{"title":"SÖZLÜ KÜLTÜRDEN YAZIYA RİTÜELDEN EDEBİYATA: KLASİK TÜRK ŞİİRİNDE KURBAN KÜLTÜ","authors":"Aslıhan ÖZTÜRK DOĞAN","doi":"10.55666/folklor.1309962","DOIUrl":"https://doi.org/10.55666/folklor.1309962","url":null,"abstract":"İnsanın bilme ve evreni anlamlandırma isteği kültür, medeniyet ve inanç sistemleri örüntüsünde kült kavramını ortaya çıkarmıştır. Ritüeller ise insanların, grupların ve katılımcıların kendilerini koruma ve arındırma amacıyla gerçekleştirdikleri geleneksel icralardır. Kültleri şekillendiren ritüeller, ortak değerler örüntüsünde toplumların geleneksel kodlarını barındırırlar ve inanç sistemlerinde bilgi aktarma işlevini üstlenirler. Sözlü kültür ortamında bilgiyi ve çeşitli davranış kalıplarını kültürel bellekte muhafaza eden ritüeller, toplumsal düzeni inşa edip sürdüren ve bireyi toplumsallaştıran uygulamalardır. Kurban da toplumların kimliğini oluşturan öğelerden biri olan inanç unsurundan beslenen ve ritüelistik uygulamalar barındıran kültik bir olgudur. Etimolojik perspektiften bakıldığında Arapçaya İbranice vasıtasıyla geçtiği fikri kabul gören kurban sözcüğü yakın olmak, yakınlaşmak anlamlarına gelir. Kurban, yerli ve yabancı kaynaklarda genel bir ifadeyle kutsal varlıklara sungular sunma şeklinde tanımlanmaktadır. Tabiatüstü bir güce bir şeyin sunulduğu veya yok edildiği ve neticesinde güç sahibi ile güce ihtiyaç duyanlar arasında ilişkiler tesis eden kurban, çeşitli toplumlarda ve dinlerde görülen temel inançlardan biridir. Tarihsel süreçte Antik Yunan’dan Çin, Japon, Hint ve Eski İran toplumlarına kadar bütün kültürlerde kurbana rastlamak mümkündür. Hemen her kültürde farklı formda vücut bulan kurban olgusu yiyecek, içecek, güzel kokular, insan ve hayvan kurbanı şeklinde çeşitlilik arz eder. Kutsal olana sunulan varlıkların canlı veya cansız olabilmesi, kurbanın kanlı kurban ve kansız kurban şeklinde iki farklı formda değerlendirilmesine zemin oluşturmuştur. Genel itibarıyla cansız varlıklar ve bitkiler kansız kurban, hayvanlar ve insanlar ise kanlı kurban şeklinde nitelendirilmiştir. Yaygın kanaate göre semavi dinlerde kanlı kurbanın ilk örneği Hz. Âdem’in oğulları Hâbil ve Kâbil’in Tanrı’ya sundukları kurbandır. Hemen hemen her kültür ve medeniyette olduğu gibi kurban, Türk kültürünün de önemli bir halkası konumundadır. Türk kültüründe kansız kurbanlar saçı geleneği çerçevesinde değerlendirilir. Kanlı kurban Türk içtimai hayatının bütün safhalarında icra edilen en eski ritüellerden biridir. Doğum, ölüm ve evlenme gibi hayatın dönüm noktasını teşkil eden törenler, bayramlar, şölenler ve mezar ziyaretleri kurban sunguları için zemin oluşturmaktadır. Geleneksel Türk inancında hasta bir kimsenin iyileşmesi, günahların affı, kaza belanın def edilmesi yani kısaca toplumsal huzurun inşası beklentisiyle kurban ritüeli gerçekleştirilir. İslamiyet öncesi Türk kültüründe de kanlı kurban pratiği bulunmakla birlikte kanlı kurban ritüelinin kökeni Hz. İbrahim anlatısına dayanır. Türkler İslamiyet öncesi eski inanç sistemleri ile daha önce Anadolu’da var olan kültürlerin inanç sistemlerini İslamiyet ile harmanlamış, çeşitli inanç sistemlerine özgü