{"title":"DEMİRCİ AĞZINDAN DERLEME SÖZLÜĞÜNE KATKILAR-1 (BİTKİLER)","authors":"Cihan Çakmak","doi":"10.59182/tudad.1442906","DOIUrl":"https://doi.org/10.59182/tudad.1442906","url":null,"abstract":"Ağız araştırmaları toplumların en önemli kültür taşıyıcısı olan dilin nesilden nesile aktarılmasında ve kayıt altına alınmasında en önemli çalışmalar arasında yer almaktadır. Günümüzde özellikle kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması nedeniyle Anadolu’nun farklı coğrafi bölgelerinde kullanılan kelimeler unutulma ve kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır. Bu nedenle özellikle yaşı 70’in üzerinde olan Anadolu köylüsünün atalarından duyduğu ve izlerini Dîvânu Lugâti't-Türk’e kadar götürebildiğimiz kelimelerin kayıt altına alınması ve kaybolmaması son derece önemlidir. \u0000Bu çalışmada Manisa’nın merkeze en uzak ilçesi konumunda olan Demirci ilçesine bağlı 78 köyden derlenen söz varlığı ele alınacaktır. İncelemede Demirci ağzında bulunup Derleme Sözlüğünde görülmeyen yeni kelimelere yer verilecektir. Ayrıca Derleme Sözlüğünde madde başı olarak yer almasına karşılık Demirci ağzıyla farklı anlamda kullanılan kelimeler de listelenecektir. İnceleme önceki derleme çalışmalarından tematik olması yönüyle farklıdır. Çalışmada sadece Demirci ağzındaki Bitki temalı söz varlığına yer verilecek, derleme yapılan kaynak kişilerin yanı sıra Derleme Sözlüğü ile Demirci ağzında farklı anlamda kullanılan kelimeler tablolar halinde listelenecektir.","PeriodicalId":448441,"journal":{"name":"Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi","volume":"141 42","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-04-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140668531","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Edimbilimsel Bir Olgu Olarak Gösterim: Dede Korkut Örneği","authors":"Ezginur Taştal","doi":"10.59182/tudad.1440631","DOIUrl":"https://doi.org/10.59182/tudad.1440631","url":null,"abstract":"Deixis, Yunancadan alıntı “işaret etmek, işaretlemek, belirtmek, açıklamak” anlamlarına gelen bir sözcüktür. Deixis terimi, Türkçede gösterim terimi olarak yaygınlaşmaktadır. Gösterim, edimbilimin konusudur. Doğal dillerde var olan gösterim, sözlü veya yazılı söylemlerin mevcut olgusudur. Yanı sıra gösterim; ana dil öğrenme, ikinci yabancı dil öğrenme, dillerarası çeviri, konuşma ve iletişim çözümlemeleri, söylem ya da metin çözümlemeleri alanlarında olası anlam belirsizliklerini önlemek, ortadan kaldırmak açısından büyük önem taşır. Bu tür dilsel sorunları en aza indirgemek gösterimin görevidir. İlkin felsefede içerimlik ifadeler/ içerimlikler veya dizinsel ifadeler (indexicals) olarak tartışılagelen bir kavram olan gösterimin dilbilimsel serüveni 19. yüzyılda başlamıştır. Gösterimin felsefî yaklaşımlardan ayrışması sonucu dilbilimciler gösterim olgusu için biçimbilimsel, sözdizimsel, anlambilimsel ve edimbilimsel araştırmalar yapmıştır. Ancak bu araştırmalar büyük bir tipolojik araştırma niteliğinde olmayıp yeterli düzeyde değildir. Bu çalışmada edimbilimsel bir konu olan gösterim kuramı Türk dilinin, edebiyatının, tarihinin ve kültürünün temel yapı taşı olan Dede Korkut’a uygulanacaktır. Edimbilimsel bir olgu olarak gösterim, Dede Korkut’a uygulanırken edimbilimsel bir bakış açısı sunulmak istenmiştir. Farklı hikâyelerden seçmeler yapılmış olup gösterim konusunda en belirgin örnekler ile her bakımdan bünyesinde zenginlik barındıran Dede Korkut’ta gösterimsel unsurların da zengin bir varlığından söz etmek