阿列维?什叶派?关于使用 "阿列维 "一词在历史上的现有含义的一些新思考

Bülent Akın
{"title":"阿列维?什叶派?关于使用 \"阿列维 \"一词在历史上的现有含义的一些新思考","authors":"Bülent Akın","doi":"10.24082/2023.abked.433","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"İnanç yapısı, ritüelleri, sosyal yaşam tarzı ve kültürel dokusuyla Sünni ve Şii Müslümanlığın dışında kalan bir inanç sistemi olan Alevilik, tarihî süreç içerisinde birçok farklı adlandırmaya sahip olmuştur. Bu adlandırmalar içerisinde özellikle “Kalenderi”, “Kızılbaş” ve “Alevi” sözcükleri, kullanıldıkları dönemde, diğerlerini de kapsayan birer şemsiye kavram olarak karşımıza çıkmıştır. Bunların içerisinden “Alevi” sözcüğünün tarihî süreçte, “Ali taraftarları”, “Ali soyundan gelenler” ya da “Peygamber soylu seyyidler” gibi anlamlarda yoğun olarak kullanılmış olması, araştırıcıların büyük çoğunluğunda bu sözcüğün XIX. yüzyıl öncesinde Kalenderi, Haydari, Cavlaki, Işık, Torlak, Abdal, Rafızi, Kızılbaş ya da Bektaşi olarak adlandırılan toplulukları adlandırmada kullanılmadığı yönünde bir kanaat uyandırmıştır. Yine Alevi toplulukların Hz. Ali ile Ehlibeyt’e bağlılıkları, On İki İmam muhabbeti ve Kerbelâ hadisesine olan duyarlılıkları onların Şia dairesinde değerlendirilmesine yol açmıştır. Oysa bu makaledeki tespitlerde de görüldüğü üzere Alevi sözcüğünün, bu adlandırmaların hepsini kapsayan, tıpkı “Kızılbaş” adlandırmasında olduğu gibi, şemsiye bir kavram ve adlandırma olduğu tarihî kaynaklarda sabittir. Söz konusu kaynaklar, şimdiye kadar ortaya atılan görüşlerin aksine “Alevi” sözcüğünün bugünkü anlamda kullanımının son birkaç yüzyıla ait bir kullanım olmadığını ve bu adlandırmanın tarihinin en az XV. yüzyıla kadar geri götürülebileceğini göstermiştir. Yine Aleviliğin tarihî düzlemde de Şia’dan bağımsız özelliklerle var olduğunu işaret eden birçok ipucu mevcuttur. Bu çerçevede makalede, “Alevi” sözcüğünün araştırmacılar tarafından heterodoks İslam olarak tanımlanan Kızılbaş topluluklar için bir şemsiye adlandırma olarak tarihî süreç içerisinde ne zamandan beri kullanıldığı sorusuna gerek inanç mensuplarına gerekse de inanç dışından kimselere ait yazılı kaynaklar üzerinden cevap bulmaya çalışılmıştır. Ayrıca Aleviliğin hem tarihî süreçteki oluşumu hem de sahip olduğu teoloji ve doktrin bağlamında Şia inancından bağımsız bir varlık gösterdiğine dair bulgular ortaya konularak tartışılmıştır. Bu bulguların, “Alevi” sözcüğünün tarihî süreçteki kavramsal çerçevesinin gözden geçirilmesini ve bu inanca mensup toplulukların sahip olduğu, başta ocak sistemi olmak üzere sosyal ve inanç merkezli teşkilatlanmalarının geçmişteki yapılanmasının anlaşılmasını sağlamaya yönelik başlangıç düzeyinde bir katkı sunacağı kanaatindeyiz.Bu çerçevede makalede istifade edilen kaynaklar, izlenen yöntem ve varılan sonuçları kısaca şöyle özetlemek mümkündür:Yakın bir zamana