{"title":"Pazarcık Bölgesi Alevi ve Bektaşilerinde Ölüm Üzerine Yakılan Ağıtlar","authors":"F. Pehlivan","doi":"10.24082/2023.abked.407","DOIUrl":"https://doi.org/10.24082/2023.abked.407","url":null,"abstract":"Milletleri ayakta tutan ve onun sonsuza dek yaşamasını sağlayan en önemli öğeler, kültürel değerleridir. Bize düşen en büyük görev de kültürel değerlerimizin yaşatılması ve geleceğe aktarılmasıdır. İnsanlığın ortak ve onulmaz acılarının canlı ve etkileyici ifade kalıpları olan ağıt yakma geleneğimiz, binlerce yıllık ezgilerin birikimi olarak öncelikle acıyı kayda geçirmiş sonra milletin kültür dokusunu beslemiştir. Bu araştırma Kahramanmaraş-Pazarcık yöresi Alevi ve Bektaşi ağıt geleneğinin özellikleri hakkında çeşitli tespitlerde bulunmayı amaçlanması bakımından önemli olup dünyadaki kültürel çalışmalara katkı sağlayacak bir kaynak olması, ülkemizin milli, manevi değerlerinin korunması ve Müzikoloji alanındaki çalışmalara katkı sağlaması, yörenin kültürel özelliklerinin gelecek kuşaklara aktarılması bakımından önemlidir. Kahramanmaraş-Pazarcık yöresi Alevi ve Bektaşi ağıt geleneği, ağıtların hikâyesi, ağıtların notaya alınması ve ağıtlara yönelik ayrıntılı özellikler hakkında çeşitli tespitlerde bulunulması, ağıt geleneğindeki durumları tespit etmektir. Araştırmanın amaçlarından biri de Kahramanmaraş-Pazarcık yöresi Alevi ve Bektaşi ağıtlarını inceleyerek, araştırarak kayıt altına almak, bu sayede yöredeki kültürün gelecek kuşaklara aktarılmasına imkân sağlamak, bu sayede kendi öz kültürel değerlerimizin korunmasına katkı sağlamaktır. Araştırmada öncelikle ağıtlar hakkında genel bilgilerden bahsedilmiştir. Daha sonra ise Pazarcık’ta yaşanmış olan ağıtlardan bazılarının hikâyesi ve notası kayıt altına alınmış, eserlerin belirlenmesi amacıyla dijital ve yazılı kaynak taraması yapılmıştır. Araştırma, Pazarcık Alevi ve Bektaşi ağıtlarıyla sınırlandırılmıştır. Araştırma sürecinde, ağıt yakıcılar ve yakın çevreleri ile gerçekleştirilen kişisel görüşmeler yolu ile araştırma ayrıntılı bir şekilde aydınlatılmıştır. Yapılan araştırma ve incelemeler sonucunda; Kahramanmaraş-Pazarcık yöresi Alevi ve Bektaşilerinin kendine has özelliklere sahip olduğu, yörenin ağıt geleneğinin ülkemizdeki diğer bölgelerin ağıt gelenekleri ile benzer özellikler sergilediği, genellikle ağıtlar yakılırken enstrümansız, yalın ses olarak tercih ettikleri ve eserlerinde konu olarak genellikle gündelik yaşamda karşılaştıkları olayları ele aldıkları görülmüştür.","PeriodicalId":274288,"journal":{"name":"ALEVİLİK–BEKTAŞİLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ","volume":" June","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139137059","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Alevi mi? Kızılbaş mı? Şia mı? “Alevi” Sözcüğünün Tarihte Bugünkü Anlamıyla Kullanımına Dair Birtakım Yeni Mülahazalar","authors":"Bülent Akın","doi":"10.24082/2023.abked.433","DOIUrl":"https://doi.org/10.24082/2023.abked.433","url":null,"abstract":"İnanç yapısı, ritüelleri, sosyal yaşam tarzı ve kültürel dokusuyla Sünni ve Şii Müslümanlığın dışında kalan bir inanç sistemi olan Alevilik, tarihî süreç içerisinde birçok farklı adlandırmaya sahip olmuştur. Bu adlandırmalar içerisinde özellikle “Kalenderi”, “Kızılbaş” ve “Alevi” sözcükleri, kullanıldıkları dönemde, diğerlerini de kapsayan birer şemsiye kavram olarak karşımıza çıkmıştır. Bunların içerisinden “Alevi” sözcüğünün tarihî süreçte, “Ali taraftarları”, “Ali soyundan gelenler” ya da “Peygamber soylu seyyidler” gibi