TURKISH ONLINE JOURNAL OF DESIGN ART AND COMMUNICATION最新文献

{"title":"GÖRSEL SANATLARDA NARKİSSOS MİTİ VE NARSİSTİK EĞİLİMLER BAĞLAMINDA OTOPORTRE","authors":"Nesli Türk","doi":"10.7456/tojdac.1322238","DOIUrl":"https://doi.org/10.7456/tojdac.1322238","url":null,"abstract":"Hangi Alandan Hakem Atanmalı: Güzel Sanatlar, Kültürel Çalışmalar \u0000 \u0000 GÖRSEL SANATLARDA NARKİSSOS MİTİ VE NARSİSTİK EĞİLİMLER BAĞLAMINDA OTOPORTRE \u0000 \u0000ÖZ \u0000Bu çalışmanın amacı Ovidius’un Dönüşümler adlı yapıtında ele aldığı Narkissos mitini yorumlayan ressamların yapıtlarını ve narsistik kişilik özellikleri barındıran otoportreleri incelemek, sanatçıların kendilerine olan hayranlıklarının ya da bazı durumlarda psikanalitik bağlamda narsistik eğilimlerinin sanatsal üretim biçimlerine etkilerini farklı dönem ve üsluplar bağlamında göz önüne sermektir. Alberti’nin Narkissos’un ilk ressam, sudaki yansımasının ilk resim ve yansıtıcı yüzeyin de ilk sanatsal medyum olduğu yolundaki tezinden yola çıkıldığında otoportre çalışan sanatçıların yapıtlarında mitin ve söz konusu teorinin izleri açığa çıkar. Alberti’nin metaforunu ileri bir aşamaya taşırsak ilk ressamın Narkissos olduğu bir senaryoda otoportre ilk resim türü olacaktır. Narkissos’un imge ile ilişkisi kendi tasviri-yansıması üzerinden yürür; dolayısıyla otoportre çalışan ressamların üretim pratiği Narkissos’unki ile paralellik gösterir. Art kelimesinin etimolojisine baktığımızda pek çok batı dilinde olduğu gibi kökeninin yapay-artificial kavramına dayandığını görürüz. Burada kendi imgesinin peşine düşen ressam -Narkissos’un aksine- imgeyi dönüştürerek doğadaki yansımasına ve doğanın kaotik güçlerine karşı zafer kazanmış; bir anlamda Narkissos’un trajik sonunu tersine çevirmiştir. Bu çalışmada ele alınan, sanat tarihinin kültleşmiş otoportreleri ile narsisizm arasındaki bağlantılar araştırılırken patolojik boyuta varan özseverliğin olumlu bir dönüşüm geçirerek yaratıcı ifadeye katkı ve etkileri tartışılır. \u0000Anahtar Kelimeler: Narsisizm, Narkissos, Oto-Portre, Mit, Yansıma.","PeriodicalId":244131,"journal":{"name":"TURKISH ONLINE JOURNAL OF DESIGN ART AND COMMUNICATION","volume":"42 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125140420","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"CAN SUBALTERNS ENTERTAIN THEMSELVES? THE RELATIONSHIP BETWEEN ENTERTAINMENT AND POWER INEQUALITIES IN ANCIENT MEDITERRANEAN CIVILIZATIONS","authors":"Sibel Fügan Varol","doi":"10.7456/tojdac.1323152","DOIUrl":"https://doi.org/10.7456/tojdac.1323152","url":null,"abstract":"İletişim Çalışmaları \u0000MADUN EĞLENEBİLİR Mİ? ANTİK AKDENİZ UYGARLIKLARINDA EĞLENCENİN GÜÇ EŞİTSİZLİKLERİYLE İLİŞKİSİ \u0000 \u0000ÖZ \u0000Bir toplumda farklı kesimlerin deneyimlediği eğlence biçimleri ve eğlenen-eğlendiren tarafların kimler olduğu o toplumdaki güç eşitsizliklerinin yansımasıdır. Bu varsayım, çalışma kapsamında, Antik Mısır, Yunan ve Roma uygarlıkları ekseninde incelenmiştir. Söz konusu uygarlıklardaki güç eşitsizliklerinin dezavantajlı taraflarının diğer kesimlerin deneyimlediği eğlence süreçlerinden önemli ölçüde dışlandığı tespit edilmiştir. İncelenen üç uygarlık arasında cinsiyet eşitsizliğinin en keskin yaşandığı Antik Yunan toplumu kadınların eğlence aktivitelerinden dışlanmayı da en ağır yaşadığı uygarlık olmuştur. Roma toplumunda ise köle, kadın, engelli, yaşlı gibi her türden dezavantajlı, yani madun kesimin arenada