{"title":"DİVAN ŞİİRİNİN YEŞİL MÜCEVHERLERİ: YEŞİM, ZEBERCET VE ZÜMRÜT","authors":"Fatıma Aydin","doi":"10.54566/turas.1193920","DOIUrl":"https://doi.org/10.54566/turas.1193920","url":null,"abstract":"İnsanoğlu tarih boyunca zenginlik ve güzellik simgesi olarak değerli taşları kullanmışlardır. Bu taşların seçiminde etkili olan özelliklerden biri de rengidir. Bu çalışmada Divan şairlerinin yeşil renkli değerli taşları şiirlerinde nasıl kullandıkları incelenmektedir. Yeşil renk, Türklerin yaşamında önemli bir rol oynamaktadır. Bu renk, tazeliğin ve baharın rengi olarak görülmüştür. İslamiyet öncesi Türk inanışlarında İyilik tanrısı (Ülgen) ile yeşil renk arasında bağlantı kurulmuştur. İslamiyet’in kabulünden sonra yeşil renk, Türk toplumunda İslamiyet’in ve uhreviliğin sembolü haline gelmiştir. Türkler yeşil rengi bayraklarda ve giysilerde tercih ettikleri gibi değerli taşlarda da tercih etmişlerdir. Divanlara baktığımızda yeşil renkli üç değerli taştan bahsedildiğini görürüz. Bunlar Doğu toplumlarının birçoğunda kutsal kabul edilen yeşim, zebercet (peridot) ve zümrüttür. Divanlarda bu taşların o dönemde takı ve süslemelerde kullanılmış olduklarını görmekteyiz. Yeşil renkli taşlar, yüzüklerde, taht ve taçlarda veya mücevher kutusu gibi bazı eşyaların süslemelerinde kullanılmıştır. Baharda çimenlikler, bahçeler veya gül ağaçları yeşil renkleri ile yeşime, zebercede veya zümrüde benzetilmişlerdir. Bu taşlar hakkında ilginç inanışlara da Divanlarda rastlanmıştır. Bu çalışmada taşlar ve taşların özellikleri hakkında bilgi verilmiştir. Bu değerli taşların nerede çıkarıldıkları, taşlar hakkındaki inanışlar ve kullanım alanları incelenerek her biri örneklendirilmiştir.","PeriodicalId":191503,"journal":{"name":"Turkish Academic Studies - TURAS","volume":"449 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"131847374","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"BİR KARŞI-METİN OLARAK YEŞİL GECE","authors":"Yunus Şahi̇n","doi":"10.54566/turas.1177375","DOIUrl":"https://doi.org/10.54566/turas.1177375","url":null,"abstract":"Yeni tarihselcilik, ilk olarak Amerikalı eleştirmen Stephen Greenblatt tarafından ortaya atılmıştır. Bu kuramın amacı tarihe yeni bir bakış açısı kazandırmaktır. Kuramın en temel ilkesi tarihi bir olay araştırılırken o döneme ait yazılı olan her şeyin incelenmesi ve bu inceleme sırasında hiçbir türün diğerinden daha değerli ve daha üstün görülmemesidir. Bu yönüyle bilgi edinmek amacıyla edebi bir eserle tarihi bir metin ya da bir reklam broşürü arasında bir fark yoktur. Bundaki maksat şimdiye kadar görülemeyen, görülmek istenmeyen ne varsa ortaya çıkarmaktır. Yeni tarihselci edebiyat teorisi de benzer ilkeler üzerinden hareket eder. Bunlardan biri de karşı-metin ilkesidir. Karşı-metin kavramına göre her metin farkında olsun veya olmasın savunduğu görüşlerin tam tersini de içerir. Böyle bir inceleme yapabilmek için belli bir ideolojisi olan bir eser olması gerekir. Yeşil Gece tam da buna uygun bir eserdir. Dönemin egemen ideolojisine ve iktidara yakınlığıyla bilinen Reşat Nuri Güntekin, bu romanında idealist bir öğretmenin softa ve yobazlarla mücadelesini anlatır. Bunun yanında geleneksel eğitim anlayışının yerini yeni eğitim tarzının alması gerektiğini savunur. Diğer taraftan da ideolojik olarak yeni bir toplum inşa edilmek istenmektedir. Roman, yeni tarihselci edebiyat eleştirisi bağlamında romanı bir karşı-metin olarak okunarak yazarın amacına ulaşıp ulaşmadığı tespit edilmeye çalışılacaktır.","PeriodicalId":191503,"journal":{"name":"Turkish Academic