ritüelleri yaygın şekilde kullanmışlardır. Türk kültüründe kurban kültüne ait inanış ve uygulamaların izi","PeriodicalId":112951,"journal":{"name":"Folklor Akademi Dergisi","volume":"12 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139313506","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"GEORGE ORWELL'IN HAYVAN ÇİFTLİĞİ","authors":"Burcu KAYA KARADUMAN","doi":"10.55666/folklor.1354421","DOIUrl":"https://doi.org/10.55666/folklor.1354421","url":null,"abstract":"Masallar ve fabl anlatıları, tarih boyunca insanların düşüncelerini ve değerlerini aktarmada etkili bir araç olarak kullanılmıştır. George Orwell'ın \"Hayvan Çiftliği\" adlı eseri de bu geleneği devam ettirerek, hayvanlar aracılığıyla insan toplumunun yansımalarını çarpıcı bir şekilde ele almaktadır. Bu çalışmada, eserdeki hayvan karakterlerin sembolik değerleri ve eserin insanlığa dair derin mesajları incelenecektir.","PeriodicalId":112951,"journal":{"name":"Folklor Akademi Dergisi","volume":"27 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139313292","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"İTALYAN YAZAR ITALO SVEVO’NUN “ZENO’NUN BİLİNCİ” ROMANINA PSİKANALİTİK ELEŞTİRİ","authors":"Işık Albasan","doi":"10.55666/folklor.1312194","DOIUrl":"https://doi.org/10.55666/folklor.1312194","url":null,"abstract":"Psikanaliz ve edebiyat kavramları arasında sıkı bir bağ vardır; çünkü her iki alan da kaynak olarak insanı ele almaktadır. Psikanaliz bilimsellik ışığında insanı çözümlemeye çalışırken; edebiyatta eserlerde yer alan kahramanlarla, insana yeni ufuklar açıp kendini tanıyıp çözümlemesinde rehberlik etmektedir. Böylece psikanaliz, edebi eserleri yorumlama yöntemlerinden biri olmuş ve bunun sayesinde edebi eserleri anlamadaki ve yorumlardaki derinlik artmıştır. Böylece sadece eserlerdeki karakterleri değil, aynı zamanda, onların yaratıcıları olan yazarları da daha yakından tanıma imkanı doğmuştur. 2013 yılındaki “Italo Svevo’nun Romanlarının Psikanalitik Açıdan Ele Alınması” başlıklı tezimden esinlenerek oluşturulan çalışmada İtalyan yazar Italo Svevo’nun “Zeno’nun Bilinci” romanındaki Zeno karakteri psikanalitik edebiyat eleştirisi bağlamında ele alınmıştır. Bu eleştiri ve inceleme sırasında psikanaliz yönteminin dört temel isimlerinden olan Sigmund Freud, Alfred Adler, Carl Gustav Jung, Jacques Lacan bizlere rehberlik etmiştir. Sigmund Freud’un Oidipus Kompleksi kavramından, Anksiyete Kuramı’ndan, Psikoseksüel Süreçler ve Güdülenim Kuramı’ndan; Alfred Adler’in Aşağılık-Üstünlük Kompleksi ve Telafisi Kuramı’ndan; Carl Gustav Jung’un dört ana arketipinden; Jacques Lacan’ın yapısalcı psikanaliz tekniğinden faydalanılmıştır. Çalışmadaki akış şu şekilde planlanmıştır: Öncelikle incelememize kaynaklık eden psikanaliz kavramından, eleştirimizde yararlandığımız dört temel isim olan Sigmund Freud’un, Carl Gustav Jung’un, Alfred Adler’in ve Jacques Lacan’ın yöntemlerinden ve olaylara bakış açısından bahsedilmiştir. Ardından romanımızın yazarının hayatı, bulunduğu sosyokültürel ortam, etkilendiği kişiler ve romanımızın özeti ele alınmıştır. Sonra sırasıyla daha önce adı geçen psikanalistlerin