{"title":"Fındık Atığı Ürünlerinin Buğday Yetiştiriciliğinde Değerlendirilmesi","authors":"Selahattin AYGÜN, Damla BENDER ÖZENÇ","doi":"10.29278/azd.1362301","DOIUrl":"https://doi.org/10.29278/azd.1362301","url":null,"abstract":"Amaç: Fındık zurufu ve zuruftan elde edilen biyokömür ve bunlardan üretilen ekstrakt uygulamaları ve etkin dozların buğday gelişimi üzerine etkisini incelemektir.
 Materyal ve Yöntem: 2019-2020 yıllarında tarla denemesi, dört doz (0, 1, 2, 3 t da-1), dört materyal (fındık zurufu, fındık zurufu ekstraktı, zuruf biyokömürü, zuruf biyokömürü ekstraktı) ve üç tekerrürlü olacak şekilde tesadüf blokları faktöriyel deneme desenine göre yürütülmüştür. Buğday bitkisine ait bitki boyu, başak uzunluğu, m2’deki başak sayısı, bin tane ağırlığı, başakta tane sayısı, tane verimi ve besin elementi konsantrasyonları (N, P, K) tespit edilmiştir.
 Araştırma Bulguları: Buğday bitkisine ait özellikler yıllar bakımından farklılık göstermiş; başak uzunluğu ikinci yıl azalmış, bitki boyu, m2’deki başak sayısı, başakta tane sayısı, bin tane ağırlığı, tane verimi ise ikinci yıl artmıştır. Genel olarak, bitki gelişimi üzerine atık uygulamaları etkili olmakla birlikte, bitki boyuna; zuruf biyokömürü ve biyokömür ekstraktının, m2’deki başak sayısı üzerine fındık zurufu uygulamalarının etkisi öne çıkmıştır. Ayrıca uygulama dozlarının artması ile başak uzunluğu hariç incelenen agronomik özelliklerde artış görülmüştür. Buğday bitkisinin optimum gelişimi için 2 t da-1 uygulamasının yeterli olduğu belirlenmiştir. Bitkide toplam azot ve fosfor konsantrasyonu ilk yıl, toplam potasyum konsantrasyonu ikinci yıl daha fazla bulunmuştur. Materyallerin dozlarındaki artış ile buğday bitkisinin azot, fosfor ve potasyum konsantrasyonlarında artış görülmüştür. Toplam azot ve potasyum içeriklerinde zuruf ekstraktı uygulamasının, fosfor içeriğinde zuruf biyokömürünün 3 t da-1 uygulaması etkili doz olarak bulunmuştur.
 Sonuç: Bütün veriler birlikte dikkate alındığında, buğday bitkisine ait incelenen özellikleri ve besin elementi konsantrasyonları üzerine toprağa fındık atık ürünleri uygulamalarının etkili olduğu ve bu atıkların tarıma önemli katkı sağlayacağı düşünülmektedir.","PeriodicalId":7545,"journal":{"name":"Akademik Ziraat Dergisi","volume":"52 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-16","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136183603","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Dünya Fındık Üretiminde Gelecekteki Lider: ABD","authors":"Veli ERDOĞAN","doi":"10.29278/azd.1370611","DOIUrl":"https://doi.org/10.29278/azd.1370611","url":null,"abstract":"ABD’de fındık tarımının %99’u Oregon eyaletinin Willamette vadisinde gerçekleştirilmektedir. Vadide ağaçların ölümüne yol açan fındık yanıklığı hastalığı (EFB: Anisogramma anomala) yaygındır ve ancak yoğun ilaçlama sayesinde üretim yapılabilmektedir. Sökülen bahçeler nedeniyle üretim alanı 1990’larda azalma eğilimine girmiştir. Öte yandan Oregon State Üniversitesinde (OSU) ıslah çalışmaları sayesinde son 20 yılda önemli değişimler yaşanmıştır. Gassaway çeşidinde genetik dayanıklılık