{"title":"Akut Arterial İskemik İnmesi Olan Çocuklarda Risk Faktörleri ve Nörolojik Bulgular","authors":"T. Sezer","doi":"10.16899/GOPCTD.349950","DOIUrl":"https://doi.org/10.16899/GOPCTD.349950","url":null,"abstract":"Amac: Calismamizin amaci arterial iskemik inmesi (AII) olan cocuklarda klinik ozellikler, tedavi secenekleri ve prognozun saptanmasidir. Materyal ve Metod: Calismamizda AII tanisiyla merkezimizde 2009 ile 2015 yillari arasinda takip edilen 102 cocugun ( 62 kiz ve 40 erkek) klinik bulgulari retrospektif olarak degerlendirildi. Hastalarin inme sirasindaki yas ve cinsiyetleri, tibbi gecmisleri, aile hikayesi, basvuru anindaki klinik bugulari, epileptik nobet hikayesi varligi ve radyolojik bulgulari kaydedildi. Merkezimizde AII tanisi alan tum cocuklara kardiyak inceleme, hematolojik ve immunolojik tesler, dogumsal metabolik hastaliklar icin taramalar yapilmaktadir. Sonuclar: AII'li hastalarda saptanan hastaliklar sirasiyla; kardiyak hastalik (25 hasta), gecici serebral iskemi (12 hasta), Down sendromu (11 hasta), Talasemi (9 hasta), Moyomoya hastaligi (7 hasta), homozigot MTHFR mutasyonu (6 hasta), homozigot faktor V Leiden mutasyonu (4 hasta), protein C eksikligi (3 hasta), orak hucreli anemi (1 hasta) ve 24 hastada altta yatan neden saptanamadi. Birden fazla risk faktoru 16 cocukta ve tekrarlayan inmeler 4 hastada saptandi. Hemipleji en sik saptanan klinik presentasyon (%88,2) iken, bunu nobetler (%66,6) ve suur degisikligi (%54,9) takip ediyordu. Ortalama klinik takip suresi 32,±5,4 idi. AII'li 102 hastanin klinik takip sunuclari su sekilde idi; asemtomatik 57,8%, kalici norolojik defisit ya da epilepsi 40,2%, olum 2%. Sonuclar: Calismamizda AII'li cocuklarin %76,5'sinda altta yatan bir neden saptandi, hastalarin %42.2'si oldu ya da motor ve/veya mental geriligi oldu ve aspirin profilaksisine ragmen 4 hastada tekrarlayan AII atagi oldu.","PeriodicalId":183630,"journal":{"name":"Çağdaş Tıp Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2017-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132406781","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Orta Anadoluda Üçüncü Basamak Bir Hastanede Non-Steroid Anti-İnflamatuar İlaç Reçeteleme Tercihleri","authors":"Elif Börekçi","doi":"10.16899/GOPCTD.349789","DOIUrl":"https://doi.org/10.16899/GOPCTD.349789","url":null,"abstract":"Giris: Non-Steroid Anti-inflamatuar (NSAI) ilaclar analjezik, antipiretik ve antiinflamatuar etkileri nedeniyle yaygin olarak kullanilan ilaclardir. Calismanin amaci hastanemizde poliklinik hizmeti veren doktorlarimizin NSAI ilac receteleme aliskanliklarini ve tercihlerini gozden gecirmektir. Gerec ve yontem: Ic Anadolu’da ucuncu basamak bir hastanede dahili ve cerrahi branslarda calisan ve poliklinik hizmeti veren doktorlarimiza agri kesici ve NSAI ilac tercihleri ile iliskili 10 sorudan olusan anket uygulanmis ve veriler toplanmistir. Bulgular: Hastanemizde NSAI ilac recete etme sikligi %34,5 saptandi. Dahili ve cerrahi bolumlerde sirasiyla en sik diklofenak (%23,1) ve deksketoprofen (%43,5) recete edilmekte idi. En sik receteleme sebebi dahili branslarda eklem agrisi (%57,7), cerrahi branslarda ise postoperatif agri (%73,9), en sik karsilasilan yan etki ise gastrointestinal sistem yakinmalari idi. Sonuc: Yuksek etkinligi ve faydalari yaninda yan etki riski de yuksek olan NSAI ilaclarin gereksiz kullanimindan kacinilmali ve