{"title":"GENERAL NİKOLAY NİKOLAYEVİÇ YUDENİÇ HAKKINDA BİYOGRAFİK BİR DEĞERLENDİRME","authors":"Ahmet Köksal, Atilla Ekrem Yavuz","doi":"10.21563/sutad.1222225","DOIUrl":"https://doi.org/10.21563/sutad.1222225","url":null,"abstract":"Nikolay Nikolayeviç Yudeniç 1862 yılında dünyaya geldi. Askerî eğitiminin ardından çeşitli kurmay ve cephe görevlerinde bulundu. Onu kariyerinde ön plana çıkaran görevlerden biri Rus-Japon Savaşı oldu. I. Dünya Savaşı'nın patlak vermesinden kısa bir süre önce Kafkasya Askerî Bölgesi Genelkurmay Başkanlığı'na atandı. Aralık 1914’te Türk III. Ordunun mağlubiyeti ile sonuçlanan Sarıkamış Harekâtı'nda önemli etkisi oldu. 1916 yılı sonundan Şubat 1917’ye dek süren Erzurum Harekâtı’nda taarruz planını hazırladı. Önce Erzurum’un Ruslar tarafından alınmasında, daha sonra da Trabzon Harekâtı’nda askerî yeteneklerini sergiledi. Bu tarihler itibariyle Çarlık Rusya’sında kahraman bir asker olarak ünü ve saygınlığı arttı. Yudeniç açısından hayatında yeni bir devreyi başlatan hadise Şubat Devrimi oldu. Bu süreçte Kafkas Cephesi Komutanlığına atanan Yudeniç orduyu Türklere karşı taarruzlara devam ettirdi. Ancak devrimin getirdiği atmosfer içerisinde ordudaki problemler birliklerin durdurulması ve geri çekilmesini doğurdu. Çok geçmeden Geçici Hükûmetin taarruzu sürdürme emrini yerine getirmeyi kabul etmediği için cephe komutanlığından alındı. Yudeniç 1918 yılının Kasım ayında Finlandiya'ya geçerek burada Bolşeviklere karşı mücadeleye katıldı. Yudeniç'e Rusya'nın kuzey batısındaki Bolşevik karşıtı harekete liderlik etme görevi verildi. Liderliğindeki askerî birlikler 1919 yılının Mayıs-Haziran ve Eylül-Ekim aylarında iki defa Petrograd'a ilerledi. Ancak Bolşeviklerin sıkı direnişi ve ardından karşı taarruzu Yudeniç ordularının yenilgisiyle sonuçlandı. Ocak 1920’ye gelindiğinde Yudeniç, Kuzey-Batı Ordusunun dağıldığını duyurdu. Fransa'da Nice şehrine yerleşen Yudeniç, 5 Ekim 1933'te Cannes'da öldü.","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68225207","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"FİNANS VE EMPERYALİZM: OSMANLI COĞRAFYASINDA ALMAN BANKALARI (1897-1914)","authors":"Burak Çitir","doi":"10.21563/sutad.1222246","DOIUrl":"https://doi.org/10.21563/sutad.1222246","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, Birinci Dünya Savaşı öncesi dönemin modern finans kurumlarından Alman bankalarının Osmanlı İmparatorluğu’ndaki varlıkları incelenmiştir. Bu kapsamda ilk olarak, Osmanlı-Alman tarihsel ilişkilerine ve bu ilişkiler içerisindeki iktisadi yakınlaşmaya bakıldıktan sonra Alman bankalarının Osmanlı’da kuruluş süreçleri kronolojik olarak ortaya konulmuştur. Daha sonra da Almanların Drang nach Osten politikaları uyarınca bankaların nerede, ne zaman ve ne amaçla kuruldukları ve bu bankaların hangi süreçlerden geçerek Osmanlı’daki faaliyetlerine son verdikleri araştırılmıştır. Araştırma arşiv belgeleri, bankalara ait yıllıklar ve basın malzemesine dayanılarak hazırlanmıştır. Çalışma boyunca uygulanan yöntem, kullanılan kaynaklar ve elde edilen tarihsel veriler sayesinde Alman bankalarına ilişkin literatürde dağınık halde bulunan ve bütünsellikten uzak duran bilgiler düzenli hale getirilirken, Alman finans sektörünün varlığının bugüne kadar üzerinde durulmayan bir konusu açıklanmaya çalışılmıştır.","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68225590","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"AHMET