{"title":"Ideological Transformations of Family Discourses Produced in Popular Comedy Films in Turkey","authors":"Fatih Deği̇rmen","doi":"10.59280/film.1381854","DOIUrl":"https://doi.org/10.59280/film.1381854","url":null,"abstract":"The aim of this study is to discuss the ideological transformations of family discourses that becomes to visible in popular comedy films produced in Turkey. The discussions on family are shaped by three approaches that are categorized based on the narrative structures of the films. The first of these approaches is the corporatization of the family, which is discussed through the films Eltilerin Savaşı (Onur Bilgetay 2020) and Kocan Kadar Konuş 1-2 (Kıvanç Baruönü 2015, 2016). The second approach is the Oedipalization of the family, developed through the films Görümce (Kıvanç Baruönü 2016), Celal ile Ceren (Togan Gökbakar 2013) and Romantik Komedi 1-2 (Hakan Kırvavaç 2010 and Erol Özlevi 2013). As the last approach, the dissolution of the truth of the family and the emergence of the post-family discourse were discussed through the film Aile Arasında (Ozan Açıktan 2017). The findings obtained by the discourse analysis method used in the study, covering the corporatization of the family, Oedipalization, and the transformations of the family as a truth regime, show that popular comedy films are parallel to the breaks in today's popular discussion lines in Turkey.","PeriodicalId":378554,"journal":{"name":"Türkiye Film Araştırmaları Dergisi","volume":"23 12","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139158144","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Arzu ve Karanlığın Melodileri: Morte a Venezia ve La Pianiste Filmlerinde Film Müziği Yoluyla Eros ve Thanatos'un Kişileştirilmesi","authors":"Fatma Betül Ataş","doi":"10.59280/film.1327674","DOIUrl":"https://doi.org/10.59280/film.1327674","url":null,"abstract":"Sound and music, a significant issue in film studies, and associated phenomena, such as leitmotiv and diegetic/ non-diegetic music are essential notions as they serve many functions in the film experience of the audience. Sound and music, in general, have emerged as supportive elements for image and narrative in the art of cinema. Music is used in films to form a completeness with the images. In addition to these functions, film music has a significant place in terms of underlining the frames of mind of characters and expressing the emotions that are not spoken and not shown on the screen. Luchino Visconti used movements from Gustav Mahler’s third and fifth symphonies in Morte a Venezia (1971). The meanings brought by Mahler’s music almost move with the mood of Aschenbach, the main character of the film. Similarly, Michael Haneke used Schubert’s compositions in his film La Pianiste (2001). The troubles, emotional fluctuations, and oppositions experienced by Erika, who is the protagonist of the film, are also embodied in Schubert’s music, and thus the layers of meaning in both films increase with the music. In this article, the use of music in these two films is examined in terms of having similar functions. In addition, by referring to psychoanalytic theory, the reflection of the two most basic human instincts, life and death instincts, on music and characters was also examined and it was aimed to create an authentic perspective on film music.","PeriodicalId":378554,"journal":{"name":"Türkiye Film Araştırmaları Dergisi","volume":"2 3","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"138944026","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Sinemada Yavaşlığın Estetiği: Yavaş Sinema Kavramıyla Goodbye, Dragon Inn (2003, Ming-liang) Filmini Düşünmek","authors":"Aziz Barkın Kadioğlu","doi":"10.59280/film.1389970","DOIUrl":"https://doi.org/10.59280/film.1389970","url":null,"abstract":"Modern toplumda yaşamın endüstriyelleşen ve kentlileşen yapısının hızlı akışına karşı önem kazanan “yavaşlık” olgusu, tüketim kültürünün beraberinde getirdiği sorunlara bir tepki niteliği taşımaktadır. “Slow Food”, “Slow City” ve “Slow Media” gibi yavaşlığı bir yaşam biçimi olarak sahiplenen hareketlerle birlikte düşünüldüğünde kavramın kültürel ve toplumsal olarak gelişkin bir ideolojik altyapıya sahip olduğu söylenebilir. 