{"title":"Priskos Yanılgısı: Margus Barışı’ndan Önce Ne Oldu?","authors":"Okan Çeki̇l","doi":"10.32449/egetdid.1347616","DOIUrl":"https://doi.org/10.32449/egetdid.1347616","url":null,"abstract":"Attila ve Bleda hükümdarlığındaki (yak. 435-445) Hunların Doğu Romalılar ile münasebetlerinde öne çıkan unsur, Roma Balkanlarındaki (Thraciae ve Illyricum) askeri mücadelelerdir. Bunlara dair verilerin önemli bir kısmı dönemin çağdaşı Priskos’un günümüze fragmanlarla erişen “Tarih”ine dayanmakla birlikte bu fragmanlar, X. yüzyılda derlenen bir külliyatta (Excerpta Constantiniana) korunmuş olup, teması gereği iki yönetim arasındaki elçilik faaliyetleriyle (excerpta de legationibus) ilgilidir. Priskos fragmanlarının bu durumu, Hun ve Doğu Roma devletleri arasındaki diplomasinin ardında yatan askeri-siyasi gelişmelerin takip edilmesi adına sunduğu bağlamların muğlak hale kalmasına neden olmuştur. Bu da konuya eğilen modern tarihçilerin fragmanlarda aktarılan gelişmeleri kronolojik bir çerçeveye yerleştirebilmek adına kendi kavrayışları dahilinde farklı kurgular geliştirmesine müsaade etmiştir. Bu nedenle Attila ve Bleda’nın hükümdarlıkları döneminde Hun - Doğu Roma münasebetlerinin kronolojik düzeni hususunda tarihi tanıklık olarak Priskos fragmanlarının doğasına ve kullanımına dayalı genel bir kargaşa ortamı mevcuttur. Bu çalışma, Attila ve Bleda’nın Doğu Roma İmparatorluğu ile –bilindiği kadarıyla- ilk askeri ve diplomasi münasebetleri kapsamında Margus Barışı’nı ihtiva eden fragmanın (fragman 1) ele alınış problemini berraklaştırmaya çalışmakla birlikte bu barışın ve öncesindeki gelişmelerin yeni bir kurgusunu önermektedir.","PeriodicalId":374745,"journal":{"name":"Ege Universitesi Turk Dunyasi Incelemeleri Dergisi","volume":"88 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139335571","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Türk Dünyası Atasözlerinde Toplumsal Cinsiyet: “Kadın”, “Erkek”","authors":"Fatma Teki̇n","doi":"10.32449/egetdid.1345814","DOIUrl":"https://doi.org/10.32449/egetdid.1345814","url":null,"abstract":"Toplumsal cinsiyet kavramı, kadın ve erkeğin biyolojik farklılıklar üzerinden şekillenen sosyal, kültürel ve psikolojik yapılardır. Her toplumun kadın ve erkeklere geleneksel olarak yüklediği roller, toplumsal cinsiyet rollerini belirlemektedir. Sözlü gelenek, erkek-kadın arasındaki ilişkileri ve rolleri belirleyen sembolik sistemin bir parçasıdır, bu nedenle de toplumsal cinsiyet kavramlarını yansıtmaktadır. Birey, sözlü kültür gelenekleri kapsamında üretilen cinsiyete özgü rollerini atasözleri, fıkra gibi geleneksel sözlü anlatılar aracılığıyla öğrenmektedir. Bu bilgiler ışığında, Türk kültürünün bellek kodlayıcıları olarak nitelendirilen Türk Dünyası’na ait 250 adet atasözü incelenmiştir. Toplumsal cinsiyet kavramı kapsamında Türk kültürünün kız ve erkek çocuk sahibi olma konusundaki bakışı, özellikle kadınla ilgili dini-ahlaki kabul ve değer yargıları, cinsiyete özgü sosyal rolleri arasında kadının “anne”, “eş” ve “ev kadını” kimliğine dair veriler tespit edilmiştir. Çalışmanın sonucunda, toplumsal cinsiyetin kültür dairesi içerisinde belirlendiği ve kabul, tutum ve beklenti merkezinde öğrenilen bir dizi kalıp davranışlardan