keşfedilmesi ve genin aktarılarak Jefferson, McDonald, PloyO ve Yamhill gibi verimli ve kaliteli yeni çeşitler geliştirilmesi fındık tarımını kurtarmıştır. Doku kültürleri tekniği ile hızla çoğaltılan bu çeşitler ile 2012 yılından itibaren plantasyonlarda hızlı bir artış gerçekleşmiş ve üretim de 77.500 tona ulaşmıştır. Dikili alan toplamı 2023 itibariyle 376.000 dekara çıkmıştır ancak 1/3’ü henüz verim çağında değildir. Bu nedenle önümüzdeki 10 yıl içinde üretimin 100.000 tonu geçmesi beklenmektedir. Yeni bahçelerde sık dikim (6x3m), yer üstü ve yer altı damla sulama, fertigasyon, makinalı budama gibi modern teknikler uygulanmaktadır. Öte yandan, ABD’nin doğusunda Rutgers Üniversitesinde (New Jersey) 1996 yılında başlayan fındık ıslahı çalışmaları OSU ile işbirliği halinde devam etmektedir. 2020 yılında tescil edilen, soğuklara ve EFB’ye dayanıklılığını Corylus americana’dan alan Beast çeşidinin adaptasyon çalışmaları devam etmektedir. Uzun vadede, daha önceden aşırı soğuk ve EFB baskısı nedeniyle fındığın yetiştirilemediği ABD’nin doğu ve orta eyaletlerinde fındık yetiştirilmeye başlanacağı düşünüldüğünde ABD’nin üretiminin kat kat artması ve Türk fındık tarımına rakip olması söz konusu olabilecektir.","PeriodicalId":7545,"journal":{"name":"Akademik Ziraat Dergisi","volume":"36 12 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136057577","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Alım noktalarındaki fındık örneklerinin bazı fiziksel ve kimyasal özelliklerinin belirlenmesi: Giresun örneği","authors":"Ali TURAN","doi":"10.29278/azd.1355568","DOIUrl":"https://doi.org/10.29278/azd.1355568","url":null,"abstract":"Bu araştırma Giresun ve ilçelerinde fındık alımı yapan Fiskobirlik (F), Toprak Mahsülleri Ofisi (TMO, T) ve Özel sektör (Ö) temsilcileri tarafından satın alınan Tombul çeşidinin bazı fiziksel ve kimyasal özelliklerini belirlemek amacıyla yürütülmüştür.","PeriodicalId":7545,"journal":{"name":"Akademik Ziraat Dergisi","volume":"50 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136254165","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Tüketici etnosentrizminin yerli ürün satın alma niyetine etkisi: Türk menşeili fındıklı çikolata markaları üzerine bir araştırma","authors":"Derya ÖZTÜRK","doi":"10.29278/azd.1354146","DOIUrl":"https://doi.org/10.29278/azd.1354146","url":null,"abstract":"Amaç: Çalışmanın amacı, Türkiye’de yaşayan tüketicilerin etnosentrik eğilimlerinin Türk menşeili fındıklı çikolata markalarını satın alma niyetleri üzerindeki etkisini incelemektir.
 Materyal ve yöntem: Araştırmanın evrenini, Türkiye’de ikamet eden 18-65 yaş arası fındıklı çikolata tüketen kişiler oluşturmaktadır. Örneklem kitlesini, kolayda örnekleme yöntemi ile seçilen 943 fındıklı çikolata tüketicisi oluşturmaktadır. Araştırma verilerinin analizinde öncelikle ölçeklere güvenilirlik, geçerlilik ve faktör analizi uygulanmıştır. Daha sonra, değişkenler arasındaki ilişkilerin yönü ve büyüklüğü korelasyon analizi ile belirlenmiştir. Son olarak ise, değişkenler arasındaki nedensellik ilişkisini incelemek amacıyla regresyon analizleri yapılmıştır.
