{"title":"İLYAS EFENDİYEV'İN PİYESLERİNDE VUSLAT TEMASI","authors":"Nisa Okumuş","doi":"10.54970/turkuaz.1475170","DOIUrl":"https://doi.org/10.54970/turkuaz.1475170","url":null,"abstract":"İlyas Efendiyev (1914-1996), 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Azerbaycan edebiyatının güçlü bir nesir ve piyes yazarı olarak bilinmektedir. Efendiyev, klasik ve modern sanatın izlerini taşıyan zengin bir edebî mirasa sahiptir. 1960’lı yılların kısmi de olsa demokratik atmosferi Sovyet edebiyatının gelişmesine olanak sağlamıştır. İlyas Efendiyev sırf dönemin alt yapısını hazırlayan sanatkârlardan biridir. Efendiyev, eserleri ile Çağdaş Azerbaycan edebiyatına büyük katkılar sağlamış ve yenilikler getirmiş; edebiyatı konu, biçim ve içerik bakımından geliştirmiştir. İlyas Efendiyev Azerbaycan tiyatro tarihinin en az 50 yılına damga vuran en önemli isimdir. Piyeslerinde ele aldığı konulara, kaleminin gücüne ve Azerbaycan sahnesinde en fazla oynanan eser sayısına göre “İlyas Efendiyev Tiyatrosu” olarak adlandırılan bir dönem oluşturmuştur. Çalışmamızda İlyas Efendiyev’in “Mahnı Dağlarda Kaldı”, “Hükümdar ve Kızı”, “Sevgililerin Cehennemde Vuslatı” ve “Tenha İğde Ağacı” isimli dört piyesinde vuslat teması ele alınmıştır. Asıl konusunu tarihten alan bu piyeslerin savaş, kahramanlık, ayrılık, aşk gibi temaları vardır. Aynı zamanda, adı geçen piyeslerde sevgililerin kavuşması anlamına gelen vuslat teması dikkat çekmektedir. Fakat bu tema sadece sevgiliye vuslat olarak değil vatana, geçmişe, aile bireylerine, ağaca, toprağa vuslat olarak görülmektedir. Efendiyev piyeslerinde vuslat kavramının farklı anlam yükleri olduğu, vuslatın boyutunun değiştiği ve hatta vuslatın ölümle birlikte anılması, ayrıca hicran ile vuslatın birbiriyle olan döngüsü bu konuyu inceleme ihtiyacı doğurmuştur. Çalışmamızda İlyas Efendiyev’in dört piyesi ayrı ayrı başlıklar altında değerlendirilerek eserlerdeki vuslat teması incelenmiştir.","PeriodicalId":341978,"journal":{"name":"Turkuaz Uluslararası Türk Dünyası Bilimsel Araştırmalar Dergisi","volume":"117 27","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-05-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141115740","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Science in India through the Eyes of Bîrûnî","authors":"Şengül Demi̇rel","doi":"10.54970/turkuaz.1402936","DOIUrl":"https://doi.org/10.54970/turkuaz.1402936","url":null,"abstract":"Ebû Reyhân Muhammed b. Ahmed el-Bîrûnî el-Harizmî, XI. yüzyılda yaşamış olup, Orta Çağ İslâm dünyasının en büyük âlimlerindendir. Çalışmaları astronomi, matematik, coğrafya, tarih ve dilbilim gibi çok çeşitli yelpazeyi kapsamaktaydı. Birçok başarısı arasında Bîrûnî, özellikle Hint bilimi ve kültürü araştırmalarına yaptığı katkılardan dolayı dikkat çekmektedir. Bu araştırmada Bîrûnî’nin Hindistan bilimindeki ilerlemeleri ve katkıları hakkındaki düşünceleri ele alınmıştır. Kavramsal çerçeve olarak, çalışma, Bîrûnî’nin düşüncelerinden yola çıkılarak bu dönemde Hindistan’daki bilimin ve metodu ana hatlarıyla tespit edilmeye çalışılmıştır. Makalede araştırma, inceleme ve analiz yöntemleri kullanılmış olup; Bîrûnî’nin ilgili eserleri ve literatür kaynakları ışığında Hindistan’daki bilime bakış açısının analizi yapılmıştır.","PeriodicalId":341978,"journal":{"name":"Turkuaz