BAYTURSINULI’NIN TİL QURAL İSİMLİ GRAMERİNDEKİ ÇATI KONUSUNUN ÇAĞDAŞ KAZAK GRAMERLERİ İLE KARŞILAŞTIRILMASI","authors":"Onur Balci̇","doi":"10.21563/sutad.1222269","DOIUrl":"https://doi.org/10.21563/sutad.1222269","url":null,"abstract":"Kazak edebiyatının en önemli simalarından biri olan Ahmet Baytursınulı edebiyatçı kimliğinden ziyade âlim kimliğiyle tanınan bir şahsiyettir. Kazak edebiyatını tanıtan ilk eseri yazmış, Arap alfabesini Kazak Türkçesi fonetiğine uydurmuş, okullar için kitaplar yazmış ve Kazakçanın ilk grameri olan Til Qural’ı kaleme almıştır. Baytursınulı’nın yazdığı Til Qural Kazak Türkçesi dil bilgisi sahası için bir ilktir. O zamana kadar Nogay ve Rus gramer kaidelerine göre yetişen Kazak gençlerinin, Kazakçanın kurallarını bilmesi gerektiğini düşünen Baytursınulı bu eseri yazmıştır. Üç cilt olarak çıkan eser bugüne kadar defalarca basılmış, çağdaş Kazak gramerlerine kaynaklık etmiştir. Bugün çağdaş Kazak Türkçesi gramerlerinde Baytursınulı’nın bu eserinde ürettiği terimler kullanılmaktadır. Baytursınulı, Til Qural’da neredeyse bütün gramer konularına değinmiştir. Bu konulardan biri de çatı meselesidir. Baytursınulı çatı terimini etis kelimesi karşılar ve geçişli, geçişsiz, işteş, dönüşlü, oldurgan, ettirgen, edilgen, işteş-oldurgan, tekrarlanma ve şiddetlenme olmak üzere toplam on çatıdan bahseder. Bu çatıları tanımlar ve bu çatılara dair örnekler verir. Çağdaş Kazak Türkçesi gramerlerinde de çatı meselesi ayrıntılı olarak işlenmiştir. Bu mesele işlenirken Til Qural’daki bazı çatılar bu kategoriye dâhil edilmemiştir. Ancak Til Qural’da olmayan bazı yeni terimler üzerinde durulmuş, konu daha ayrıntılı şekilde incelenmiştir. Bu çalışmada Baytursınulı’nın Til Qural isimli gramerindeki çatı bahsi çağdaş Kazak Türkçesi gramerleri ile karşılaştırılacak, benzer ve farklı yönler gösterilmeye çalışılacaktır.","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68225249","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"KLASİK TÜRK EDEBİYATINDA MİZAHÎ BİR ZAAF: ZEN-PÂRELİK","authors":"G. A. Yilmaz","doi":"10.21563/sutad.1222409","DOIUrl":"https://doi.org/10.21563/sutad.1222409","url":null,"abstract":"Erkeklerin kadınlara duyduğu cinsel düşkünlüğü tanımlayan zen-pârelik, klasik Türk edebiyatında hoş karşılanmayan bir zaaftır. Nev’î-zâde Atâyî’nin Nefhatü’l-ezhâr’ında ve Sohbetü’l-ebkâr’ında, Sâbit’in Dere-nâme’sinde, Subhi-zâde Feyzî’nin Heft Seyyâre’sinde, Sünbül-zâde Vehbî’nin Şevk-engîz’inde, Hikâye-i Zen Dost ya da Hikâye-i Mekr-i Zenân-ı ‘Acûz’da, Fennî’nin Sevâhil-nâme’sinde, Tırsî’nin Dîvân’ında, Râmiz Mehmed Efendi’nin Zen-Dost’unda ve Bayburtlu Zihnî’nin Sergüzeşt-nâme-i Zihnî’sinde zen-pâreler, mizahî beyitlerle eleştirel bir üslup içerisinde anlatılmakta; hatta hicvedilmektedir. Çalışmada, bahsi geçen eserlerden hareketle zen-pâre erkeklerin lakapları, yaşadıkları yerler, meslekleri, kadınlarla bir arada oldukları/ buluştukları mekânlar, kadınlara olan zaafları yüzünden yaşadıkları durumlar/ olaylar incelenmekte; böylelikle klasik Türk edebiyatında zen-pâreliğin portresine ulaşmak ve şairlerin kadın-erkek ilişkilerinin şehevî yönüne bakış açısını öğrenmek amaçlanmaktadır.","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"49581763","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"AFGANİSTAN ÖZBEK EDEBİYATINDA ÖNEMLİ BİR ŞAİR: M. ÂLİM KÛHKEN","authors":"Oktay Nar, Noorullah