Ortadoğu Tıp Dergisi最新文献

{"title":"A mathematical modelling for the COVID-19 pandemic in Iran","authors":"H. Savaş, Zafer Cakir","doi":"10.21601/ORTADOGUTIPDERGISI.715612","DOIUrl":"https://doi.org/10.21601/ORTADOGUTIPDERGISI.715612","url":null,"abstract":"The novel coronavirus which is known as SARS-CoV-2 or COVID-19 emerged in China with the first clinical case in December 2019, and afterwards, it has turned into a global problem very fast. Iran is a crowder Middle Eastern country with a population of 82531700. Until 31.03.2020, the number of cases in Iran reached 44605, and 2898 patients lost their lives. This study aimed to simulate the progression of the COVID-19 pandemic in Iran with modified mathematical modelling established based on the information that the time-dependent change (spreading rate) in the number P of the individuals who has caught a contagious disease is proportional to the multiplication of the numbers of those who have caught the disease and those who have not. If the precautions are increased a little bit, as its reflection on the progression of the disease would be “exponential”, it seems possible for the number of cases to decrease down to around 120 thousand and for the deaths to be around 8 thousand or even lower. According to our modified mathematical modelling results, in order to change the course of the pandemic in Iran, effective individual and public precautions should definitely be taken urgently. The most effective individual precautions may be listed as paying maximal attention to hygiene, having a natural and healthy diet, increasing mobility and exercise and paying attention to social isolation.","PeriodicalId":444037,"journal":{"name":"Ortadoğu Tıp Dergisi","volume":"60 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2020-04-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128492926","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"Investigation of genital hygiene behavior: An example of slum area","authors":"Ebru Gözüyeşil","doi":"10.21601/ORTADOGUTIPDERGISI.715599","DOIUrl":"https://doi.org/10.21601/ORTADOGUTIPDERGISI.715599","url":null,"abstract":"Amac: Bu arastirma gecekondu bolgesinde yasayan kadinlarin genital hijyen davranislarinin belirlenmesi amaciyla yapilmistir. Yontem: Tanimlayici tipte bu arastirma, Adana’nin Akincilar ve Suluca bolgesinde yasayan sosyoekonomik duzeyi dusuk kadinlar ile yurutulmustur. Arastirmanin evrenini Akincilar ve Suluca bolgesinde yasayan yaklasik 420 kadin olusturmustur. Orneklemi ise basit rastgele orneklem yontemi ile hesaplanmis ve 146 kadin arastirmaya dâhil edilmistir. Veriler; Kisisel Bilgi Formu ve Genital Hijyen Davranislari Envanteri kullanilarak toplanmistir. Verilerin degerlendirilmesinde Mann Whitney U, Kruskal Wallis ve Post-hoc test istatistigi kullanilmistir. Bulgular: Kadinlarin yas ortalamasinin 31,25±10,42 oldugu, %48,6’sinin okuryazar olmadigi, tamaminin evli oldugu, calismadigi ve gelir durumu algilarinin gelirlerinin giderlerinden az oldugu belirlenmistir. Kadinlarin Genital Hijyen Davranislari Envanteri toplam puan ortanca degeri 46 olarak saptanmistir. Kadinlarin egitim durumlari, eslerinin egitim durumlari, beslenme durumu algilari, sigara icme durumlari ve gunluk ped degistirme sikligi degiskenlerine gore Genital Hijyen Davranislari Envanteri toplam ortanca degerleri arasinda istatistiksel olarak anlamli farklilik saptanmistir (p<0,05). Sonuc: Bu arastirmada gecekondu bolgesinde yasayan kadinlarin genital hijyen davranislarinin yetersiz oldugu