Çağdaş Tıp Dergisi最新文献

{"title":"Evaluation of left ventricular functions by conventional echocardiography and tissue Doppler imaging in children with rheumatic valve disease","authors":"A. Yazar, Sevim Kararslan","doi":"10.16899/gopctd.369657","DOIUrl":"https://doi.org/10.16899/gopctd.369657","url":null,"abstract":"Amac: Romatizmal kardit tanisi ile izlenen mitral yetmezlikli cocuklarda sol ventrikul fonksiyonlarini geleneksel ekokardiyografi ve doku Doppler goruntu- leme yontemiyle degerlendirip, sonuclari saglikli kontrol grubu ile karsilastirmayi amacladik. Gerec ve Yontem: Pediatrik kardiyoloji klinigimizde romatizmal kardit sonrasi mitral yetmezlik tanisi ile izlenen 30 hasta ve 5-15 yaslari arasinda 30 saglikli cocuk calismaya dahil edildi. Hasta grubu hafif-orta dereceli mitral yetmezlik ve agir mitral yetmezlik olarak siniflandirildi. Tum ekokardiyografik olcumler ca- lisma grubunun klinik ve laboratuvar sonuclarina kor olan uzman bir pediatrik kardiyolog tarafindan yapildi. Bulgular: Agir mitral yetmezlikli hastalarda sol ventrikul diyastol sonu caplari kontrol grubuna gore anlamli derecede artis gosterdi (4.62±0.82 cm, 3.92±0.39 cm; p=0.008). Yine sol ventrikul sistol sonu caplarinda agir mitral yetmezlikli hastalarda kontrol grubuna gore anlamli olarak artmis bulundu (2.81±0.51, 2.43±0.25, p=0.01). Ejeksiyon fraksiyonu ve fraksiyonel kisalma acisindan gruplar arasinda istatistiksel olarak anlamli fark yoktu (p>0.05). Doku Doppler gorun- tuleme yontemiyle olculen erken diyastolik pik miyokard hizi gruplar arasinda istatistiksel olarak anlamli farklilik gostermedigi halde (p>0.05), atriyal pik sisto- lik hiz, agir mitral yetmezlikli hastalarda, hem kontrol hem de hafif-orta mitral yetmezlikli hastalara gore anlamli derecede yuksek olculdu (sirasiyla p<0.001, p=0.001). Sonuc: Calismamizda, geleneksel ekokardiyografik olcumlerle elde edilen sol ventrikul sistolik ve diyastolik fonksiyonlari acisindan kontrol grubu ile mitral yetmezlikli hasta gruplari arasinda istatistiksel olarak anlamli bir farklilik bulunamamistir. Buna ragmen mitral yetmezlikli hasta grubunda sol ventrikuler fonksiyonlardaki subklinik bozulma doku Doppler goruntuleme yontemiyle saptanmistir.","PeriodicalId":183630,"journal":{"name":"Çağdaş Tıp Dergisi","volume":"8 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-04-17","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129619263","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"Hounsfield Ünitesi Hidrosefali Tanısında Kullanılır mı","authors":"Ö. Demir","doi":"10.16899/GOPCTD.365158","DOIUrl":"https://doi.org/10.16899/GOPCTD.365158","url":null,"abstract":"OZ Amac: Hidrosefalinin tanisi hala ciddi bir sorundur. Cerrahi tedaviye karar vermeden once taniyi dogrulamak onemlidir. Literaturde tanimlanmis kriterler bazi vakalarda hidrosefali tanisi icin yeterli gozukmemektedir. Biz hidrosefalinin BOS/parankim dansitesi uzerine etkilerini arastirdik ve tedavi edilmis ve tedavi edilmemis hidrosefali hastalarinda bu dansitelerdeki degisiklikleri gostererek bir fikir vermeyi amacladik. Materyal ve metodlar: Biz dansite olcumleri icin bilgisayarli tomografi (BT) ile Hounsfield unitesini (HU) kullandik. Bu retrospektif calismada iki calisma grubunu inceledik. Hidrosefali tanisini almis ve ventrikuloperitoneal sant cerrahisi tedavisi uygulanmis 20 hasta operasyon grubunu olusturdu. Bu gruptaki hastalar operasyon oncesi ve sonrasi BT ile ayri ayri degerlendirildi. Bu