kadar II. Mahmud döneminde Rumeli Bektaşi tekkelerinin kapatılmasıyla ilgili 2 Eylül 1826 tarihli Hatt-ı Hümayun’da yer verilen güruh-ı alevi tabiri yazılı kaynaklarda bugünkü Alevi/Kızılbaş terimiyle aynı anlam içeriğiyle kullanılan ilk tespit olarak kabul edilmiştir. Ancak 1455, 1485, 1553 ve 1579 yıllarına ait Ordu ili tapu tahrir defteri kayıtları, 1528 yılında kaleme alınan Celalzâde Salih Çelebi’nin Tarih-i Sultan Süleyman adlı eseri, XVI. yüzyıl şairlerinden Aşkî ve Hayalî Bey’e ait Divanlarda yer verilen bazı beyitler ve Âşık Çelebi’nin Meşâ‘irü’ş-Şu‘arâ’ adlı eserinde yer verilen satırlarda Alevi sözcüğünün hem Kızılbaş hem de günümüzdeki anlamıyla ocak merkezli yapılanan Alevi inancını tanımlayacak biçimde kullanıldığı tespit edilmiştir.Ayrıca makalede, Aleviliğin Şiilikle olan ilişkisine dair mevcut literatürün aksine birtakım yeni tespit ve görüşlere yer verilmiştir. Bu kapsamda; Cihanşah Hakikî’ye ait tespit edilen yeni şiirlerinin içeriği ve tapu tahrir defteri kayıtlarında yer verilen bilgiler ışığında XVI. yüzyıl öncesinde Aleviliğe dair temel terminolojinin dört başı mamur bir biçimde oluşmuş ve kullanılmakta olduğunu açıkça göstermesi, Alevi terimine bugünkü anlam içeriğiyle ocaklar ve Kızılbaşlığı kapsayacak biçimde XV. yüzyıldan itibaren yazılı kaynaklarda yer verilmesi, bu yüzyıllara ait tapu tahrir kayıtlarındaki şahıs isimlerinin Alevi inancının temel inanç ve ritüel dünyasıyla örtüşmesi, Kendilerini Kalenderi, Haydari, Işık, Torlak, Abdal, Kızılbaş olarak tanımlayan şairlerin şiirlerinde Alevi terimini bu adlandırmaları kapsayan bir üst adlandırma olarak kullanmaları ve yine bu şairlerden söz eden kaynakların da aynı adlandırmayı kullanması, Safevilerin inançsal yapısında dair çok sayıda tespit Aleviliğin Şia’dan bağımsız olarak oluşan ve varlığını sürdüren bir inanç sistemi olduğunu akla getirmektedir.Diğer taraftan makalede Alevi inancını adlandırmada “Kızılbaş” sözcüğünün “Alevi” teriminden daha erken bir dönemde kullanılmaya başlandığı ya da yaygınlaştığı görüşü sorgulanmış ve tartışmaya açılmıştır. 1455 yılında düzenlenmiş olan Çepnilerin yerleşik bulunduğu Ordu’ya ait tahrir defteri kayıtlarında yörenin “Bölük-i Niyabet-i Ordu bi-ismi Alevî”; 1485 yılına ait tahrir defteri kayıtlarında ise “Bölük-i Niyabet-i Ordu nam-ı diğer Alevî” şeklinde kayıtlı olması Alevi teriminin Şeyh Cüneyd’in oğlu Şeyh Haydar (d. 1459-60 - ö. 1488) tarafından siyasî ve askerî bir terim olarak kullanılmaya başlayan ve sonrasında yaygınlaşan Kızılbaş sözcüğünden önce (en azından eş zamanlı olarak) kullanımda olduğunu ve resmî kayıtlara geçecek kadar yaygınlaştığını göstermektedir. Nitekim Alevi sözcüğünün bugünkü Alevilik anlamında kullanıldığı tapu tahrir kayıtlarının ise ilk olarak Şeyh Haydar’ın doğumundan 5 yıl önce, yani 1455 yıllında düzenlendiği