bakış açıları, kuramları doğrultusunda romanımızın başkarakterinin hayatı değerlendirilmeye alınmıştır. Aslında sonuç olarak gerek çocukluktan gerekse atalardan gelen tüm bu komplekslerin etkileri, bir insanın yaşamını nasıl şekillendirdiğine tanıklık edilmiştir. Bu tanıklık ise 20. yüzyılın günlük yaşamından çıkma, sıradan bir insanla sağlanmıştır. Romanın ana karakteri başkahramanı Zeno, günlük hayatta her an karşılaşabileceğimiz kendi sorunlarıyla boğuşan sıradan biridir. Bu sıradan hayatı içinde Zeno, aslında hayatını sorgulamaya başlar. Bu sorgulama öncelikle sorunlarıyla başlar, ardından evrilerek hayatı sorgulamaya döner. Bu hayat sorgulamasında karakterimiz aslında gerçek hastalığın ve sorunun hayatın kendisi olduğunu ifade eder. Sıradan modern bir insanın varoluşsal sıkıntıları ve sorunları edebiyat ve psikanaliz ile gözlerine serilmektedir. Kısacası hayatın her alanında özellikle edebiyatta psikanalizin izleri açıkça gözlenmektedir.","PeriodicalId":112951,"journal":{"name":"Folklor Akademi Dergisi","volume":"26 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139315184","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"ÖZBEK ATASÖZLERİNDE AKIL VE EDEP","authors":"A. Karaman","doi":"10.55666/folklor.1355209","DOIUrl":"https://doi.org/10.55666/folklor.1355209","url":null,"abstract":"Atasözü, Güncel Türkçe Sözlük’te “Uzun deneme ve gözlemlere dayanılarak söylenmiş ve halka mal olmuş, öğüt verici nitelikte söz, deme, mesel, sav, darbımesel” olarak tanımlanmıştır. Türkçe çeşitli lehçeleriyle çok geniş bir coğrafyada konuşulan ve atasözleri yönünden oldukça zengin bir dildir. Birbirinden farklı lehçeleri konuşuyor olsalar da ortak kökten gelen insanların atasözleri arasında benzerliklerin olması doğaldır. Türk Dünyasında hangi Türk lehçesine bakarsak bakalım atasözlerinin önemli bir edebî tür olduğu dikkati çeker. Köklü bir medeniyetin ürünü olan atasözleri, milletin tecrübe ve hafızasını gelecek kuşaklara aktararak devam etmesini sağlarlar. Özbek sözlü edebiyatının en önemli ürünlerinden biri olan atasözü için Özbekçede “maqal” sözü kullanılmaktadır. Atasözleri, ait olduğu milletin kimliğini yansıtan ayna gibidir. Özbekler, Türk Dünyasının en kadim halklarındandır. Önemli bir kültür ve medeniyet havzası olan Özbek sahasında Farabi, İbni Sina, Uluğ Bey, Buharî, Mâtüridî, Ali Şir Nevâî gibi bilim insanları, din-devlet adamları ve şairler yetişmiştir. Bu coğrafyada yer alan Buhara, Semerkant ve Taşkent kadim bilim merkezleridir. Bu nedenle Özbek kültüründe bilgelik, akıl, ilim, terbiye ve edeple ilgili çok sayıda atasözü vardır. Bu atasözlerine baktığımızda bu kavramların genellikle birbiriyle ilgili olarak yer aldıkları görülür. Mesela “Kitobsiz aql, qanotsiz qush.” Bu atasözünde kitap ile beslenmeyen bir aklın değersizliği vurgulanırken kanatsız bir kuşa benzetilmiştir. Yine bir başka atasözünde “Kitob ko’rmagan kalla / Giyoh unmagan dala” denilerek “Kitap okumayan birinin beyni herhangi bir bitki yetişmeyen kıra benzetilmiştir.” Pek çok Özbek atasözünde de âlim ile cahil karşılaştırılmıştır. Bu atasözlerinde cehalet yerilmiş ve ilim sahibi kişiler