{"title":"Numerical and Experimental Investigation of the Effect of Increasing Engine Load on Silencer Back Pressure in a Diesel Generator","authors":"Yalçın Doğan, Murat Uysal","doi":"10.21205/deufmd.2022247226","DOIUrl":"https://doi.org/10.21205/deufmd.2022247226","url":null,"abstract":"In this study, the exhaust back pressure (EBP) behavior resulting from the gradual increase in engine load of the exhaust muffler system used in a diesel engine generator was investigated numerically and experimentally. By examining the compatibility of numerical analysis and experimental test exhaust back pressure results with each other, the possibility of eliminating the need for experimental exhaust back pressure test is examined. Firstly, the exhaust gas temperature and flow rate of the selected diesel engine under five different engine loads were experimentally measured. A reactive muffler with perforated pipe, designed to be integrated into the selected engine, was subjected to computational fluid dynamics (CFD) analyzes using measured exhaust gas temperature and gas flow rate. Numerical EBP values were obtained with these numerical analysis studies, which were carried out using the finite volume method in the ANSYS-Fluent program. Finally, the exhaust silencer system, which was manufactured, was subjected to experimental EBP tests under five different engine loads that were gradually increased. According to the numerical and experimental EBP results obtained, it has been observed that the gradual engine load increase in a diesel generator increases the EBP as parabolic. It was understood that the numerical and experimental results of the EBP for different load conditions became more compatible as the engine load increased, and the numerical analysis error rate was found as 4.06% under the 110% engine load which is the critical load condition. In addition, it was concluded that the need for experimental EBP tests can be eliminated by using only numerical studies in the generator exhaust muffler design.","PeriodicalId":23481,"journal":{"name":"Uluslararası Muhendislik Arastirma ve Gelistirme Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"73664382","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"An Investigation of Torsional Behaviour of Reinforced Concrete Buildings by using Fiber Element Method","authors":"Muhammmet Karaton, İsra Yilmaz","doi":"10.21205/deufmd.2022247208","DOIUrl":"https://doi.org/10.21205/deufmd.2022247208","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, 15×15 m boyutlarına sahip 24 katlı betonarme üç tip yüksek binanın (Tip-1, Tip-2, Tip-3) zaman tanım alanında doğrusal olmayan analizleri yapılmıştır. Perdeler, Tip-1 binasında çekirdekte, Tip-2 binasında köşelerde ve Tip-3 binasında ise dış kenarların ortalarında konumlandırılmıştır. Tüm binalarda dört farklı perde alanı seçilmiştir. Betonarme taşıyıcı elemanların kesitleri Kuvvete Dayalı Fiber Eleman Yöntemi ile modellenmiştir. Dinamik analizlerde her katın döşemesi rijit diyafram kabul edilmiştir. Deprem yükü için TBDY-2018’ e göre yapay olarak üretilmiş 11 adet ivme kaydı kullanılmış olup bu ivme kayıtları tüm binaların her iki doğrultusunda etki ettirilmiştir. Karşılaştırmalar, binalardaki hasar bölgesi, bina tepesinin burulma açısı, açısal hız ve açısal ivme tepkilerinin mutlak maksimumlarının maksimum değerleri için yapılmıştır. Kolon ve perde elemanların farklı hasar bölgelerine geçen oranları karşılaştırıldığında en az hasara sahip olan binanın Tip-2 olduğu belirlenmiştir. Aynı zamanda, burulma açısı, açısal hız ve açısal ivme tepkilerinin mutlak maksimumlarının maksimum değerleri dikkate alındığında en düşük değerleri veren bina tipinin Tip-2 olduğu görülmüştür. Sonuç olarak burulma davranışı açısından en uygun bina tipinin Tip-2 olduğu belirlenmiştir.","PeriodicalId":23481,"journal":{"name":"Uluslararası Muhendislik Arastirma ve