1980’lerin sonundan itibaren Petrini ve Berthelsen’in çalışmalarıyla literatürde daha da görünür hale gelen yavaşlık olgusu özellikle 60’lı yıllar modern sinema anlatılarıyla başlayan ve günümüze uzanan tarihsel bir aralıkta sinematografik tercihler aracılığıyla sinemada da görülmeye başlamıştır. 1980’li yılların sonundan itibaren çeşitli yönetmenler, ana akım sinemaya meydan okuyan yeni bir sinema dilini benimseyerek “yavaş sinema” adı verilen benzerlikler alanı etrafında bir araya gelmeye başlamışlardır. Yavaşlığın seyircinin zaman ile hareketi daha yavaş bir hızda algılamasına olanak tanıyarak, seyircileri düşünmeye ve film evrenine katılmaya davet ettiği ifade edilebilir. Tarr, Akerman, Angelopoulos, Tarkovski ve Bresson gibi yönetmenlerin öncülüğünü yaptığı yavaş sinema, günümüzde Weerasethakul, Zhangke, Hsiao-hsien, Costa, Ming-liang ve Nuri Bilge Ceylan gibi hem ulusal hem de uluslararası kapsamda öne çıkan birçok isimle birlikte tartışılmaktadır. Bu çalışmada yavaş sinemanın öne çıkan isimlerinden biri olan Tsai Ming-liang’ın Goodbye, Dragon Inn (2003) filmi, sinematografik nitelikleri incelenerek yavaş sinema kavramı bağlamında analiz edilmiştir. Sonuç olarak incelenen filmin biçimsel ve anlatısal özelliklerinin yavaş sinema kavramıyla ortaklıklar taşıdığı görülmüş, kapanmakta olan bir sinema salonunu mekân olarak seçmesiyle ise seyir deneyiminde yaşanan değişimlere ilişkin bir söylemde bulunduğu ortaya koyulmuştur.","PeriodicalId":378554,"journal":{"name":"Türkiye Film Araştırmaları Dergisi","volume":"4 8","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"138595403","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"As the Film Ends: A Lament for the Collapse of the Yeşilçam Cinema","authors":"Dilara Balcı Gülpınar","doi":"10.59280/film.1290715","DOIUrl":"https://doi.org/10.59280/film.1290715","url":null,"abstract":"Türkiye’de sinemacılığın duraklaması ve gerilemesi, 1970’li yıllardan başlayan uzun bir zaman dilimini kapsamakta; ekonomik, siyasi, sosyo-kültürel pek çok nedene dayanmaktadır. Yerli filmciliği bunalıma sürükleyen sebepler 1980’li yıllardan itibaren sinema yazarları ve akademisyenler tarafından tartışılmış, ancak Yeşilçam’ın son yıllarında arka arkaya çekilen filmlerde çöküş sürecinin nasıl temsil edildiği analiz edilmemiştir. Bu çalışmada 1980’li yılların ikinci yarısında, sinemanın içine düştüğü bunalım yıllarının travmatik etkisiyle birçok filmin çekildiği; bu filmlerde geçmişle hesaplaşan yönetmenlerin Yeşilçam’ın çöküşünün nedenlerini analiz ettikleri ileri sürülmüştür. Çalışmada 1987-1990 aralığında çekilmiş beş film olan Hayallerim Aşkım ve Sen (Atıf Yılmaz, 1987), Gece Yolculuğu (Ömer Kavur, 1988), Hiçbir Gece (Selim İleri, 1989), Filim Bitti (Yavuz Özkan, 1989) ve Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni (Yavuz Turgul, 1990) betimleyici tematik analiz yöntemiyle analiz edilmiştir. Çalışmanın amacı bu filmlerde 1980’lerin sinema ortamının nasıl temsil edildiğini incelemek; geçmişe özlem duyan sinemacıların Yeşilçam’ın “altın çağı”nı nasıl betimlediklerini tartışmak ve sinemanın geleceğine yönelik kaygılarını çözümlemektir.","PeriodicalId":378554,"journal":{"name":"Türkiye Film Araştırmaları Dergisi","volume":"139 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139334820","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Sinemanın Denetimsiz Teknolojiyle Sınavı: Yapay Zeka’nın Film Endüstrisine Etkisi","authors":"Ayça Coşkuner","doi":"10.59280/film.1284277","DOIUrl":"https://doi.org/10.59280/film.1284277","url":null,"abstract":"Teknolojinin