{"title":"PKK Terör Örgütünün Değişimi ve Dönüşümünün Bölgesel Güvenliğe Etkileri: Suriye Örneği","authors":"Mert Topçu","doi":"10.55773/tda.1211563","DOIUrl":"https://doi.org/10.55773/tda.1211563","url":null,"abstract":"PKK terör örgütü, kurulduğu 1978 yılından bu yana büyük bir değişim ve dönüşüm geçirmiş, bir çete hüviyetinden neredeyse bir ülkenin düzenli ordusu kadar güçlenmiş ve en nihayetinde Suriye’nin kuzeyinde fiili bir otonomi elde ederek uluslararası arenada muhatap alınan devlet-dışı aktör konumuna yükselmiştir. PKK’nın geçirdiği bu dönüşüm, bölgesel güvenliği derinden etkilemekte ve bölücülük ekseninde ulus-devlete yönelik en büyük tehdidi oluşturmaktadır. Suriye İç Savaşı’nın başladığı 2011’den itibaren bölgedeki güç boşluğunu kendi lehine kullanarak, uluslararası aktörlerin de desteğiyle büyük bir alan hakimiyeti sağlayan PKK, bir Kürt devleti kurma gayesiyle Suriye’de yürüttüğü faaliyetlerini günbegün artırmaktadır. Dolayısıyla PKK’nın değişimi ve dönüşümünün bölgesel güvenliğe yönelik etkileri hassaten Suriye nezdinde incelenmesi gereken bir konudur. Bu minvalde çalışmada; PKK’nın kuruluşundan bu yana geçirdiği değişim ve dönüşüm ele alınacak ve bahsi geçen gelişmenin altındaki sebeplere odaklanılacaktır. Son olarak PKK’nın bu değişimi ve dönüşümünün bölgesel güvenliğe yönelik etkileri Suriye nezdinde tartışılacaktır.","PeriodicalId":334207,"journal":{"name":"Türk Dünyası Araştırmaları","volume":"23 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116702733","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"OSMANLI ŞAİRLERİNE GÖRE GENCELİ NİZÂMÎ","authors":"Abdullah Aydin","doi":"10.55773/tda.1164327","DOIUrl":"https://doi.org/10.55773/tda.1164327","url":null,"abstract":"Türklerin İslamiyet’e geçmesiyle başlayan edebî geleneğe genel adıyla Divan Edebiyatı veya Klasik Türk Edebiyatı denilmektedir. Bu edebiyatın daha yaygın olduğu ve geliştiği dönem, Osmanlı hâkimiyeti zamanındadır. Bu sebeple Osmanlı Edebiyatı demek de doğru ve yerinde bir ifade olarak kabul görmektedir. \u0000Hamse sahibi bir şair olarak Genceli Nizâmî, Osmanlı şairleri tarafından takip edilmiş, örnek alınmıştır. Edebî bir iddiası olan şairler kendilerini Genceli Nizâmî ile kıyaslamışlardır. Bu karşılaştırmalarda Genceli Nizâmî’ye nazaran kendilerini çoğu zaman aynı seviyede, bazen yukarıda görmüşlerdir. Büyük bir Türk şairi olması yönüyle Genceli Nizâmî’yi kendilerinden daha üstün görüp, onun açtığı edebî yolda eser vermeyi vazife edinen şairlerin varlığı da görülmektedir. \u0000Bu makalede Osmanlı şairlerinin kendileri ile Genceli Nizâmî arasında yaptıkları karşılaştırmalar ve etkilenme yönleri üzerinde durulmuştur.","PeriodicalId":334207,"journal":{"name":"Türk Dünyası Araştırmaları","volume":"113 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128160190","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"ÖZGÜRLÜKÇÜ EKONOMİNİN HUKUKİ VE EKONOMİK BİLEŞENLERİ: TÜRK DEVLETLERİ VE TÜRKİYE ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME","authors":"Nalan Kangal","doi":"10.55773/tda.1213296","DOIUrl":"https://doi.org/10.55773/tda.1213296","url":null,"abstract":"Ekonomik büyümenin temel çıktısı olan refah düzeyinin artışı ekonomik özgürlüklerin var olduğu bir ortamda mümkün olmaktadır. Çünkü ekonomik özgürlük insanların başta ekonomik açıdan olmak üzere hayatlarının her alanında özgürce karar verebilmelerine zemin hazırlamaktadır. Böylece özgürlük ortamı oluşturularak diğer özgürlüklerin de beslenmesiyle yaşam kalitesi de