Gelistirme Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"72880611","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Akut Lenfositik Löseminin Makine Öğrenimi Yöntemleriyle Otomatik Tespitine İlişkin Karşılaştırmalı Bir Çalışma","authors":"Canan Kocatürk, Cemre Candemir, İ̇lker Kocabaş","doi":"10.21205/deufmd.2022247229","DOIUrl":"https://doi.org/10.21205/deufmd.2022247229","url":null,"abstract":"Acute Lymphocytic Leukemia (ALL) is one of the most prevalent types of leukemia which has the risk of death of children is relatively higher than adults. The early diagnosis of this disease is crucial and it can be detected by examining the morphological changes of the blood cells. In this study, we exhibit a comparative study on the automatic classification and identification of the ALL with machine learning methodologies. Acute Lymphoblastic Challange Database (ALL-CDB) served by the Cancer Imaging Archive, which consists of 6500 digital microscopic pathology images from 118 subjects, is used. As the first step, the geometric features are extracted and after, the feature selection was performed with Principal Component Analysis (PCA). Finally, the classification process on the selected features was carried out by using Naive Bayes, k-Nearest Neighbor (k-NN), Linear Discriminant Analysis (LDA), Decision Tree (DT), Random Forest (RF), Support Vector Machine (SVM), and Multilayer Perceptron (MLP) neural network methods. The results between the methodologies have been analyzed in terms of accuracy, precision, recall, and F1-score metrics. According to the results, MLP gives the both highest accuracy and F1-score with 97% to classify the ALL cells for leukemia.","PeriodicalId":23481,"journal":{"name":"Uluslararası Muhendislik Arastirma ve Gelistirme Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"72730926","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Mobile Compatible Multi-Language Supported Hybrid Encryption Algorithm","authors":"Ö. Eskicioğlu, A. Işık","doi":"10.21205/deufmd.2022247228","DOIUrl":"https://doi.org/10.21205/deufmd.2022247228","url":null,"abstract":"Çalışmamız, günümüz şartlarına uygun simetrik tabanlı hibrit şifreleme algoritmasıdır. Temel amaç özgün tasarımla verilerimizin güvenliğini tahsis etmektir. Projemizdeki şifreleme algoritması 3 kademeli olarak tasarlanmıştır. Kademeli olarak şifreleme işleminde öncelikle statik belirlenmektedir. Belirlenen anahtarların yanına Arşimet sabiti ve ‘belirtme sayısı’ değerleri gelerek şifreleme işlemi gerçekleşmektedir. Dinamik olarak her şifreleme döngüsünde indis tekrar rastgele olacak şekilde değiştirilmektedir. Algoritma harf bazlı işlem yapmaktadır. Şifrelenen her harf için farklı indis ve belirtme sayısı fonksiyonu kullanılmıştır. Pi sayısından yararlanılarak harflere rastgele değer atama işlemleri gerçekleşmektedir. Rastgele atadığımız sayılardan oluşturduğumuz anlamlı verileri, Fibonacci dizisindeki elemanların indis sırasına göre doğrulama işlemi yapılmaktadır. Algoritmanın uygulanabilirliği bakımından çeşitli testlere tabii tutulmuştur. Yapılan bu testlerde 2KB veride %99,98, 10KB veride %99.996 ve 20KB veride %99.9962 doğruluk oranı elde edilmiştir. Oluşturulan harf havuzuna yeni eklemeler yapılabilmektedir. Harf havuzuna eklemeden sonra algoritmada herhangi bir tasarım değişikliği gerekmemektedir. Çalışmamız mobil platformlar ve çeşitli sistemler üzerinde sorunsuz olarak hizmet vermektedir. Şifreleme mekanizması kullanım açısından esnektir. Aynı giriş metni ile farklı sonuçlar elde edilmiş ve algoritmanın sağlıklı işleyişi kabul görmektedir.","PeriodicalId":23481,"journal":{"name":"Uluslararası Muhendislik Arastirma ve Gelistirme Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"74298216","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Investigation of the Effect of Impact Test Temperatures on the Compression After Impact Behavior of Composite Plates","authors":"Melih Belevi, Aıdın Nejabati, Haşim