hızla geliştiği günümüzde yapay zekâ çoğu alanda olduğu gibi sinemada da kendine yer bulmuştur. Özellikle son yıllarda yapay zekâ, sinema sektöründe üretimi kolaylaştırdığı için tercih sebebi haline gelmiştir. Ancak bu süreç, bir geçiş dönemi olarak nitelendirilebilir. Bu geçiş süreci her ne kadar bireysel üreticinin lehine gibi görünse de ilerleyen dönemlerde sinema endüstrisinin aleyhinde sonuçlanma riski taşımaktadır. Henüz kurallara ve yasalara tabi olmayan ve sinema sektöründeki kullanımı oldukça yeni olan yapay zekânın denetimsiz bir şekilde kullanımının sonuçları ile ilgili çok az araştırma yapılmıştır. Çalışmanın amacı sinema sektöründe yapay zekânın kullanım amaçları ve yapay zekâ teknolojisiyle üretilen filmlere ilişkin özgün bir değerlendirmede bulunmaktır. Araştırmada yapay zekâ tabanlı teknolojinin ilk defa kullanıldığı film örnekleri belirlenmiş ve kullanım kolaylığı açısından değerlendirilmiştir. Araştırma, bu örneklerin üretim öncesi, üretim ve üretim sonrası aşamalarına odaklanarak aynı zamanda bu yeni teknolojiyle birlikte içerik ve biçim konusundaki çalışmaların nasıl bir değişim geçirdiğini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Ayrıca yapay zekâ teknolojisinin diğer sanat alanlarına getirdiği yenilikler ve bunun sonuçları çeşitli yönleriyle tartışmaya açılmıştır.","PeriodicalId":378554,"journal":{"name":"Türkiye Film Araştırmaları Dergisi","volume":"6 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124268458","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Ne Dost Ne De Yabancı: Gişe Memuru Filminde “Meçhul Dost”u Düşünmek","authors":"Ayşe Dilan Salkaya","doi":"10.59280/film.1190803","DOIUrl":"https://doi.org/10.59280/film.1190803","url":null,"abstract":"Bu çalışma, Tolga Karaçelik’in Gişe Memuru (2010) filmini Stanley Milgram’ın “meçhul dost” kavramı merkezinde yeniden düşünmeyi amaçlamaktadır. Milgram’ın sosyolojik bağlamda kullandığı, kent insanının kalabalıklar içerisinde yalnız olmadığını ifade eden meçhul dost kavramı, Milgram’a göre kentte düzenli olarak gözlemlediğimiz, algı çemberimiz içerisinde yer alan ancak çoğu zaman doğrudan etkileşim kurmadığımız kişileri tanımlar. Çalışmada, mekân olarak kenti seçen filmin ana karakteri gişe memurunun, gişeden düzenli geçen kişiler için bir meçhul dost olduğu savunulmaktadır. Öncelikle literatür taraması yapılarak kavramın farklı çalışmalarda hangi bağlamda ele alındığı özetlenmiş, ardından filmin karakteri, bir meçhul dost olarak yeniden düşünülmüştür. Filmde meçhul dost kavramının anlam evrenine ait tekrar ve yeniden karşılaşmalar, bunlara ilişkin diyaloglar, anımsamalar, mesafe, gişe memurluğunun rutine dayalı, düzenli karşılaşmalara müsait doğası betimsel analiz yöntemiyle incelenmiştir. Çalışmanın sonucunda, yeniden karşılaşmaların filmdeki meçhul dostluğun hem kuruluşuna hem de yitirilişine neden olduğu ortaya konulmuştur.","PeriodicalId":378554,"journal":{"name":"Türkiye Film Araştırmaları Dergisi","volume":"16 5","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"120889318","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Madam Curie değil Maria kürü üzerine bir film","authors":"Işıl ÇOBANLI ERDÖNMEZ","doi":"10.59280/film.1229808","DOIUrl":"https://doi.org/10.59280/film.1229808","url":null,"abstract":"“Radyoaktivite” (2019) adlı yaşam öyküsü filmi, Madam Curie olarak bildiğimiz ünlü bilim insanı, Nobel ödüllü Maria Curie’nin hayatına odaklanmaktadır. Maria'nın yaşamını hem toplumsal roller hem de kadın bir bilim insanının duruşu açısından yansıtmaktadır. Metinlerarası tür analizi olarak baktığımızda, kültür sunumu olarak kitlesel tarzı nedeniyle eleştirel metin incelemesi, feminist ve toplumsal yaklaşım ile gömülü teori ile aydınlatılmaya odaklanacaktır. Metinlerin doğrusal tek bir izlenim bırakmadığı günümüz toplumunda birden fazla bakış açısının yansıtılması bu anlamda gereklidir. Konunun yeniden-üretimi de sinema dilinde görüldüğünden gerçekçi anlatım yerini kurgulu anlatıma bırakmaktadır. Bu göstergebilimsel yaklaşım da sahne geçişlerinde kendini gösterebilmektedir. Kısmen durumlarda anlam arayışı, metinlerarası ifadenin önüne geçebilmekte, medya bir araç olarak izlerkitleye duygu aktarımını geçirebilmektedir. 