nedenle bu gruptaki hastalar ayni zamanda preoperatif ve postoperatif calisma gruplarini olusturdular. Serebral patoloji saptanmamis tomografiye sahip 20 hasta da kontrol grubunu olusturdu. Serebral dansite olcumlerini klinik BT kullanarak HU ile yaptik. Calisma gruplarinin HU degerleri birbirleri ile istatistiksel analiz kullanilarak karsilastirildi. Bulgular: Ventrikullerin frontal ve oksipital hornlarindan alinan HU degerleri operasyon sonrasi uyumlu bir sekilde azaldi. Incelenen ventrikullerde, preoperatif HU degerleri ile postoperatif HU degerleri arasinda istatistiksel olarak ileri derecede fark bulundu. Ayrica gri cevher komsulugundaki beyaz cevher HU degerlerinde operasyon sonrasi istatistiksel olarak cok belirgin azalmalar tespit edildi. Sonuc: BT ile dansite olcumu hidrosefali tanisina kolaylikla yardimci olabilir.","PeriodicalId":183630,"journal":{"name":"Çağdaş Tıp Dergisi","volume":"12 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-04-17","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124419469","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"Çocukluk Çağı Testis Tümörleri","authors":"Unal Bicakci, D. Demirel, Sertac Hancioglu, Ender Ariturk, F. Bernay","doi":"10.16899/GOPCTD.332439","DOIUrl":"https://doi.org/10.16899/GOPCTD.332439","url":null,"abstract":"Amac Testis tumorleri cocukluk caginda nadir gorulmektedir. Bu calismada klinigimizde testis tumoru nedeni ile ameliyat edilen olgularin degerlendirilmesi amaclandi. Hastalar ve yontem 2006- 2016 tarihleri arasinda testiste kitle nedeniyle ameliyat edilen 20 hasta yas, basvuru bulgulari, taraf, metastaz varligi, uygulanan cerrahi, histopatolojik degerlendirme sonuclari, ameliyat oncesi AFP ve βHCG duzeyleri acisindan geriye donuk olarak incelendi. Bulgular Yaslari 0,4- 17,5 yil arasinda (ortalama 8,8 yil) olan 20 hasta calismaya alindi. Tamami agrisiz skrotal sislikle basvurdu. Ameliyat oncesi 9 (% 45) hastanin (5 teratom ve 4 endodermal sinus tumoru) AFP ve 4 (% 20) hastanin (3 teratom ve 1 endodermal sinus tumoru) βHCG degeri yuksekti. Hastalarin 5’inde tani esnasinda metastaz vardi (2 akciger ve 3 retroperitoneal lenf nodu). Hastalarin 8’ine (% 40) frozen biyopsi sonrasi orsiektomi, 9’una (% 45) orsiektomi, 1’ine (% 5) frozen biyopsi sonrasi testis koruyucu cerrahi, neoplastik infiltrasyon olan 2 (% 10)  hastaya ise doku tanisi icin sadece testis biyopsisi uygulandi. Histopatolojik incelemede 13 (% 65) hastada germ hucreli tumor bulundu. Bunlar; 4 (% 20) endodermal sinus tumoru, 5 (% 25)  mikst germ hucreli tumor, 3 (% 15) teratom, 1 (% 5) seminom)’du. 4 (% 20) hastada neoplastik infiltrasyon,  2 (% 10) hastada  paratestikuler rabdomyosarkom, 1 (% 5) hastada ise malign mezenkimal tumor goruldu. Hastalarin 15’i (% 75) kemoterapi, 2’si (% 10,5) radyoterapi aldi. Hastalardan 5’inde (% 25) metastaz goruldu. Takiplerinde neoplastik infiltrasyonu olan 2 (% 10,5) hasta exitus oldu. Sonuc Cocukluk cagi testis malignitelerinde uygun hastalarda testis koruyucu cerrahi denenmelidir. Frozen biyopsi cerrahi yontemin belirlenmesinde yardimcidir.","PeriodicalId":183630,"journal":{"name":"Çağdaş Tıp Dergisi","volume":"5 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-04-17","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"122377144","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp: Türk Sağlık Bilimleri ve Tıp Öğrencileri Arasında Bilgi, Tutum ve Kullanma Durumları","authors":"Songül Doğanay, Derya Guzel, Deniz