Studies - TURAS","volume":"55 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125321898","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"EFRÂSİYÂB'IN HİKÂYELERİ ROMANINDA KÜLTÜRÜN YORUMLANMASI","authors":"Muhmmaed Ali Aktaş","doi":"10.54566/turas.1181152","DOIUrl":"https://doi.org/10.54566/turas.1181152","url":null,"abstract":"Kültür hem sonraki kuşağı şekillendirir hem de kuşak tarafından şekillenir. ilk kuşaktan sonraki kuşağa doğru akan bu aktarım homojen değildir. Toplumun diğer kültürlerle etkileşiminde kendi kültür dairesine eklemeler olur ve bu daireye dışarıdan gelen kültürel öğeler kültür içerisinde; algılanmasında ve aktarımında bazı değişimlere ve dönüşümlere uğrar Toplumun ürettiği, dönüştürdüğü tüm bu öğeler toplumun sonraki kuşağına aktarılır. Bu aktarım ve dönüşüm iki taraflıdır. Toplumun Alımlandığı ve dönüştürüldüğü kültür; sonraki kuşağı şekillendirir. ihsan Oktay Anar’ın üçüncü romanı Efrâsiyâb’ın Hikayeleri adlı romanında farklı zaman ve coğrafyalarda oluşmuş ama Türk kültür dairesine katılmış birçok anlatıyı parodi ve pastiş yöntemleriyle tekrar işlemiş bunu yaparken de önceki metindeki olay ve figürleri 20. yy. Anadolu’suna uyarlamıştır. Çalışmada önce romanın kurgusunu oluşturan, pastişini yaptığı önceki eserler ve bunların romanda kullanımı tespit edilmiştir. İç hikayedeki parodisi yapılan eserler ve bunların kültürel dönüşümünün nasıl yapıldığı tespit edilmiştir.","PeriodicalId":191503,"journal":{"name":"Turkish Academic Studies - TURAS","volume":"18 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-02","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124609192","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"DÖRT MEKTUBUYLA VALA NUREDDİN VE ÇEVRESİ","authors":"H. Sazyek","doi":"10.54566/turas.1191365","DOIUrl":"https://doi.org/10.54566/turas.1191365","url":null,"abstract":"Vâlâ Nureddin (1901-1967), genellikle Bu Dünyadan Nazım Geçti adlı kitabıyla tanınır. Bununla birlikte o, Türk basınına kırk yıl hizmet etmiş üretken bir kişidir. Edebiyatın değişik türlerinde pek çok eser vermiş popüler bir yazar olan Vâlâ Nureddin, aynı zamanda dışa dönük, arkadaş canlısı, sosyal yönü güçlü bir insandır. Gerek özel gerekse sosyal hayatında hiç yalnızlık çekmemiş olan yazar, üç evlilik yapmış ve geniş bir dost çevresinin içinde yaşamıştır. Ünlü şair Yahya Kemal Beyatlı, bu çevrenin önemli isimlerindendir. \u0000İlk evliliğini Nazım Hikmet’le birlikte gittiği Sovyetler Birliği’nde yapan Vâlâ Nureddin, yurda dönerken yanında getiremediği eşinden ve kızından ayrılmak zorunda kalmıştır. İkinci kez Meziyet Hanım ile evlenen yazarın yedi yıllık mutlu evliliği, eşinin ölümü üzerine bitmiştir. Vâ-Nû iki yıl sonra Müzehher Hanımla evlenmiş ve sonraki yıllarını onunla geçirmiştir. \u0000Marmara Üniversitesi Taha Toros Arşivinde bulduğumuz dört mektubu, Vâlâ Nureddin’in özel ve sosyal yaşamına ilişkin ilginç bilgiler vermektedir. Özellikle, eski eşinin annesine yazdığı üç mektup, onun Meziyet Hanımı hiç unutmadığını ve hatırasını uzun yıllar içinde canlı tuttuğunu göstermesi açısından çok dikkat çekicidir. Dolayısıyla, bu örnekler, mektup türünün insanî ve edebî açıdan ne derece önemli bir veri kaynağı olduğunu ortaya koymaktadır. Vâlâ Nureddin’in Yahya Kemal’e yazdığı mektup da iki şahsiyet arasındaki ilişkinin boyutlarını sergilemesi bakımından önem taşımaktadır.","PeriodicalId":191503,"journal":{"name":"Turkish Academic Studies - TURAS","volume":"46 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-10-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123827046","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"ERKEN