1900’lü yılların başında bilimle uğraşmak için gerekli kaynak, zaman ve ortam zaten kısıtlıyken; bir de üstüne bir kadın olarak bu duruşun içinde tutunmaya çalışması, Maria Sklodowska’yı tek başına mücadele edeceği bir döneme yönlendirirken, film akışı içinde kronolojik olarak bu geçişleri görmekte ve toplumsal yansımalarını her alanda görür niteliktedir.","PeriodicalId":378554,"journal":{"name":"Türkiye Film Araştırmaları Dergisi","volume":"13 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126044375","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"A Historical Journey to the Quiet and Vocal Enticers of Turkish Cinema: Movie Posters and Spruikers","authors":"Elif Arslan, Şerife Mahi̇r","doi":"10.59280/film.1273394","DOIUrl":"https://doi.org/10.59280/film.1273394","url":null,"abstract":"Sinema izleyicisi açısından hayal, film afişleriyle başlar. Çünkü sinemanın kendisi bir hayaldir. Sinema afişleri de bir filme, o hayale dokunmanın en net nesnesidir. Film afişleri, izleyiciyle ilk buluşma noktası olarak değerlendirildiğinde, seyirciyi sinemaya yönlendiren birer davetiye konumundadır. Bu çalışmada, 1920-1990 yıllarının sinema davetkarlarına odaklanılmaktadır. Düş şatolarının sessiz ve büyük davetkarları sinema fenerleridir. Devasa büyüklükteki sinema fenerleri seyirciyle ilk temas noktasıdır. Temasın anlamlı olması için sesli çığırtkanlara yani fener çığırtkanlarına ihtiyaç duyulmuştur. Sessiz ve sesli davetkarlar, izleyiciyi sinemaya çekmektedir. Fenerler, izleyiciyi sinema salonlarına çekerken, dönemin hafızasında önemli izler bırakır. Sinemanın sessiz ve sesli davetkarlarına ait alanyazında detaylı çalışmanın yapılmamış olması, araştırmacıları çalışmaya iten motive noktasıdır. Çalışmanın sinema fenerleri ve çığırtkanlarını bir arada mercek altına alıyor olması ve konuya güncel bir bakış sağlaması bakımından önemlidir. Davetkarların mercek altına alındığı bu çalışmada; izleyici üzerindeki etkileri, sinema deneyimleri araştırılmaktadır. Araştırma yapılırken, sinema ve seyirci ilişkisine değinilecek; anıları toplama aşamasında nitel araştırma yöntemlerinden biri olan doküman analizi kullanılacaktır. Anılar üzerinden davetkarların sinema seyir pratikleri, etkileri gündeme getirilerek, tarihsel yolculuğa çıkılacaktır.","PeriodicalId":378554,"journal":{"name":"Türkiye Film Araştırmaları Dergisi","volume":"45 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116042286","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Bibliometric Analysis of Academic Studies on the Subject of Third Cinema in Scopus Database","authors":"Gökhan Bak, Alparslan Bak, Yunus Emre Özdemi̇r, Nurettin Ataş","doi":"10.59280/film.1299418","DOIUrl":"https://doi.org/10.59280/film.1299418","url":null,"abstract":"Bu araştırma, Üçüncü Sinema konulu akademik çalışmaların yapısını, gelişimini ve eğilimlerini tespit etmek amacıyla yapılmıştır. Bu bağlamda Scopus veri tabanındaki yayınlara erişim sağlanmıştır. Scopus veri tabanında; başlık, özet ve anahtar kelimeler bölümüne “third cinema” kelimesi yazılarak tarama yapılmıştır. Araştırmanın bulguları tablo, grafik ve şekillerle gösterilmiş, VOSviewer programı ile veriler haritalandırılmış ve görselleştirilmiştir. Üçüncü Sinema üzerine yapılan akademik çalışmaların bibliyometrik özellikleri incelenmiştir. Araştırma sonucunda 114 adet akademik çalışmaya erişim sağlanmıştır. Üçüncü Sinema konusunda yapılan en eski çalışmanın Mercer tarafından yazıldığı, en yeni çalışmanın ise Trindade ile Mills’e ait olduğu belirlenmiştir. Akademik çalışmaların 2010 yılından sonra artışa geçtiği, en