saptanmistir.","PeriodicalId":444037,"journal":{"name":"Ortadoğu Tıp Dergisi","volume":"47 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2020-04-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121603463","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"Long-term compliance to continuous positive airway pressure therapy in patients with severe sleep apnea syndrome","authors":"Meltem Tulğar, M. Mutlu, Melike Yüceege, H. Fırat, S. Ardıç","doi":"10.21601/ortadogutipdergisi.715620","DOIUrl":"https://doi.org/10.21601/ortadogutipdergisi.715620","url":null,"abstract":"Giris ve Amac: Kompliyans, hastanin tedaviye baslama kararindan sonra surekli pozitif havayolu basinci (CPAP) tedavisine uymasidir. Bu calismanin amaci, genis bir hasta populasyonunda CPAP tedavisine uyumu degerlendirmektir ve sonuclar literatur isiginda CPAP tedavisine uzun vadeli uyumu vurgulamak amaciyla 5 yillik takip suresinden sonra sunulmustur. Gerec ve Yontem: CPAP cihazi alamayan veya duzenli kontrollere katilamayan hastalar calismaya alinmadi ve kalan 174 hasta calismaya dahil edildi. 5 yilin sonunda hastalar geri cagrildi. Toplam 110 hasta, cizelgeleri gozden gecirilmis 110 hasta (79 erkek, 31 kadin) icin uygunluk kriterlerini karsilamistir. Bulgular: Calismaya katilan 110 kisiden 50'si (%45,5) duzenli olarak ≥4 saat CPAP cihazi kullanmis ve geri kalan 60 (%54,5) hasta duzenli olarak CPAP cihazi kullanmamistir. 5 yilin sonunda hastalarin %36,4'unun cihazi gece 4 saat kullandigini tespit ettik. AHI siddeti cihaza uyumu ve uyum oranlarini etkilemez (2 = 2,743; p = 0,254). Sonuc: Hastalarin CPAP cihazina uyum oranlari literaturle uyumlu bulunmustur. Bu calisma, daha uzun sure takip edilen daha genis bir hasta populasyonunu kapsamasi bakimindan literaturdeki diger ilgili calismalardan daha fazla onem tasimaktadir.","PeriodicalId":444037,"journal":{"name":"Ortadoğu Tıp Dergisi","volume":"19 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2020-04-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"117198032","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"Evaluation of patients presenting with leg pain to the pediatric rheumatology polyclinic: A single center experience","authors":"S. Özdel, Esra Baglan, M. Bülbül","doi":"10.21601/ORTADOGUTIPDERGISI.644329","DOIUrl":"https://doi.org/10.21601/ORTADOGUTIPDERGISI.644329","url":null,"abstract":"Amac: Bacak agrisi cocukluk caginda sik gorulen bir yakinma olup cocuk romatoloji polikliniklerine sik basvuru nedenlerinden birisidir. Bu calismada bacak agrisi ile cocuk romatoloji poliklinigine basvuran olgularin etiyolojilerinin arastirilmasi ve sik gorulen nedenlerin ortaya konmasi amaclanmistir. Gerec ve Yontem: Agustos 2018 ile Agustos 2019 tarihleri arasinda bacak agrisi nedeniyle cocuk romatoloji poliklinigine basvuran 270 hasta calismaya dahil edildi. Hastalarin dosyalari geriye donuk olarak incelendi. Hastalarin basvuru yakinmalari, demografik, klinik ve laboratuvar verileri onceden hazirlanmis formlara kaydedildi. Bulgular: Calismaya %63’u (n=170) kiz olmak uzere 270 hasta dahil edildi. Hastalarin ortalama yasi ve ortalama yakinma baslama yasi sirasiyla 10,4 ± 4,8 ve 9,1 ± 3,2 yil bulundu. Bacak agrisinin en sik sebebi 74 (%27,4) hasta ile hipermobilite sendromuydu. Daha sonra sirasiyla 41 (%15) hastaya buyume agrisi, 39 (%14,4) hastaya Osgood-Schlatter hastaligi, 32 (%11,8) hastaya post-enfeksiyoz artrit/artralji, 28 (%10,3) hastaya fibromiyalji, 20 (%7,4) hastaya juvenil idyopatik artrit tanisi konuldu. On (%3,7) hasta akut