{"title":"Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç ve Gulyabani romanlarında Halk Edebiyatı İzleri","authors":"Fatma Akşam","doi":"10.30622/tarr.1295578","DOIUrl":"https://doi.org/10.30622/tarr.1295578","url":null,"abstract":"Türk edebiyatında uzun soluklu yazarlar arasında yer alan Hüseyin Rahmi Gürpınar, yazarlığa çocuk denecek yaşta başlamış ve kendisinden beklenmeyen bir başarıyla eserlerini kaleme almıştır. Bu süreçte Ahmed Midhat Efendi’nin desteğini almış ve onun yanında yetişmiştir. Yazarlık hayatı boyunca birçok eser kaleme alan Hüseyin Rahmi, hemen hemen bütün eserlerinde toplum yararını ön plana alarak eserlerini oluşturmuştur. Keskin bir yazarlık zekâsı ve olağanüstü gözlem yeteneğiyle eserlerini oluşturan yazar, sıradan insanların yaşantılarını gözler önüne sermiştir. Natüralist bir kimlikle eserlerini kaleme alan yazar, birçok eserinde yanlış batılılaşmayı, yoksul mahallelerdeki hayatı, evlilik hayatındaki sorunları, aldatmaları, dindar gibi görünüp insanları sömürenleri kısacası toplumun aksak yönlerini bütün gerçekliğiyle gözler önüne sererken halkın kültürünü, yaşayış şeklini onlardan biri gibi başarılı bir şekilde işlemiştir. Hüseyin Rahmi’nin eserlerinde halk edebiyatının birçok ürününü görmek mümkündür. Toplumu kendi kültür unsurlarıyla beraber yazıya döken yazar, aynı zamanda toplumun kültürel miras aktarıcısı rolünü üstlenmiştir. Halk edebiyatının birçok ürününe eserlerinde yer vererek bunların yok olmadan gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlamıştır. Çalışmada Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Kuyruklu Yıldız Altında Bir Evlenme ve Gulyabani romanlarında görülen halk edebiyatının izleri sürülmüş bu romanlarda yer alan ürünler gün yüzüne çıkarılmıştır. Halk dilini, halk kültürünü yazına taşıyan romancı olarak bilinen yazarın verilen iki eserinde de halk edebiyatının birçok ürünü tespit edilmiştir. Yazar sadece toplumun eksik yönlerini ortaya koymamış aynı zamanda halkın mizah anlayışını, sanat zevkini, dili kullanma biçimlerini başarılı bir şekilde vermiştir. Yazar kendi yaşamadığı hayatları bulup irdeleyerek sokağı, insanları, onlarla ilgili her şeyi dikkatli bir şekilde gözlemleyip eserlerinde işlemiştir. Çalışmada tespit edilen halk edebiyatı ürünlerinin kullanımı, nasıl ve ne şekilde eserlerde yer aldığı değerlendirilmiştir.","PeriodicalId":318431,"journal":{"name":"Turkish Academic Research Review - Türk Akademik Araştırmalar Dergisi [TARR]","volume":"339 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123419660","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Even if I G oto Konya, My Heart is Still in That Place; Poems About Samsun of Baba Hüsni Who is One of The Last Divan Poets","authors":"M. Erdoğan","doi":"10.30622/tarr.1275997","DOIUrl":"https://doi.org/10.30622/tarr.1275997","url":null,"abstract":"Sonradan “Baba Hüsnî” diye tanınacak olan şair ve muallim Hüseyin Hüsnü (Ozanbay), 1882’de Dağıstan’da doğmuş, ilk ve orta tahsilini memleketinde yapmış, ardından İstanbul’da önce Dârülmuallimîn’i daha sonra da Dârülfünûn Edebiyat Fakültesi’ni bitirmiştir. 