anlamlarda yoğun olarak kullanılmış olması, araştırıcıların büyük çoğunluğunda bu sözcüğün XIX. yüzyıl öncesinde Kalenderi, Haydari, Cavlaki, Işık, Torlak, Abdal, Rafızi, Kızılbaş ya da Bektaşi olarak adlandırılan toplulukları adlandırmada kullanılmadığı yönünde bir kanaat uyandırmıştır. Yine Alevi toplulukların Hz. Ali ile Ehlibeyt’e bağlılıkları, On İki İmam muhabbeti ve Kerbelâ hadisesine olan duyarlılıkları onların Şia dairesinde değerlendirilmesine yol açmıştır. Oysa bu makaledeki tespitlerde de görüldüğü üzere Alevi sözcüğünün, bu adlandırmaların hepsini kapsayan, tıpkı “Kızılbaş” adlandırmasında olduğu gibi, şemsiye bir kavram ve adlandırma olduğu tarihî kaynaklarda sabittir. Söz konusu kaynaklar, şimdiye kadar ortaya atılan görüşlerin aksine “Alevi” sözcüğünün bugünkü anlamda kullanımının son birkaç yüzyıla ait bir kullanım olmadığını ve bu adlandırmanın tarihinin en az XV. yüzyıla kadar geri götürülebileceğini göstermiştir. Yine Aleviliğin tarihî düzlemde de Şia’dan bağımsız özelliklerle var olduğunu işaret eden birçok ipucu mevcuttur. Bu çerçevede makalede, “Alevi” sözcüğünün araştırmacılar tarafından heterodoks İslam olarak tanımlanan Kızılbaş topluluklar için bir şemsiye adlandırma olarak tarihî süreç içerisinde ne zamandan beri kullanıldığı sorusuna gerek inanç mensuplarına gerekse de inanç dışından kimselere ait yazılı kaynaklar üzerinden cevap bulmaya çalışılmıştır. Ayrıca Aleviliğin hem tarihî süreçteki oluşumu hem de sahip olduğu teoloji ve doktrin bağlamında Şia inancından bağımsız bir varlık gösterdiğine dair bulgular ortaya konularak tartışılmıştır. Bu bulguların, “Alevi” sözcüğünün tarihî süreçteki kavramsal çerçevesinin gözden geçirilmesini ve bu inanca mensup toplulukların sahip olduğu, başta ocak sistemi olmak üzere sosyal ve inanç merkezli teşkilatlanmalarının geçmişteki yapılanmasının anlaşılmasını sağlamaya yönelik başlangıç düzeyinde bir katkı sunacağı kanaatindeyiz.Bu çerçevede makalede istifade edilen kaynaklar, izlenen yöntem ve varılan sonuçları kısaca şöyle özetlemek mümkündür:Yakın bir zamana kadar II. Mahmud döneminde Rumeli Bektaşi tekkelerinin kapatılmasıyla ilgili 2 Eylül 1826 tarihli Hatt-ı Hümayun’da yer verilen güruh-ı alevi tabiri yazılı kaynaklarda bugünkü Alevi/Kızılbaş terimiyle aynı anlam içeriğiyle kullanılan ilk tespit olarak kabul edilmiştir. Ancak 1455, 1485, 1553 ve 1579 yıllarına ait Ordu ili tapu tahrir defteri kayıtları, 1528 yılında kaleme alınan Celalzâde Salih Çelebi’nin","PeriodicalId":274288,"journal":{"name":"ALEVİLİK–BEKTAŞİLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ","volume":" 25","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139137363","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Adana Nergizlik Köyü Tahtacılarında Ölüm Ritüelleri","authors":"Adem Şen","doi":"10.24082/2023.abked.425","DOIUrl":"https://doi.org/10.24082/2023.abked.425","url":null,"abstract":"Bu çalışmada Adana’nın Karaisalı ilçesine bağlı Nergizlik köyünde yaşayan Hacı Emirli Ocağına bağlı Tahtacıların ölüm ile ilgili ritüelleri hayatın geçiş dönemleri bağlamında değerlendirilmiştir. Çalışmanın konusu Tahtacıların ölüm çevresinde oluşturdukları ritüeller ve bu ritüelleri nasıl anlamlandırdıklarıdır. Bu anlamda Nergizlik köyü Tahtacılarının ölüm öncesi, ölüm sırası ve ölüm sonrası ritüellerinin sembolik, kültürel ve toplumsal anlamları değerlendirilip yorumlanmıştır. Çalışmanın amacı Nergizlik köyündeki Tahtacıların ölümle ilgili ritüelleri nasıl anlamlandırdıkları, bu anlamlandırmaların ne