Öztürk, Ayhan Tanyeli","doi":"10.16899/GOPCTD.414746","DOIUrl":"https://doi.org/10.16899/GOPCTD.414746","url":null,"abstract":"Amac: Yapilan bircok arastirma, modern tip kadar tamamlayici ve alternatif tip (TAT) etkinligini ortaya koymasina ragmen, gunumuzde TAT'lar bilimsel gecmisten cok geleneksel aliskanliklar isiginda kullanilmaktadir. Bu arastirmanin amaci, tip ogrencilerinin gelecekte TAT yontemlerini onerebilen veya geleneksel tedaviye yonelik tutumlarini ve bu tedaviyi kullanmalarini degerlendirmektir. Materyal ve Metod: Tanimlayici tipteki bu calisma Aralik 2015 tarihinde 637 ogrenci ile yapildi. Veri toplama araci olarak bilimsel kaynaklar destegi ile hazirlanan anket formu kullanildi. Elde edilen veriler SPSS 22.0 bilgisayar paket programinda degerlendirildi. Bulgular: 369 kadin 268 erkekten olusan katilimcilar arasinda tamamlayici ve alternatif tip konusunda en iyi bilinen yontemler olarak dini yontemler/dua (% 16,0)’, ‘masaj (% 11,8)’, ‘hacamat (%5,0)’ ve hidroterapi/kaplica’’ one cikmaktadir. Ogrencilerin hic bilgilerinin olmadigi TAT yontemleri ise ‘ akupressur  (% 86,8)’, ‘chiropraktik (% 86,5)’ ve ‘ayurveda (% 79,9) oldugu belirlendi. Calismada katlimcilarin TAT kullanma orani %37 olarak belirlendi. Ogrencilerin kendilerinde denedigi TAT yontemleri; dini yontemler/dua (% 32,3), masaj (% 27,5), vitamin kullanimi (% 24) ve bitkisel tedavi (% 21,4) oldugu goruldu. TAT yontemlerini kullanma sebeplerinin ise daha cok “rahatlama amacli” (% 35) oldugu tespit edildi. TAT kullananlarin cogunun (%59.5) kullanim sonrasinda herhangi bir komplikasyon ile karsilasmadiklari belirlendi. Sonuclar: Calismamizda ogrencilerin tamamlayici ve alternatif tip yontemlerine karsi ilgili olduklari, onemli bir kisminin alternatif tedavi yontemlerini kullanmasina ragmen bilgi duzeylerinin yetersiz oldugu belirlenmistir. Ogrencilerin bilgi eksikliginin giderilmesinin TAT’in dogru kullanimi ve toplumun dogru bilgilendirilmesi bakimindan onemli oldugu dusunullmektedir .","PeriodicalId":183630,"journal":{"name":"Çağdaş Tıp Dergisi","volume":"10 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-04-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115802579","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"Kaynaştırma Eğitimi Alan Çocuklarda Okul Sağlığı Hemşiresinin Rolleri","authors":"Selverhan Yurttutan, Naime Altay","doi":"10.16899/GOPCTD.414720","DOIUrl":"https://doi.org/10.16899/GOPCTD.414720","url":null,"abstract":"Ozel gereksinimi olan cocuk, cesitli nedenlerle bireysel ve gelisim ozellikleri ile egitim yeterlilikleri acisindan akranlarindan beklenilen duzeyden anlamli farklilik gosteren cocuk olarak tanimlanmaktadir . Ozel gereksinimli cocuklarin fiziksel, duygusal, sosyal ve egitim gereksinimleri saglikli akranlarina gore farklilik gostermektedir. Ozel gereksinimi olan cocuklara yonelik verilen egitim hizmetlerinden biride kaynastirma egitimidir. Kaynastirma egitimine devam eden cocuklar okulda bosaltim ve hareket gereksinimini karsilayabilme, okula ulasimi saglama,  ilaclarini kullanabilme gibi fiziksel gereksinimlerini karsilamakta gucluk yasayabilmektedir. Ayrica arkadaslari ve ogretmenleri ile iletisim kurma, sosyal aktivitelere katilma ve akranlari ile vakit gecirme gibi psikososyal gereksinimlerini karsilamada sorunlar yasayabilmektedir. Kaynastirma egitimi alan cocuklarin ebeveynleri zamanlarinin cogunu okulda cocuklari ile beraber gecirme, kendilerine zaman ayiramama, sosyal