cok sik receteledigimiz bu ilaclar konusundaki bilgilerimiz guncellenmelidir.","PeriodicalId":183630,"journal":{"name":"Çağdaş Tıp Dergisi","volume":"8 7","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2017-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132512556","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Bariatrik Cerrahi Cinselliği Etkiler Mi? Sistematik Derleme","authors":"Dilek Aygi̇n, Kadriye Acar","doi":"10.16899/gopctd.349953","DOIUrl":"https://doi.org/10.16899/gopctd.349953","url":null,"abstract":"Obezite bozulmus vucut imaji, psikolojik bozukluklar ve hormonal bozukluklar gibi cesitli nedenlere bagli olarak cinsel yasami olumsuz olarak etkilemektedir. Bariatrik cerrahi obezite tedavisinde sikca kullanilmaktir. Kilo kaybina bagli fiziksel aktivitede artis ve hormonal degisiklikler gibi olumlu etkilerinin yanisira, bariatrik cerrahinin hizli kilo kaybina bagli gelisen cildin sarkmasi ve burusmasi gibi yanetkileri de bulunmaktadir. Bu calismanin amaci bariatrik cerrahinin cinsel fonksiyonl uzerindeki etkisini belirlemektir. 2004 ile 2015 yillari arasindaki literatur, Scopus, Science Direct, PubMed, Ebsco, Coochrane, Medline Complete, Ovid, Springer Link, Google Scholar, Taylor & Francis, PsychInfo veri tabanlari, ulusal tez merkezi ve Ulakbim veritabanlari taranarak gozden gecirildi; kriterlere uygun on calisma calismaya dahil edildi. Calismaya, bariatrik cerrahi uygulanan toplam 524 hasta (152 erkek) alindi. Tum calismalarda cinsel islevin duzeldigi gorulmustur. Ayrica her iki cinsiyette de kilo vermenin ureme hormonlari uzerinde olumlu etkileri oldugu gosterilmistir. Bariatrik cerrahi, kilo kaybi ve dolayisiyla cinsel fonksiyon ve ureme hormonlari uzerinde olumlu etkilere sahiptir.","PeriodicalId":183630,"journal":{"name":"Çağdaş Tıp Dergisi","volume":"12 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2017-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128609971","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Gebelikte Depresyon Yaşama Durumu ve Etkileyen Faktörler","authors":"Bahtışen Kartal, Nuray Şi̇mşek","doi":"10.16899/GOPCTD.349811","DOIUrl":"https://doi.org/10.16899/GOPCTD.349811","url":null,"abstract":"Amac: Calisma gebelikte depresyon gorulme sikligini ve etkileyen faktorleri belirlemek amaciyla tanimlayici olarak yapilmistir. Yontem: Verilerin toplanmasinda arastirmacilar tarafindan gelistirilen bir tanitim formu ve Edinburg Depresyon Olcegi kullanilmistir. Calismanin orneklemini 200 gebe olusturmustur. Verilerin degerlendirilmesinde sayi, yuzdelik, ortalama, bagimsiz gruplarda t testi, kruskal wallis Anova ve post-hoc(Tukey HSD)test kullanilmistir. Bulgular: Arastirmaya katilan gebelerin % 34.0’ i 25-29 yas grubunda, % 82.0’i ev hanimi, %56.5’i cekirdek ailede yasamaktadir. Ayrica calismaya katilan gebelerin %5.0’i gelir durumunun orta duzeyde oldugunu, % 81.5’i sosyal guvenceye sahip oldugunu ifade etmistir. Ayrica gebelerin %33.5’inin ilk gebeligi oldugu, %55.5’inin planlayarak gebe kaldigi, %49.0’inin bebeginin bakimina iliskin kaygi yasadigi, %15.5’i daha onceki gebeliklerinde depresyon yasadigi ve %13.5’i de ailelerinde depresyon oykusu oldugunu belirlenmistir. Arastirmamizda gebelerin depresyon puan ortalamasinin 10.4±6.6 oldugu ve % 36.0’sinda depresyon oldugu belirlenmistir. Gelir ve calisma durumunun, cocuk sayisinin, plansiz gebeligin, gebelikte saglik