Uluslararası Türk Dünyası Bilimsel Araştırmalar Dergisi","volume":" 7","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139137547","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Orta Çağ Azerbaycan ve Özbek Sanat İlişkileri; Sanatsal Etki, Ortak Konular, Ananeler, Eğilimler","authors":"Terane Heşimova","doi":"10.54970/turkuaz.1400800","DOIUrl":"https://doi.org/10.54970/turkuaz.1400800","url":null,"abstract":"Orta Çağ Azerbaycan ve Özbek Sanat İlişkileri; Sanatsal Etki, Ortak Konular, Ananeler, Eğilimler The Azerbaijani-Uzbek literary connections in the Middle Ages: the literary influence, common themes, traditions, and trends Азербайджанско-узбекские литературные взаимосвязи в средние века: художественное влияние, общие темы, традиции и тенденции Özet Makalede genel olarak Azerbaycan ve Özbek halklarının sanatsal ilişkilerinin tarihinden bahsolunur. Orta Çağ Azerbaycan şiirinin Özbek edebiyatındaki rolü, bu doğrultuda Özbek şiirinin gelişimi, sanatsal etki, anane ve temayüller gibi edebî meseleler araştırmamızın konusudur. Klasik Azerbaycan şairi Nizâmî Gencevî `nin ve İmadeddin Nesimî`nin Özbek klasikleri Alî-Şir Nevaî`nin, Mevlana Lütfi`nin, Sekkaki, Mukimi ve diger Özbek şairlerinin sanatına gösterdiyi etki, bahralenme, ortak konularda kaleme alınan eserler ve bu hususta genel Türk edebiyatının gelişimi makalemizin temel konularıdır. Anahtar kelimeler: Orta Çağ, Azerbaycan, Özbek, Şiir, Sanatsal Etki ABSTRACT The article is devoted to the Azerbaijani-Uzbek literary connections in the Middle Ages. Is researched the role of Azerbaijany poetry in the development of Uzbek verse, and such scientific and literary matters as artistic influence, the tradition and the continuation of literary themes. The problem posed to the study, decided on the basis of a comparison of the works of Nizâmî Ganjavi and Alishir Navoi, and also Imadeddin Nesimi’s and Maulana Lutfi’s poetry. Key Words: Middle Ages, Azerbaijan, Uzbek, Poetry, Artistic Influence РЕЗЮМЕ В статье говорится о азербайджанско-узбекских литературных взаимосвязях в средние века. Исследованы роль азербайджанской поэзии в развитии узбекского стиха, а также такие научно-литературные вопросы, как художественное влияние, традиция и продолжение литературных тем. Проблема, поставленная перед исследованием, решается на основе сравнения творчеств Низами Гянджеви и Алишира Навои, а также Имадеддина Насими и Мовланы Лютфи. Ключевые слова: Средневековье, Азербайджан, Узбек, Поэзия, Художественное влияние","PeriodicalId":341978,"journal":{"name":"Turkuaz Uluslararası Türk Dünyası Bilimsel Araştırmalar Dergisi","volume":" 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139142024","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"SAFEVİ ORDUSUNUN YÖNETİM SİSTEMİ","authors":"Rəna Nəcəfova","doi":"10.54970/turkuaz.1392654","DOIUrl":"https://doi.org/10.54970/turkuaz.1392654","url":null,"abstract":"Mirze Refian'ın Düstürul Mulûk'u Safevi Devleti'nin idari ve mali yapısını inceleyen değerli biir kaynaktır. Bu eserlerden çok azı günümüze kadar gelebilmiştir. Bu çalışma da onlardan biridir. Dusturul Muluk'un eserinde diğer kaynaklarla karşılaştırıldığında idari teşkilat temsilcilerinin görevleri, ücretlerinin ödenmesi, nizam ve aşiret şartlarının özellikleri, vergiler