kaçınılmazdır.","PeriodicalId":448441,"journal":{"name":"Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi","volume":"19 8","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-04-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140674435","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"ÖĞRETMEN GÖRÜŞLERİNE GÖRE ETKİLİ OKUL ÖZELLİKLERİ","authors":"Mehtap Altınok, Bahadır Gülbahar","doi":"10.59182/tudad.1430621","DOIUrl":"https://doi.org/10.59182/tudad.1430621","url":null,"abstract":"Bu çalışmada öğretmen görüşlerine göre etkili okul özelliklerinin belirlenmesi amacıyla nitel bir araştırma yöntemi olan fenomenoloji deseni kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu öğretmenler oluşturmaktadır. Bu kapsamda araştırmaya dâhil edilen 23 öğretmen ile görüşülmüştür. Araştırmada veri toplamak için yarı yapılandırılmış bir görüşme formu kullanılmıştır. Çalışmanın parametrelerine uygun olarak toplanan verilerin betimsel bir analizi yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, öğretmenlerin etkili bir okulu tanımlarken vurguladığı üç ana tema; liderlik ve yönetim, iş birliği ve çevre, eğitim hedeflerine ulaşma. Liderlik ve yönetimde “yenilik odaklılık, vizyon ve misyon belirleme” öne çıkmıştır. İş birliği ve çevrede “okul iklimi, iletişim ve veli-öğretmen-yönetim ilişkisi” vurgulanmış, eğitim hedeflerine ulaşmada “başarı odaklılık, kalıcı öğrenme ve eksiklerin tespiti” öne çıkan konular arasında yer almıştır. Etkili bir okulun özellikleri açısından okul yönetimi ve iş birliği, topluluk ve insan odaklılık, okul kültürü belirleyici temalar olarak öne çıkmıştır. Okul yönetimi ve iş birliğinde “güçlü iletişim ve başarı odaklılık önemli bulunurken topluluk ve insan odaklılıkta “paydaş iş birliği ve öğrenci merkezlilik” vurgulanmış, okul kültüründe ise “olumlu çalışma ortamı ve esnek müfredat” önemli unsurlar olarak belirlenmiştir. Eğitimde yenilikçilik için “iletişim ve iş birliği, sürekli gelişim, bilimsel yaklaşım ve öğrenci odaklı yaklaşım” öne çıkan temalar arasında yer alırken kültür kapsamında “olumlu çalışma ortamı ve yöneticilik mesleği” vurgulanmıştır.","PeriodicalId":448441,"journal":{"name":"Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi","volume":"113 4","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-04-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140679535","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Түркілік Дүниетанымдағы Космогониялық Тәңірі Атауының Лексика-Семантикалық Сипаты","authors":"мерует амангазиева, Perizat Yertayeva, жумазия абдрахманова","doi":"10.59182/tudad.1409659","DOIUrl":"https://doi.org/10.59182/tudad.1409659","url":null,"abstract":": Мақалада тарихи сөздіктердің негізінде түркі тектес халықтар тіліндегі космонимдік тәңірі атауы және оның мағынасы туралы талдаулар сараланып, лескикалық, семантикалық сипаты қарастырылады. Аспан денелері атауларының тілдік және танымдық ерекшелігін айқындау, этнолингвистикалық және когнитивтік мәнін ашу арқылы сол кездегі халықтың дүниетанымы суреттеледі. Салыстыру барысында Түркі тілдерінің тарихын зерттеудің аса маңызды көздері негізге алынды – Орхон-Енисей, көне ұйғыр жазба ескерткіштері, ортағасырлық араб, парсы, түркі ғалымдарының еңбектері және ХҮІІІ ғасырдан бергі Батыс Еуропа мен орыс ғалымдары зерттеулері. Бұл еңбектердегі космонимдердің тілдік және танымдық ерекшелігін айқындаудың маңызы зор. Бұл ең алдымен космонимдік атаулардың этнолингвистикалық және когнитивтік мәнін ашуға көмектеседі деп пайымдауға толық