân Tarihi ve Kıraate Yaklaşım 从 Sırât-ı müstakim 和 Sebîlü'r-reşâd 期刊中了解《古兰经》和 Qiraat 的历史
Rize İlahiyat Dergisi Pub Date : 2023-10-20 DOI: 10.32950/rid.1331091
Ömer Mehmet ULUSOY
{"title":"Sırât-ı müstakim ve Sebîlü’r-reşâd Dergilerinde Kur’ân Tarihi ve Kıraate Yaklaşım","authors":"Ömer Mehmet ULUSOY","doi":"10.32950/rid.1331091","DOIUrl":"https://doi.org/10.32950/rid.1331091","url":null,"abstract":"Allah’ın muradının tam olarak anlaşılabilmesine yönelik çalışmalar ve bu yönde oluşturulan ilimler içerisinde Kur’an tarihi önemli bir konuma sahiptir. Kur’ân Tarihi konuları üç ana başlıkta incelenmektedir. İlki vahyin başlangıcından sonuna kadar Kur’ân’ın Hz. Peygamber’e nüzul edilmesidir. Bu bölümde vahyin mahiyeti, nübüvvet ve onun gerekliliği ele alınmaktadır. İkincisi Kur’ân’ın nüzûlünün nasıl olduğu, bütün olarak mı yoksa tedricen mi inzal olduğu ve vahyin korunması meseleleri incelenmektedir. Üçüncü bölümde ise Kur’ân’ın hıfz, kitâbet, tedvin ve çoğaltılması sürecinde geçirdiği aşamalar, bu sürecin ne zaman kimler tarafından başlatıldığı, kimlerin bu aşamada aktif rol/ler üstlendiği ve 7 harf meselesi ele alınmaktadır. Ayrıca kırâat ile ilgili konular bu bölümde araştırma konusu yapılmaktadır. Sırât-ı Müstakîm ve Sebîlü’r-Reşâd dergileri de yayımlandığı dönem içerisinde Kur’ân tarihine dair meselelere kayıtsız kalmamış, sistematik şekilde olmasa da yukarıda zikri geçen konulara temas etmiştir. Bu bağlamda dergide Kur’ân’ın nüzulü, metinleşme süreci, cem’i, vahiy kâtipliği, resm-i Mushaf, 7 harf meselesi gibi temel konuların yanında kıraat, kıraat öğrenme yolları, kıraat çeşitleri de inceleme konusu edilmiştir. Dergide Kur’ân tarihine dair konular tespit edebildiğimiz kadarıyla 17 farklı cilt ve 32 sayıda yer almıştır. Konumuzla ilgili bilgiler Abdülaziz Çavîş’in yazılarında olduğu gibi bazen tefsire dair makalelerde, Hocazâde Ahmed Hilmi’nin yazılarında olduğu gibi bazen da müstakil olarak kaleme alınmıştır. Dergi yazılarını ele aldığımızda yazarların konuları araştırma ve inceleme yaparken ilmî disipline riayet ettikleri göze çarpmaktadır. Doğruluğunu kontrol etmek maksadıyla baktığımız bazı yerlerde herhangi bir hata olmaması bunu teyit eder niteliktedir.","PeriodicalId":493123,"journal":{"name":"Rize İlahiyat Dergisi","volume":"86 2","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135514445","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Covid-19 Korkusu, Dini Başa Çıkma ve Ruh Sağlığı Arasındaki İlişki Üzerine Bir Araştırma 关于 Covid-19 恐惧、宗教应对和心理健康之间关系的研究
Rize İlahiyat Dergisi Pub Date : 2023-10-20 DOI: 10.32950/rid.1342115
Hızır HACIKELEŞOĞLU
{"title":"Covid-19 Korkusu, Dini Başa Çıkma ve Ruh Sağlığı Arasındaki İlişki Üzerine Bir Araştırma","authors":"Hızır HACIKELEŞOĞLU","doi":"10.32950/rid.1342115","DOIUrl":"https://doi.org/10.32950/rid.1342115","url":null,"abstract":"It is known that some measures are applied at the individual and social level during the pandemic process, which is called a global trauma. Although these measures work to protect individuals from physical diseases, they are known to cause some mental health problems. Religion, as one of the coping tools used by people in the fight against psycho-social problems that emerged during the pandemic period, draws attention as a mechanism that people show more interest in, especially in times of crisis. In this aspect, religious coping comes to the fore as an important defense tool that people often resort to in the process of coping with stressful situations. In the Covid-19 process, the functional power of religion on people's mental health becomes even more important. As a matter of fact, the limited possibilities of combating the epidemic draws attention as an effective factor in turning to religion. When we look at the studies around \"religious coping\", it is seen that there are studies with mostly European-American centered participants/sample groups. In this context, it can be stated that there is a need for studies on different ethnic and religious groups during the pandemic process. As a matter of fact, religious coping can reveal different effects in individuals who follow different religions.
