{"title":"Göbeklitepe’deki C ve H Sembolizmi Üzerine Bir Kurgu Denemesi","authors":"Ömer Uzunel","doi":"10.47088/utad.1215561","DOIUrl":"https://doi.org/10.47088/utad.1215561","url":null,"abstract":"Son birkaç on yıldaki arkeolojik kazılarda ortaya çıkartılan veriler tarihsel sürece ilişkin düşüncelerde büyük değişimlere neden olmuştur. Özellikle Göbeklitepe, Karahantepe, Marmaray, Beşiktaş ve benzeri erken dönemeF ait yapılan kazılar hiç beklenmedik sonuçları ile ön plana çıkmaktadır. Bunlar içerisinde Göbeklitepe yoğun sembolik anlatımı ile diğer alanlardan ayrışmaktadır. \u0000Yazının henüz kullanılmadığı, madeni araçların bilinmediği bir zaman diliminde son derece muazzam bir intizamda inşa edilmiş yapılar ve buradaki yoğun sembolizm Göbeklitepe’ye ilgiyi arttırmış ve Göbeklitepe, uzman ya da amatör hemen herkesin ilgilendiği, bir fikrinin olduğu yer haline gelmiştir. Burada konuyla doğrudan bağlantılı olmayan araştırmacılar özellikle MÖ. III. bin ve sonrasında başta Mezopotamya olmak üzere çevre coğrafyalarda ortaya çıkan ve Göbeklitepe’deki sembollerle benzerlik gösteren örnekler üzerinden hareketle bir ilişkiyi ortaya koymaya çalışmaktadırlar. Bunlardan en dikkat çekici olanı yazılı ilk kelimenin ilk defa Göbeklitepe’de ortaya çıktığını savunan M. Seyfzadeh ve R. Schoch’un, Archaeological Discovery dergisinde yayınlanan “World’s First Known Written Word at Göbekli Tepe on T-Shaped Pillar 18 Means God” başlıklı makalesidir. Söz konusu çalışma temel olarak Luvi hiyeroglifinde bulunan tanrı determinatifinin Göbeklitepe’deki biçimsel benzerliğinden yola çıkarak aradaki ilişkiliyi diğer üç benzerlikle destekleyerek açıklamaya çalışmaktadır. \u0000Bu çalışmada çıkış noktası olarak aynı referanstan etmektedir. Bununla birlikte örnekler önce biçimsel benzerlikleri ile ele alınmakta, ardından J. Cauvin’in Neolitikleşme kuramı başta olmak üzere, daha önce yayınladığımız Düalist Pagan Sembolizmi’nin ortaya koymuş olduğu perspektif ile Göbeklitepe sembolizmi üzerine bir kurgu denemesi yapılmaktadır. Söz konusu kurgu ile bir taraftan biçimsel benzerlikler ortaya konulurken diğer taraftan semantik olarak konu ele alınmakta ve Luvi Hiyeroglifi ile olması muhtemel ilişki tarihsel verilerle de desteklenerek ortaya konulmaktadır.","PeriodicalId":433388,"journal":{"name":"Uluslararası Tarih Araştırmaları Dergisi","volume":"84 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132600698","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"CUMHURİYETİN ÇOK YÖNLÜ BİR SİMASI MUHİTTİN BAHA PARS (1300-1884/85-1954)","authors":"Muhammet Kemaloğlu","doi":"10.47088/utad.1146885","DOIUrl":"https://doi.org/10.47088/utad.1146885","url":null,"abstract":"Muhittin Baha Bey, Bursa'da doğmuştur. Muhittin (Muhiddin) Baha Pars, Milli Mücadele ve TBMM’nin ilk devresinin önemli şahsiyetlerindendir. Muhittin Baha Pars, aynı zamanda gazeteci, hukukçu, cemiyetçi ve milletvekili kişilikleriyle de tanınmaktadır. Muhittin Baha Bey çok yönlü bir karakterdir. Çok köklü bir aileye mensup olması, aile üyelerinin tanınırlığı, dönemin ileri gelenlerine yakınlığı, gençliğinden vefatına kadar, hep Milli Mücadele faaliyetlerinde olmuştur. Bizde bu araştırmamızla Muhittin Baha Bey'i, ulaşabildiğimiz tüm kaynaklar ile akademik bir bakışla ele alarak, hem yakın dönem Türkiye tarihine tanıklık etmiş bir şahsiyetin gözüyle döneme bakmış olacağız hem de bu yakın dönem tarihimizde önemli bir yer eden Muhittin Baha Bey’i kapsamlı olarak tanıtmış olacağız. Biliyoruz ki tarihi