acımasızca öldürüldüğü eğlence biçimleri deneyimlenmiştir. Tribünlerin Roma toplumundaki hiyerarşiye uygun olarak düzenlendiği amfitiyatrolarda gerçekleşen bu eğlence türüne Roma halkının gösterdiği büyük ilgi eğlencenin kitleselleşmesine ve giderek toplumsal hayat tümünü kaplayacak kadar yaygınlaşmasına yol açmıştır. Antik Mısır'da cinsiyet ve sınıf eşitsizlikleri diğer iki uygarlık kadar keskin olmamakla birlikte yine de eğlenenlerin güç sahipleri, eğlenenlere hizmet edenlerin ise güç ilişkilerinin kadınlar ve köleler gibi dezavantajlı tarafları olduğu tespit edilmiştir. \u0000 \u0000Anahtar Kelimeler: Eğlence, Boş Zaman Etkinlikleri, Güç Eşitsizlikleri, Madun, Antik Uygarlıklar \u0000 \u0000 \u0000CAN SUBALTERNS ENTERTAIN THEMSELVES? THE RELATIONSHIP BETWEEN ENTERTAINMENT AND POWER INEQUALITIES IN ANCIENT MEDITERRANEAN CIVILIZATIONS \u0000 \u0000ABSTRACT \u0000The entertainment forms experienced by different layers of a society and who entertains whom are the reflection of the power inequalities in that society. This assumption is examined here in ancient Egypt, Greek and Rome. The altern groups of these civilizations have been found to be excluded from the entertainment activities experienced by the advantageous groups of the power inequalities of each society. Ancient Greece where the gender inequalities were experienced most severely among these three societies was also the society of which the women experienced exclusion from entertainment activities most heavily. Ancient Rome experienced highly cruel entertainment activities which included the killing of the disadvantaged groups such as slaves, women, disabled and old people in amphitheaters. The great interest shown by the Roman people to this type of entertainment, which took place in amphitheaters, where the tribunes were arranged in accordance with the hierarchy of Roman society, led to the massification of entertainment and its expansion to cover the entire social life. Although the gender and class inequalities in Ancient Egypt were not as severe as the other two civilizations, the disadvantaged groups of the power inequalities, namely women and slaves were still the party who entertained the enterta","PeriodicalId":244131,"journal":{"name":"TURKISH ONLINE JOURNAL OF DESIGN ART AND COMMUNICATION","volume":"30 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126791919","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"ÇAĞDAŞ TÜRK RESMİNDE ŞEHİR MANZARALARI","authors":"Gizem Hastaoğlu, Gülşah Özdemi̇r","doi":"10.7456/tojdac.1325910","DOIUrl":"https://doi.org/10.7456/tojdac.1325910","url":null,"abstract":"ÇAĞDAŞ TÜRK RESMİNDE ŞEHİR MANZARALARI \u0000 \u0000ÖZ \u0000Türk resminde şehir manzaraları, Türkiye’nin tarihini, kültürünü ve doğal güzelliklerini yansıtan önemli bir konudur. Geçmişten günümüze şehir manzaralarını incelediğimizde, doğanın, farklı dönemlerde farklı kültürlerle harmanlanan sanatçıların zihninden izleyicilere çağrışımlar sunduğunu görürüz. Tema manzara da olsa, sanatçının bu tema kapsamın da seçtiği mekân, bakış açısı, renk ve ahengi, bulunduğu sosyoekonomik düzen ve kültürel değerlerin yansımasıyla özgün eserler oluşmaktadır. Tabiatın insan psikolojisi üzerindeki olumlu etkileri uzun zamandır bilinmektedir. Manzara çizimindeki temel nedenlerden biri, doğal ve kentsel unsurların birleşimiyle oluşan bu eserlerin insanlara huzur ve dinginlik hissi vermesidir. İnsanlar doğanın