{"title":"Tip-2 Montaj Hattı Dengeleme ve İşgücü Atama Problemi için Doğrusal Programlama Yaklaşımı: Bir Vaka Çalışması","authors":"Şebnem DEMİRKOL AKYOL","doi":"10.21205/deufmd.2023257310","DOIUrl":"https://doi.org/10.21205/deufmd.2023257310","url":null,"abstract":"Montaj hattı dengeleme problemi belirli işlem sürelerine sahip olan işlerin, öncelik ilişkileri göz önünde bulundurularak, çeşitli amaçları eniyileyecek şekilde iş istasyonlarına atanmasıdır. Bilimsel yazında montaj hattı dengeleme problemini çözebilmek amacıyla birtakım varsayımlarda bulunulmuştur. Bunlardan bir tanesi, hat dengelenirken işçilerin özdeş olduğu ve bir işin işlem süresinin işçiden işçiye değişmeyip sabit kaldığı varsayımıdır. Ancak gerçek hayat montaj hatlarında çalışan işçilerin özdeş olduğunu varsaymak mantıklı bir yaklaşım değildir, çünkü her bir işçinin kendine has bilgi birikimi, fiziksel kapasitesi, beceri düzeyi gibi özellikleri vardır. Dolayısıyla, aynı işi farklı işçilerin işleme süreleri eşit olmamaktadır. Gerçek hayat uygulamalarıyla bilimsel yazın arasındaki bu kopukluğu gidermek amacıyla montaj hattı dengeleme ve işgücü atama problemi sunulmuştur. Montaj hattı dengeleme ve işgücü atama problemi, aynı anda hem işlerin işçilere, hem de işçilerin istasyonlara atandığı bir çifte atama problemidir. Bu çalışmada, endüstriyel buzdolabı üretimi yapan bir firmaya ait montaj hattında dengeleme ve işgücü atama çalışması yapılmıştır. Çalışma kapsamında, tamsayılı bir doğrusal matematiksel model önerilmiş ve Lingo çözücüsü yardımıyla çözülmüştür. Elde edilen sonuçlar, hattın çevrim süresinin 4784sn’den 2725sn’ye düşürüldüğünü ve aynı zamanda hattın etkinliğinin de %66’dan %94’e yükseldiği göstermiştir. Burada önemli olan nokta ise, bu iyileştirmelerin hiçbir ekstra maliyet ortaya çıkarmadan sağlanmış olmasıdır.","PeriodicalId":23481,"journal":{"name":"Uluslararası Muhendislik Arastirma ve Gelistirme Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"91524598","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Patch Repair Analysis of Impact Damaged Glass Fiber / Epoxy Composite Tubes Operating Under Internal Pressure","authors":"İbrahim Fadıl Soykök","doi":"10.21205/deufmd.2023257309","DOIUrl":"https://doi.org/10.21205/deufmd.2023257309","url":null,"abstract":"Application of composite patches is a useful technique to repair damaged structures such as wind turbines, air vehicles, pressure tanks because of lightweight, flexible design, and low price, and have found a widespread application area in many more industries. To avoid excessive weight of the repaired region as well as unnecessary material consumption composite patches need to be optimized according to shape, size and material specifications. This paper introduces a numerical assessment of size and material effect in composite-to-composite patches having specific shape and material properties. Adhesively bonded round-tipped composite patch pieces are utilized to repair a quadrilateral puncture damaged cylindrical thin-walled hollow composite tubes loaded by internal pressure. Glass fiber / epoxy patches with five different kinds of stacking sequence and ten different sizes are numerically investigated to achieve the best composite patch solutions. Although the safety factor of repaired tubes enhances by increasing tip radiuses and hence their sticking area, it is found to be not sufficient to ensure that the patching process is completely safe because of the fiber orientation playing an important role on the factor of safety. The patches having [0˚]4, [0˚, -45˚,45˚,90˚], and [0 ˚,90 ˚]2 stacking sequences and having adequate patch areas are found to be able to provide the safety value of “1.15” which is defined for normal safety class and below 5% coefficients of variation (COV) value in DNV’s Offshore Standard (DNV-OS-C501).","PeriodicalId":23481,"journal":{"name":"Uluslararası Muhendislik Arastirma ve