cevreden uzaklasma gibi sorunlar yasamaktadirlar. Bu cocuklarin ve ailelerin gereksinimlerinin karsilanmasi okul sagligi hemsiresinin onemli rolleri arasindadir. Okul sagligi hemsiresinin bakim verici, egitici, arastirici, danismanlik verici, karar verici, koruyucu ve savunucu olma rolleri bulunmaktadir. Ozel gereksinimi olan cocuklarin ve ailelerinin bakim gereksinimlerinin hemsireler tarafindan karsilanmasi, ailelerin bakim yukunu azaltmasi,  cocuk ve ailenin yasam kalitesinin artmasi acisindan onemlidir. Bu derlemede kaynastirma egitimi alan cocuklarin ve ailelerinin gereksinimleri ve okul sagligi hemsiresinin rolleri ele alinmistir.","PeriodicalId":183630,"journal":{"name":"Çağdaş Tıp Dergisi","volume":"51 3 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-04-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132980949","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"Servikal Ektopik Gebelik: Olgu Sunumu","authors":"Çiğdem Kunt Işgüder, Hatice Yılmaz Doğru, Selim Gülücü, Asker Zeki Özsoy, Nursah Basol","doi":"10.16899/gopctd.414727","DOIUrl":"https://doi.org/10.16899/gopctd.414727","url":null,"abstract":"Servikal ektopik gebelik, blastokistin endoservikal bolgeye implante olmasi sonucu ortaya cikan nadir bir durumdur. Servikal gebeligin erken taninmasi ve tedavisi hayat kurtarici oldugu kadar fertilitenin korunmasi acisindan da onemlidir. Bu olguda fertilite korunarak,  konservatif tedavi yontemi olan sistemik MTX tedavisi esnasinda gelisen vajinal kanamayi durdurmak icin invaziv girisimler yapilmadan servikal kuretaj ile etkin bir sekilde kontrol altina alinan servikal ektopik gebelik olgusu literatur esliginde sunulmustur.","PeriodicalId":183630,"journal":{"name":"Çağdaş Tıp Dergisi","volume":"33 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-04-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116889233","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"SEBAT EDEN AMİNOTRANSFERAZ YÜKSEKLİĞİNİN KARACİĞER DIŞI NADİR BİR NEDENİ: LIMB GIRDLE HASTALIĞI","authors":"Şamil Hizli, Mine Tinmaz, Y. Inan, Şafak Güçer, Mesut Koçak, Gonca Yılmaz","doi":"10.16899/GOPCTD.360673","DOIUrl":"https://doi.org/10.16899/GOPCTD.360673","url":null,"abstract":"Cocuklarda suregelen aminotransferaz yuksekligi karaciger disi sistem hastaliklari, ozellikle de muskuler distrofilerle iliskili olabilmektedir. Sarkoglikonopatiler progresif muskuler distrofilerin nadir gorulen bir tipi olup Limb Girdle hastaligi denilen grupta yer almaktadir. Burada suregelen aminotransferaz yuksekligi ile prezente olan ve ek olarak hepatomegalinin saptandigi bir sarkoglikonopati olgusu sunulacaktir.","PeriodicalId":183630,"journal":{"name":"Çağdaş Tıp Dergisi","volume":"42 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2017-12-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129765179","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"Kistik Ekinokokoz’un serolojik tanısında Indirekt Hemaglütinasyon, İndirekt Floresan Antikor ve Enzim İmmuno Assay testlerinin etkinliğinin değerlendirilmesi","authors":"Sadik Akgun, Hakan Sezgin Sayiner, Tekin Karsligi̇l","doi":"10.16899/GOPCTD.305543","DOIUrl":"https://doi.org/10.16899/GOPCTD.305543","url":null,"abstract":"Amac:Kistik ekinokokoz, Echinococcus granulosus’un metasestod formunun sebep oldugu bir helminto-zoonozdur. Kistik ekinokokoz’da klinik ozelliklere dayanarak tani koymak zordur. Bu nedenle spesifik antikorlarin tanimlanmasina yonelik serolojik yontemler