 Araştırma bulguları: Araştırma sonucunda, tüketicilerin büyük çoğunluğunun fındıklı çikolata ürünlerine karşı marka sadakati geliştirdikleri ve alışverişlerinde ürünün menşei ülke bilgisine dikkat ettikleri görülmüştür. Korelasyon analizi sonucunda, tüketici etnosentrizmi ile yerli ürün satın alma niyeti arasında pozitif yönde ve yüksek düzeyde anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Regresyon analizi sonuçları tüketici etnosentrizminin yerli ürün satın alma niyetini olumlu yönde etkilediğini göstermektedir. 
 Sonuç: Bu çalışmanın sonuçları doğrultusunda işletmelerin stratejik kararlar alırken tüketicilerin fındıklı çikolata tüketim tercihleri ve yerli ürünlere bakış açıları hakkında bilgi sahibi olmalarının, fındıklı çikolata pazarında rekabet avantajı elde etmelerine ve bu yönde pazarlama stratejileri geliştirmelerine katkı sağlayabileceği ifade edilebilir.","PeriodicalId":7545,"journal":{"name":"Akademik Ziraat Dergisi","volume":"86 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-10","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136360810","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"‘Kalınkara’ fındığında çotanak dökümü","authors":"Saim Zeki BOSTAN","doi":"10.29278/azd.1358675","DOIUrl":"https://doi.org/10.29278/azd.1358675","url":null,"abstract":"Amaç: Fındıkta hazirandan hasada kadar olan dönemde meydana gelen çotanak dökümleri verimde önemli düzeyde azalmaya sebep vermektedir. Bu çalışma fındıkta çotanak dökümleri ile morfolojik ve pomolojik özellikler arasındaki ilişkileri belirlemek amacıyla yürütülmüştür.
 Materyal ve Yöntem: Çalışmada materyal olarak Ordu ilinde yetiştirilen ‘Kalınkara’ fındık çeşidi kullanılmıştır. Ocak dikim sisteminde yetiştirilen çeşitte 2019-2021 yılları arasında yapılan araştırma rastlantı parselleri deneme desenine göre 3 tekrarlamalı olarak planlanmıştır. Toplam 21 morfolojik ve pomolojik özellik değerlendirilmiştir. İncelenen değişkenler arasındaki ilişkiler için korelasyon analizi ve çotanak dökümlerine önemli düzeyde etkili olan değişkenlerin doğrudan ve dolaylı etkileri için de path analizi yapılmıştır. 
 Araştırma Bulguları: Sonuç olarak, toplam çotanak döküm oranı ile hasat öncesi çotanak döküm oranı karşılıklı olarak en yüksek düzeyde pozitif ilişkili bulunmuştur. Bunun yanında, çotanak dökümleri toplam meyve sayısı, toplam sağlam meyve sayısı, toplam çotanak sayısı, verim ve verim etkinliği ile önemli düzeyde negatif ilişki göstermiştir. Path analizi toplam çotanak döküm oranı ile hasat öncesi döküm oranının karşılıklı olarak birbirlerini doğrudan daha fazla etkilediklerini ve toplam meyve sayısı, toplam sağlam meyve sayısı, toplam çotanak sayısı, verim ve verim etkinliğinin de çotanak döküm oranları üzerinden olan dolaylı etkilerinin daha fazla olduğunu ortaya koymuştur.