şekilde oluştuğudur. Bunun yanında Nergizlik köyünde Aleviliğin yola girmedeki temel unsurları olan ikrar verme ve musahip olma ritüellerinin günümüzde uygulanmıyor olması Nergizlik köyü Tahtacılarının ölüm ritüelleri üzerinden Alevi kimliklerini anlamlandırmalarında etken olmaktadır. Ölümün bir geçiş dönemi olmasının yanında, ölümle ilgili ritüellerin içinde birçok sembolün bulunması araştırmada bu sembollerin anlamları üzerinde durulmasında etken olmuştur. Çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Ölümle ilgili ritüeller ve bu ritüellerin ifade ettiği anlamlar konusunda zengin veriler elde edilebilecek katılımcılara ulaşabilmek ve örneklemi belirlemek amacıyla amaçlı örneklem tekniği kullanılmıştır. Çalışmanın örneklemi Nergizlik köyünde yaşayan 16 katılımcı ve Tahtacıların ölümle ilgili ritüellerinde bulunan dikme dedeyle birlikte toplam 17 katılımcıdan oluşmaktadır. Katılımcıların hepsi yaşamlarının belli dönemlerinde Tahtacıların geleneksel mesleği olan tahtacılık işiyle uğraşmış ya da uğraşmaktadır. Çalışmada verileri toplamak için yarı katılımlı gözlem ve yarı yapılandırılmış derinlemesine görüşme teknikleri kullanılmıştır. Katılımcılardan elde edilen verilere göre Nergizlik köyü Tahtacılarının ölümle ilgili inanışlarının içinde birçok ritüelin olduğu ve bu ritüellerle ilgili anlamlandırmaların belirli bir süreç içinde toplumsal etkileşim dahilinde oluştuğu sonucuna varılmıştır. Nergizlik Tahtacılarının; ölümle ilgili ritüellerinde birçok geleneğin korunduğu, bununla birlikte bazı ritüellerin geçmişten günümüze değişimler geçirdiği, musahipli talibin ölümü üzerine yapılan kurban ritüelinin günümüzde yapılmaması gibi bazı ritüellerin yok olduğu ve bazı ritüellerin de yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu sonucuna varılmıştır.","PeriodicalId":274288,"journal":{"name":"ALEVİLİK–BEKTAŞİLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ","volume":" 4","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139137227","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Cemevlerinin Hukuki Statüsü: Kültür Mü, İnanç Mı? Kaybedilen Yüzyıllar Üzerine Analitik Bir Düşünme Denemesi","authors":"İhsan Memiş","doi":"10.24082/2023.abked.436","DOIUrl":"https://doi.org/10.24082/2023.abked.436","url":null,"abstract":"Dördüncü Halife Hz. Ali’nin vefatı üzerinden 1461 yıl geçmiş, her iki oğlu öldürülmüş ve bunun sonucunda da İslam esaslarına göre o zamanki halifelik bir kabileden diğer bir kabileye geçmiştir. Bu olayların 30 yıl içinde yaşanması bir dinin başlangıç yılları için büyük bir travma ve derin ayrılıklar yaratmıştır. İslam’ın yayıldığı bütün coğrafyalarda durum aynı olsa da içerisinde farklı inanç ve ibadet şekillerini ortaya koymuştur.Anadolu topraklarında. Hz. Ali yolundan gidenler “Hak-Muhammed-Ali” temelinde oluşan inanç sistemleri ile uzun yüzyıllar içerisinde çoğu kez siyasi, bazen de dinî uygulamada sorunlar yaşarken, beşerî ve ailevi yapı olarak yaşantılarında da toplum içindeki söylentilerle bugüne kadar mücadele ederek gelmişlerdir. Cumhuriyetin ilanı ile kırsaldan şehirlere göç eden ve şehir hayatına entegre olmaya başlayan Alevi toplumu kendi inanç ve törelerine uygun ibadet yerinin eşit yurttaşlık temelli cemevleri olduğunu konusunda bilinçlenmiş ve bunun da devlet tarafından karşılanması gerektiğini yazılı ve sözlü olarak ifade etmeye başlamışlardır. “Hak-Muhammed-Ali” söylemine bağlı olan Alevi toplulukları, hukuki olarak kurumsallaşma, ortak devlet bütçesinden Sünni kitleler gibi bir pay ve güvence