 This study aims to examine the associations between fear of Covid-19, religious coping, and mental health by using a data set coming from 402 participants who are 18 and older (%55.7 women; %44.3 man). After measuring fear of Covid-19, religious coping, depression, stress, and anxiety levels of the participants, we conducted Pearson correlation and regression analyses. As expected, significant relationships were found between the main variables of the study. The findings have indicated that (a) fear of Covid-19 is positively associated with negative religious coping, (b) fear of Covid-19 is entirely unrelated to positive religious coping, (c) positive religious coping is inversely associated with depression, stress, and anxiety, (d) negative religious coping is positively associated with depression, stress, and anxiety, and (e) positive religious coping buffers the deleterious effects of depression, stress, and anxiety.","PeriodicalId":493123,"journal":{"name":"Rize İlahiyat Dergisi","volume":"32 3","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135514315","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
The Nature of Faith and the Nature of Human: The Possibility of Faith in Human 信仰的本质与人的本质:信仰在人身上的可能性
Rize İlahiyat Dergisi Pub Date : 2023-10-20 DOI: 10.32950/rid.1335187
Osman Nuri DEMİR
{"title":"The Nature of Faith and the Nature of Human: The Possibility of Faith in Human","authors":"Osman Nuri DEMİR","doi":"10.32950/rid.1335187","DOIUrl":"https://doi.org/10.32950/rid.1335187","url":null,"abstract":"Kavramlar, kendileri hakkında yapılan tanımlarla kuşatılmaya, anlaşılır kılınmaya ve üzerinde ittifak edilen tariflerle başkalarına aktarılıp öğretilmeye çalışılır. Görünür âlemde duyuların idrakine konu olabilen, kendileriyle ilgili kıyasa gitmeye ve teşbihte bulunmaya imkân veren varlıkların tanınması ve tanımlanması metafizik âlemde bulunduğu düşünülen varlıklara nazaran tabi ki daha kolaydır. Tanım yapabilme yeteneğiyle var edilen insanoğlunun tarif etmekte en çok zorlandığı şeylerin başında belki de kendisi ve kendi varlık sebebi olarak gördüğü duyu ötesindeki Yüce Varlık gelmektedir. Burada iki zorluk bir arada bulunmaktadır. İlki insanın kendisini, kendi varoluşsal ve yapısal özelliklerini keşfetmesi, kendisini anlaması, anlamlandırması ve tarif etmesidir. Bir diğeri ise varlık sebebi olarak gördüğü Tanrı’ya ilişkin duruşunu ve pozisyonunu yine kendi bilineninden hareketle inşa etmesidir. Bu makale bahsi geçen iki zorluğu, bu zorlukların birbirlerine karşı sağlayacağı projeksiyonla bir nebze de olsa izale etmeyi hedeflemektedir. Makalede insanın verili tabiatının özellikleri ön plana çıkarılarak bu tabiatla imanın kendi doğası arasında başlangıçtaki mevcudiyet itibariyle bir alâkanın bulunduğu iddia edilmektedir. Buna göre insanı ve imanı yaratan Tanrı insanın tabiatı ile imanın doğası arasında bir münasebet tesis etmiştir. Makale boyunca söz konusu münasebetin mahiyet ve keyfiyeti araştırılacaktır. Bu bağlamda makalede imanın gerçekte ne olduğu, nasıl bir mahiyete sahip bulunduğu, neye, hangi şartlarda iman isminin verilebileceği ya da verilemeyeceği inceleme konusu yapılacaktır. İmanın doğasıyla insanın kendi tabiatı arasında var