Gelistirme Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"89805921","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Development of a Systematic Research Method Towards the Evaluation of the Efficacy of Cosmetic Textiles","authors":"E. Yılmaz, Z. Öndoğan, A. Kiliç, İ. Ertam","doi":"10.21205/deufmd.2023257305","DOIUrl":"https://doi.org/10.21205/deufmd.2023257305","url":null,"abstract":"This study aims to develop a systematic research method consisting of subjective and objective measurement methods to determine the effectiveness of cosmetic textiles on human skin. For this purpose, first of all, the expected properties of the cosmetic textile product were considered and the methods to be used for testing these properties were determined, and finally, a research method was created. Leggings, a cosmetic textile product, was selected to validate the method and a 28-day wear trial was carried out with female subjects to observe the effects of the product on human skin. During the wear trial, the subjects were provided to wear leggings that were designed from different knitting structures and applied cosmetic microcapsules to ensure the optimal slimming, moisturizing, and anti-cellulite properties. Dermatological and anthropometric measurements were carried out at specified periods of the study and the obtained data were statistically analyzed. According to the results, it was determined that the cosmetic textile product developed is skin-friendly and helps to increase skin moisture. Additionally, it was observed to provide a slimming effect to the wearer after a period of regular usage, however, it was suggested as a supportive product for women only with early-stage cellulite. A survey was also conducted to evaluate the cosmetic textiles by using subjective user opinions. The output of the survey has shown a high rate of satisfaction with the comfort, visual and sensory properties of the cosmetic textile product. By introducing the research method developed, it will be possible to accurately determine the effectiveness of cosmetic textiles on human skin and to design, develop and produce new cosmetic textile products with high cosmetic efficacy.","PeriodicalId":23481,"journal":{"name":"Uluslararası Muhendislik Arastirma ve Gelistirme Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"84942027","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Eksenel Yüke Maruz Çelik Boru ve Kutu T-birleşimlerinin Yangın sonrası Davranışı","authors":"Emre Özyurt","doi":"10.21205/deufmd.2023257302","DOIUrl":"https://doi.org/10.21205/deufmd.2023257302","url":null,"abstract":"Bu çalışma, boru ve kutu profillerden oluşmuş kafes sistem T-birleşimlerinin eksenel yük altında yangın sonrası davranışlarını sonlu elemanlar yöntemi kullanarak incelemeyi amaçlamaktadır. Bunu için farklı geometrik özelliklere sahip T-birleşimler sonlu elemanlar programı kullanılarak modellenildi. Öncelikle ısı transfer analizi yapılarak, oluşturulan sayısal modeller ISO 834 yangın eğrisine bağlı olarak ısıtıldı ve sonra soğutuldu. Yangın sonrası artık gerilmelere ve deformasyonlara maruz kalmış birleşimlere, maksimum dayanıma ulaşıncaya kadar örgü elemanı ucundan eksenel yük uygulanıldı. Tüm birleşimlerde göçme sınır durumu başlık elemanı cidarında plastikleşme olarak tespit edildi. Yangın öncesi ve sonrası birleşimlerin dayanımları karşılaştırıldı. Sayısal sonuçlardan elde edilinen bilgilere göre yangın sonrası tübüler T-birleşimlerin dayanımları %23,5 ’a kadar düşmektedir. Ayrıca, birleşimler üzerindeki sıcaklık dağılımları, örgü-başlık eleman oranlarına ve başlık elemanının et kalınlıklarına bağlı olarak değişmektedir. Yangın sonrasında oluşan artık gerilme ve deformasyonlar boru ve kutu T-birleşimlerin dayanımlarına önemli derecede etki etmektedir.","PeriodicalId":23481,"journal":{"name":"Uluslararası Muhendislik Arastirma ve Gelistirme Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"74965079","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Örenli