ve şehir yaşamının sentezlendiği bu resimlerde kendilerini rahatlamış ve sakin hissetmektedirler. Şehir manzaraları, kent yaşamının karmaşasından kaçmak isteyen insanlar için bir sığınak niteliği taşımaktadır. Türk resminde manzara resmine yönelik ilgi, insanların doğaya ve kentsel çevreye olan bağlılığını ve özlem duygusunu da yansıtmaktadır. Bu makaleyle, Osmanlı döneminden başlayarak, 2000’lere kadar olan süreçte manzara resminin gelişimi gözlemlenmiş, 2000’lerden sonraki süreçte ise şehir manzaralarının gelişimi, teknik, üslup ve pentüral bakımdan incelenmiştir. Araştırmalar sonucunda, şehir manzaralarının Çağdaş Türk resmindeki yeri ve önemi, günümüzdeki çağdaş sanatçıların şehir manzaraları temasına nasıl yaklaştığı ve bu konuda neler yaptığı, üzerinde durulmaktadır. Şehir manzaralarını konu edinen sanatçıların eserlerinden seçkin örneklerle de desteklenmiştir. \u0000Anahtar Kelimeler: Türk resmi, Manzara, Şehir manzaraları","PeriodicalId":244131,"journal":{"name":"TURKISH ONLINE JOURNAL OF DESIGN ART AND COMMUNICATION","volume":"39 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"133201275","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"YAŞANABİLİR SOKAKLAR OLUŞTURMAK İÇİN TASARIM ÖNERİLERİ: CEP PARKLAR VE PARKLETLER","authors":"Pelin ŞAHİN KÖRMEÇLİ, İdris Eli̇taş","doi":"10.7456/tojdac.1322211","DOIUrl":"https://doi.org/10.7456/tojdac.1322211","url":null,"abstract":"ÖZ \u0000Hızla artan kentleşme ile kentlerde yeşil alan varlığı giderek azalmaktadır. Kentlerde kullanılmayan ya da atıl kalmış alanlar yeşil alanlara kazandırılarak yaşanabilir mekânlar üretilmeye ihtiyaç vardır. Cep parkları ve parkletler, küçük ve atıl kalmış alanları değerlendirmek ve kent ekolojisine katkı sağlamak açısından geliştirilen yenilikçi uygulamalardır. Bu çalışmada Çankırı ilinde kentsel koridor olan Tatlıçay üzerinde yer alan yeşil alanlarda cep park ve parklet uygulamalarının geliştirilmesi ve yeşil altyapıya katkı sağlanması amaçlanmıştır. Tatlıçay çevresindeki park alanları imar planları ve arazi çalışmaları doğrultusunda analiz edilmiş ve geliştirilmesi gereken yeşil alanlar saptanmıştır. Alanda kullanılmayan ve gelişime açık olan park alanlarında cep park ve parklet uygulamaları tasarlanarak sketchUp aracında üç boyutlu modellerle öneriler sunulmuştur. Çalışma sonunda mevcut parklar ile yeni üretilen parkların yeşil ağ bağlantılılığı sağlanarak kent ekosistemine ve topluma katkı sağlamak için öneri tasarımlar geliştirilmiştir. Kent içinde yürünebilirliği teşvik ederek, yaşanabilir kamusal mekânlar oluşturulmuştur. Cep park ve parklet uygulamaları yeşil alanların sürdürülebilirliğinde katkısı olup kentlerde tasarım önerileriyle geliştirilmelidir. \u0000 \u0000Anahtar Kelimeler: Açık alan, Çankırı, Tatlıçay, Yaya durağı, Yeşil alan.","PeriodicalId":244131,"journal":{"name":"TURKISH ONLINE JOURNAL OF DESIGN ART AND COMMUNICATION","volume":"45 2","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"120924377","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"READING TELEVISION WITH BOURDIEU SOCIOLOGY AS A DAILY OBJECT","authors":"Canan DURAL TASOUJİ","doi":"10.7456/tojdac.1185529","DOIUrl":"https://doi.org/10.7456/tojdac.1185529","url":null,"abstract":"Bourdieu’nun düşünceleri doğrultusunda televizyona dair özet bir cümle kurmamız gerekseydi, kuşkusuz bu cümle, ‘televizyonun medya içerisinde bir alt alan olduğu ve toplumsal yapıdaki kültürel üretim