şahsiyetlerini tanımayan milletler doğru istikamette gidemezler. Osmanlı Deveti’nin son ve yeni Türk Devletinin inşa ve gelişim yıllarında birçok alanda önemli görevler almasına, faaliyetlerde bulunmasına rağmen hakkında yazılanlar oldukça sınırlıdır. Biz de bu çalışmamız ile Muhittin Baha Pars’ın hayatına ışık tutmaya çalışacağız.","PeriodicalId":433388,"journal":{"name":"Uluslararası Tarih Araştırmaları Dergisi","volume":"8 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-10-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"113946476","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"SURİYE VİLAYET GAZETESİNE GÖRE OSMANLI SURİYESİ’NDE SOSYAL VE DİNİ YAŞAM (1883-1918)","authors":"Ayşenur Yurt","doi":"10.47088/utad.1118377","DOIUrl":"https://doi.org/10.47088/utad.1118377","url":null,"abstract":"1864’te yayımlanan vilayet nizamnamesiyle ülke toprakları vilayetlere ayrılarak yönetilmeye başlanmıştır. Şüphesiz ki Suriye vilayeti gerek devletin dini İslam’ın çıkış noktasına olan yakınlığı gerekse içerisindeki demir yolu ve telgraf hattıyla ticari ve sosyal bir geçit olması sebebiyle devletin yakından ilişkili olduğu vilayetlerden biriydi. Suriye vilayetiyle ilgili çalışmaların sayısı fazla olmasa da devletin bölgedeki idari yapılanması, bağlı olduğu ve etkilediği ticari ağlar ve özellikle de Osmanlı Devleti’nden ayrılışı öncesinde yaşanan siyasi olaylar hakkında çalışmalar mevcuttur. Bölge hakkında konulara dair bilgi edinmek ve Osmanlı’ya dair ayrıntıları keşfetmek eskiye oranla daha kolay olsa da sosyal açıdan boşlukları doldurabilecek nitelikteki bilgi kaynaklarının işlenmesi gerekmektedir. Bu çalışmada Osmanlı Suriye’sinin sosyal yaşamının ayrıntıları devletin resmî gazetesindeki haberler kaynak alınarak incelenmiştir. Gazete aracılığıyla farklı dini görüş ve etnik yapıya sahip tebaanın sosyal etkinlikler vasıtasıyla bir araya geldiği ve birbirlerine hoşgörü gösterdiği anlaşılmaktadır. Devlet ise sosyal yardım ve dayanışma faaliyetleri yürüterek tebaanın sosyal ve dini yaşamına hizmet etmiştir.","PeriodicalId":433388,"journal":{"name":"Uluslararası Tarih Araştırmaları Dergisi","volume":"10 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125366616","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Tiflis Kalesinde Düzen ve Hâkimiyetin Sağlanması Adına Yapılan Faaliyetler","authors":"Kübra Çeli̇k","doi":"10.47088/utad.1124847","DOIUrl":"https://doi.org/10.47088/utad.1124847","url":null,"abstract":"18. yüzyılın başlarında Tiflis, Osmanlı Devletinin hâkimiyetine girmiştir. Osmanlı hâkimiyetine girdikten sonra Tiflis’te yapılan düzenlemeler ve hâkimiyet kurulma çabaları bu çalışmanın temel sorusudur. Bu sorunun cevabını bulmak amacıyla Tiflis ele geçirildikten sonra tutulan defterler incelenmiştir. Defterlerde yapılan uygulamalar ve değişiklikler göz önünde tutulmuştur. Bu amaçla 18. yüzyılın başlarına ait arşiv belgeleri ve araştırma eserleri incelenmiştir. İncelemeler sonucunda; 18. yüzyılın başlarında Osmanlı Devletinin Tiflis’te kendi düzenini kurup hâkimiyetini güçlendirmeye çalıştığı görülmüştür.","PeriodicalId":433388,"journal":{"name":"Uluslararası Tarih Araştırmaları Dergisi","volume":"24 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"131535545","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"ANTİK ÇAĞDAN OSMANLI İDARESİNE KADAR KERKÜK ŞEHRİNİN SİYASİ DURUMU","authors":"H. Karaköse, Ahmed AYAD EMAD ULDEN","doi":"10.47088/utad.1113871","DOIUrl":"https://doi.org/10.47088/utad.1113871","url":null,"abstract":"Irak’ın kuzey doğusunda bulunan Kerkük, Irak’ın dördüncü büyük şehridir. Tarihçiler Kerkük isminin aslı ve anlamı hakkında tartışmakta ve farklı anlamlar vermektedirler. Şehre verilen isimlerin başlıcaları Kerhsulh, Erbeha, Erâbih, Erbea, Emnice, Leylânî (Lîlânî), Kerha (Kürha), Kerh (Kürh), Beyt-i Kermâ, Karhad Beth Slokh ( Kerhad Beyt-ü Sulh), Arabhuyus, Konkun (Concon, Korhuran kelimeleridir. Bu isimlerin oldukça farklı anlamları bulunmaktadır. \u0000Kerkük şehrinin, M.