{"title":"ÜMMÎ ÎSÂ’NIN MİHR Ü VEFÂ MESNEVİSİNDE YENİDEN DİRİLME MOTİFİ VE HIZIR","authors":"Sevim ÖNDER","doi":"10.60163/hbv.107.017","DOIUrl":"https://doi.org/10.60163/hbv.107.017","url":null,"abstract":"Ümmî Îsâ’nın Mihr ü Vefâ mesnevisi, H. 774 (1372-73) yılında tamamlanmıştır. Aşk ve macera türünden bir eser olan Mihr ü Vefâ mesnevisi neredeyse tamamen masal motif ve unsurlarıyla örülmüştür. Mihr ü Vefâ mesnevisinde olay örgüsüne göre Rum’da Filekavs adlı bir padişah vefat edince mirası üç oğlu arasında paylaştırılır. Küçük şehzade Vefâ, altınları bitirip ülkeyi terk eder. Gittiği bir falcı, kırk odalı bir hazine ve bir güzel kız bulacağını söyler. Vefâ, Mihr’i ve kırk odalı hazineyi bulur. Fakat yasak olan kırkıncı odayı gizlice açınca rüzgâr, konuşan ağaçlardaki gömleklerden birini uçurur ve böylece felaketler başlar. Bu makalede masal motifleriyle süslü olan Mihr ü Vefâ mesnevisinin yeniden dirilme motifi, diriltme araçları ve Hızır’ın bu konudaki işlevi incelenmiştir. Hikâyede iki yerde yeniden dirilme motifi görülür. İlkinde yasaklı bahçenin ağaçlarının yaprakları ölüleri diriltir. İkinci defa yeniden dirilme motifi Hızır sayesinde olur. Zor durumda kalan insanların yardımına yetişerek onları sıkıntıdan kurtaran Hızır, iki yerde görülür. Birincisinde, düşmanlar tarafından kaçırılan Mihr’i ve dadısını kurtarır. İkincisinde ise gönderilen cadı iki sevgilinin yaşadığı saraya gelir, Vefâ’nın boğazını keserek öldürür ve Mihr’i alıp sultana getirir. Ortanca şehzade, saraya gelir ve kardeşinin öldürüldüğünü öğrenince feryat eder. Bu sırada Hızır birden ortaya çıkar. Hızır’ın namaz kılıp sonra Allah’a dua etmesi sayesinde Vefâ dirilir.","PeriodicalId":39168,"journal":{"name":"Turk Kulturu ve Haci Bektas Veli - Arastirma Dergisi","volume":"23 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135132330","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"AN EXAMPLE OF WRİTİNG-PAİNTİNG ORNAMENTATİON: THE SHİP OF FAİTH","authors":"Serap ERÇİN KOÇER","doi":"10.60163/hbv.107.008","DOIUrl":"https://doi.org/10.60163/hbv.107.008","url":null,"abstract":"Yazı ile resim birlikte kullanılarak yazı-resim sanatı ortaya çıkmıştır. Kur’an’da tasvir yasağı olmamasına rağmen bu sanatın ortaya çıkmasında İslam inancı etkili olmuştur. Yazı ve resmin gelişiminde Hurufilik anlayışı ve Mevlevi-Bektaşilerin de etkisi olmuştur. Halk sanatı olan yazı-resim, usta-çırak ilişkisi çerçevesinde yapılmaktadır. Dinî içerikli ve tasavvufi içerikli yazı-resimler olarak gruplandırılmaktadır. Besmele şeklinde ele alınan leylek, Hz. Ali’nin devesi, Hz. Ali yazısıyla insan sureti, ibrik, kandil, Ashab-ı Kehf, Amentü duasının gemi formunda yapılan örnekleri bulunmaktadır. Amentü gemi süslemesinde vav harfleri, kürek çeken insanları yansıtmaktadır. Amentü gemisinin köşklü-köşksüz olarak tasvir edilen örnekleri vardır. Burada vav harfleri “ve” anlamında kullanılıp müminin Allah’a inanması, onun meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, hayra ve şerre inanmayı ifade etmektedir. Vav harflerinin arasına Yedi Uyurların isimleri yazılmaktadır. Bazı yazı-resim süslemelerine anlamlar yüklenmektedir. Bereket, şans getireceğine, yangından, vebadan koruyacağına dair inançlar vardır. Bu sebeple cami ev, kahvehane, dükkânlarda Ashab-ı Kehf ve Amentü gemi süslemeleri ile karşılaşılmaktadır. Araştırmamızda Amentü duasının gemi formunda ele alındığı süsleme örnekleri tespit edilip ele alınmıştır. Kalem işi, taş, kâğıt, ahşap malzemelere uygulanan süsleme formu Türk İslam süsleme sanatında çeşitli şekillerde yer bulmuştur. Form, özellikle