probleminin, bebek bakimina iliskin kaygi yasamanin, gebelikte kayip yasamanin, onceki gebelikte ve ailede depresyon oykusunun, es ile olan iliskinin, gebelikte es ile olan iliskide meydana gelen degisikligin, sosyal destek eksikliginin, depresyon puanini etkiledigi belirlenmistir. Sonuc: Sonuc olarak, depresyon icin risk tasiyan gebelerin psikososyal takiplerinin duzenli olarak yapilmasi ve uygun danismanlik hizmetlerine yonlendirilmeleri onerilebilir..","PeriodicalId":183630,"journal":{"name":"Çağdaş Tıp Dergisi","volume":"18 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2017-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115583208","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"In-vitro Antibiotic Resistance Profile of E. coli Strains Isolated from Community-acquired Paediatric Urinary Tract Infections in Karabük Province","authors":"N. Asgin, Elcin Cakmakliogullari","doi":"10.16899/gopctd.349939","DOIUrl":"https://doi.org/10.16899/gopctd.349939","url":null,"abstract":"Amac: Bu calismada Karabuk ilinde cocuklarda toplum kaynakli idrar yolu enfeksiyonuna neden olan E. coli suslarinin antibiyotik direnc profili ve Genislemis Spektrumlu Beta Laktamaz(GSBL) uretim oranlarinin tespiti amaclanmistir. Gerec ve Yontemler: Ocak 2013-Eylul 2016 tarihleri arasinda Karabuk Universitesi Karabuk Egitim Ve Arastirma Hastanesi Mikrobiyoloji Laboratuvarina cocuk polikliniklerinden gelen idrar orneklerinden izole edilen 410 E. coli calismaya dahil edilmistir. E.coli suslarinin GSBL uretimi ve in-vitro antibiyotik direnc profili retrospektif olarak incelenmistir. Bulgular: Toplum kokenli 410 uropatojen E. coli susunun 328’i (%80) kiz, 82 si (%20) erkek hastalardan izole edilmistir. Tum yas gruplarinda kiz cocuklarinda E.coli daha sik izole edilmistir. Kiz cinsiyet ile E.coli izolasyon oranlari arasinda tum yas gruplarinda istatistiksel olarak anlamli fark bulunmustur.(p<0.05) E. coli suslari ampisiline %62.4, amoksisilin-klavulanik aside %40, trimetoprim sulfametoksazole %26, sefuroksime %23.6, sefiksime %15.8, sefotaksime %13.9, seftazidime %10.7, gentamisine %6, nitrofurantoine %5.8, ve fosfomisine % 4.1 oraninda direncli idi. Erkeklerde antibiyotik direnc oranlari kizlardan yuksek bulunmustur. Sefiksim, sefotaksim ve seftazidim direnc oranlari ile erkek cinsiyet arasinda istatistiksel olarak anlamli fark oldugu tespit edilmistir (p<0.05). Tum izolatlar icin GSBL orani %13.9 olarak bulunmustur. Bu oran kizlarda %11.5, erkeklerde %23.1 olarak tespit edilmistir. Erkek cinsiyet ile GSBL uretim orani arasinda istatistiksel olarak anlamli bir fark tespit edilmistir. (p<0.001) Sonuc: Idrar yolu enfeksiyonu cocukluk caginda onemli bir problemdir. Yanisira antibiyotik direnc oranlari bolgeler arasi onemli farkliliklar gostermektedir. Bolgemizde cocukluk cagi idrar yolu enfeksiyonlarinin tedavisinde hem antibiyotik direnc oranlari daha dusuk oldugu icin, hem de agizdan alinabildikleri icin sefiksim, nitrofurantoin ve fosfomisin tercih edilebilir.","PeriodicalId":183630,"journal":{"name":"Çağdaş Tıp Dergisi","volume":"7 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2017-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129726706","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Çeşitli Yaş Dönemlerinde Pelvik Taban Kas Kuvveti ve Etkileyen Faktörlerin İncelenmesi","authors":"Funda