мүмкіндік береді. Жалпы тіларалық байланыс мәселесінің лингвистер тарапынан зерттеле бастағанына 200 жылдан астам уақыт өтіпті. Осы уақыт ішінде бұл мәселе жан-жақты тексеріліп, оның неше алуан құбылыстары мен түрлері тиісті теориялық шешімін тапқаны мәлім. Алайда, әрбір халықтың өзіндік тарихи даму жолу, басқа халықтармен араласу сипаты, өзіне ғана тән ерекшеліктерідің болатынына байланысты, бұл мәселені нақтылы тарихи лингвистикалық деректер негізінде зерттеуді талап етеді. Сондықтан мақалада түркі тілдері арасында – Алла, Құдай, Тәңірі деген үш атау да бір ғана жаратушы ұлы күш деген ұғымды білдіретін космогониялық Тәңірі атауына лексика грамматикалық талдау жасалды.","PeriodicalId":448441,"journal":{"name":"Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi","volume":" 6","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-04-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140689812","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"SOVYET DÖNEMİNDE TÜRK HALKLARINA KARŞI KASITLI YAKLAŞIMLAR: SÜRGÜN SİYA-SETİNİN TEMEL PRENSİPLERİ","authors":"Şefahet Aliyev","doi":"10.59182/tudad.1372317","DOIUrl":"https://doi.org/10.59182/tudad.1372317","url":null,"abstract":"Azerbaycan’ın yerleştiği coğrafyada son derece önemli bir stratejik ko-numda olması dolayısıyla 19. yüzyıl boyunca emperyalist karakterli bir siyasi plan yürütülmüş ve bölgenin haritası kasti olarak değiştirilmiştir. Bölgenin Ermenileştiril-mesi konusu yüzyıl boyunca yürütülen sürecin en hilekâr yönü olarak kendini gös-termiştir. Kafkasya’da hâkim olan ideolojik karakterli siyasi sistem bölgede özellikle Türk toplumlarına karşı son derece agresif olmuş ve Türk korkusu insanlık adına utanç duyulacak olayların anılan güç tarafından hayata geçirilmesine sebep olmuş-tur. Sovyetler Birliği Çarlık Rusya’dan devraldığı siyaseti daha agresif bir noktaya taşıyarak Ahıska-Ahılkelek Türkleri, Gürcüler, Abhaz ve Acarlara karşı yürütülen katliam ve sürgün siyasetinin temelinde bölgenin Ermenileştirilmesi prensibi hâkim olmuştur. Aslında mahiyet olarak genelde Türk topluluklarına karşı yürütülen bu siyaset 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyılın başlarından itibaren Ermenilerin teşkilatlan-dırılarak silahlandırılıp terörizme yönlendirilmesi, bölgedeki Türklerin katliamlara tabi tutulması ve onların ana yurtlarından çıkarılması ile sonuçlanmıştır. \u0000Sovyet İmparatorluğunun işgalci siyasetinin temelinde bölgenin demog-rafik yapısının değiştirilmesi ve bu coğrafyada yaşayan Türklerin zorla göçe tabi tutulması asıl gaye olmuştur. İran, Lübnan ve Osmanlı Devleti’nin çeşitli bölgelerin-den getirilen Ermenilerin Batı Azerbaycan, Karabağ ve diğer yerlerine yerleştirilmesi ileride uygulanacak Türklük aleyhtarı siyasetlerin dayanak noktası olmuştur. Çar Rusya’nın bölgeyi işgal etmesinden 1812 yılında yapılan nüfus sayımına kadar Batı Azerbaycan’da yaşayan Türklerin sayısı on binden çok olduğu hâlde kısa bir müddet sonra bu sayı üç bine inmiştir. 19. yüzyılın başlarından itibaren oluşan süreçte Ermeniler daimî olarak getirtilip bölgeye yerleştirilmiş ve Türklerin ellerindeki topraklar zorla alınarak onlara verilmiş, dalga dalga yeni Ermeni göçleri bölgeye yönlendirilmiştir. Örnek olarak 1826-1828 yılları arasında on sekiz bin Ermeni ailesi göç ettirilerek bölgeye yerleştirilmiştir. Bu da Sovyet Rus siyasetinin asıl yüzünü göstermesi bakımından önemlidir.","PeriodicalId":448441,"journal":{"name":"Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi","volume":"47 