Fırat Karasu","doi":"10.21205/deufmd.2022247213","DOIUrl":"https://doi.org/10.21205/deufmd.2022247213","url":null,"abstract":"Bu çalışmanın amacı darbe testi sıcaklığının ve levha malzemesinin, kompozit levhaların darbe sonrası bası dayanımına etkisini tespit etmektir. Testler için her biri 3 tabakalı olan biaxial cam elyaf/epoksi, karbon elyaf/epoksi ve kevlar elyaf/epoksi plakalar hazırlanmıştır. Farklı sıcaklıklarda (-20 ⁰C, 20 ⁰C ve 60 ⁰C’de) 50 J’lük darbe uygulanmış olan numunelere sıkıştırma (Darbe sonrası bası “CAI”) testleri yapılmıştır. Testler INSTRON 1114 test makinesinde, ASTM D7137 standardına göre hazırlanan Boeing test aparatı ve yük hücresi kullanılarak uygulanmıştır. Numunelerin kalınlık ve genişliğine göre küçük ayarlamalar yapılabilen aparat ile numuneler üzerine bası uygulanarak hasar üzerindeki etkisi incelenmiştir. Yük hücresinden elde edilen bilgileri kullanarak her numune için kuvvet-deplasman eğrisi oluşturulmuş ve numunelerin taşıyabileceği maksimum kuvvet elde edilmiştir. Hasar mekanizmasının anlaşılması için hasar gözlemi yapılmıştır. Test sonuçları, sıcaklık değişimlerinin bütün numunelerde darbe sonrası bası davranışını etkilediğini göstermektedir. Levha malzemesinin de hasarın büyüklüğünde etkili olduğu görülmüştür.","PeriodicalId":23481,"journal":{"name":"Uluslararası Muhendislik Arastirma ve Gelistirme Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"84813051","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Simulation-Assisted Production of Stainless Steel Fasteners Using Pre-Deformed Raw Material by Cold Forging Method","authors":"Alper Baygut, O. Çulha, T. Yağcı","doi":"10.21205/deufmd.2022247201","DOIUrl":"https://doi.org/10.21205/deufmd.2022247201","url":null,"abstract":"The initial properties of the raw material used while producing by cold forging change the mechanical properties of the final product resulting from deformation. Depending on the amount and speed of deformation, there is an increase in strength and a decrease in formability after cold forging on the basis of the true stress - strain curve of the material. In this study, pre-deformation of 304Cu (1.4567) quality raw material used to produce fasteners in A2-70 class by wire drawing before forging and the change of the mechanical properties of the raw material, on the basis of this change, the simulation supported design of the fastener mold and process was carried out. Simufact.forming software was used in cold forging simulation studies. According to the simulation data, the yield strength value increased from 215 MPa to 620 MPa as a result of thinning the raw material from Ø7.80 mm to Ø6.95 mm with wire drawing operation. In this case, the properties of the raw materials entering the cold forging have changed according to the deformation percentage amount, and the material properties and mold design used in the finite element simulation supported production were made according to this data. As a result of the use of this raw material in the cold forging simulation, the HV10 hardness value in the fastener head region, where deformation is intense on the basis of the die geometry, has reached the levels of 320 to 340 HV. Material flow lines, product dimensional tolerances, rolling and thread cutting processes during deformation were verified in the computer environment and physical product production was made. Hardness, strength and structural checks were performed and compared with numerical model values. Especially, the changing material properties as a result of the wire drawing process applied to the starting raw material and its effect on cold forging were investigated mechanically and metallographically.","PeriodicalId":23481,"journal":{"name":"Uluslararası Muhendislik Arastirma ve Gelistirme Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"81935457","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Hydrogeological and