 Sonuç: ‘Kalınkara’ fındığında temmuz ortasındaki çotanak dökümünün toplam çotanak dökümlerinin önemli bir bölümünü oluşturduğu ve dökümlerin verim ile verim parametrelerini de olumsuz düzeyde etkilediği söylenebilir.","PeriodicalId":7545,"journal":{"name":"Akademik Ziraat Dergisi","volume":"53 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135196410","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Brokoli Üretiminde Tavuk Gübresinin İnorganik Azotla Rekabet Edebilirliğinin Değerlendirilmesi","authors":"H. Kaymak, Serpil Tıraşcı, Mustafa Kaşka","doi":"10.29278/azd.1359495","DOIUrl":"https://doi.org/10.29278/azd.1359495","url":null,"abstract":"Objective: This research was undertaken to evaluate the assessment of chicken manure's competitiveness with inorganic nitrogen in broccoli production. Material and Method: This study was conducted out in field conditions at the experimental area of Atatürk University, Faculty of Agriculture, Department of Horticulture, Erzurum, Türkiye, in 2021 and 2022. Two broccoli cultivars (Brassica oleracea var. italica, Plenk cvs. 'Burney F1' and 'Lucky F1') were used as plant material. While phosphate (200 kg P2O5 ha-1) was kept constant in the plots, 1000 kg ha-1 (CM-1), 2000 kg ha-1 (CM-2), and 4000 kg ha-1 (CM-3) chicken manure were applied additionally. The other application was planned according to the recommended dose of nitrogen (Ammonium nitrate (AN), 200 kg N ha-1). Head weight (g), diameter, and length (cm); dry matter contents of head (%); chlorophyll (SPAD); pH and soluble solid content (SSC) (%) content of heads and yield (kg ha-1) were recorded in harvested heads. Results: The head weight ranged from 81.2 g (control) to 295.4 g (AN). The head diameter and length changed from 6.4 cm and 4.9 cm (control) to 13.9 cm and 13.6 cm (AN), respectively. The highest chlorophyll (SPAD) content (87.6) was consistently observed in the AN application. CM applications were consistently lower than those from AN application for all cultivars and across both years. Furthermore, in CM applications, the highest yield was attained in 2021 at 16820 kg ha-1 (CM-3, 4000 kg ha-1), whereas the peak yield of 20618 kg ha-1 was recorded in the AN treatment in 2022. Conclusion: While the yield derived from chicken manure application falls below that achieved through AN application, it is worth noting that, in the context of environmentally sustainable production practices, the utilization of chicken manure at a rate of 4000 kg ha-1 can be advocated. As a result, chicken manure at a rate of 4000 kg ha-1 can be recommended to broccoli producers for environmentally friendly production.","PeriodicalId":7545,"journal":{"name":"Akademik Ziraat Dergisi","volume":"9 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139323805","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"İki Amerikan Asma Anacının Kuraklık Stresine Toleransının PEG Uygulaması ile Belirlenmesi","authors":"Mert İlhan, Hatice BİLİR EKBİÇ","doi":"10.29278/azd.1329126","DOIUrl":"https://doi.org/10.29278/azd.1329126","url":null,"abstract":"Objective: This study was conducted to establish the in vivo protocol for the use of polyethylene glycol (PEG-6000) in 5BB (V. berlandieri x V. riparia) and 1103P (V. berlandieri x V. rupestris) American grapevine rootstocks, as well as to determine the plants' resilience to artificially induced drought stress. Materials and Methods: The experimental design of this study was planned as a randomized complete plot design with 3 replications, each consisting of 10 plants. Polyethylene glycol (PEG-6000) was administered to the plants in each irrigation at doses of 0%, 2%, 4%, 8%, and 16%, based on the percentage of irrigation water. The application lasted for a total of 3 weeks. The study investigated the responses of plants to drought in terms of shoot development parameters (shoot fresh weight, shoot dry weight, shoot length, node and leaf number, leaf area, shoot tolerance ratio), root development parameters (root fresh weight, root number, rooting rate, root tolerance