yüceltilmiştir: “Dono bilan nodon bir buloqdan suv ichmas.” Bilgili bir kişi ile bilgisiz birinin aynı kaynaktan su bile içmeyeceklerini belirtmek, ilim sahibi olmanın önemini güçlü biçimde vurgulamaktadır. Yine bilgili birinin hikmet; bilgisiz birinin külfet getireceğini işaret eden “Dono hikmat keltirar / Nodon kulfat.” Özbek atasözü de cahillerden uzak durmanın gerekliliğini dile getiren atasözlerinden birkaçıdır. Bu ve benzeri çok sayıda atasözünü “Özbek Atasözlerinde Akıl ve Edep” başlığı altında değerlendirmeyi uygun bulduk.","PeriodicalId":112951,"journal":{"name":"Folklor Akademi Dergisi","volume":"19 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139317187","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"KAZAN TATAR ATASÖZLERİNDE AİLE VE KADIN TEMALI METAFORLAR","authors":"Fatma Teki̇n","doi":"10.55666/folklor.1354530","DOIUrl":"https://doi.org/10.55666/folklor.1354530","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, Kazan Tatarlarının kadınla ilgili metaforlu atasözlerinin anlam çözümlemeleri yapılarak Kazan Tatarlarında kadının toplumsal statüsünü örnek metinler üzerinden ortaya koymak amaçlanmıştır. Çalışmanın materyalini, Nekıy İsenbet’in Tatar Ḫalıḳ Mekallerě (Tatar Halkının Atasözleri) adlı üç ciltten oluşan serinin ikinci cildinden seçilen 237 metaforlu atasözü oluşturmuştur. İncelenen atasözlerinde “Tabiat Unsurları”, “Hayvanlar”, “Beden Unsurları”, “Nesneler”, “Renkler” ve “Diğer Metaforlar” olmak üzere altı ana grup metafor tespit edilmiştir. Bu atasözlerinde Kazan Tatarlarında kadının toplumdaki yeri, kadın cinsi latifinin genel özellikleri, cinsiyete bağlı sosyal rolleri, aile ve evlilikle ilgili ise eş seçmeye ve kadın-erkek ilişkilerine dair önemli veriler elde edilmiştir. Atasözlerinde anlatıma canlılık ve güç kazandıran metaforların anlam dünyası, Türk kültürünün ve mitolojisinin düşünce evreniyle paralellik göstermektedir. Atasözlerinde en geniş metafor grubunun tabiat unsurları ve hayvanlar olduğu tespit edilmiştir. Bunlar arasında ise çiçekler ve meyveler ile at, köpek ve kuşlar ön plana çıkmaktadır. Metaforlar üzerinden atasözlerinde çizilen kadın kimliğinde; konuşkan, nazlı, hileye yatkın ve değişken tabiatı öne çıkarılmış, bu nedenle kadınlara çok fazla güvenmemek ve her kadının tabiatına göre davranmak önerilmiştir. Atasözlerinde aile; soyun devamlılığını sağlaması yanında, insan yaşamını düzenlediği için önerilen önemli bir toplumsal yapıdır. Kadının en temel sosyal rolü ise annelik ve ev hanımlığıdır.","PeriodicalId":112951,"journal":{"name":"Folklor Akademi Dergisi","volume":"32 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139317088","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"BİR OSMANLI ANLATISI: MESNEVİ (ROMAN VE MESNEVİ TÜRLERİNE MUKAYESELİ BİR BAKIŞ)","authors":"Süeda Yilmaz","doi":"10.55666/folklor.1319017","DOIUrl":"https://doi.org/10.55666/folklor.1319017","url":null,"abstract":"Alper Günaydın’ın inceleyeceğimiz Bir Osmanlı Anlatısı; Mesnevi (Roman ve Mesnevi Türlerine Mukayeseli Bir Bakış) adlı kitabında tarihi süreç içerisinde toplumsal hayatın tanınması ve şekillenmesi açısından