vb. daha detaylı bir şekilde sunulmaktadır. Yazarın bilgileri esas olarak organizasyonel konularla ilgiliydi. Mirza Rafia'nın kendisi Safevi sarayında Mustovfi ul-Memalik olarak çalışıyordu. Eserde Safevi devletinin idari, askeri ve mali sistemi çok açık bir şekilde yazılmıştır. Mirza Rafia, Şah'ın \"Umerayi dovlethanayi mübarek\" olarak anılan özel görevlileri, koruması, hizmetçisi, uşakların efendisi ve kahyası hakkında geniş bilgiler veriyor. Daha sonra eserde vezîr-âzam, divanbey, vakiunnevis gibi emirlerin yanı sıra \"Umarayi Cangi\" adlı bir kurumdan da bahsedilmektedir. Eserde yüksek mevkilerden başlayarak alt mevkilere kadar tüm yönetim sistemi hakkında bilgiler verilmiştir. Düsturül Mülûk'un eseri Safevi ordusu hakkında bilgi edinmek için değerli bir kaynak olduğunu da belirtmek gerekir.","PeriodicalId":341978,"journal":{"name":"Turkuaz Uluslararası Türk Dünyası Bilimsel Araştırmalar Dergisi","volume":"9 18","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139147501","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Erdem, Mehmet. D. & Demirci, Ümit. Ö. (2023). Köktürkçe, İzmit: Umuttepe Yayınları, 2. baskı, X+1031 s., ISBN: 978-625-99225-3-9.","authors":"Aysun Soyer","doi":"10.54970/turkuaz.1394694","DOIUrl":"https://doi.org/10.54970/turkuaz.1394694","url":null,"abstract":"Birinci baskısı 2019 yılında yapılan Mehmet Dursun Erdem & Ümit Özgür Demirci’nin Köktürkçe adlı eseri gözden geçirilerek yeniden yayımlandı. Bu kitap, Mehmet Dursun Erdem’in 20 yıl boyunca biriktirdiği Eski Türkçe ve özellikle Köktürkçe ders notlarını derleyip, Ümit Özgür Demirci ile birlikte ayrıntılı bir inceleme yaparak oluşturduğu bir kaynaktır.","PeriodicalId":341978,"journal":{"name":"Turkuaz Uluslararası Türk Dünyası Bilimsel Araştırmalar Dergisi","volume":"15 21","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"138947087","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"19. YÜZYIL AZERBAYCAN VE OSMANLI TÜRK AYDINLARI ARASINDA ETKILEŞIM","authors":"Natavan Aghayeva","doi":"10.54970/turkuaz.1368136","DOIUrl":"https://doi.org/10.54970/turkuaz.1368136","url":null,"abstract":"The 19th century in the history of the Ottoman Empire and Azerbaijan was marked by a number of political events that led to a change in the direction of the socio-cultural development of the Turkic societies in both countries. The reforms of the first half of the 19th century in the field of education and culture with their development of new socio-political programs, the emergence of new socio-cultural phenomena, new genres of literature, ideological and political trends gave rise to a new social stratum - the intelligentsia. This stratum, as the main bearer of the advanced ideas of the time, will play a significant role in the enlightenment of their own peoples. And the interaction between representatives of both intellectual circles will contribute to the spread of new knowledge and ideas throughout the region. The present article deals with the interrelations between the Azerbaijani and Ottoman intelligentsia in the 19th century. The interpretation and analysis of historical context via structural-diachronic methods help us better understand the nature of these relations and the effect they had on the events of the early 20th century.","PeriodicalId":341978,"journal":{"name":"Turkuaz