olduğu söylenen bağın neden ve hangi sebeplerle bu şekilde kurgulandığı üzerinde durulacaktır. İnsanın inanan bir varlık olduğu teziyle yani onun bu inanma yetisine sahip kılınarak dünyaya getirilmesiyle iman etme süreçlerinde yaşanan olumlu veya olumsuz gelişmeler değerlendirilecektir. İmanın vücud bulacağı ortamla kalbin hususiyetleri mukayese edilecektir. İmanın neden kalbin ameli olduğu, ikrar ve amelin imanın özüne ve tahakkukuna niçin dâhil edilmemesi gerektiği izaha çalışılacaktır. Tabi ki İslâm düşünce geleneğinde ve düşünce tarihinde imana ve insanda imanın gerçekleşme kabiliyetine dair birçok araştırma yapılmıştır. Bu makaleyi benzerlerinden farklı kılan en önemli husus imanı, imanın doğası ile insanın tabiatı arasında bulunduğu iddia edilen varoluşsal bağ üzerinden ele alıp değerlendirmesi ve bu iki yapının (iman ve insan) yaratılış itibariyle müşterek bir istidada sahip olduğunu ileri sürmesidir. Adı geçen istidadın ise özgür bir yapı ve hürriyet içinde tercih kabiliyeti olduğu belirtilmektedir. Sonrasında ise mahiyeti düşünüldüğünde imanın rasyonel açıdan temellendirilmesinin olanak dâhilinde bulunup bulunmadığı sorgulanmaktadır. Bu anlamda iman eyleminin aklî delillerle desteklendiğine işaret edilmekte fakat imanın doğasının kendisinin bir fizik kanunu gibi mutlak kesinlik şeklinde temellendirilmes","PeriodicalId":493123,"journal":{"name":"Rize İlahiyat Dergisi","volume":"11 2-3","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135514439","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
The Reflections of Tawhid as a Political and Religious Debate in al-Kutub al-Sitta 《al-Kutub al-Sitta》中作为政治和宗教辩论的塔希德反思
Rize İlahiyat Dergisi Pub Date : 2023-10-20 DOI: 10.32950/rid.1252620
Sema KORUCU GÜVEN
{"title":"The Reflections of Tawhid as a Political and Religious Debate in al-Kutub al-Sitta","authors":"Sema KORUCU GÜVEN","doi":"10.32950/rid.1252620","DOIUrl":"https://doi.org/10.32950/rid.1252620","url":null,"abstract":"İslâm tarihindeki siyasî-dinî akımlar içinde bulunduğu sosyal ve siyasî şartların etkisiyle Kur’ân ve Sünnet telakkisi geliştirmiştir. Savundukları görüşün Kur’ân ve Sünnet’e uygun ve en doğrusu olduğu iddiası güden bu akımlar kendi dışındaki görüş ve fikirlerin de yanlışlığını ispatlamaya çalışmıştır. Bu çalışma da Kütüb-i Sitte’deki tevhid meselesini merkeze alarak konulu hadis çalışmalarındaki disiplini tespit etmeyi amaçlamaktadır. Kütüb-i Sitte özelinde inceleme yapıldığı için araştırmada tevhide dair meselelerin hicrî ilk üç asırdaki siyasî durumu incelenmiştir. Konunun siyasî arka planı tasvir edildikten sonra meydana gelen tartışmaların Kütüb-i Sitte’de hangi bölüm ve başlıklar altında yer verildiği tespit edilmiştir. Neticede tevhide dair tartışmaların büyük ölçüde halifelerin desteğini alarak Arapçaya tercüme edilen felsefe kitapları ile gündemde kaldığı görülmüştür. Bu tercümelerde yer alan cevher, cisim ve araz terimleri ile kurulan ilişkisi sonucu tevhid akidesini şekillendiren el (yed), yüz (vech), göz (ayn), iniş (nüzul), yerleşme (istivâ) gibi haberî sıfatların varlığına, ahirette müminlerin Allah’ı görüp göremeyeceği, Kur’ân’ın yaratılmış olup olmadığı minvaldeki mevzuların musannefâttaki rivayetlere yansıdığı tespit edilmiştir.","PeriodicalId":493123,"journal":{"name":"Rize İlahiyat Dergisi","volume":"69 1-2","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135514440","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