oluştuğu ve bu kalıp davranışların sosyo-kültürel yolla öğrenildiği; atasözlerinin bu bağlamda cinsiyete özgü kimlik edinim inşasında kültürel örüntüleri oluşturucu ve aktarıcı özellik taşıyarak empoze edici bir işlevde olduğu görülmüştür.","PeriodicalId":374745,"journal":{"name":"Ege Universitesi Turk Dunyasi Incelemeleri Dergisi","volume":"255 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139335785","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Literary Translation in Kyrgyz Literature: The 1920s and 1930s","authors":"Ayşe Şener","doi":"10.32449/egetdid.1323325","DOIUrl":"https://doi.org/10.32449/egetdid.1323325","url":null,"abstract":"Modern Kırgız edebiyatı, 20. yüzyılın ilk çeyreğinde ortaya çıkmış ve büyük ölçüde Sovyet estetiğinin ekseninde gelişmiştir. Kırgızlarda yazılı edebiyatın ileri bir tarihte ortaya çıkmasıyla ilişkili olarak edebiyatın yenileşmesinde farklı hususiyetlerin devreye girmesi dikkat çekmektedir. Bu noktada çeviri faaliyetleri, yazarların farklı edebî anlayışları tanıma ve alımlamasına imkân sağlayan bir alan olarak edebî faaliyetlere rehberlik etmiştir. Bundan hareketle bu çalışmada Kırgız edebiyatının başlangıç yıllarında yapılan çeviriler, çevirileri yapan şahsiyetler, edebiyat ve çeviri ilişkisi bağlamında değerlendirilmiştir. Çalışma edebiyatta çevirinin önemini öne çıkarmakla birlikte edebiyatın yenileşmesinde çevirinin etkinliğini Kırgız edebiyatı özelinde ortaya koymaktadır. Çalışmada doküman ve betimsel analiz yöntemi ile söz konusu yıllar arasında yapılan çeviriler kütüphane katalogları ve çeşitli kaynaklar yoluyla taranmış ve irdelenmiştir. Neticede Kasım Tınıstanov, Kasımali Bayalinov, Sıdık Karaçev, Mukay Elebayev gibi Kırgız yazılı edebiyatının ilk kalemlerinin çeviri ile hemhâl olduğu ve modern Kırgız edebiyatının oluşum ve gelişim aşamasında çevirinin öneminin farkında hareket ettikleri görülmektedir. 1920’li yıllarda başlayan çeviri faaliyetlerinin edebî sürece parelel olarak 1930’lu yıllarda hız kazandığı, Batı edebiyatından özellikle Rus edebiyatından pek çok klasik eserin Kırgızcaya çevrildiği görülmektedir. 1930’lu yıllarda dünya edebiyatının bazı klasik eserlerinin de çevrilmeye başlanması sonraki yıllarda yapılacak ciddi çevirilere yol açması ile değerlidir.","PeriodicalId":374745,"journal":{"name":"Ege Universitesi Turk Dunyasi Incelemeleri Dergisi","volume":"12 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139336899","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Türk Halk Hukukunun Bir Yüzü: “Doğanın Kanunu” Meselesi","authors":"Sevgi Dal","doi":"10.32449/egetdid.1356208","DOIUrl":"https://doi.org/10.32449/egetdid.1356208","url":null,"abstract":"Halk hukuku, ait olduğu milletin düşünce anlayışı ve yaşayışından beslenmektedir. Toplumun inanış sistemleri, düşünce yapısını ve davranışları; davranışlar, sosyal normları; sosyal normlar ise halk hukukunu oluşturmaktadır. Halk hukukunun en önemli işlevi ise toplum düzenini ve adaleti sağlamaktır. Türk halk hukuku araştırmalarında yapılmış olan halk hukuku tanımlarında bireye ve topluma dikkat çekilmiştir. Ancak halk hukuku, birey ve toplum kadar doğa unsurlarını da kapsamaktadır. Gökyüzü, ağaç, su gibi doğa unsurları, eski Türk