{"title":"Hemşirelik son sınıf öğrencilerinin kullandıkları bilgi kaynaklarının ve bilgi okuryazarlığı düzeylerinin belirlenmesi","authors":"Figen Çalışkan","doi":"10.33308/2687248x.202462334","DOIUrl":"https://doi.org/10.33308/2687248x.202462334","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışmada, hemşirelik son sınıf öğrencilerinin kullandıkları bilgi kaynaklarının ve bilgi okuryazarlığı düzeylerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı olan çalışmaya bir sağlık bilimleri fakültesi hemşirelik bölümünde okuyan 153 son sınıf öğrencisi katıldı. Veriler 13.11.2023-01.12.2023 tarihleri arasında, Bilgi Formu ve Bilgi Okuryazarlığı Ölçeği kullanılarak elde edildi. İstatistiksel analiz için SPSS (Statistical Package for Social Sciences) 22.0 paket programı kullanıldı.\u0000Bulgular: Hemşirelik son sınıf öğrencilerinin yaş ortalaması 21.93±1.06 yıldı. Öğrencilerin %5.9’u bilgi okuryazarlığı, %31.4’ü de bilgi kaynaklarının kullanımı ile ilgili eğitim aldığını belirtti. Hemşirelik son sınıf öğrencilerinin bilgiye ulaşmak için en fazla yararlandıkları bilgi kaynaklarının internet, ders kitapları, öğretim elemanları olduğu, klinik uygulamalarda kullandıkları öncelikli bilgi kaynaklarının ise internet, hemşireler ve öğretim elemanları olduğu belirlendi. Hemşirelik öğrencilerinin Bilgi Okuryazarlığı Ölçeği toplam puan ortalaması 4.0±0.46 idi. Sonuç: Hemşirelik son sınıf öğrencilerinin bilgiye ulaşmak için en fazla internet, ders kitapları, öğretim elemanlarından, klinik uygulamalarda da internet, hemşireler ve öğretim elemanlarından yararlandıkları belirlendi. Hemşirelik öğrencilerinin bilgi okuryazarlık düzeylerinin yüksek düzeye yakın olduğu saptandı. Bu sonuçlar doğrultusunda; tüm hemşirelik okullarında eğitim müfredatına hemşirelik öğrencilerinin bilgi okuryazarlığı becerilerini geliştirmeye yönelik derslere yer verilmesi, öğrencilerin internetten elde ettikleri bilgileri eleştirel olarak değerlendirebilmesi için eleştirel düşünme becerilerine yönelik derslerde konuların yer alması, hemşirelerin ve öğretim elemanlarının güncel bilgileri takip etmeleri, bilgi okuryazarlığı konusunda etkinliklere katılmaları önerilebilir.","PeriodicalId":177446,"journal":{"name":"Sağlık ve Yaşam Bilimleri Dergisi","volume":"14 17","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-08-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141925355","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Case report: Nursing care plan of Alzheimer's disease patient with COVID-19","authors":"Ayşe Tosun, H. Tosun","doi":"10.33308/2687248x.202462323","DOIUrl":"https://doi.org/10.33308/2687248x.202462323","url":null,"abstract":"Objective: Elderly people with comorbidities are defined in the high-risk group for COVID-19 by the World Health Organization. Experiencing COVID-19 infection in elderly people with cognitive decline is a burden for both healthcare professionals and healthcare institutions. The use of the nursing process is extremely necessary and important in order to reduce this burden, provide the desired quality of care, treat the individual with a holistic approach and use time effectively. The aim of the study is to determine the basic nursing diagnoses, interventions and outcomes for the Alzheimer's disease patient with COVID-19 by using standard nursing terminology. Methods: This study is a case report of Alzheimer’s disease patient with COVID-19. The data were evaluated in accordance with the Life Activities Model of Roper, Logan, and Tierney. The care plan is presented in accordance with the North American Nursing Diagnosis Association-International (NANDA-I) Taxonomy II Nursing Diagnosis and Nursing Interventions Classification (NIC). Results: Improvement was observed in the problems identified in the case as a result of the care plan created objectively in line with NANDA-I and NIC and appropriate nursing diagnoses and interventions. Conclusion: Patient follow-up and providing qualified nursing care are of great importance during the COVID-19 pandemic. NANDA-I and NIC are important