alanları sıralamasında listenin başında yer aldığı ve hatta kültürel üretim alanlarının en önemlisi/dominantı olduğu’ şeklinde olurdu. Bourdieu’nun, kavramlarından, alan, habitus ve sermaye üçlüsü toplumu ve insanı sosyolojik bağlamda açıklama çabası güden çalışmalarda kuşkusuz en yaygın kullanılanlardır. Bourdieu’nun genel düşüncesi, insanın kültürel bir uzam içerisine doğduğu (alan), bu uzamın kurallarıyla şekillendiği (habitus) ve aynı zamanda alanı da şekillendirdiği (alan-habitus dönüşümselliği) ve bu karşılıklı süreci maddi kazancın (sermaye) önemli ölçüde yönlendirdiğidir. Bu çalışma, Bourdieu’nun alan-habitus kavramları ekseninde televizyon alanına yoğunlaşmaktadır. Fakat çalışma kapsamında, televizyonun bir kültürel üretim alanı olarak doğrudan içeriğine değil, onun aile – ev içerisinde kendisine açtığı alana ve bu alanla şekillenen yeni-ev habitusuna odaklanılmıştır. Bilindiği üzere Türkiye’nin televizyonla tanıştığı ilk yıllarda, sayılı evde televizyon mevcutken, televizyon izleme oranları her geçen gün giderek arttığı günümüzde neredeyse tüm evlerde en az bir televizyon bulunmaktadır. Evin iç tasarımında, özellikle salonun tasarımında, hareket noktası televizyon olmaktadır. Başka bir deyişle önce televizyon yerleştirilmekte ve ardından diğer eşyalar ona göre konumlandırılmaktadır. Böylece televizyon bir mobilya özelliği kazanmakta ve televizyon sehpası, ünitesi gibi kendisine uygun yeni mobilyaların üretilmesine yol açmaktadır. Oturma odalarının/salonların bir dönem vazgeçilmez mobilyası olan vitrin tasarımları dahi televizyon düşünülerek tasarlanmıştır. Televizyonun fiziksel/teknik özelliğinin değişimine (tüplü televizyondan LC, LED televizyona) göre ev tasarımları hala değişmeye devam etmektedir. Bu çalışmada öncelikle, Bourdieu’nun alan-habitus ve kısmen de sermaye kavramları açıklanacaktır. Ardından genel hatlarıyla Türkiye’nin televizyonla tanıştığı yıllara değinilecek ve televizyonun aile-ev içerisinde kendisine açtığı alana ve bu alanın oluşturduğu yeni ev-aile habitusuna dikkat çekilecektir. Televizyonla şekillenen evlerin yarattığı yeni kültürel ortamın sosyolojik boyutunun da irdeleneceği çalışmanın örneklemi Türkiyeli izleyicilerle yapılan derinlemesine görüşmelerde toplanan televizyon hatıraları ışığında televizyona dair deneyim ile ilişkilendirilebilecek aile-ev fotoğrafları ya da dönemin dergi/gazetelerinde yayınlanmış ve bu durumu gösteren bazı görsellerdir. Çalışmada bu fotoğrafların söylemleri, konumuz bağlamında analiz edilmiş ve televizyon sahiplerinin evlerinde televizyon için ayırdıkları odalarda hem televizyonun odanın düzenini değiştirdiği, televizyon ile eve alınan dolap ve ünitelerin ev düzeninde değişiklikler yaptığı, hem de televizyonun evdeki düzene katılma sürecinde gerek örtüler, danteller gerekse biblo ve fo","PeriodicalId":244131,"journal":{"name":"TURKISH ONLINE JOURNAL OF DESIGN ART AND COMMUNICATION","volume":"8 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125591122","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"“BİR TUTAM BİLİM BİR DÜNYA ŞENLİK” PROJESİ KATILIMCI GÖRÜŞLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ","authors":"H. Ilgin, Meral Kurtulmuş","doi":"10.7456/tojdac.1321470","DOIUrl":"https://doi.org/10.7456/tojdac.1321470","url":null,"abstract":"EVALUATION OF PARTICIPANT’S OPINIONS REGARDING TÜBİTAK 4007 “A PINCH OF SCIENCE A SLEW OF FESTIVALS” PROJECT \u0000 \u0000ABSTRACT \u0000Science festivals are public events, usually held in a particular region or country. These activities are considered a fun and educational activities especially for children, increasing their scientific curiosity and improving their abilities. The current study was carried out to determine the views of the participants who participated in the A Pinch Science A Slew of Festivals Project organized within the scope of the TÜBİTAK 4007 special call. A Pinch of Science a Slew of Festivals Project consists of 11 workshops. The study universe consists of 300 participants living in the Hüdayi container Kırıkhan district of Hatay. The study sample including 300 participants was determined by the convenience sampling method and participated in the science festival. Personal Information Form and Science Festival Attitude Scale were data collection tools. The data were collected by applying the single group pre-test and post-test, which is the experimental research design, and the data were analyzed with the SPSS 22.0 program. The study findings show that there is a significant difference between the views of the participants who participated in the A Pinch of Science a Slew of Festivals Project workshops before and after the event. \u0000Keywords: Science Festival, Tübitak 4007, Science, Education.","PeriodicalId":244131,"journal":{"name":"TURKISH ONLINE JOURNAL OF DESIGN ART AND COMMUNICATION","volume":"74 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114840040","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"YALNIZLIK, SOSYAL MEDYA VE SANAL YAŞAMIN BİREYLER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: SANAL HAYATLAR FİLMİ ÖRNEĞİ","authors":"Zuhal Ergün, Gülsemin Misirli","doi":"10.7456/tojdac.1327161","DOIUrl":"https://doi.org/10.7456/tojdac.1327161","url":null,"abstract":"Sosyal yaşamda kurulan ilişkiler internetin gelişmesiyle birlikte dijital yaşama taşınmış ve bu mecralarda sürdürülmeye başlamıştır. Günümüzde insanların yalnızlığını sosyal ağlarda kurdukları ilişkilerle gidermeye çalıştıkları düşünülmektedir. Ancak diğer taraftan bu mecralarda çok fazla vakit geçirdikleri için yalnızlığa mahkûm oldukları da bilinmektedir. Dolayısıyla bu iki durum kısır bir döngü olarak karşımıza çıkmaktadır. Günümüzde bireyler sosyal medyada uzun süre geçirmekte, gerçek hayatta kurması gereken ilişkilerini bu mecralarda kurmaktadırlar. Bu durum adeta çağın vebası sayılan iletişimsizlik sorununu ortaya çıkarmakta ve bireyler çözümü sosyal mecralarda aramaya başlamaktadır. Oysa internet, yalnızlık ve gerçek hayattaki iletişimsizliğe çözümmüş gibi görünse de kendi çıkmazı ile beraber insanların yaşamlarına dahil olmuştur. Böylece hayatın her alanına yerleşen sosyal ağlarda birçok kişi, sanal mecralarda yaşadıkları sorunlarla gerçek hayatta yüzleşmek durumunda kalmıştır. Çünkü sanal yaşamda sürdürülen hayatlar ile sosyal yaşam birbirinden kopuk değildir. Hatta bunlar birbiri ile etkileşim içerisindedirler. Sanal yaşamda kurulan iletişim sonucu ortaya çıkan bir sorun gerçek yaşamı da etkileyebilmektedir. Bu çalışmanın amacı sosyal ağların insanların yalnızlığına çare gibi sunulmasını ve iletişim ihtiyaçlarını karşılayan bir alan gibi görülmesini anlatan Sanal Hayatlar (Disconnect) filmini incelemektir. Çalışma kapsamında, filmde yalnızlığını sosyal ağlarda gidermeye çalışan kişilerin bu ağları bilinçsiz kullandıklarında gerçek yaşamlarında ne kadar büyük