{"title":"A Look at the Life of 'Atıke bınt Zeyd from the Fırst Muslim Women","authors":"Havva Esma Akiş","doi":"10.56288/siyer.1112057","DOIUrl":"https://doi.org/10.56288/siyer.1112057","url":null,"abstract":"Sahabe biyografileri, Hz. Peygamber dönemine zenginlik katan hususlardandır. Kadını ve erkeği ile Hz. Peygamber’i yakinen tanıyan, onun kutlu risaletine tanıklık eden ve ilk İslâm toplumunu oluşturan bireylerin hayat hikâyelerinin ehemmiyeti büyüktür. Özellikle kadın sahabîlerin ilim dünyasına tanıtılmasının lüzumu izahtan vârestedir. Bu nedenle makalemizde meşhur kadın sahabî ʻÂtike bint Zeyd’in hayatı ele alınacaktır. \u0000ʻÂtike bint Zeyd, Hz. Peygamber’in cennetle müjdelediği on kişiden biri olan Said b. Zeyd’in kardeşi, Cahiliye döneminde hanîf olarak yaşamış Zeyd b. Amr’ın kızı, Hz. Ebû Bekir’in gelini, Hz. Ömer’in, Zübeyr b. ʻAvvâm’ın ve bir rivayete göre de Hz. Hüseyin’in eşi ve ʻİyâd b. Ömer’in annesidir. O İslâm’ın Mekke döneminde Müslüman olan ve Medine’ye hicret edenler arasında idi. Mekke dönemi hayatına dair kaynaklarda bilgi bulunmamaktadır. İlk evliliğini Hz. Ebu Bekir’in oğlu Abdullah ile yapmıştır. Abdullah’ın vefatından sonra Resûlullah’ın ashabından birkaç kişi ile daha evlenmiştir. Sonraki eşlerinin hepsinin şehit olması nedeni ile Medineliler kendisi için “Kim şehit olmak istiyorsa ʻÂtike ile evlensin” dedikleri bir kadın sahabîdir. \u0000Gerek İslam öncesi gerekse İslamî dönemde Araplar arasında yaygın olan şâirlik, ʻÂtike bint Zeyd’in mümeyyiz vasıflarından birisidir. Şiirleri arasında hem Resûlullah, hem de şehit düşen eşleri için söyledikleri günümüze kadar ulaşmıştır. İbadete düşkünlüğü, namazlarını Mescid-i Nebevî’de kılma konusundaki hassasiyeti ve evleneceği zaman eşlerine bunu şart koşması da onun dikkat çeken özellikleri arasında zikredilmektedir.","PeriodicalId":313966,"journal":{"name":"Siyer Araştırmaları Dergisi","volume":"3 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-06-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125899046","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Ibn al-Sukāʿī and His Contributions to Islamic Historiography","authors":"Aygül Düzenli̇","doi":"10.56288/siyer.1117145","DOIUrl":"https://doi.org/10.56288/siyer.1117145","url":null,"abstract":"İslâm tarihindeki en büyük Müslüman-Türk devletlerinden biri olan Memlük Devleti (648-923/1250-1517), siyasî ve askerî başarılarının yanında kültürel sahadaki başarıları ile de ön plana çıkmıştır. Memlûklerin, Moğol istilası ve Haçlı Seferleri sebebiyle Şam ve Kahire’ye göç eden ulemâya sağladığı maddî ve manevî destekler, bu coğrafyada ilmî zenginliğin oluşmasına zemin hazırlamıştır. Bu ilmî zenginliğin en belirgin alanlarının başında tarih gelmektedir Tarihçilik açısından altın çağ olarak nitelenen bu dönemde sadece ilmiye sınıfı değil, toplumun her kesiminden insan tarih eserleri kaleme almıştır. Bu çalışmada da Memlûk Devleti’nin ilk asrında yaşamış Hristiyan tarihçilerden İbnü’s-Sukâî (ö. 726/1326) ve Tâlî Kitâbi Vefeyâti’l-aʿyân adlı eseri üzerinde durulmuştur. Zira İbn Hallikân’a (ö. 681/1282) zeyl olarak yazılan bu eser, vefeyât türünde müellifi Hristiyan olan ilk eser olması dolayısıyla dikkat çekmektedir. Müellif Dımaşk divanlarında kâtiplik yapmış ve eserini Müslüman-Hristiyan ilişkilerinin gerginleştiği bir dönemde müşahedelerine dayanarak kaleme almıştır. Bu durum gerek İbnü’s-Sukâî’nin