{"title":"RUMLARIN BAFRA'DA GERÇEKLEŞTİRDİKLERİ ÇAĞŞUR (ESENÇAY) KATLİAMI (1917)","authors":"Zafer Gölen","doi":"10.46953/askeritarih.1288336","DOIUrl":"https://doi.org/10.46953/askeritarih.1288336","url":null,"abstract":"Yüzyıllardır bir arada yaşan Bafra Türk ve Rumları XX. yüzyılla birlikte Rumların Pontus hayalleri yüzünden sıkıntılı bir döneme girmiştir. Çoğunluğu Bafra dışından Rumlardan oluşan ve ideolojik merkezleri Merzifon Amerikan Koleji olan Rumlar kısa sırada terörize olmuşlardır. Bu terör gruplarına bir süre sonra Merzifon Amerikan Koleji’nde konuşlu misyoner öğretmenlerin bizzat ilgilendiği Kapukaya gibi Rum köylerin yerel halkı da destek vermeye başlamışlardır. I. Dünya Savaşı’nın karışık siyasî ve askerî ortamından istifade eden Rumlar, Türklerin askere alınmasını fırsat bilerek komşu Türk köylerine saldırmaya, şehrin ileri gelen Müslümanlarının ev ve çiftliklerine saldırmaya, suikastlarla Türk halkını yıldırmaya çalışmışlardır. Rumların genel taktikleri kalabalık gruplarla genellikle kadın, yaşlı ve çocukların bulunduğu köylere saldırarak Türk halkı katletmek, köyü yakmak ve böylece köylerin boşaltılması suretiyle yayılmaktan ibaretti. Nitekim bu plan 17 Ekim 1917’de Çağşur’da da uygulamaya konulmuştur. Kapıkaya merkezli 600 kişilik Pontuscu çete grubu 17 Ekim 1917’de köye saldırmış, köy tamamen yakılmıştır. Saldırı esnasında tamamı çocuk, kadın ve yaşlıdan oluşan 67’si kesin olmak üzere çok sayıda insan hayatını kaybetmiştir. Saldırıdan sağ kurtulanlar Bafra’ya kaçmak zorunda kalmış, görgü tanıklarının anlattığı gibi Çağşur halkının köylerine dönmesi Milli Mücadele sonrasında ancak sağlanabilmiştir.","PeriodicalId":491870,"journal":{"name":"Askeri tarih araştırmaları dergisi","volume":"17 8","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-02-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140440993","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Türk ve Fransız Askeri Arşiv Belgelerinde 7 Ağustos 1915 Kerevizdere Muharebesi","authors":"Ahmet Di̇ri̇ker","doi":"10.46953/askeritarih.1330458","DOIUrl":"https://doi.org/10.46953/askeritarih.1330458","url":null,"abstract":"Çanakkale Cephesi’nde çetin muharebelerin gerçekleştiği ve her iki tarafın büyük kayıplar verdiği harp sahalarından biri Kerevizdere’dir. Genel olarak bakıldığında Kerevizdere’deki muharebeler, Gelibolu’daki diğer harp sahalarına kıyasla daha az araştırılmıştır. Fransız ve Türk kuvvetlerinin karşı karşıya geldiği bu bölgede, özellikle 7 Ağustos 1915’te gerçekleşen son Fransız taarruzunun yerli ve yabancı literatürde yer bulduğu araştırma sayısı kısıtlıdır. \u0000Çanakkale Cephesi askeri tarih yazımında savaşla ilgili genel durumu ve seyri gösterebilmek için üst birlik ceridelerinin araştırılması önemlidir. Ancak ast birlik harp ceridelerinin üst birliklere göre daha fazla ayrıntı barındırabileceği gözönüne alındığında, farklı harp sahalarında yaşananları anlayabilmek, olaylar hakkında daha fazla ayrıntıya ulaşabilmek ve nesnel sonuçlara varabilmek için ast birlik kayıtlarının incelenmesi de son derece önemlidir. \u0000Bu makalenin amacı, ast birlik kayıtlarını odağına alan bir mikro tarih çalışmasıyla 7 Ağustos 1915 günü Kerevizdere’de gerçekleşen muharebeyi Türk ve Fransız askeri arşiv belgelerine dayanarak ayrıntılarıyla