An Analysis on the Reasons Why al-Bukhārī didn’t Narrate Hadīth from Aḥmad b. Ḥanbal in his al-Jāmiʿ al-Ṣaḥīḥ 论al-Bukhārī在其al-Jāmi al-Ṣaḥīḥ中没有叙述Aḥmad b. Ḥanbal中的had<e:1>的原因
Rize İlahiyat Dergisi Pub Date : 2023-10-20 DOI: 10.32950/rid.1301430
Recep BİLGİN
{"title":"An Analysis on the Reasons Why al-Bukhārī didn’t Narrate Hadīth from Aḥmad b. Ḥanbal in his al-Jāmiʿ al-Ṣaḥīḥ","authors":"Recep BİLGİN","doi":"10.32950/rid.1301430","DOIUrl":"https://doi.org/10.32950/rid.1301430","url":null,"abstract":"Güvenilir hadis kaynaklarının başında Buhârî’nin el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ isimli eseri gelmektedir. Buhârî, yaklaşık 600 bin hadisi toplamış ve kendi belirlediği kriterlere göre en sağlam rivayetleri bir araya getirerek meşhur eserini telif etmiştir. Buhârî, yaşadığı dönemde hemen hemen tüm ilim merkezlerini gezerek devrin tanınmış muhaddislerinden hadis rivayet etmiştir. Abbâsî devletinin hilafet, ilim ve kültür merkezi olan Bağdat’a gelmiş, meşhur muhaddislerden Ahmed b. Hanbel’in derslerine sekiz ayrı periyotta katılmış ve ondan istifade etmiştir. Ancak Buhârî’den bir önceki nesil ve tabakada yer alması bakımından, el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ’e kaynaklık etmesi beklenirken, Buhârî’nin üç hadis dışında Ahmed b. Hanbel’den rivayette bulunmaması ilmî açıdan merak uyandırıcı bir konu olmuştur. Bu çalışmada, Buhârî’nin el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ’inde Ahmed b. Hanbel’in rivayetlerine yer vermeme sebeplerinin ortaya çıkarılması hedeflenmiştir. Araştırmada öncelikli olarak Buhârî’yle Ahmed b. Hanbel arasındaki rivayet ilişkisi ve Ahmed b. Hanbel’in hadis külliyatındaki rivayetlerinin sayısal verisi üzerinde inceleme yapılmıştır. Ardından, Buhârî’nin, Ahmed b. Hanbel’den hadis rivayet etmemesinin muhtemel gerekçeleri arasında yer alan; Buhârî’nin, Ahmed b. Hanbel’in hocalarından hadis rivayet etmesi ve Ali b. el-Medînî faktörü, Ahmed b. Hanbel’in hadis rivayetini bırakması, halku’l-Kur’ân/mihne olayı ve tahrîcde benimsenen metot gibi hususlar tahlil edilmiştir.","PeriodicalId":493123,"journal":{"name":"Rize İlahiyat Dergisi","volume":"10 2-3","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135514313","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
IMÂM MÂTURÎDÎ'S APPROACH TO THE VERSES ABOUT RİBA ImÂm mÂturÎdÎ的方法来处理关于rİba的诗句
Rize İlahiyat Dergisi Pub Date : 2023-10-20 DOI: 10.32950/rid.1335474
Hanefi ŞOLA
{"title":"IMÂM MÂTURÎDÎ'S APPROACH TO THE VERSES ABOUT RİBA","authors":"Hanefi ŞOLA","doi":"10.32950/rid.1335474","DOIUrl":"https://doi.org/10.32950/rid.1335474","url":null,"abstract":"İslam geleneğinde ribâ genel olarak cahiliye ribâsı olarak bilinen ribe’n-nesîe/nesie ribâsı ve ribe’l-fazl/fazlalık ribâsı şeklinde iki başlıkta tasnif edilmektedir. Ribe’n-nesîe vade ribâsını ifade ederken, ribe’l-fazl alışveriş ribâsını ifade eder. Klasik dönemde ribânın her iki çeşidinin de haram olduğu fikri kabul görmüştür. Kur’an’da yer alan ribânın kapsamı