ORTAÇAĞ TÜRK KAVİMLERİNDE GİYİM KUŞAM VE MODA","authors":"Gökhan Kurt","doi":"10.54566/turas.1175977","DOIUrl":"https://doi.org/10.54566/turas.1175977","url":null,"abstract":"İnsan hayatındaki en önemli faktörlerden birisi de giyinme ihtiyacıdır. İnsanoğlu var olduğundan beri ilk olarak basit bitki liflerinden daha sonraları ise deri, keçe, kumaş gibi malzemelerden elbiseler yapıp kullanmışlardır. Giyim, ilk zamanlardan itibaren insanlar için zaruri bir ihtiyaç olmuş insanları coğrafi şartlardan korumuştur. Fakat giyim kültürünü coğrafya ve iklimle açıklamamız mümkün değildir. Bu yüzdendir ki insanların giyim tarzı ve alışkanlıkları inançlarına ve etkileşime geçtikleri diğer kültürlere göre şekillenmiştir. Avcılıkla hayatını sürdüren kavimlerle, yerleşik hayatta üretim ile uğraşan kentlilerin kıyafetleri bir değildir. Ayrıca millet ve din farkı da kıyafetlerdeki değişik tarzların olağan sonucudur. Giyim tarzının ve anlayışının simgesel gücüyle insanların yaşadığı coğrafyayı, milletini ve hangi dinden olduğunu anlamak mümkün olabilmektedir. \u0000 Bu çalışmada bütün bu coğrafi, kültürel ve dili faktörlerin etkisi doğrultusunda Erken Ortaçağda Orta Asya Türklerinde giyim-kuşam ve moda incelenmiş bu dönemde Orta Asya Türklerindeki keçe, kumaş üretimi, dokumacılık sanatı ve arkeolojik giyim malzemeleri üzerinde durulmuştur.","PeriodicalId":191503,"journal":{"name":"Turkish Academic Studies - TURAS","volume":"23 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-10-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121295796","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"TÜRKÇE ÖĞRETİMİNDE MUSTAFA KUTLU’NUN HİKÂYELERİNDEN YARARLANMA","authors":"Havva Aşı, Şeyma BÜYÜKKAVAS KURAN","doi":"10.54566/turas.1174357","DOIUrl":"https://doi.org/10.54566/turas.1174357","url":null,"abstract":"Teknolojik gelişmeler, toplumun ihtiyaçları ve beklentileri, eğitim-öğretime yön veren önemli etkenlerdir. Tarihî dönemler izlendiğinde Türk eğitim sisteminde zaman zaman farklı yaklaşımların benimsendiği görülmektedir. Türk eğitim sisteminde 2006 itibarıyla yapılandırmacı yaklaşım benimsenmiş ve 2006, 2015, 2017, 2018 ve 2019 Türkçe Öğretim Programı bu yaklaşım çerçevesinde hazırlanmıştır. Yapılandırmacı yaklaşımda öğretim, metin temelli ve öğrenci merkezli gerçekleştirilmektedir. Süreç odaklı olması, öğrenciyi eğitim-öğretim sürecinde aktif kılması ve metinlerin araç olarak kullanılması bu yaklaşımın temel özelliklerindendir. Öğretim sürecinde şiir, hikâye, bilgilendirici metin gibi farklı türlerden yararlanılmaktadır. Yapılandırmacı yaklaşımdan sonra hazırlanan programlarda önerilen metin türleri, sınıf düzeylerine göre belirlenmiştir. Programlarda hikâye edici metinlere her sınıf düzeyinde yer verilmiştir. Öğretimde metinlerden araç olarak yararlanılması, her sınıf düzeyinde hikâye edici metinlere yer verilmesi Türkçe öğretiminde edebî metinlerin önemli bir yere ve etkiye sahip olması ile ilgilidir. \u00001960 sonrası hikâyecileri arasında olan Mustafa Kutlu’nun deneme, sohbet, araştırma-inceleme ve hikâye türlerinde eserleri vardır. Kurmaca ve bilgilendirici metinlerinde yazarın temel düşüncesi; modernleşen, tek tipleşen toplumsal yapının içine sıkışan ve bir arayış içinde olan insanın aradığı huzuru öze/tabiata geri dönerek bulacak olmasıdır. Öğretim programında; öğrenme alanları, temel beceriler, dil bilgisi ve değerler eğitiminin bütünlük içinde kazandırılması hedeflenir. Kutlu’nun hikâyelerinin