{"title":"Ebelik Bölümü Öğrencilerinin Zorunlu Göçle Gelen Bireylere Yönelik Eleştirel Düşünme Eğilimlerinin İncelenmesi","authors":"Sümeyye Bal, E.Seda Koç","doi":"10.47115/jshs.1180387","DOIUrl":"https://doi.org/10.47115/jshs.1180387","url":null,"abstract":"Amaç: Eleştirel düşünme, çok değerli bir genel beceri olarak dünya çapında eğitimin merkezinde yer alır. Transkültürel bakımın ebelik öğrencilerine verilmesi ebelik mesleğinin sunumunda farklı etnik kökenlere sahip bireylerin bakımının sunulmasında yaşanabilecek zorlukların önüne geçilmesine yardımcı olacaktır. Transkültürel bakım dersi alan ve almayan öğrencilerin zorunlu göçle gelen bireylere yönelik düşüncelerindeki değişimin değerlendirilmesidir. \u0000Yöntem: Araştırma, eğitim müdahale çalışmasıdır. Çalışmanın verileri, araştırmacılar tarafından oluşturulan “Sosyodemografik Bilgi Formu ve Eleştirel Düşünme Eğilim (UF/EMI) Ölçeği” kullanılarak google form aracılığı ile toplanılmıştır. Verilerin tanımlayıcı analizleri yapılmıştır. \u0000Araştırmanın evrenini, Şubat 2020-Temmuz 2022 tarihleri arasında karadeniz bölgesinde yer alan bir devlet üniversitesinde ebelik bölümü öğrencileri oluşturmuştur (N=310). Transkültürel bakım dersinin seçmeli bir ders olması nedeniyle örneklem seçimine gidilmemiştir. Araştırmaya toplam 249 (girişim grubu=110 öğrenci, kontrol grubu=139 öğrenci) ebelik bölümü öğrencisi katılmıştır. \u0000Araştırma verileri için Kolmogorov Smirnov, ortalama ± standart sapma, Mann-Whitney U testi kullanılmıştır. \u0000Bulgular: Çalışmada öğrencilerin yaş ortalaması 21.9 ±2.8 (min 19-max 30)’dir. Öğrencilerin %44.2’si transkültürel bakım dersi almaktadır. Öğrencilerin %83.1’inin çevresinde zorunlu göç ile gelen bir bireyin olmadığını, %58.6’sının zorunlu göç ile gelen bir hastayla karşılaştığında sorun yaşayacağını düşündükleri sonucuna ulaşılmıştır. \u0000Sonuç: Transkültürel bakım dersi alan ve almayan öğrencilerin UF/EMI Düşünme Eğilim Ölçeğinden aldıkları toplam puan ve alt boyut puanlarının arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmadığı saptanmıştır.","PeriodicalId":406312,"journal":{"name":"Samsun Sağlık Bilimleri Dergisi","volume":"23 1-2","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132570267","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Hastaların Bireyselleştirilmiş Bakım Algıları ve Etkileyen Faktörlerin İncelenmesi","authors":"Cansev Bal, R. Acaroğlu","doi":"10.47115/jshs.1194456","DOIUrl":"https://doi.org/10.47115/jshs.1194456","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışma, hastaların bireyselleştirilmiş bakım algıları ve etkileyen faktörlerin incelenmesi amacı ile planlanarak gerçekleştirilen tanımlayıcı, karşılaştırmalı ve ilişki arayıcı tipte bir araştırmadır. \u0000Yöntem: Araştırma evrenini, İstanbul ilinde bir üniversite hastanesinin nöroşirürji kliniğinde yatan ve evine taburcu olan hastalar, örneklem grubunu ise örneklem seçim kriterlerini karşılayan ve araştırmaya katılmayı kabul eden 150 hasta oluşturdu. Araştırma verileri, “Hasta Bilgi Formu”, “Yaşam Doyumu Algısı”, “Bakım Doyumu Algısı”, “Yaşam Yönelimi Testi” ve “Bireyselleştirilmiş Bakım Skalası-B Hasta Versiyonu (BBS-B) kullanılarak toplandı. Veriler, bilgisayarda, SPSS 22.0 paket programı ile değerlendirildi. \u0000Bulgular: Hastaların BBS-B toplam madde ortalaması 4,02±0,64, alt boyutlarına ilişkin madde puan ortalamaları, sırasıyla, Karar Verme Kontrolü 4,16±0,70; Klinik Durum 4,10±0,80 ve Kişisel Yaşam Durumu 3,87±0,72 idi. Kadın hastaların ve kliniğe planlı şekilde yatan hastaların, BBS-B toplam madde puan ortalamasının, istatistiksel açıdan anlamlı farklılıkla yüksek olduğu saptandı (p","PeriodicalId":406312,"journal":{"name":"Samsun Sağlık Bilimleri Dergisi","volume":"21 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"130304705","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"NÖBET SİSTEMİYLE ÇALIŞAN HEMŞİRELERİN UYKU DÜZENİNİN BESLENME DURUMUNA ETKİSİ","authors":"Zeynep Uzdi̇l, Seda Kaya","doi":"10.47115/jshs.1186285","DOIUrl":"https://doi.org/10.47115/jshs.1186285","url":null,"abstract":"Amaç: Bu araştırma, nöbet sistemiyle çalışan hemşirelerin uyku kalitesi ile beslenme durumunun değerlendirilmesi amacıyla yapılmıştır. \u0000Yöntem: Çalışma, online anket yoluyla nöbet sistemi şeklinde çalışan 454 gönüllü hemşirenin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Veriler; genel bilgi formu, Pittsburgh Uyku Kalite İndeksi (PUKİ) ve Sağlıklı Beslenmeye İlişkin Tutum Ölçeği (SBİTÖ) aracılığıyla toplanmıştır. \u0000Bulgular: Araştırmaya katılan hemşirelerin yaş ortalaması 29.7±7.7 yıl, beden kütle indeksi ortalaması 24.1±4.0 kg/m2' dir. Ortalama uyku kalite skoru 11.1±2.5 puan ve SBİTÖ skoru 72.5±10.1 puan bulunmuştur. SBİTÖ puanı, ideal düzeyde yüksek olanların total PUKİ puanı, yüksek olanlara göre istatistiksel olarak anlamlı derecede daha düşüktür. PUKİ puanı yüksek olan hemşirelerin nöbette öğün atladığı, öğünlerini atıştırarak tükettiği ve uykusunu yeterince almadığı saptanmıştır. Total PUKİ skorları ile yaş, nöbet sayısı, nöbette çay-kahve tüketimi arasında pozitif, SBİTÖ ile negatif ve zayıf korelasyon bulunmuştur. \u0000Sonuçlar ve Öneriler: Nöbet sistemiyle çalışma sonucu yemek yeme ve uyku saatindeki değişiklik hemşirelerin beslenme durumunu, uyku kalitesini ve biyolojik saatini olumsuz etkilemektedir. Bu bulguların, vardiyalı çalışmanın neden olduğu sağlığı olumsuz etkileyen faktörleri önlemeye yönelik yeni stratejilerin geliştirilmesi için önemli etkileri vardır. Bu stratejiler arasında nöbet sistemi ile çalışan sağlık çalışanlarına yeterli ve dengeli beslenme eğitimleri yer alabilir.","PeriodicalId":406312,"journal":{"name":"Samsun Sağlık Bilimleri Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127456765","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"WOLF HİRSCHHORN SENDROMUNDA ODYOLOJİK BULGULAR: OLGU SUNUMU","authors":"Asuman Küçüköner, Ömer Küçüköner","doi":"10.47115/jshs.1183343","DOIUrl":"https://doi.org/10.47115/jshs.1183343","url":null,"abstract":"Wolf-Hirschhorn sendromu (WHS), klinik olarak doğum öncesi ve doğum sonrası büyüme eksikliği, ayırt edici kraniyofasiyal özellikler, mental retardasyon ve nöbetlerle tanımlanan bitişik bir gen bozukluğudur. Hastalığa 4. kromozomun kısa kolunun distal kısmında oluşan kısmi kayıp neden olur. Literatürde WHS'li bireylerde işitme kaybı bildirilmiş olmasına rağmen, sensörinöral işitme kaybı nadirdir. Bu makalede sensörinöral işitme kaybı mevcut olan WHS’li hastanın işitme kaybı ve işitme cihazı ile rehabilitasyonu hakkında bilgi vermek amaçlanmıştır.","PeriodicalId":406312,"journal":{"name":"Samsun Sağlık Bilimleri Dergisi","volume":"9 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128454617","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"PLANLANMAMIŞ GEBELİKLERİN YAŞANMA SIKLIĞI VE BEDEN İMAJINA ETKİSİ","authors":"Aslı Bayer, A. Taşpınar","doi":"10.47115/jshs.1091413","DOIUrl":"https://doi.org/10.47115/jshs.1091413","url":null,"abstract":"Amaç: Bu araştırma planlanmamış gebeliklerin sıklığını ve beden imajına etkisini belirlemek amacı ile yapılmıştır. \u0000Yöntem: Araştırma, analitik kesitsel olarak Ekim 2019– Ekim 2020 tarihleri arasında, bir kamu hastanesinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın evrenini bu hastanenin obstetri polikliniğine rutin izlem için başvuran gebeler, örneklemini ise 300 gebe oluşturmuştur. Araştırma verileri gebe bilgi formu ve Beden Algısı Ölçeği ile toplanmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler ki-kare, Fisher’s Exact ve student t test kullanılmıştır. \u0000Bulgular: Gebelerin %30’unun gebeliğinin planlanmamış olduğu saptanmıştır. Araştırmaya katılan gebelerin yaşayan çocuk, gebelik, canlı doğum sayıları arttıkça planlanmamış gebelik oranlarının arttığı, daha önce planlanmamış gebelik yaşamanın ve gebelikten korunmak için geleneksel yöntemleri kullanmanın da planlanmamış gebelik oranlarını artırdığı, yapılan istatistiksel analizde bu artışların anlamlı olduğu saptanmıştır (p0.05). Gebelerin Beden Algısı Ölçeği puan ortalaması 148.24±23.92, planlayarak gebe kalanların 