{"title":"HİTİT SAVAŞ ARABALARINI ÇEKEN ATLARIN KUTSANMASI","authors":"Sinan Öztürk","doi":"10.33469/oannes.1230571","DOIUrl":"https://doi.org/10.33469/oannes.1230571","url":null,"abstract":"Hitit Devleti’nin askerî yapılanmasında süvari birliği yoktu. Bunun yerine piyade birliği Anadolu’nun dağlık, tepelik alanlarında etkin rol oynamaktaydı. Belki de bu nedenle süvari birliğine ihtiyaç duyulmamıştır. Diğer yönden, eğitimli atların çektiği savaş arabaları, Hitit ordusunun en elit askerî gücünü oluşturmaktaydı. Hitit savaş arabası dağlık, tepelik gibi alanlarda etkili olmasa da meydan savaşlarında iki tekerlekli yapısı sayesinde üstün manevra kabiliyetine sahipti. Savaş arabasını yönlendiren sürücünün eğitimli olması ne kadar gerekliyse savaş arabasını çeken atların da o derece üstün yeteneğe sahip olması beklenirdi. Bu nedenle atlar düzenli fiziksel eğitimlere alınırdı. Bunun yanında atların arınmaları ve kutsanmaları amacıyla büyüsel eylemlere de başvurulduğu günümüze kadar ulaşan Hititçe bir ritüel metninden anlaşılmaktadır. Buradan yola çıkılarak yapılan çalışmanın amacı, Tanrı Pirinkir Ritüeli’nin kapsamlı bir analizinin yapılarak ortaya konmasıdır. Bu amaçla günümüze ulaşan satırlarından hareketle ritüel metni, “zaman ve mekân”, “amaç”, “katılımcılar”, “büyü objeleri”, “büyü eylemleri” ve “büyü metodları” gibi konular üzerinden tartışılmış ve bazı sonuçlara ulaşılmıştır. Savaş arabalarını çeken atların kötülüklerden arındırılarak kutsanması için atların Koruyucu Tanrısı Pirinkir ile birlikte, Tanrı Telipinu ve Tanrı Huzziya gibi önemli tanrılar da ritüele davet edilmiş ve akabinde bu tanrılara bol ve çeşitli ikramlar ve sunular eşliğinde reverans yapılmıştır. Ayrıca atların koşum takımları da büyüsel işlemlerden geçirilerek kutsanmıştır. Tanrılara sunulan ritüel malzemeleri, “Arabalı Savaşçı” unvanına sahip bir askerin evinden temin edilmiştir. Kral, ritüel eylemlerine özellikle katılmıştır. Atlar, ritüel objeleriyle hazırlanan arınma koridorundan geçirildikten sonra ırmağa ulaştırılmış ve bu ırmaktan üzerlerine su serpilerek arınma işlemleri tamamlanmıştır.","PeriodicalId":227887,"journal":{"name":"International Journal of Ancient History","volume":"25 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"122448378","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"SMINTHEION CULTIC CAVE AND SACRED SPRING IN THE LIGHT OF ANCIENT SOURCES AND ARCHAEOLOGICAL FINDINGS","authors":"Davut Kaplan","doi":"10.33469/oannes.1220048","DOIUrl":"https://doi.org/10.33469/oannes.1220048","url":null,"abstract":"All the sanctuaries of Apollo in Greece and Anatolia were built at or near the springs because he is the god of prophecy. The sanctuaries of Apollo were sometimes built directly on next to or near spring water coming out of the cave, as in Smintheion. Caves, sacred places for people living in rural areas at the beginning for sheltering and communicating with the gods, lost their functions, albeit a little, with the birth of temples. According to ancient sources and coin descriptions, the cave in Smintheion is understood to have been an essential sanctuary since the establishment of the Apollo Smintheus cult. Construction of the Hellenistic temple near the cave where the water source comes out, the cult has lost its function, but the water coming out of the cave has always been used in the service of the gods. Although Apollo Smintheus (Apollo, the lord of mice) was initially known as a god associated with mice, it is known that mice actually aid in divination. However, in the inscriptions at the entrance of the Great Bath in Smintheion, it is understood that a priest, who contributed to the agonistic games in the 2nd century A.D., was expressed as a hypophet, carrying out a cult practice related to water. Ancient sources, inscriptions, and coin depictions reflect this deep-rooted tradition of the existence of this cave and spring in Troy, as Apollo is a god of Anatolian origin. Therefore, this cave and spring to the east of the Temple of Apollo Smintheus must have been used for divination. In the first part of this study, geographical features, topography, and geological structure, which were the reason for the water source in the establishment of Smintheion in this area, were discussed. Afterward, the