süsleme sanatları ve Sanat Tarihi alanı kapsamında değerlendirilmiş ve XIX. yüzyıl süslemesine katkısı ele alınmıştır.","PeriodicalId":39168,"journal":{"name":"Turk Kulturu ve Haci Bektas Veli - Arastirma Dergisi","volume":"46 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135132335","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Ruhları Yeşerten Kitap","authors":"Sirderyahan UTANOVA","doi":"10.60163/hbv.107.021","DOIUrl":"https://doi.org/10.60163/hbv.107.021","url":null,"abstract":"Bu çalışma, Prof. Dr. İbrohim Haqqul ve Prof. Dr. Nodirxon Hasan tarafından yayınlanan Xoja Ahmad Yassaviy: Umrıng Yeldek O’taro, Hıkmatlar’ı konu almaktadır. Çalışma, Taşkent’te Muharrir Yayınevi tarafından 2020 yılında yayınlanmıştır. Kitap Önsöz ve Hikmetlerden olmak üzere iki ana bölümden oluşmaktadır. Önsöz’de Hoca Ahmet Yesevi ve Hikmet geleneği şeklinde iki ana başlık altında değerlendirilmiştir. Hoca Ahmet Yesevi’nin hayatı, faaliyetleri, etki alanı ve Hikmetlerinin önemi ve Hikmet geleneği hakkında ayrıntılı bilgi verilmektedir. Hoca Ahmet Yesevi’nin yer aldığı Hikmetler kısmı 142 Hikmet’e ek olarak farklı yazma eserlerden taranarak tespit edilen ve ilk defa bu eserde yer verilen 73 adet yeni Hikmet’te yer almaktadır.","PeriodicalId":39168,"journal":{"name":"Turk Kulturu ve Haci Bektas Veli - Arastirma Dergisi","volume":"42 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135246931","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Shāhnāmih-yi Ḥaqīqat Adlı Eserin Ehl-i Hak Geleneği için Önemi","authors":"Khashayar FAKHRİAN, Cenk GÜRAY","doi":"10.60163/hbv.107.002","DOIUrl":"https://doi.org/10.60163/hbv.107.002","url":null,"abstract":"Several centuries of secrecy and the continuation of oral tradition, accompanied by unfavorable social and religious circumstances, such as the deplorable state of Iran’s communication and transportation infrastructure that limited the religious exchange among Ahl-i Ḥaqq in remoted areas, political instability of the region and periodic changes in geographical borders and as a result change of the official religion, accompanied by or resulting in several tribal and religious wars, the appearance of new Ahl-i Ḥaqq theophanies followed by the establishment of new leading families (khāndān), and a number of other social and cultural factors including differences in language and tribal traditions led to a heterogeneity in Ahl-i Ḥaqq groups in the 19th century. The composition of the Shāhnāmih-yi Ḥaqīqat emerged within this complex social context characterized by both interreligious and intrareligious discourses. Shāhnāmih-yi Ḥaqīqat is well-suited for exploring the tradition of Ahl-i Ḥaqq and the religious collective identity of this heterogeneous community as it seeks to compile the entire oral tradition of Ahl-i Ḥaqq and present it publicly. The objective of this research is to review the Ahl-i Ḥaqq tradition in the mirror of Shāhnāmihyi Ḥaqīqat and explore the various elements, patterns, topics, or concepts that demonstrate the religious collective identity of Ahl-i Ḥaqq.","PeriodicalId":39168,"journal":{"name":"Turk Kulturu ve Haci Bektas Veli - Arastirma Dergisi","volume":"46 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135131457","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Ali İzzet YILMAZ, Ayhan BAŞÇI, Ahmet AKNAR, Yusuf ORMANKIRAN