guides in determining the comprehensive and objective care needs of patients with COVID-19, clinical decision making and practices.","PeriodicalId":177446,"journal":{"name":"Sağlık ve Yaşam Bilimleri Dergisi","volume":"39 48","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-08-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141924407","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Türk toplumunun ulusal kanser tarama programları konusunda bilgi ve davranış düzeylerinin belirlenmesi: Kesitsel bir çalışma","authors":"Özlem Bekdemir Ak, Nuran Gençtürk, Ebru Şen","doi":"10.33308/2687248x.202462338","DOIUrl":"https://doi.org/10.33308/2687248x.202462338","url":null,"abstract":"Amaç: Türk toplumunun ulusal kanser tarama programları konusunda bilgi ve davranış düzeylerini belirlemektir. Yöntem: Tanımlayıcı-kesitsel tipte olan araştırma, 18 yaş üzerinde, 384 kadın ve erkek katılımcıyla yürütüldü. Veriler, Anket ve Bilgi İndeksi Formuyla sosyal medya aracılığı ile toplandı. Verilerin değerlendirilmesinde Kolmogorov-Smirnov normallik testi, varyans homojenliğinde Levene testi; tanımlayıcı istatistikler için frekans, yüzdelik, ortalama, standart sapma; gruplar arası karşılaştırmalarda ise ki-kare, Mann Whitney U, Kruskal Wallis testleri kullanıldı. Bulgular: Kadınların, lisansüstü mezunlarının, sağlık profesyonellerinin ulusal kanser tarama programları konusunda bilgi indeks ortalama puanları anlamlı derecede yüksek bulundu. Ailesinde kanser öyküsü olanların olamayanlara göre bilgi indeks ortalama puanları daha yüksek saptandı. Her iki cinsiyette de kanser tarama testlerini düzenli olarak yaptıranlarda, kadınlarda HPV-DNA testini düzenli olarak yaptıranlarda bilgi indeks ortalama puanları anlamlı derecede yüksekti. Kadınlarda düzenli olarak kendi kendine meme muayenesi yapma oranları yüksek saptanmasına rağmen, klinik meme muayenesi yaptırma, mamografi çektirme, pap-smear, HPV-DNA testi yaptırma, her iki cinsiyette de gaitada gizli kan testi ve kolonoskopi yaptırma oranlarının oldukça düşük olduğu görüldü. Sonuç: Ulusal kanser tarama programları konusunda kadınlar, eğitim seviyesi yüksek olanlar, sağlık profesyonelleri, ailesinde kanser öyküsü olanların bilgili indeks ortalama puanları yüksek olmasına rağmen aktif olarak ulusal kanser tarama programlarına katılım oranları düşüktür. Kanser insidans ve mortalitesini azaltmak için halkın ulusal kanser tarama programları konusunda sosyal medya ve basın-yayın organları yoluyla bilgilendirilmesi ve kanser tarama hizmetlerine ulaşımın kolaylaştırılması önerilebilir.\u0000 ","PeriodicalId":177446,"journal":{"name":"Sağlık ve Yaşam Bilimleri Dergisi","volume":"4 10","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-08-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141925399","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Üniversite öğrencilerinin çevrimiçi alışveriş bağımlılığının incelenmesi: kesitsel bir çalışma","authors":"Sevecen ÇELİK İNCE, Arzum Çelik Bekleviç","doi":"10.33308/2687248x.202462335","DOIUrl":"https://doi.org/10.33308/2687248x.202462335","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışmada Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu’nun bir bölümünde okuyan eğitim gören üniversite öğrencilerinin çevrimiçi (online) alışveriş bağımlılığı durumları saptamak amaçlanmıştır. Yöntem: Bu çalışma tanımlayıcı ve kesitsel tasarımda yürütülmüştür. Bu çalışma Türkiye’nin batı bölgesinde yer alan bir üniversitenin 2022-2023 eğitim-öğretim yıllarında Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu’nun bir bölümünde okuyan 133 öğrenci ile yapılmıştır. Araştırma verilerin toplanmasında “Kişisel Tanıtıcı Bilgi Formu” ve “Çevrimiçi Alışveriş Bağımlılığı Ölçeği” kullanılmıştır. Bulgular: Araştırmaya katılan üniversite öğrencilerinin yaş ortalaması 20.14±1.43’dür. Öğrencilerin %78.9’u kadın, %99.2’si bekâr ve %51.1’i ikinci sınıfta okumaktadır. Öğrencilerin %61.7’si çevrimiçi alışverişi tercih etmektedir. Öğrencilerin çevrimiçi alışveriş bağımlılığı ölçeğinden aldıkları toplam puan ortalaması 