Uluslararası Türk Dünyası Bilimsel Araştırmalar Dergisi","volume":"11 4","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139185070","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"FOLKLOR VE DİVAN EDEBİYATI GELENEKLERİ BAĞLAMINDA AZERBAYCAN ŞİİRİ (20. yüzyıl başları)","authors":"Sergiyye Mammadova","doi":"10.54970/turkuaz.1344224","DOIUrl":"https://doi.org/10.54970/turkuaz.1344224","url":null,"abstract":"20. yüzyılın başlarında Azerbaycan şiirinde folklor ve divan edebiyatı gelenekleri biçim, şekil ve tür bağlamında daha çok dikkat çekmektedir. Farklı farklı sanatçıların faaliyetlerinde halk şiiri biçimlerinden ve klasik şiirden yararlanarak yazılan örneklere rastlanmaktadır. Bahsi geçen dönemde edebiyatın başlıca faaliyet yönü olan maarifçi realist, tenkidi realist ve romantik eğilimli şiirin gelenekle ilişkisinde esas itibariyle tür meselesinden yola çıkılmıştır. Bu anlamda şiirde folklor ve divan edebiyatı geleneklerine başvurulmasının, ondan üretken bir biçimde yararlanmanın temelinde tür meseleleri ilk sırada durmaktadır. 20. yüzyılın başlarında Azerbaycan şiirinin tür özellikleri açısından incelenmesi açık bir şekilde gösteriyor ki bu dönemde yeni biçimlerde şiir örneklerinin oluşması sadece konu, içerik ve problemin güncelliği ve geleneğe dayanmasıyla oluşmamış, aynı zamanda yeni edebi türlere sürekli başvurulmasında, tür arayışlarında da özgünlük kazanmıştır. Diğer edebi türlerle karşılaştırıldığında şiir, tür açısından çeşitliliği, şekil farklılıkları ile önemli ölçüde ayırt edilmektedir. Bu durum, bütün Türk dünyasında olduğu gibi Azerbaycan edebiyatında da şiirin belirli edebi türlerden farklı olarak daha eski köklere dayanmasından aynı zamanda da biçim ve şekil bakımından kendine has şiirsel tonlara sahip olmasından kaynaklanmaktadır. Azerbaycan şiirinin Mirza AlekberSabir, Abbas Sehhet, Muhammed Hadi, Hüseyin Cavid, Ahmet Cevat, AbdullaŞaik gibi önemli sanatçılarının edebi mirasları bağlamında problemin açıklanması ve çözümü folklor kaynakları ve divan edebiyatı gelenekleriyle ilgili birtakım önemli hususların ortaya çıkarılmasına ve gerekli sonuçlara varılmasına olanak sağlamaktadır. Bu şairlerin faaliyetlerinde divan edebiyatı örnekleriyle birlikte şarkı, türkü, nağme, koşma, tecnis, geraylı, mâni gibi halk şiiri biçimlerinde yazılan eserlere rastlanması sanatlarının biçim ve tür çeşitliliğinin tezahürü olarak yorumlanabilir. Şiirlerde konu, içerik, biçim özgünlüğü ile birlikte geniş tür yelpazesi ve çeşitliliğin bulunması ise her şeyden önce folklor ve klasik yazılı edebiyatının zengin geleneklerinden kaynaklanmaktadır. Genel olarak 20. yüzyılın başlarında Azerbaycan edebiyatında folklor motiflerine ve divan şiiri biçimlerine başvurunun yoğunlaşması dönemin toplumsal talebi olarak nitelendirilmektedir. Burada aynı zamanda dönemin önde gelen akımlarından olan maarifçi realizmin önemli etkisi unutulmamalıdır. Doğrudan folklor ve divan şiirinden kaynaklanarak oluşan eserlerde fikrin, düşüncenin akıcı ve net bir şekilde ifade edilmesine, dil ve üslup çeşitliliğine geniş olanaklar sağlandığı dikkat çekmektedir.","PeriodicalId":341978,"journal":{"name":"Turkuaz Uluslararası Türk Dünyası Bilimsel Araştırmalar Dergisi","volume":"10 