Ö 5000 yıldan daha eskiye uzanan tarihi vardır. Şehir devletleri çağı (M.Ö.5500-4000) diye isimlendirilen Sümerler döneminden, sülalelerin doğuş çağı (M.Ö.2060-1960) diye adlandırılan çağa kadar, Mezopotamya’da bağımsız şehirler var olmuştur. Musul, ve Ninova’yı buna örnek olarak verebiliriz. Bunlar gibi Erbeha da (şu andaki Kerkük ) Sümerler zamanında, kentleşme açısından, genişliği ve refahı ile öne çıkmış ve bağımsız bir devlet olarak var olmuştur. 1923’de Kerkük kalesinde bulunan çivi yazısı tabletlerine göre de Erbeha ( Kerkük) Sümerler zamanında bağımsız bir devlet olarak ortaya çıkmış veya eski bir devletin merkezi olmuştur. Kerkük Sümerler’den sonraki Amurrular, Hurriler, Mitanniler, Medler, Persler, Makedonyalılar, Selefkiler, Sasaniler, Dört Halife Dönemi, Emeviler, Abbasiler, Moğollar, Hamdaniler, Atabekler, Büyük Selçuklular, Irak Selçukluları, Celayirliler, Karakoyunlular, Akkoyunlular, Safeviler ve Osmanlı Devleti hakimiyetinde bulunmuştur. Pek çok devletlerin hakimiyetinde bulunan Kerkük, her bakımdan zengin tarih kültürü ile yoğrulmuş bir şehirdir. Abbasiler’den başlayarak, özellikle Tuğrul Bey’in Bağdat’a girmesi ile başlayan dönemlerden itibaren Kerkük her bakımdan Türk özelliği taşımaya başlamıştır. Türk dilinin konuşulduğu, Türk örf ve adetlerinin yaşandığı şehir, günümüze kadar aynı özellikleri korumaktadır. Çağımızda Irak’ta yaşayan Türkmenlerin yoğun olarak yerleşme dönemleri ise Karakoyunlular zamanına rastlamaktadır.","PeriodicalId":433388,"journal":{"name":"Uluslararası Tarih Araştırmaları Dergisi","volume":"10 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-07-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129016811","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"SELİM SIRRI (TARCAN)’IN BAKIŞ AÇISINDAN HAREKETLE OLİMPİYAT OYUNLARI","authors":"Aydan Çakan","doi":"10.47088/utad.1135228","DOIUrl":"https://doi.org/10.47088/utad.1135228","url":null,"abstract":"Tarih süresince milletler tarafından bir varoluş mücadelesi verilmiştir. Bu mücadele örneğinin barış sembolü olarak olimpiyatlar kabul edilmiştir. M.Ö 776 yılından itibaren başlayan olimpiyat müsabakaları M.S 393 yılına kadar devam etmiştir. Uzun bir zamana yayılan unutulmuşluğun ardından çağdaşlaştırılmış bir vaziyette 1896 yılında Atina şehrinde tekrar yapılmıştır. Modern olimpiyatların ortaya çıkmasında etkili olan isim Baron Pierre de Coubertin’dir. Uluslararası Olimpiyat Cemiyeti (IOC) 1894 yılında kurulmuş ve olimpiyatların geliştirilmesine yönelik faaliyetlerde bulunmuştur. Uluslararası Olimpiyat Cemiyeti’nin Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti temsilcisi Selim Sırrı Bey olmuştur. Terbiye ve Oyun Mecmuası’nın imtiyaz sahibi ve ser muharriri olan Selim Sırrı Bey olimpiyat oyunlarına özel bir ilgi duymuş ve gerektiğinde de bizzat olimpiyat oyunlarına katılarak gözlemlerini aktarmıştır. Özellikle de 1912 Stockholm Olimpiyat Oyunları’nı yakından takip ederek notlar almıştır. Oyunlardan sonra tüm ayrıntıları Terbiye ve Oyun