Metin Pehlivan, Ayça Iribaş, Bilge Bilgiç, Mert Başaran, Meltem Ekenel
{"title":"Yumuşak Doku Sarkomlarında Adjuvan Tedavi (Tek Merkez Deneyimi)","authors":"Metin Pehlivan, Ayça Iribaş, Bilge Bilgiç, Mert Başaran, Meltem Ekenel","doi":"10.29058/mjwbs.1061890","DOIUrl":"https://doi.org/10.29058/mjwbs.1061890","url":null,"abstract":"Amaç: Yumuşak doku sarkomları, malignitelerin yaklaşık %1’ini oluşturan, 50’den fazla histolojik alt \u0000grubu olan bir kanser türüdür. Adjuvan kemoterapi alan hastaların hastalıksız sağkalımlarının uzadığını \u0000birçok çalışma ve metaanaliz gösterse de, genel sağkalıma ilişkin çalışmalar arasında fark vardır. \u0000Çalışmamızın amacı, merkezimizde yumuşak doku sarkomu nedeniyle adjuvan kemoterapi uygulanan \u0000hastaların klinik seyirlerini incelemektir. \u0000Gereç ve Yöntemler: Çalışma retrospektif olarak planlanmıştır. İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü \u0000Tıbbi Onkoloji polikliniğinde; lokal, lokal ileri olup opere olan veya metastatik olup hem lokal cerrahi \u0000hem de metastazektomi yapılan ve sonrasında adjuvan tedavi almış 18 yaşın üstündeki yumuşak doku \u0000sarkomu hastaları alınmış ve adjuvan kemoterapinin hastalığın seyrine olan etkisi incelenmiştir. \u0000Bulgular: 40 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastalar medyan 53 ay (5-155) takip edildi. Hastaların \u0000%55’i Evre 1 (%10 Evre 1A, %45 Evre 1B), %15 Evre 3 (%5 Evre 3A, %10 Evre 3B), %30 Evre 4’tür. \u0000Hastalara medyan dört kür adjuvan kemoterapi verildi ve hastaların %80’i Adriamisin - İfosfamid aldı. \u0000Hastaların yarısında hastalık nüks ederken, nüks eden hastalarda hastalıksız sağkalım medyan 12 \u0000aydır. Hastaların medyan toplam sağkalımı 39 aydır. \u0000Sonuç: Yaptığımız çalışmanın sonucunda adjuvan tedavinin hem hastalıksız hem de total sağkalımı \u0000katkısı sağlayabileceğini ve bu katkının hem ekstremite hem de ekstremite dışı yumuşak doku \u0000sarkomlarında olabileceğini düşünüyoruz ama kesin bir kanıya varmak için daha geniş hasta sayıları ile \u0000yapılacak prospektif çalışmaların daha yararlı olabileceğini düşünüyoruz.","PeriodicalId":309460,"journal":{"name":"Medical Journal of Western Black Sea","volume":"316 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129262766","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Aksiyal Spondiloartrit Hastalarında Vitamin B12 ve Folik Asit Seviyelerinin Hastalık Aktivitesi ile İlişkisi: Retrospektif Bir Çalışma","authors":"Emre Şenköy, Gizem Cengiz, H. Kaplan, Senem Şaş","doi":"10.29058/mjwbs.1109540","DOIUrl":"https://doi.org/10.29058/mjwbs.1109540","url":null,"abstract":"Amaç: B12 vitamini ve folik asit eksikliklerinin, homosistein düzeyini arttırdıkları, ayrıca tam olarak açıklanamayan mekanizmalarla inflamasyona katkıda bulundukları ve kandaki düzeylerinin akut faz reaktanlarına benzer şekilde değişiklik gösterdiği bildirilmiştir. Bu retrospektif çalışmada aksiyal spondilartrit (akSpA) hastalarında vitamin B12 ve folik asit düzeyleri ile hastalık aktivitesi ve akut faz yanıtları arasındaki ilişki araştırılmıştır. \u0000Gereç ve yöntem: Çalışmaya ASAS/EULAR 2009 sınıflama kriterlerine göre akSpA tanısı almış hastalar alındı. Hastaların demografik verileri, akut faz yanıtları, BASDAI değerleri, vitamin B12, folik asit düzeyleri poliklinik elektronik kayıt sisteminden elde edildi. Hastalar vitamin B12 düzeyleri 350 pg/ml altı ve 350 pg/ml üstü olarak iki gruba ayrıldı. Grupların karşılaştırılmasında kategorik veriler ki-kare testi, sayısal veriler bağımsız örneklem t-testi, korelasyon analizi pearson korelasyon analizi ile yapıldı. \u0000 \u0000Bulgular: Toplam 178 akSpA hastasının 103’ü (%57.86) kadın ve 75’i erkek idi. Hastaların ortalama yaş, vitamin B12 ve folk asit düzeyleri sırasıyla 43.18±11.20, 365.05±144.79 pg/ml ve 8.8±6.75ng/ml idi. Vitamin B12 düzeyi yüksek ve düşük olan gruplar arasında; yaş, cinsiyet, vitamin B12, folik asit, akut faz yanıtları ve hastalık aktivitesi arasında istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu (p> 0.05). Yapılan pearson korelasyon analizinde vitamin B12 ile hastalık aktivitesi arasında zayıf bir korelasyon vardı (p:0.032). \u0000Sonuç: Bu çalışmada akSpA hastalarında vitamin B12 düzeyleri ile hastalık aktivitesi arasında negatif yönlü bir korelasyonun olduğu, ayrıca folik asit düzeyleri ile hastalık aktivitesi arasında bir ilişki olmadığı gösterilmiştir.","PeriodicalId":309460,"journal":{"name":"Medical Journal of Western Black Sea","volume":"99 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121318051","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Naile ERİŞ GÜDÜL, Serra Kara, Selin Koç, Yaren Hamza, Eda Nur Danli, Başak Çelebi̇, Oğulcan Alkan, Celal Karabulut, Ömer Faruk Arslantürk, Sümeyye Sena Nahirci, Dila Demir, Gizem Demir, Fatih Eren Pi̇yade, Ümit Karakaş, Volkan Altin
{"title":"Tikagrelor Yüklemesi Yapılan Akut Koroner Sendrom Hastalarında Fragmante QRS Kompleksinin Bir Yıllık Mortalitedeki Prediktif Değeri","authors":"Naile ERİŞ GÜDÜL, Serra Kara, Selin Koç, Yaren Hamza, Eda Nur Danli, Başak Çelebi̇, Oğulcan Alkan, Celal Karabulut, Ömer Faruk Arslantürk, Sümeyye Sena Nahirci, Dila Demir, Gizem Demir, Fatih Eren Pi̇yade, Ümit Karakaş, Volkan Altin","doi":"10.29058/mjwbs.1141825","DOIUrl":"https://doi.org/10.29058/mjwbs.1141825","url":null,"abstract":"Amaç: Akut miyokart infarktüsü hastalarında prognozunu belirlemek için çeşitli faktörler ve risk \u0000sınıflandırmaları önerilmiştir. Fragmente QRS (fQRS), 12 derivasyonlu istirahat elektrokardiyogramda \u0000(EKG) Q dalgası olan veya olmayan QRS komplekslerinin çeşitli morfolojilerini gösteren farklı RSR' \u0000modellerini kapsar. fQRS, miyokard skarının bir belirtecidir ve prognoz ile ilişkilidir. Koroner arter \u0000hastalığı da dahil olmak üzere bazı kadiyovasküler hastalıklarda görüldüğünde olumsuz kardiyak \u0000sonuçlara neden olabileceği gösterilmiştir. Akut miyokart infarktüsü ile başvuran hastaların en etkili \u0000ve uygun şekilde tedavi edilebilmesi için risk sınıflandırmasına duyulan ihtiyaç devam etmektedir.Bu \u0000çalışmada tikagrelor yüklemesi invaziv girişim yapılan akut miyokart infarktüsü hastalarında EKG’de \u0000görülen fQRS varlığının prognozu belirlemedeki etkisini araştırmayı amaçladık. \u0000Gereç ve Yöntemler: Ocak 2018 ile Ocak 2020 tarihleri arasında Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi \u0000Sağlık, Uygulama ve Araştırma Merkezi’ne akut koroner sendrom ile başvuran ve tikagrelor yüklemesi ve \u0000invaziv girişim yapılmış bütün akut miyokart infarktüsü hastaları retrospektif olarak taranarak çalışmaya \u0000dahil edildi. Çalışmaya dahil edilen 498 hastanın demografik bilgileri (yaş, cinsiyet), kardiyovasküler \u0000öyküleri, risk faktörleri ve kronik hastalıkları tıbbi kayıtlardan elde edildi. Başvuru elektrokardiyogramında \u0000fQRS varlığına göre hastalar iki gruba ayrıldı. Hastaların hastanedeki taburculuk öncesi mortalite \u0000verileri tıbbi kayıtlardan elde edildi. Bir yıllık takipleri ise kendileriyle, aileleriyle veya kişisel doktorlarıyla \u0000(doğrudan ya da telefon ile) görüşülerek elde edildi. \u0000Bulgular: Çalışmaya fQRS grubunda 272 (%54,6) ve fQRS olmayan grupta 226 (%45,4) olmak üzere \u0000toplam 498 tikagrelor yüklenen ve invaziv girişim yapılmış akut miyokart infarktüsü hastası (STEMI 324, \u0000%65,1; NONSTEMI 