mesnevinin, romanın gelişmiş metotları ile incelenip romanla karşılaştırılması kaleme alınmıştır. Yazar, iki türü incelerken onların toplumsal hayattaki işlevine ve yerine de bir pencere açmıştır. Bu bakımdan eser sadece Eski Türk edebiyatı alanı öğrenci ve akademisyenlerini değil Türk Dili ve edebiyatına ilgi duyan ve mesneviyi roman türü üzerinden öğrenmek isteyen herkes için bir başvuru kaynağı durumundadır.","PeriodicalId":112951,"journal":{"name":"Folklor Akademi Dergisi","volume":"23 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139317197","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"TÜRK DÜNYASI MASALLARINDA EVLİLİKLE İLGİLİ TESPİTLER","authors":"Derya ÖZCAN GÜLER, Ali Özkan","doi":"10.55666/folklor.1354481","DOIUrl":"https://doi.org/10.55666/folklor.1354481","url":null,"abstract":"Evlilik, toplumun temel beklentilerinden biridir. İnsanlar, bu beklenti etrafında, evlilik kurumunun şekillendirdiği geleneklerle kültürün bir parçası olmayı sürdürür. Evlilik ve evliliğin törensel yanını oluşturan düğün, birçok masal metninin mutlu sonla bittiğine işaret eden bir kod olarak kullanılır. Masalın içinde bir aksiyon ya da masalın sonunda iyinin ödülü olan bir mutluluk sembolü niteliğindedir. Bu çalışmada Türk dünyası coğrafyasının çeşitli bölgelerinden seçili masallarda geçen, evlilik ile ilişkilendirilen konular ele alınmıştır. Evlenme, her kültürde olduğu gibi Türk kültüründe de çok önemsenmiş; bu nedenle toplumsal değerlerin aktarıldığı masal metinlerinde de sıklıkla kendine yer bulan bir motif olmuştur. Evliliğin toplumsal yapı içinde ele alınışı, masal gibi köklü bir anlatı geleneği içinde kendine nasıl yer bulduğu, hangi yönleriyle ve nasıl bir bakış açısıyla yansıtıldığının izini sürmek çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Azerbaycan, Başkurt, Gagavuz, Hakas, Kazak, Kırgız, Nogay, Özbek, Tatar, Tuva, Türkmen, Uygur, Yakut olmak üzere on üç Türk boyunun masalları ile ilgili lisansüstü tez çalışmalarında yahut kitaplarda yer alan masallar incelenmiştir. Bu masallarda evlilikle alakalı örnekler tespit edilmiş ve ele aldıkları konuya göre tasnif edilmiştir. Buna göre evlenme şartları, ikinci evlilik, çok eşlilik, hayvanla evlenme, olağanüstü varlıklarla evlilik, aile içi evlilik şeklinde evlilikle ilgili çeşitli alt başlıklar oluşturulmuştur. Altı adet alt başlık içerisinde de paragraflar şeklinde alt maddeler bulunmaktadır. Türk dünyası topluluklarının masallarında evlilik, masalın düğünle törensel bir havaya bürünen, masalın mutlu sonla bittiğini gösteren bir işaret olmaktan öte, masalın olay örgüsü üzerinde işlevsel bir önemi olan bir motif şeklindedir. Evlenme şartlarında daha çok kısıtlı bir zamanda zor bir işin yapılması şart koşulmuş; şartı da bazen evlenecek kişiler bazen ebeveyn belirlemiştir. İkinci evlilik maddesinde baba olan erkeğin ikinci evlilik yapması nedeniyle zalim üvey anne motifi tespit edilmiştir. Türk dünyası masallarında çok eşlilik, genelde hükümdar konumundaki erkeklerin çocuksuzluk sorunu nedeniyle başvurduğu bir çözüm olarak yansıtılmıştır masallarda. Bazen iki bazen altmış adet karısı olan erkeğin eşleri arasındaki