148.50±21.83 ve planlamadan gebe kalanların ise 147.63±28.32 olup gebeliğin planlanmamış olmasının gebelerin beden imajlarını etkilemediği bulunmuştur (p=0.775). \u0000Sonuçlar ve Öneriler: Bu çalışmada gebelerin üçte birinin gebeliklerinin planlanmamış olduğu, gebelerin beden imaj algılarının orta düzeyde olduğu ve planlanmamış gebeliklerin gebelerin beden imajlarını etkilemediği bulunmuştur. Çiftlere, aile planlaması ve üreme sağlığı konularında eğitim ve danışmanlık hizmetlerinin prekonsepsiyonel dönemden başlamak üzere yapılması ve mevcut hizmetlerin gözden geçirilmesi önerilebilir.","PeriodicalId":406312,"journal":{"name":"Samsun Sağlık Bilimleri Dergisi","volume":"281 4","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"120838057","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"ÜRODİNAMİ KAYNAKLI AĞRI VE ANKSİYETENİN KONTROLÜNDE AROMATERAPİNİN ETKİSİ","authors":"Elife KETTAŞ DÖLEK, Gülay ALTUN UĞRAŞ","doi":"10.47115/jshs.1072911","DOIUrl":"https://doi.org/10.47115/jshs.1072911","url":null,"abstract":"Ürodinami, mesanenin dolumu ve boşaltımı esnasında alt üriner sistemin işlevi hakkında fizyolojik veriler elde etmek için çoklu testlerden oluşan tanısal bir değerlendirme yöntemidir. Ürodinami, idrarda yanma, kanama, ağrı gibi sorunlara neden olabilmektedir. Bu sorunlar dışında hastanın mesanesine, rektum veya vajinasına kateter yerleştirilmesi, işlemin invaziv ve travmatize edici bir yöntem olması, işlem esnasında idrarını yabancı bir kişinin yanında yapma, test boyunca idrar yapma durumunun gözlenmesi gibi nedenlerden dolayı hastalar utanma, rahatsızlık, gerginlik, anksiyete ve stres yaşayabilmektedir. Ürodinami sırasında hastanın stres düzeyindeki artış, sempatik sinir sistemini uyararak mesane kapasitesini düşürebilmekte ve hastanın ürodinami sonuçlarını etkileyebilmektedir. Ürodinami işlemi sırasında hastanın ağrı ve anksiyetesini azaltmaya yönelik birçok farmakolojik ve farmakolojik olmayan girişimler uygulanmaktadır. Aromaterapi, invaziv girişim öncesi anksiyetesi olan hastalarda tercih edilen farmakolojik olmayan bir uygulamadır. Aromaterapi, farmasötik yöntemlerle kıyaslandığında; basit, ucuz, invaziv olmayan ve uygulaması kolay bir yöntemdir. Hemşirelik biliminde esansiyel yağların kullanılması, hemşirelik felsefesini, teorilerini ve etiğini yansıtmaktadır. Bu bağlamda konforu sağlamada, stresle başa çıkmada, ağrı ve anksiyeteyi azaltmada aromaterapinin holistik bir hemşirelik girişimi olarak kullanılabileceği belirtilmiştir. Klinik aromaterapi, hemşirelik bilimine olduğu kadar, sanatına da katkı verdiği için hemşireliği güçlendirmektedir. Ancak aromaterapinin hemşirelik uygulamalarındaki önemli eksikliği bu alandaki bilimsel çalışmaların kanıt düzeyi yüksek çalışmalara henüz dönüşememiş olmasıdır. Bu derlemenin amacı, ürodinami işlemi sırasında hastaların yaşadıkları olumsuz duyguların azaltılmasında aromaterapinin kullanımı ve hemşirelerin sorumluluklarını güncel literatür eşliğinde aktarmaktır.","PeriodicalId":406312,"journal":{"name":"Samsun Sağlık Bilimleri Dergisi","volume":"7 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129456119","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Sera Tarımında Sebze Yetiştiricilerinin Pestisit Kullanımına İlişkin Görüşleri ve Sağlık Okuryazarlık Durumunun Değerlendirilmesi","authors":"Ruken BARUT TUSUN, Oya Nuran Emiroğlu","doi":"10.47115/jshs.1161593","DOIUrl":"https://doi.org/10.47115/jshs.1161593","url":null,"abstract":"Amaç: Sera tarımında sebze yetiştiricilerinin pestisit kullanımına ilişkin görüşleri ile sağlık okuryazarlık durumu arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. \u0000Yöntem: Tanımlayıcı-kesitsel olarak yapılan bu araştırmanın evrenini Adana İli Seyhan İlçesi bölgesinde yer alan 10 hektar ve üstü seralar oluşturmaktadır. Örneklem seçimine gidilmemiş olup evrene ulaşılması hedeflenmiştir. Araştırmayı kabul eden 335 sera işçisi ile araştırma tamamlanmıştır. Örneklem büyüklüğünün değerlendirilmesi için güç analizi yapılmış ve G*Power 3.0.10 programıyla çalışmanın