1909’da İşkodra İdadisi Türkçe ve edebiyat öğretmenliğine başlayan Hüsnî, 1911 yılında Samsun Lisesi edebiyat ve Türkçe öğretmenliğine tayin edilmiştir. Şairin 30 yaşlarında başlayan Samsun macerası 20 yıldan uzun bir süre devam etmiştir. Samsun’da şairliğiyle de tanınan Baba Hüsnî; sivri dilli ve rint-meşrep oluşunun tesiriyle, buradan kendi isteği dışında ve maaşı düşürülerek Konya’ya gönderilmiş, 8 yıl da Konya’da görev yaptıktan sonra, 1942’de vefat etmiştir. Mezarı Üçler Mezarlığı’ndadır. Son divan şairlerinden biri sayılabilecek Baba Hüsnî, her ne kadar şekil itibarıyla eskiyi devam ettirse de halk şiirinden de yararlanmıştır. Bu yüzden Hüsnî’yi döneminin divan edebiyatı ile halk edebiyatı arasında köprü görevi gören şairlerinden biri olarak değerlendirmek mümkündür. Hüsnî’nin bilinen tek eseri Divan’ıdır. İki yazma nüshası olan Baba Hüsnî Divanı’nda dini ve tasavvufi konular, dönemden şikâyet ve eleştiri, aşk teması, tarihi olaylar, ölüm gibi çok farklı konular işlenmiştir. Şiirlerinin mizahî yönü de olan şair, ayrıca millî ve hamasi şiirler de yazmıştır. Baba Hüsnî Divanı, Osmanlı’nın son ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında yaşanan maddi ve manevi zorlukları, Millî Mücadele döneminde yurtta yaşananları konu alması, yazıldığı zaman ve mekânların sosyal hayatını yansıtması bakımından önemlidir. Baba Hüsnî Divanı’nda doğrudan Samsun’la ilgili 44 manzume bulunmaktadır. Bunların toplam mısra sayısı 1132’dir. Bu manzumelerin Samsun’un sosyal, kültürel, edebî, siyasi, hatta iktisadi tarihi açısından oldukça önemli olduğu düşünülmektedir. Hüsnî’nin Samsun’la ilgili şiirlerinde; dönemin Samsun ağalarından, milletvekillerinden, belediye reislerinden, şair ve yazarlarından, Samsun Çaparcılar Heyeti’nden, çeşitli siyasetçi ve devlet görevlilerinden söz edilmekte, zaman zaman da Samsun’un o dönemdeki âdetlerinden, yemeklerinden, halkından, fakirliğinden, sosyal ve iktisadi hayatından izlere rastlanmaktadır. Bu makalede önce Baba Hüsnî hakkında bilgi verilmiş, ardından Baba Hüsnî Divanı’nda bulunan Samsun ile ilgili manzumeler değerlendirilmiş ve bunların bazılarının çeviri yazılı metinleri sunulmuştur.","PeriodicalId":318431,"journal":{"name":"Turkish Academic Research Review - Türk Akademik Araştırmalar Dergisi [TARR]","volume":"47 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114171045","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"İslam düşüncesi ile Batı modernliği arasındaki kadın temsilleri Prens Abdülkadir el-Ceziri'nin model olarak Fransız generale yazdığı mektuplar","authors":"Nadjat Boukezzoula","doi":"10.30622/tarr.1292096","DOIUrl":"https://doi.org/10.30622/tarr.1292096","url":null,"abstract":"لقد جاءت أسئلة الجنرال الفرنسي الموجّهة للأمير في ظلّ تصاعد الحركات النّسوية ،المناهضة للسّلطة الذّكورية والمطالبة بالمساواة التّماثلية بين الرّجل والمرأة ،والحرّية المطلقة للمرأة ،هذه الحركات كانت متزامنة مع الثّورة الفرنسية ،وفلسفة الأنوار في أوروبا وفي ضوء هذه الأفكار التحرّرية الحداثية ، وجّه الجنرال دوماس إلى الأمير عبد القادر أسئلة كثيرة مستنكرا وضعية المرأة في المجتمعات الإسلامية، \u0000ونروم من خلال هذا البحث تبيّن مكانة المرأة في الإسلام ،ردّا على الاستنكار الغربي لوضعيتها في