göz önünde bulundurulduğunda Alevi sözcüğünün bu toplulukları tanımlamada “Kızılbaş” sözcüğünden daha eski olma ihtimalinin olduğu görülecektir. Bu tespit, temelde teolojik ve doktrin olarak tasavvufî bir yapılanma özelliği gösteren Aleviliğin Safevi şeyhleri Şeyh Cüneyd ve oğlu Şeyh Haydar’dan sonra siyasallaşmaya başladığını ve Şeyh Haydar tarafından Kızılbaş sözcüğünün bu çerçevede tercih edildiği çıkarımını ortaya koymaktadır ki adı geçen Safevi şeyhleri ve sonrasında Şah İsmail’in attığı siyasî ve askerî adımlar da bu tezi doğrulamaktadır. Nitekim çalışmada yer verdiğimiz XVI. yüzyıla ait metinlerde Alevi teriminin Kızılbaş sözcüğünün aksine “semâ/semah” ritüeli ile özdeşleştirilmesi de bu tezimizi onaylayan bir diğer dikkate değer husustur.","PeriodicalId":274288,"journal":{"name":"ALEVİLİK–BEKTAŞİLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ","volume":" 25","pages":""},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-12-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":"{\"title\":\"Alevi mi? Kızılbaş mı? Şia mı? “Alevi” Sözcüğünün Tarihte Bugünkü Anlamıyla Kullanımına Dair Birtakım Yeni Mülahazalar\",\"authors\":\"Bülent Akın\",\"doi\":\"10.24082/2023.abked.433\",\"DOIUrl\":null,\"url\":null,\"abstract\":\"İnanç yapısı, ritüelleri, sosyal yaşam tarzı ve kültürel dokusuyla Sünni ve Şii Müslümanlığın dışında kalan bir inanç sistemi olan Alevilik, tarihî süreç içerisinde birçok farklı adlandırmaya sahip olmuştur. Bu adlandırmalar içerisinde özellikle “Kalenderi”, “Kızılbaş” ve “Alevi” sözcükleri, kullanıldıkları dönemde, diğerlerini de kapsayan birer şemsiye kavram olarak karşımıza çıkmıştır. Bunların içerisinden “Alevi” sözcüğünün tarihî süreçte, “Ali taraftarları”, “Ali soyundan gelenler” ya da “Peygamber soylu seyyidler” gibi anlamlarda yoğun olarak kullanılmış olması, araştırıcıların büyük çoğunluğunda bu sözcüğün XIX. yüzyıl öncesinde Kalenderi, Haydari, Cavlaki, Işık, Torlak, Abdal, Rafızi, Kızılbaş ya da Bektaşi olarak adlandırılan toplulukları adlandırmada kullanılmadığı yönünde bir kanaat uyandırmıştır. Yine Alevi toplulukların Hz. Ali ile Ehlibeyt’e bağlılıkları, On İki İmam muhabbeti ve Kerbelâ hadisesine olan duyarlılıkları onların Şia dairesinde değerlendirilmesine yol açmıştır. Oysa bu makaledeki tespitlerde de görüldüğü üzere Alevi sözcüğünün, bu adlandırmaların hepsini kapsayan, tıpkı “Kızılbaş” adlandırmasında olduğu gibi, şemsiye bir kavram ve adlandırma olduğu tarihî kaynaklarda sabittir. Söz konusu kaynaklar, şimdiye kadar ortaya atılan görüşlerin aksine “Alevi” sözcüğünün bugünkü anlamda kullanımının son birkaç yüzyıla ait bir kullanım olmadığını ve bu adlandırmanın tarihinin en az XV. yüzyıla kadar geri götürülebileceğini göstermiştir. Yine Aleviliğin tarihî düzlemde de Şia’dan bağımsız özelliklerle