yaygin olarak kullanilmaktadir. Testlerin duyarliligi ve ozgullugu kullanilan yonteme gore degismektedir. Bu calisma serumda Indirekt Hemaglutinasyon (IHA), Indirekt Floresan Antikor (IFA) ve Enzim Immuno Assay (ELISA) yontemlerinin etkinligini belirlemek amaci ile yapildi. Hastalar ve Yontem: Calismamizda Merkez Laboratuvari’na kist hidatik on tanisi almis 163 hastanin, serum orneginde E. granulosus’a karsi olusan IgG tipi antikorlarinin varligi Indirekt Hemaglutinasyon (IHA), Indirekt Floresan Antikor (IFA) ve Enzim Immuno Assay (ELISA) testleri ile degerlendirildi. Test sonuclarinin degerlendirlmesinde Western-Blot yontemi altin standart olarak kullanildi. Bulgular:Toplam 163 hastanin serum orneginde IHA, IFA ve ELISA testleri IgG antikoru sirasi ile 83 (%51), 85 (%53) ve 70 (%42.95)’inde pozitifti. Western blot dogrulama testine gore IHA testlerinin duyarlilik ve ozgulluk oranlari sirasi ile; testinin duyarliligi %88.76, ozgullugu %94.59, IFA testinin duyarliligi %89.89, ozgullugu %93.24, ELISA testinin duyarliligi %78.65, ozgullugu %100 olarak saptandi. Sonuc:Her uc yontemle elde edilen test sonuclari birbiri ile karsilastirildiginda istatistiksel olarak anlamli fark saptanmadi. Bu nedenle IHA yonteminin serumda KE tanisinda kullanilabilecek pratik ve ucuz bir yontem oldugu kanisinda varildi.","PeriodicalId":183630,"journal":{"name":"Çağdaş Tıp Dergisi","volume":"125 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2017-12-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125043869","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"ÇOCUKLARDA PARAPNÖMONİK EFÜZYONLAR: BEŞ YILLIK DENEYİM","authors":"Atilla Çifci, Şamil Hizli, Aysel Yoney","doi":"10.16899/gopctd.360197","DOIUrl":"https://doi.org/10.16899/gopctd.360197","url":null,"abstract":"Amac: Cocuklarda solunum yolu enfeksiyonlarinin morbidite ve mortaliteye neden olan en onemli komplikasyonlarinin basinda parapnomonik efuzyonlar gelmektedir. Parapnomonik efuzyon, altta yatan pnomoni ile iliskili plevral boslukta gelisen eksuda ozelligindeki sivi birikimidir. Hastada parapnomonik efuzyon dusunuldugunde tedavinin erken ve uygun antibiyotiklerle baslanmasi hayat kurtaricidir. Klinik ve laboratuvar bulgularinda yeterli duzelme olmayan hastalarda girisimsel ve cerrahi tedavilerin uygun zamanda baslanmasi morbidite ve mortalitenin azalmasinda onemli yer tutmaktadir.  Gerec ve Yontem: Bu calismada tek bir merkeze bes yillik sure icinde solunum yolu enfeksiyonu nedeniyle basvuran hastalardan parapnomonik efuzyon gelisen 100 cocugun klinik ve laboratuvar bulgulari irdelenmistir.  Bulgular: Hastalarin ortalama yasi 52 ay (1,5-156 ay), 52si (%52) erkek, %71’i bes yas altinda idi. Hastane kalis sureleri ortalama 19,6±7,6 gun (1-45 gun) idi. En sik basvuru semptomu ates, en sik bulgu tasikardi ve retraksiyonlar, en sik laboratuvar bulgusu ise beyaz kure yuksekligiydi. Plevral sivi kulturunde en sik ureyen mikroorganizma Staphylococcus aureus idi.  