hâdiseleri ele alış biçiminde gerekse eserinin muhtevasında bazı farklılıklara sebep olmuştur. Eserde Hristiyanların biyografilerine daha uzun yer verilmesi ve bürokrasideki bazı yolsuzlukların özellikle vurgulanmış olması bu farklılıklardan bazılarıdır. Bu noktada eserin erken dönem Memlük tarih yazıcılığında yolsuzluk ve usulsüzlüklere işaret eden ilk eser olduğunun altı özellikle çizilmelidir. Bu çalışma ile, ulusal ve uluslararası literatürde ansiklopedi maddeleri dışında hakkında müstakil bir çalışma tespit edilemeyen Hristiyan tarihçi İbnü’s-Sukâî ile alakalı bilgi vermek ve eserinin İslâm tarih yazıcılığına katkılarını ortaya koymak amaçlanmıştır. Dolayısıyla bu makale, İbnü’s-Sukâ‘î ve mezkûr eserini konu edinen ilk kapsamlı çalışma niteliği taşımaktadır.","PeriodicalId":313966,"journal":{"name":"Siyer Araştırmaları Dergisi","volume":"40 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-06-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121267847","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Kureyş Batınlarından Benî Esed b. Abdiluzzâ ve Tarihi Süreçteki Konumu","authors":"Hakan Can","doi":"10.56288/siyer.1116756","DOIUrl":"https://doi.org/10.56288/siyer.1116756","url":null,"abstract":"Kureyşü’l-bitâh’dan olan Benî Esed, Abdüluzzâ b. Kusay’ın çocukları olup Mekke’nin önde gelen ailelerindendir. Benî Esed’in, Kureyş’in diğer kolları Abdüddâr ve Abdümenâfoğulları ile karşılaştırıldığında daha geri planda kaldığı anlaşılmaktadır. Nitekim bu durum kaynaklara da yansımıştır. Çünkü elimizdeki kaynaklar Benî Abdimenâf ve Benî Abdiddâr ile ilgili bolca malumat sunarken Benî Esed’e dair bilgilere ise yeterince yer vermemektedir. Var olan bilgilerin de sınırlı ve dağınık olduğu görülmektedir. Oysa Benî Esed mensupları hem İslâm öncesi hem de İslâm sonrası dönemlerde iştirak ettikleri hadiseler ve sahip oldukları meziyetler ile adlarından sıkça söz ettirmişlerdir. Her ne kadar yeterli malzeme ve veri olmasa da Kureyş’in bu önemli kolunun faaliyetlerinin genel çerçevesini ortaya koymak gerekir. Buradan hareketle bu araştırmada ensâb siyer-meğâzî, İslâm tarihi, tabakât ve tefsir eserlerinden istifade edilerek Benî Esed ile verilen bilgiler sistematik bir şekilde bir araya getirilmiş, nesep bilgilerinden, İslâm öncesi faaliyetlerinden, Hz. Peygamber (sav) ve Râşid halifeler dönemindeki durumlarından söz edilmiştir. Ayrıca Benî Esed’e mensup bazı kimselerin Emevîler ve Abbâsîler döneminde ne tür görevlerde bulunduklarından ve iktidara karşı nasıl bir tavır takındıklarından da bahsedilmiştir.","PeriodicalId":313966,"journal":{"name":"Siyer Araştırmaları Dergisi","volume":"44 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-06-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127098791","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Alâ b. Hadrami's Activities in Administrative, Political, Economic and Military Areas","authors":"M. Cavusoglu","doi":"10.56288/siyer.1076093","DOIUrl":"https://doi.org/10.56288/siyer.1076093","url":null,"abstract":"Following the Hejirah to Madinah, the Prophet of Allah laid the foundations for the construction of a new society there with his actions such as the treaty of Medina, the census, the construction of a mosque that would fulfill many functions in terms of the administrative mechanisms of the new state to be established, and the market he established