ancient texts about the cult of Apollo Smintheus, the inscriptions, and archaeological findings obtained from the excavations were mentioned, and it was revealed that the cave where the water came out was used as a sacred cave, and the spring was used for divination.","PeriodicalId":227887,"journal":{"name":"International Journal of Ancient History","volume":"6 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124355995","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"MÖ II. BİNYIL ÇİVİ YAZILI KAYNAKLARINDA KARAHNA KENTİ","authors":"H. Şahi̇n, Muhammed Yusuf Aynur","doi":"10.33469/oannes.1150006","DOIUrl":"https://doi.org/10.33469/oannes.1150006","url":null,"abstract":"Anadolu’nun tarihi belgelerde geçen ilk halkı Hattiler’dir ve Anadolu’ya isimlerini vermişlerdir. Zira Anadolu, MÖ III. bin yıldan itibaren Hatti ülkesi adıyla anılmıştır. İlk defa Akadcakaynaklarda geçen bu adlandırma, Geç Asur Devri’ne kadar devam etmiştir. Hitit kralları aynı şekilde Anadolu’yu Hatti ülkesi, kendilerini de Hatti ülkesi kralı olarak anmışlardır. Bu kavmin MÖ III. bin yılda, Anadolu’da yaşadıkları bilinmektedir. Alacahöyük, İkiztepe, Mahmatlar ve Horoztepe buluntularından, Hattilerin maden işlemeciliğinde ileri bir düzeye ulaştıkları anlaşılmaktadır. Hattilerin Koloni Devri’nde Kaniš’te yaşadıkları pek çok Hattice ismin Kültepe metinlerinde geçmesinden bilinmektedir. Onların özellikle, Kızılırmak kavisi içerisinde yaşamış oldukları anlaşılır. Hattitanrı adları teofor isimlerde geçmektedir. Anadolu coğrafyasında birden fazla kült merkezleri bulunduğu bilinmektedir. Hatti ülkesi içerisindeki Arinna veya Nerik gibi kült merkezleri ülke genelinde kutlanılan bayramlara ev sahipliği yaptığı gibi, Hitit krallarının da uğrak yeri olmuştur. Bundan başka bazı kentler önemli tanrıların kült merkezi haline gelmiştir. Bu kentlerden Karahna kenti ise çivi yazılı tabletlerin aktarmış olduğu bilgilerin ışığında, MÖ II. binde Asurlu tüccarların oturdukları önemli bir şehir olarak karşımıza çıkmaktadır. Daha sonraki yıllarda, Hititlerin Hattilerin yaşamış olduğu bölgeyi merkez edinmeleri ile Karahna kenti de önemini koruyup bu dönem içerisinde tapınak kenti şeklinde, Anadolu coğrafyasında, Koruyucu Tanrı’nın önemli bir dini merkezini oluşturduğu anlaşılmaktadır. Kentin Anadolu coğrafyası içerisinde önemli bir kült merkezi olduğu açıktır, bundan başka Hitit imparatorluk dönemine ait bazı Hitit krallarının yıllıklarında ortaya çıkması ile Karahna kentinin siyasi olaylara şahit olduğu da bilinmektedir. Kentin genel yapısı ve konumu hakkında fazla veri olmamasına rağmen, Hatti kültürünün Karahna da etkin olmasından dolayı, belki de şehrin tarihi Hititler öncesindeki devre kadar uzanmaktaydı.","PeriodicalId":227887,"journal":{"name":"International Journal of Ancient History","volume":"35 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"133739154","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"ATTOUDA’DAN CORNUCOPİA KABARTMALI SİLİNDİRİK ALTAR","authors":"Bilge YILMAZ KOLANCI, Ozan Gümeli̇","doi":"10.33469/oannes.1146143","DOIUrl":"https://doi.org/10.33469/oannes.1146143","url":null,"abstract":"Denizli ili, Sarayköy ilçesi, Hisar Mahallesi (Köyü) sınırlarında bulunan Attouda antik kenti, Salbakos Dağı (Babadağ) silsilesi üzerinde kurulan bir tepe yerleşimidir. Phrygia ve Karia Bölgeleri arasındaki sınır hattını oluşturan antik kentin üzerinde, geçmişi Selçuklu Dönemi’ne kadar uzanan Hisar köyü yerleşimi bulunmaktadır. Hisar köyüne ait yapıların 143 tanesi tescilli olup yerleşim 1. Derece Arkeolojik Sit alanına ek olarak Kentsel Arkeolojik Sit alanı ilan edilmiştir. Üzerinde bulunan bu yoğun konut dokusundan dolayı Attouda yerleşimine ait arkeolojik kalıntılar oldukça azdır. Yerleşimle ilişkili arkeolojik veriler Attouda’nın Hellenistik Dönem’den itibaren gelişmeye başladığını, Roma İmparatorluk Dönemi’nde ise varsıllaştığını göstermektedir. Çalışmamızda ele aldığımız, Denizli Müzesi’nde 170 envanter numarasıyla kayıtlı cornucopialı silindirik altar kentin Hellenistik Dönemi’yle ilişkili bir eser olmasının yanı sıra kentte tespit edilen ilk ve tek mermer altardır. Söz konusu altarın diğer bir özelliği gövdesinde karşımıza çıkan iki adet cornucopia kabartmasıdır. Cornucopia kabartmaları, Hellenistik Dönem’de Kos, Rhodos ve