المجتمع الإسلامي من خلال التّعريف بما جاء في رسائل الأمير عبد القادر العالم الجليل والفقيه والكاتب والأديب الذي شهدت له الدّوائر الثّقافية الغربية قبل العربية بفكره المتنوّر و عمق طروحاته العلمية المتميّزة والجادّة ، في مقابل المنظومة الفكرية الغربية التي حاولت -ومازالت تحاول - التّرويج لنموذجها ،سعيا منّا للعودة بنقدنا وإبداعنا إلى إحدى المنابع الأصيلة للمعرفة في تراثنا لاتّخاذها مرتكزا ومرجعية صحيحة","PeriodicalId":318431,"journal":{"name":"Turkish Academic Research Review - Türk Akademik Araştırmalar Dergisi [TARR]","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115426476","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"The Problem of Being Scientific in Religious Education or Apathetic Error","authors":"Şakir Gözütok","doi":"10.30622/tarr.1288847","DOIUrl":"https://doi.org/10.30622/tarr.1288847","url":null,"abstract":"Din Eğitimi Bilim Dalı, din ve eğitim gibi iki farklı disiplinle ilgilenmektedir, herhalükârda insanı konu edinen bir bilimdir. Araştırmanının konusunu, Din Eğitimi alanındaki mevcut çalışmalarda farklı bilimsel yöntemler denenmiş olsa da, son çalışmalarda ekseriyetle nicel bilimsel yöntemlerin tercih edilmesi ve eleştiri oluşturmaktadır. Pozitivist bilimlerde esas olan gözlem ve deneydir, bundan dolayı ampirik bilim olarak adlandırılmaktadır. Genellikle doğa bilimlerinde uygulanan poztivist bilimsel metotların sosyal alanlara uygulanmasında bazı problemler oluşturmaktadır. Zira insan söz konusu olduğunda birçok subjektif hususların da devreye girdiği bir alandan söz ediyoruz demektir. İnsanların his, duygu, düşünce, algı ve tutumları, ancak sözlü veya davranış olarak ortaya konulduğunda bilimin konusu olabilmektedir. İnsanın söz ile ifadeye dökmediği ve tecrübe olarak yaşadığı birçok duygu ve hislerini bilim adına ölçmemiz mümkün olmamaktadır. Bu sebeple pozitivist bilim anlayışına bazı itirazlar yapılmıştır. Bu itirazların başında sosyal bir varlık ve aynı zamanda iradeli olan insanın, nesne gibi ele alması gelmektedir. Bu çalışmanın amacı, pozitivist bilimsel bakış açısının, sosyal bilimlere uyarlanmasını tartışmaya açmaktır. Çalışmanın kapsamını, başta nicel yöntemler olmak üzere pozitivist bilimsel yöntemlerin Din Eğitimi alanına uyarlanmasının mahzurları oluşturmaktadır. Konularının büyük çoğunluğunu subjektif hususlardan meydana gelen Din Eğitimi biliminin, tamamen ampirik bir yaklaşımla ele alınıp bir sonuca varılması, bazı problemler içermektedir. Son dönemlerde Türkiye’de Din Eğitimi bilim alanında yapılan araştırmaların gün geçtikçe daha çok nicel araştırma metotlarına yönelmesi, beraberinde bu problemi de getirmektedir. Bu problemin giderilmesi, önemlidir. İnsanların doğadaki diğer varlıklar gibi ele alınması, ona cansız varlık muamelesi yapmak anlamına gelir. Cansız varlıklara, canlı muamelesi yapmak patetik yanılgıdır; canlı olan insanlara cansız varlıklar gibi işlem yapmak ise apatetik yanılgı demektir.","PeriodicalId":318431,"journal":{"name":"Turkish Academic Research Review - Türk Akademik Araştırmalar Dergisi [TARR]","volume":"34 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"117011825","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Kanser