Demirtürk","doi":"10.16899/GOPCTD.349946","DOIUrl":"https://doi.org/10.16899/GOPCTD.349946","url":null,"abstract":"Amac: Bu calisma, cesitli yas donemindeki kadinlarda pelvik taban kas kuvvetini degerlendirmek ve pelvik taban kas kuvveti uzerine etkisi olabilecek faktorleri belirlemek amaci ile gerceklestirilmistir. Gerec-Yontem: Kadin Hastaliklari ve Dogum Anabilim Dali’na cesitli jinekolojik problemler nedeniyle basvuran toplam 282 kadin menstrual ve hormonal durumlari esas alinarak, premenopoz, (n=194) ve postmenopoz (n=88) olmak uzere iki gruba ayrilmislardir. Premenopozal donemdeki olgular da yaslarina gore ≤30 yil, 31-40 yil ve ≥41 yil olmak uzere uc alt gruba; postmenopozal donemdeki olgular ise 0.05), ve incelenen parametrelerin hicbirinin kas kuvveti ile iliskili olmadigi gorulmustur (p>0.05). Tartisma: Calismada degerlendirilen risk faktorlerine sahip her kadinda pelvik taban kas zayifliginin ve pelvik taban fonksiyon bozuklugunun gorulmemesi, pelvik taban yapilari uzerinde baska faktorlerin de (kollajen miktari, morfolojik ozellikler, pelvisin yapisal farkliligi gibi) rol oynadigini dusundurmektedir.","PeriodicalId":183630,"journal":{"name":"Çağdaş Tıp Dergisi","volume":"2 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2017-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"130419808","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Postmenopozal Kaşmirli Kadınlarda Yaş, Vücut Ağırlığı ve VKİ ile Omurga, Proksimal Femur ve Toplam Vücut Kemik Mineral Yoğunluğu (KMY) arasındaki ilişki: 165 Olgu Üzerinde Yapılan Bir Çalışma.","authors":"Naseer Ahmad Mir","doi":"10.16899/GOPCTD.349944","DOIUrl":"https://doi.org/10.16899/GOPCTD.349944","url":null,"abstract":"Amac: Postmenapozal Kasmirili kadinlarda osteoporoz prevalansini ve yas, vucut agirligi ve Vucut Kitle Indeksi (VKI) ile Kemik Mineral Yogunlugu (KMY) arasindaki iliskiyi arastirmak. Yontem: Poliklinik basvurusunda bulunan ve yazili bir aydinlatilmis onam alinan Postmenopozal kadinlar calismaya alindi. Her bir ozne icin yas, boy ve agirlik kaydedildi ve BMI, kg / m2 olarak hesaplandi. Dual Enerji X-ray Absorptiometri (DEXA) kullanilarak lumbar omurga, proksimal femur ve tum vucutta BMD (t-skoru) elde edildi. Olgular yas, kilo, VKI ve KMY'ye (t-skoru) gore gruplara ayrildi. Sonuclar, SPSS istatistiksel paket program kullanilarak analiz edilmistir. Bulgular: Ortalama yaslari 58.9 ± 9.7 yil olan, ortalama agirligi 56.5 ± 11.7 kg ve ortalama BMI 24.1 ± 4.3 kg / m2 olan 165 postmenopozal Kasmirli kadin analiz edildi. Lumbar omurga, proksimal femur ve total vucutta dusuk kemik kitlesi (osteopeni ve osteoporoz) sirasiyla% 96.4,% 64.3 ve% 68.5 idi. Tum bolgelerde osteoporoz prevalansi ileri yas gruplarinda istatistiksel olarak daha anlamliydi (P <0.05). Hem vucut agirligi, hem de VKI acisinda daha yuksek bir tarafta bulunma, osteoporoza karsi koruyucu bir etkiye sahipti ki bunlar bel omurundaki VKI ve KMY haric istatiksel olarak anlamliydi (p <0.05) (P = 0.276). Yas, tum olculen yerlerde KMY ile negatif korelasyon (P <0.00001), vucut agirligi ve VKI ise pozitif korelasyon gosterdi (P <0.00001). Sonuc: Kasmirli postmenopozal kadinlarin yaklasik% 80'i bel omurunda osteoporotiktir. Sadece dortte birinin total vucut KMY'sine gore osteoporotik oldugu ve proksimal femur KMY'sine gore beste birinin osteoporotik oldugu goruluyor. Artan yas ile KMY tum bolgelerde azalmaktadir. BMI'nun koruyucu