var olduğunu işaret eden birçok ipucu mevcuttur. Bu çerçevede makalede, “Alevi” sözcüğünün araştırmacılar tarafından heterodoks İslam olarak tanımlanan Kızılbaş topluluklar için bir şemsiye adlandırma olarak tarihî süreç içerisinde ne zamandan beri kullanıldığı sorusuna gerek inanç mensuplarına gerekse de inanç dışından kimselere ait yazılı kaynaklar üzerinden cevap bulmaya çalışılmıştır. Ayrıca Aleviliğin hem tarihî süreçteki oluşumu hem de sahip olduğu teoloji ve doktrin bağlamında Şia inancından bağımsız bir varlık gösterdiğine dair bulgular ortaya konularak tartışılmıştır. Bu bulguların, “Alevi” sözcüğünün tarihî süreçteki kavramsal çerçevesinin gözden geçirilmesini ve bu inanca mensup toplulukların sahip olduğu, başta ocak sistemi olmak üzere sosyal ve inanç merkezli teşkilatlanmalarının geçmişteki yapılanmasının anlaşılmasını sağlamaya yönelik başlangıç düzeyinde bir katkı sunacağı kanaatindeyiz.Bu çerçevede makalede istifade edilen kaynaklar, izlenen yöntem ve varılan sonuçları kısaca şöyle özetlemek mümkündür:Yakın bir zamana kadar II. Mahmud döneminde Rumeli Bektaşi tekkelerinin kapatılmasıyla ilgili 2 Eylül 1826 tarihli Hatt-ı Hümayun’da yer verilen güruh-ı alevi tabiri yazılı kaynaklarda bugünkü Alevi/Kızılbaş terimiyle aynı anlam içeriğiyle kullanılan ilk tespit olarak kabul edilmiştir. Ancak 1455, 1485, 1553 ve 1579 yıllarına ait Ordu ili tapu tahrir defteri kayıtları, 1528 yılında kaleme alınan Celalzâde Salih Çelebi’nin Tarih-i Sultan Süleyman adlı eseri, XVI. yüzyıl şairlerinden Aşkî ve Hayalî Bey’e ait Divanlarda yer verilen bazı beyitler ve Âşık Çelebi’nin Meşâ‘irü’ş-Şu‘arâ’ adlı eserinde yer verilen satırlarda Alevi sözcüğünün hem Kızılbaş hem de günümüzdeki anlamıyla ocak merkezli yapılanan Alevi inancını tanımlayacak biçimde kullanıldığı tespit edilmiştir.Ayrıca makalede, Aleviliğin Şiilikle olan ilişkisine dair mevcut literatürün aksine birtakım yeni tespit ve görüşlere yer verilmiştir. Bu kapsamda; Cihanşah Hakikî’ye ait tespit edilen yeni şiirlerinin içeriği ve tapu tahrir defteri kayıtlarında yer verilen bilgiler ışığında XVI. yüzyıl öncesinde Aleviliğe dair temel terminolojinin dört başı mamur bir biçimde oluşmuş ve kullanılmakta olduğunu açıkça göstermesi, Alevi terimine bugünkü anlam içeriğiyle ocaklar ve Kızılbaşlığı kapsayacak biçimde XV. yüzyıldan itibaren yazılı kaynaklarda yer verilmesi, bu yüzyıllara ait tapu tahrir kayıtlarındaki şahıs isimlerinin Alevi inancının temel inanç ve ritüel dünyasıyla örtüşmesi, Kendilerini Kalenderi, Haydari, Işık, Torlak, Abdal, Kızılbaş olarak tanımlayan şairlerin şiirlerinde Alevi terimini bu adlandırmaları kapsayan bir üst adlandırma olarak kullanmaları ve yine bu şairlerden söz eden kaynakların da aynı adlandırmayı kullanması, Safevilerin inançsal yapısında dair çok sayıda tespit Aleviliğin Şia’dan bağımsız olarak oluşan ve varlığını sürdüren bir inanç sistemi olduğunu akla getirmektedir.Diğer taraftan makalede Alevi inancını adlandırmada “Kızılbaş” sözcüğünün “Alevi” teriminden daha erken bir dönemde kullanılmaya başlandığı ya da yaygınlaştığı görüşü sorgulanmış ve tartışmaya açılmıştır. 