fazla çalışmanın Mestman, M. tarafından yazıldığı, en fazla çalışma yapılan kurumun ise New York Şehir Üniversitesi olduğu görülmüştür. Ayrıca en fazla çalışmanın Amerika’da yapıldığı, çalışmaların büyük oranda makale türünde yazıldığı, konu alanına göre bakıldığında Güzel Sanatlar ve Beşeri Bilimler alanında daha çok araştırmanın yer aldığı incelenmiştir. Akademik çalışmalara sponsorluk yapanların dağılımına bakıldığında en fazla sponsorluk yapan kurumun Consejo Nacional de Investigaciones Científicas y Técnicas/CONICET ( Ulusal Bilimsel ve Teknik Araştırma Konseyi ) olduğu görülmüştür. Akademik çalışmalara en az atıfın 2008 yılında en fazla atıfın ise 2017 yılında yapıldığı, en fazla atıf alan akademik çalışmanın ise “Rethinking Third Cinema” adlı eser olduğu sonucuna varılmıştır. Akademik çalışmalarda iş birliğinin en fazla Birleşik Krallık ile yapıldığı, atıf ağı en yüksek çalışmanın Buchsbaum j. (2001) olduğu, yazar ortak atıf ağı haritasında bağlantı gücü en yüksek yazarın Jameson F. olarak yer aldığı görülmüştür. Ayrıca bibliyografik eşleşme ağı en yüksek kaynağın “Geopolitics” olduğu, araştırmalarda en yoğun anahtar kelime olarak “Üçüncü Sinema” kullanıldığı sonucuna varılmıştır.","PeriodicalId":378554,"journal":{"name":"Türkiye Film Araştırmaları Dergisi","volume":"28 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126417359","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Wong Kar Wai Filmlerinde Sesin Anlatıya Etkisi: Hong Kong Ekspresi ve Düşkün Melekler Örneği,","authors":"A. Yildirim","doi":"10.59280/film.1284322","DOIUrl":"https://doi.org/10.59280/film.1284322","url":null,"abstract":"Sinemada anlatının temel unsurları öykü ve olay örgüsüdür. Filmlerde olay örgüsü, mekân, ses, kamera açıları ve kurgunun etkin bir şekilde kullanılmasıyla şekillenir. Sesli filmlerin ilk döneminde sinemacılar sese, sinemayı tiyatroya yaklaştıracağını düşündükleri için mesafeli yaklaşmışlardır. Ancak ilerleyen yıllarda bazı sinemacılar sesi film anlatısı için yaratıcı bir şekilde kullanmaya çalışmış, sinemada yeni anlatım yöntemleri ortaya çıkarmışlardır. Bu yöntemlerle çekilen filmlerde ses, çerçevenin sınırladığı uzamsal alanı aşmış, sinemanın zaman uzamını genişletmiştir. Sinemada zamansal ve uzamsal sınırlamayı ortadan kaldırmanın en etkili yöntemlerinden biri üst sestir. Üst ses, olay örgüsünün işlenişi sırasında sınırlılık ve öznellik kavramlarını kullanarak seyirciye hikâye hakkında bilgi vermekte, sahne sıralarını değiştirerek film akışını önemli ölçüde etkilemektedir. Sinemada anlatı üzerine yapılan çalışmalarda, Mihail Bahtin’in aslında edebiyat metinlerindeki zaman-uzam kavramını inceleyerek ortaya koyduğu kronotop kavramı öne çıkmaktadır. Pek çok film kuramcısı kronotopun sinema filmlerinin anlatısında daha somut bir şekilde görülebildiği konusunda birleşmiştir. Sinemada zaman-uzam çekim ölçekleri, kurgu, karakterlerin ilişkilerinin yanı sıra üst sesle de somutlaştırılmaktadır. Üst sesin film anlatısında kullanılması, hikâyenin kimin tarafından anlatıldığını önemli bir konu haline getirmiştir. Sinemada üst ses anlatıcıları film içerisinde bulunan karakterler ya da hikâyeyi uzaktan izleyip aktaranlardır. Üst ses etkili bir şekilde kullanıldığında filmlerin zamanı ve uzamını da şekillendirmektedir. Wong Kar Wai filmlerinde üst ses ve mekân, karakterlerin hikayeleri ve ilişkilerinin ifade edilmesinde en önemli unsurlardır. Bu çalışmanın amacı Wong Kaw Wai sinemasında üst sesin filmin anlatısını ne şekilde etkilediğini ortaya koymaktır. Bu doğrultuda Wong Kar Wai’nin ilk dönem filmlerinden Chunking Express ve Fallen Angels, Bakhtin’in kronotop kuramıyla birlikte karşılaştırmalı olarak çözümlenmiştir.","PeriodicalId":378554,"journal":{"name":"Türkiye Film Araştırmaları Dergisi","volume":"8 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114136598","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}