{"title":"Dirençli Epilepside Düşük Glisemik İndeksli Diyet Tedavisi: Olgu Sunumu","authors":"Fatma Ilgaz, Ceren Günbey, Didem Ardicli, Dilek Yalnızoğlu, Meral Topçu","doi":"10.33076/2019.bdd.1262","DOIUrl":"https://doi.org/10.33076/2019.bdd.1262","url":null,"abstract":"Yüksek oranda yağ, yeterli miktarda protein ve düşük karbonhidrat içeren ve açlıkta olduğu gibi vücudu glukoz yerine başlıca yağlardan enerji sağlayacak şekilde yönlendiren ketojenik diyet, geçmişten günümüze ilaca dirençli epilepsi hastalarının tedavisinde ilk akla gelen tedavi seçeneğidir. İlk olarak 1920’li yılların başında ‘klasik ketojenik diyet’ ile başlayan geleneksel KD tedavisini, diyetin yeni etki mekanizmalarının keşfedilmesi ile birlikte 2000’li yılların başından itibaren ortaya çıkan ve daha az kısıtlama yapılan alternatif KD’ler izlemiştir. Alternatif diyetler çoğunlukla diyete uyumun azaldığı adölesan (12-18 yaş) dönemde tercih edilse de, ciddi davranış sorunları olan ve diyetten fayda görmesine rağmen diyete uyumun azalması nedeniyle nöbet kontrolü sağlanamayan daha küçük yaştaki çocuklarda da göz önünde bulundurulması gerekebilir. Bu alternatif KD’lerden birisi olan düşük glisemik indeks tedavisi (LGIT) kan glukoz düzeylerini minimal ve stabil düzeyde tutmayı amaçlar ve bu şekilde epileptik nöbetler kontrol altına alınır. LGIT, klasik KD’e oranla daha fazla karbonhidrat (enerjinin yaklaşık %10’u, günde 40-60 g/gün düşük glisemik indeksli karbonhidratlar) ve protein (enerjinin %25’i) alımına, dolayısı ile daha fazla besin tüketimine olanak sağlar. Bu olgu sunumunda, preadölesan dönemde olan ve hafif nöbet bulguları, şiddetli elektroansefalogram (EEG) bozukluğu ve davranış bozuklukları ile izlenen bir vakada, klasik KD uygulamasındaki zorluklar ve LGIT diyetine geçişin tedavinin etkinliği üzerindeki etkileri tartışılmıştır.","PeriodicalId":85008,"journal":{"name":"Journal of nutrition and dietetics","volume":"27 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2019-08-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"78975308","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Yetişkin Profesyonel Erkek Futbolcuların Hedonik Açlık ve Beslenme Durumlarının Belirlenmesi","authors":"C. Yılmaz, Mendane Saka","doi":"10.33076/2019.bdd.1031","DOIUrl":"https://doi.org/10.33076/2019.bdd.1031","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışma; yüksek şiddetli uzun süreli egzersiz yapan profesyonel futbolcular ile sedanter kontrol grubunun hedonik açlık ve beslenme durumlarını belirleyerek fiziksel aktivitenin hedonik açlığa etkisini araştırmak amacıyla yapılmıştır. \u0000Bireyler ve Yöntem: Çalışmanın örneklem grubunu Aralık 2018- Mart 2019 tarihleri arasında Türkiye Futbol Federasyonu 1. Lig takımlarından birinde oynayan profesyonel 25 futbolcu ve aynı takımda çalışan 25 sedanter erkek olmak üzere 18-35 yaş arası toplam 50 sağlıklı birey oluşturmuştur. Ayrıca sporcu grubu kendi içerisinde fiziksel olarak aktif ve inaktif oldukları (devre arası tatil dönemi) dönem olarak ikiye ayrılmış ve sonuçlar araştırma kapsamında değerlendirilmiştir. Bireylerin hedonik açlık durumları Besin Gücü Ölçeği (BGÖ) ile saptanmıştır. Beş maddelik bir Likert ölçeği ile cevaplandırılan BGÖ’nün değerlendirme aşamasında toplam ve alt grup puanları 1-5 puan arasında değerlendirilmiştir. Beş puan üzerinden yapılan değerlendirme sonucunda ölçek puanlarının ortalama 2.5’un üzerine çıkması hedonik açlığın varlığını ve besinden etkilenildiğini ifade etmektedir. \u0000Bulgular: Futbolcu (aktif dönem-inaktif dönem) ve sedanter grubun BGÖ ortalama toplam puanları sırasıyla 3.0±0.62, 2.5±0.55, 2.4±0.56 olarak bulunmuştur. BGÖ toplam puanı