biçim ve içerik özelliklerinin Türkçe öğretim programında belirtilen kazanımları örneklendirebilecek nitelikte ve zenginlikte olduğu düşünülmektedir. Çalışmada; dinleme/izleme, konuşma, okuma, yazma, dil bilgisi alanları ve değerler, hikâyelerden kesitlerle örneklendirilmiş ve her beceri alanında kazanımlara uygun etkinlikler düzenlenmiştir. Kutlu’nun bütün hikâyelerini kapsayan bu çalışma, yazarın hikâyelerinden bazen bütünüyle bazen de kelime, kelime grubu, cümle ve paragraf düzeyinde Türkçe öğretiminin her alanında yararlanılabileceğini göstermek amacıyla hazırlanmıştır.","PeriodicalId":191503,"journal":{"name":"Turkish Academic Studies - TURAS","volume":"25 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-10-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115737103","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"A COMPARISON OF THE ATTITUDES TOWARD NATURE IN LONDON’S “TO BUILD A FIRE” AND CATHER’S “NEIGHBOUR ROSICKY” /LONDON’IN “ATEŞ YAKMAK” VE CATHER’IN “KOMŞUM ROSICKY” ADLI ÖYKÜLERİNDE DOĞAYA KARŞI OLAN TUTUMLARIN BİR MUKAYESESİ","authors":"F. Koçsoy","doi":"10.54566/turas.1124488","DOIUrl":"https://doi.org/10.54566/turas.1124488","url":null,"abstract":"Toward the end of the 19th century, the vision of nature shifted from its romantic idealization to an understanding of it as a harsh and indifferent being. This shift is compatible with the change from Romanticism to Realism/Naturalism. As a naturalist, Jack London (1876-1916) deals with a character’s prejudiced and hostile stance to nature in “To Build a Fire” (1908). On the other hand, Willa Cather (1873-1947) adopts a Romantic/ecological point of view to nature in “Neighbour Rosicky” (1928), though Romanticism had lost its impact in her time. The works as representatives of opposite movements can be regarded as opposite in terms of their perceptions of nature, too. In the first, ‘the man’ underestimates the power of nature, the intensity of cold weather and does not establish a positive bond with his dog. At the end, nature with its indifference overcomes him severely. On the contrary, Cather’s protagonist Rosicky is a city-bred man, but chooses to lead a natural and ecological life after thirty-five. He cherishes nature and its components; in return, he is rewarded with spiritual satisfaction. Both stories epitomize the concept of nature by portraying the characters and their casts of mind. This study juxtaposes two opposite works which can be regarded as belonging to two opposite literary trends.","PeriodicalId":191503,"journal":{"name":"Turkish Academic Studies - TURAS","volume":"46 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124279054","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"ŞAİRİN SAHNEYE VURAN GÖLGESİ: AHMET MUHİP DIRANAS TİYATROSU ÜZERİNE","authors":"Sefa Toprak","doi":"10.54566/turas.1122423","DOIUrl":"https://doi.org/10.54566/turas.1122423","url":null,"abstract":"Doç. Dr. Can ŞEN tarafından hazırlanan “Hayatın Çıkmazlarında Ahmet Muhip Dıranas Tiyatrosu ” adlı çalışmanın tanıtım yazısıdır.","PeriodicalId":191503,"journal":{"name":"Turkish Academic Studies - TURAS","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-06-16","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124832359","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"HÜSEYİN CÖNTÜRK’ÜN TURGUT UYAR İNCELEMESİNİ YENİ ELEŞTİRİ KURAMI BAĞLAMINDA OKUMA","authors":"Sema ÇETİN BAYCANLAR","doi":"10.54566/turas.1099847","DOIUrl":"https://doi.org/10.54566/turas.1099847","url":null,"abstract":"İngiliz