4","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-04-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140699639","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"MARKSİST DÜŞÜNCEDE “KADIN” İMGESİ: AYDINLIK DERGİSİ ÖRNEĞİ (1921-1925)","authors":"Fatma Nesibe Çolak","doi":"10.59182/tudad.1403601","DOIUrl":"https://doi.org/10.59182/tudad.1403601","url":null,"abstract":"Erkekler tarafından ezilen, sömürülen, dezavantajlı, eşitsiz ve ikincil konumuyla birlikte Sanayi Devrimi, kadınların emek piyasasındaki yerini de etkilemiştir. Bir nevi mülkiyetin değişimi kadının konumu, aile kurumu ve onun ilişkileri üzerinde bir etkiye sebep olmuştur. Marx ve Engels kadınının konumunu mülkiyetin değişmesiyle birlikte ele aldığı için cinsiyet ilişkileri üzerinden değil, üretim ilişkileriyle değerlendirmiştir. Kadınların ezilmesi, üretim ilişkileriyle bağlantılı olarak ele alındığı için çözüm de sosyalist toplumun kurulmasında bulunur. Marx ve Engels’i takip eden mahdumları arasında yer alan Lenin, hem kadın düşüncesinde seleflerini takip etmiş hem de kendi düşüncelerini pratikte uygulayabileceği bir alan yaratabilmiştir. Sosyalist feminist olarak adlandırabileceğimiz Rosa Luxemburg ve Clara Zetkin, Marx ve Engels’i fikren takip ettiği gibi Lenin’le de bu hususta dirsek teması kurmuştur. Bunlar, kadınların kurtuluşunu sosyalizmde bulmalarının yanı sıra liberal kadın hareketlerine karşı çıkmamaları yönüyle kendi öncüllerinden ayrılırlar.\u0000Aydınlık dergisi hareketi, aydınlara hitap etmek üzere yola çıkan sosyalist bir dergi olmasıyla birlikte fikri çizgisi itibarıyla Marx, Engels ve Lenin üçlüsünü takip etmesinin yanı sıra Spartakist hareketiyle de yakın temas kurmuştur. Bu çalışmada Aydınlık dergisi hareketinin kadın imgesine bakışını inşa etmede ve anlamlandırmada bu Marksist yaklaşımların ne tür katkılarının olduğu ve ayrışma noktalarının olup olmadığı sorunsalı üzerinden hareket edilmiştir. Bu bağlamda Aydınlık dergisinin kadın imgesine bakış açısı, kadının konumu ve toplumdaki sınıflandırılması kategorize edilerek etkilendikleri bahsi geçen Marksist kuramcılar üzerinden incelenmiştir.","PeriodicalId":448441,"journal":{"name":"Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi","volume":"382 2","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140474363","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"MASUMİYET SEMBOLÜNDEN KÜÇÜK CANAVARLARA DÖNÜŞÜM: 1950-1980 ARASI TÜRK ROMANINDA ÇOCUK VE KÖTÜLÜK","authors":"Özlem Başboğa","doi":"10.59182/tudad.1372792","DOIUrl":"https://doi.org/10.59182/tudad.1372792","url":null,"abstract":"9 Haziran 2009 tarihli gazetelerin üçüncü sayfa haberleri arasında yer alan “Annesini öldürdüğü sabah SBS'ye girdi” başlıklı haberi herhangi bir cinayet haberinden ayıran yönü cinayeti işleyen kişinin sadece on bir yaşında bir çocuk olmasıydı. Bir çocuğun katil olabileceği fikri muhtemelen pek çok insana çok sıra dışı ve olanaksız görünmüştür çünkü çocuklar genelde masumiyetle ilişkilendirilir. Günlük hayatta olduğu gibi edebiyatta da çocuklar çok uzun zaman masumiyet sembolü ve şefkat nesnesi olarak görülmüştür. Bu yaklaşım on sekizinci yüzyıldan sonra değişmeye başlamış, çocukların sadece birer kurban veya masumiyet simgesi olmadığı görüşü kendine yer bulmuş ve çocuklar suç işleyen bir varlık olarak ele alınmaya başlanmıştır. 