{"title":"THE RELATIONSHIP OF ISLAMOPHOBIA AND ANTISEMITISM IN THE CONTEXT OF CULTURAL RACISM","authors":"Merve AR","doi":"10.33415/daad.1308798","DOIUrl":"https://doi.org/10.33415/daad.1308798","url":null,"abstract":"Irkçılık, nefret, soykırım, yabancı düşmanlığı gibi tüm ayrımcılık biçimlerini içine alan tarihsel aşamalar “ötekileştirme” ile başlar. Tarih boyunca “öteki” üzerinden yükselme ve kimlik inşası oluşturma çabasında olan Batı medeniyeti Avrupa’nın özünü oluşturan değerler üzerinden, kendinden olmayan kültürlere “öteki” muamelesi yapmaktadır. Bu açıdan Batı medeniyetinin çok kültürlülüğü ve kendinden olmayanları ötekileştiren monolitik yapısı genelde yabancı düşmanlığına, özelde ise İslamofobiye sebep olmaktadır. İslamofobi kavramı tarihî, teolojik ve siyasi temelleri asla göz ardı edilmemekle birlikte özellikle ırkçılık ve kültürel ırkçılık bağlamında da yeniden değerlendirilmesi gereken bir kavram olarak karşımızda durmaktadır. Bu çalışmamızda Müslümanların hem ötekileştirilmesi hem de şiddet ve terörle bağdaştırılmasının gerekçelerinden biri olarak gördüğümüz ırk ve ırkçılık anlayışı ve bu anlayışın en somut ürünü olan zenofobik tutum ve İslamofobinin ırkçılığın yeni bir kolu olan kültürel ırkçılık bağlamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği meselesi tartışılmıştır. Bununla birlikte bu öteki anlayışında zaman zaman Müslümanlar ile Yahudiler arasında kurulmaya çalışan bir ilişki söz konusu olduğu için son zamanlarda “İslamofobi yeni antisemitizm” midir sorusu gündeme getirilmektedir. Biz de çalışmamızın ilerleyen kısımlarında İslamofobi ve antisemitizm kavramlarının aynı düzlemde değerlendirilip değerlendirilemeyeceği meselesini müzakere ettik ve bu benzerliğin pratikte stratejik bir karşılığı olabilir mi sorusuna cevap aradık.","PeriodicalId":41749,"journal":{"name":"Dinbilimleri Akademik Arastirma Dergisi-Journal of Academic Research in Religious Sciences","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136277433","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"تسجيلات الكميرا من وسائل إثباتات العصر الحديث وتقييمها من وجهة نظر الشريعة","authors":"Ünal ŞAHİN","doi":"10.33415/daad.1307855","DOIUrl":"https://doi.org/10.33415/daad.1307855","url":null,"abstract":"Modern dönemde teknolojik gelişmeler onlarca alanı etkilediği gibi hukukî zeminde de birçok yenilik meydana getirmiştir. Kamera kayıtları da modern dönemde hayatımızda yer alan ve hukuk açısından ispat değeri taşıyan bir veri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada birçok kurum ve kuruluş tarafından kullanılan kamera kayıtlarının şerʻî ahkâm açısından bağlayıcılığı ve delil özelliği ele alınarak tartışılmıştır. Ayrıca konunun klasik kaynaklarla irtibatı sağlanmış, kamera kayıtlarının İslâm hukuku açısından delil değerine ve hukukî zeminine işaret edilmiştir. Öte yandan klasik dönem şahitlik anlayışı ile kamera kayıtlarının karşılaştırılmasına gidilmiştir. Çalışmada kamera kayıtları “dilsiz şahitler” olarak kabul edilmiş, bu durum doktrindeki “dilsizin işareti”ine benzetilmiş ve iki olgu arasındaki aynı ve farklı yönler ele alınmıştır. Kamera kayıtlarının dilsizin işaretine kıyas edilmesi ve bunun usul açısından imkânı kritize edilmiş, aralarında klasik kıyas formülasyonunun oluşturulmasına gayret gösterilmiştir. Bunlarla birlikte kamera kayıtlarının