ile “besin bulunabilirliği” ve “besinlerin tadına bakılması” alt grup ortalama puanlarının futbolcu aktif grubunda sedanter gruba göre daha yüksek olduğu belirlenmiştir (p<0.05). Futbolcu grubunun aktif döneminde BGÖ toplam puanı ve tüm alt grup puanlarının inaktif oldukları döneme göre daha yüksek olduğu bulunmuştur (p<0.05). Futbolcularda hedonik açlığın ve besinden etkilenmenin sedanter bireylere göre daha yüksek olduğu saptanmıştır (p<0.05). Bireylerin vücut kompozisyonu ile BGÖ toplam puanı arasındaki ilişki futbolcuların aktif döneminde ve sedanter grupta negatif ilişkili bulunurken; futbolcuların inaktif döneminde pozitif ilişkili saptanmıştır (p>0.05). \u0000Sonuç: Bu çalışma, uzun süreli ve yoğun egzersizin hedonik süreçler üzerinde etkili olabileceğinin bir göstergesi olabilir. Ancak bu konuya ilişkin literatürdeki çelişkili bulgular nedeni ile olası etkileşimi anlamak için daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir.","PeriodicalId":85008,"journal":{"name":"Journal of nutrition and dietetics","volume":"53 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2019-08-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"89137860","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Glutensiz Diyetin Sağlık Üzerine Etkileri","authors":"H. Ulusoy, Neslişah Rakıcıoğlu","doi":"10.33076/0.bdd.1026","DOIUrl":"https://doi.org/10.33076/0.bdd.1026","url":null,"abstract":"Glutensiz diyetler, başlıca çölyak hastalığı olmak üzere irritabl bağırsak sendromu, otizm, romatoid artrit, şizofreni, atopi, fibromiyalji, endometriozis ve kronik pelvik ağrı, atletik performans ve vücut ağırlık kaybı diyetlerinde kullanılmaktadır. Glutensiz diyetin, uygulayanlarda protein, diyet posası, vitamin ve mineraller gibi bazı besin ögesi eksikliklerine neden olabileceği bildirilmiştir. Glutensiz besinlerin enerji ve yağ içeriklerinin yüksek olmasından dolayı glutensiz diyete uyum sonrası, vücut ağırlığı kaybı yerine vücut ağırlığı kazanımı meydana gelebilmektedir. Ayrıca glutensiz besinlerin yağ içeriği yüksek olduğundan kardiyovasküler risk faktörleri açısından da dikkatli olunmalıdır. Glutensiz diyetlerde sık görülen besin ögesi yetersizliklerini önlemek için gluten içermeyen ve besin ögeleri açısından zengin alternatif tahılların tüketilmesinin yanı sıra posa ve birçok besin ögesinden zengin sebze, meyve ve kurubaklagil tüketimine de önem gösterilmelidir.","PeriodicalId":85008,"journal":{"name":"Journal of nutrition and dietetics","volume":"32 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2019-08-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"79666430","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Turunçgil Flavonoidlerinin Kardiyovasküler Sağlık Üzerine Etkileri","authors":"Gülen Suna, Aylin Ayaz","doi":"10.33076/2019.bdd.511","DOIUrl":"https://doi.org/10.33076/2019.bdd.511","url":null,"abstract":"Ege bölgelerinde yetiştirilmektedir. Üretilen turunçgil meyvelerinin yaklaşık %60’ı taze olarak, %40’ı ise meyve suyu olarak tüketilmektedir. C vitamininin önemli bir kaynağı olmasının yanı sıra posa, folat ve B vitaminleri ile potasyum, kalsiyum, fosfor, magnezyum, bakır minerallerini içermektedir. Turunçgil meyveleri, polifenolik bileşiklerinden flavonoidlerin de önemli bir kaynağıdır. Flavonoid miktarı, bitkinin türü, konsantrasyonu ve meyvenin bölümlerine göre dağılımı gibi genetik ve çevresel faktörlere bağlı olarak değişmektedir. Son yıllarda turunçgil flavonoidlerinin sağlık üzerindeki potansiyel terapötik etkileri ilgi çekicidir. Kardiyovasküler hastalıklar ve turunçgil flavonoidleri içeren meyve ve meyve suları tüketimi ile ilgili yapılan araştırmalarda bu bileşiklerin