{"title":"LOCAL PEOPLE’S PERCEPTION OF ELVAN CELEBI","authors":"Ali İzzet YILMAZ, Ayhan BAŞÇI, Ahmet AKNAR, Yusuf ORMANKIRAN","doi":"10.60163/hbv.107.018","DOIUrl":"https://doi.org/10.60163/hbv.107.018","url":null,"abstract":"Elvan Çelebi Camii ve Türbesi, Çorum-Amasya yolu üzerinde ve Elvan Çelebi köyünde yer almaktadır. Bu çalışma, Elvan Çelebi köyünde yaşayanların Elvan Çelebi hakkındaki algılarını tespit etmek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bu amaçla nitel olarak yürütülen çalışmada tesadüfi olmayan örnekleme yöntemlerinden kartopu örnekleme yöntemi tercih edilmiştir. Çalışmaya 14 kişi katılmıştır. Katılımcıların onayıyla görüşmelerin ses kaydı alınmıştır. Bu kayıtlar yazılı metin haline getirilerek içerik analizine tabi tutulmuştur. Daha sonra tespit edilen kodlar temalarla bir araya getirilmiştir. Araştırma sonucunda, Elvan Çelebi Türbesinin yerel halk tarafından bir ziyaret yeri olarak kabul edildiği, yakın çevreden ve hatta uzak bölgelerden ziyaretçi çektiği ortaya konulmuştur. Araştırmada, katılımcıların Elvan Çelebi’nin kimliği ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmadıkları, türbe girişindeki yazılı bilgileri tekrar ettikleri ve türbenin bulunduğu alanı kutsal olarak algıladıkları tespit edilmiştir. Katılımcılar türbenin daha çok epilepsi hastaları, ruhsal bunalım yaşayanlar, felçliler, umutsuz hastalar ve çocuğu olmayanlar tarafından ziyaret edildiğini ifade etmişlerdir. Katılımcılar ayrıca türbeye daha önce gelerek dilekte bulunup erkek çocuk sahibi olanların çocuklarına “Elvan” ismini verdiklerini bildirmişlerdir. Araştırmada son olarak, Elvan Çelebi Cami ve Türbesi’nin ziyaretçi sayısının artırılması için yapının aslına uygun olarak restore edilmesi gerektiği ortaya konulmuştur. Araştırma ilgili literatüre katkı sağlanmasının yanı sıra yerel halka ve yöneticilere, köyün inanç turizmine kazandırılmasında ödevler de çıkarmıştır.","PeriodicalId":39168,"journal":{"name":"Turk Kulturu ve Haci Bektas Veli - Arastirma Dergisi","volume":"46 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135132328","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"A PİONEER İN ADULT EDUCATİON: HACI BEKTAŞ VELİ","authors":"İbrahim GÜL","doi":"10.60163/hbv.107.016","DOIUrl":"https://doi.org/10.60163/hbv.107.016","url":null,"abstract":"Hacı Bektaş Veli, Horasan erenlerinden olup, Anadolu’ya gelip yerleşmiş bir Türk sufisidir. Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasında onun çabaları görmezlikten gelinemez. Hacı Bektaş Veli’nin dikkat çekici özelliklerinden birisi de eğitimci kişiliğidir. O çağının önemli bir halk eğitimcisidir. Hacı Bektaş Veli bir eğitimcide bulunması gereken özelliklere sahip olup, kendisinin “Dört Kapı Kırk Makam” adıyla anılan bir müfredat programının hazırlayıcısı olduğu bilinmektedir. Onun müfredat programının amacı, her asırda toplumların ihtiyaç duyduğu kâmil insanları yetiştirmektir. Hacı Bektaş Veli, tasavvuf konusunda derinlemesine bilgiye ve öğrenme-öğretme sürecini etkili yönetecek becerilere sahiptir. Onun, yetişkinler eğitiminde şu yaşam becerilerini topluma kazandırdığı bilinmektedir: Anadilde eğitim, öğrenmeyi öğretme, sosyal beceriler ve vatandaşlık becerileri, topluma yapıcı şekilde dâhil olma, kültürel farkındalık, duyguları müzik ve edebiyat yoluyla ortaya koyma. Onun bu kazanımları Anadolu’da çok kültürlü bir yaşamın devamına imkân sağlamıştır. Onun Hakk’a yürümesinden sonra kurulan Osmanlı Devleti, Hacı Bektaş Veli’nin birleştirici kişiliğinden oldukça yararlanmıştır. Hacı Bektaş Veli’nin başka bir önemli kazanımı, kendi adıyla kurulmuş olan Bektaşilik Tarikatı’dır. Bu tarikatın mensupları kadın-erkek bir arada ibadet ederler. Müritler tarikata özel bir ayinle kabul edilirler. Cemevleri ibadet yeri olma yanında bir ilim ve irfan yuvası