Hydrogeochemical Evaluation of Urban Wetlands for Sustainable Cities: A case study from İzmir","authors":"Melis A. Somay","doi":"10.21205/deufmd.2022247224","DOIUrl":"https://doi.org/10.21205/deufmd.2022247224","url":null,"abstract":"Yeşil süngerler olarak isimlendirilen kentsel sulak alanlar, iklim değişikliğine adaptasyona katkıda bulunan sürdürülebilir mavi-yeşil altyapının temel öğeleridir. Akıllı kentlerdeki en önemli basamak olan akıllı su yönetimi içerisinde doğal veya yapay kentsel sulak alanlar bulundukları bölgenin su rejimini düzenler, doğal arıtma işlevi ile su kalitesini arttırır, bünyesindeki sulak alan bitkileri ile fazla olan yüzey suyu ve sel sularının hızlarını kesip bünyelerine hapsederler. Tüm bu özellikleri ile kentlerde sürdürülebilirlik ve geri dönüşüm sağlayan canlı bir mekanizmadırlar. İzmir ili, Türkiye’nin 3. büyük kenti olup bünyesinde iki adet doğal kentsel sulak alan barındıran dünyadaki nadir kentlerden biridir. İzmir Kuş Cenneti(İKC) ve İnciraltı-Çakalburnu sulak alanı(İÇS), İzmir Körfezi’nin kuzey ve güneyinde bulunan iki adet doğal kentsel sulak alandır. İKC, Gediz Nehrinin deltası olup Ramsar Sözleşmesi kapsamında korunmaktadır. Hem tatlı su ekosistemi (maksimum elektriksel iletkenlik(EC) 4490µS/cm) hem de tuzlu su ekosistemini (maksimum EC 129400µS/cm) bünyesinde barındırır. Tatlı su ekosistemi genellikle “karışık su” tipinde olup tuzlu su ekosistemi ise Na-Cl su tipindedir. İÇS’de Çakalburnu lagünü ve İzmir Kent Orman'ından oluşan bir sulak alandır. Lagün, körfez ile etkileşim halinde olduğu için tuzlu su ekosistemini barındırır. Lagünde sular Na-Cl su tipinde olup maksimum EC 56700µS/cm olarak ölçülmüştür. Lagünü besleyen yeraltı suları ise Ca-Na-HCO3-Cl su tipindedir. Her iki sulak alan da kontrolsüz kentleşmenin yıpratıcı süreçlerinin tehdidi altında olup koruma alanları içerinde korunmaları gerekmektedir. Eğer korunmazlarsa konut, tarım ve sanayi için arazi arayışında kurutulur, kirlenir ve bozulurlar. Sırf doğal yaşam alanları oldukları için değil, kentleri sel baskınlarından, ısı adalarından ve kirlilik yükü ile gelen yüzey sularının doğal olarak arıtılmasından ötürü de çok kıymetli alanlardır.","PeriodicalId":23481,"journal":{"name":"Uluslararası Muhendislik Arastirma ve Gelistirme Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"87888316","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Investigation of Volumetric Deformation and Shear Strength Behavior of Sand-Bentonite Mixtures under High Temperature in the Presence of Perlite Additive","authors":"Esra Güneri, Yeliz YUKSELEN AKSOY","doi":"10.21205/deufmd.2022247203","DOIUrl":"https://doi.org/10.21205/deufmd.2022247203","url":null,"abstract":"Enerji yapıları etrafında ortaya çıkan yüksek sıcaklığın zeminlerin mühendislik özelliklerini negatif yönde etkilemesi istenilmeyen bir durum olduğundan, bu alanlarda kullanılmak üzere yüksek sıcaklığa karşı bariyer görevi görecek yeni malzemelere ya da karışımlara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu gereksinim doğrultusunda, inşaat sektöründe ısı yalıtımında kullanılan \"perlit\", halihazırda tampon malzeme olarak kullanılan kum-bentonit karışımına eklenerek yüksek sıcaklığa dayanıklı yeni bir karışım elde edilmesi amaçlanmıştır. Bu çalışmada perlit katkılı kum-bentonit karışımlarının oda sıcaklığı altında kompaksiyon, konsolidasyon deneyleri ve aynı zamanda hem oda (22~25°C) hem de yüksek sıcaklık altında (80°C) kesme kutusu deneyleri gerçekleştirilmiştir. Kompaksiyon deneylerinden elde edilen sonuçlara göre perlit katkısı kum-bentonit karışımlarının birim hacim ağırlık değerini azaltırken, optimum su içeriğini arttırmıştır. Karışımda perlit içeriği arttıkça toplam düşey deformasyonun arttığı ve kayma dayanımının hem oda hem de 80°C' sıcaklık altında perlit katkısı ile birlikte azaldığı belirlenmiştir.","PeriodicalId":23481,"journal":{"name":"Uluslararası Muhendislik Arastirma ve