ratio, root length), and physiological development parameters (plant vitality, damage degree, leaf turgor weight, chlorophyll content, ion flux, and cell membrane damage rate). Results: When examining the findings of the study, it was observed that polyethylene glycol material retained water, reducing the plant's water uptake and consequently creating artificial drought stress. The impact of drought induced by polyethylene glycol revealed that the 1103P rootstock exhibited higher resilience in shoot development parameters compared to the 5BB rootstock. On the contrary, the 5BB rootstock outperformed the 1103P rootstock in root development parameters. Concerning physiological development parameters, the severity of drought led to a significant decrease in plant vitality, chlorophyll content, and leaf turgor weight, while ion flux, cell membrane damage rate, and damage degree increased significantly to critical levels. Conclusion: As a result of the research, the 1103P rootstock was found to be more successful in terms of shoot and physiological development under drought conditions, while the 5BB rootstock was found to be more successful in terms of root development parameters. Compared to other cultivation environments (in vitro, hydroponics), it was determined that polyethylene glycol (PEG) had a less pronounced effect at lower doses due to the difficulty of binding PEG in the soil. However, when compared to control plants, statistically significant differences were observed in the examined traits. Regarding the parameters investigated in this study, the 16% PEG concentration used was identified as the most effective dose in triggering drought stress.","PeriodicalId":7545,"journal":{"name":"Akademik Ziraat Dergisi","volume":"4 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139323849","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Serkan UZUN, Fikri BALTA, Orhan KARAKAYA, M. Fikret BALTA
{"title":"Fatsa (Ordu)'da yetiştirilen 'Karafındık' fındık klonlarının verim özellikleri ve meyve kusurları","authors":"Serkan UZUN, Fikri BALTA, Orhan KARAKAYA, M. Fikret BALTA","doi":"10.29278/azd.1359593","DOIUrl":"https://doi.org/10.29278/azd.1359593","url":null,"abstract":"Objective: This study aimed to determine the yield characteristics, nut and kernel defects of 'Karafındık' hazelnut clones grown in Fatsa (Ordu) district.
 Materials and Methods: The plant material of the study, ‘Karafındık’ hazelnut clones grown in region. In the study, the cluster number, nuts per cluster, plant yield, yield efficiency, and yield fluctuation were determined as yield characteristics; good kernel, defective kernel, blank nut, shriveled kernel, twin kernel, abortive kernel, black tipped kernel, moldy kernel, and rotten kernel were determined as nut defects. Differences between clones in terms of traits examined were determined using the LSD multiple comparison method (p","PeriodicalId":7545,"journal":{"name":"Akademik Ziraat Dergisi","volume":"11 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-02","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135902831","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Kader SALİ, Burhan ÖZTÜRK, Mithat AKGÜN, Umut ATEŞ
{"title":"Kurutma Koşulları ve Meyve Büyüklüğünün Depolama Süresince Fındık Çeşitlerinin Bazı Kalite Özellikleri Üzerine Etkisi","authors":"Kader SALİ, Burhan ÖZTÜRK, Mithat AKGÜN, Umut ATEŞ","doi":"10.29278/azd.1350084","DOIUrl":"https://doi.org/10.29278/azd.1350084","url":null,"abstract":"Amaç: Araştırmanın temel amacı, oda koşullarında, güneş ışığı altında, 2 °C ve 7 °C soğukta kurutulan 16 mm ve 18 mm irilikteki ‘Tombul’, ‘Palaz’ ve ‘Çakıldak’ fındık (Corylus avellana) çeşitlerinin depolama süresince kalite özelliklerindeki değişimi belirlemektir.
 Materyal ve Yöntem: Fındık çeşitleri, 9 ay süresince depo koşullarda (%70-85 oransal nem ve 20-25 °C) muhafaza edilmiştir. Meyve ve iç ağırlığı, göbek boşluğu, siyah uçlu iç oranı, küflü iç oranı, çürük iç oranı, kusurlu iç oranı ve limonlaşma oranına ait ölçümler 0., 3., 6. ve 9. aylarda yapılmıştır.