iyileştirilmektedir. Ekonomik özgürlükler birçok kavramla birlikte düşünülen kompleks ve pozitif etki yaratan bir yapıya sahiptir. Çalışmada ekonomik özgürlüğün söz konusu pozitif etkilerinden yola çıkarak Türkiye ile Türk devletleri olan Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Kazakistan’ı sahip olduğu ekonomik özgürlüğün hukuki ve ekonomik bileşenleri kapsamında bir değerlendirilme yapılmıştır. Grupta yer alan ülkelerin sahip oldukları bileşen düzeyleri istenilen seviyede olmadığı ve daha iyi skorlara sahip olmak için ivedilikle ciddi politikaların devreye sokulması gerektiği sonucu elde edilmiştir.","PeriodicalId":334207,"journal":{"name":"Türk Dünyası Araştırmaları","volume":"31 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127001074","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Mehmet Akif Ersoy ve Aşık Şenlik’te Medeniyet Kimliği: Kendilik Bilincinin Fenomenolojik Dışa Vurumu","authors":"Aykut Karahan","doi":"10.55773/tda.1205550","DOIUrl":"https://doi.org/10.55773/tda.1205550","url":null,"abstract":"Bir medeniyetin düşünce dünyasının en önemli yapıtlarını görebileceğimiz alanlardan biri de edebiyat ve onun bir dalı olan şiir alanıdır. Şiirler aynı zamanda bir medeniyetin kültür ürünleri olarak fenomenolojik bir dışavurum şeklidir. Bir diğer yandan ise şiirler; bir medeniyetin diğer kültür ürünleri gibi bireylerine medeniyet bilincinin aktarımının yapılma imkanlarının göz önüne serildiği fenomenolojik dışavurumlardır. Psikolojik bir tabir olarak da dışa vurum zaten içte olan duygu ve düşüncelerin söz başta olmak üzere başka şekillerde görünür kılınması hadisesidir. Bu anlamda felsefi soyutlamalardan kurtulabilmek için fenomenoloji büyük imkanlar sunmaktadır. Çünkü fenomenoloji gündelik hayat ile bağ kurabilmeyi ve günlük yaşamın zenginliği ile irtibat kurabilme imkânı vermektedir. Tamda bu noktada Osmanlı’nın en çalkantılı siyasi ve fikri döneminde yaşamış olan Mehmet Akif Ersoy ve Aşık Şenlik hem eserleri ile birer kültür göstergeleri ortaya koyarak bir fenomenolojik araçlar sunmuşlardır hem de bir dönemin kültürel direnişinin önemli isimleri olarak bu çalışmada iki önemli şiirleri üzerinden ele alınmışlardır.","PeriodicalId":334207,"journal":{"name":"Türk Dünyası Araştırmaları","volume":"18 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"131732435","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Gaspıralı İsmail Bey'in Fikir Dünyasında Ármin Vámbéry'nin Yeri","authors":"Gülcan Memi̇ş","doi":"10.55773/tda.1177745","DOIUrl":"https://doi.org/10.55773/tda.1177745","url":null,"abstract":"Çarlık Rusya, 16. Yüzyıldan itibaren İdil-Ural Bölgesinde bir kültür emperyalizmi olan Ruslaştırma ve Asimilasyon siyasetini uyguluyordu. Bu baskı ve yıldırma politikası, 19. Yüzyıla gelindiğinde Türk halklarını fazlasıyla yıpratıyordu. Kırım Tatar Türklerinden Gaspıralı İsmail Bey, 1880 yılından itibaren edebi, fikri ve basın çalışmalarında Ruslaştırma ve Asimilasyon siyasetini eleştirel bir dille ele alarak Tatar millî uyanış sürecine yön verdi. Onun bu çalışmaları, Macaristan’da yaşayan Türkolog Ármin Vámbéry tarafından desteklendi. Gaspıralı İsmail Bey’in eserleri incelendiğinde gençlik yıllarından itibaren Ármin Vámbéry’nin fikirlerinden etkilendiği görülmektedir. Özellikle Tercüman Gazetesi’nde yayımlanan edebi eserleri, Ármin Vámbéry’ye bakış açısını yansıtmasından dolayı tarihi kaynak niteliğindedir. Gaspıralı İsmail Bey ile Ármin Vámbéry’nin fikirleri arasındaki etkileşim, 1905 yılında başlayan Tatar millî uyanış