romatizmal ates, 2 (%0,74) hasta akut lenfoblastik losemi tanisi aldi. Yas gruplari degerlendirildiginde ozellikle fibromyalji tanisi alan hastalarin hepsi adolesan kiz cocuguydu. Bacak agrilarinin %62,5’i cift tarafliydi. Hastalarin %44’unde gercekten bacak agrisi varken diger hastalarda basvuru yakinmasi bacak agrisi olmasina ragmen asil gosterilen yer bacaklar degil diz ve ayak bilek eklemleriydi. Sonuc: Cocukluk caginda bacak agrisi sik karsilasilan bir yakinma olup siklikla hipermobilite sendromu ve buyume agrisi gibi inflamatuvar olmayan nedenlere bagli olarak gorulebilmektedir. Calismamizda da bacak agrisinin en sik sebebi hipermobilite sendromuydu. Ozellikle adolesan donemde Osgood-Schlatter hastaligi ve fibromiyalji, cocukluk doneminde ise buyume agrisi on planda dusunulmelidir. Bu benign hastaliklarin yaninda ozellikle eklemde sislik oldugunda juvenil idyopatik artrit ve akut romatizmal ates gibi hastaliklar da akilda tutulmalidir. Yine nadir gorulen hastaliklardan losemiler, avaskuler nekroz, meniskopatiler de bacak agrisi ile basvurabilir. Sonucta cocuklarda bacak agrisi onemsenmesi gereken bir yakinma olup hastalar iyi sorgulanmali ve ayirici tani iyi yapilmalidir.","PeriodicalId":444037,"journal":{"name":"Ortadoğu Tıp Dergisi","volume":"18 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2020-04-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"131102450","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"Is HbA1c level affected by high triglyceride levels?","authors":"Eşref Araç, Ihsan Solmaz","doi":"10.21601/ORTADOGUTIPDERGISI.715645","DOIUrl":"https://doi.org/10.21601/ORTADOGUTIPDERGISI.715645","url":null,"abstract":"Giris: Diyabetik hastalarda trigliserid yuksekligi, dusuk dansiteli lipoprotein (LDL) kolesterolun artisi ve yuksek dansiteli lipoprotein (HDL) kolesterolun dusuklugu ile karakterize aterojenik dislipidemi gorulur. Lipoprotein anormallikleri diyabetli hastalarda gorulen koroner arter hastaligi riskinin artmasini aciklamaktadir. Tip 2 diyabetli hastalarin %30-60’inda dislipidemi oldugu tahmin edilmektedir. Glikolize hemoglobin (HbA1c) degerinin yuksek olmasi kotu glisemik kontrolun yaninda komplikasyon riskinin artmis olabilecegini gostermekle birlikte ayrica hastanin dislipidemi yonunden arastirilmasi ve uygun hastalarin tedavi edilmesi acisindan onemlidir. Bu calismamizda trigliserid degerinin yuksek HbA1c degerinden etkilenip etkilenmedigini, aralarinda iliski olup olmadigini tespit etmek icin planladik. Gerec ve Yontemler: Temmuz 2017 ile Temmuz 2019 tarihleri arasinda Diyarbakir Gazi Yasargil Egitim ve Arastirma Hastanesi Dâhiliye Poliklinigi’ne basvuran diyabetes mellitus tanili hastalar retrospektif olarak tarandi. Bu hastalar arasinda HbA1c >6,5 ve trigliserid duzeyi 150-1000 mg/dl’nin arasinda olanlar calismaya dahil edildi. Bulgular: Hastalarimizin 2492’si kadin (%62), 1564’u erkek (%38) idi. Hastalarimizin ortalama yasi 53’tu (min-max; 18-65). HbA1c, trigliserid, cinsiyet, yas ve glukoz arasinda yapilan istatistiksel karsilastirmada; HbA1c’nin trigliserid, yas ve glukoz ile anlamli farklilik gosterdigi (Sirasiyla; p degerleri: 0,000, 0,027, 0,000), cinsiyet ile istatistiksel olarak anlamli fark olmadigi (p: 0,723), trigliseridin ise HbA1c, yas, glukoz ve cinsiyet ile anlamli farklilik gosterdigi goruldu (Sirasiyla; p degerleri: 0,000, 0,000, 0,000, 0,001). Sonuclar: HbA1c duzeyinin trigliseridin yukselmesinden etkilenmedigi ve dusuk sonuclara neden olmadigi goruldu. Ayrica yas ile birlikte trigliserid, HbA1c ve glukoz