İslâm ceza hukukundaki had, kısas ve ta‘zîr cezalarındaki fonksiyonu tartışılmıştır. Çalışmada Hanefî kaynakları esas alınmış, yer yer diğer mezhep âlimlerinin de görüşlerine atıfta bulunulmuştur.","PeriodicalId":41749,"journal":{"name":"Dinbilimleri Akademik Arastirma Dergisi-Journal of Academic Research in Religious Sciences","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136277746","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"BİR MUAMMA VE LÜGAZ ÇÖZÜMLEME DENEMESİ: NEZİM BERATİ’NİN TÜRKÇE DİVANI’NDAKİ MUAMMALAR VE LÜGAZLAR ÖZELİNDE","authors":"Betül ELMACI ÇETİN","doi":"10.33415/daad.1308127","DOIUrl":"https://doi.org/10.33415/daad.1308127","url":null,"abstract":"Muamma bulmacalı bir şiir türüdür. Muammada genellikle başlıkta veya der-kenarda ipucu niteliğinde bir isim verilip çoğunlukla tek beyitle yazılan muammadan o sonuca nasıl ulaşıldığının bulunması beklenir. Lügaz, bir varlığın özelliklerini anlatarak gizlenmiş kelimenin bulunmaya çalışıldığı bir türdür. Hayatının büyük bir kısmını Berat’ta geçiren Nezim Berati, 1760 yılında İstanbul’da, bilmediğimiz bir sebepten, mahpusken vefat etmiştir. Babasının adı Muhtar'dır. Hicri 1148 (M. 1735/1736) yılında vefat eden annesinin ölümüyle ilgili bir tarih manzumesi vardır. Nezim Berati, tarihte ve Arap harfli Arnavut edebiyatında önemli bir yere sahiptir. Şairin Türkçe divanında dört muamma ve altı lügaz bulunmaktadır. Bu şiirlerin tam transkripsiyonlu metni, nesre çevirisi ve çözümleri verilerek bu çalışmayla bahsi geçen şiirlerin gün yüzüne çıkarılması amaçlanmıştır.","PeriodicalId":41749,"journal":{"name":"Dinbilimleri Akademik Arastirma Dergisi-Journal of Academic Research in Religious Sciences","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2023-09-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"69738986","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"OSMANLI IRAK’INA DÂİR II. ABDÜLHAMİD DÖNEMİ LÂYİHALARINDA ŞİÎLİK","authors":"Habib Kartaloğlu","doi":"10.33415/daad.1295343","DOIUrl":"https://doi.org/10.33415/daad.1295343","url":null,"abstract":"II. Abdülhamid döneminde mezhep-siyaset ilişkileri bağlamında değerlendirilebilecek bazı lâyihalar hazırlanmıştır. Bu lâyihaların bir kısmı Irak bölgesinde yayılmakta olan Şiîlik hakkındadır. Irak coğrafyasında erken dönemlerden itibaren Şiî varlığı söz konusu olsa da on dokuzuncu yüzyıla kadar belirgin bir Şiî nüfus yoğunluğundan bahsetmek mümkün değildir. Ancak bu tarihlerden sonra bölge nüfusunun çoğunluğunu oluşturacak şekilde Şiî nüfus artışı olmuştur. Bu bağlamda 1880’li yıllardan itibaren II. Abdülhamid’e arz edilen raporlarda bölgede Şiîliğin sürekli arttığına dikkat çekilmektedir. Buradan hareketle çalışmanın konusunu, Irak’ta yayılmakta olan Şiîliğe dair II. Abdülhamid döneminde hazırlanan lâyihalar oluşturmaktadır. Lâyihalarda, Irak’ta Şiîliğin yayılmasının sebepleri arasında Sünnî eğitimin yetersizliği ve atebât-ı âliyede bulunan müctehidlerin faaliyetleri öne çıkarılmaktadır. Diğer taraftan alınması gereken tedbirler bağlamında da eğitimin olmazsa olmaz olduğu, problemin çözümünün askerî tedbirlerle olamayacağı ve tayin edilecek ulemâya yeterli miktarda maaş tahsis edilmesi gerektiği açıkça belirtilmektedir.","PeriodicalId":41749,"journal":{"name":"Dinbilimleri Akademik Arastirma Dergisi-Journal of Academic Research in