174, %34,9) dahil edildi. fQRS olmayan hastalarda ailede kalp hastalığı öyküsü (85, \u0000%37.4), NONSTEMI (119, %52.4), sistolik kan basıncı (125.16±25.03 mmHg) fQRS olanlara kıyasla \u0000anlamlı olarak daha yüksekti (tüm karşılaştırmalar için p","PeriodicalId":309460,"journal":{"name":"Medical Journal of Western Black Sea","volume":"4 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116175802","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Role of Eosinophil Count and Percentage in Chronic Obstructive Pulmonary Disease Exacerbation: A Retrospective Observational Study","authors":"Ercan Gürlevi̇k, B. Cander, B. Çekmen, S. Özdemir","doi":"10.29058/mjwbs.1191167","DOIUrl":"https://doi.org/10.29058/mjwbs.1191167","url":null,"abstract":"Aim: To reveal the role of eosinophil count and percentage evaluated at the time of presentation in \u0000patients hospitalized with the exacerbation of chronic obstructive pulmonary disease (COPD). \u0000Material and Methods: In this study, the data of patients with a diagnosis of the exacerbation of COPD, \u0000who presented to the emergency department, and admitted to the general internal medicine ward, were \u0000retrospectively analyzed. The relationship of eosinophil count and ratios with the length of hospital \u0000stay and intensive care requirement was investigated.The Spearman correlation analysis was used for \u0000investigating correlation between parameters and outcome. \u0000Results: Of the study population, 39.7% were female and 60.3% were male. The ages of the participants \u0000ranged from 25 to 94 years, with a median value of 76 years. There was no significant correlation \u0000between the length of stay in ward and eosinophil count and percentage (rho=-0.148, p=0.066 and \u0000p=0.074, rho=-0.143, respectively) (Spearman correlation test). The group admitted to the intensive \u0000care unit had a significantly higher eosinophil count and percentage of eosinophils than the group that \u0000did not require intensive care (0.81(Inter Quarter Range (IQR):0.41-1.31) versus 1.32 (IQR:0.83-1.43) \u0000p=0.042 and 1.0 (IQR:0.81-1.21) versus 1.42 (IQR:1.02-1.64), p=0.018, respectively) (Mann Whitney \u0000U test). \u0000Conclusion: There was no correlation between a high eosinophil count and percentage and the length \u0000of hospital stay. However, the number and percentage of eosinophils were significantly higher among \u0000the patients requiring intensive care.","PeriodicalId":309460,"journal":{"name":"Medical Journal of Western Black Sea","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"130761332","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Kronik Böbrek Hastalarının Geriatrik Nütrisyonel Risk İndeksi İle Değerlendirilmesi","authors":"Serkan Gülcü, Dilan Ece, M. Bilici","doi":"10.29058/mjwbs.1160225","DOIUrl":"https://doi.org/10.29058/mjwbs.1160225","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışmada kronik böbrek hastalarının beslenme durumlarının geriatrik nütrisyonel risk indeksi (GNRI) ile değerlendirilmesi amaçlanmıştır. \u0000Materyal ve Metot: Çalışmaya Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Polikliniğine Kasım 2018- Kasım 2019 tarihleri arasında başvuran Evre 3-4-5 Kronik böbrek hastalığı (KBH) tanısıyla takipli 81 erkek 89 kadın toplamda 170 hasta dahil edildi. Hastalarda malnütrisyon varlığı; biyokimyasal parametreler ve GNRI hesaplanılarak değerlendirildi. İstatistiksel inceleme, SPSS 19.0 programı kullanılarak yapıldı. Hesaplanan p","PeriodicalId":309460,"journal":{"name":"Medical Journal of Western Black Sea","volume":"9 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123915809","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"F-18 