lipid düşürücü, insülin duyarlılığını arttırıcı, antihipertansif ve antiinflamatuar etkileri olduğu gözlenmiş ancak etki mekanizmaları net olarak belirlenememiştir. Bu derleme makalede, turunçgil flavonoidlerinin kimyasal özellikleri ve kardiyovasküler sağlık üzerindeki potansiyel etkileri güncel yaklaşımlara göre değerlendirilmiştir.","PeriodicalId":85008,"journal":{"name":"Journal of nutrition and dietetics","volume":"29 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2019-08-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"91245093","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Doğrudan veya Dolaylı Beslenme Eğitimi Verilen Çocukların Beslenme Bilgi Düzeylerinin Karşılaştırılması","authors":"Burcu Ateş Özcan, Burcu Uslu, A. Ercan","doi":"10.33076/2019.bdd.1024","DOIUrl":"https://doi.org/10.33076/2019.bdd.1024","url":null,"abstract":"Amaç: Bu araştırma, doğrudan ve dolaylı olarak ilkokul çocuklarına verilen beslenme eğitiminin, beslenme bilgi düzeyine etkisini karşılaştırmak amacıyla planlanmış ve yürütülmüştür. \u0000Bireyler ve Yöntem: Çalışma Okan Koleji İlkokulu’nda 2017-2018 eğitim öğretim döneminde eğitim gören tüm ikinci ve üçüncü sınıf öğrencileriyle (n=70) yürütülmüştür. Çalışma öncesi sınıflar rastgele iki gruba ayrılmıştır: (1) doğrudan beslenme eğitimi verilen grup (DE: 2A ve 3A sınıfları), (2) dolaylı beslenme eğitimi verilen grup (ÖE: 2B ve 3B sınıfları). Çalışmanın birinci aşamasında ÖE grubundaki öğretmenlere, bir hafta arayla toplamda iki kez, 70 dakika süren beslenme eğitimleri verilmiştir. Eğitim alan öğretmenler kendi sınıflarında konuyla ilgili derslerde 4 hafta süresince (35 dakika/hafta, toplam 140 dakika) sağlıklı beslenme eğitimi vererek dolaylı beslenme eğitimini tamamlamıştır. DE grubundaki öğrencilere ise 4 hafta süresince toplam 140 dakika süren beslenme eğitimi araştırmacı tarafından doğrudan verilmiştir. Eğitim öncesinde öğrencilere demografik özelliklerini içeren anket formu, besin tüketim sıklık formu ve beslenme bilgi testi uygulanmıştır. Beslenme eğitimi ile verilen bilgilerin özümsenmesi ve davranışa dönüştürülmesi amacıyla 2 aylık ara sonrası öğrencilere besin tüketim sıklığı ve beslenme bilgi düzeyi anket formları tekrar uygulanmıştır. \u0000Bulgular: Eğitim sonunda, eğitim yöntemi farkı olmaksızın tüm öğrencilerin beslenme bilgi puan ortalamaları artmış olsa da beslenme bilgileri orta düzeyde kalmıştır. Doğrudan beslenme eğitimi verilen öğrencilerin ortalama beslenme bilgi puanı düşük düzeyden orta bilgi düzeyine (p<0.05), dolaylı beslenme eğitimi verilen öğrencilerin ise orta düzeyden yüksek bilgi düzeyine yükselmiştir (p<0.05). \u0000Sonuç: Beslenme eğitiminde kullanılan her iki eğitim şeklinin de çocukların beslenme bilgi düzeylerini olumlu yönde etkilediği görülmüştür. Eğitim sonunda, dolaylı verilen eğitimde daha yüksek bilgi düzeyine sahip öğrenci sayısının fazla olması, başlangıçtaki bilgi düzeylerinin daha yüksek olmasından kaynaklı olabilir.","PeriodicalId":85008,"journal":{"name":"Journal of nutrition and dietetics","volume":"57 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2019-08-10","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"83397370","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Üniversite Öğrencilerinde Sosyal Fizik Kaygısı ve Depresyonun Yeme Bozukluğu Riski ile İlişkisi","authors":"Fatma Tayhan Kartal, Memnune Kabakuş Aykut","doi":"10.33076/2019.bdd.1088","DOIUrl":"https://doi.org/10.33076/2019.bdd.1088","url":null,"abstract":"Amaç: Üniversite öğrencileri yeme bozuklukları açısından risk altında olan gruplardan biridir. Bu çalışma üniversite öğrencilerinde sosyal fizik kaygı ve depresyonun yeme