{"title":"Cumhuriyet Donanması’nın Oluşum ve Gelişim Süreci (1923-1938)","authors":"Figen ATABEY","doi":"10.21563/sutad.1378283","DOIUrl":"https://doi.org/10.21563/sutad.1378283","url":null,"abstract":"Osmanlı Devleti’nden Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne devrolunan donanmanın neredeyse tamamı arızalı ve bakımsızdı. Donanmanın yapılandırılması için büyük gayretlere ihtiyaç vardı. Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, Eylül 1924’te Hamidiye kruvazörü ile gerçekleştirdiği Karadeniz gezisinde Cumhuriyet Donanması’nın inşası için harekete geçileceğinin sinyalini verdi. Donanmayı güçlendirmeyi milli bir mesele olarak gören Atatürk’ün direktifleri doğrultusunda Bahriye Vekâleti’nin kurulması, Yavuz gemisinin onarımı, modern gemilerin donanma envanterine katılması, Gölcük’te bir deniz üssü inşası gibi atılımlar kademeli bir şekilde gerçekleştirildi. 20 Temmuz 1936’da Montreux Boğazlar Sözleşmesi’nin imzalanması ve Boğazların tekrar kayıtsız şartsız Türk hâkimiyetine girmesi Cumhuriyet Donanması’nın güçlenme sürecine büyük bir ivme kazandırdı. Cumhuriyet Donanması 1936 yılında gerçekleştirdiği Malta ve Yunanistan liman ziyaretleri ile Türkiye Cumhuriyeti’nin kısa sürede oluşturduğu deniz gücünü gururla tüm dünyaya gösterme fırsatını yakaladı. Çalışmanın amacı Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte Türk askerî deniz gücünün yoktan var edilmesine giden on beş yıllık süreci incelemektir. Çalışmada bahse konu süreç, arşiv belgelerinin yansıra konuya ilişkin başvuru kaynaklarından ve dönemin gazete haberlerinden istifade edilerek, değerlendirildi.","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135708266","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Derviş Mahmud’un Terceme-i Sevâkıb’ı ve Dil Özellikleri","authors":"Mevlüt Gülmez, Hidayet Duyar","doi":"10.21563/sutad.1285221","DOIUrl":"https://doi.org/10.21563/sutad.1285221","url":null,"abstract":"Mevlâna Celâleddin-i Rûmî’nin biyografisi ve Mevlevîliğin kuruluş ve yayılışı ile ilgili yazılmış birçok kaynak eser vardır. Bu eserlerin en önemlilerinden biri Mecdüddîn Ferîdûn b. Ahmed’in Risâle-i Sipehsâlâr’ı, diğeri ise Ahmed Eflâkî’nin Menâkıbü’l-ʻÂrifîn adlı eseridir. Bunların dışında Mevlâna ve etrafındakilerin anlatıldığı Terceme-i Sevâkıb da Türkçeye tercüme edilmesi yönüyle özel bir yere sahiptir. Derviş Mahmud, Abdülvehhab Hemedânî’nin Menâkıbü’l-Ârifîn adlı eserden hareketle yine Farsça olarak kaleme aldığı Sevâkıb-ı Menâkıb-ı Evliyâullah’ı H 998 (1590) yılında Terceme-i Sevâkıb adıyla Türkçeye tercüme etmiştir. Farsçadan Türkçeye tercüme edilen bu eser, Klasik Osmanlı Türkçesi döneminin birçok özelliğini göstermekle birlikte Eski Anadolu Türkçesi unsurlarını da içermektedir. Metinde Arapça ve Farsça kelimeler her ne kadar yoğun olsa da bugün için standart Türkçede kullanılmayan birçok Türkçe kelimenin yer alması sebebiyle eser, Türkçenin sözvarlığı açısından büyük önem arz etmekte olup imla özellikleri, hâl eki nöbetleşmeleri, döneme göre farklı kullanımlar, deyimler, kelime ve eklerin yazımında görülen ikilikler gibi birçok özelliği de barındırmaktadır. Bu araştırmada Terceme-i Sevâkıb kısaca tanıtıldıktan sonra eserin mütercimi, nüshaları, sözvarlığı, dili ve üslubu üzerinde durulacaktır. Terceme-i Sevâkıb’ın dil özellikleri (imla, ses, şekil özellikleri) maddeler hâlinde incelenecektir.","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68225320","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Gazneli Mahmûd'un Halife El-Kâdir Billâh'a Mektubuna Göre Horasan’ın Gazneliler Tarafından Fethi","authors":"Emre Ömür","doi":"10.21563/sutad.1285092","DOIUrl":"https://doi.org/10.21563/sutad.1285092","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, Sebük Tegin'in ölümünden sonra Gazne tahtına çıkan Sultan Mahmûd'un Halife el-Kâdir Billâh'a gönderdiği mektup ışığında, Horasan'ın Sâmânîlerden alınması hususu incelenmektedir. Mektup, içerik açısından dört bölüme ayrılabilir; birinci bölümde yaratıcıya övgü, ikinci bölümde Horasan seferinin nedeni, üçüncü bölümde savaşın detayları ve dördüncü bölümde zaferin sonuçları aktarılmaktadır. Makalede, mektubun