FDG ile PET/BT Görüntüleme Yapılan Hastaların Taburculuğu Sırasında Çevresel Radyasyon Güvenliği","authors":"Rabiye USLU ERDEMİR, Y. Salihoğlu","doi":"10.29058/mjwbs.1197889","DOIUrl":"https://doi.org/10.29058/mjwbs.1197889","url":null,"abstract":"Amaç: Pozitron-emisyon-tomografisi/ bilgisayarlı tomografi (PET/BT) bir nükleer tıp görüntüleme yöntemidir ve yaygın olarak onkolojide kullanılır. PET/BT görüntüleme yönteminde kullanılan F(flor)-18 radyoizotopu konvansiyonel nükleer tıpta kullanılan diğer radyoizotoplara göre daha yüksek foton enerjisine sahiptir. Çalışmamızda F-18 fluorodeoksiglukoz (FDG) ile PET/BT çekimi yapılan hastaların taburculuk sırasında çevreye salınan radyasyonun doz hızının ölçülmesi ve çevresel radyasyon maruziyetinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. \u0000Yöntem: Çalışmamıza, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Nükleer Tıp PET/BT ünitesine başvuran toplam 353 (E/K=177/176) hasta dahil edilmiştir. Hastalara F-18 FDG ile PET/BT çekimi yapıldıktan sonra taburcu edilmeden önce 0.5 metre (m), 1 m ve 2 m mesafeden toraks düzeyinden Geiger-Müller probu kullanılarak doz hızı ölçümleri yapılmış ve kayıt altına alınmıştır. Ölçümler arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık olup olmadığı değerlendirilmiştir. \u0000Bulgular: Hastalara IV yol ile 331±149 megabecquerel (MBq) (Aralık: 182-481) radyoaktif madde enjekte edilmiş ve PET/BT ünitesinde enjeksiyon sonrası 104,5±34,5 dk (Aralık: 70 -139) beklemiştir. Taburculuk sırasında 0,5 m, 1 m ve 2 m m mesafelerden alınan radyasyon doz hızı ölçümleri, sırasıyla 33,20±20,50 mikrosievert/saat (µSv/sa), 15,94±10,55 µSv/sa ve 6,56 ±4,43 µSv/sa olarak hesaplanmıştır. \u0000Sonuç: F-18 FDG PET/ BT çekimi sonrası taburculuk sırasında hastaların 0.5,1 ve 2 m mesafelerdeki doz hızı ölçümlerinin, uluslararası ve ulusal radyasyon düzenleme kuralları göz önünde bulundurulduğunda, çevresel radyasyon güvenliği açısından bir tehlike arz etmediği gösterilmiştir. F-18 FDG enjeksiyonundan yaklaşık iki saat sonra hastayla temas edenler için ciddi radyasyon riski bulunmamakta olup güvenli bir şekilde taburcu edilebilmektedir.","PeriodicalId":309460,"journal":{"name":"Medical Journal of Western Black Sea","volume":"48 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126049522","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Oküler Dominans ve Lateralite ile Akomodasyon Arasındaki İlişkinin Değerlendirilmesi","authors":"Merve Beyza Yildiz, Yücel Öztürk, Rüveyde Bolaç, Sevcan Yildiz, E. Yildiz","doi":"10.29058/mjwbs.1134704","DOIUrl":"https://doi.org/10.29058/mjwbs.1134704","url":null,"abstract":"Amaç: Monovizyon presbiyopik tedavi uygulamalarında oküler dominansın klinik önemi artmıştır. \u0000Dominant ve dominant olmayan gözde akomodatif fonksiyonu araştıran az sayıda çalışmada çelişkili \u0000sonuçlar bildirilmiştir. Çalışmamızda oküler dominans ve lateralitenin akomodasyon üzerindeki etkisini \u0000değerlendirmek amaçlanmıştır. \u0000Gereç ve Yöntemler: Çalışmaya otuz beş sağlıklı, genç izometropik katılımcı dahil edildi. Oküler \u0000dominans, kart içinde delik testi kullanılarak belirlendi. Monoküler görüş koşulları altında Hartmann- \u0000Shack aberometresi kullanılarak, 0,5 diyoptrilik artışlarla 0,5 ila 5 diyoptri arasında artan akomodatif \u0000uyarana verilen akomodatif yanıtlar ölçüldü. \u0000Bulgular: Katılımcıların yaş ortalaması 31,49 ± 4,22 (24-38) idi. Yirmi ikisi (%62,9) kadın, 13’ü (%37,1) \u0000erkekti. Yirmi yedi (%77,1) olguda sağ göz, 8 olguda (%22,9) sol göz dominant idi. Dominant ve \u0000dominant olmayan gözler arasında kırma