ortaya koymaktır. Çalışma, Genelkurmay ATASE ve Fransız askeri arşivlerinden elde edilen harp cerideleri, raporlar, günlükler ve haritalar gibi birincil kaynaklara dayanarak siperin her iki tarafında aynı zamanda yaşananları mercek altına almayı ve bu muharebeyle ilgili yeni ayrıntı ve bilgilerle yeni bir bakış açısı sunmayı amaçlamaktadır. \u0000Sonuçlar, tarih yazıcılığında yeterince ilgi almayan 7 Agustos 1915 Kerevizdere muharebesinin diğer bir tespit harekâtı olan ve çok daha fazla incelenen 25/26 Nisan 1915 Kumkale muharebesi kadar kayıp verilmiş bir çarpışma olduğunu göstermektedir. \u0000Dahası, 7 Ağustos 1915’de Kerevizdere’de Fransız kolordusu aynı yanlarındaki İngiliz kolordusu gibi, kendilerine verilen görev tanımının ötesinde bir harekât planlaması yaptıkları bulgulanmaktadır. Ancak Türk tarafının etkili savunması bu taarruzun daha genişlemesine imkan vermemiştir. \u0000Araştırmanın ele aldığı harp cerideleri açısından ise, Türk harp ceridelerinin Fransız muadillerine kıyasla oldukça fazla ayrıntı içerdiği görülmüştür.","PeriodicalId":491870,"journal":{"name":"Askeri tarih araştırmaları dergisi","volume":"77 2","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-02-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140438116","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"HARP CERİDELERİNE GÖRE ÇANAKKALE MUHAREBELERİNDE DERİNLİĞİNE TERTİBAT ANLAYIŞI","authors":"Necdet Öz","doi":"10.46953/askeritarih.1296651","DOIUrl":"https://doi.org/10.46953/askeritarih.1296651","url":null,"abstract":"I. Dünya Savaşı’nda siper savaşının en temel unsuru derinliğine tertibat anlayışıdır. Bu savaştan önce savaşlar tek bir hat üzerinde gerçekleştirilmiştir. Derinliğine tertibat anlayışının geliştirilmesiyle birlikte kademeli bir şekilde birden fazla sayıda siper hattı inşa edilmiştir. Bu çalışmada Çanakkale Cephesi’nde derinliğine tertibat anlayışının nasıl ve ne zaman geliştiğinin ortaya konması amaçlandı. İkinci olarak Batı Cephesi ve Çanakkale Cephesi karşılaştırılarak Türk ordusunun yeni bir savaş anlayışına cevap verme kabiliyeti ortaya konmaya çalışıldı. Çalışmada, yayınlanmış olan 19. Tümen, 57. ve 27. Alay harp cerideleri esas alınarak savaş anında çıkartılan derslere odaklanıldı. Sonuç olarak, Türk ordusunun kendi savaş tecrübesinden yola çıkarak derinliğine tertibat anlayışını geliştirdiği ortaya kondu.","PeriodicalId":491870,"journal":{"name":"Askeri tarih araştırmaları dergisi","volume":"60 9","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-02-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140440386","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"BÜVEYHÎ EMÎRİ BAHTİYAR İZZÜDDEVLE’NİN TÜRKLERLE MÜNASEBETLERİ","authors":"Emre Ömür, Üçler Bulduk","doi":"10.46953/askeritarih.1282928","DOIUrl":"https://doi.org/10.46953/askeritarih.1282928","url":null,"abstract":"Türkler tarih boyunca muhtelif coğrafyalarda bulunmuş ve bu coğrafyalarda siyasî, kültürel, dinî, iktisadî ve askerî bakımdan iz bırakmışlardır. Türklerin gulâm olarak bölgeye sistemli şekilde ilk gelişleri Abbâsî hilafetinin idaresinde olurken, bu durum Irak’ı bizzat yöneten Büveyhî döneminde de devam etmiştir. Onlar Müizzüddevle döneminden itibaren orduda varlığını güçlü şekilde hissettirmiş, Sebük Tegin gibi önemli bir