tüm bölümlerinden örnekler pasajlar şeklinde beyan edilmektedir. İfade edilen pasajlar dönemin diğer kaynakları ile karşılaştırılmış ve bu şekilde kaynaklar arasındaki farklılıklar ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Diplomatik içerikli bu kaydı inceleyerek, Gazneliler ile Sâmânîler arasında Horasan üzerindeki hâkimiyet mücadelesini daha iyi anlamak mümkündür. Ayrıca aktarılan pasajlar vâsıtasıyla Sultan Mahmûd'un dinî, tarihî ve siyasî yönlerine ilişkin bazı örnekler de verilmektedir.","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68225348","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"A Sample for the Continuation of Disagreement in Turkish-English Relationship After the Treaty of Lausanne: The Issue of Destruction of the Haydarpaşa British Cemetery","authors":"Feyza KURNAZ ŞAHİN","doi":"10.21563/sutad.1285142","DOIUrl":"https://doi.org/10.21563/sutad.1285142","url":null,"abstract":"Çalışmanın amacı Lozan Antlaşmasının imzalanmasının ardından İstanbul’un 2 Ekim 1923’te İtilaf kuvvetleri tarafından boşaltılması sonrasında Türkiye ve İngiltere arasında diplomatik krize sebep olan Haydarpaşa İngiliz Mezarlığının tahribi meselesini irdelemek olarak tanımlanır. Haydarpaşa İngiliz Mezarlığı, 1853-1856 Kırım Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin müttefiki olan İngiltere’nin, savaş sırasında yaşamını yitiren askerleri için oluşturuldu. Anılan mezarlıktaki bazı mezarlar, Türk birliklerinin İstanbul’a girişi nedeniyle Kadıköy’de yapılan kutlamalar esnasında 5-6 Ekim 1923’te kısmen tahribe uğradı. Kadıköy’de bulunan bohça hamallarının kutlamalarda kullanılmak üzere defne dalı koparmak maksadıyla mezarlığa girmeleri sonucunda on yedi mezarda oluşan tahribat, diplomatik bir krize dönüştü. Krizin yaşandığı dönemde İngiltere’nin Türkiye’ye karşı tutumu bunun karşılığında Türk hükümetinin İngiliz yönetimine karşı duruşu Haydarpaşa İngiliz Mezarlığı krizine olan ilgiyi artırmaktadır. Bu olay sadece Türk-İngiliz diplomatik çatışması ile sınırlı değildi. Bununla birlikte krizin kendisi Türk-İngiliz ilişkilerinin Lozan Antlaşması sonrasında da karmaşık ve kırılgan bir yapıya sahip olduğunu göstermekteydi. Araştırmada, Haydarpaşa İngiliz Mezarlığında bulunan bir kısım mezarın tahrip edilmesinin nedenleri, İngiltere’nin olay karşısındaki yaklaşımı ve Türk tarafının mezarlıkların tahribine ilişkin tutumu ve ürettiği çözümler değerlendirildi. Ayrıca meselede iki ülke arasında diplomatik krizin çözümüne yönelik Hariciye Vekaleti İstanbul Murahhaslığının çabası üzerinde duruldu. Makalede temel olarak Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi belgelerinden yararlanıldı","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68225442","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Contributions to the Derleme Sözlüğü from the Dialect of Antalya (Kumluca)","authors":"Emine Atmaca, Özlem Güzel","doi":"10.21563/sutad.1285182","DOIUrl":"https://doi.org/10.21563/sutad.1285182","url":null,"abstract":"Anadolu coğrafyası çok uzun yıllar boyunca çeşitli kavimlere ev sahipliği yaparak bünyesinde birçok kadim medeniyetleri barındırmıştır. XI. yüzyılın ilk yarısından itibaren Anadolu, Oğuz boylarının yeni yurdu olmuştur. Bu boylar, Türkistan’dan gelirken konargöçer hayat tarzlarını ve kültürel değerlerini bu topraklara taşımıştır. Bu bağlamda dilin kültür taşıyıcılığı noktasındaki rolü bütün bilim otoritelerince kabul edilmiş bir olgudur. Halkın zihninde yer alan sosyal ve kültürel yaşamla ilgili pek çok bilgi dille birlikte yaşar ve gelecek nesillere aktarılır. Türkiye Türkçesi ağızları da çeşitli dilsel verileri bünyesinde barındıran çok zengin bir söz varlığına sahiptir. Fakat teknolojinin gelişmesi, kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması, okuma yazma oranının hızla yükselmesi ve maddi sebepler dolayısıyla köyden kente göçün artmasıyla birlikte bu zengin söz varlığı gün geçtikçe yok olmaktadır. Türkiye Türkçesinin ağız sözlüğü olan Derleme Sözlüğü, 1930 ve 1950’lerde yapılan iki büyük çalışmanın sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Fakat bu sözlük oluşturulurken derlenmeyen bazı bölgelerin