metamorfitlerinin jeokimyası, kökeni ve tektonik yerleşimi (Çanakkale, Biga Yarımadası, KB Türkiye)","authors":"Fırat Şengün","doi":"10.21205/deufmd.2023257311","DOIUrl":"https://doi.org/10.21205/deufmd.2023257311","url":null,"abstract":"Örenli metamorfitleri (Çanakkale) KB Türkiye’de Biga Yarımadası’nın güney kesiminde yüzlek vermektedir. Makroskobik ve petrografik gözlemlere dayanarak bu kayalar başlıca metapelit. metabazit ve mermer ardalanmasından oluşmaktadır. Örenli metamorfitlerinde baskın litolojiyi oluşturan şistler sarımsı kahverenkli. iyi foliasyonlu ve ince-orta kristallidir. Petrografik analizler şistlerin başlıca kuvars, Klorit, feldspat ve mika mineralleri içerdiğini göstermektedir. Klorit minerallerinin biyotit minerallerinden dönüşmüş olarak gözlenmesi Örenli metamorfitlerinin yeşilşist fasiyesinde metamorfizma geçirmiş düşük dereceli metamorfik kayalar olduğunu işaretler. Şistler içerisindeki feldspatların bolluğu yakındaki kaynak kayalarından hızlı bir sediment çökeliminin olduğunu belirtir. Bu metamorfik kayalardan kaynak alanlarının. çökelme havzalarının ve tektonik ortamlarının ortaya çıkarılması amacıyla ana. iz ve nadir toprak elementi analizleri yapılmıştır. Ana element jeokimyası ve iz element oranları (örneğin Th/Sc, La/Th, Cr/V ve Y/Ni) ise bu tür kayaların baskın olarak ortaç-felsik bileşimde olan kaynak kayalarından türediğini ifade etmektedir. Benzer şekilde Örenli metamorfitlerinin olası kaynak alanları Devoniyen ve Karbonifer yaşlı kayalardan oluşan Sakarya Zonu’nun kristalin temelidir. Ana ve hareketsiz iz elementlere (örneğin Th-Co-Zr/10 ve Th-Sc-Zr/10) ve La/Y-Sc/Cr oranlarına dayanılarak oluşturulan tektonik ortam ayrım diyagramlarında metapelitik kayalar pasif kıta kenarı ve okyanusal ada yayı ortamlarında çökelmiştir. Petrografik ve jeokimyasal sonuçlara göre metapelitik kayalar iki farklı kaynaktan türemiş olabilir. Birincisi. kıtasal kaynaktan kuvars ve metamorfik kırıntılar gelmiştir. Diğeri ise volkanik bir yaydan feldspat. plajioklas ve volkanik kırıntılar gelmiştir. Diğer bir deyişle metapelitik kayalar yay gerisi havzada hem aktif volkanik yaydan hem de kıtadan malzeme almıştır.","PeriodicalId":23481,"journal":{"name":"Uluslararası Muhendislik Arastirma ve Gelistirme Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"81928345","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Binaların Isıtılması ve Soğutulması için Kullanılan Toprak Hava Isı Değiştiricilerinin Farklı Derece-Gün Yaklaşımlarına Bağlı Yaşam Çevrimi Analizi ve Emisyon İncelemesi","authors":"Okan Kon, Samet Arda","doi":"10.21205/deufmd.2023257308","DOIUrl":"https://doi.org/10.21205/deufmd.2023257308","url":null,"abstract":"Çalışmada, binaların ısıtılması ve soğutulması için kullanılan toprak hava ısı değiştirgeci bağlı olarak TS 825 in son iki versiyonu düşünülerek yaşam çevrimi analizine bağlı hem enerji tasarrufu hem de enerji maliyeti tasarrufu incelenmiştir. Ek olarak enerji kaynağı olarak elektrik kullanımına bağlı güç santrallerinden elektrik üretimi sırasında atmosfere yayılan emisyonların (kirleticilerin) miktarları incelenmiştir. Kullanılan elektrik enerjisi miktarı için ülkemizin yalıtım standardı TS 825 de tavsiye edilen dış duvar, tavan, döşeme ve pencereleri kapsayan yapı kabuğu ısı transfer katsayıları kullanılmıştır. TS 825 in 2013 versiyonu ve 2008 yılı versiyonu yapı kabuğu ısı transfer katsayıları kullanılarak enerji tasarruf miktarları tespit edilmiştir. Yapı kabuğu elemanlarına bağlı enerji tüketimi hesaplamalarında derece gün yöntemi kullanılmıştır. Isıtma ve soğutma dönemlerinde binaların enerji tüketimi hesaplarında kullanılan ısıtma derece gün ve soğutma derece günler, dış ortam kuru termometre sıcaklığına, bağıl nem ile bulunan yaş termometre sıcaklığına ve güneş radyasyonu değeri ile bulunan güneş hava sıcaklığı bağlı olarak hesaplanmıştır. Kirletici olarak, global ısınmayı etkileyen