42.97±12.07’dir. Öğrencilerin alışveriş tercihi, çevrimiçi alışverişte harcanan gider durumu, çevrimiçi alışveriş yoluyla bir ürünü alma sıklığı ve satın almayı tercih edilen ürün türünün öğrencilerin çevrimiçi alışveriş bağımlılığını etkilediği belirlenmiştir. Sonuç: Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu’nun bir bölümünde okuyan eğitim gören üniversite öğrencileri örnekleminde yürütülen bu araştırma sonucunda öğrencilerin çoğunluğunun çevrimiçi alışverişi tercih ettikleri ve orta düzey çevrimiçi alışveriş bağımlılıkları olduğu belirlenmiştir. Bu sebeple sağlık hizmeti veren profesyoneller arasında önemli bir yerde olan ameliyathane hizmetleri öğrencilerinin ve gelecek neslin sahibi olan üniversite öğrencilerinin çevrimiçi alışveriş bağımlılığı açısından riskli bir grup olduğunun farkında olunması önemlidir. Gençlerde çevrimiçi bağımlılığı önlemek amacıyla girişimler planlanması önerilmektedir. ","PeriodicalId":177446,"journal":{"name":"Sağlık ve Yaşam Bilimleri Dergisi","volume":"43 28","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-08-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141924490","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Relationship between women's physical activity levels with sexual functions and satisfaction during Covid 19 pandemic","authors":"Cansu Işık, Yasemin Kartal Aydın, Ayşe Baybostancı","doi":"10.33308/2687248x.202462331","DOIUrl":"https://doi.org/10.33308/2687248x.202462331","url":null,"abstract":"Objective: It aims to examine the relationship between the physical activity levels of women and their sexual functions and satisfaction during Covid19 pandemic process. Methods: The sample of the study, which was planned in a descriptive and correlational design, consisted of 233 women of reproductive age living in the province of Istanbul. The data were collected using the Personal Information Form, The International Physical Activity Questionnaire (IPAQ), The Female Sexual Function Index (FSFI), and the Sexual Satisfactory Scale for Women (SSS-W). Results: According to IPAQ, 60.9% of women were in the minimally active category. The mean total scores of FSFI and SSS-W were 22.20±5.81and 83.71±13.99 respectively. No significant correlation was found between the physical activity levels of women and the total score of FSFI and its sub-dimensions. A very weak, positive correlation was found between mean scores of satisfaction and agreeableness, which sub-dimensions of SSS-W, and level of physical activity, a weak, negative relationship was found between the relationship and the total mean score of the anxiety sub-dimension. Conclusion: Many women were found to be minimally physically active, low in sexual function, and moderate in sexual satisfaction during the pandemic process.","PeriodicalId":177446,"journal":{"name":"Sağlık ve Yaşam Bilimleri Dergisi","volume":"53 39","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-08-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141923882","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Deprem yaşayan bireylerde travma sonrası stres bozukluğu ile yaşam anlamı arasındaki ilişkide umut duygusunun aracı rolü","authors":"İlker Eren, Bahar Akoğlu","doi":"10.33308/2687248x.202461325","DOIUrl":"https://doi.org/10.33308/2687248x.202461325","url":null,"abstract":"Amaç: Araştırmada, deprem yaşayan bireylerde travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ile yaşam anlamı arasındaki ilişkide umut duygusunun aracı rolü incelenmiştir. Yöntem: Araştırmanın örneklemi uygun örnekleme yöntemi ile seçilen 06 Şubat 2023 tarihinde Türkiye’de gerçekleşen Kahramanmaraş merkezli depreme maruz kalmış 20-60 yaş aralığındaki 412 yetişkin (296 kadın, 116 erkek) katılımcıdan oluşmaktadır. Çalışmada veri toplama araçları olarak “Sosyo-demografik Bilgi Formu, DSM-5 için Travma Sonrası Stres Bozukluğu Kontrol Listesi, Yaşamda Anlam Ölçeği ve Sürekli Umut Ölçeği” kullanılmıştır. Bulgular: Yaşamı ekonomik olarak olumsuz etkilenenlerin TSSB ve yaşamda anlam ölçeğinden, anlam arayışı alt ölçeği