Hastalığını Kabul, Anlamlandırma ve Açıklamada Manevi Danışmanlık Hizmetlerinin Etkisi","authors":"Salih Inal, Orhan Gürsu","doi":"10.30622/tarr.1288125","DOIUrl":"https://doi.org/10.30622/tarr.1288125","url":null,"abstract":"Bu araştırma, kanser tanısı konulmuş ve tedavi gördükleri hastanede Manevi Danışmanlık ve Rehberlik bölümünden manevi destek almış kişiler üzerinde gerçekleştirilmiştir. Bu bağlamda kanser hastalarının hastalığa nasıl tepki verdiği ve anlamlandırdığı, tanı sonrasında dini düşünce ve duygularında ne tür değişiklik olduğu, hastalıkla baş etme sürecinde dini unsurların etkisi, bu süreçteki ihtiyaçları ve manevi desteğin kendilerine katkısı ile hastanelerde yürütülen manevi danışmanlık ve rehberlik hizmetine yönelik görüşleri analiz edilmiştir. Bu araştırma ile kanser hastalarından elde edilen veriler aracılığıyla onlara yönelik geliştirilecek manevi destek programlarına katkı sağlaması düşünülmektedir. Bu araştırmanın amacı; kanser tanılı hastalarda hastalığın nasıl algılandığı, anlamlandırıldığı ve tepkilerinin ne olduğu, kanser tanısı almasıyla dini duygu ve düşüncelerinde nasıl bir değişiklik olduğu, dini unsurların baş etme sürecine etkisini, bu süreçteki manevi destek ihtiyaçları ve hastaneden alınan manevi desteğin nasıl bir katkıda bulunduğunu, hastanelerde yürütülen manevi danışmanlık ve rehberlik hizmetinin gerekliliğine ilişkin görüşleri belirlemektir. Araştırmada yöntem olarak nitel araştırma kapsamında olgubilim yönteminden yararlanılmıştır. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Onkoloji servislerinde tedavi görmüş aynı zamanda hastanede bulunan manevi danışmanlık ve rehberlik biriminden destek almış 12 kanser hastası ile görüşme yapılmıştır. Veriler Samsun İl Sağlık Müdürlüğünün 04.09.2020 tarih ve 126 sayılı etik kurul izni doğrultusunda mülakatlar yapılarak yürütülmüştür. Araştırma sonunda elde edilen bulgulara göre; katılımcılar, hastalığı anlamlandırma, açıklama ve başa çıkma tutumlarında dini unsurları kullandıklarını ifade etmişlerdir. Kanser tanısı alan bireylerin hastalığa verdikleri tepkilerin şok olma ve inkâr, öfke, üzülme, tepkisizlik, korku tepkisi şeklinde oluştuğu görülmüştür. Katılımcılar kanser hastalığıyla baş etmede kendileri ve başkaları için dini ve maneviyatı birincil kaynaklar arasında göstermişlerdir.","PeriodicalId":318431,"journal":{"name":"Turkish Academic Research Review - Türk Akademik Araştırmalar Dergisi [TARR]","volume":"123 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127066015","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Mesnevî’de Geçen “Bedevi ile Karısı Hikâyesi” ya da Kadının Fendi","authors":"Y. Yildirim","doi":"10.30622/tarr.1276897","DOIUrl":"https://doi.org/10.30622/tarr.1276897","url":null,"abstract":"Altı ciltten oluşan Mesnevî, Mevlânâ’nın bütün tasavvufi düşüncesini ve mesajlarını hikâyeler aracılığıyla ortaya koyduğu büyüleyici ve etkileyici bir külliyattır. Mevlânâ kendisinden önce farklı kaynaklarda anlatılagelmiş hikâyeleri kendi ahlaki ve tasavvufî öğretisine uygun bir şekilde yeniden yorumlamıştır. Bu açıdan Mevlânâ bir hikâye anlatıcısı değil, hikâye