Kıyı Karia üretimi altarlarda sıklıkla kullanılmasına rağmen bezemenin daima altarın gövdesini saran girlandların ortasına yerleştirildiği bilinmektedir. Attouda altarına işlenen cornucopia kabartması, girlandlardan bağımsız bir şekilde gövde boşluğuna yerleştirildiğinden dolayı benzer örneği diğer altarlarda karşımıza çıkmayan ünik bir nitelik kazanmıştır. Ayrıca kentin az bilinen Hellenistik Dönemi’ne (MÖ 2. yüzyıl) ait nitelikli bir eser olması bakımından da önem taşımaktadır. Silindirik altarlar Hellenistik Dönem’de genellikle mezar yapılarıyla ilişkili kullanılmıştır. Ancak antik kentin sikkeleri üzerinde Apollon, Men Karou ve ağaç kültünde görülen silindirik altar betimlemeleri söz konusu altarın kentteki kültlerle ilişkili dini bir alanda kullanılmış olabileceğini de düşündürmektedir.","PeriodicalId":227887,"journal":{"name":"International Journal of Ancient History","volume":"44 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-17","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121597888","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Persian Defense System in the Light of Archaeological Surveys of the Troas Region","authors":"Reyhan Korpe","doi":"10.33469/oannes.1149549","DOIUrl":"https://doi.org/10.33469/oannes.1149549","url":null,"abstract":"Troas bölgesinde yapmış olduğumuz arkeolojik yüzey araştırmalarında bölgenin antik dönemlere ait yollara hakim tepeler üzerinde kale ve yerleşimler tespit edilmiştir. Bu tepe üstü yerleşim yerlerinin neredeyse tamamı iç, orta ve doğu Troas’tan akan nehir vadileri boyunca sıralanmakta olup, birbirlerini görebilecek konumdadırlar. Araştırmalarımızda bu yerleşim yerlerinde ve civarında ele geçen arkeolojik buluntulardan kalelerin en erken MÖ 6. yüzyılda inşa edildikleri anlaşılmaktadır. Hellenistik dönemin başlarında da pek çoğu terk edilmiştir. Bu kalelerin faaliyette olduğu zaman Troas bölgesinin Pers hakimiyetinde olduğu zamana uymaktadır. Bu nedenle Daskyleion satraplığı içinde Perslere bağlı bir çeşit savunma sisteminin parçası oldukları düşünülmektedir. \u0000Bu tepe üstü kale yerleşimlerine Troas bölgesinde Aesepos, Granikos, Rhodios ve Skamandros nehir havzaları boyunca bölgenin tamamında, nehir vadileri boyunca ve ayrıca stratejik geçitlere bakan tepeler üzerinde rastlanmıştır. Bu kaleler Perslerin bölgedeki askeri faaliyetlerinde kullandıkları yollar ve güzergahlar boyunca sıralanmaktadır. Büyük bir kısmı araştırmalarımız sonucu tespit edilen Troas bölgesindeki bu kalelerin konumlandırılışları Perslerin Batı Anadolu’daki savunma amaçlı askeri stratejisine büyük ölçüde ışık tutacaktır. \u0000Bu tepe üstü kale yerleşimlerine Troas bölgesinde Aesepos, Granikos, Rhodios ve Skamandros nehir havzaları boyunca bölgenin tamamında, nehir vadileri boyunca ve ayrıca stratejik geçitlere bakan tepeler üzerinde rastlanmıştır. Kserkses’in ordusunun geçtiği güzergah boyunca bulunduğu gibi, Granikos savaşı öncesi Pers ordusunun geldiği düşünülen Zeleia’dan Granikos’a giden yolu koruyan yol üzerinde de bulunmuştur. Büyük bir kısmı araştırmalarımız sonucu tespit edilen Troas bölgesindeki bu kalelerin konumlandırılışları Perslerin Batı Anadolu’daki savunma amaçlı askeri stratejisine büyük ölçüde ışık tutacaktır.","PeriodicalId":227887,"journal":{"name":"International Journal of Ancient History","volume":"11 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124631227","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Elam in Third-Millennium BC Mesopotamian Written Sources: Awan Dynasty","authors":"Kamal Bayramov","doi":"10.33469/oannes.1150431","DOIUrl":"https://doi.org/10.33469/oannes.1150431","url":null,"abstract":"In this study, the political relationship between Mesopotamia and Elam in third millennium BC has been dwelled on and Elam’s political history has been aimed to be enlightened. In the subject period, the two dynasties, named respectively Awan and Šimaški, have become prominent politically in Elam. However, here, almost contemporary with the Third Dynasty of Ur, Šimaški Dynasty has been out of scope, the process when Elam's first appearance on history, from 27th century BC to 2100 BC has been discussed. In this period, due to the lack of domestic resources scarcely any, Elamite history, except for a few examples, has been learned