olarak hizmet verirler. Yani yetişkinler eğitiminin halen sürdürüldüğü dergâhlardır.","PeriodicalId":39168,"journal":{"name":"Turk Kulturu ve Haci Bektas Veli - Arastirma Dergisi","volume":"78 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135132331","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Batumlu Yesârî'nin Bir Mecmuada Bulunan Yeni Şiirleri","authors":"Mehmet KILIÇ","doi":"10.60163/hbv.107.013","DOIUrl":"https://doi.org/10.60163/hbv.107.013","url":null,"abstract":"Şiir mecmuaları herhangi bir şairin kendi eserinde ya da farklı yerlerde yayınlanmış şiirini barındırdığı gibi hiçbir kaynakta bulunmayan şiirleri de gün yüzüne çıkarması bakımından kültür ve edebiyat tarihimizde çok müstesna bir yere sahip olduğu yapılan araştırmalarla ortaya konmaktadır. Şair hayatta iken oluşturduğu divanında veya kendinden sonraki dönemlerde istinsah edilen nüshalarda bulunmayan şiirleri mecmualar aracılığıyla ve araştırmacıların gayretleriyle ortaya konularak şairin divanının eksik kısımları tamamlanmaktadır. Mecmualarda bulunan bu şiirler sayesinde şairin sanat hayatındaki merhaleler de takip edilebilmektedir. Yapılan çalışmalarla birlikte birçok mecmuada şiirlerine ulaşılan şairlerden birisi de Batumlu Yesârî’dir. Bu çalışmada, Süleymaniye Kütüphanesi Galata Mevlevihanesi Koleksiyonu 171 numarada kayıtlı mecmuada yer alan Yesârî mahlaslı şiirler ele alınmıştır. 348 varak olan mecmuanın ilk 232 varağı çalışılmış olmasına rağmen son 116 varağı çalışılmamıştır. Mecmuanın genelinde bulunan Yesârî mahlaslı 124 şiirin 99 tanesi yayınlanmıştır. Söz konusu mecmuadaki toplam 25 şiirden 23 tanesinin Yesârî adına yapılan herhangi bir çalışmada yer almadığı, 1 gazel ve 1 koşmanın değişik kaynaklarda yer almasında rağmen mecmuadaki şiirlerle farklarının olduğu tespit edilmiştir. Bu farklar karşılaştırma yapılma suretiyle dipnotta gösterilmiştir. Edebiyatımızda Yesârî mahlaslı birden çok şairin olması nedeniyle şiirlerin hangi Yesârî’ye ait olduğu konusunda kesin hüküm vermemekle birlikte Yesârî üzerine yapılacak olan yeni çalışmalara katkı sunması amacıyla şiirlerin çeviri yazısına bu çalışmada yer verilmiştir.","PeriodicalId":39168,"journal":{"name":"Turk Kulturu ve Haci Bektas Veli - Arastirma Dergisi","volume":"45 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135132332","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"HİKMET YAĞDUSI/IŞIĞI","authors":"Hamidulla TADZHİYEV","doi":"10.60163/hbv.107.022","DOIUrl":"https://doi.org/10.60163/hbv.107.022","url":null,"abstract":"Makalede Özbekistanlı Yesevi araştırmacıları Prof. Dr. İbrahim Hakkul ve Prof. Dr. Nadirhan Hasan tarafından 2018 yılında Taşkent’teki “Nevruz” yayınevinde neşredilen “Divan-ı Hikmet” kitabı tanıtılacak, bu vesileyle kitaptaki Hoca Ahmed Yesevi’nin hayatı, ailesi, ilim tahsili, Yesevilik tarikatının ortaya çıkışı, hikmet geleneğinin başlatılması ve gelişimi, Yesevi takipçileri, Özbekistan’da yayınlanan “Divan-ı Hikmet” neşirleri ve onların tarihi hakkında geniş bilgiler ve değerlendirmelere yer verilmiştir.","PeriodicalId":39168,"journal":{"name":"Turk Kulturu ve Haci Bektas Veli - Arastirma Dergisi","volume":"15 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135245826","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"ŞEYH HALİFE: SERBEDÂRİLERİN KİMLİK ARAYIŞ SÜRECİNDE BİR MECZUP","authors":"Derya COŞKUN","doi":"10.60163/hbv.107.019","DOIUrl":"https://doi.org/10.60163/hbv.107.019","url":null,"abstract":"Bu araştırma, Şia temelli ortaya çıkan halk hareketlerinden Horasan kolunu temsil eden ve halkı dinî anlamda örgütleyen Şeyh Halife adındaki bir kişinin kendi ideolojisini yayma teşebbüsünü ortaya koymaktadır. 