Religious Sciences","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2023-09-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"69738917","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"إسهام منهج الرازي التشكيكية في قوة التراث ووجوب اعتبار هذا المنهج في آرائه المتعارضة","authors":"Erkan Baysal","doi":"10.33415/daad.1297385","DOIUrl":"https://doi.org/10.33415/daad.1297385","url":null,"abstract":"One of the most influential names in the tradition of Islamic thought is Fakhr al-Dīn al-Rāzī (d. 606/1210). He has solved many issues rationally with the method of tahkīk, and he has also problematized many issues from different angles with the method of taşkīk. For this reason, he is called the İmām al-mohaqikikīn and İmām al-musakkikīn. Whatever purpose it is used, the power of argumentation that it uses in many metaphysical and theological subjects also makes it İmām al-mütefekkirīn. At the forefront of these issues are the questions he raises about knowledge and method. Therefore, one of his greatest achievements, one of the issues that affected the thinkers and schools that came after him, is the problems he voiced about this field. In the history of Islamic thought, different approaches have emerged regarding the nature of knowledge such as irtisām, ittihad, izafet and keşf and very serious problems have been expressed about the ways of knowledge. One of them is the Menon paradox and its related solutions. This paradox is based on the redundancy of retrieving existing information and the impossibility of requesting information that does not exist. In order to get rid of this, either the theory of anamnesis or the septic and sophistic understandings will be accepted. In both cases, theoretical searches do not have a rational basis. Since Aristotle, thinkers who are outside of these two understandings have entered into a different search. The focus point of these searches is to find an epistemic basis for their existence and search, although not all knowledge is necessary. Rāzī the authority name of the theological-philosophical period, uses different expressions on this subject. In some of his works, he defends Meno's approach and states that all or some of the conception, assent and knowledge are zarurī or bedīhī while in some of his works he does not think differently from other theologians. Undoubtedly, it is Rāzī's statements of this type that prompted the thinkers who came after him to think the most. Contrary to those who see Rāzī's teşkīk method as a deficiency, especially on this subject, we think that he made very serious contributions to the tradition and that this method made him Imām al-Mutefekkirīn in his own time. al-Kutb al-Misrī (d. 618/1221), Sayf al-Din al-Amidi (d. 631/1233), Nasir al-Din al-Tusi (d. 672/1274), Sirāj Al-Dīn Al-Urmawî (d. 682/1283), Athir al-Din al-Abhari (d. 663/1265), Najm al-Din al-Qazwini al-Kātibi (d. 675/1277) Ibn al-Tilimsānī (d. 658/1260), Ibn Abī al-Ḥadīd (d. 656/1258), Ibn Khaldun (d. 808/1406) and Aḍud al-Dīn al-Ījī(d. 756/1355) are just a few of the thinkers who have expressed their views on this subject. Modern and classical commentators have interpreted these expressions in different ways. Many thinkers have based this issue on the axis of understanding of directions, thought that it is possible for something