in the light of the written sources coming from Mesopotamia. In this context, the sources of the Early Dynasties and Akkadian periods were examined, and they have been compared with the written documents, when necessary by using the archaeological findings. Nevertheless, local sources that are very few also were mentioned. The only king of Elam who left epigraphs after himself, Puzur-Inšušinak's epigraphs were analyzed by including in this study. \u0000Elam, which existed in the southwest of Iran from the beginning of the third millennium BC until the Persian period, has had cultural, economic and political relations with the civilizations in its close neighbor Mesopotamia since the early periods of history. Even though it is known that cultural and economic relations are to be known since prehistoric periods, the first information about political relations dates to the Early Dynastic Period, 27th century BC. In the Early Dynastic period, Elam had political contacts with Kiš, Ur, and Lagaš city-states. \u0000During the Akkadian period, some parts of Elam lands were under the control of this state. Akkadian Kings, starting from Sargon the Great until the Šar-Kali-Šarri period, organized many expeditions on Elam. As a result of the collapse of Akkad, the last king of the Awan Dynasty, Puzur-Inšušinak, managed to achieve political unity. But, this case did not last long, Ur-Nammu, who established the Third Dynasty of Ur, vanquished Puzur-Inšušinak.","PeriodicalId":227887,"journal":{"name":"International Journal of Ancient History","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129227184","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Reed/Reed Bed in Ancient Mesopotamian Mythology and the Use of Reed in Religious-Magical Rituals","authors":"Abdulgani Kaçar","doi":"10.33469/oannes.1144993","DOIUrl":"https://doi.org/10.33469/oannes.1144993","url":null,"abstract":"Sumer halkı, MÖ 5. binyılda Güney Mezopotamya ya da diğer adıyla Aşağı Mezopotamya’ya ilk geldiğinde bu bölge ağırlıklı olarak bataklıklardan ve bataklık bitkisi olarak bilinen kamışların yetiştiği sazlık alanlardan oluşmaktaydı. Sumerler, bataklık alanları özel tekniklerle kurutup tarım arazilerine çevirmeden ve bölgede büyük kentler kurmadan önce, bataklık alanlarda bulunan adacıklar üzerine, kamıştan özel teknikler kullanarak yaptıkları kulübelerde ikamet etmiş, sazlık alanların kendilerine sunduğu besinleri tüketmiş ve gündelik hayatta kullandıkları birçok şeyi kamıştan yapmışlardır. Sazlık alanların ve kamış bitkisinin, erken Sumer yaşantısındaki bu hayati önemi, onların sonraki süreçlerde, mitolojinin, atasözlerinin, edebi metinlerin ve de dinsel ve büyüsel ritüellerin birer objesi haline gelmesine yol açmış ve bu durum temelini Sumer kültürünün oluşturduğu diğer tüm Mezopotamya kültürlerini de etkilemiştir. Kamış bitkisinin ve sazlık alanların erken Sumer yaşantısındaki önemine, Mezopotamya edebiyatındaki ve mitolojisindeki yerine ve dinsel ve büyüsel ritüellerdeki kullanımına dair çok sayıda müstakil ya da bu öğeleri birkaç yönüyle ele alan çalışma bulunmasına rağmen bu iki unsuru belirttiğimiz tüm yönleriyle inceleyen bir çalışma bulunmamaktadır. Bu makalenin amacı; sazlık ve kamışın erken Sumer yaşantısındaki önemini belirtip bunun bir sonucu olarak bu iki unsura mitolojide yüklenen anlamı ve kamışın dinsel ve büyüsel ritüellerde nasıl kullanıldıklarını bir arada incelemektir.","PeriodicalId":227887,"journal":{"name":"International Journal of Ancient History","volume":"35 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124445673","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Akhaimenid Pers İmparatorluğu Sonrası Orta Anadolu’daki Mazdaizm ve Mazdaist Topluluklar Üzerine Düşünceler","authors":"Okan Sezer","doi":"10.33469/oannes.1144448","DOIUrl":"https://doi.org/10.33469/oannes.1144448","url":null,"abstract":"Our knowledge regarding how Mazdaist communities in Central Anatolia managed to survive, what kind of social organization they used to have and possible alterations over their beliefs after the fall of the Achaemenid Persian Empire is sadly limited. Archaeological evidence and information gleaned from historical records do not provide direct answers to the problems, but instead allow the development of some