yaşantısında sosyal, ekonomik hayat, dinî inanışlar noktasında çeşitli davranış kalıplarının ve sosyal normların şekillenmesine katkı sağlamıştır. Kültürün bir yansıması olan hukuk sistemi, bu özellikler doğrultusunda temellenmiştir. Doğa unsurları, halk hukukunun gerek oluşumunda gerekse ceza sisteminde yer edinen unsurlardır. Doğa unsurlarına atfedilmiş ruhlara yönelik olumlu davranış geliştirmek; toplumsal yaşantıyı kolay kılmak, ihtiyaçların giderilmesi, ruhların gazabından korunmak noktasında önem arz etmektedir. Çalışmamızda da doğa unsurlarına yüklenmiş anlamlara, unsurlara yapılan saygısızlıklar sonucunda karşılaşılacağına inanılan ağır yaptırımlara, geliştirilen olumlu davranışlar sonucunda ise doğanın ödüllerine değinilecektir. Türk kültüründe gökyüzü, ağaç ve su unsurlarının yaratmış olduğu “kült” adı verilen inanış sisteminin halk hukuku oluşumundaki rolü ve bu inanmalar etrafında oluşan Türk toplum yapısı ve düzeni incelenecektir. Bu incelemede hukukun doğa tarafından yaratılmış; akıl ile keşfi yapılmış bir sistem olduğunu savunan “Tabii Hukuk” teorisinden de faydalanılacaktır.","PeriodicalId":374745,"journal":{"name":"Ege Universitesi Turk Dunyasi Incelemeleri Dergisi","volume":"62 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139338292","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Middle Power Foreign Policy Behavior in Peripheral Regions: The Cases of Türkiye and South Korea in Central Asia","authors":"Fatma Aslı Kelkitli","doi":"10.32449/egetdid.1321013","DOIUrl":"https://doi.org/10.32449/egetdid.1321013","url":null,"abstract":"This study examines the foreign policy behavior of Türkiye and South Korea in Central Asia comparatively in the post-Cold War era. The article argues that both Ankara and Seoul accomplished to expand and institutionalize their interaction with the Central Asian states through the establishment of multilateral diplomatic platforms, allocation of development assistance and utilization of soft power instruments. While Türkiye’s political bonds with the Central Asian states are more entrenched and institutionalized compared to the South Korea’s political association with Central Asia, South Korea surpasses Türkiye in terms of economic performance in the region. The socio-cultural sphere is a domain in which Russia still prevails despite the increasing Turkish and South Korean efforts in education and entertainment realms. Furthermore, while both Türkiye and South Korea resorted to middle power means of convening international meetings and extending aid in Central Asia, they were unable to assume conciliator/mediator roles in regional conflicts.","PeriodicalId":374745,"journal":{"name":"Ege Universitesi Turk Dunyasi Incelemeleri Dergisi","volume":"37 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-10","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139341256","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Kıpçak Grubu Türk Lehçelerinde Şart ve Emir Eklerindeki Kalıplaşmalar","authors":"Ahat Üstüner, Fecri Yavi̇","doi":"10.32449/egetdid.1335116","DOIUrl":"https://doi.org/10.32449/egetdid.1335116","url":null,"abstract":"Çekim eki kalıplaşmaları, isim veya fiil çekim eklerinin çeşitli nedenlere