not to be known from an angle, therefore, he had a clearer stance than Rāzī, to who","PeriodicalId":41749,"journal":{"name":"Dinbilimleri Akademik Arastirma Dergisi-Journal of Academic Research in Religious Sciences","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2023-08-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"69738974","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"In The Following Of Tradition, Sufi Poet ‘Omar Najmi Āfandi And The Şem'anâme","authors":"Mehmet Öztürk, Mehmet Göktaş","doi":"10.33415/daad.1291970","DOIUrl":"https://doi.org/10.33415/daad.1291970","url":null,"abstract":"Türkçe Divan, Farsça Divançe, Kasîde-i Elfiyye, Tuhfe-i Vahdet, Sâkinâme ve Şem‘anâme olmak üzere altı eseri bulunan Ömer Necmi Efendi, XIX. asırda geleneğin izinde eserler veren mutasavvıf bir şairdir. Rind meşrep bir şair olan Necmî, eserlerini tasavvufi neşveyle yazmıştır. Şiirlerinde sade bir üslup kullanan şair, şiirlerini büyük oranda aruzla kaleme almıştır ve Ömer Necmî Efendi’nin aruzu kullanmada başarılı olduğu söylenebilir. Ayrıca Türkçe Divanı’nda hece vezniyle de yazdığı şiirler de vardır. \u0000Ömer Necmi Efendi’nin Şem‘a-nâme ismini verdiği manzumesi alegorik tarzda tanzim edilmiş bir kasidedir. Bu manzume sual-cevap şeklinde iki bölümden meydana gelmektedir. Manzumede şem‘a (mum) kişileştirilir ve başından geçen macera ve yaşadıkları kendisinden anlatması istenir. Necmî’nin Şem‘a-nâmesi edebî geleneğimizdeki Şem‘ u Pervâne mesnevilerini çağrıştırsa da âşık-maşuk ilişkisi üzerine kurulmuş bir metin değildir. Pervâne manzumede birkaç yerde geçer. Manzume sadece şem‘anın oluşum sürecini konu edindiği için Sâkî-nâme gibi müstakil edebî bir tür olarak değerlendirilebilir. \u0000Bu makalede Necmî’nin müstakil olarak nazmettiği Şem‘a-nâme eseri incelenmiştir. Çalışmanın giriş bölümünde “şem‘/mum” hakkında bilgi verilmiş, akabinde Ömer Necmî’nin hayatı yazılmıştır. Daha sonra Şem‘a-nâme’nin yazma nüshaları tanıtılmış, eserin muhtevası hakkında bilgi verilmiş ve eserin transkripsiyonu yapılarak dil içi çevirisine yer verilmiştir.","PeriodicalId":41749,"journal":{"name":"Dinbilimleri Akademik Arastirma Dergisi-Journal of Academic Research in Religious Sciences","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2023-08-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"69738850","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"LANGUAGE METHODS OF THE ḤANAFİ JURİST ḤUSĀM AL-DĪN AL-SİGHNĀQĪ","authors":"Hasan Selim Kiroğlu","doi":"10.33415/daad.1308787","DOIUrl":"https://doi.org/10.33415/daad.1308787","url":null,"abstract":"Bu araştırmamızda, dil alanında çalışma yapmış kimi fakihin dile yaklaşımlarını ele alacağız. Fakih olup, dil alanında yapmış olduğu çalışmalar ile ün yapmış âlimlerin dil kurallarının gelişmesine ya da bu kurallar ile fıkıh alanına katkı sunabilmiş mi bakacağız? Daha ötesi bu alanda çalışma yapanlar, dilin o nezih yerini değiştirip dilin ana düşünce ve kurallarından uzaklaşmış olabilirler mi? Bu soruya cevap verebilmek için örnek olarak h.711 yılında vefat eden, en-Nihâye fî şerḥi’l-Hidâye ile el-Vâfî fî şerhi Uṣûli’l-fıḳh kitaplarının müellifi Hüsâmeddin es-Siğnâki’yi inceledik. Ünlü Hanefi fakihlerinden olan es-Sığnâkî, fıkıh alanındaki uzmanlığının yanı sıra sarf ve nahiv konularını da içeren Arap dili alanında telif