Saifi","doi":"10.21563/sutad.1222423","DOIUrl":"https://doi.org/10.21563/sutad.1222423","url":null,"abstract":"Afganistan çeşitli Türk boylarını bünyesinde barındıran bir coğrafyadır. Bu coğrafyada yaşayan halklar arasında Türkmen, Özbek, Kırgız, Kazak gibi Türk boyları bulunmaktadır ve bölgede yaşayan insanlar dil, kültür, edebiyat açısından önemli edebî eserler vermektedir. Afganistan Özbek edebiyatında aruz vezniyle şiir yazmakta olan şairlerimizden biri Muhammed Âlim Kûhken’dir. M. Âlim Kûhken diğer muasır Özbek şairleri gibi Özbek ve Fars dilinde şiir yazan Kuzey Afganistan, diğer bir tabirle, Güney Türkistan‘da yaşayan Özbek halkının tanınmış usta şairlerden biridir. Yıllarca gazetecilikle uğraşan M. Âlim Kûhken’in birkaç eseri ülkenin farklı yayınevlerinde basılmıştır. Çalışmamızda Türkiye’de pek bilinmeyen Kûhken’in hayatını ve eserlerini tanıtmaya, şiirlerinden örnekler vermeye çalışılmıştır.","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"48431362","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"EN-NÂSIR MUHAMMED DEVRİ MEMLÛK TÜRK DEVLETİ SAĞLAM, Ahmet, (2021), En-Nâsır Muhammed Devri Memlûk Türk Devleti, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara. ISBN: 978-975-17-4937-6, 1. Baskı, 439 s.","authors":"Ömer Subaşı","doi":"10.21563/sutad.1222435","DOIUrl":"https://doi.org/10.21563/sutad.1222435","url":null,"abstract":"Manisa-Celal Bayar Üniversitesi Tarih Bölümü’nden 2008 yılında mezun olan Ahmet Sağlam, aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü Ortaçağ Tarihi Anabilim Dalı’ndan Tolunoğullarının Kuruluşundan İhşidilerin Yıkılışına Kadar Mısır’da Gayri Müslimler adlı teziyle 2011 yılında yüksek lisans, yine aynı enstitünün Tarih Anabilim Dalı’nda Memlûk Sultanı Nâsır Muhammed b. Kalavun’un Siyasi Faaliyetleri (684-741/1285-1341) adlı tezi ile 2015 yılında doktor unvanını almıştır. Yazarımız hazırlamış olduğu bu çalışmasını 2021 yılında En-Nâsır Muhammed Devri Memlûk Türk Devleti ismiyle kitap hâline getirerek okurların beğenisine sunmuştur. \u0000Türk-İslâm coğrafyası önce Haçlıların işgaline, daha sonra Moğolların istilâsına maruz kaldı. Yaşanan siyasi ve askeri gelişmeler sonucu 13. yüzyılın ortalarında çoğunluğunu Kıpçak Türklerinin oluşturduğu üst düzey emîrler Mısır’da Memlûk Türk Devleti’ni kurdular. Memlûk askeri sınıfının irade ve idaresinde şekillenen devlette, Sultan Baybars devri (1260-1277) kuruluş, Sultan Kalavûn devri (1279-1290) yükseliş dönemi olmuştur. Sultan Nâsır Muhammed’in üçüncü saltanat devri (1310-1341) ise devletin zirve dönemi olarak tarihteki yerini almıştır.","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47749902","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"BİLİNMEYEN BİR TEŞEBBÜS: OSMANLI İMPARATORLUĞU’NUN SON DÖNEMİNDE HALK AĞZINDAN TÜRKÇE SÖZ DERLEME ÇALIŞMALARI","authors":"Ebubekir Kekli̇k","doi":"10.21563/sutad.1222343","DOIUrl":"https://doi.org/10.21563/sutad.1222343","url":null,"abstract":"Osmanlı İmparatorluğu’nda, halk arasında kullanılan Türkçe kelimelerin derlenmesiyle ilgili hiçbir resmi girişimde bulunulmadığı sanılır. Ancak arşiv belgelerinden, biri II. Abdülhamid biri İkinci Meşrutiyet dönemlerinde olmak üzere “bilinmeyen iki teşebbüsün” bulunduğu anlaşılmaktadır. Halk arasında kullanılan Türkçe kelimelerin tespit ve derlenmesi konusu ilk olarak 1894’te, kendini Bosnalı bir muhacir olarak tanıtan Ethem isimli meçhul birinin teklifiyle başlar. Sadrazam