tehlikelerle karşılaştıkları sorunsalı betimsel içerik analizi yönteminden faydalanarak ortaya konulmuştur. Çalışma, yalnızlık ve sosyal medya ilişkisini film karakterleri üzerinden inceleyip değerlendirmesi bakımından önemlidir.","PeriodicalId":244131,"journal":{"name":"TURKISH ONLINE JOURNAL OF DESIGN ART AND COMMUNICATION","volume":"7 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129486241","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"MULTİMODAL LOGO OLARAK GOOGLE DOODLES TASARIMLARINDA YAZAR VE ŞAİRLERİN BETİMLENMESİ","authors":"Açelya B. Gönüllü","doi":"10.7456/tojdac.1322464","DOIUrl":"https://doi.org/10.7456/tojdac.1322464","url":null,"abstract":"HAKEM ALANI: Görsel iletişim tasarımı, grafik tasarım, illüstrasyon. \u0000 \u0000ÖZ \u0000Çok uluslu bir Amerikan teknoloji şirketi ve dünya genelinde popüler bir internet arama motoru olan Google, 1998 yılında Burning Man Festivali'ni kutlamak üzere logosu üzerinde küçük bir değişiklik yaparak dinamik logo türünü uygulamaya başlar. Multimodal bir yapı içinde kurgulanan bu dinamik logo, Google Doodles olarak adlandırılır. Doodles tasarımları her zaman yayınlanmamakta; önemli olaylar, keşifler ve kişileri kutlayan günlerde kullanılmaktadır. Böylece zaman faktörü, kullanıcıda merak ve beklenti duygusu yaratmaktadır. \u0000 \u0000Bu çalışmada, 2009-2018 yılları arasında yayınlanmış olan sekiz yazar ve şairin doğum günlerini kutlayan doodle’lar incelenmiştir. Bu tasarımlarda, yazar ve şairlerin hangi tekniklerle ve nasıl betimlendiğini araştırmak amaçlanmıştır. Çalışmada veri toplama yöntemi olarak genel tarama modeli kullanılmış, doodle’lar teknik kiplerine göre sınıflandırılmış ve daha sonra göstergebilimsel yöntem ile içerik analizi yapılmıştır. Bulgulara göre, yazar ve şairleri betimleme yöntemi olarak en çok eserden sahne ve iki boyutlu çizim tekniği kullanılmıştır. Eserden sahne tekniğinin kullanımı, yazar ve şairin popüler eserleri üzerinden gerçekleştirilmiştir. Portre ve animasyon tekniği kullanılmış olsa da daha az tercih edilmiştir. Araştırmada iki şair yer almaktadır ve ikisinde de animasyon tekniğinin kullanılmış olması dikkat çekici olmakla birlikte, şiir sanatının doğasına en uygun göstergebilimsel yaklaşım olduğu düşünülmektedir. \u0000 \u0000Anahtar Kelimeler Dinamik logo, Google Doodles, İllüstrasyon, Logo tasarımı, Multimodal, Şair, Yazar.","PeriodicalId":244131,"journal":{"name":"TURKISH ONLINE JOURNAL OF DESIGN ART AND COMMUNICATION","volume":"31 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132111482","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"SAVAŞ HABERCİLİĞİNDE KULLANICI TÜREVLİ İÇERİĞİN KULLANIMI VE KARŞILAŞILAN ETİK SORUNLAR","authors":"Zuhal Demi̇r, Şirin KARAL TEMÜROĞLU","doi":"10.7456/tojdac.1321532","DOIUrl":"https://doi.org/10.7456/tojdac.1321532","url":null,"abstract":"Gazetecilik alanından hakem atanmalıdır. \u0000 \u0000SAVAŞ HABERCİLİĞİNDE KULLANICI TÜREVLİ İÇERİĞİN KULLANIMI VE KARŞILAŞILAN ETİK SORUNLAR \u0000ÖZ \u0000Bu çalışma, savaş dönemlerinde profesyonel gazeteciler ile yurttaş ya da katılımcı gazetecilerin nasıl ilişki kurduklarını ve kullanıcı türevli içeriğin profesyoneller tarafından kullanımının ortaya çıkardığı etik sorunları tespit etmeyi amaçlamaktadır. Bu bağlamda Türkiye’de ulusal yayın yapan haber televizyon kanallarında görevli ve Rusya-Ukrayna savaşını takip eden profesyonel gazetecilerle görüşme yapılmıştır. Rusya-Ukrayna