suggestions. The relationship between the possible independent local beliefs and religions that have had worship of fire at their center, and Mazdaism is another point that deserves serious attention in the search for answers. Most of the information on the subject has been taken from historical records. Historical records —and a small number of archaeological evidence— scattered across different time periods indicate, at its greatest extent, the existence of Mazdaist communities in Central Anatolia as far back as Late Antiquity. This paper aims to evaluate some historical events that occurred after the fall of the Achaemenid Persian Empire in terms of local identity and belief and to make some suggestions about the history of Mazdaist communities and the possibility of a sect of Mazdaism peculiar to Central Anatolia.","PeriodicalId":227887,"journal":{"name":"International Journal of Ancient History","volume":"88 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"122590802","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Roman Stone Artefacts Preserved in Municipal Garden of Konya Çeşmelisebil","authors":"Nizam Abay","doi":"10.33469/oannes.1098108","DOIUrl":"https://doi.org/10.33469/oannes.1098108","url":null,"abstract":"Çesmelisebil is a neighborhood in the Sarayönü district of present-day Konya province. The ancient settlement is known as Gdanmaa or Kristenos, which hosted many civilizations, was within the borders of Ancient Phrygia. Numerous archaeological findings were collected from the Roman and Byzantine Periods in the city. Some of these findings are located in the garden of municipality building. The stele and altar finding group included in the study are in the form of rectangular prisms, and made of local limestone. The main relief figures on the findings generally demonstrate the same type and are depicted singly or in pairs. The iconographic and stylistic character of these figures, which are carved in low relief, are dated to 2nd-3rd centuries AD when compared to the artefacts in the nearby region. It is also seen that these main relief figures are accompanied by Greek inscriptions and various objects. It is understood that these objects are household items such as spindles, distaff, houses, trivet tables which were used by women in daily life. Therefore, these artefacts, which we understand that belong to a woman or a man in the context of inscriptions, also provide important data about the burial tradition and cultic","PeriodicalId":227887,"journal":{"name":"International Journal of Ancient History","volume":"126 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-07-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121397674","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"“Lynch Culture” as an Unlawful Practical Tool of Directing Masses and Individuals: Ancient Rome (Republican Period) Example","authors":"Onur Günday","doi":"10.33469/oannes.1107702","DOIUrl":"https://doi.org/10.33469/oannes.1107702","url":null,"abstract":"The lynching movements, which are often seen in modern societies, for personal and political reasons, oriented towards individuals and groups physically or verbally, have been known in various societies and cultures throughout history. These kinds of practices, aimed at destroying or socially intimidating people and groups in the target, have emerged as a different but effective way for people and political groups to go beyond the boundaries of the defined law to provide their justice or political goals. Looting and intimidation of people or political rivals who do not comply with the norms set by society has been an essential factor in the Roman Empire of the Republican Period. It can be seen that these methods, which can be considered as primitive and cruel practices with a contemporary perspective, were referred to legal channels in ancient Rome in many cases or were accepted by the community layers and even by official institutions due to established practices (mos maiorum).","PeriodicalId":227887,"journal":{"name":"International Journal of Ancient History","volume":"16 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-07-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127954319","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}