hareketiyle birlikte daha da artmıştır. Ármin Vámbéry’nin, Tercüman Gazetesi’nde yayımlanan yazıları bunun kanıtıdır. İşte biz bu makalemizde Gaspıralı İsmail Bey’in düşünce dünyasının ürünleri olan eserlerinden yola çıkarak, Ármin Vámbéry, Gaspıralı İsmail Bey’in fikir dünyasında nasıl bir yere ve öneme sahiptir, sorusu üzerinde duracağız.","PeriodicalId":334207,"journal":{"name":"Türk Dünyası Araştırmaları","volume":"176 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121466821","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"18. YÜZYIL OSMANLI DEVLETİNDE DÜZENİN ISLAHI YA DA MODERNLEŞME PERSPEKTİFLERİ. TEKLİFLER, TEDBİRLER VE KONUYA İLİŞKİN GÖRÜŞLER","authors":"Ş. Baskan","doi":"10.55773/tda.1210589","DOIUrl":"https://doi.org/10.55773/tda.1210589","url":null,"abstract":"Bu makalede, 16. Yüzyılın ortalarından itibaren; Osmanlı toplumunun “erkân-ı erbaa” denilen (ümera, reaya, tüccar ve ulema) dört temel unsuru ile \"seyfiye (ordu), kalemiye (bürokrasi), ilmiye ve hânedan\" gibi yine dört temel kuvvet üzerine kurulmuş olan devlet ve toplum düzenindeki bozulmalar hakkında 17.-18. Yüzyıllar Osmanlı fikir ve düşünce dünyası içinde oluşan devlet düzenin Islahı ya da Modernleşme Perspektifleri karşılaştırmalı olarak değerlendirilecektir. \u000016. Yüzyılın ortalarından itibaren dönem aydınlarının Osmanlı devlet ve toplum düzeninde ‘bozulma’ olarak tespit ve teşhis ettikleri sorunlar, bunların çözümüne ilişkin ıslah veya yeniden tesis önerileri farklı disiplinlerce uzunca zamandır batılılaşma, yenileşme ve modernleşme başlıkları altında incelenmiştir. 20. Yüzyılın ilk çeyreğinde, Büyük Atatürk’ün yoruma yer bırakmayacak şekilde, “muassır medeniyetler seviyesi” olarak işaret ettiği, ancak İmparatorluğun farklı dönemlerinde farklı yorumlanarak farklı tarif edilen ancak sonuç itibarıyla; özgürlükçü, eşitlikçi, adaletçi, güçlü ve müreffeh bir devlet ve toplum ülküsünü hedefleyen bu sürecin hemen her dönemi zorlu ve sancılı geçmiştir. Bu makalede; Osmanlı-Türk devlet ve toplumunun yaşadığı bu sosyo-kültürel, siyasal sürecin, 17. ve 18. Yüzyıllardaki gelişmeleri ile bu yaşananlar hakkında günümüzdeki farklı görüşler değerlendirilmiştir.","PeriodicalId":334207,"journal":{"name":"Türk Dünyası Araştırmaları","volume":"14 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129639822","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Sheikh Hafız Hacı Mehmet Said Efendi, Sheikh of Bursa Ahmed Baba Lodge (esh Sheikh al-Haj Mehmed Said, Ahmed Babazade Sheikh Said/Saʽîd Efendi) (1795-1287-8)","authors":"Muhammet Kemaloğlu","doi":"10.55773/tda.1121728","DOIUrl":"https://doi.org/10.55773/tda.1121728","url":null,"abstract":"XI. yüzyıldan itibaren Türk göçlerine sahne olan Türkiye, Türk-İslâm kültürünün tüm unsurlarını üzerinde barındıran büyük bir yurt olmuştur. Türkler, geldikleri coğrafyalardaki birikimlerini, tarih ve inançlarını da beraberlerinde getirmişlerdi. Türklerin bu hareketi kuru bir göç hareketi olmayıp, dini, ekonomik, idari vasıflarını da içermekteydi. Büyük kitleler Türkiye’nin her karışına yerleşmeye ve kendi izlerini bırakmaya başlamıştı. Bursa ve çevresi de Türk ve İslam kitelelerinin iskan amaçlı tercih ettiği yerlerin başında gelmekteydi. Bir uç şehri olması, verimli toprağı ve uygun iklimi sayesinde kısa bir zamanda Bursa Türk nüfusunun en çok olduğu alanlardan biri oldu. Özellikle de Osmanlı Beyliği’nin burayı yurt ve vatan seçmesi konumunu ve nüfuzunu daha da artırdı. Bu imkan ve şartlar dini unsurları, savaşçıları, zanaatçıları