Sonuc: Bu calisma sayesinde, enfeksiyona yol acan patojenlerin belirlenmesi ile spesifik tedavilerin daha erken donemde baslanmasinin morbidite ve mortalitenin onlenmesine yonelik cok onemli katkilar saglayacagini vurgulamak istedik.","PeriodicalId":183630,"journal":{"name":"Çağdaş Tıp Dergisi","volume":"18 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2017-12-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115629226","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"Rotavirus infeksiyonuna bağlı seyrek görülen bir tutulum: akut pankreatit","authors":"H. Emi̇roğlu","doi":"10.16899/gopctd.364306","DOIUrl":"https://doi.org/10.16899/gopctd.364306","url":null,"abstract":"Sayin Editor, Oya Balci ve ark.’nin (1) Cagdas Tip Dergisi’nin 2016 yili ucuncu sayisinda (Cagdas Tip Dergisi 2016;6(3);231-233) yayimlanan “ Rufinamide Kullanimi Sonrasi Gelisen Akut Pankreatit: Olgu Sunumu ” baslikli olgu sunumunu ilgi ile okudum. Bu makale, akut pankreatitin antiepileptik ilaclardan biri olan rufinamide bagli da gelisebilecegini vurgulamasi yonuyle degerli bir calismadir. Bizim de Selcuk Universitesi Tip Fakultesi Cocuk Sagligi ve Hastaliklari Anabilim Dali Cocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Birimi’nde daha once izledigimiz rotavirus enfeksiyonuna bagli bir akut pankreatit olgumuzu, akut rotavirus gastroenteriti tablosunda basvuran hastalarda seyrek rastlansa da akut pankreatit yonunden dikkatli olunmasi geregini vurgulama amaciyla ozetlemek istiyorum. Yaklasik 10 gundur devam eden karin agrisi, inatci kusma ve siddetli ishal (bol sulu, 15 – 16 kez/gun) yakinmalari ile yatirilan 10 yasindaki erkek hastanin oykusunden ozgecmis ve soygecmisi ile ilgili herhangi bir ozellik bulunmadigi, tarafimiza basvurusundan once herhangi bir ilac kullanmadigi ogrenildi. Fizik muayenede palpasyonla karin muayenesinde yaygin hassasiyet bulunan hastanin diski incelemesinde rotavirus antijeni pozitif saptanirken tam kan sayimi, eritrosit sedimantasyon hizi, tam idrar incelemesi, CRP ve kan biyokimyasi (glikoz, ure, total protein, albumin, kreatinin, elektrolitler, urik asit, LDH, AST, ALT, GGT, ALP, bilirubinler, lipaz ve amilaz) normal olarak degerlendirildi. Radyolojik incelemede karin ultrasonografisinde (USG) patolojik bir bulguya rastlanmadi. Rotavirus gastroenteriti tedavisine yonelik parenteral sivi destek tedavisi ile izlenirken tedavinin ucuncu gunu karin agrisinin artmasi uzerine yapilan karin USG incelemesi normal bulunmakla birlikte kan biyokimyasinda serum amilaz ve lipaz duzeylerinin normalin ust sinirina gore yaklasik 3 kati kadar yukselmis oldugu (lipaz, 201 U/L; normal degerler, 7-78 U/L) dikkati cekti. Akut pankreatit on tanisi ile oral beslenme kesilerek nazogastrik dekompresyon ve parenteral beslenme destegi baslandi. Hastaneye yatisinin 5. gunu serum lipaz duzeyi normalin ust sinirinin yaklasik 14 kati duzeyine (1086 U/L) ulasmasi uzerine tipik klinik bulgu (kemer tarzinda sirta dogru yayilan karin agrisi semptomu), normalin ust sinirina gore 3 katindan daha yuksek pankreas enzim duzeyleri ve karin USG incelemesinde pankreasta heterojen gorunum saptanmasina dayanarak (2) akut pankreatit tanisi konuldu. Pankreatik sekresyonlari azalttigi icin akut pankreatit tedavisinde kullanimi onerilen (3,4) oktreotid infuzyon tedavisi (1 μg/kg/saat x 3 gun + 0.5 μg/kg/saat x 4 gun) baslandi. Akut pankreatit etyolojisine yonelik olarak yapilan kan biyokimya incelemesinde hipertrigliseridemi veya hiperkalsemi bulgusu saptanmadigi gibi MRCP goruntulemede anatomik ve viral serolojik incelemelerde de rotavirus enfeksiyonu disinda altta yatan baska herhangi bir neden bulunamadi. Tedavi baslandiktan sonra 7 gun icinde karin agrisi sem","PeriodicalId":183630,"journal":{"name":"Çağdaş Tıp Dergisi","volume":"76 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2017-12-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126213571","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}