hakkında ise iki farklı yaklaşım öne çıkmıştır. Bazı müfessirlerce söz konusu ribânın hem ribe’n-nesîeyi hem de ribe’l-fazlı beraber kapsadığı ileri sürülmüştür. Buna mukabil müfessirlerin büyük çoğunluğuna göre Kur’an’daki ribânın anlam alanı sadece ribe’n-nesîe ile sınırlıdır. Bununla birlikte ribe’l-fazl da haram kabul edildiği için bu ribâ çeşidi ya hadislere istinaden ya da sedd-i zerâî ilkesi gereği haram kılındığı görüşü dile getirilmiştir. Klasik dönemde genel olarak durum böyleyken çağdaş döneme gelindiğinde bazı aydınlar ribâ kapsamında değerlendirilen faizi Kur’an’da sözü edilen ribâyla aynı manaya gelmediği görüşünde olmuşlardır. Bu çerçevede bugünkü bankacılık sisteminde işletilen faizin ribe’l-fazla tekabül ettiğini, Kur’an’daki ribânın ise ribe’n-nesîeye karşılık geldiğini ve Kur’an’da yasaklanan ribânın bugün cari olan faizi kapsamayacağını ileri sürmüşlerdir. Ribel’l-fazl ile eşitlenen bugünkü faizin, haram kılındığına ilişkin hükmün dayanağı olan hadislerin de problemli olduğuna kanaat getirmişlerdir. Ribe’l-fazl klasik dönemde her ne kadar hadislerden hareketle haram kılındığı görüşü hâkim olsa da sedd-i zerâî prensibi mücibince ribe’n-nesîeye giden yolun kapatılması için yasaklandığı görüşünü öne çıkartmışlardır. Öte yandan çağdaş dönemde İmâm Mâtürîdî’nin (ö. 333/944) bazı görüşlerinin, çağdaş dönemde ortaya çıkmış birçok kuramla ilişkilendirildiği görülmektedir. Söz gelimi laiklik ve çoğulculuk gibi çağdaş dönemde ortaya çıkan birçok olgunun meşruiyet kazanması için Mâtürîdî referans gösterilerek İslam geleneğinde bir kök bulmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda çalışmamızda Mâtürîdî’nin ribâyla ilgili görüşlerinin, çağdaş dönemde ortaya çıkan ribâ-faiz ayrımı hususundaki görüşlere bir meşruiyet imkânı sunup sunmadığı ortaya konmaya çalışılacaktır. Buna göre çalışmamız bu haliyle hem Mâtürîdî’nin ribâyla ilgili ayetlere getirdiği yorumları içerecek hem de çağdaş dönemde ortaya çıkan birçok sorunun çözümünde çokça referans gösterilen bu ismin ribâyla ilgili ortaya konan bu yaklaşımın temellendirilmesinde bir olanak sağlayıp sağlamadığı gösterilecektir. Bu çerçevede Mâtürîdî’nin ribâyla ilgili görüşleri, er-Rûm 30/39, en-Nisâ 4/160-161, el-Âl-i İmrân 3/130 ve el-Bakara 2/275-280 gibi ribâyla ilişkilendirilen ayetlere yaptığı açıklamalar üzerinden ele alınacaktır. Böylece Mâtürîdî’nin ribâ hakkındaki görüşleriyle çağdaş dönemde ortaya atılan ribâ-faiz ayrımı hakkındaki görüşlerin arasında bir örtüşme veya benzerlik bulunup bulunmadığı anlaşılmış olacaktır. Dolayısıyla da Mâtürîdî’nin ribâyla ilgili ayetlere yaptığı izahların yaşadığı dönemin anlayışını mı yansıttığı yoksa ç","PeriodicalId":493123,"journal":{"name":"Rize İlahiyat Dergisi","volume":"68 2","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135514131","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
On the Possibility of Identifying Michael Servetus as an Arian 论认定迈克尔·塞尔维特为阿里乌派信徒的可能性
Rize İlahiyat Dergisi Pub Date : 2023-10-20 DOI: 10.32950/rid.1263415
Talha FORTACI