yazıcısıdır. Hikâye anlatıcısı, önceki hikâyeleri olduğu gibi alarak onu insanlara ulaştırırken bir hikâye yazıcısı ise, iletmek istediği hikmetlere ve derslere uyduğunu düşündüğü hikâyeleri, bazen yeni karakterler, açıklamalar ekleyerek ve olay örgüsünü genişleterek bazen de kendi niyetine uymayan yerleri çıkararak onları adeta bir oyun hamuru gibi elinde istediği şekle getiren kişidir.Tasavvuf düşüncesinin temel konularından biri olan nefis-akıl mücâdelesi Mevlânâ’nın türlü vesîlerle eserlerinde işlediği konulardan biridir. Mesnevî’nin de birçok yerinde ele aldığı bu konuya ilişkin görüşlerinin etkili anlatımlarından biri de “Bedevi ile Karısı” hikâyesinde kendini gösterir. Bu çalışmada mezkûr hikâyenin önceki kaynakları ve versiyonları üzerinde durularak Mevlânâ’nın ne tür katkılarla hikâyeyi yeniden şekillendirdiği tespit edilmeye çalışılmıştır. İçerdiği yoğun metaforik dil ve anlatım takip edilerek hikâyedeki karakterlerin ve ögelerin hangi mana ve muhtevaya delalet ettiklerine dair bir tahlil çalışılması yürütülmüştür. Bir yandan hikâyedeki edebî unsurların takibi yapılırken diğer yandan tasavvuf düşüncesi açısından hikâyenin tekabül ettiği meselelerle irtibatı gözetilmiştir. Hikâye’ye dair unsurların hem parça olarak analizi yapılırken diğer yandan hikâyenin vermek istediği anlam bütünlüğü açığa çıkarılmaya çalışmıştır. Bunu yaparken şârihlerin hikâyeye dair ortaya koydukları birikimden de istifade edilmiştir. Şarihlerin bu hikâyeden çıkardıkları sonuçlarla Mevlânâ’nın bu hikâye ile vermek istediği asıl mesaj değerlendirilmiştir Sonuçta; bu çalışma Bedevi ile Karısı hikâyesi üzerine özgün bir yeniden okuma ve yorumlama denemesi hedeflemektedir.","PeriodicalId":318431,"journal":{"name":"Turkish Academic Research Review - Türk Akademik Araştırmalar Dergisi [TARR]","volume":"2014 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127546884","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Muhammed Kasım Sebzevârî’nin Takvîmu’l-Mülûk’u ve Eserin Mûsikî Kısmının İncelenmesi","authors":"Seyid Muhammed Taki Hüseyni̇","doi":"10.30622/tarr.1264836","DOIUrl":"https://doi.org/10.30622/tarr.1264836","url":null,"abstract":"Kitap telif türlerinden biri olan ansiklopediler, birçok ilmi ihtivâ ettiği için önemli kaynaklardan biri sayılmaktadır. Yunan felsefesinden etkilenen Ya‘kûb b. İshâk Kindî, Ebu Nasr Fârâbî ve Şemseddîn Muhammed Hârezmî gibi İslâmiyet’in ilk çağ filozoflarından itibaren ilimlerin sınıflandırmasına ve ansiklopedik eserlerin yazılmasına başlanıldı. Kutbuddîn Şirâzî ve Şemsedîn Âmulî gibi Orta Çağ bilginlerinin eserleriyle zirveye ulaşan bu tür çalışmalar, İslâm âleminde altın çağından sonra başlayan fetret dönemiyle zamanla zayıflamaya ve azalmaya yüz tuttu. 