1950-1980 arasında yazılmış Türk romanlarında kötülük olgusu geniş şekilde ele alınmıştır. Bu romanlarda bireylerin kötülük yapma sebepleri ve kötülüğün kaynağına dair pek çok veri vardır. Bireyler maruz kaldıkları veya kendilerinin fail olduğu kötülükler üzerine tartışmakta, eylemi rasyonelleştirecek açıklamalar yapmaya çalışmaktadır. Bununla beraber söz konusu dönemde yazılmış romanlarda –istisnalar olmakla beraber- kötülük olgusu yetişkinler etrafında ele alınmıştır. Ahlaki kötülükten bahsedildiğinde genelde yetişkinlerin yaptıkları eylemler merkeze alınmıştır. Çocukların eylemleri üzerine bir tartışma söz konusu değildir. Tehlikeli Oyunlar dışında çocukların kötülük yapabileceği söz konusu edilmez. Çocukların masumiyetle ilişkilendirildiği bu romanlar peşin kabullerin dışında incelendiğinde çocukların yaptıkları pek çok kötülük olduğu görülmektedir. Bu çalışma, 1950-1980 arasında yayınlanmış romanlarda çocukların yaptıkları kötülüklere ışık tutmayı amaçlamaktadır.","PeriodicalId":448441,"journal":{"name":"Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi","volume":"74 15","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140486148","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"MEMLEKET EDEBİYATI AÇISINDAN ÜLKÜ DERGİSİNDE ŞİİR","authors":"Ramis Karabulut, Hanife Şahi̇n","doi":"10.59182/tudad.1403443","DOIUrl":"https://doi.org/10.59182/tudad.1403443","url":null,"abstract":"Süreli yayınlar, yayımlandıkları dönemde siyasi, sosyal, ekonomik, edebî ve kültürel açıdan önemli bir yere sahiptirler. Ülkü dergisi de Türk basın hayatında gerek sosyal gerekse edebî açıdan dönemini yansıtır. Halkevleri genel merkezinin (Ankara Halkevi) yayın organı olarak 1933–1950 yılları arasında yayın hayatını sürdüren yarı resmî bir dergidir. Halkevleri’nin açılma amaçlarından olan halkı eğitmek, millî kültür bilincini oluşturmak ve muasır medeniyet seviyesine ulaşma çabalarına katkıda bulunmak derginin yayın amaçlarındandır. Mustafa Kemal Atatürk’ün bu amaçlara uygun bir dergi çıkarılmasını istediği ve derginin adının belirlenmesinde de etkili olduğu bilinmektedir. Dergi, döneminin kültür ve sanat anlayışını belirlemesi ve yansıtması bakımından önemlidir. Çünkü yarı resmî bir dergi olarak Tek Parti Dönemi’nin fikir ve sanat hayatına yön veren bir yayın organı işlevi görür. Ülkü ve Halkevleri’nin taşra dergileri dönemin “Memleket Edebiyatı” anlayışının birer aynası durumundadırlar. Bu anlayışın ortaya çıkma nedenlerini ve edebiyattaki yansımalarını dergideki isimler ve yayımlanan yazıları üzerinden yorumlamak mümkündür. Bu bağlamda Ülkü dergisindeki şiirler biçim, ahenk ve şiir türleri açısından incelenmiş olup büyük çoğunluğunun “Memleket Edebiyatı” anlayışına uygun olduğu görülmüştür. Fakat dergide bu anlayış ile tam örtüşmeyen metinlerin varlığı da inkâr edilemez. Kısaca bu çalışmada dergideki şiirlerin sanat anlayışı açısından bir tasnifi yapılmış ve on yedi yıllık yayın hayatı boyunca nasıl bir şiir manzarası oluşturduğu tespit edilmeye çalışılmıştır.","PeriodicalId":448441,"journal":{"name":"Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi","volume":"69 13","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-24","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139600341","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"İLETİŞİMİN TEZAHÜRÜ VE MİLLİ VARLIĞIN TEMSİL BİÇİMİ OLARAK 100. YILDA CUMHURİYET MARŞLARI","authors":"Şadiye KOTANLI KIZILOĞLU","doi":"10.59182/tudad.1363027","DOIUrl":"https://doi.org/10.59182/tudad.1363027","url":null,"abstract":"Bayramlarda ve kutlamalarda coşkuyla seslendirilen marşlar, milli varlığın ve kimliğin bir temsili, özgürlüğün ve bağımsızlığın bir sembolü olduğu