gücü %99,5 olarak bulunmuştur. Verilerin toplanmasında bireylerlere tanıtıcı bilgi formu ve “Yetişkin Sağlık Okuryazarlığı Ölçeği (YSOÖ)” kullanılmıştır. Analizde; “Mann-Whitney U” test (Z-tablo değeri), “Kruskal-Wallis H” test (χ2-tablo değeri) yöntemi kullanılmıştır. Üç veya daha fazla gruplarda anlamlı fark çıkan değişkenlerin ikili karşılaştırmaları için Bonferroni düzeltmesi uygulanmıştır. Normal dağılıma sahip olmayan değişkenlerde “Spearman” korelasyon katsayısı kullanılmıştır. \u0000Bulgular: Araştırmaya katılan sera işçilerinin %57.3’ü kadın, %37.9’u 18-27 yaş aralığında %40.0’ının eğitim düzeyinin ilkokul, %65.6’inin günlük ortalama çalışma süresinin 9-12 saat olduğu, %61,8’nin düzenli sağlık kontrolü yaptırmadığı, %86.6’sının serada tarım ilacı kullandığı, %55.2’sinin tarım ilacı temin ettiği yerin bayi olduğu, %68.3’nün tarım ilacı etkilerindeki uyarıları okuduğu ve belirlenmiştir. Yetişkin Sağlık Okuryazarlık Ölçeği puan ortalamaları 12,86±4,25 olduğu sağlık okuryazarlık arttıkça düzenli sağlık kontrolü yaptırma, tarım ilacı etiketlerini okuma ve okuduklarını uygulama oranının arttığı görülmüştür. \u0000Sonuç: Bu araştırmada sera işçilerinin sağlık okuryazarlık düzeyinin orta düzeyde olduğu, pestisit kullanımının yüksek olduğu (%86.6) görülmüştür. Ayrıca sağlık okuryazarlık düzeyi arttıkça pestisit kullanım davranışlarının pozitif yönde eğilim gösterdiği tespit edilmiştir. Sera çalışanlarına uygulanan eğitim programların etkinliğinin değerlendirildiği nitel araştırmalar, deneysel tasarımlı ileri çalışmalar yapılması ve birey ve aile odaklı eğitim programları önerilmektedir.","PeriodicalId":406312,"journal":{"name":"Samsun Sağlık Bilimleri Dergisi","volume":"32 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"117022349","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"The Effect of Exercise on Female Confidence","authors":"Seçil Hür, Ayça Şolt, Gökhan Kirca","doi":"10.47115/jshs.1118526","DOIUrl":"https://doi.org/10.47115/jshs.1118526","url":null,"abstract":"Purpose: The research was carried out to evaluate the confidence levels of women who exercise compared to women who do not exercise. \u0000Material and methods: This descriptive,cross-sectional and online study was conducted with 311 women aged 18 years and older who met the study criteria through the social media groups between April 30 and August 30, 2021. The data were gathered online using an introductory information form created by the researchers,which included questions about women,s sociodemographic characteristics, health status, healthy lifestyle behaviors, and exercise status, as well as the Women,s Self-Confidence Scale and Google Questionnaires. In the evaluation of the data, number percentage distribution, chi-sguare analysis, Mann Whitney U test, and Kruskall Wallis test were used. \u0000Findings: 45% of the women who took part in the study constituted the group of the women who exercised, and 55% of the women participating in the study constituted the group of the women who did not exercise. It was determined that the mean age of the women who exercised was 31.75±9.70,and that of the women who did not exercise was 28.75±9.33.It has also been determined that the women who exercised had a higher working rate than those who did not exercise,perceived their economic situation better, had higher alchol consumption rates ,perceived their health status better,and had more time for themselves and the appearence , social relations, and inner self-confidence sub-dimensions of KÖGÖ and the total scale score average were higher and there was a statiscally significant difference.