19. yüzyılda İslâm ülkelerinde, batı ile kurdukları temas etkisi ile geride kalma nedenlerinin sorgulaması başladı. Dönemin bazı bilginleri tarafından, batının örnek alınmasını ve taklidini yapmayı önerirken bazı âlimler de bu geri kalışın en önemli sebeplerinden birisinin ise kendi geçmişinden kopuşun neden olduğunu vurgulayarak geçmiş âlimlerin izlerini takip ederek çalışmaların yapılmasını tavsiye etmişlerdir. Bu doğrultuda yapılan ansiklopedik çalışmalardan birisi de devlet adamı Muhammed Kasım Sebzevârî’nin Kaçar şehzadesi Sultan Murad Mirzâ adına Farsça olarak telif ettiği Takvîmu’l-Mülûk adlı eseridir. Ansiklopedik eserler farklı ilim dallarını ihtiva eden eserler olması hasebiyle mûsikî ilmine de yer vermiştir. Sebzevârî’nin Takvîmu’l-Mülûk eserinde de mûsikîye yer verilmiştir. Klasik bir yaklaşımla astroloj, edebiyat, coğrafya, astronomi, tıp, feraset, tarih, cifr, Kur’ân ve hadis gibi konularını kitabında yer veren Sebzevârî, mûsikî kısmında, mûsikînin varoluşu, ses, lahin, terennüm çeşitleri, makam, âvâze ve şube gibi mûsikînin temel unsurlarına temas ederek, kendi döneminde uygulanan mûsikî nazariyatından da bilgiler aktarmıştır. Bu makalede, İslâm’ın ilk çağlarındaki ilimlerin sınıflandırılması ve ansiklopedilerde mûsikînin yerinden ve 19. yüzyılda İran’da yapılan ansiklopedik çalışmalardan kısaca bahsettikten sonra Sebzevârî’nin Takvîmu’l-Mülûk’unun içeriği hakkında bilgiler verilmiştir. Ardından Takvîmu’l-Mülûk’un mûsikî kısmı incelenmiştir. Sonunda da mûsikî kısmının Türkçe tercümesine yer verilmiştir.","PeriodicalId":318431,"journal":{"name":"Turkish Academic Research Review - Türk Akademik Araştırmalar Dergisi [TARR]","volume":"140 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-16","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115528697","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"The Concept of Direction in the Holy Qur’an","authors":"Enver Bayram","doi":"10.30622/tarr.1244479","DOIUrl":"https://doi.org/10.30622/tarr.1244479","url":null,"abstract":"Bu makalede Kur’an-ı Kerim’de yönler konu edilmektedir. Öyle ki Kur’an-ı Kerim, bünyesinde birçok kavramı barındırmaktadır. Bunlardan biri de yön kavramıdır. Yön, günlük hayatta çokça kullanılan bir kavram olmasının yanında hayatı da kolaylaştıran bir kavramdır. Zira insanlar hem konum bulmada hem de farklı amaçlarla yönleri kullanmaktadır. Doğu, batı, kuzey, güney, aşağı, yukarı, alt, üst, arka, ön gibi yönler günlük hayatta en çok kullanılanlardır. Kur’an-ı Kerim, farklı ayetlerde çeşitli saiklerle yön kavramına yer vermiş ve bunu insanın istifadesine sunmuştur. Mesela Allah’ın, rüzgârları rahmetinin (yağmurun) önünde müjdeci olarak gönderdiğini ifade etmesi, insanın gündelik hayatta yapacağı işlere de bir yön çizmektedir. Yine yönlerin yaratıcısının Allah olduğuna değinen Kur’an-ı Kerim, yönlere konusu farklı olan ayetlerde yer vermiştir. Bu minvalde Kur’an-ı Kerim’de yönler daha çok Allah’ın güç ve saltanatına işaret eden, Allah’ın varlığı ve birliğinden bahseden ayetlerde zikredilmektedir. Bunun yanında ayetlerde zikredilen yönler konum, zaman, mekân ve keyfiyet bildirmek için zikredilmiştir. Yönler gerçek anlamı ifade ettiği gibi mecaz anlam ifade etmek üzere de kullanılmıştır. Bu çalışmanın amacı Kur’an-ı Kerim’de yer alan yön ile ilgili ayetlerin bilinmesinin yanında aşağıdaki sorulara cevap aramaktadır. Acaba Kur’an-ı Kerim konum ve yön bilgisine hangi oranda yer vermektedir? Kur’an’ Kerim sadece coğrafi yönlerden mi bahsetmektedir? Yoksa onda mecazî kullanımlar da mevcut mudur? Yönler müstakil