kusuru (sferik, silindirik ve sferik eşdeğer) açısından anlamlı \u0000bir fark yoktu (p>0,05). Dominant ve dominant olmayan gözler arasında 0,5 ila 5 diyoptrilik akomodatif \u0000uyarana verilen akomodatif yanıtlarda anlamlı fark yoktu (p>0,05). Ayrıca, sağ ve sol gözlerin akomodatif \u0000yanıtları benzerdi (p>0,05). \u0000Sonuç: Çalışmamızda sağlıklı genç izometropik katılımcıların dominant ve dominant olmayan gözlerinin \u0000farklı akomodatif uyaranlara akomodatif yanıtları benzer bulundu. Sağ ve sol göz arasında da \u0000fark yoktu. Akomodasyonda oküler dominans ve lateralitenin rolünü anlamak için daha fazla çalışmaya \u0000ihtiyaç vardır.","PeriodicalId":309460,"journal":{"name":"Medical Journal of Western Black Sea","volume":"41 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127311139","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
G. Demirci, Gülşen Tükenmez Demirci, S. Karaman Erdur, C. Tanrıverdi
{"title":"Does Choroidal Melanocytes Affect Choroidal Thicknesses in Patients with Vitiligo?","authors":"G. Demirci, Gülşen Tükenmez Demirci, S. Karaman Erdur, C. Tanrıverdi","doi":"10.29058/mjwbs.1122056","DOIUrl":"https://doi.org/10.29058/mjwbs.1122056","url":null,"abstract":"Abstract Background: Vitiligo is a chronic skin disease and considered to be an autoimmune, neural, and autocytotoxic pathophysiology in which mainly the melanocytes in the epidermis are focused and destroyed. Therefore, alterations in the choroid and retinal pigment epithelium are expected, and there are very few publications using modern technology in research of this subject. Objectives This prospective observational study aimed to examine the optic disc, retinal nerve fiber layer (RNFL), and choroidal thickness in patients with vitiligo by spectral-domain optical coherence tomography (SD-OCT). This single-center prospective cross-sectional study included 40 eyes of 40 patients with vitiligo and 42 eyes of 42 healthy individuals. The RNFL thickness, choroidal thickness, and optic disc parameters (rim area, disc area, and cup volume) were compared between the two groups. Results: The study consisted of 21 female and 19 male in the vitiligo group, and 21 female and 21 male in controls; no difference was found in gender distribution between two groups (p=0.836). Vitiligo and control groups had similar optic disc parameters, and RNFL and choroidal thicknesses; so the differences in the mentioned parameters did not differ statistically (p>0.05 for all). Conclusion: Vitiligo patients’ optic disc parameters, and RNFL and choroidal thicknesses did not differ from those in healthy individuals. Based on unknown pathogenesis, the melanocytes at the choroidal region may have compensatory mechanisms in vitiligo.","PeriodicalId":309460,"journal":{"name":"Medical Journal of Western Black Sea","volume":"14 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123925072","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Evaluation of the Effect of Nasogastric Intubation on Olfactory Function","authors":"E. Bilgin, Deniz Baklacı, İ. Taşdöven","doi":"10.29058/mjwbs.1170482","DOIUrl":"https://doi.org/10.29058/mjwbs.1170482","url":null,"abstract":"Objective: To evaluate the olfactory functions in patients having had nasogastric intubation. \u0000Methods: The study included 45 adult patients who underwent general anesthesia between January 2021 and June 2021 for elective abdominal surgery requiring a nasogastric tube (NGT) insertion. Olfactory function [Brief Smell Identification Test (B-SIT)] was evaluated prior to surgery and 4 weeks post-surgery in all the patients. The demographic characteristics of the patients, duration of NGT