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139316114","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"İkinci Dünya Savaşı (1939-1945) Yıllarında Devletin Muhtekirlerle Mücadelesinin Basına Yansıması: İstanbul Örneği","authors":"Ferit Yücebaş","doi":"10.54970/turkuaz.1362755","DOIUrl":"https://doi.org/10.54970/turkuaz.1362755","url":null,"abstract":"Türkiye, Müttefik ve Mihver devletlere karşı denge politikası izleyerek İkinci Dünya Savaşı’nın dışında kaldı. Altı yıl boyunca devam eden savaşta toplumu her türlü sıkıntıdan korumak için önemli çabalar gösterildi. Fakat her ne kadar savaşın dışında olunsa da önemli ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya kalındı. Üretici konumda olan bir milyondan fazla insanın askerlik görevi ile vazifelendirilmesi ekonomiyi derinden sarstı. Bu dönemde fiyatları lüzumsuz yere yükseltenler muhtekir olarak tanımlandı. İkinci Dünya Savaşı boyunca sayıları oldukça artan muhtekirler en küçük bir olaydan bile istifade ederek daha fazla kâr elde etmek için ihtikâr yoluna başvurdular. Hükümet, muhtekirlerin önüne geçebilmek amacıyla komiteler teşkil etti. Bu komitelerde vali, ticaret/iktisat müdürleri, belediye iktisat müdürleri, ticaret ve sanayi odaları umumî kâtiplerinden oluşan olağanüstü yetkilere sahip kimselerin bulundurulması kararlaştırıldı. Bununla beraber 18 Ocak 1940’ta Milli Korunma Kanunu çıkarıldı ve bu kanuna dayanarak olağanüstü yetkiler elde edildi. Ayrıca muhtekirlerle mücadele ve fiyat kontrollerini yapmak üzere 28 Ekim 1940’ta İaşe Müsteşarlığı kuruldu. Bu müsteşarlığa bağlı olarak Fiyat Murakabe Komisyonları devreye sokuldu. Bunların yanında Milli Korunma Mahkemeleri kuruldu ve suçüstü yakalanan muhtekirlerle ilgili kararların hızlı bir şekilde alınması sağlandı. Muhtekirlere para, dükkân/mağaza/işletme kapatma ve sürgün cezaları verildi. Fakat alınan tedbirlerde uygulanan yöntemlerin sistemsizliği, vasıflı personel eksikliği ve araç-gereç yetersizliğinden dolayı istenilen başarı sağlanamadı.","PeriodicalId":341978,"journal":{"name":"Turkuaz Uluslararası Türk Dünyası Bilimsel Araştırmalar Dergisi","volume":"45 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139316395","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Moğollarda Aristokratik Devlet Geleneğinin Temelleri ve Uygulaması","authors":"Bilen Yilmaz","doi":"10.54970/turkuaz.1284473","DOIUrl":"https://doi.org/10.54970/turkuaz.1284473","url":null,"abstract":"Türkler gibi Moğollar da aristokratik devlet geleneğine sahiplerdi. Her iki milletin de benzer mitolojik hafızaları vardı. Türkler, farklı boy ve ailelere mensup olarak çok sayıda devlet kurmuşken; Moğollar için Borcigin olmaktan öte Cengizli olmak, Asya bozkırlarındaki iktidar savaşlarının en önemli silahıydı.\u0000Cengiz Han, aristokrasi içinde doğmuş; fakat tüm varlık ve gücünü kaybetmiş bir figür olarak karşımıza çıkar. Bu esnada Moğol toplumu, efendileri etrafında toplanmış, bağımlı yığınlar olarak yaşama tutunmaya çalışıyorlardı. Reşidüddîn’in ifadesiyle “soylu; fakat açlığı ve susuzluğu bilen bir lidere” ihtiyaç vardı. Cengiz Han bu beklentiye cevap verirken, gücünü toplamak için bozkırın güçlü aristokratlarından yardım gördü; fakat hemen ardından ilk darbeyi onlara indirdi. O, eşitler arasında birinci olmak istemiyordu. Gökyüzündeki Tanrı gibi; yeryüzünde tek olmak istiyordu. Bu