1455 yılında düzenlenmiş olan Çepnilerin yerleşik bulunduğu Ordu’ya ait tahrir defteri kayıtlarında yörenin “Bölük-i Niyabet-i Ordu bi-ismi Alevî”; 1485 yılına ait tahrir defteri kayıtlarında ise “Bölük-i Niyabet-i Ordu nam-ı diğer Alevî” şeklinde kayıtlı olması Alevi teriminin Şeyh Cüneyd’in oğlu Şeyh Haydar (d. 1459-60 - ö. 1488) tarafından siyasî ve askerî bir terim olarak kullanılmaya başlayan ve sonrasında yaygınlaşan Kızılbaş sözcüğünden önce (en azından eş zamanlı olarak) kullanımda olduğunu ve resmî kayıtlara geçecek kadar yaygınlaştığını göstermektedir. Nitekim Alevi sözcüğünün bugünkü Alevilik anlamında kullanıldığı tapu tahrir kayıtlarının ise ilk olarak Şeyh Haydar’ın doğumundan 5 yıl önce, yani 1455 yıllında düzenlendiği göz önünde bulundurulduğunda Alevi sözcüğünün bu toplulukları tanımlamada “Kızılbaş” sözcüğünden daha eski olma ihtimalinin olduğu görülecektir. Bu tespit, temelde teolojik ve doktrin olarak tasavvufî bir yapılanma özelliği gösteren Aleviliğin Safevi şeyhleri Şeyh Cüneyd ve oğlu Şeyh Haydar’dan sonra siyasallaşmaya başladığını ve Şeyh Haydar tarafından Kızılbaş sözcüğünün bu çerçevede tercih edildiği çıkarımını ortaya koymaktadır ki adı geçen Safevi şeyhleri ve sonrasında Şah İsmail’in attığı siyasî ve askerî adımlar da bu tezi doğrulamaktadır. Nitekim çalışmada yer verdiğimiz XVI. yüzyıla ait metinlerde Alevi teriminin Kızılbaş sözcüğünün aksine “semâ/semah” ritüeli ile özdeşleştirilmesi de bu tezimizi onaylayan bir diğer dikkate değer husustur.\",\"PeriodicalId\":274288,\"journal\":{\"name\":\"ALEVİLİK–BEKTAŞİLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ\",\"volume\":\" 25\",\"pages\":\"\"},\"PeriodicalIF\":0.0000,\"publicationDate\":\"2023-12-30\",\"publicationTypes\":\"Journal Article\",\"fieldsOfStudy\":null,\"isOpenAccess\":false,\"openAccessPdf\":\"\",\"citationCount\":\"0\",\"resultStr\":null,\"platform\":\"Semanticscholar\",\"paperid\":null,\"PeriodicalName\":\"ALEVİLİK–BEKTAŞİLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ\",\"FirstCategoryId\":\"1085\",\"ListUrlMain\":\"https://doi.org/10.24082/2023.abked.433\",\"RegionNum\":0,\"RegionCategory\":null,\"ArticlePicture\":[],\"TitleCN\":null,\"AbstractTextCN\":null,\"PMCID\":null,\"EPubDate\":\"\",\"PubModel\":\"\",\"JCR\":\"\",\"JCRName\":\"\",\"Score\":null,\"Total\":0}","platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"ALEVİLİK–BEKTAŞİLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.24082/2023.abked.433","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0