bozuklukları ile ilişkisini araştırmak amacıyla yapılmıştır. \u0000Bireyler ve Yöntem: Yaş ortalaması 20.6±1.7 yıl olan 318 öğrenci üzerinde yapılan bu çalışmada yeme davranış bozukluğu riskini saptamak için Yeme Tutum Testi (EAT-26) ve REZZY (SCOFF) Yeme Bozuklukları Ölçeği, depresyon varlığını saptamak için Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ), bireylerin fiziksel görünüşlerinin başkaları tarafından değerlendirildiğinde hissettikleri rahatsızlık düzeyini ölçmede ise Sosyal Fizik Kaygı Ölçeği kullanılmıştır. \u0000Bulgular: EAT-26 ve REZZY ölçeklerine göre öğrencilerin sırasıyla %20.1’inin ve %28.6’sının yeme bozukluğu riski altında olduğu belirlenmiştir. Yeme davranış bozukluğu riski sosyal fizik kaygı (r=0.345, p=0.000) ve depresyon düzeyi (r=0.247, p=0.000) ile anlamlı olarak ilişkilidir. Yeme davranış bozukluğu riski ve beden kütle indeksi arasında anlamlı, pozitif bir ilişki saptanmıştır (r=0.248, p=0.000). Ayrıca hafif şişman ve obez kız öğrencilerde sosyal fizik kaygı düzeyinin daha yüksek olduğu bulunmuştur (p<0.05). \u0000Sonuç: Üniversite öğrencilerinde sosyal fizik kaygı ve depresyonun, öğrencilerin yeme bozukluğu riskiyle karşı karşıya kalmalarına neden olabileceği görülmüştür. Bu durum dikkate alınarak yeme bozuklukları ve neden olan faktörlere yönelik daha büyük örneklemde çalışmalar yapılmasına ihtiyaç vardır. Riskli gruplarda (cinsiyet olarak kız, hafif şişman-obez, depresyon varlığı vb.) kısa ölçeklerin (REZZY vb.) uygulanması ve vücut ağırlığının izlemi ile düzensiz yeme şekilleri değerlendirilerek, olası bir depresyon ve beraberinde gelişebilecek olası bir yeme bozukluğunun önüne geçilebilir.","PeriodicalId":85008,"journal":{"name":"Journal of nutrition and dietetics","volume":"53 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2019-08-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"81078835","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Ksantofiller ve Sağlıkla İlişkileri","authors":"Tuba Yalçın, Zehra Büyüktuncer","doi":"10.33076/2019.bdd.1087","DOIUrl":"https://doi.org/10.33076/2019.bdd.1087","url":null,"abstract":"Ksantofiller; bitkiler, diğer fotosentetik organizmalar (algler, funguslar) ve fotosentez yapmayan bazı maya ve küflerce sentezlenen tetraterpenik organik pigmentlerdir. Bu bileşikler fotosentetik organizmalarda bulunmakta ve sarıdan kırmızıya çoğu meyve ve sebzeye rengini vermektedir. Diyetle alımları özellikle meyve ve sebzelerden sağlanmaktadır. Vücuttaki emilim ve biyoyararlılıkları çeşitli faktörlerden etkilenmektedir. Diyet ksantofillerinin sahip oldukları biyolojik aktiviteler ile göz, kalp-damar, kemik, beyin sağlığı ile diyabet, obezite ve kanserler gibi kronik hastalıkların oluşumu ve seyrinde yararlı etkiler oluşturabildiği gösterilmiştir. Özellikle antioksidan aktiviteleri ve kronik hastalıklar üzerindeki potansiyel önleyici ve/veya teröpatik etkileri nedeniyle günümüzde ilgi odağı durumundadırlar. Bu derleme makalede; ksantofillerin biyoyararlılığı ve sağlık üzerine etkileri özetlenmiştir.","PeriodicalId":85008,"journal":{"name":"Journal of nutrition and dietetics","volume":"114 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2019-08-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"77601166","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Kronik Böbrek Yetmezliği: Olgu Sunumu","authors":"Sinem Bayram","doi":"10.33076/2018.BDD.1177","DOIUrl":"https://doi.org/10.33076/2018.BDD.1177","url":null,"abstract":"Kronik böbrek yetmezliği (KBY) olan çocuklarda azalmış ve değişmiş tat duyusu, azalmış iştah, azalmış oral alım, kusma, enfeksiyonlar, hastaneye yatış ve psikososyal sorunlar gibi nedenlerden