Mecmuası’nda yayımlamıştır.","PeriodicalId":433388,"journal":{"name":"Uluslararası Tarih Araştırmaları Dergisi","volume":"55 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-06-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126780994","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"AN ASSESSMENT ON THE DYNAMICS GENERATING THE 1909 ADANA İĞTİŞAŞI","authors":"Burak Yüksel","doi":"10.47088/utad.1095886","DOIUrl":"https://doi.org/10.47088/utad.1095886","url":null,"abstract":"Abstract \u0000About a year after the proclamation of the Second Constitutional Monarchy, the violent incidents that took place between Muslims and Armenians in the Adana province were generally referred to in the recent literature as 1909 Adana İğtisaşı, despite various names. Although Adana province made progress in many aspects in the 19th century, it is possible to say that the socio-economic and political power struggles were effective in social polarization. These dynamics had a significant impact on the emergence of the 1909 Adana İğtişaş and the massive scale of the violence. As a result of the violence that gained a massive dimension, thousands of people lost their lives and many properties were plundered. In this study, the process leading to 1909 Adana İğtişaş will be examined, taking into consideration the socio-economic competition in the background of the violence that took place in Adana in the last period of the Ottoman Empire, the local power struggle, the activities of the Armenians, the effects of the Second Constitutional Monarchy in the region.","PeriodicalId":433388,"journal":{"name":"Uluslararası Tarih Araştırmaları Dergisi","volume":"53 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-06-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126839771","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"INITIATIVES OF BERLIN AMBASSADOR KEMALETTIN SAMI PASHA WHO ON TRACK TO ESTABLISH NATIONAL AVIATION: AN EXAMPLE OF JUNKERS AIRCRAFT FACTORY","authors":"Mahmut Bolat, Yasin Öztürk","doi":"10.47088/utad.1111658","DOIUrl":"https://doi.org/10.47088/utad.1111658","url":null,"abstract":"Türkiye’de cumhuriyetin ilanı sonrası kalkınma hamlelerinden birisi de hava sanayii alanında gerçekleştirilmeye çalışılmış ve Milli Hava Sanayii kurmak hedeflenmiştir. O dönemde Türkiye’nin mevcut teknolojik ve ekonomik durumu böyle bir sanayii oluşturmaya yeterli olmadığından bu eksiklik bu noktada ileri ülkelerle iş birliği ile giderilmeye çalışılmıştır. \u0000Bu konuda tercih edilen ülke de Almanya olmuştur. Almanya ile I. Dünya Savaşı sonrası kesilen ilişkiler Cumhuriyet döneminde tekrar resmi olarak kurulmuş ve Almanya’nın hava sanayisindeki tecrübesinden faydalanma yoluna gidilmiştir. Bu doğrultuda Almanya’ya gönderilen heyet dönemin Berlin Büyükelçisi Kemalettin Sami (Gökçen) Paşa’nın girişimleri ile 1925’te Almanya’nın Junkers Uçak Fabrikası ile anlaşma sağlamış ve Junkers ile kurulan ortaklık neticesinde Türkiye’de “Tayyare ve Motor Türk Anonim Şirketi (TOMTAŞ)” kurulmuş aynı zamanda 1926’da Kayseri Uçak Fabrikası oluşturulmuştur. Fakat Junkers firmasının bu dönemde Rusya’da yaptığı yatırımlar sonucu girdiği ekonomik dar boğaz, uçak fabrikasının faaliyetlerine engel olmuş ve bundan doğan anlaşmazlıklar sonucu da fabrika 1928 yılında kapatılmıştır. \u0000Bu çalışmada, Türkiye’de milli bir hava sanayii oluşturma çabaları, bu doğrultuda Alman Junkers firması ile yapılan ortaklık ve bu ortak girişimin gerçekleştirdiği faaliyetler ve