摘要

阿列维派是伊斯兰教逊尼派和什叶派之外的一种信仰体系,具有自己的信仰结构、仪式、社会生活方式和文化肌理,在历史进程中曾有许多不同的名称。在这些名称中,尤其是 "Kalenderi"、"Kızılbaş "和 "Alevi "这三个词,在它们使用的时期已成为涵盖其他名称的总概念。其中,"阿列维 "一词在历史进程中被大量使用,其含义包括 "阿里的追随者"、"阿里的后裔 "或 "先知世系的赛义德人",这使得大多数研究人员认为,在十九世纪之前,这个词并没有被用来命名被称为卡兰德里、海达里、卡夫拉基、伊谢克、托拉克、阿卜杜勒、拉菲齐、克孜勒巴什或贝克塔西的族群。同样,阿列维人对阿里和 "贝叶派 "的虔诚、对十二伊玛目的热爱以及对卡尔巴拉事件的敏感使他们受到什叶派的评价。然而,从本文的研究结果中可以看出,从历史资料中可以清楚地看出,阿列维一词是一个总括概念和术语,涵盖了所有这些术语,就像 "克孜勒巴什 "一词一样。上述资料表明,与迄今提出的观点相反,目前意义上的 "阿列维 "一词并不是最近几 个世纪的用法,这一术语的历史至少可以追溯到十五世纪。同样,有许多线索表明,阿列维派在历史层面上的存在具有独立于什叶派的特征。在此框架下,文章试图通过属于该信仰成员和非成员的书面资料,回答 "阿列维 "一词作为克孜勒巴什社区的总称已使用了多久的问题,研究人员将其定义为异端伊斯兰教。此外,还介绍并讨论了阿列维派在历史进程中的形成及其神学和教义方面独立于什叶派信仰而存在的结论。我们相信,这些研究成果将为回顾 "阿列维 "一词在历史进程中的概念框架,以及了解属于这一信仰的社区过去的社会和以信仰为中心的组织结构,尤其是炉台制度,做出初步贡献。在此框架内,可以简要概述文章中使用的资料来源、遵循的方法和得出的结论如下:直到最近,1826 年 9 月 2 日关于马哈茂德二世统治时期关闭鲁梅利亚贝克塔什旅店的 Hatt-ı Hümayun 中包含的 güruh-ı alevi 一词被认为是书面资料中使用的第一个确定词,其含义内容与今天的 Alevi/Kizılbaş 一词相同。然而,1455、1485、1553 和 1579 年的奥尔杜省土地登记记录,1528 年 Celalzâde Salih Çelebi 的 Tarih-i Sultan Süleyman,XVI.此外,文章还对阿列维派与什叶派的关系提出了一些与现有文献相反的新发现和观点。在这种情况下,根据 Cihanşah Hakikî 的新诗歌内容和土地登记记录中包含的信息,可以清楚地看出,阿列维派的基本术语在十六世纪之前就已经形成并以完整的方式使用,而阿列维一词的现有含义从十五世纪开始就以涵盖炉台和 Kızılbaşism 的方式被纳入书面资料中。这些世纪的土地登记记录中的人名与阿列维信仰的基本信仰和仪式世界相吻合,自称为卡兰德里、海达里、伊谢克、托拉克、阿卜杜勒、克孜勒巴什的诗人的诗歌中使用了阿列维一词,在他们的诗歌中使用阿列维一词作为涵盖这些人名的隐喻,在提及这些诗人的资料中使用了相同的术语,以及关于萨法维王朝信仰结构的许多研究结果表明,阿列维教是一个独立于什叶派而形成并继续存在的信仰体系。另一方面,文章对在命名阿列维信仰时 "克孜勒巴什 "一词比 "阿列维 "一词更早开始使用或流行的观点提出了质疑和讨论。1455 年的奥尔杜(Çepnis 人的定居地)解放书将该地区记录为 "Bölük-i Niyabet-i Ordu bi-ismi Alevî";1485 年的解放书将该地区记录为 "Bölük-i Niyabet-i Ordu nam-ı other Alevî",这表明 Alevi 一词是由 Sheikh Cüneyd(生于 1459-60 年,卒于 1485 年)的儿子 Sheikh Haydar 创造的。
本文章由计算机程序翻译,如有差异,请以英文原文为准。
Alevi mi? Kızılbaş mı? Şia mı? “Alevi” Sözcüğünün Tarihte Bugünkü Anlamıyla Kullanımına Dair Birtakım Yeni Mülahazalar
İnanç yapısı, ritüelleri, sosyal yaşam tarzı ve kültürel dokusuyla Sünni ve Şii Müslümanlığın dışında kalan bir inanç sistemi olan Alevilik, tarihî süreç içerisinde birçok farklı adlandırmaya sahip olmuştur. Bu adlandırmalar içerisinde özellikle “Kalenderi”, “Kızılbaş” ve “Alevi” sözcükleri, kullanıldıkları dönemde, diğerlerini de kapsayan birer şemsiye kavram olarak karşımıza çıkmıştır. Bunların içerisinden “Alevi” sözcüğünün tarihî süreçte, “Ali taraftarları”, “Ali soyundan gelenler” ya da “Peygamber soylu seyyidler” gibi anlamlarda yoğun olarak kullanılmış olması, araştırıcıların büyük çoğunluğunda bu sözcüğün XIX. yüzyıl öncesinde Kalenderi, Haydari, Cavlaki, Işık, Torlak, Abdal, Rafızi, Kızılbaş ya da Bektaşi olarak adlandırılan toplulukları adlandırmada kullanılmadığı yönünde bir kanaat uyandırmıştır. Yine Alevi toplulukların Hz. Ali ile Ehlibeyt’e bağlılıkları, On İki İmam muhabbeti ve Kerbelâ hadisesine olan duyarlılıkları onların Şia dairesinde değerlendirilmesine yol açmıştır. Oysa bu makaledeki