maddeler (CO2, N2O, CH4), ozon tabakasını incelten madde (CFC-11), inorganik kirletici madde (SO2), havayı kirleten partikül madde (PM) incelenmiştir. TS 825 in 2008 yerine 2013 versiyonu kullanılması ile tüm derece gün yaklaşımları için dış duvarlara ve döşemeye bağlı dört iklim bölgesinin tümü göz önüne alındığında % 4,9 kadar tasarruf sağlanmaktadır. Döşemeye bağlı % 6,0 kadar tasarruf bulunmaktadır. Pencereye bağlı enerji tüketimi ve emisyon değerlerine göre tasarruf tüm iklim bölgeleri için % 25 olarak tespit edilmiştir.","PeriodicalId":23481,"journal":{"name":"Uluslararası Muhendislik Arastirma ve Gelistirme Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"82924744","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Investigation of Microstructure and Mechanical Properties of ETP Copper Deformed by Equal Channel Angular Pressing (ECAP)","authors":"Ebubekir Atan","doi":"10.21205/deufmd.2022247217","DOIUrl":"https://doi.org/10.21205/deufmd.2022247217","url":null,"abstract":"Severe plastic deformation (SPD), the plastic deformation of materials under high pressure, is used to improve the mechanical and structural properties of materials. Equal Channel Angular Pressing (ECAP) is one of these methods used to produce materials microstructure with submicron or nano-sized grains by applying high pressure to the sample passing through two angular intersecting channels with the same diameters. In recent years, studies on the production of nano-grained metallic materials have increased. The aim of this study is to examine the gradual change of the microstructure and mechanical properties of the material under high pressure and to determine the effect of ECAP on the improvement of these properties. This process is directly related to the internal structure and texture of the material. With the applied method, it is aimed to obtain a more durable material structure. Electrolytic Tough Pitch (ETP) copper material, which is one of the copper types commonly used in electrical applications, was chosen in the study. 12 mm diameter and 35 mm long ETP copper samples, which were not subjected to any heat treatment, processed on 2 mm/s pressing speed, 200°C mold temperature and Bc ECAP route using a 120 ton capacity hydraulic press, a precision machined mold which has 120° (Φ=120°, ψ=20°) channel angle. The changes in the crystal structure, microstructure and mechanical properties of the ECAP applied samples were investigated. According to the data obtained, it was observed that the 4 passes of ECAP application resulted in having finer grains in microstructure and improvement in mechanical properties.","PeriodicalId":23481,"journal":{"name":"Uluslararası Muhendislik Arastirma ve Gelistirme Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"78980268","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Corrosion Performance Investigation of Reinforcement Bars Coated with Cement and Mineral Admixture Slurry","authors":"Hüseyin Yiğiter","doi":"10.21205/deufmd.2022247216","DOIUrl":"https://doi.org/10.21205/deufmd.2022247216","url":null,"abstract":"Reinforcement corrosion is considered as one of the most important parameters determining the service life of reinforced concrete structures. In this study, an alternative method that protects reinforced concrete reinforcements against the effects of corrosion has been examined. Within the scope of the study, in addition to the traditionally produced reference reinforced concrete samples, reinforced concrete samples produced with mineral additive cement slurry coated reinforcements were prepared. In addition to silica fume at 30% of the cement amount by mass, blast furnace slag at 25% and 50% of the cement amount was used in mineral added cement slurries. According to the test results, it was determined that the slurry coating application decreased the corrosion potential values and the corrosion current density values of the reinforcements in the samples exposed to the wetting and drying cycles in the sodium chloride environment.","PeriodicalId":23481,"journal":{"name":"Uluslararası Muhendislik Arastirma ve Gelistirme Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"88568020","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Mahamane Chapiou Souley Garba, E. Kaya, A. Seyrankaya, Fatih Turan