kıskançlık da masalda entrikanın ortaya çıkmasını sağlamıştır. Tespit edilen alt başlıklar içinde örneğine en çok rastlananı hayvanla evlenmedir. Hayvanla evlilik yapan kişi genelde kadındır ve Türk dünyası masallarında en çok ayı ve yılanla evlilik tespit edilmiştir. Olağanüstü varlıklarla evlenme başlığı altında, insanın devle ve periyle evlenmesi örneklerine rastlanır. Devle evlilik yapan kahraman genelde kadındır ve zor kullanarak, kaçırılarak evlenmek zorunda kalmıştır. Perilerle evlilikte ise evliliği yapan kahraman genelde erkektir, peri kızıyla mutlu bir hayat yaşar. Türk dünyası masallarında aile içi evlilik örneği sayıca azdır. Masallarda aile fertlerinden biriyle evlilik, çeşi","PeriodicalId":112951,"journal":{"name":"Folklor Akademi Dergisi","volume":"23 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139319331","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"UYUMSUZLUK TEORİSİ BAĞLAMINDA İNCİLİ ÇAVUŞ FIKRALARI","authors":"Muhammet Faruk Eki̇ci̇, Sevim Çi̇ftçi̇","doi":"10.55666/folklor.1354451","DOIUrl":"https://doi.org/10.55666/folklor.1354451","url":null,"abstract":"Türk kültür tarihine ışık tutan fıkralar, çeşitli işlevleriyle günlük hayatın hemen her noktasında yer alabilen anlatılardır. Kültürel belleğin büyük bir bölümünü oluşturan fıkralar, özellikle toplumsal karakteri yansıtan kişileri merkeze almıştır. Bunlardan biri yaşadığı dönemin padişahının nedimi olduğu ifade edilen ve fıkralarının çoğu saray yaşamının merkezinde şekillenen İncili Çavuş’tur. İncili Çavuş’un yaşam biçimi, dünya görüşü ve üstün zekâsı onun birçok fıkrasındaki mizah unsurunu oluşturmuştur. Yaşadığı dönemde ve ölümünden sonraki dönemlerde onun fıkraları sözlü gelenekteki yerini korumuştur. Birtakım derleme çalışmaları sonucunda İncili Çavuş’un fıkraları yazılı edebiyattaki yerini de almıştır. Bugün elde bulunan yazılı kaynaklar, onunla ilgili anlatılmış olan fıkralara ulaşılmayı mümkün kılmaktadır. Alanında uzman bilim adamları tarafından İncili Çavuş gibi fıkra tipleriyle ilgili tasnif çalışmaları yapılmıştır. Türk fıkra tipleriyle ilgili yapılan tasnif çalışmalarına göre İncili Çavuş “Türk boyları arasında tanınan tipler” grubunda yer almıştır. Çünkü onun mizahî çerçevede gelişen ünü bütün Türk dünyasına yayılmıştır. Bu çalışmada İncili Çavuş’un fıkraları gülme teorilerinden uyumsuzluk teorisi kapsamında değerlendirilecektir. Uyumsuzluk teorisi; yaşanan bazı olayların, var olan bazı durumların, olaylara veya durumlara karşı sergilenen bazı tavırların mantık dışı olmasıyla alakalıdır. Dolayısıyla tüm bu uyumsuzlukları ya da mantık dışı durumları konu edinen fıkralar gülme eylemi ile ilişkilendirilmiştir. Yani uyumsuzluk teorisi, beklenmeyen/sürpriz son ile dinleyici kesimi güldüren fıkralara uyarlanabilmektedir. Ya da temel mizah unsuru mantık dışı durumlar olan fıkralar, uyumsuzluk teorisi ile değerlendirilebilmektedir. İşte birçok fıkranın oluşmasını sağlayan uyumsuzluklar veya mantık dışı durumlar, İncili Çavuş’un bazı fıkralarında da temel mizah unsuru olmuştur. Söz konusu fıkralardaki uyumsuzluklar ya da mantık dışı durumlar, genel olarak İncili Çavuş’un