varlığı söz konusudur. Bu noktada halk ağızlarında kullanılan ancak bu sözlükte kayıt altına alınmamış birçok kelime ve kalıp ifade vardır. Bu bağlamda Derleme Sözlüğü’ne katkı sağlaması amacıyla Kumluca İlçesi ve yöresi ağızlarında kullanılan fakat bu sözlükte bulunmayan ya da farklı anlamlarda kullanılan kelime ve kalıp ifadeler tespit edilmiş ve kayıt altına alınmıştır. Çalışmada, bu söz varlıklarının fonetik özelliklerini yansıtmak amacıyla transkript işaretlerine de yer verilmiştir.","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47514474","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Osmanlı-Safevi Savaşlarında Kırım Tatarlarının Rolü","authors":"H. Eravci","doi":"10.21563/sutad.1285102","DOIUrl":"https://doi.org/10.21563/sutad.1285102","url":null,"abstract":"From the beginning of the XVI century until the beginning of the XVIII century, The Ottoman-Safavid struggle, which continued for about two centuries, took place in this buffer geography along the North-South directional Caucasus-Iraq-Arab line, which is the natural borders of both powers. These conflicts, which took place in the Southern Caucasus, Tabriz-centered Southern Azerbaijan, and the Iraqi-Arab geography, were largely carried out by the coalition elements of both states. In this context, the Crimean Tatars stand out as the most important coalition element in the Eastern Campaigns of the Ottomans. In this study, the role of the Crimean Tatars, who had an autonomous status in the Ottoman political and administrative system, and the military elements acting with them, in the Ottoman expeditions to the East will be clarified.","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47193778","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Dârülelhan Compilations and An Analysis of the Collection of Anatolian Folk Songs Corpus in Terms of Melody, Rhythm and Lyrics","authors":"Ahmet Feyzi̇, H. T. Sümbüllü, Salih Turhan","doi":"10.21563/sutad.1285251","DOIUrl":"https://doi.org/10.21563/sutad.1285251","url":null,"abstract":"Türk müzik kültüründe sahada yapılan derleme çalışmalarının kurumsal ilk örneği Dârülelhân derlemeleridir. Bu saha çalışmalarına döneminin önemli müzik şahsiyetleri katılmış ve yaklaşık 1000 halk türküsü, oyun havası derlenmiştir. Derlenen eserler 15 defterlik bir külliyat halinde yayımlanmıştır. Dönemin müzik gelişmeleri ve derlemeler esnasında benimsenen notasyon yaklaşımı nedeni ile eserlerin kayıt altına alınmasında günümüz bakış açısıyla bazı sorunların oluştuğundan bahsedilebilir. Bahsi geçen nedenlerden dolayı derlenen eserlerin önemli bir kısmı yaygınlaşmamış ve külliyat içerisinde saklı kalmıştır. Araştırmada; doküman analizi yöntemi ile veriler elde edilmiştir. 15 defter halinde yayımlanan 677 halk türküsü ve oyun havası incelenmiştir. Eserlerde göze çarpan notasyon sorunlarının neler olduğu melodi, ritim ve güfte yapısı açısından belirlenmeye çalışılmıştır. Yapılan inceleme sonucu külliyatta bulunan eserlerde günümüz notasyon anlayışına göre farklı bir notalama yaklaşımının kullanıldığı anlaşılmıştır. Ayrıca külliyatta bulunan notasyonların, Batı müziği nota yazım tekniklerinin geleneksel müziklerde kullanımının anlaşılması adına önem arz ettiği görülmüştür. Bu notasyonların dönemin müzik politikasını, anlayışını ve müzikal bakış açısını anlamakta büyük ölçüde önemli olduğu anlaşılmıştır. Araştırmadan elde edilen veriler ışığında, derlemecilerin dönemsel müzikal düşünce tarzları ve tutumları da ortaya konmaya çalışılmıştır. Bu düşünce tarzı ve tutumların genellikle notalama yaklaşımında ortaya çıktığı, sergiledikleri bu yaklaşımın ise kimi zaman ilgili müzik eserinde yapısal farklılaşmalara neden olduğu anlaşılmıştır.","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68225644","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Tarihte Nusayrîler Uğuz, Sacit (2019). Tarihte Nusayrîler. İstanbul: İdeal Kültür Yayıncılık, 1. Baskı. ISBN: 978-605-2101-55-1, 406 s.","authors":"Ahmet Çaparlar","doi":"10.21563/sutad.1285293","DOIUrl":"https://doi.org/10.21563/sutad.1285293","url":null,"abstract":"IX. asırda Muhammed b. Nusayr öncülüğünde Irak merkezli