{"title":"On the Possibility of Identifying Michael Servetus as an Arian","authors":"Talha FORTACI","doi":"10.32950/rid.1263415","DOIUrl":"https://doi.org/10.32950/rid.1263415","url":null,"abstract":"Üniteryanizm’in kurucusu kabul edilen İspanyol hekim Michael Servetus Hristiyanlık tarihinde teslis karşıtı görüşleriyle ön plana çıkmıştır. Birçok eserinde teslis eleştirisi yapan Servetus, Hristiyanlığın teslis yanlısı ana akım teolojik çizgisinden ayrıldığı gerekçesiyle önce “sapkın” ilan edilmiş, ardından da 1553 yılında Calvin’in yönlendirmeleri neticesinde Cenevre şehir merkezinde yakılarak öldürülmüştür. Servetus’un görüşlerine yakından bakıldığında onun teslis karşıtı düşüncelerini Kitab-ı Mukaddes’e dayandırdığı görülmektedir. Bununla birlikte iddialarını ispatlamak için yer yer antik Yunan filozoflarına, erken dönem kilise babalarına, Yahudi ve İslam literatürüne referans yaptığı dikkatleri çekmiştir. Michael Servetus, çoğu Hıristiyan topluluğunun kabul ettiği geleneksel teslis doktrininin çok tanrılığa eşdeğer olduğu kanaatindedir. Bununla birlikte, o, geleneksel teslis doktrinini reddetmesine rağmen kendisinin tanımlamış olduğu başka bir Hristiyanlık anlayışına inanmıştır. O “Oğul”un aynı anda tam olarak hem tanrı hem de beşer olan bir doğasının olduğuna, “Baba”dan bağımsız bir ulûhiyet barındıran bir varlık olmadığına, bilakis Oğulun ebedi Kelamın (Logos) ebedi olmayan “Beşer İsa” ile birliğinden ibaret olduğuna inanmıştır ve Mesih’in doğasını “karışım” (Tanrı-beşer kombinasyonu) olarak tanımlamıştır. Servetus Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’u ulûhiyette içkin olan “şahıslar” ya da “varlıklar/özler” olarak değil, Tanrının eylem/tezahür biçimleri olarak tasavvur etmiştir. Hristiyanlık tarihinde, tevhit ilkesine halel getirdiği düşüncesiyle teslis öğretisini reddeden teologlar ve gruplar her zaman var olmuştur. Antikçağ ve Geç Antikçağ özelinde bakılırsa, Ebionitler, Dinamik Monarşiyanistler veya Ariusçular bu bakımdan örnek gösterilebilir. 16. yüzyılda yaşamış İspanyol hekim ve teolog Michael Servetus da bu bağlamda önem taşıyan bir isimdir. Michael Servetus (1509-1553), Hristiyanlığın en temel dogması teslisi reddeden bir Hristiyan’dır. Hristiyanlık tarihine bakıldığında teslis anlayışını benimsememiş tek Hristiyan o değildir fakat onu önemli kılan husus hem tıp alanında önemli çalışmaları ve katkıları olan biri olması hem de sahip olduğu teolojik görüşlerle ilgili ciddi eserlerin günümüze ulaşmış olmasıdır. Hristiyan dünyada Servetus’un teslis karşıtı fikirlerini Arius ile kökleştiren yaklaşımlar daima var olmuştur. Bilindiği gibi Arius, IV. yüzyılda yaşamıştır ve onun Tanrı-Mesih ilişkisini açıklarken öne sürdüğü düşünceler o zamanlar büyük tartışmalara yol açmıştır. Ne var ki, Servetus’u Arius’un bir takipçisi olarak kabul etmek pek mümkün görünmemektedir. Nitekim Arius’un teolojik görüşleri incelendiğinde Servetus ile aralarında çok bariz farkların olduğu görülmektedir. Bu makalenin cevaplamak istediği en önemli soru Servetus’un bir Ariusçu olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceğidir. Arius’un görüşleriyle Servetus’un görüşlerinin uyuşup uyuşmadığı, aralarında hangi ölçüde paralellik olduğu veyahut ne ölçüde farklılıklardan bahsedile","PeriodicalId":493123,"journal":{"name":"Rize İlahiyat Dergisi","volume":"73 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135513417","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Eserleri Meşhur Meçhûl Bir Âlim: Şemseddîn en-Niksârî’nin Entelektüel Kişiliği 以作品闻名的无名学者:Shamseddīn al-Niksārī 的思想人格