alarak temsil edilmek istemektedirler. Bu inanç sistemine mensup topluluklar, asırlarca Anadolu’da Türk dilini yaşatmasının yanında Kurtuluş Savaşı’na da büyük destekler vermişlerdir. Bu makalede Alevi inanç sistemine mensup toplumların, bir yandan tarihi süreç içerisinde siyasi ve dini değişim ve dönüşümleri incelenecek, diğer taraftan da çözümlenemeyen cemevilerinin hukuki yapılanmasındaki farklı modeller üzerinde teoride değil, uygulamada çözüm önerileri ve bunların olası yararları ortaya koyulacaktır.","PeriodicalId":274288,"journal":{"name":"ALEVİLİK–BEKTAŞİLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ","volume":" 26","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139139223","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Elif Yıldızlı (2023). Multiple Übersetzung der Religion Eine theoretisch-empirische Analyse zu Formen und Formaten alevitischer Religiosität. Deutschland: Springer VS Wiesbaden. 304 s. ISBN: 978-3-658-43217-1.","authors":"L. Rademacher","doi":"10.24082/2023.abked.431","DOIUrl":"https://doi.org/10.24082/2023.abked.431","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":274288,"journal":{"name":"ALEVİLİK–BEKTAŞİLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ","volume":" 5","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139141076","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Alevilikte Bir Sürek: Adıyaman Aleviliğinde Sofiler ve Müzik","authors":"Erhan Özdemir","doi":"10.24082/2023.abked.430","DOIUrl":"https://doi.org/10.24082/2023.abked.430","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, Türkiye’nin Adıyaman ilinde Sofilik adı altında karşımıza çıkan Alevi inanç yapılanmasının ritüel ve müzik ilişkisi üzerinden kolektif kültür yapısı analiz edilecektir. Alevi-Kürt kimliğine sahip olan bu topluluk, kendine özgü kültürel, inançsal ve müzikal yapısıyla, Türkiye’de yaşayan diğer Alevi gruplardan farklılık göstermektedir. Aleviler içerisinde inançsal ve inanç dışı ritüeller konusunda tamamen homojenlikten bahsetmek pek de mümkün değildir. Bunun sebepleri içerisinde etnisite, dil, ocak ve coğrafya faktörleri gibi etkenler sayılabilir. Aleviliğin en önemli kültürel unsurlarından olan müzik ve semah/dem, sofiler arasında kendine özgü bir yapı sergilemektedir. Alevi inancının içerisindeki Sofiler gibi bu kendine özgü yapı, kolektif ve kültürel bellek taşıyıcılığıyla geleneğin sürekliliğini sağlamaktadır. Adıyaman bölgesindeki sofîlik geleneği üzerine herhangi bir yazılı kaynak bulunmamaktadır. Bu sebeple yapmış olduğumuz çalışma, tespit ettiğimiz grupla ilgili bilimsel kaynak eksikliği ve kapalı cemiyet olarak inanç yapılarını sürdürmeleri sebebiyle içerisinde zorluğu barındırmış olmasının yanı sıra bu alanda bir ilk olma özelliğine sahiptir. Çalışma coğrafi olarak Adıyaman ve İstanbul illeri ile sınırlandırılmıştır. Saha araştırması sırasında yapılan yüz yüze görüşmeler ile elde edilen veriler, çalışmanın ilgili yerlerinde değerlendirilmeye tabi tutulmaktadır. Makale içerisinde saha araştırmaları sonucunda elde edilen tarihsel ve inançsal anlatılar ile möhbet/muhabbet adını verdikleri ritüelde yer alan müzik ve semah/dem hakkında tespitlerin analizi ve değerlendirmesi yer almaktadır. Bununla birlikte sofilik geleneğine bağlı olup muhabbetlerde yer alan kişilerin anlattığı evrenin yaratılışı, kadının inanç içerisindeki yeri, Hz. Ali’nin kutsiyeti, Hz. Hüseyin’in kerbelâ vakası ve inanç hiyerarşisindeki konumu, on iki hizmete bakış açıları ve ziyaret kültleri saha araştırmalarında