ve dilin kendi ihtiyaçlarına bağlı olarak görevlerinin dışında eklendiği kelimeyle kaynaşarak kalıcı sözcükler türetmeleridir. Bu kalıplaşmalarla Türkçenin söz varlığına çok yönlü, genellenemeyen, sınırlandırılamayan ve anlam bilimi ile dil biliminin ortak ürünleri olan yeni sözcükler eklenir. Çekim eki kalıplaşmalarının sözcük türetme işlevi, yapım eklerindeki gibi kurallı ve sistematik değildir. Bu yüzden kalıplaşmalarla yapılan türetmelere, kural dışı türetmeler demek daha mantıklı görünmektedir. Bu çalışmada Kıpçak grubu Türk lehçelerinde şart kipi ve emir kipi eklerinin kalıplaşarak sözcük türetmeleri, nedensellik bağlamında ve örnek cümlelerle incelenmiştir. Türkçede fiil çekim ekleriyle sözlük birimi olabilecek kalıcı sözcükler türetilmemesine rağmen, kalıplaşmalar sonucu bu eklerin bazı kalıcı sözcüklerin yapısında yer aldıkları görülür. Kıpçak grubu Türk lehçelerinde emir kipi eklerinin kalıplaşmasıyla oluşan sözcüklerin daha çok ünlem türünden sözcükler olduğu, bunların az sayıda edat, bağlaç ve sıfat türünden sözcükler türettiği de tespit edilmiştir. Bu lehçe grubunda şart ekinin kalıplaşmasıyla oluşan sözcüklerin de genellikle bağlaç ve zarf türünden sözcükler olduğu görülür. Aynı zamanda bu ek az sayıda isim, zamir, ünlem ve sıfat görevli sözcüğün yapısında yer almaktadır. Çekim eki kalıplaşmalarının Türkçenin söz varlığına katkısını anlayabilmek için yapılan bu çalışma, Türkçede söz yapımı üzerine yapılacak incelemelere ışık tutacaktır. Araştırmada Kıpçak grubu Türk Lehçelerinde adı geçen çekim eklerinin kalıplaşmasıyla oluşmuş pek çok sözcük belirlenerek, bu sözcükler yapı ve anlam bakımından incelenmiştir.","PeriodicalId":374745,"journal":{"name":"Ege Universitesi Turk Dunyasi Incelemeleri Dergisi","volume":"31 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139343412","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"An Etude of Manavgat Toponymies in Terms of Toponymy","authors":"Celâl Görgeç","doi":"10.32449/egetdid.1313754","DOIUrl":"https://doi.org/10.32449/egetdid.1313754","url":null,"abstract":"Bu çalışmada Antalya’nın Manavgat ilçesinin yerleşim yeri adları toponimi bilimi açısından incelenmiştir. Bilindiği gibi, yeradlarının ortaya çıkışlarını, yapılarını, anlamlarını, gelişimlerini, ortaya çıkışlarındaki geleneği ve prensipleri araştıran adbilim alanına toponimi (yeradbilim) adı verilir. Antalya’nın demografik ve ekonomik açıdan en büyük ilçelerinden biri olan Manavgat’ın idarî sınırları içinde yer alan mahalleler ve vaktiyle köy olup mahalleye dönüşen yerleşim yerlerinin adları bu çalışmanın sınırlarını oluşturmuştur. Yeradlarının tür, köken, yapı ve anlam açısından ele alındığı bu çalışmada esas olarak betimleme yöntemi ve tarihî yöntem kullanılmıştır. Çalışmamızda öncelikle Manavgat ilçesine ait yerleşim yeri adları derlenerek bu adların genel görünümü ortaya konulmuş, böylelikle adlandırmalardaki karakteristik özellikler ve eğilimler tespit edilmiştir. Ayrıca, yerleşim yeri adlarının tarihî görünümleri yazılı kaynaklara dayalı olarak gösterilmeye çalışılmıştır. Buna bağlı olarak çalışmamız; leksik-semantik sınıflandırma, filolojik (dilbilgisel) sınıflandırma ve kökensel sınıflandırma olmak üzere üç temel bölümden