vb. diğer unsurları da kendisine celp ediyordu. Bursa Ahmed Baba Tekkesi Şeyhi Şeyh Hafız Hacı Mehmet Said Efendi’nin aile soyu da Osmanlı Devleti’nin kuruluş yıllarına kadar giden Pars Bey ailesidir. II. Murad zamanından 1960’lı yıllara kadar aile üyeleri devlet ve millet yönetiminde, sanat ve edebiyatta çok önemli yerlerde bulunmuşlardır. Biz çalışmamızda bu 600 yıllık ailenin önemli fertlerinden biri olan Ahmed Baba Tekkesi Şeyhi Şeyh Hafız Hacı Mehmet Said Efendi’yi tanıtmaya çalışacağız.","PeriodicalId":334207,"journal":{"name":"Türk Dünyası Araştırmaları","volume":"14 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-24","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114543242","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"BİRİNCİ BEŞ YILLIK SANAYİ PLANI ÇERÇEVESİNDE PAŞABAHÇE CAM VE ŞİŞE FABRİKASI’NIN KURULUŞU VE İLK YILLARI","authors":"Burcu ÖZCAN ERDAL","doi":"10.55773/tda.1179127","DOIUrl":"https://doi.org/10.55773/tda.1179127","url":null,"abstract":"Bu çalışmada Paşabahçe Cam ve Şişe Fabrikası’nın kuruluşu; Cumhuriyet Arşivi, Fabrika’nın yıllık faaliyet raporları ve dönemin gazeteleri başta olmak üzere çeşitli kaynaklardan yararlanılarak anlatılmış, ilk yıllarındaki faaliyetleri ve özellikle II. Dünya Savaşı sırasında karşılaştığı birtakım güçlükler konu edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin 1923 İzmir İktisat Kongresi’nden itibaren benimsediği özel sektör girişimcilerine öncelik tanıyan ve liberal sayılabilecek iktisat politikası, 1929 Dünya Ekonomik Buhranı’ndan itibaren terk edilerek devletçi ve planlamacı bir ekonomik modele geçiş yapılmıştır. Bu yeni anlayış, Türkiye’de sanayileşmeyi atılması gereken öncelikli adım olarak kabul etmiş, devletçi uygulamaların somut başlangıcı olarak Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı 1934’te kabul edilmiştir. Bu planda geliştirilmesi öngörülen sanayi dallarından biri olan cam ve şişe fabrikasının kurulması görevi İş Bankası tarafından üstlenilmiştir. Paşabahçe’de inşa ettirilen Cam ve Şişe Fabrikası 1935 yılında faaliyete geçmiş, kuruluşundan itibaren gittikçe artan imalat hacmiyle kısa bir süre içinde Türkiye’nin tüm cam şişe, eşya ve züccaciye ihtiyacını tek başına karşılar hale gelmiştir. Cumhuriyetin ilk yıllarında ülkenin içinde bulunduğu sermaye ve yetişmiş nitelikli insan gücü yetersizlikleri gibi olumsuzluklara rağmen Paşabahçe Cam ve Şişe Fabrikası sanayileşme adına atılmış en önemli adımlardan birinin somut göstergesi olmuştur.","PeriodicalId":334207,"journal":{"name":"Türk Dünyası Araştırmaları","volume":"163 2","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"133945942","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"İşgalcilerin Milli Mücadele’yi Kadrosuz Bırakma Çabası MALTA SÜRGÜNLERİ (1919-1921)","authors":"M. Bal","doi":"10.55773/tda.1178337","DOIUrl":"https://doi.org/10.55773/tda.1178337","url":null,"abstract":"Malta sürgünleri, Osmanlı Devletini Birinci Dünya Savaşı süresince idare eden çoğu İttihat ve Terakkici üst düzey siyasi, askeri ve kültürel kadroların, Osmanlı Devletinin yenilgisi ve ertesinde 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Mütarekesi sonrasında işgalcilerce tutuklanarak Malta adasına sürgün edilmesi olayıdır. Malta’ya sürgün edilen isimlere bakıldığında; harp boyunca Osmanlı Devleti’ni idare etmiş etkili siyasetçiler, harbin ateş çemberinden geçmiş yüksek rütbeli askerler, mülki amirler, gazeteciler ve fikir insanlarına rastlanmaktadır. İtilaf Devletleri ve en