{"title":"Use of Monocalcium Phosphate Monohydrate for Chemical Immobilization of Heavy Metals from Copper Smelting Slag","authors":"Mahamane Chapiou Souley Garba, E. Kaya, A. Seyrankaya, Fatih Turan","doi":"10.21205/deufmd.2022247225","DOIUrl":"https://doi.org/10.21205/deufmd.2022247225","url":null,"abstract":"Monocalcium phosphate monohydrate (MCPM) with chemical formula of Ca(H2PO4)2.H2O is a water-soluble and powerful agent for metal ion immobilization (removal) in soil and water. The use of MCPM can, therefore, be considered as an innovative and effective way to remove the leachable heavy metals from copper smelting slag. This study aims to (1) characterize copper smelting slag and perform the batch precipitation tests using MCPM, (2) analyze the treated copper smelting slag (residue) by x-ray diffraction (XRD) and (3) elucidate the mechanism of MCPM on leachable heavy metal removal from slag.The experimental results demonstrated that MCPM effectively removes Cd, Co, Cr, Cu, Fe, Mn, Ni, Pb, Sr and Zn metal ions from copper smelting slag under different MCPM concentrations and reaction times. In addition, the XRD analysis reveals the formation of insoluble metal phosphates such as Cd3(PO4)2, Cu2(PO4)2OH, Fe3(PO4)2, Mn3(PO4)2, Pb3(PO4)2 and Zn3(PO4)2 in the residue of copper smelting slag.","PeriodicalId":23481,"journal":{"name":"Uluslararası Muhendislik Arastirma ve Gelistirme Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"74792076","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"The Effects of Yarn Count and Hemp Fiber Blending Ratios on Yarn and Fabric Properties","authors":"Nuriye Kertmen, Nida Yildirim","doi":"10.21205/deufmd.2022247207","DOIUrl":"https://doi.org/10.21205/deufmd.2022247207","url":null,"abstract":"Bu çalışmada Ne 20/1 ve Ne 30/1 iplik numaralarında % 100 pamuk, % 95-5 pamuk/kenevir ve % 85-15 pamuk/kenevir oranlarına sahip 6 farklı karde iplik üretilmiş ve ipliklerin kalın-ince yer, neps, düzgünsüzlük, tüylülük, kopma mukavemeti ve uzaması özellikleri incelenmiştir. Daha sonra kontrollü olarak üretilen bu iplikler kullanılarak aynı makinede örme (süprem) kumaş üretimleri gerçekleştirilmiştir. İplik numarasının ve kenevir oranının örme kumaşların patlama mukavemeti, boncuklanma dayanımı ve dökümlülük özelliklerinin yanı sıra ısıl direnç ve su buharı geçirgenliği özelliklerine etkileri incelenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre tüm iplikler için iplik inceliği arttıkça hata değerleri ve düzgünsüzlük artmış; tüylülük ve kopma mukavemeti azalmıştır. Kenevir oranı arttıkça hata değerleri, düzgünsüzlük ve tüylülük artmış; kopma mukavemeti ve uzaması azalmıştır. Örme kumaşların ortalama dökümlülük katsayısı değerleri incelendiğinde, iplik kalınlaştıkça kumaş dökümlülüğü azalmıştır. Diğer yandan kumaştaki kenevir oranı arttıkça kumaş dökümlülüğü artmıştır ve kenevir lifleri, örme kumaşların dökümlülüğüne olumlu yönde etki etmiştir. Örme kumaşların patlama mukavemetleri ipliklerin kopma mukavemeti değerlerinden etkilenmiş olup, kenevir içeriği arttıkça patlama mukavemeti azalmıştır. % 100 pamuklu kumaşların boncuklanma derecesi en düşük bulunmuştur. İplikler inceldikçe su buharı geçirgenliği değerleri artmıştır. Ayrıca kumaşlardaki kenevir oranı arttıkça su buharı geçirgenliği değerinin azaldığı, ısıl direnç değerlerinin kısmen arttığı görülmüştür.","PeriodicalId":23481,"journal":{"name":"Uluslararası Muhendislik Arastirma ve Gelistirme Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"87839210","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}