lider çıkartmayı başarmışlardı. Müizzüddevle ile birlikte Irak’a gelmiş olan Sebük Tegin, onun döneminde hâciblik ve sipehsâlârlık görevlerinde bulunmuş, yine aynı dönemde devlet idaresinde emîrin ortaklarından biri haline gelmişti. Sebük Tegin’in yükselişine paralel olarak Türkler de Büveyhî Devleti’nde çeşitli görevler üstlenirken, Müizzüddevle’nin hayatını kaybetmesi tüm dengeleri kısa sürede değiştirdi. Devletin yeni idarecisi Bahtiyar İzzüddevle Türklerle anlaşamadığı için, bir süre sürüncemede devam eden ilişkiler nihayetinde çatışmaya dönüştü. Bu çatışmalar esnasında etrafına Deylemlileri alan emîr, Türkler açısından bölgenin kaderinin bir süreliğine de olsa değişmesine neden oldu. Biz de bu bilgilerden yola çıkarak, Türklerin Büveyhî liderlerinden Bahtiyâr İzzüddevle dönemindeki durumlarını kronolojik bir biçimde aktardık. Çalışmanın maksadı, Bahtiyar İzzüddevle döneminde görev almış Türklerin faaliyetlerini göstermek ve izah etmektir.","PeriodicalId":491870,"journal":{"name":"Askeri tarih araştırmaları dergisi","volume":"50 11","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-02-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140440286","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"KAFKAS İSLAM ORDUSUNUN AZERBAYCAN’DAKİ FAALİYETLERİ","authors":"Alev Keski̇n","doi":"10.46953/askeritarih.1441450","DOIUrl":"https://doi.org/10.46953/askeritarih.1441450","url":null,"abstract":"Birinci Dünya Savaşı sırasında Rusya Bolşevik İhtilali’yle savaştan çekilmiş ve savaş şartları nedeniyle büyük bir ekonomik darboğaza düşmüştür. Bu nedenle Azerbaycan’daki Bakü petrolleri Sovyet Rusya için önem arz etmiştir. Bu doğrultuda Rusya, Stephan Şaumyan liderliğinde Ermenileri örgütleyerek Azeri yönetimini devirmiş ve Bakü’yü ele geçirmiştir. Ermeniler kısa sürede Azerbaycan’da terör ve baskı yöntemlerine başvurmuşlar ve birçok Müslüman’ı katletmişlerdir. Katliam hareketleri karşısında Azerbaycan zaman zaman Osmanlı Devleti’nden askerî yardım talebinde bulunmuştur. Azerbaycan en son 4 Haziran 1918 tarihinde Batum Konferansı’nda Osmanlı Devleti ile imzaladığı anlaşmaya dayanarak Osmanlı Devleti’nden bir kez daha askerî yardım talep etmiştir. Bu anlaşma Osmanlı Devleti’nce Azerbaycan’a askerî yardım amacıyla teşkil edilen Kafkas İslam Ordusunun Azerbaycan’daki varlığının hukuki zeminini oluşturmuştur. Nuri Paşa Komutasındaki Kafkas İslam Ordusu Azerbaycan’da gerçekleştirdiği birçok askerî harekât neticesinde Ermeni ilerleyişini durdurmuş ve Bakü’yü kurtarmıştır. Ancak sonrasında imzalanan Mondros Mütarekesi hükümlerince ele geçirdiği toprakları tahliye etmek zorunda kalmıştır. \u0000Bu çalışma kapsamında, Osmanlı Devleti’nin Azerbaycan’a yaptığı yardımın siyasi ve askerî süreci, Kafkas İslam Ordusunun Azerbaycan’daki faaliyetleri ve gelinen son nokta itibarıyla askerî kazanımlarından vazgeçerek Azerbaycan’dan çekilmek zorunda kalması MSB Arşiv ve Askerî Tarih Daire Başkanlığı (ATASE) Arşivi ve basılı kaynaklar ışığında detaylı olarak incelenecektir.","PeriodicalId":491870,"journal":{"name":"Askeri tarih araştırmaları dergisi","volume":"85 5‐6","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-02-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140440013","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}