duzeyinde dusus olmasi ile HbA1c duzeyi artikca trigliserid duzeyinde de artis izlenmesinin calismamizin en onemli verisi oldugunu dusunmekteyiz. Diyabetik hastanin glukoz regulâsyonunun saglanamamasinin lipid profilini olumsuz etkiledigini ortaya koymasi acisindan bu calismamizin degerli oldugunu dusunmekteyiz.","PeriodicalId":444037,"journal":{"name":"Ortadoğu Tıp Dergisi","volume":"76 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2020-04-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"122521806","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"Comparison of subjective symptoms of autologous serum and dexpanthenol gels after pterygium surgery","authors":"U. Gurlevik, M. Çıtırık, E. Yaşar, S. Karahan","doi":"10.21601/ORTADOGUTIPDERGISI.680702","DOIUrl":"https://doi.org/10.21601/ORTADOGUTIPDERGISI.680702","url":null,"abstract":"Amac: Bu calismanin amaci, pterjiyum cerrahisi sonrasi otolog serum ve dekspantenol jelin subjektif semptomlar uzerindeki etkisini arastirmaktir. Metod: Haziran 2017 ve Aralik 2017 tarihleri arasinda ayni cerrah tarafindan yapilan pterjiyum cerrahisi uygulanan hastalarin degerlendirilmesi yapildi. Hastalar 2 gruba ayrildi. Grup 1’de (n: 18) ameliyat sonrasi otolog serum kullananlar ve grup 2’de (n: 12) %5 dekspantenol jel kullanilar vardi. Her iki grupta da postoperatif agri, batma, tahris, kizariklik ve greft odemi yonunden degerlendirme yapildi. Bulgular: Gruplar arasinda 1., 3. ve 7. gunlerde agri, batma ve tahris acisindan istatistiksel olarak anlamli fark yoktu. Dekspantenol kullanan grupta 3 ve 7. gunlerde 1. gune gore bu sikayetlerde istatistiksel olarak anlamli bir azalma gozlendi. Gruplar arasinda kizariklik ve greft odemi acisindan 1., 3. ve 7. gunlerde istatistiksel olarak anlamli fark yoktu. Her iki grupta da, bu bulgularda 3. ve 7. gunlerde 1. gune gore istatistiksel olarak anlamli bir artis tespit edildi. Sonuc: Pterjiyum cerrahisi sonrasi bircok ajan hasta konforunu arttirmaktadir. Otolog serum en guvenilir ve en cok arastirilan ajandir. %5 Dexpanthenol jel, hastanin konforu ve yara iyilesmesi acisindan on segment cerrahisine alternatif olabilir.","PeriodicalId":444037,"journal":{"name":"Ortadoğu Tıp Dergisi","volume":"5 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2020-04-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126204293","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"Etiological evaluation in 766 patients with pancytopenia; a single center experience","authors":"B. Erismis, Gamze Gulcicek, Medine Şişman, Betul Yildirim Ozturk, D. Yılmaz, I. Şirinoğlu Demiriz","doi":"10.21601/ortadogutipdergisi.570341","DOIUrl":"https://doi.org/10.21601/ortadogutipdergisi.570341","url":null,"abstract":"Aim: Pancytopenia is a clinical problem which has a wide differential diagnostic spectrum and may occur with various mechanisms. In this study we aimed to determine the most common etiologic causes in patients with pancytopenia. Materials and Methods: The records of patients aged 18 years and older, who applied to the Health Sciences University Bakirkoy Dr. Sadi Konuk Training and Research Hospital between 2012 and 2017 and who were diagnosed with pancytopenia according to World Health Organization (WHO) criteria were retrospectively reviewed. Statistical Method: Mann-Whitney-U test was used for 2 groups and Kruskal-Wallis test was applied for 3 and more groups. Since no normal distribution was provided as a descriptive statistic, median and change interval values were given for continuous data. Results: A total of 766 patients, 475 (62%) women and 291(38%) men, were included in the study. In these patients, non-hematologic causes were found in 77.7% and hematologic causes in 22.3% of patients with pancytopenia. Hematological etiologies were 72.2% benign and 27.8% malignant. Non-hematological causes were divided into groups as renal diseases (6.05%), rheumatological diseases (2.3%), infective diseases (10.7%), endocrinological diseases (3.8%), hypersplenism (14.4%), immunosuppressive drug use (17.4%), solid organ cancers (10.7%) and unidentified reasons (34.2%). Conclusion: Pancytopenia should be evaluated carefully and the etiology should be detected quickly and corrected by appropriate treatment. It is an appropriate approach to exclude, firs the non-hematological causes (especially immunosuppressive drug use, hypersplenism, infection and solid organ cancers) and the benign causes of hematological reasons.","PeriodicalId":444037,"journal":{"name":"Ortadoğu Tıp Dergisi","volume":"4 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2020-03-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126304582","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"Psychosocial triggers associated with major depressive episodes in women applying to psychiatric outpatient clinic","authors":"H. M. Aytaç, T. Berkol","doi":"10.21601/ORTADOGUTIPDERGISI.648700","DOIUrl":"https://doi.org/10.21601/ORTADOGUTIPDERGISI.648700","url":null,"abstract":"Amac: Kisilik ozellikleri, oz-saygi, kisilerarasi iliskiler ve bilissel beceriler gibi faktorler, ozellikle duygudurum bozukluklari basta olmak uzere psikiyatrik bozukluklarin risk faktorleri arasinda sayilmaktadir. Hastaligin ortaya cikmasi icin tek bir risk faktorunun varligi yeterli degildir. Genetik yapinin olumsuz cevresel faktorlerle etkilesimi de onemlidir. Bu calismada, kadin hastalarda major depresyon epizodlarindan once psikososyal tetikleyici faktorlerin varligini degerlendirmeyi amacladik. Gerec ve Yontemler: Psikiyatri poliklinigine basvuran ve SCID-1 ile major depresyon tanisi konulan toplam 62 kadin hasta retrospektif sekilde dizayn edilmis olan calismaya alindi. Hastalarin tanisal degerlendirmesinden sonra, depresif atak icin tetikleyici faktorlerin varligini degerlendirmek amaciyla ayrintili klinik gorusme yapildi. Bulgular: Potansiyel tetikleyiciler olarak psikososyal faktorlerle ilgili olarak, hastalarin 26’si esi ile ilgili iletisim ve uyum hakkinda (%42), 10’u birinci derece akrabalarda hastalik varligindan (%16), 10’u da kayinvalidesi ve veya baska akrabalariyla olan anlasmazliktan bahsetmis olup 8’i tasinmadan (%13), 6’si sevgiliden ayrilmadan (%10) ve 2’si de es aldatmasindan bahsetmistir (%3). “Es ile iletisim / uyum sorunu”, “kayinvalidesiyle / diger aile uyeleriyle anlasmazlik”, “sevgilisinden ayrilmak” ve “esi tarafindan aldatilmak” stresorleri “iliski catismasi” grubunda toplandiginda bu grubun depresyon ve anksiyete skorlarinin ortalamasi tum gruplar arasinda en yuksek oranda bulunmustur. Sonuc: Bu bulgular isiginda, ozellikle kadinlarda depresyon ataklari icin tetikleyici faktorler olarak kisilerarasi iliskilerle iliskili psikososyal faktorlerin onemli rol oynadigi sonucuna varilabilir. Bu faktorler arasinda es ile iletisim ve uyum sorunu ozellikle dikkat cekicidir.","PeriodicalId":444037,"journal":{"name":"Ortadoğu Tıp Dergisi","volume":"21 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2020-03-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123915482","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"The