oluşmaktadır. Manavgat’taki yerleşim yeri adlarının veriliş eğilimleri açısından tabiata ve fiziksel özelliklere dayanan ile birey ve topluma dayanan adlardan oluştuğu görülmektedir. Filolojik sınıflandırmada yeradları yapısına göre basit, türemiş ve birleşik olmak üzere üç başlık altında ele alınmıştır. Köken bakımından yeradlarının ele alındığı bölümde Manavgat’taki yerleşim yeri adlarının hangi dillerden geldiği gösterilmiştir.","PeriodicalId":374745,"journal":{"name":"Ege Universitesi Turk Dunyasi Incelemeleri Dergisi","volume":"6 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139350864","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Emperyalizmin Bolşevik Devrimi Perspektifinden Liberal ve Marksist-Leninist Yorumu","authors":"Hamit Özman","doi":"10.32449/egetdid.1290408","DOIUrl":"https://doi.org/10.32449/egetdid.1290408","url":null,"abstract":"Bu çalışmada Marx, Lenin ve liberal ekolden Hayek’in konu hakkında birinci elden yazdıkları eserler incelenmiş olup çalışmanın odak noktasını, klasik ve modern emperyalizm olgularına yönelik yazarların iktisadi ve siyasal bakış açıları oluşturmaktadır. Bu kapsamda Bolşevik Devrimi, liberal ve sosyalist ideolojinin keskin bir şekilde kamplara ayrıldığı bir zaman dilimi olması nedeniyle, çalışmada temel dayanak noktası olarak belirlenmiş ve mercek altına alınmıştır. Bu çalışmanın temel tezlerini şu tespitler oluşturmaktadır: Modern emperyalizm, artık 18. ve 19. yy’ da olduğu gibi görünür bir şekilde toprak kazanımı yoluyla değil; yoğunlaşma (tekelleşme) ve finansal sermaye aracılığı ile hâkim paradigmasını korumaktadır. Neo-liberalizm, zamanın ruhu ile kendiliğinden değil; kurumsallaşma ile ortaya çıkmıştır. Nitekim 20. ve 21. yy’ da neo-liberalizm ürünü olan Dünya Ticaret Örgütü, IMF, Dünya Bankası gibi uluslararası kurumsal örgütler, bu “görünmez imparatorlukların” varlıklarını sürdürmesinde önemli rol oynamaktadır. Bu çalışma kapsamında varılan ve vurgulanmak istenen bir diğer husus ise şu şekilde ifade edilebilir: Her ne kadar varlığı son derece elzem olan demokrasi kavramı, kapitalizmin ürettiği bir olgu olsa da sömürüye dayalı saf kapitalist bir demokrasi anlayışı, bu iki kavram arasındaki bağları giderek zayıflatmaktadır. Sonuç olarak, kapitalizmin demokratikleşmesi, tarihsel süreçte yeterince mümkün olamasa da etik kodlara sahip liberal ideoloji çatı altında gelişen kurumsal bir demokrasi kültürü, yeni tip emperyalist hedeflerden kendini soyutlamış, sürdürülebilir bir kapitalizm yaratabilir.","PeriodicalId":374745,"journal":{"name":"Ege Universitesi Turk Dunyasi Incelemeleri Dergisi","volume":"5 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"130769867","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Bozkırın Bilgesi Olcas Süleymanov","authors":"Ekrem Ayan, Cemre Yildiz","doi":"10.32449/egetdid.1274905","DOIUrl":"https://doi.org/10.32449/egetdid.1274905","url":null,"abstract":"Edebiyat, siyaset ve diplomasi alanlarında Kazakistan’a büyük katkılar sağlamış önemli bir halk figürü olan Olcas Süleymanov 20. yüzyılın ilk yarısında dünyaya gelmiş bir Kazak aydınıdır. Üniversitede Jeoloji bölümünü okumuş ancak yazdığı şiirleri ve hikayeleri ile edebiyat alanında da çok önemli bir yere sahip