sonuçları; nitel araştırma yöntemlerinden doküman analizi metodu ile konu ile ilgili arşiv belgeleri ile telif ve tetkik eserler kullanılarak kaleme alınmıştır.","PeriodicalId":433388,"journal":{"name":"Uluslararası Tarih Araştırmaları Dergisi","volume":"50 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-06-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128250000","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"XVII. Yüzyıl Osmanlı Kayseri’sinde Meskûn Seyyidlere Dair Bazı Tespitler","authors":"Ayşegül Güngör","doi":"10.47088/utad.1111803","DOIUrl":"https://doi.org/10.47088/utad.1111803","url":null,"abstract":"Osmanlı dönemi seyyidleri ile ilgili olarak bazı genel araştırmalar yapılmıştır. Bu araştırmalar incelendiğinde konunun uzun yıllar boyu ihmal edildiği, fakat son yıllarda konuya yönelik araştırmalarda hatırı sayılır bir artış yaşandığı gözlenmektedir. Literatürde gözlenen temel eksiklik, Osmanlı coğrafyasının farklı yer ve dönemlerindeki seyyidleri konu edinen ve sosyal tarih perspektifiyle hazırlanan çalışmaların azlığıdır. Bu gözlemden hareketle XVII. yüzyıl Kayseri seyyidleri hakkında bir araştırma yapmanın faydalı olacağı düşünülmüş ve XVII. yüzyıl Kayseri seyyidlerini tanıtan bu çalışma hazırlanmıştır. Çalışmanın kaynakları 15/2, 20/1, 20/2, 41/1, 41/2, 55/1, 55/2, 57/1, 59, 60/1, 60/2, 61, 61/1, 61/2, 66/1, 66/2, 74/2, 75, 77/1, 77/2, 78/3, 82/2, 88, 90, 91, 91/1, 91/2, 91/3, 92, 96, 100/2, 104 numaralı Kayseri şer’iyye sicilleri, bazı mühimme defterleri ve Osmanlı arşivindeki bazı belgelerdir.","PeriodicalId":433388,"journal":{"name":"Uluslararası Tarih Araştırmaları Dergisi","volume":"105 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-06-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132525544","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"SAVAŞ KONSEYİ TUTANAKLARINDA ÇANAKKALE CEPHESİNİN AÇILMASI","authors":"Mehmet Kibil","doi":"10.47088/utad.1073183","DOIUrl":"https://doi.org/10.47088/utad.1073183","url":null,"abstract":"Çanakkale Harekâtının bütün kaderini Savaş Konseyi’nde yaşananlar belirlemiş, çıkarmalar başlayana kadar birkaç kez harekât stratejisi değiştirilmiştir. Bu süreçte, düzenli aralıklarla toplanmayan ve dağınık bir görüntü veren Konsey toplantılarında çok fazla konu tartışılmış, özellikle Çanakkale Harekâtı konusunda kararlar daima gecikmeli olarak ve etraflıca tartışılmadan alınmıştır. Bütün bu süreçte gerçekçi bir stratejiye dayanan hiçbir plan ortaya konmamış ve Türk askeri gücü her aşamada küçümsenmiştir. Tutanaklar dikkatlice incelendiğinde, harekatın planlama ve uygulama aşamasında çok ciddi ihmaller ve hatalar yapıldığı görülmektedir. Konsey üyeleri zaman içinde pek çok çelişkiye düşmüş ve tutarsız davranışlar sergilemişlerdir. Çanakkale Muharebelerine giden sürecin iyi anlaşılması için Konsey toplantılarında konuşulanların ve alınan kararların yakından incelemesi gerekir. Bu çalışma birinci el kaynaklara dayanmaktadır. İngiliz arşivlerindeki Savaş Konseyi tutanakları, Çanakkale Komisyonunun belgeler ile alınan tanık ifadelerine dayanarak yayınladığı kapsamlı raporların yanında, sivil-asker Konsey üyelerinin hatıraları da incelenmiş ve analiz edilmiştir.","PeriodicalId":433388,"journal":{"name":"Uluslararası Tarih Araştırmaları Dergisi","volume":"29 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-05-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126328789","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
求助内容：
应助结果提醒方式：
京公网安备 11010802042870号