ve Amerikan edebiyatlarında 20. yüzyılın ilk yarısında baskın, biçimci bir eleştiri eğilimi olan Yeni Eleştiri özellikle yakın okuma tekniğini kullanmasıyla ön plana çıkar ve bu eleştirel yöntem, metnin kendisine sadık kalarak metin dışı kaynakları göz ardı eder. Bu haliyle literatürde nesnel eleştirinin gelişmesinde ciddi katkıları olan bir eleştiri eğilimi olarak anılır. \u0000Metni biyografi, tarih, sosyoloji, psikoloji ve siyasi öğretilerden bağımsız bir anlayışla değerlendirmeyi hedefleyen bu eleştiri anlayışını, Türk edebiyatında 1950’li yıllarda Hüseyin Cöntürk’ün çevirilerinde ve eleştiri metinlerinde görmek mümkündür. İzlenimci eleştiri anlayışına karşı tutumuyla da bilinen Cöntürk’ün çalışmalarında özellikle sayısal veriler ve analizlerden yararlanması, nesnelliğe yaptığı vurgu, şiirde sembol, imge, imaj ve yaratılan dünya üzerine görüşleri eleştiride farklı bir alanın açılmasına katkıda bulunmakla birlikte eleştirilere de hedef olmuştur. \u0000Hüseyin Cöntürk’ün, İkinci Yeni Hareketinin önemli şairlerinden biri olan Turgut Uyar’ın şiir dünyasını, bu hareketten bağımsız olarak ele aldığı “Turgut Uyar” başlıklı çalışması pek çok açıdan Yeni Eleştiri ile yöntem açısından paralellik taşımakla birlikte birtakım unsurlar dâhilinde bu anlayıştan uzak bir içerik barındırır. Cöntürk’ün Garip şairleri ile Uyar arasında kurduğu ilişki, sanatçının şiir dünyası dışında ele alınması gereken duygu durumu (psikolojisi) gibi unsurlardan bahsetmesi tartışmaya açık tespitlerdir. Bu çalışmada Cöntürk’ün Yeni Eleştiri anlayışıyla olan organik ilişkisi ve hangi içerikle bu anlayıştan ayrıldığı tespit edilmeye ve değerlendirilmeye çalışılacaktır.","PeriodicalId":191503,"journal":{"name":"Turkish Academic Studies - TURAS","volume":"16 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-05-24","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"122248532","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"HALİT FAHRİ OZANSOY’UN SON POSTA GAZETESİNDEKİ ŞİİR ÜZERİNE YAZILARI (1937-1951)","authors":"Abdurrahman Ekin","doi":"10.54566/turas.1083706","DOIUrl":"https://doi.org/10.54566/turas.1083706","url":null,"abstract":"Çalışmamızın amacı, Halit Fahri Ozansoy’un Son Posta gazetesindeki 1937 ila 1951 yılları arasında şiir hakkında yazdığı yazılara değinmektir. Bu tarihler arasında ele alınan konu ya da kişilere bakarak, Halit Fahri’nin poetik dünyasını değerlendirmek ve edebiyat tarihine katkılarını ortaya çıkarmak hedeflenmiştir. Oldukça verimli bir yazı hayatı geçiren Halit Fahri, Son Posta gazetesinde edebiyatın hemen her türlü meselesi hakkında çeşitli yazılar yazmıştır. Edebiyat tarihimizde daha çok şairliği ve anı türüne olan katkıları ile bilinen Ozansoy’un gazete yazarlığı ise pek de önemsenmemiştir. Son Posta gazetesinde şiir üzerine yazıların derli toplu olmayışı, güncel edebi meselelere dair tekrar eden görüşler bu yazıların ciddi şekilde ele alınmamasına neden olmuş olabilir. Makalemiz; şairin edebiyat tarihindeki yeri ve önemini ele alan kısa bir değerlendirme yazısı ile başlar. Ardından Son Posta gazetesindeki yazılara değinilir. Bu gazetedeki yazıların çeşitliliği tam bir alt başlık oluşturulmasına imkân vermezken konular arasındaki yakın ilişkilerden yola çıkarak bir yol haritası oluşturulmuştur.","PeriodicalId":191503,"journal":{"name":"Turkish Academic Studies - TURAS","volume":"11 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-05-24","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128116232","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}