in Madinah. For the healthy maintenance of this society he created, he determined some duties and commissioned civil servants to fulfill these duties. Each of the Companions of the Prophet had different characteristics and values. Getting to know different personalities in the Companions is important in that it facilitates to make some inferences by taking pictures of that period. Alâ b. Hadrami, a member of Kinde, one of the tribes of Hadramut region, and a Muslim in the early period, although he appeared on the stage of history after the Hudaybiya treaty, he took part in the political, administrative and economic cadres of the state established by the Prophet in Medina due to his qualities, were researched in this study. The prophet assigned Alâ b. Hadrami to some official duties, due to some of his qualifications, at a time when it was not sufficient to be able to read and write only to be appointed to a task, but absolute merit was essential. In the research, some of the issues that caused debate about the bureaucratic duties he performed during the period of the Prophet, Abu Bakr and Umar will be analyzed and will be tried to be clarified bringing the data about Alâ b Hadrami from different sources together.","PeriodicalId":313966,"journal":{"name":"Siyer Araştırmaları Dergisi","volume":"68 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-06-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"122554639","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"A Conqueror Companion, Whose Biography Was Ignored: ʻAbd al-Rahmān b. Samura","authors":"Murat Biyikli","doi":"10.56288/siyer.1094031","DOIUrl":"https://doi.org/10.56288/siyer.1094031","url":null,"abstract":"Hz. Peygamber’in risâlet görevinden sonra tebliğine mazhar olup İslamiyet’e girmeye başlayan sahâbîlerin hayat serüvenleri, bu dinin doğru bir şekilde anlaşılması açısından kıymetli bilgiler taşıyan hazine konumundadır. Başta İslâm tarihi, hadis ve tefsir gibi dini ilimlerin gelişimi açısından ifade yerindeyse kaynağından vahye muhatap olan sahâbîlerin üstlendikleri önemli görevleri ve başlarından geçen olayları ele almak son derece önemi haizdir. Bununla beraber İslâm tarihinde önemli rol alan pek çok sahâbî biyografisinin çağdaş siyer yazıcılığında ihmal edildiğini söyleyebiliriz. Bu çalışmada, bunlardan biri olduğunu düşündüğümüz Abdurrahmân b. Semüre’nin biyografisi ele alınacak, Hz. Peygamber ve sonrasındaki faaliyetlerine temas edilecektir. Abdurrahmân b. Semüre Mekke’nin fethi sırasında Müslüman olan ve Tulekâ olarak bilinen sahâbîlerdendi. Hz. Peygamber döneminde Mûte ve Tebük seferlerine katıldı. Hz. Osman’ın hilafete geçmesiyle o da tarih sahnesindeki yerini almaya başladı ve Sicistân valisi oldu. Bu görevi Muâviye döneminde de bir süre devam ettiren İbn Semüre, Sicistân’da birçok şehri hâkimiyet altına aldı. Buradaki görevinden sonra Basra’ya döndü ve vefat edene kadar Basra’da yaşadı. Çalışma İbn Semüre’nin tarihî şahsiyeti, ilmî hayatı, askerî ve siyasî faaliyetleri üzerinden sürdürülecektir.","PeriodicalId":313966,"journal":{"name":"Siyer Araştırmaları Dergisi","volume":"37 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-06-02","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129513111","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Türk Şiirinin Ufku Hz. Peygamber","authors":"Alper