elde edilen veriler doğrultusunda aktarılmaya çalışılmıştır. Sofilik geleneğinde önemli bir yeri olan müzik ise teknik boyutundan ziyâde sosyal ve bağlamsal boyutuyla ele alınarak sunulmuştur.","PeriodicalId":274288,"journal":{"name":"ALEVİLİK–BEKTAŞİLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ","volume":" 40","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139141616","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"An International Human Rights Law Perspective on The Impact of Digitalization on The Alevi Community","authors":"Melih Uğraş Erol","doi":"10.24082/2023.abked.424","DOIUrl":"https://doi.org/10.24082/2023.abked.424","url":null,"abstract":"The digitalization of law is occurring at an accelerated pace due to advancements in technology and the influence of the internet. This digitalization has brought about a significant transformation in the acquisition and diffusion of legal information and instruments, presenting both benefits and obstacles, particularly in the field of international human rights law. Comprehending the impact of digitalization on human rights is of utmost importance for populations such as the Alevis in Turkey, who are currently enduring violations of their fundamental rights. This is because technological advancements and their implications for human rights law play a vital role in ensuring the safeguarding and implementation of human rights while also potentially enabling tangible breaches of these rights. The European Court of Human Rights has often ruled in favor of Alevis in cases involving human rights breaches. However, the advent of digitalization brings up a new realm for Alevis’ human rights issues, since they may face distinct challenges arising from the digitalization of human rights. There are advantages to the digitalization of human rights law for Alevis, particularly in terms of enhanced accessibility to legal materials, while also having disadvantages, e.g., online hate speeches and low digital literacy, and facing potential obstacles such as bias in artificial intelligence (AI) systems. Digital platforms are also significant in safeguarding Alevi cultural rights and enabling the establishment of an understanding of being a community among Alevis via the use of internet platforms. In the era of digitalization of law, while Alevis comprehend their human rights and freedoms, they also use online platforms for activism. This article offers a thorough examination of the consequences of the digitalization of international human rights law for the Alevi population. It specifically focuses on the advantages and disadvantages associated with this phenomenon.","PeriodicalId":274288,"journal":{"name":"ALEVİLİK–BEKTAŞİLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ","volume":" 9","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139141958","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Şahin, Elif. Alevilikte Yol ve Yolculuk: Velâyetnâmeler Üzerine Halk Bilimi ve Tasavvuf Bağlamında Bir İnceleme (2023). Çanakkale: Paradigma Akademi Yayınları. 205 sayfa ISBN: 978-625-6822-04-7.","authors":"Mehmet Ersal","doi":"10.24082/2023.abked.437","DOIUrl":"https://doi.org/10.24082/2023.abked.437","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":274288,"journal":{"name":"ALEVİLİK–BEKTAŞİLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ","volume":" 47","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139139707","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}