application, and B-SIT scores before and after NGT application were recorded. \u0000Results: The mean NGT application time was 3.4 ± 1.5 (3-7) days. The mean preoperative and postoperative B-SIT scores of the patients were 5.20 ± 2.06 and 5.01 ± 2.02, respectively. There was no statistically significant difference between the mean preoperative and postoperative B-SIT scores of the whole sample (p = 0.421). The mean pre- and postoperative B-SIT scores of the patients in the control group were 5.28 ± 2.16 and 5.11 ± 2.07, respectively. No statistically significant difference was found in the mean preoperative and postoperative B-SIT scores in the control group (p = 0.370). No statistically significant difference was found in the mean preoperative and postoperative B-SIT scores between the study and control groups, respectively (p = 0.890, p = 0.654). \u0000Conclusion: The result of our study showed that there was no change in the olfactory function of patients after nasogastric intubation.","PeriodicalId":309460,"journal":{"name":"Medical Journal of Western Black Sea","volume":"44 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115919015","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Approach and Knowledge Level of Medical Faculty Students to Vaccine Studies Developed Against Covid-19","authors":"K. Bollucuoğlu, Mevlüt Keser, Batuhan Doğru, Büşra Yilmaz, Kahraman Kendi̇rli̇, Büşra Yi̇rmi̇beş, Selenay Çalişkan, Koray Doğan, Rıdvan Emir Kahraman, Yağmur Gizem Yavuzer, Muhammed Emin Akgül, Mine Baştuğ, Efe Gülbahçe, Latife Melis Aktan","doi":"10.29058/mjwbs.1018501","DOIUrl":"https://doi.org/10.29058/mjwbs.1018501","url":null,"abstract":"Aim: The new type of coronavirus (Sars-Cov-2) disease, which shows respiratory tract infection \u0000symptoms, was first seen in Wuhan, China in December 2019 and was declared a pandemic on March 11, 2020. In our study, we aimed to determine the current level of knowledge, approaches and future concerns of medical students in our \u0000country and the Turkish Republic of Northern Cyprus (TRNC) about the vaccines developed for the COVID-19 pandemic. \u0000Material and Methods: Faculty of Medicine in Turkey and TRNC I-VI. Survey data consisting of 26 questions, including demographic \u0000characteristics of 632 grade students, their approaches to vaccine studies developed for COVID-19 infection and their knowledge level about \u0000vaccine studies, were collected and evaluated via electronic message in January-February 2021. \u0000Results: In case of finding a drug for the treatment of COVID-19, 65.8% of 632 students wanted to be vaccinated, 70.1% thought they could \u0000not return to life without a mask after vaccination, 59% were worried about being infected after vaccination, and 93% It was determined that \u00000.7 of them thought that herd immunity could be achieved by vaccinating at least half of the population. First of all, the rate of those who think \u0000that the 65-year-old should be vaccinated is 61.7%, the rate of those who are not affected by the media news is 60.4%, and the rate of those \u0000who think that the vaccine does not have more dangerous side effects than infection is 64.6%. \u0000Conclusion: We believe that the current level of knowledge, approaches and future concerns of medical faculty students about the vaccines \u0000developed for the COVID-19 pandemic will be determined by the steps taken in the fight against the pandemic.","PeriodicalId":309460,"journal":{"name":"Medical Journal of Western Black Sea","volume":"15 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128390679","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}