olarak mı ele alınmıştır? Yoksa başka şeylerle irtibatlandırılmış mıdır? gibi sorular çalışmamızın amacını ortaya koymaktadır. Bu nedenle öncelikle Kur’an-ı Kerim’de geçen yön kavramına genel olarak değinilecek ardından ise Kur’an-ı Kerim’de yer verilen yönler detaylı bir şekilde ele alınıp incelecektir. İşlenen konudan sonra ise makalenin geneline dair bir sonuca varılmaya çalışılacaktır.","PeriodicalId":318431,"journal":{"name":"Turkish Academic Research Review - Türk Akademik Araştırmalar Dergisi [TARR]","volume":"31 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-10","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"130164808","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Nizâmülmülk Üzerine Bir Bibliyografya Denemesi","authors":"Burcu ÖZTÜRK GENÇ","doi":"10.30622/tarr.1242276","DOIUrl":"https://doi.org/10.30622/tarr.1242276","url":null,"abstract":"Tarihte var olmuş tüm liderlerin, düşünürlerin, askerlerin ya da sanatçıların ölümlerinden sonra ne kadar süre hatırlanacakları, onların geleceğe bıraktığı miras ile ilişkilidir. Türk tarihinin önemli devlet adamlarından ve düşünürlerinden biri olan Nizâmülmülk’ün vefatından 931 sene geçmiş olmasına rağmen, hakkında hâlâ birçok akademik yayın yapıldığı ve isminden saygıyla bahsedildiği görülmektedir. Selçuklu devletine 29 yıl vezirlik yapmış olan Nizâmülmülk, askeri ikta sistemini oluşturmuş, divan ve saray teşkilatını düzenlemiştir. Onun getirdiği bu yenillikler ardılı olan Türk devletleri tarafından da devam ettirilmiştir. Bu sebeple Türk idari teşkilatının kurucuları arasında ismi zikredilen Nizâmülmülk, bir devlet adamı olmasının yanında ilim ile de ilgilenmiştir. Hicri 467. yılda Sultan Melikşahla beraber astronomi bilginlerinin bir araya gelmesini sağlayan Nizâmülmülk, Sultan Melikşah’ın Celâlüddevle lâkabına nisbetle Celâlî takvimi adı verilen bir takvim düzenlenmesini sağlamıştır. Dönemin siyasi karışıklıkları neticesinde ehlisünnet ilmini canlı tutmak ve geliştirmek amacıyla kendi adıyla anılan Nizâmiye Medreseleri’ni kurmuştur. Türk dünyasına kattığı tüm bu idari ve ilmi değerlerin yanında gelecek hükümdarlara yol gösteren bir de siyasetnâme yazmıştır. Melikşah’ın isteği ile hazırladığı “Siyasetnâme” adlı eserinde devletin oluşumu, işleyişi, kurumları ile kurumların aksayan tarafları ve alınacak tedbirler hakkında günümüzde de etkisi hâlâ süren öğütler vermektedir. Türk dünyasına siyasi, askeri ve ilmi katkıları olan Nizâmülmülk’ün hakkında çeşitli bilim dallarında sayısız akademik çalışma yapılmıştır. Ancak bu çalışmaları sunan bir bibliyografya bulunmamaktadır. Oysaki akademik çalışma yapmak isteyen araştırmacılar öncelikle araştırmayı planladıkları konunun daha önce çalışılıp çalışılmadığını tespit etmeleri gerekmektedir. Çalışma konusu ile ilgili kaynakların listesine ulaşmak bu sebeple elzemdir. Bu nedenle bibliyografya çalışmaları araştırmacıların ilgi duydukları konuyla ilgili ilk müracaat ettikleri kaynakların başında gelmektedir. Selçuklular hakkında 2006’da Fazlı Konuş tarafından “Selçuklular Bibliyografyası” adlı bir kitap yayınlanmıştır. Ancak bu kitapta vezir Nizâmülmülk hakkında ayrı bir