başta İngilizler, bu kadroların Birinci Dünya Savaşındaki çalışmaları nedeniyle önce İstanbul’a çağrılıp gözetim altında tutulması ve daha sonra tutuklanmaları için planlar yapmışlardır. Tutuklayacakları isimler üzerinden öncelikle Osmanlı Devleti’ne, harbe girmenin ve İtilaf güçlerini yoğun bir zarara uğratmanın hesabını sorma yanında ayrıca Ermeni tehciri gibi konular üzerinden de cezalandırılmalar yapmaya çalışmışlardır. Bununla birlikte İtilaf güçlerinin esas gayesi, Mustafa Kemal Paşa liderliğindeki Milli Mücadeleyi kadrosuz bırakarak, mücadeleye zarar vermektir. Harp suçlusu ve tehcir suçlusu olarak iki ana suçlama ile tutuklanan çok sayıda isim, İngilizlerin baskısı ve bu baskı altında çalışmak durumunda kalan özellikle Damat Ferid Hükümetleri tarafından ağırlıklı olarak Beyazıt’taki Harbiye Nezareti bünyesinde bulunan Bekirağa Bölüğüne konulmuşlar, burada uzun süren yargılamalara muhatap edilmişlerdir. Bir müddet sonra Bekirağa’daki üst düzey tutukluların arasından özellikle Karakol Cemiyeti’nin çalışmalarıyla kaçanlar olmuş, başka tutukluların kaçırılacağı durumunun belirmesi üzerine gidişatı kontrol edemeyeceğini anlayan İngilizler, buradaki üst düzey isimleri Malta adasına sürgün etme kararı almışlardır. Malta adasında iki yıla yakın bir süre tutuklu kalan Osmanlı esirleri, burada bir İngiliz mahkemesi tarafından muhakeme edildiyse de bundan bir sonuç çıkmamıştır. Sürgünler, 1921 Londra Konferansı görüşmeleri sırasında alınan ortak karar sonucu, İngiliz esirleriyle karşılıklı olarak serbest bırakılmışlardır.","PeriodicalId":334207,"journal":{"name":"Türk Dünyası Araştırmaları","volume":"924 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123289537","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Bursa/Hüdâvendigâr Vilâyeti’nin Tanınmış Siması Bedreddin Mahmut Bey-Pars Bey ve Pars Bey Ailesi","authors":"Muhammet Kemaloğlu","doi":"10.55773/tda.1122339","DOIUrl":"https://doi.org/10.55773/tda.1122339","url":null,"abstract":"Pars Bey ailesi, Bursa Umurbey’in (hatta ondan önce kurulmuş olan Kozca Köyü’nün) tarihinde ve idaresinde önemli bir yeri olan 600 yıllık geniş bir aile olup, Pars Beyler Sülalesi olarak tanınan ve II. Murat döneminde Pars Bey olarak yaşamış Şeyh Abdullah oğlu Bedrüddin (Bedreddin Mahmut Bey’e dayanır. Pars Bey/Abdullah oğlu Bedreddin Mahmut Bey, I. Murat zamanında ve Sultan’ın yakın dostu olan ve sarayda görev yapan Pars Bey, Abdullah oğlu Bedreddin Mahmut Bey’in namı-ı diğer bir şöhretli ismidir. Pars Bey Vakfiyesinde kendisi için “Emirü'l-âzâm ve kadri'l-muazzam” tabirinin kullanılması, kendisinin büyük bir amir ve kıymeti yüksek bir şahsiyet olduğunu göstermektedir. Bedreddin Pars Bey hayırsever biri olarak tanınmıştır. Cami, zaviye, mezarlık hatta mahalle evlerinin arsası dâhil olmak üzere buradan Bursa Hisarı’na kadar uzanan geniş bir alan onun vakfıdır. Bugün, Bursa’da ki Zafer Çarşısı karşısında kalıntıları bulunan Rum kilisesi arsası da Pars Bey Vakfı’na aittir. Daha önce adı Kozca olan Gemlik’e bağlı Umurbey Köyü ile Kirmastı (Mustafakemalpaşa) ’ya bağlı Mazder Köyü de Pars Bey’in vakıfları arasındadır. Bedreddin Pars Bey’in oğlu ve torunlarının da dedeleri gibi hayırsever insanlar oldukları günümüze gelen vakfiyelerinden anlaşılmaktadır.","PeriodicalId":334207,"journal":{"name":"Türk Dünyası Araştırmaları","volume":"26 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-10-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"122915254","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}