Rize İlahiyat Dergisi Pub Date : 2023-10-20 DOI: 10.32950/rid.1326070
Ziya ERDİNÇ
{"title":"Eserleri Meşhur Meçhûl Bir Âlim: Şemseddîn en-Niksârî’nin Entelektüel Kişiliği","authors":"Ziya ERDİNÇ","doi":"10.32950/rid.1326070","DOIUrl":"https://doi.org/10.32950/rid.1326070","url":null,"abstract":"Yaşadıkları dönemde fikirleri ve eserleriyle etkili olan bazı İslâm âlimleri, sonraki yüzyıllarda çeşitli sebeplerden dolayı ilim dünyasında meçhul düşünürler arasında yerini alabilmektedir. Şemseddîn en-Niksârî, bu olgunun dikkat çekici örneklerinden biridir. Kendi dönemi ve hemen sonrasında kelâm, fıkıh, dil ilimleri gibi alanlarda görüşleri ve eserleriyle âlimleri etkilemiş olan Şemseddîn en-Niksârî, tabakat ve terâcim kitaplarında göz ardı edilmiştir. Bu durum, onun eserlerinin, kendisinden bir asır sonra yaşamış ve kaynaklarda hayatına dair detaylı bilgi bulunan Muḥyiddîn en-Niksârî’ye nispet edilmeye başlanması ile sonuçlanmıştır. Kâtib Çelebî’nin Şemseddîn en-Niksârî’yi Muḥyiddîn en-Niksârî ile aynı kişi gibi görüp eserlerini ona nispet etmesi, sonraki literatürü etkilemiş ve eserleri Muḥyiddîn en-Niksârî’nin ismiyle ilim dünyasında yaygınlık kazanmıştır. Dolayısıyla Şemseddîn en-Niksârî’nin entelektüel kişiliğinin belirlenebilmesi için öncelikle eserleri delillere dayalı olarak tespit edildikten sonra içerikleri incelenmiş ve gerek onun eserleri gerek onunla yakın dönemde yaşamış âlimlerin benzer konularda telif ettikleri eserlerinin yazma nüshaları incelenmiştir. Böylece Şemseddîn en-Niksârî’nin ilmi şahsiyeti, hoca ve öğrencileri tespit edilmeye çalışılmıştır.&#x0D; Yapılan araştırma sonucunda 8./14. yy.’da yaşamış Hanefî-Mâtürîdî âlim Şemseddîn en-Niksârî’nin Ḥusâmüddîn es-Sıġnâḳî ve Şerefüddîn et-Tîbî gibi hocalardan ders aldığı; aralarında Şerefüddîn es-Surmârî ve Çandarlı Kara Halil Hayrettin Paşa’nın bulunduğu öğrencilere de ders verdiği belirlenmiştir. Aklî ve naklî ilimlerde yetkinliğe sahip olan müellif; kelâm ilminde Şerḥu’l-ʿUmde ve Şerḥu’l-Emâlî, belâgatte Şerḥu’l-Îḍâh, nahivde Mes’eletü’l-Kuḥl ve sarf alanında ise Şerḥu’l-Hârûniyye eserlerini telif etmiştir.&#x0D; Bu çalışmada Şemseddîn en-Niksârî’nin hatalı bir şekilde Muḥyiddîn en-Niksârî’ye nispet edilen eserlerdeki bilgilerden, eserlerin yazma nüshalarındaki metin dışı kayıtlardan (ḳuyûdât) (ferağ kaydı, zahriye, derkenar notları vb.) ve ikincil kaynaklardan hareketle onun ilmî kişiliği, hocaları, öğrencileri ve eserleri tespit edilmeye çalışılmıştır.","PeriodicalId":493123,"journal":{"name":"Rize İlahiyat Dergisi","volume":"32 4","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135514309","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
0
×
引用
GB/T 7714-2015
复制
MLA
复制
APA
复制
导出至
BibTeX EndNote RefMan NoteFirst NoteExpress
×
提示
您的信息不完整,为了账户安全,请先补充。
现在去补充
×
提示
您因"违规操作"
具体请查看互助需知
我知道了
×
提示
确定
请完成安全验证×
相关产品
×
本文献相关产品
联系我们:info@booksci.cn Book学术提供免费学术资源搜索服务,方便国内外学者检索中英文文献。致力于提供最便捷和优质的服务体验。 Copyright © 2023 布克学术 All rights reserved.
京ICP备2023020795号-1
ghs 京公网安备 11010802042870号
Book学术文献互助
Book学术文献互助群
群 号:481959085
Book学术官方微信