dolayı yetersiz beslenme sık görülmektedir. Buna ek olarak sıvı-elektrolit bozukluğu, metabolik asidoz, renal osteodistrofi, kronik anemi ve azalmış insülin benzeri büyüme faktörü 1 (IGF-1) büyüme gelişme geriliğini şiddetlendirmekte, genellikle büyümede duraklamaya neden olmaktadır. Bu makalede KBY tanısı ile izlenen olgunun tedavisinde tıbbi beslenme tedavisinin yönetimi ve önemi tartışılacaktır.","PeriodicalId":85008,"journal":{"name":"Journal of nutrition and dietetics","volume":"88 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2019-07-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"81428458","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Böbrek Hastalıkları ve Lipit Metabolizması","authors":"Mendane Saka","doi":"10.33076/2018.BDD.1166","DOIUrl":"https://doi.org/10.33076/2018.BDD.1166","url":null,"abstract":"Böbrekler, sıvı-elektrolit dengesinin kontrolü, kandan metabolik atıkları uzaklaştırılması, eritrosit yapımı, kan basıncının düzenlenmesi, kan hacmi ve pH’ının kontrol edilerek asit-baz dengesinin düzenlenmesinde rol oynar. Kronik Böbrek Yetmezliği (KBY) glomerüler filtrasyon değerinde azalmanın sonucu olarak böbreğin sıvı-solüt dengesi ile metabolik-endokrin işlevlerinde kronik ve ilerleyici bozulma olarak tanımlanmaktadır. KBY’de epitelyal hasar, glomerül ve parietal bazal membran hasarı, arteriol ve kapiller damar duvarı kalınlaşması ve lümen daralması, glomerüllerde, tübülüslerde ve membranlarda skleroz, glomerüler filtrasyon hızında (GFH) azalma, nefronların tahribi gibi yapısal değişiklikler görülmektedir. Kronik böbrek yetmezliğinde, böbrek işlevlerinde azalma ile birlikte plazma lipit ve lipoprotein metabolizmasında, lipoproteinlerin hem miktar hem de kompozisyonunda ve apolipoproteinlerde (Apo) önemli değişiklikler oluşmaktadır ve anormal lipit metabolizması böbrek hastalarında yaygındır.","PeriodicalId":85008,"journal":{"name":"Journal of nutrition and dietetics","volume":"29 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2019-07-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"90055495","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Böbrek Hastalıkları ve Mikro Besin Ögeleri","authors":"Alev Keser, E. Tuncer","doi":"10.33076/2018.BDD.1167","DOIUrl":"https://doi.org/10.33076/2018.BDD.1167","url":null,"abstract":"Kronik böbrek hastalıkları, farklı mikro besin ögelerinin eksikliğine ya da toksisite yaratacak düzeyde fazlalığına neden olabilmektedir. Mikro besin ögeleri düzeylerinde meydana gelen bu anormallikler çeşitli nedenlere bağlı olarak gelişmektedir. Diyet kısıtlamaları ve anoreksiya bir mikro besin ögesinin yetersiz alımına yol açarken, diüretik kullanımı ve renal replasman tedavisi aşırı kayıplara neden olmaktadır. Ayrıca besin ögelerinin emiliminde değişiklikler meydana gelmekte ve metabolizmaları bozulmaktadır. Kronik böbrek hastalarının mikro besin ögesi gereksinmelerinin daha iyi anlaşılması, yüksek mortalite, artan ateroskleroz riski, inflamasyon, oksidatif stres, anemi, polinöropati, ensefalopati, halsizlik, kas krampları, kemik hastalıkları, depresyon veya uykusuzluk gibi vitamin ve mineral bozuklukları ile ilişkili birçok komplikasyon üzerinde etkili olabilir. Derleme olarak hazırlanan bu makalede, kronik böbrek hastalıklarının farklı evrelerinde mikro besin ögesi durumunun değerlendirilmesi ve gereksinmelere yönelik güncel bilgilerin paylaşılması amaçlanmıştır.","PeriodicalId":85008,"journal":{"name":"Journal of nutrition and dietetics","volume":"7 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2019-07-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"85639618","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}