bazı olay ve durumlara karşı verdiği tepkiler, kullandığı ifadeler olarak görülmektedir. Bu çalışma kapsamında İncili Çavuş’a ait olan ve uyumsuzluk teorisi ile açıklanabilecek birçok fıkra tespit edilmiş ve değerlendirilmiştir.","PeriodicalId":112951,"journal":{"name":"Folklor Akademi Dergisi","volume":"86 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139321323","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"NEVŞEHİR İLİ GÜLŞEHİR İLÇESİ ALEMLİ KÖYÜ SANCAĞININ KORUMA, ONARIMI VE TIPKI ÜRETİMİ","authors":"Aysen Soysaldi, Gözde Uzgi̇di̇m","doi":"10.55666/folklor.1318849","DOIUrl":"https://doi.org/10.55666/folklor.1318849","url":null,"abstract":"Tarihi, kültürel ve sosyolojik anlamlara sahip olan etnografik tekstil nesneleri kültürel miras eserlerinden önemli bir alanı oluşturmaktadır. Türk kültür ve sanat tarihinin önemli belgelerinden etnografik tekstiller düz dokuma, kumaş, işleme eserleri yönünden oldukça zengin bir mirasa sahiptir. İşlemeli ve dokuma kumaş sanatının bir alt grubu olan yazılı kumaşlar ise tarihi öneme sahip eserlerin başında yer almaktadır. Nitekim sancaklar ve bayraklar bahsi geçen grupta manevi gücü simgeleyen değerli nesnelerdir. Devletin ve milletin temel varlığının vazgeçilmez simgesidir. Günümüze ulaşabilen tarihi sancaklar üzerinde yapılan araştırmalar doğrultusunda malzemelerin doğal liflerden oluştuğu tespit edilmiştir. Doğal lifler ile dokunmuş organik kökenli etnografik tekstil nesnelerinin çevresel etkenlere (ısı, gaz, kirlilik, toz, ışık, mikroorganizma) maruz kalma ve uzun süre kullanılmalarından dolayı bozulma süreçleri hızlanmaktadır. Dolayısıyla eserlerde fiziksel ve kimyasal özelliklerine göre farklı bozulma türleri görülmektedir. Bu durum karşısında her bir esere özel restorasyon ve konservasyon temel ilkeleri doğrultusunda müdahale yöntemlerine karar verilmektedir.Çalışmanın örneklemini Nevşehir ili Gülşehir ilçesi Alemli köyüne ait ağır hasarlı durumda bulunan bir sancak oluşturmaktadır. Çalışmanın amacı; bu sancağın kimliğinin ve dönem özelliklerinin belirlenmesi, koruma, onarım ile müze eser statüsü kazandırılması ve tıpkı üretimi yapılarak köy muhtarlığında sergilenmesinin sağlanmasıdır. Öncelikle sancaktaki kitabeler okunarak dönem ve kimlik tespiti yapılmış ve 19.yy.a ait ordu sancağı olduğu anlaşılmıştır. Eserin teknik özelliklerinin belirlenmesine yönelik yapılan belgeleme raporunda malzeme, teknik ve fiziksel özellikleri ile ilgili bilgiler verilmiştir. Eserde parça kaybı türünden bozulmaların fazla olduğu, toz ve kirlenmeye maruz kaldığı tespit edilmiştir. Eserde var olan bozulmalar doğrultusunda kullanılacak malzeme ve müdahale yöntemine karar verilmiştir. Sancağın işlevselliğinin yeniden kazandırılmasına yönelik restorasyon ve reprodüksiyon tekniklerinden geçici astar kumaşa tümleme işlemi (rekonstrüksiyon), ıslak temizlik, kurutma ve tekrar kalıcı kumaşa yerleştirerek tümleme uygulamaları yapılmıştır. Çalışma sonucunda ise tarihi sancağa uygulanan bakım, koruma ve onarım yaklaşımları ile eser Nevşehir Müzesine kazandırılmıştır. Ayrıca tıpkı üretimi (reprodüksiyon) yapılarak Alemli Köyü Muhtarlığına teslim