tespitlerde de görüldüğü üzere Alevi sözcüğünün, bu adlandırmaların hepsini kapsayan, tıpkı “Kızılbaş” adlandırmasında olduğu gibi, şemsiye bir kavram ve adlandırma olduğu tarihî kaynaklarda sabittir. Söz konusu kaynaklar, şimdiye kadar ortaya atılan görüşlerin aksine “Alevi” sözcüğünün bugünkü anlamda kullanımının son birkaç yüzyıla ait bir kullanım olmadığını ve bu adlandırmanın tarihinin en az XV. yüzyıla kadar geri götürülebileceğini göstermiştir. Yine Aleviliğin tarihî düzlemde de Şia’dan bağımsız özelliklerle var olduğunu işaret eden birçok ipucu mevcuttur. Bu çerçevede makalede, “Alevi” sözcüğünün araştırmacılar tarafından heterodoks İslam olarak tanımlanan Kızılbaş topluluklar için bir şemsiye adlandırma olarak tarihî süreç içerisinde ne zamandan beri kullanıldığı sorusuna gerek inanç mensuplarına gerekse de inanç dışından kimselere ait yazılı kaynaklar üzerinden cevap bulmaya çalışılmıştır. Ayrıca Aleviliğin hem tarihî süreçteki oluşumu hem de sahip olduğu teoloji ve doktrin bağlamında Şia inancından bağımsız bir varlık gösterdiğine dair bulgular ortaya konularak tartışılmıştır. Bu bulguların, “Alevi” sözcüğünün tarihî süreçteki kavramsal çerçevesinin gözden geçirilmesini ve bu inanca mensup toplulukların sahip olduğu, başta ocak sistemi olmak üzere sosyal ve inanç merkezli teşkilatlanmalarının geçmişteki yapılanmasının anlaşılmasını sağlamaya yönelik başlangıç düzeyinde bir katkı sunacağı kanaatindeyiz.Bu çerçevede makalede istifade edilen kaynaklar, izlenen yöntem ve varılan sonuçları kısaca şöyle özetlemek mümkündür:Yakın bir zamana kadar II. Mahmud döneminde Rumeli Bektaşi tekkelerinin kapatılmasıyla ilgili 2 Eylül 1826 tarihli Hatt-ı Hümayun’da yer verilen güruh-ı alevi tabiri yazılı kaynaklarda bugünkü Alevi/Kızılbaş terimiyle aynı anlam içeriğiyle kullanılan ilk tespit olarak kabul edilmiştir. Ancak 1455, 1485, 1553 ve 1579 yıllarına ait Ordu ili tapu tahrir defteri kayıtları, 1528 yılında kaleme alınan Celalzâde Salih Çelebi’nin Tarih-i Sultan Süleyman adlı eseri, XVI. yüzyıl şairlerinden Aşkî ve Hayalî Bey’e ait Divanlarda yer verilen bazı beyitler ve Âşık Çelebi’nin Meşâ‘irü’ş-Şu‘arâ’ adlı eserinde yer verilen satırlarda Alevi sözcüğünün hem Kızılbaş hem de günümüzdeki anlamıyla ocak merkezli yapılanan Alevi inancını tanımlayacak biçimde kullanıldığı tespit edilmiştir.Ayrıca makalede, Aleviliğin Şiilikle olan ilişkisine dair mevcut literatürün aksine birtakım yeni tespit ve görüşlere yer verilmiştir. Bu kapsamda; Cihanşah Hakikî’ye ait tespit edilen yeni şiirlerinin içeriği ve tapu tahrir defteri kayıtlarında yer verilen bilgiler ışığında XVI. yüzyıl öncesinde Aleviliğe dair temel terminolojinin dört başı mamur bir biçimde oluşmuş ve kullanılmakta olduğunu açıkça göstermesi, Alevi terimine bugünkü anlam içeriğiyle ocaklar ve