Ay","doi":"10.56288/siyer.1093238","DOIUrl":"https://doi.org/10.56288/siyer.1093238","url":null,"abstract":"Türk edebiyatının en yaygın nazım türlerinden birisi na’tlardır. Bunun yanında tevhid, münâcât ve mevlid gibi türler de oldukça sık örneği olan nazım türleri arasındadır. Tarihi seyir içerisinde Hoca Ahmed Yesevî’den Yunus Emre’ye ve buradan bütün bir Türk şiirine yön veren bazı temel konular vardır. Bunların başında Hz. Peygamber gelmektedir. Türk edebiyatında hakkında en fazla şiir yazılan kişi Efendimizdir. Bu itibarla edebiyatımıza yön veren kurucu şairlerin mısralarındaki temel yaklaşım bize bütüne dair ipuçları verecektir. Ahmed Yesevî, Yunus Emre gibi kurucu şairlerin şiirlerindeki temalar sonraki yüzyıllarda da karşımıza çıkmakta ve mefhum itibarı ile tekrar edilmektedir. Bu temaların en başında ise sevgi gelmektedir. Peygamber sevgisi yüzyıllar boyunca Türk şirinin üzerinde durduğu bir konudur. Sevgiyle birlikte hürmet ve saygı gibi kavramlar da kendini göstermektedir. Hazırladığımız çalışmada Türk edebiyatının önde gelen kurucu şairlerinin Hz. Peygamber algıları üzerinde durduk. Hikmetleri, şiirleri vahyin penceresiyle değerlendirmeye çalıştık. Efendimizi candan çok sevdiğini söyleyen şairlerin gerekçelerini izah etmeye çalıştık. Netice itibarı ile bütüncül bir yaklaşımla Türk şiirindeki Hz. Peygamber sevgisinin, saygısının temellerini ve çerçevesini çizmeye çalıştık.","PeriodicalId":313966,"journal":{"name":"Siyer Araştırmaları Dergisi","volume":"49 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-05-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"131472207","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Kureyş’in Batınlarından Benî Mahzûm ve Tarihî Süreçteki Konumu","authors":"Mücahit Yüksel","doi":"10.56288/siyer.1100174","DOIUrl":"https://doi.org/10.56288/siyer.1100174","url":null,"abstract":"Câhiliye döneminde Arap Yarımadası’ndaki hâkim anlayış, asabiyet; bu anlayışın sosyal hayattaki yansıması ise kabilecilik şeklindeydi. İnsanlar, farklı statülerdeki kabilelere mensup olmak zorundaydı. Zira kabile dışında kalan insanın hayatı her an tehlikedeydi. Bu sebeple bölgeye dışarıdan gelen insanlar da ilk etapta mutlaka bir kabilenin himayesine girmenin yolunu aramaktaydı. Nitekim herhangi bir kabilenin liderliğini kabul etmeyen Mekke toplumunda idarî görevlerin paylaşıldığı ve başkanlığın olmadığı görülmektedir. Bununla birlikte Kusay b. Kilâb’ın faaliyetlerinin ardından Kureyş’in belirgin bir ağırlığı göze çarpmaktadır. Benî Mahzûm, Kureyş’e mensup on kabileden biridir. İslâm tarihi kaynakları incelendiği takdirde bu kabileye mensup olan kişilerin, İslâm davetine karşı farklı tepkiler verdikleri görülmektedir. Zira Hz. Peygamber’e düşmanlık yapanlar olduğu gibi ona destek olanlar da mevcuttur. Bu makalede, Benî Mahzûm kabilesinin, câhiliye döneminden başlayarak İslâm sonrası döneme kadarki olaylarda sergilediği tutum ele alınmaktadır. Zira konu, dönemin koşullarının anlaşılması ve İslâm davetinin, kabilecilik anlayışıyla teması açısından önem arz etmektedir. Konunun özelliğine uygun olarak makalede betimleyici, analitik ve tümevarımcı yöntem takip edilmiştir.","PeriodicalId":313966,"journal":{"name":"Siyer Araştırmaları Dergisi","volume":"31 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-05-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116115427","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}