evaluation of diagnosis and treatment of the patients who referred to the pain clinic","authors":"Tülin Arici, B. Uzuner","doi":"10.21601/ORTADOGUTIPDERGISI.668146","DOIUrl":"https://doi.org/10.21601/ORTADOGUTIPDERGISI.668146","url":null,"abstract":"Amac: Bu calismadaki amacimiz, hastanemiz agri poliklinigine 45 aylik surede agri sikayeti ile basvuran hastalarin demografik ozellikleri, agri tipleri ve tedavilerini geriye donuk olarak degerlendirmektir. Gerec ve Yontemler: Calismamizda Temmuz 2015-Mart 2019 tarihleri arasinda Saglik Bilimleri Universitesi Samsun Egitim ve Arastirma Hastanesi agri poliklinigine kronik agri sikayeti ile basvuran hastalarin dosyalari incelendi. Hastalarin demografik ozellikleri, agri tipleri ve uygulanan tedaviler geriye donuk, kesitsel calisma olarak degerlendirildi. Bulgular: 45 aylik surede poliklinigimize 25288 kronik agrili hastanin basvurdugu goruldu. Hastalarin 16046’si kadin (%63,5), 9242’si erkek (%36,5) olarak tespit edildi. En sik kanser disi agri nedenleri (KDA); bel agrisi, miyofasial agri ve noropatik agri idi. Kanser agrisi (KA) nedeni ile basvuran hasta sayisi 674 (%2,7) idi. Hastalarin tamamina medikal tedavi ve 3635 (%14,4) hastaya ek olarak girisimsel agri tedavisi uygulandigi tespit edildi. En sik yapilan girisimsel agri tedavi yontemleri; tetik nokta enjeksiyonu, eklem ici enjeksiyon uygulamasi, transforaminal epidural enjeksiyon ve faset median sinir blogu uygulamasi olarak saptandi. Sonuclar: 45 aylik surede algoloji klinigimize yogun bir hasta basvurusu oldugu ve hastalarin %14,4’luk kismina girisimsel agri tedavisi uygulandigi gorulmustur. Merkezimizin bu sonuclarinin kronik agri calismalari icin onemli bir veri kaynagi olacagini dusunmekteyiz.","PeriodicalId":444037,"journal":{"name":"Ortadoğu Tıp Dergisi","volume":"31 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2020-03-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"133788577","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"Synovial sarcoma of the neck","authors":"Emre Emekli, M. Açıkalın, M. Gürbüz, U. Toprak","doi":"10.21601/ortadogutipdergisi.641185","DOIUrl":"https://doi.org/10.21601/ortadogutipdergisi.641185","url":null,"abstract":"Synovial sarcomas are rare malignant neoplasms commonly arising from articular tendons and joint capsules. Despite being termed synovial sarcomas due to their histologic similarity to the synovium, they rarely involve a synovial structure. Although they mostly occur in lower extremities, rare cases originating from the thorax, abdomen, head, and neck have also been reported. A 60-year-old male patient was admitted to the hospital with a complaint of swelling in left side of the neck. CT revealed a mass of approximately 6.5x5 cm, occupying the left parapharyngeal space and left submandibular fossa and protruding into the pharynx lumen. The lesion was non-infiltrative, well circumscribed, and uniformly ovoid. The patient underwent surgery, and subsequent pathological examination confirmed the diagnosis of synovial sarcoma. Despite their rarity, synovial sarcomas should be considered, along with Ewing’s sarcoma, rhabdomyosarcoma, and other sarcomas, in the differential diagnosis of a large juxtaarticular mass containing calcifications.","PeriodicalId":444037,"journal":{"name":"Ortadoğu Tıp Dergisi","volume":"10 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2020-03-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125378962","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}