olmuştur. \u0000Olcas Süleymanov, sosyal ve politik meselelere de değinerek Kazak coğrafyasında gerçekleştirilen nükleer denemelere karşılık önemli faaliyetlerde bulunur. Kazakistan topraklarında nükleer testlerin yasaklanması çağrısında bulunarak eserler vermeye başlar. Başlangıçta bir karşılık bulmayan bu çağrı. Süleymanov’un edebiyat alanının yanında politika alanında da ekili olmaya başlamasıyla birlikte tekrarlanır ve asıl görevi nükleer silah testlerine yasak getirmek olan Nevada-Semipalatinsk örgütünün kurulmasını sağlar. \u0000İgor Destanı Rusların en önemli kültü hazinelerinden birisidir. Türk ve Slav kültürlerinin karşılıklı etkilenmesinin özel bir örneğidir. İgor Destanındaki Türkçe kelimelerin sayısının çokluğundan hareketle Olcas Süleymanov, Az i Ya adlı eserini yazmıştır. “Az” kısmı ile Rus edebiyatı, “Ya” kısmı ile de Kazak edebiyatı özelinde Türk halkının tarihi, kültürü ve etnik kökü hakkında bilgi ve belgeler sunar.","PeriodicalId":374745,"journal":{"name":"Ege Universitesi Turk Dunyasi Incelemeleri Dergisi","volume":"43 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115379148","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"İkinci Dünya Savaşı’nda Batı Sahillerine Sığınan Yunanlar, Yunanistan’a Yapılan İnsani Yardımlar ve İzmir","authors":"Ozan Yücesoy","doi":"10.32449/egetdid.1285502","DOIUrl":"https://doi.org/10.32449/egetdid.1285502","url":null,"abstract":"Yunanistan 28 Ekim 1940 tarihinde İtalyanlar tarafından işgale uğramış, İtalyanlar başarısız olunca, Hitler SSCB’ye yapacağı harekâtı öncesinde güney kanadı güvence altına almak adına 1941 Nisan’ında Yunanistan’ı işgal edilmiştir. Yunanistan “Büyük Açlık” döneminde 300 bin kadar insanını açlıktan ve salgın hastalıktan kaybetmiştir. Türkiye Kızılay aracılığıyla Yunanistan’a Dumlupınar ve Kurtuluş vapurlarıyla altı ay boyunca insani yardımlarda bulunup komşu ülkenin vatandaşlarına yardım eli uzatmıştır. Türkiye bu yardımların haricinde Oniki Ada’dan, başta İzmir tarafı olmak üzere, Batı Anadolu sahillerine iltica eden ilkin Yunan asker ve sivil vatandaşlar olmak üzere çeşitli etnik kökene sahip sığınmacılara kapılarını açmıştır. Bilhassa Ege Denizi’ndeki iltica faaliyetleri İngiliz ajanlar tarafından tertip edilmekle birlikte Türk sahillerine sığınanların kaçış noktaları zaman içerisinde savaşın seyrine göre değişiklik göstermiş olup ilerleyen zamanlarda ulaştıkları sahiller de ülkenin güneybatısı oluşmuştur. Türkiye üzerinden transit geçiş sayesinde Yunanlar Orta Doğu’da yeniden örgütlenme ve toplanma fırsatı bulmuşlardır. Rodos ve İstanköy adalarından Yunan vatandaşların haricinde Türk kökenli adalılarla Alman işgalinden kaçan İtalyan askerlerin ilticaları gözlenmiştir. Türk, İtalyan ve Yunan sığınmacıların haricinde deniz yoluyla Türkiye’ye sığınanlar arasında Alman, İngiliz, Amerikan hatta Yahudi kökenliler mevcuttur. Bahsi geçen iltica faaliyetleri ele alınarak Türk-Yunan ilişkilerinde II. Dünya Savaşı döneminde gerçekleşen bu olaylara ışık tutulmaya çalışılmıştır.","PeriodicalId":374745,"journal":{"name":"Ege Universitesi Turk Dunyasi Incelemeleri Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"130614754","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}