nedenle kurmakta olduğu imparatorluğun aristokratik devlet temelini yeniden inşa etti. Sivil aristokrasiyi, askerî hiyerarşi içinde güdümlü hale getirdi. Güven ve sadakate dayalı yükselen yeni zümreler oluşturdu. Fakat yerleşik toplumlarla temas neticesinde iki önemli sorun ortaya çıktı. Bunlardan birisi, zaten yerleşik aristokrasinin kendisiydi. Diğeri ise daha önce güdümlü hale getirilen; fakat iktidarı, değişmek ve yozlaşmak ile suçlayan göçebe bozkır aristokrasisiydi. \u0000Bu çalışmada, Cengiz Han’dan önce de varlığı bilinen aristokratik toplum düzeni ve Cengiz Han ile kurumsallaşan yeni tip aristokratik devlet geleneğinin değişim, dönüşüm ve uygulama pratiğine yer verilmiştir.","PeriodicalId":341978,"journal":{"name":"Turkuaz Uluslararası Türk Dünyası Bilimsel Araştırmalar Dergisi","volume":"103 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124727284","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Asya Türk Hun İmparatorluğu [Türklerin Kökeni, Çin Seddi, Mete Han Ve Diğer Hun Hükümdarları]","authors":"Muhammet Kemaloğlu","doi":"10.54970/turkuaz.1225033","DOIUrl":"https://doi.org/10.54970/turkuaz.1225033","url":null,"abstract":"Hun İmparatorluğu veya Büyük Hun Devleti’nin tarihi Türk Tarihinin en önemli ve en eski parçalarından birini ihtiva etmektedir. Bu kapsamda bahse konu Türk devletinin tarihi çoğunlukla yabancı kaynaklı eserlerden öğrenilmektedir. Türk akademi dünyasında ise Hun tarihi ile ilgili olarak, Bahaeddin Ögel’in “Büyük Hun İmparatorluğu Tarihi (2 cilt), Büyük Hun Devletinin Kuruluşundan Önce Kuzey Çin’in Etnolojisi Hakkında ile Türk Kültür Tarihine Giriş” adlı eserleri, Tilla Deniz Baykuzu’nun “Bir Hun Başkenti: T’ung-Wan Ch’eng”; Varis Çakan’ın “Orta Asya Türk Tarihinin Önemli Kaynaklarından Tzu-chih T’ung Chien Hakkında Bir Değerlendirme”, Yaşar Çoruhlu’nun, Hun Sanatı; Saadettin Gömeç’in, Türk-Hun Tarihi, Talat Tekin’in “Hunların Dili”; Salim Koca’ nın “Büyük Hun Devleti”, Ayşe Onat’ın “Hun Devrine Ait Başlıca Çin Kaynakları Hakkında Notlar”, “Han Döneminde Hun Çin Ekonomik İlişkileri (M.Ö. 206-M.S. 220)” ile “Hunların Doğuda Siyasal Üstünlük Dönemi, A.Ü. D.T.C.F. Dergisi, Ankara 1987, s. 383-395 Onat Ayşe, Sema Orsoy, Konuralp Ercilasun, Han Hanedanlığı Tarihi Hsiung-nu (Hun) Monografisi” bilinen çalışmalardandır.\u0000Erkan Hacıfazlıoğlu tarafından yazılan “Asya Türk Hun İmparatorluğu [Türklerin Kökeni, Çin Seddi, Mete Han ve Diğer Hun Hükümdarlar]”, Altınordu Yayınları, Eylül 2019” adlı eser hem halkın hem de akademisyen muhitinin okuyup bilgilenmesi amacıyla yazılmış bir eser özelliği taşımaktadır. Kitap önsöz, giriş ve iki ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Asya Türk Hun İmparatorluğu, ikinci bölümde ise Ak Hunlar incelenmiştir. Birinci bölüm; Türklerin kökeni, Türk - Moğol - Tibet ilişkisi, Hun adı ve kökeni, Çin İmparatorluğu’nun kuruluşu, Hun İmparatorluğu’nun kuruluşu, Mete Han dönemi, Hunların yükselme, duraklama ve çöküş dönemi Büyük Hun İmparatorluğu’nun yıkılışından sonra Hunlar ve Hun uygarlığı ana başlıkları altında konuların anlatımı yapılmıştır.","PeriodicalId":341978,"journal":{"name":"Turkuaz Uluslararası Türk Dünyası Bilimsel Araştırmalar Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128855172","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}