olmadigi lomber omurga haricinde, vucut agirligindaki ve VKI'nin osteoporoza karsi koruyucu bir rolu vardir. Vucut agirligi, tum bolgelerdeki KMY acisindan VKI'den daha iyi bir ongorucudur.","PeriodicalId":183630,"journal":{"name":"Çağdaş Tıp Dergisi","volume":"12 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2017-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114445990","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Hemşirelik ve Ebelik İntörn Öğrencilerinde Manevi Bakıma Yönelik Algı ve Uygulama Modelinin Değerlendirilmesi","authors":"Hossein Asgar Pour, Safiye Özvurmaz","doi":"10.16899/GOPCTD.349937","DOIUrl":"https://doi.org/10.16899/GOPCTD.349937","url":null,"abstract":"Amac: Hemsirelik ve ebelik intorn ogrencilerde manevi bakima yonelik algi ve uygulama modelinin degerlendirilmesi. Yontem: Calisma tanimlayici bir arastirma olarak Adnan Menderes Universitesi Aydin Saglik Yuksekokulunda egitim goren Hemsirelik ve Ebelik bolumu intorn ogrenciler uzerinde gerceklesmistir. Orneklem kapsamina toplam 194 intorn ogrenci alinmistir. Veriler “Tanitici Bilgi Formu” ve “Maneviyat ve Manevi Bakimi Algilama Olcegi” araciligiyla toplanmistir. Bulgular: Ogrencilerin MMBO toplam puan ortalamasinin 56.16±8.04, maneviyat ve manevi bakim boyutu puan ortalamasi 27.12±4.27, dinsellik 13.57±2.62 ve bireysel bakim 15.46±3.99 oldugu belirlenmistir. MMBO toplam puan ile maneviyat ve manevi bakim boyutu arasinda pozitif ve yuksek duzeyde (r=.84, p<.01), dinsellik boyutu ile pozitif ve orta duzeyde (r=.43, p<.01) ve bireysel bakim boyutu arasinda pozitif ve yuksek duzeyde (r=.79, p<.01) iliski bulunmustur. Sonuc: Dinsellik ve bireysel bakim duzeylerinin yuksek oldugu ve bireysel bakimi yuksek olan ogrencilerin manevi bakim duzeylerinin de yuksek oldugu belirlenmistir. Okullarda ders programlarinda ve hastanelerde hizmet ici egitim programlariyla manevi bakim konusuna yer verilmesi butuncul hemsirelik ve ebelik bakimi kapsaminda yapilmasi gereken girisim oldugu dusunulmektedir.","PeriodicalId":183630,"journal":{"name":"Çağdaş Tıp Dergisi","volume":"42 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2017-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127098954","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Annelerin Emzirme Koçluğu Hakkındaki Bilgi, Görüş ve Tutumlarının Değerlendirilmesi","authors":"Özlem Koç, Hava Özkan, Nagihan Sidar, D. Can","doi":"10.16899/GOPCTD.326665","DOIUrl":"https://doi.org/10.16899/GOPCTD.326665","url":null,"abstract":"Amac: Bu arastirma, erken postpartum donemdeki annelerin emzirme koclugu hakkindaki bilgi, gorus ve tutumlarini degerlendirmek amaciyla yapilmistir. Gerec ve Yontem: Arastirma, Erzurum'da Kadin Dogum Hastanesinde Aralik 2014-Şubat 2015 tarihleri arasinda tanimlayici ve kesitsel tipte 275 anne ile tamamlanmistir. Veriler, arastirmacilar tarafindan konu ile ilgili literaturden yararlanilarak hazirlanan Kisisel Bilgi Formu ile toplanmistir. Verilerin degerlendirilmesinde; yuzdelik dagilimlar kullanilmistir. Bulgular: Annelerin %33.1’inin 20-24 yas grubunda oldugu, %37.1’inin il merkezinde yasadigi, %87.6’sinin calismadigi, %43.3’unun ilkokul mezunu oldugu, %58.5’inin son gebelikleri suresince emzirme ile ilgili egitim almadigi, %52.4’unun bebeklerini ilk yarim saatte emzirdigi ve “emzirme sikligi nasil olmalidir” sorusuna % 81.1’inin “bebek her istediginde emzirme