14. yüzyılda İran coğrafyasının birçok hanedana ev sahipliği yaptığı bilinen bir gerçektir. Moğolların etkisinin gittikçe yavaşladığı ve hâkimiyet kurdukları bölgelerde sadece bir tehdit unsuru olarak görüldüğü bu zaman zarfı, ekonomik ve sosyal adaletsizliklere karşı ortaya çıkan halk hareketlerinin de başladığı dönemdir. 14. yüzyıl Horasan’ın Sebzevâr şehrinde Şia temelli bir siyasî örgütlenme olarak adlarından söz ettiren Serbedârîler, sonraki süreçte kurulacak olan devletin de isim babası olmuşlardır. Siyasî bir toparlanma sürecinin ardından Serbedârîler adı altında kurumsallaşan bu devlet, dinî ve siyasî olmak üzere iki başlı bir idare mekanizmasıyla hareket etmiştir. Çalışmanın problemi, halkın başkaldırısında faal rol oynayan ve hareketi sistemli hale getiren Şeyh Halife’nin siyasetin içinde dinî kanadı nasıl temsil ettiği ve etkili olduğunun araştırılmasıdır. Şeyh Halife, Serbedârîlerin başkaldırış ve kimlik arayış süreçlerinde Şia temelli öğretileriyle halka yakınlaşmış ve onları sistematik bir şekilde hareketin içine dâhil etmiştir. Çalışmanın yöntemi ise literatür taramasına dayalı ana kaynaklar çerçevesinde oluşturulmuş biyografik bir çalışmadır. Bu bilgilerden hareketle makale, Serbedârîlerin kimlik arayışlarının yanı sıra siyasî arenada yer alma süreçlerinde onları örgütleyen Şeyh Halife’nin kimliği ve öğretilerini konu edinmektedir.","PeriodicalId":39168,"journal":{"name":"Turk Kulturu ve Haci Bektas Veli - Arastirma Dergisi","volume":"23 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135131998","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"AŞIK PASHA’S UNDERSTANDING OF GOD, UNIVERSE AND HUMAN","authors":"Mehmet Necmettin BARDAKÇI","doi":"10.60163/hbv.107.009","DOIUrl":"https://doi.org/10.60163/hbv.107.009","url":null,"abstract":"Âşık Paşa, tasavvufi düşüncesini, Türkçe olarak yazdığı Garib-nâme’de tevhit eksenli olarak açıklamıştır. Âşık Paşa, Allah, âlem ve insan hakkındaki fikirleri başta olmak üzere; tasavvufla ilgili birçok konuda bilgi vermiştir. Doğru bir Allah tasavvurunun önemini vurgulayan Âşık Paşa, insan aklının Allah’ın sanatı karşısında acizliğini fark edip hayran kalacağını ifade eder. Âşık Paşa’ya göre Allah’ın sevgisiyle ve belli bir düzen içinde yarattığı âlem, Hakk’a ulaşma çabasıyla dönmektedir. Allah’ın Kur’an’da övdüğü insan ise, âlemin bir kopyasıdır. Âlemde olan şeylerin tümü onda gizlidir. Bu yüzden Âşık Paşa birçok sufi gibi insanı küçük bir âlem olarak kabul eder. Kâinatın özü olması itibariyle manası gönülde yazılı büyük bir kitaba benzeyen insan, tasavvuf eğitimi alarak Hakk’a ulaşır. Ancak bu süreçte iyiliğin sembolü ruh ile kötülüğün timsali nefis arasında büyük bir mücadele yaşanır. Bu savaşta kalbi bunlardan hangisi ele geçirirse, insana o hâkim olur. Her şehir ya da devletin bir yöneticisi olduğu gibi, insanın organlarının da bir yöneticiye ihtiyacı vardır. Âşık Paşa’ya göre beden şehrinin yöneticisi akıldır. Allah akla sorumluluk yüklemekle birlikte rahmetini de vermiş ve mahlûkatın tümünü ona muhtaç kılmıştır. Bu çalışmada, Âşık Paşa’nın Allah, âlem ve insan hakkındaki görüşleri Garib-nâme odaklı ortaya konacaktır. Bu yapılırken, insanın psikolojik yönünü oluşturan nefis, ruh, kalp ve akıl konusundaki düşüncelerine de değinilecektir.","PeriodicalId":39168,"journal":{"name":"Turk Kulturu ve Haci Bektas Veli - Arastirma Dergisi","volume":"21 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135132334","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}