ettiği eserleriyle de dikkat çekmektedir. Sarf ve Nahiv ilimlerinin kolaylaştırılması faaliyetlerinde önemli bir role sahip olan Hüsâmeddin es-Siğnâki, Zemahşerî'nin el-Mufassal kitabını şerh ederek nahiv alanında el-Muvassal fi Şerhi’l-Mufassal adlı eseri, sarf ilminde de en-Necâḥu’t-Tâlî Tilve’l-Merâh kitabıyla dikkat çekmektedir. Fıkıh alanındaki yetkinliğini kullanarak dilsel konuların yorumlanması ve delillerin araştırılması yöntemleriyle kendisinden önce ve sonra gelenlere dilsel alanda ışık tuttuğu anlatımlarıyla “illet” kavramının da “illetine” varılması gerektiğini söyleyerek; Mübteda, Haber ve Fail’in ref edilmeleri konusun yanı sıra Mefullerin ve Hâl konusunun nasb edilmesi, Muzari fiilin önüne nasb yada cezm eden edatlar gelmeksizin merfu olması gibi konulara değinerek, sebebin sebebi yada illetin illeti gibi konuları ele alması dikkat çekicidir. Bu araştırmamızda es-Siğnâki’nin kısa biyografisinin yanı sıra nahiv usulleri alanındaki özet görüşleri ile nahiv ilminde yazdığı el-Muvassal fi Şerhi’l-Mufassal, sarf alanında yazmış olduğu en-Necâḥu’t-tâlî tilve’l-Merâh kitapları hakkındaki görüşleri, tutumu ve ulaştığı sonuçların değerlendirilmesini ele alacağız.","PeriodicalId":41749,"journal":{"name":"Dinbilimleri Akademik Arastirma Dergisi-Journal of Academic Research in Religious Sciences","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2023-08-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"69739508","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"استقصاء المنظومة لصدر الشريعة الأصغر في العروض","authors":"Mesut Köksoy","doi":"10.33415/daad.1290903","DOIUrl":"https://doi.org/10.33415/daad.1290903","url":null,"abstract":"Aruz, şiirde açık ve kapalı hecelerin belirli bir ölçüye göre dizilmesi anlamına gelmektedir. Arûza dair telif edilen mensur eserler yanında arûz bahirlerinin isimlerini ve usûllerini içeren manzûmeler de kaleme alınmıştır. Bu eserlerden biri de çeşitli ilim dalları yanında Arap diline dair eserler de telif etmiş olan Ṣadrüşşerîʻa el-Aṣġar (öl. 747/1346)’ın nazmettiği 5 beyitlik manzûmedir. Eser, kütüphane kayıtlarında Risâle fi’l-arûz, Risâle fî uṣûli buḥûri's-sitte aşer, Buḥûru’l-uṣûl, Ebyât fi esmâ’i’l-buḥûr ma’a şerḥiha ve Ḫamsa abyât fî al-‘arûḍ ma‘a šarḥihâ şeklinde farklı isimlerle kaydedilmiştir. Manzûmenin Türkiye’deki yazma eser kütüphanelerinde bulunan 10 nüshası yanında Bosna Hersek’te 4 nüshası bulunmaktadır. Manzûmenin bazı nüshalarında manzûmedeki arûz dâireleri ve bahirleri açıklayan müellifi meçhul kısa bir şerh yer almaktadır. Bu çalışmada manzûme ve kısa şerhinin tahkiki ile çevirisi yapıldıktan sonra manzûmedeki beyitlerin çözümlemesi yapılmıştır. Manzûme, 5 beyitte yer alan 5 arûz dâiresindeki 16 bahrin usûllerini içermektedir. Beyitlerde bahirlerin başlangıç yerlerine bahir isimlerinin kökünden türemiş kelimeler kullanılarak işaret edilmiştir. Benzer manzûmelerde her bahir bir veya iki beyitte olmak üzere toplam 16 veya 32 beyitte verilmişken Ṣadrüşşerîʻa el-Aṣġar’ın manzûmesinde 16 bahir 5 beyitte verilmiştir. Bir beytin birden çok bahrin veznini içerecek şekilde oluşturulması manzûmeyi diğer manzûmelerden ayıran en önemli husustur. Ayrıca diğer manzûmelerde sadece bahirlerin ele alındığı görülürken Ṣadrüşşerîʻa el-Aṣġar’ın manzûmesinde 5 beyitte sırasıyla 5 arûz dâiresi de ele alınmıştır. Manzûmede