Cevad Paşa’nın şahsi girişimi sonucu bu tarihte, vilayet maarif idarelerine halk arasında kullanılan Türkçe kelimelerin derlenerek cetvellere kaydedilmek suretiyle merkeze gönderilmesi yönünde bir genelge gönderilir. Ancak bu ilk teşebbüs Sultan II. Abdülhamid’in konuya şüpheyle yaklaşması ve Maarif Nezaretinin ilgisizliği sebebiyle sonuçsuz kalır. Halk dilinde yaşayan fakat sözlüklere girmemiş kelimelerin derlenmesi düşüncesi İkinci Meşrutiyet döneminde Bilgi Mecmuası müdürü Celal Sahir’in girişimleri sonucu yeniden gündeme getirilir. 1914’te vilayetlere, Türkçe kelimelerin derlenmesiyle ilgili, hemen hemen 1894’teki genelgenin aynısı olan yeni bir genelge gönderilir. Maarif Nezaretine vilayetlerden derleme cetvelleri gelmeye başlar. Ancak vilayetlerden derleme cetvellerinin geldiğine dair üst yazılar Maarif Nezaretinde kalırken cetveller Celal Sahir’e gönderilir. Derleme cetvelleri daha sonraki tarihlerde Maarif Nezareti tarafından Celal Sahir’den talep edilir fakat Celal Sahir’in ne cevap verdiğine veya cevap verip vermediğine dair dosyada kayıt yoktur. Celal Sahir sonraki dönemde de bu konuda hiçbir açıklama yapmaz.","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68225281","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"EMRE KÖYÜ CARULLAH BİN SÜLEYMAN CAMİİ KALEMİŞLERİ","authors":"Arkın Ongan, Ayşe Sayin, A. Baysal","doi":"10.21563/sutad.1222431","DOIUrl":"https://doi.org/10.21563/sutad.1222431","url":null,"abstract":"Manisa’nın Kula ilçesine bağlı Emre köyünde bulunan Cârullah bin Süleyman Cami, mimari özelliklerinin yanı sıra tezyinatı itibarıyla da başlı başına ayrı bir değere sahiptir. Anadolu’da benzer örnekleri bulunan duvar resimleri ile donatılmış olan cami, XIX. yüzyılın başlarında Şeyhzâde Abdurrahman Efendi tarafından tezyîn edilmiştir. Yanında bulunan hamam kalıntıları ve çeşmesiyle birlikte bir külliyenin parçası olan cami, süslemelerinin sıra dışı olması itibariyle ilgi odağıdır. Süsleme kitabesinde ismi zikredilen Şeyhzâde Abdurrahman Efendi tarafından cami yoğun şekilde tezyîn edilmesi yapının nadir örnekler arasında olmasını sağlar. Bu çalışma ile halk arasında “resimli cami” olarak da anılan Cârullah Bin Süleyman Camii’nin, süslemeleri analiz edilmiş, resim ile dinî mimarinin birbiri ile çelişmeden bir araya getirildiği incelemiştir. Ayrıca duvar resimlerinin sembolik ifadeler taşıma ihtimali göz önüne alınarak, betimlenen öğeler sembolizm açısından değerlendirilmiştir. Çalışmamızın birinci kısmında Cârullah Bin Süleyman Cami, bânîsi ve kalemkârı hakkında kısaca bilgi verilmekte, ikinci kısmında caminin tezyinatı incelenmekte, üçüncü kısımda ise tezyinatın sembolik ifadeleri üzerinde durulmaktadır. Son kısmında ise caminin tezyinatı hakkında değerlendirmeler yer almaktadır.","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68225330","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"EMÎR TİMUR KÜREGEN’İN TORUNU EBU’L-KÂSIM BÂBÜR KALENDER MÎRZÂ’NIN ŞİİRLERİNDE TASAVVUFÎ SÖYLEM","authors":"Sonay Ünal","doi":"10.21563/sutad.1222238","DOIUrl":"https://doi.org/10.21563/sutad.1222238","url":null,"abstract":"Moğol İmparatorluğu’nun siyasî teşekkülünün ardıllarından Çağatay Hanlığı’nın nüfuzunu kaybettiği bir zamanda Emîr Timur Küregen b. Emîr Tarâgây tarafından kurulan ve onun ahfadı tarafından yönetilen Timurlular, Mâverâünnehr ve Horasan merkez olmak üzere geniş bir alanda hüküm sürmüşlerdir. Adını kurucusu