Gelistirme Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"86122814","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Production of Self-Compacted High Strength Brick Material without Portland Cement","authors":"P. Turgut, Feridun Demir, K. Türk","doi":"10.21205/deufmd.2022247202","DOIUrl":"https://doi.org/10.21205/deufmd.2022247202","url":null,"abstract":"Bağlayıcılık özelliğine sahip olan bazı uçucu küller ilgili standartları sağlamadığından beton sektöründe kullanılmamaktadır. Atık depolama alanlarına gönderilen bu tür uçucu küller toprağa ve yeraltı sularına zarar vermektedir. Kangal Termik Güç Tesisi uçucu külü de beton sektöründe kullanılmamakta ve atık depolama alanına gönderilmektedir. Bu çalışmada, Kangal Termik Güç Tesisi uçucu külü, atık cam tozu ve kireç kullanılarak, kendiliğinden yerleşen yüksek dayanımlı briket üretilmiştir. Ağırlıkça %66 uçucu kül, %7 kireç ve %27 atık cam tozuyla üretilen briketin 56 günlük basınç dayanımı 67,5 MPa olmuştur. Üretilen briketlerin birim ağırlık, su emme, kılcal su emme ve ısıl iletkenlik değerlerinin yanında mikro yapıları da incelenmiştir. Üretilen briketler ulusal ve uluslararası standartlarda verilen sınır değerlerini sağlamıştır. Üretilen bu briketler kırsal kesimde yaşayan düşük gelirli insanların konut sorunun çözümüne yardımcı olabilir.","PeriodicalId":23481,"journal":{"name":"Uluslararası Muhendislik Arastirma ve Gelistirme Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"85103189","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Inversion of Gravity Anomalies by Cuckoo Search Algorithm","authors":"Seçil TURAN KARAOĞLAN, Gökhan Göktürkler","doi":"10.21205/deufmd.2022247210","DOIUrl":"https://doi.org/10.21205/deufmd.2022247210","url":null,"abstract":"Metasezgisel algoritmalar jeofizik ters çözüm çalışmalarında sıklıkla kullanılır duruma gelmiştir. Türev tabanlı en iyileme yöntemlerinin aksine, iyi bir başlangıç modeline ihtiyaç duymayan arama algoritmaları parametre uzayını kapsamlı tarama özelliğine sahip olduklarından jeofizikte model parametre kestirimleri için avantaj sağlamaktadır. Sunulan çalışmada, gravite anomalilerinin ters çözümünde guguk kuşu arama algoritması kullanılmıştır. Algoritmanın kullanıcı tanımlı parametre sayısının az olması ve yapılan literatür taramasında doğadan esinlenilerek oluşturulan birçok metasezgisel yönteme göre daha iyi sonuç vermesi, parametre kestirim çalışmasında guguk kuşu algoritmasının kullanılmasını teşvik etmektedir. Gravite belirtisine ait genlik katsayısı, kaynak derinliği, belirti izdüşümü ve şekil faktörleri kestirimi yapılan model parametreleridir. Algoritmaya ait kontrol parametreleri (popülasyon sayısı ve yumurtanın yuvadan atılma olasılığı) ise gürültüsüz kuramsal veri kümesi kullanılarak parametre belirleme çalışmaları (parameter tuning) ile detaylı bir şekilde irdelenmiştir. Sonrasında kontrol parametre çiftinin doğruluğu gürültü içeren veri kümesi üzerinde test edilmiştir. Ardından, Küba’da bir kromit yatağı üzerinde ölçülen arazi verisi ve Kanada’da yer alan bir sülfit cevheri üzerinde ölçülen arazi verisi değerlendirilerek, anomalilere ait model parametreleri kestirilmiştir. Kuramsal ve arazi veri kümelerine ait model parametrelerinin güvenilirliğinin belirlenmesi için, Metropolis-Hasting algoritması kullanılarak, kestirim parametreleri istatistiksel olarak da test edilmiştir. Doğası gereği iyi bir başlangıç modeline ve model parametrelerine göre kısmi türev hesabına ihtiyaç duymayan algoritma, kullanıcı tanımlı iki parametre içermesi sayesinde parametre kestirim çalışmalarında kolaylık sağlamıştır. Yapılan belirsizlik analizleri sonucunda da algoritmanın gravite verilerinin ters çözümünde uygulanabilir bir algoritma olduğu belirlenmiştir.","PeriodicalId":23481,"journal":{"name":"Uluslararası Muhendislik Arastirma ve Gelistirme Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"82191550","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}