 Araştırma Bulguları: Depolamanın sonunda, 18 mm büyüklükte ve 7 °C soğukta kurutulan ‘Tombul’ fındıklarının diğer kurutma koşullarına nazaran daha düşük meyve ve iç ağırlığına sahip olduğu görülmüştür. 18 mm büyüklükte ve 2 °C soğukta kurutulan ‘Palaz’ fındıkları, güneş ve gölge koşullarında kurutmaya nazaran daha yüksek göbek boşluğuna sahip olmuştur. 18 mm büyüklükte ve 2 °C soğukta kurutulan ‘Tombul’ fındıklarının diğer kurutma koşullarına kıyasla daha yüksek siyah uçlu iç (gölge hariç) ve küflü içe, aksine daha düşük çürük içe sahip olduğu belirlenmiştir. ‘Çakıldak’ ve ‘Tombul’ çeşitlerinin 18 mm iriliğe sahip ve güneşte kurutulan meyvelerinden, diğer kurutma koşullarına nazaran daha yüksek limonlaşma oranı elde edilmiştir. ‘Tombul’ çeşidinin 18 mm irilik ve gölgede kurutulan meyvelerinde, diğer kurutma koşullarına kıyasla daha düşük kusurlu iç oranı ölçülmüştür. 
 Sonuç: Araştırmada, kurutma yöntemleri ve meyve büyüklüğünün muhafaza edilen fındığın kalitesi üzerine etki edebileceği sonucuna varılmıştır. Bütünsel olarak değerlendirildiğinde, 16 mm iriliğe sahip Çakıldak çeşidinin soğukta kurutulan meyvelerinin daha düşük siyah uçlu iç, küflü iç, çürük iç ve kusurlu içe sahip olduğu görülmüştür.","PeriodicalId":7545,"journal":{"name":"Akademik Ziraat Dergisi","volume":"13 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135297399","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Özkan KİLİN, Melse Su BİLGİLİ, Aslıhan ÇETİNBAŞ GENÇ
{"title":"Farklı saklama sıcaklıklarının dört Corylus avellana genotipinin polen canlılığı üzerindeki etkisi","authors":"Özkan KİLİN, Melse Su BİLGİLİ, Aslıhan ÇETİNBAŞ GENÇ","doi":"10.29278/azd.1356668","DOIUrl":"https://doi.org/10.29278/azd.1356668","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışmanın amacı 4 farklı Corylus avellana genotipine ait polen taneleri için en uygun polen saklama sıcaklığını belirlemek ve polen saklama işlemi için en uygun genotipi tespit etmektir. 
 Materyal ve Yöntem: Corylus avellana’nın Sarı, Palaz, Kara ve Yomra genotiplerine ait polen taneleri Türkiye fındık üretiminin 2. standart bölgesi olan Akçakoca/Düzce'den toplandıktan sonra 20 °C, 4 °C ve -20 °C’de 45 gün boyunca saklanmış ve 0., 15., 30. ve 45. günlerdeki polen canlılık oranları floresein diasetat/propidium iyodür protokolüne göre belirlenmiştir. 
 Araştırma bulguları: Tüm genotiplerin polen canlılık oranları saklama süresi ve saklama sıcaklığı arttıkça azalmıştır. Tüm genotipler için 20 °C’de saklama polen canlılığının hızla azalmasına neden olmuştur. 4 °C’de saklama tüm genotipler için yeterli canlılık oranları sağlasa da tüm genotipler için en uygun saklama sıcaklığı -20 °C olarak belirlenmiştir. Ayrıca tüm saklama süreleri ve tüm sıcaklıklarda en az canlılık kaybına uğrayan genotip Sarı genotipi olduğu için polen saklama işlemi için en uygun olan genotipin Sarı genotipi olduğu belirleniştir. 
 Sonuç: Elde edilen bulguların fındıkta yapay ya da tamamlayıcı tozlaşma süreçleri ile ilgili çalışmalar için yararlı olabileceği ve türün tozlaşma ve döllenme biyolojisi gibi önemli yaşamsal süreçlerde ortaya çıkan kısıtlayıcı faktörlerin çözümlenmesine katkı sağlayabileceği düşünülmektedir.","PeriodicalId":7545,"journal":{"name":"Akademik Ziraat Dergisi","volume":"46 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135297549","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}