(p","PeriodicalId":406312,"journal":{"name":"Samsun Sağlık Bilimleri Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-10-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"131179291","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"JOB-RELATED STRESS AMONG LIBYAN NURSES IN OPERATING-ROOM MISURATA NATIONAL CANCER INSTITUTE: AN ASSESSMENT BASIS","authors":"Fatima Alhamrosh, A. Mustafa, B. Taşcı","doi":"10.47115/jshs.1148074","DOIUrl":"https://doi.org/10.47115/jshs.1148074","url":null,"abstract":"Aim: In this the job-related stress among Libyan nurses working at the operating room in Misurata National Cancer Institute and explored the occupational stressors in terms of frequency and severity. \u0000Method: The retrospective study was carried out on Libyan nurses, who work in the operating room at Misurata National Cancer Institute. The researcher used purposive sampling wherein all Libyan nurses who had been working as nurses in the operating room in Misurata National Cancer Institute have been defined as participants. There were 14 Libyan Nurses currently working at Misurata Cancer Institute, and all respondents participated. \u0000Results: The occupational stressors have appeared with the most frequent level to be “Workload”, while much severity level of occupational stressors, appears to be “Conflict with other nurses” followed by “workload” and “Insufficient preparation”. The much frequency occurred for occupational stressors item, which appears to be “Lack of medications and equipment, which required for nursing care”, and yet the much occupational stressors severity item appears to be “Conflict with supervisor”, followed by “Performing procedures that patients experience as painful” and “Criticism by a physician” and last item “feeling helpless regarding a patient who had failed to improve”. \u0000Conclusions and Suggestions: From these findings conclude that Libyan nurses required much attention to deal with their social and psychological conditions. This should provide a suitable pathway and help in designing effective stress management systems, that improve the stress level of nurses and thus enable them to provide gentleness patient care.","PeriodicalId":406312,"journal":{"name":"Samsun Sağlık Bilimleri Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-10-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129590168","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"THE EFFECT OF THE SPIRITUAL STATES OF HEMODIALYSIS PATIENTS ON THEIR LEVELS OF HOPELESSNESS","authors":"Serpil BABUR GÜNAYDIN, Afitap Özdeli̇kara","doi":"10.47115/jshs.1165792","DOIUrl":"https://doi.org/10.47115/jshs.1165792","url":null,"abstract":"Aim: This study was conducted descriptively to determine the effects of the spiritual orientation of hemodialysis patients on their levels of hopelessness. \u0000Method: The study sample consisted of 100 hemodialysis patients treated at Ondokuz Mayıs University Health Application and Research Center (OMUHARC) hemodialysis unit, nephrology service and City Health Center affiliated to OMUHARC between July 2017 and May 2018. The data were collected using patient introductory information forms, Spiritual Orientation Scale (SOS) and Beck Hopelessness Scale (BHS). The compliance of the data to normal distribution was examined using the Shapiro Wilk test. Kruskal Wallis and Mann Whitney U tests were used to compare data that did not conform to normal distribution. Spearman correlation analysis was used to examine the relationship between the sub-dimensions of the scales. \u0000Result: The patients' average age was 56.7±14.4, 59% were male, 80% were married, 53% were diagnosed with chronic renal failure 1-5 years ago, 75% had been receiving hemodialysis treatment for 1-5 years and 63% had another chronic disease. The mean total score of SOS was 99.57±15.51. The mean BHS total score was 5.68 ± 4.43; while the emotions and expectations about the future sub-dimension mean total score was 1.2 ± 1.29, that of the motivation loss sub-dimension was 2.56±1.89, whereas that of the hope sub-dimension was 1.91±1.82. A moderately negative significant correlation was found between SOS and BHS (r: -0.385, p","PeriodicalId":406312,"journal":{"name":"Samsun Sağlık Bilimleri Dergisi","volume":"46 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-10-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121124171","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}