gibi birlik, beraberlik ve ulus kimliğine dair olumlu duyguları içeren birçok anlamıyla iletişimin bir tezahür şekli olarak karşımıza çıkmaktadır. Birden çok amaç için kullanılan dil, milli duygu ve düşünceler ile geleceğe dair umutların ifade edilmesinde etkili şekilde kullanılmakta, birey ya da toplumun sahip olduğu duygu, düşünce, kanaat ya da umutlar tüm sanat dallarında olduğu gibi müzik alanında da birbirinden değişik şekillerde ifadesini bulmaktadır. Marşlar, özellikle de milli marşlar, topluma dair duygu ve düşünce ve değerler ile inanç, umut, sevinç, övünç ya da görev ve sorumluluk bilincinin nesilden nesile aktarılmasında rol oynayan ifade tarzlarından sadece biridir. Bu çalışma, Cumhuriyetin 100. yılına özel olarak hazırlanan 10 farklı çalışmayı ele almaktadır. Çalışmada amaç, 100. yıla özgü olarak hazırlanan marşların benzer ve farklı yönlerinin neler olduğunu ve bu marşların neye odaklandıklarını ortaya koymak, bu marşlarda ifade edilen duygu, düşünce ve önermelerin hangi bağlamda dile getirildiğini tespit etmektir. Bu kapsamda çalışmada J.R. Searle’ın söz edimleri sınıflandırması kullanılarak rastgele örneklem kapsamında seçilen ve 100. yıla özgü hazırlanan 10 marş betimsel yönden analiz edilmiştir. Çalışma sonucunda marşlarda söz edimleri sınıflandırmaları arasında yansıtıcı ifadelere rastlanmazken, yoğun olarak belirtici, bildirici, yönlendirici ve yükümleyici ifadelerin kullanıldığına dair verilere ulaşılmıştır.","PeriodicalId":448441,"journal":{"name":"Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi","volume":" 9","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139626902","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Kıssa Kitabı Adlı Eserde Birleşik Fiiller","authors":"Zana Jalıl Bılal Bilal","doi":"10.59182/tudad.1318572","DOIUrl":"https://doi.org/10.59182/tudad.1318572","url":null,"abstract":"Çalışmamız aynı zamanda doktora tez konumuz olan Kıssa Kitabı (İnceleme-Metin-Dizin-Tıpkıbasım) adlı eserdeki birleşik fiillerden oluşmaktadır. Bahse konu eserin adı, müellifi, yazılış tarihi ve metnin tamamı mevcut değildir. Eserin içeriği dini kıssalarından oluştuğu için çalışmaya bu isim verilmeğe uygun görülmüştür. Her ne kadar yazılış tarihi kesin olarak bilinmese de eserdeki dil özellikleri eserin Eski Anadolu Türkçesi dönemine ait olduğunu göstermektedir. Eski Anadolu Türkçesinin en tipik ve yaygın özelliklerinden olan yuvarlaklaşma eserin genelinde görülmektedir. Ancak Kıssa Kitabı’nda yuvarlaklaşmanın farklı şekillerdeki örnekleri de mevcuttur. Yani eklerdeki düz ve yuvarlak dil özelliklerini bir arada görmek mümkündür. Eserde tespit edilen birleşik fiillerin tamamını çalışmamızda ele aldık. İncelediğimiz birleşik fiillerin çoğu günümüzde de kullanılmaktadır. Ama Kitap Irak-Erbil yöresinde yazıldığı için bazı sözcükler günümüz Türkiye Türkçesinde kullanılmamaktadır. Fakat bu sözcüklerin çoğu günümüz Irak-Erbil bölgesinde hala kullanılmaktadır. Kitapta geçen birleşik fiiller “yardımcı fiillerle yapılan birleşik fiiller, bir yanı sıfat-fiil bir yanı yardımcı fiil olan birleşik fiiller (karmaşık fiiller), bir yanı zarf-fiil bir yanı fiil olan birleşik fiiller (tasvir fiilleri), bir yanı isim bir yanı esas fiil olan birleşik fiiller” şeklinde dört başlık altında incelenmiştir.","PeriodicalId":448441,"journal":{"name":"Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi","volume":"60 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114955571","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}