bölüm bulunmamaktadır. Bu çalışmada ise doğrudan ya da çalışmanın büyük kısmında Nizâmülmülk’ü ele alan kitap, kitap bölümü, lisans üstü çalışmalar, makale, bildiri vb. gibi eserler incelenip bunların tam künyeleri verilmiştir. Konu hakkında pek çok araştırma yapılmış olmasına rağmen bu çalışmaları kapsayan derli toplu bir bibliyografya bulunmadığından dolayı bu çalışma türünün ilk örneğini oluşturmaktadır.","PeriodicalId":318431,"journal":{"name":"Turkish Academic Research Review - Türk Akademik Araştırmalar Dergisi [TARR]","volume":"735 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"122709442","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"İtikadi Açıdan İkrah ve İmana Tesiri","authors":"Mustafa Keski̇n","doi":"10.30622/tarr.1244919","DOIUrl":"https://doi.org/10.30622/tarr.1244919","url":null,"abstract":"İman, İslam Mezhepleri Tarihinde ve Kelam ilminde, üzerinde en fazla durulan ve detaylı bir şekilde ele alınan konulardan biridir. Allah tarafından gönderilen dini hükümlerin ve haberlerin doğru ve gerçek olduğuna tereddütsüz inanmak anlamına gelen iman kavramının hakikati, Ehl-i Sünnet alimlerinin çoğunluğuna göre “kalbin tasdiki”nden ibarettir. Kişinin kendi hür iradesi ve seçimiyle İslam’ı kabul etmesi ve onun temel esaslarına iman etmesi, dini vazifelerini hiç kimsenin baskısı altında kalmadan isteyerek yerine getirmesi İslam’ın temel ilkelerinden biri olması yanında hukuki ilişkilerde irade hürriyetinin ve rızanın korunması da hukukun temel gayelerindendir. Kelam ve Mezhepler Tarihinde özellikle insan fiillerinin oluşmasında kulların irade ve seçimlerinin etkisinin olup olmadığı, Allah’ın iradesi ve kaderi karşısında kulun fiilini işlemeye mecbur kalıp kalmadığı hususu tartışılırken “cebir” kavramı kullanılmaktadır. Bu nedenle “ikrah” ile benzer anlamda olan cebir konusu Kelam ve Mezhepler Tarihinin konuları içinde yer almaktadır. İkrah kavramı, Kelam ilminde iman veya inkâra zorlanmanın dini bir hükmü, fıkıhta da bir kimseyi, razı olmadığı ve istemediği bir işi yapmaya zorlamanın dini ve hukuki sonuçları konusunda sıkça kullanılan bir terimdir. İkrah kavramı, genellikle İslam Hukukunun konuları arasında bulunmakla birlikte ikrahın sözlü tasarruflara konu olması nedeniyle bir kimsenin dinden dönmeye ya da İslam’a girmeye zorlanması söz konusu olduğunda, mesele itikadi bir mesele olarak karşımıza çıktığı için ikrah kavramının Kelam ve Mezhepler Tarihinin de konusu olduğunu söyleyebiliriz. Müslüman birinin küfre zorlanmasının haksız bir zorlama olduğu ve zorlama altında söylenen küfür sözünün geçerli olmadığı hususunda hemfikir olan alimlerin bir kısmı, inkarcıların ve mürtedlerin İslam’a girmeleri hususunda ise İslam'da zorlamanın meşru olmadığı, bu nedenle zorlama ile yapılan imanın da geçerli olmayacağı kanaatindedirler. İslam mezhepleri alanında ise konu ayrıca Şiilik’teki takiyye inancı ile ilgili bulunmaktadır.","PeriodicalId":318431,"journal":{"name":"Turkish Academic Research Review - Türk Akademik Araştırmalar Dergisi [TARR]","volume":"501 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127043315","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}