Kızılbaşlığı kapsayacak biçimde XV. yüzyıldan itibaren yazılı kaynaklarda yer verilmesi, bu yüzyıllara ait tapu tahrir kayıtlarındaki şahıs isimlerinin Alevi inancının temel inanç ve ritüel dünyasıyla örtüşmesi, Kendilerini Kalenderi, Haydari, Işık, Torlak, Abdal, Kızılbaş olarak tanımlayan şairlerin şiirlerinde Alevi terimini bu adlandırmaları kapsayan bir üst adlandırma olarak kullanmaları ve yine bu şairlerden söz eden kaynakların da aynı adlandırmayı kullanması, Safevilerin inançsal yapısında dair çok sayıda tespit Aleviliğin Şia’dan bağımsız olarak oluşan ve varlığını sürdüren bir inanç sistemi olduğunu akla getirmektedir.Diğer taraftan makalede Alevi inancını adlandırmada “Kızılbaş” sözcüğünün “Alevi” teriminden daha erken bir dönemde kullanılmaya başlandığı ya da yaygınlaştığı görüşü sorgulanmış ve tartışmaya açılmıştır. 1455 yılında düzenlenmiş olan Çepnilerin yerleşik bulunduğu Ordu’ya ait tahrir defteri kayıtlarında yörenin “Bölük-i Niyabet-i Ordu bi-ismi Alevî”; 1485 yılına ait tahrir defteri kayıtlarında ise “Bölük-i Niyabet-i Ordu nam-ı diğer Alevî” şeklinde kayıtlı olması Alevi teriminin Şeyh Cüneyd’in oğlu Şeyh Haydar (d. 1459-60 - ö. 1488) tarafından siyasî ve askerî bir terim olarak kullanılmaya başlayan ve sonrasında yaygınlaşan Kızılbaş sözcüğünden önce (en azından eş zamanlı olarak) kullanımda olduğunu ve resmî kayıtlara geçecek kadar yaygınlaştığını göstermektedir. Nitekim Alevi sözcüğünün bugünkü Alevilik anlamında kullanıldığı tapu tahrir kayıtlarının ise ilk olarak Şeyh Haydar’ın doğumundan 5 yıl önce, yani 1455 yıllında düzenlendiği göz önünde bulundurulduğunda Alevi sözcüğünün bu toplulukları tanımlamada “Kızılbaş” sözcüğünden daha eski olma ihtimalinin olduğu görülecektir. Bu tespit, temelde teolojik ve doktrin olarak tasavvufî bir yapılanma özelliği gösteren Aleviliğin Safevi şeyhleri Şeyh Cüneyd ve oğlu Şeyh Haydar’dan sonra siyasallaşmaya başladığını ve Şeyh Haydar tarafından Kızılbaş sözcüğünün bu çerçevede tercih edildiği çıkarımını ortaya koymaktadır ki adı geçen Safevi şeyhleri ve sonrasında Şah İsmail’in attığı siyasî ve askerî adımlar da bu tezi doğrulamaktadır. Nitekim çalışmada yer verdiğimiz XVI. yüzyıla ait metinlerde Alevi teriminin Kızılbaş sözcüğünün aksine “semâ/semah” ritüeli ile özdeşleştirilmesi de bu tezimizi onaylayan bir diğer dikkate değer husustur.
求助全文
通过发布文献求助,成功后即可免费获取论文全文。 去求助
来源期刊
自引率
0.00%
发文量
0
×
引用
GB/T 7714-2015
复制
MLA
复制
APA
复制
导出至
BibTeX EndNote RefMan NoteFirst NoteExpress
×
提示
您的信息不完整,为了账户安全,请先补充。
现在去补充
×
提示
您因"违规操作"
具体请查看互助需知
我知道了
×
提示
确定
请完成安全验证×
copy
已复制链接
快去分享给好友吧!
我知道了
右上角分享
点击右上角分享
0
联系我们:info@booksci.cn Book学术提供免费学术资源搜索服务,方便国内外学者检索中英文文献。致力于提供最便捷和优质的服务体验。 Copyright © 2023 布克学术 All rights reserved.
京ICP备2023020795号-1
ghs 京公网安备 11010802042870号
Book学术文献互助
Book学术文献互助群
群 号:604180095
Book学术官方微信