yer verilen bahirlerin yapısına bakıldığında tef‘îlelerin sayı bakımından tam ve sâlim olduğu görülmektedir.","PeriodicalId":41749,"journal":{"name":"Dinbilimleri Akademik Arastirma Dergisi-Journal of Academic Research in Religious Sciences","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2023-08-16","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"69738841","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"The Priority of Thought (Nazar) in Acquiring Religious-Itikādī Knowledge According to Ibn al-Malahimi.","authors":"Rıza Korkmazgöz, Faruk Sancar","doi":"10.33415/daad.1293063","DOIUrl":"https://doi.org/10.33415/daad.1293063","url":null,"abstract":"Bu makale Mu‘tezilî kelamcı İbnü’l-Melâhimî’ye göre Allah’ı bilme konusunda akıl yürütmenin önemini ve önceliğini tartışmaktadır. Marifetullahın ilk vâcip olduğu hususunda ittifak eden kelamcılar, bu bilginin nasıl elde edileceği noktasında ihtilaf etmişlerdir. Bu hususta kaynaklarda nazar, sem‘ (nakil/haber), zorunluluk, taklit, masum imam, ilham, riyazet ve müşahede gibi farklı yol ve yöntemlerden söz edilmektedir. İbnü’l-Melâhimî hakikatin aşkın karakterini reddetmez lakin insanı aşan hakikate düşünsel bir etkinlikle ulaşılabileceğine kesin olarak inanır. Bu itibarla fizik varlığın duyusal, metafizik varlığın ise akli delille bilineceğini ifade eder. Varlığın bu iki yolla ulaşılan gerçekliğinin ötesinde bilinemeyen birtakım hakikatlerinin olamayacağını, aksi takdirde zorunlu ve kazanılmış bilgilere hiçbir zaman güvenilemeyeceğini iddia eder. Bu itibarla ona göre marifetullah yolunda nazar ilk vaciptir. Diğer bilgi yolları ya geçersizdir ya da tek başına yetersizdir.","PeriodicalId":41749,"journal":{"name":"Dinbilimleri Akademik Arastirma Dergisi-Journal of Academic Research in Religious Sciences","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2023-08-16","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"69738906","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"A Study on Ramhurmuzi and al-Muhaddith al-Fasil","authors":"Recep Köklü","doi":"10.33415/daad.1213211","DOIUrl":"https://doi.org/10.33415/daad.1213211","url":null,"abstract":"Râmhürmüzî, mütekaddimûn döneminde müstakil hadis usulü eseri telif etmiş ilk hadis alimi kabul edilmektedir. el-Muhaddisü’l-fâsıl adından ve içeriğinden anlaşıldığı üzere sadece hadis ve fıkıhla ilgilenmekle yetinen kesimleri birbirlerinden istifade etmeye teşvik etmeyi amaçlayan bir eserdir. Râmhürmüzî, Ehl-i hadis ve Ehl-i re’yin usul mücadelelerinin arttığı ve Ehl-i hadis içerisinde kelam yönteminin benimsenmeye başladığı IV. asırda bu kesimleri ortayol söylemi ile uzlaştırmayı düşünmektedir. Fakat o, bu ortayolun nazar ve istidlal taraftarı Ehl-i hadis mensuplarınca temsil edildiğini düşünmektedir. Nitekim el-Muhaddisü’l-fâsıl’da Ehl-i re’y mensuplarını bu anlamda örnek göstermemektedir. Râmhürmüzî, el-Muhaddisü’l-fâsıl’da genel anlamda Hanbelî hadis taraftarı çevreleri ve Ehl-i re’y Hanefi fakihleri muhatap almakta ve eleştirmektedir.","PeriodicalId":41749,"journal":{"name":"Dinbilimleri Akademik Arastirma Dergisi-Journal of Academic Research in Religious Sciences","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2023-03-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47957803","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}