edilmiştir.","PeriodicalId":112951,"journal":{"name":"Folklor Akademi Dergisi","volume":"80 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139321530","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"MARTIN HEIDEGGER VE VARLIĞIN ANLAMINA DAİR SORU","authors":"Haluk Doğan","doi":"10.55666/folklor.1228385","DOIUrl":"https://doi.org/10.55666/folklor.1228385","url":null,"abstract":"Martin Heidegger 1889—1976 yılları arasında yaşamış bulunan bir Alman Filozoftur. Filozofun temel eseri Varlık ve Zaman (Sein und Zeit)’dır. Heidegger’in temel eseri olan bu çalışma, 1927 yılında yayımlanmıştır. Varlık ve Zaman, yayımlandığı yıldan itibaren sarsıcı etkisiyle varlık felsefesi tartışmalarının odağını oluşturmuştur. Alman düşünürün diğer çalışmaları, Varlık ve Zaman‘ın doğal açılımları gibidir. Zira onun yegâne meselesi varlığın anlamı meselesidir: Tek tek varolanlar anlamında varlıkların değil genel olarak ‘Varlığın’ anlamı meselesi. Heidegger’in unutuluş tarihi olarak niteliği batı felsefe geleneğini aşmak, ancak varlığın anlamı sorusunu sormakla mümkündür. Martin Heidegger’e göre Varlık, Platon’la başlayan Eski Yunan düşüncesinde bir ‘töz’ (substance) niteliğiyle zamandan bağımsızlaştırılarak, yüceleştirilmiş, tanrısallaştırılmış ve transandantalleştirilmiştir. Önce Aristoteles, daha sonra Hristiyan felsefesi, farklı kavram ve dolayımlarla da olsa, tözleştirme geleneğini devam ettirmiştir. Martin Heidegger, bu geleneği “Batı metafiziği” olarak tanımlar. Heidegger, varlığın anlamı meselesini düşünürken Platon’la başlayan ve Batı metafiziği adını verdiği geleneğini eleştirir. Çünkü bu gelenek, varlığı parçalara bölmüş, kompartımanlara ayırmış ve atomize hale getirmiştir. Descartes’le birlikte başlayan kartezyen düalizm, varlığı özne ve nesle ikiliği içinde anlamaya çalışmıştır. Bu haliyle Batı metafiziğinin en somut biçimini oluşturmuştur. Alman düşünür, kendisini bu gelenekten de, bu geleneğin sonucu olan düşünme tarzlarından da; ‘ideler-gölgeler’ yahut ‘fenomenler-numenler’ benzeri düalizmlerden de sakındırmak ister. Varlığı ezelilik-ebedilik formunda değil; tam aksine, özü zamansallık (temporality) olacak şekilde ve mezkûr düalizmlerden farklı tarzda kavramanın doğrultusunda yol almak ister. Varlığa dair yeni bir soru, varlığı ilişkin bakışımızı da değiştirecektir. Bu sorgulama varlığın anlamını, kendisine ait olan ve kendisinin kullanımında felsefeyle özdeşleştirilen bir hermenötik fundamental fenomenolojik ontoloji yönteminin var kıldığı tarzdadır. Bu makalede, Martin Heidegger’in varlığın anlamına dair temel soruları ele alınacaktır. Varlığa dair yeni bir yöntem olan hermenötik fundamental fenomenolojik ontoloji yöntem açıklığa kavuşturulmaya çalışılacaktır. Bu bağlamda, düşünürün Batı metafiziğine dair eleştirileri gözler önüne serilecektir. Heidegger’in batı metafiziğinin son formu olan özne-nesne düalizmini aşmak için ortaya koyduğu dasein analizi incelenecektir.","PeriodicalId":112951,"journal":{"name":"Folklor Akademi Dergisi","volume":"22 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139322749","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}