savaşında savaş ve çatışma bölgelerinde bulunan kişilerin ürettikleri içerikler, yayın kuruluşları tarafından sıklıkla kullanılmıştır. Ancak bu tip içeriklerin haber medyası tarafından savaş haberlerinin üretiminde kullanılması nesnelliğin ve tarafsızlığın sağlanamaması, sansür/otosansür içermesi, haberi ilk veren olma arzusuyla doğrulamadan paylaşılması, yurttaş ya da katılımcı gazetecilerin güvenliğinin ihlal edilmesi gibi etik sorunların önünü açabilmektedir. Profesyonel gazeteciler, bu tip içeriklerin savaş haberciliğinde kullanımıyla ortaya çıkabilecek risklerin farkında olduklarını belirtmekte ve öncelikli olarak sağlıklı bir şekilde işleyen bir teyit mekanizmasının gerekliliğine dikkat çekmektedirler. \u0000Anahtar Kelimeler: Savaş Haberciliği, Kullanıcı Türevli İçerik, Yurttaş Gazeteciliği, Katılımcı gazetecilik, Etik, Rusya-Ukrayna Savaşı","PeriodicalId":244131,"journal":{"name":"TURKISH ONLINE JOURNAL OF DESIGN ART AND COMMUNICATION","volume":"51 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123096748","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}

{"title":"BIBLIOMETRIC ANALYSIS OF HASHTAG ACTIVISM RESEARCHES","authors":"Burak İli, G. Büyükbaykal","doi":"10.7456/tojdac.1321440","DOIUrl":"https://doi.org/10.7456/tojdac.1321440","url":null,"abstract":"HASHTAG AKTİVİZMİ ARAŞTIRMALARIN BİBLİYOMETRİK ANALİZİ \u0000 \u0000ÖZ \u0000Tarihsel olarak marjinalize edilen topluluklar ve seslerini duyuramayan bireyler için sosyal medya, önemli bir etkileşim ve farkındalık imkânı sunmaktadır. Sosyal medyanın yaygın kullanımı, hemen her alanda olduğu gibi toplumsal hareketlerin ve aktivizm faaliyetlerinin yeniden şekillenmesinde de önemli rol oynamaktadır. Bu kapsamda ortaya çıkan hashtag aktivizmi, sosyal medya ağlarında hashtaglerin kullanımıyla gerçekleşen bir dijital aktivizm hareketi olarak dikkat çekmektedir. \u0000 Bu araştırma, uluslararası bir veri tabanı olarak dünya çapında kullanılan Scopus’ta yayınlanmış hashtag aktivizmine yönelik çalışmaların bibliyometrik analiz ile incelenerek, günümüzdeki ve gelecekteki eğilimleri ortayı çıkarmayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda, 5 Haziran 2023 tarihinde ‘‘hashtag activism’’ terimi kullanılarak Scopus’ta bir inceleme gerçekleştirilmiş ve araştırma başlıklarında bulunması şeklinde sınırlandırılarak toplamda 72 akademik çalışmaya ulaşılmıştır. Hashtag aktivizmine yönelik araştırmalar, VOSviewer yazılımı kullanılarak yazarlar, yayın yılları, anahtar kelimeler, atıflar, ülkeler ve ortak yazarlık gibi farklı çerçevelerde incelenerek tablolaştırılmış ve görselleştirilmiştir. Elde edilen bulgulara göre, henüz yeni sayılabilecek bir kavram olan hashtag aktivizmine yönelik araştırmaların Scopus veri tabanında 2015 yılı itibarıyla yayınlandıkları, toplamda 72 araştırmanın genellikle ülke bazında gerçekleştirildiği, en çok yayın yapan ve atıf alan ülkenin Amerika Birleşik Devletleri olduğu ve hashtag aktivizminin en çok sosyal medya, feminizm ve Twitter anahtar kelimeleri ile birlikte kullanıldığı gibi sonuçlara ulaşılmıştır. \u0000 \u0000Anahtar Kelimeler: Hashtag Aktivizmi, Sosyal Medya, Toplumsal Hareketler, Bibliyometrik Analiz, Scopus, VOSviewer","PeriodicalId":244131,"journal":{"name":"TURKISH ONLINE JOURNAL OF DESIGN ART AND COMMUNICATION","volume":"8 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125143899","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}