yapilmalidir” seklinde cevap verdikleri saptanmistir. Annelerin %94.5’i emzirme kocu kavramini duymadigini, ancak emzirme kocu hakkinda verilen bilgilerden sonra %98.2’si emzirme kocu uygulamasinin emzirmenin basarisini arttiracagini ifade etmislerdir. Annelerin %81.1’inin emzirme kocu istedikleri ve %61.1’inin de emzirme koclugu yapmak istedikleri belirlenmistir. Annelerin ozellikle ilk dogumunu yapan annelerin %99.3’unun, emzirme kocuna ihtiyaci oldugu belirlenmistir. Sonuc: Annelerin emzirme koclugu hakkinda bilgi sahibi olmadiklari, ancak verilen bilgiler dogrultusunda emzirme sirasinda kendisine destek olmasi icin emzirme kocu istedikleri ve kendilerinin de emzirme koclugu yapmak istedikleri belirlenmistir.","PeriodicalId":183630,"journal":{"name":"Çağdaş Tıp Dergisi","volume":"47 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2017-07-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"133854786","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
İlhan Halil Aydoğdu, Güven Seçkin Kirci, Hasan Okumuş, Mehmet Askay, Erdal Özer, Ismail Birincioğlu
{"title":"Yaşlı İstismarı ve Kadına Şiddet Olgusu: Burun Amputasyonu","authors":"İlhan Halil Aydoğdu, Güven Seçkin Kirci, Hasan Okumuş, Mehmet Askay, Erdal Özer, Ismail Birincioğlu","doi":"10.16899/GOPCTD.326668","DOIUrl":"https://doi.org/10.16899/GOPCTD.326668","url":null,"abstract":"Burun, solunum ve koku organi olmasinin yani sira anatomik olarak yuzun orta hattinda onemli bir estetik unsurdur ve travmalara acik bir organdir. Bu nedenle ozellikle siddet olaylarinda burun yaralanmalari ile sik karsilasmaktayiz. Aile ici siddeti, kadina siddeti ve yasli istismarini nadir gorulen bir olgu uzerinden tartisarak, ileri yas grubunda da siddetin degisik boyutlarda karsimiza cikabilecegini hatirlatmayi amacladik. Şiddet eylemleri icerisinde anatomik yapisi itibariyle cikintili organlara ya da estetik organlara saldiri egilimleri de mevcuttur. Tarihte zina ve hirsizlik sucunun cezasi olarak nazal piramidin amputasyonu eski uygarliklarda hukuki bir yaptirim olarak karsimiza cikmaktadir. Yuzun onemli bir estetik unsuru olan burnun, kiskanclik ya da intikam alma amaciyla da bilincli olarak saldiriya ugramasi mumkundur. Olgumuzda oldugu gibi yasli istismarinin ve kadina siddetin bir turu olarak karsimiza cikabilmektedir. Dunya Saglik Orgutu Toronto Deklarasyonu’na gore yasli istismari: “guven beklentisi olan herhangi bir iliskide, yasliya zarar veren veya onu strese sokan bir defa ya da tekrarlayan uygunsuz davranislarda bulunulmasi”dir. Gunumuz tibbi imkanlarinda her ne kadar basarili burun replantasyon ve rekonstruksiyon uygulamalari yapilabiliyor olsa da maruz kalinan ruhsal travmanin izlerinin silinmesi hic de kolay degildir. Bu sebeple tum yas gruplarinda, siddet ve istismari onlemede yasal duzenlemeler yapilmali, egitici programlar ve sivil toplum faaliyetleri planlanarak farkindalik yaratilmasi amaclanmalidir. Tum koruyucu onlemlere ragmen meydana gelmis istismar olgularinda erken donemde olgunun tibbi ve sosyal destek saglanmasi, ilerleyen donemde takiplerinin yapilmasi ikincil ve ucuncul koruma kapsaminda oldukca onemlidir.","PeriodicalId":183630,"journal":{"name":"Çağdaş Tıp Dergisi","volume":"8 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2017-07-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126399644","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}