Timur’dan alan bu devletin hükümdarları ve yöneticileri tarıma, ticarete, ilime, bilime, sanata, âlimlere, sanat ehline, mimarî çevre ve imar faaliyetlerine, İslâm dini ve din adamlarına, manevî bir hayat olan tasavvufa ilgi ve alaka göstermişlerdir. Türkler, Türkleşip Müslüman olmuş Moğollar, İranlılar, Araplar, Ermeniler gibi milletlerin dâhil olmasıyla meydana gelen Timurluların himayesinde bilim, kültür, sanat, fikir hayatının muhteşem bir inkişafı söz konusudur. Takribî yüz elli yıl kadar hâkimiyetini çok geniş bir alana ulaştıran Timur başta olmak üzere onun takipçileri Timurîler devrinde birçok hükümran devlet işlerinin yanı sıra bilimsel, sanatsal ve kültürel faaliyetleri destekleyip kalem ehli ile yakından alakadar olmuşlardır. Birçok kalem ehline hamilik yapmış Timur’un torunu, Gıyâseddîn Mîrzâ Bâysungur’un oğlu Ebu’l-Kâsım Bâbür Kalender Mîrzâ da her türlü sanatla uğraşan ilim sahibi insanları himaye etmiş ve meclisinde bulundurmuştur. İlmî ve edebî yönü oldukça yüksek bir devlet adamıdır. Tasavvuf içerikli Farsça şiirleri de vardır. Sanatsal ve kültürel faaliyetleri ile adından söz ettiren babası Mîrzâ Bâysungur döneminde doruğa ulaşan tasavvufî düşüncenin tesirinde kaldığı kaleme aldığı şiirlerinden anlaşılmaktadır. Bu çalışmada tasavvufun gelişim sürecine yer verilerek Timur soyundan olan Ebu’l-Kâsım Bâbür Kalender Mîrzâ’nın şiirleri aracılığıyla tasavvufa ilgisi ve şiirlerinde tasavvufî söylem hususu araştırmacıların dikkatine sunulacaktır","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68225539","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"KADI BURHANEDDİN’İ ANLAMAK: DİVANINDAKİ BAZI TABİRLERİN ÇÖZÜMLENMESİ","authors":"Ahmet Kavaklıyazı","doi":"10.21563/sutad.1222351","DOIUrl":"https://doi.org/10.21563/sutad.1222351","url":null,"abstract":"Kadı Burhaneddin (1345-1398), XIV. yüzyıl Türk edebiyatının Anadolu sahasındaki önemli temsilcilerinden biridir. Küçük yaştan itibaren iyi bir eğitim almış, kadılık ve vezirlik gibi önemli devlet görevlerinde bulunmuş ve nihayetinde kendi hükümdarlığını ilan etmiştir. Mücadeleler içerisinde bir ömür geçiren Kadı Burhaneddin’in Türk dili ve edebiyatı için asıl önemi ise gazel, rubai ve tuyuğlardan oluşan Dîvân’ından ileri gelmektedir. Şairin âşıkâne bir tarzda yazılmış olan şiirleri, XIV. yüzyılda henüz kuruluş aşamasında bulunan Divan şiiri için önem arz etmektedir. Çünkü bu şiirlerde çok belirgin bir şekilde kendini gösteren lirizm, Kadı Burhaneddin’in Divan şiirinin önde gelen isimleri arasında anılmasına; hatta bu şiirin kurucularından sayılmasına vesile olmuştur. Bununla birlikte onun şiirleri; dili, tek nüsha olan Dîvân’ının imlası, barındırdığı ince hayaller ve maddi kültür ögeleri gibi birtakım etkenler dolayısıyla ilk bakışta kolayca anlaşılamazmış gibi görünür. Bunda onun âlim kişiliğinin etkili olduğu da söylenilebilir. Bu çalışmada ilk önce, şairin Dîvân’ında geçen tabirleri konu edinen çalışmalardan kısaca bahsedilmiş; sonra tespit edilen otuz yedi tabirden on dokuzunun manası çeşitli kaynaklardan yararlanılarak verilmiştir. Geriye kalan ve çalışmanın esasını oluşturan on sekiz tabir ise anlamca daha geniş biçimde çözümlenmeye çalışılmıştır. Bu çalışmayla, tabirlerin çözümlenmesinin bir divanın anlaşılmasındaki rolüne dikkat çekmek amaçlanmıştır.","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68225296","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}