ortaya çıkan ve günümüze kadar varlığını sürdüren Nusayrîlik, bünyesinde farklı fraksiyonları içeren, dinî ve kültürel ritüellere dayan bir inanç biçimi olarak değerlendirilmektedir. Irak’ta menşeli Nusayrîlik, zaman içinde önce Halep’e ve ardından Suriye’nin özellikle de Doğu Akdeniz’e kıyısı olan dağlık yerleşim alanlarına yayılması, bu bölgenin Cebel-i Nusayriye olarak adlandırılmasında etkili olmuştur.","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"49229734","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Nasreddin Hodja Jokes in Late Chagatai Turkish","authors":"Oğuzhan Karaburgu, Fatih Erbay","doi":"10.21563/sutad.1285231","DOIUrl":"https://doi.org/10.21563/sutad.1285231","url":null,"abstract":"A great number of works have been created as instances of the joke/quip genre of oral tradition in almost all Turkish dialects with the character of Nasreddin Hodja, who is known not only in Western and Eastern Turkic languages but also all over the world. This study evaluates jokes included in the manuscript registered under No. 007 in the manuscript collection of the Chinghiz Aitmatov Institute of Language and Literature of the National Academy of Science of the Kyrgyz Republic, which is missing pages from the beginning and the end. Due to those missing pages, we do not know the date of publication. However, the language of the jokes belongs to Late Chagatai Turkish. In this study, we address the linguistic features of the Nasreddin Hodja jokes in the manuscript. The jokes contain certain sound changes because the language they were written in was experiencing a transition period. It can be said that the text was written during the transition period from Chagatai Turkish to Uzbek Turkish. An example from Uzbek Turkish has also been identified in relation to this situation (plurality 1st person imperative suffix -eylük/ -ylük). In addition, the affix +nI, which we encounter in recent Chagatai Turkish texts, is also found in the text. The conclusion of this work scrutinizes the linguistic material at hand.","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68225399","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Change of Economy and Emission Policies in Turkey (1930-1950): A Historical Overview","authors":"Hasan Yapici","doi":"10.21563/sutad.1285146","DOIUrl":"https://doi.org/10.21563/sutad.1285146","url":null,"abstract":"Merkez Bankaları, gelişmiş ekonomilerde para politikalarının belirlenmesi ve uygulanması açısından büyük önem arz etmektedir. Dünya ekonomi tarihinde Merkez Bankası şeklindeki veya en azından bu yapıdaki örgütlenmeye en erken 17. yüzyılda İngiltere’de rastlanmaktadır. 19. yüzyıl ile birlikte ise bu tarz bankaların sayısı artmış ve nihayetinde başlangıçta özel sermaye eli ile kurulmuş olan bankalar devletleştirilmiştir. Devletler böylelikle para ve kredi sistemlerinin kontrol mekanizmalarını oluşturabilmişlerdir. Türkiye Cumhuriyeti’nde Merkez Bankası’nın kuruluşu 1930 yılında gerçekleşmiştir. Bu tarihten önce Merkez Bankası’nın kurulması için büyük çaba sarf edilmişse de şartların el vermemesi nedeniyle bankanın kuruluşu gecikmiştir. Takvimler 1929 yılını işaret ettiğinde, kapitalist sahada çıkan büyük buhran diğer devletlerin olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik yapısını da alt üst etmiştir. Krizin ilk etkileri Türk Lirasının değerinde hissedildiği için Merkez Bankası’nın kuruluşu hızlandırılmıştır. Nitekim bankanın kuruluşunun akabinde para konusunda kontrol mekanizması tamamıyla devletin eline geçmiştir. Bununla birlikte ekonomik yapının refah seviyesini arttırabilmek için Cumhuriyet Halk Fırkasının 3. kurultayında devletçilik/devlet kapitalizmi 6 oktan biri haline dönüşmüştür. Dolayısıyla bir yandan para politikaları Merkez Bankası eli ile denetim altına alınırken, bir yandan da devlet kapitalizmi ile ekonomik yapılanma tamamıyla dönüşüme uğramıştır. Fakat II. Dünya Savaşı’nın ardından şartların zorlamasıyla bu politikalar iktidar tarafından tam aksi yönde tekrardan dönüştürülmüştür.","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68225480","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}