puanlarının, etkilenmeyenlere göre yüksek olduğu saptanmıştır. Enkaz altında kalanların TSSB puanlarının, kalmayanlara göre daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Enkaz altında kalmayanların, kalanlara göre yaşamda anlam ölçeğinden, anlamın varlığı alt ölçeği puanlarının yüksek olduğu bulunmuştur. Depremde evi yıkılanların ve ağır hasarlı olanların TSSB puanlarının az hasarlı ya da sağlam kalanlara göre yüksek olduğu görülmüştür. Evi sağlam ya da az hasarlı olanların yaşam anlamı ve umut puanlarının evi yıkılanlara göre daha yüksek olduğu bulunmuştur. Sonuç: TSSB ile yaşam anlamı arasında ve umut duygusu arasında negatif yönde düşük düzeyde ve anlamlı bir ilişki saptanmıştır. Yaşam anlamı ile umut duygusu arasında pozitif yönde orta ve anlamlı bir ilişki bulunmuştur. TSSB ile yaşam anlamı arasındaki ilişkide aracılık etkisine bakıldığında ise bu ilişkide umut duygusunun kısmi aracı etkisinin olduğu görülmüştür.","PeriodicalId":177446,"journal":{"name":"Sağlık ve Yaşam Bilimleri Dergisi","volume":"11 2","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-04-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140745074","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Cerrahi duman: Ameliyathanede çalışan sağlık profesyonellerine etkisi ve alınan önlemlerin incelenmesi","authors":"Yeşim Dikmen Aydın, Aysel Gürkan, İnci Kirtil","doi":"10.33308/2687248x.202461329","DOIUrl":"https://doi.org/10.33308/2687248x.202461329","url":null,"abstract":"Amaç: Ameliyathanede çalışan sağlık profesyonellerine cerrahi dumanın etkilerini ve alınan koruyucu önlemleri belirlemektir. Yöntem: Tanımlayıcı türdeki çalışma 18 Şubat-18 Nisan 2019 tarihleri arasında İstanbul ilinde yedi eğitim ve araştırma hastanesinin ameliyathanelerinde çalışan 380 cerrah, hemşire ve anestezi uzmanı/anestezi teknisyeni ile yürütüldü. Veriler, katılımcıların bireysel ve mesleki özellikleri, cerrahi dumandan etkilenme durumları ve alınan koruyucu önlemleri belirlemeye yönelik literatüre dayalı oluşturulan veri toplama formu ile elde edildi. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistiksel yöntemler (sayı, yüzde, ortalama ve standart sapma) ve ki-kare testi kullanıldı. Anlamlılık p˂0.05 olarak kabul edildi. Bulgular: Katılımcıların yaş ortalaması 31.41±8.03 (min.19-maks.65) yıl olup %51.8’i hemşire, %24.7’si cerrah, %23.5’i anestezi uzmanı/anestezi teknisyeniydi. Katılımcıların %95’inin cerrahi dumana maruz kaldığı, cerrahi dumana maruz kalma açısından meslek, çalışılan ameliyat odası ve ameliyathanede çalışma süresine göre anlamlı fark olduğu bulundu. Cerrahi dumanın solunmasına bağlı katılımcıların en fazla oranda (%20.6) baş ağrısı deneyimlediği ve cerrahi dumandan korunmaya yönelik önlemler arasında en fazla oranda cerrahi maskeyi (%90.2) kullandıkları belirlendi. Sonuç: Çalışma bulguları ameliyathanede çalışan sağlık profesyonellerinin yüksek oranda cerrahi dumana maruz kaldığını ve buna bağlı çeşitli semptomlar deneyimlediklerini, birimlerinde/kurumlarında cerrahi dumandan korunmaya yönelik önlemlerin yetersiz olduğunu gösterdi. Konuya ilişkin farkındalığın arttırılması için eğitim ve çalışmaların yapılması ve cerrahi dumandan korunmaya yönelik yönergelerin uygulanması önerilir.\u0000 ","PeriodicalId":177446,"journal":{"name":"Sağlık ve Yaşam Bilimleri Dergisi","volume":"2 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-04-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140741133","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"The opinions of mothers with children of ages 0-2 about human milk banks: A qualitative study","authors":"Meltem Kürtüncü, Aylin Kurt, Nurten Arslan","doi":"10.33308/2687248x.202461321","DOIUrl":"https://doi.org/10.33308/2687248x.202461321","url":null,"abstract":"Objective: This study aimed to review the opinions of mothers with children of ages 0-2 about human milk banks. Method: The study was of phenomenological design. The purposive sampling method of criteria sampling was used. Seventeen mothers of children aged 0-2 who were hospitalized in the pediatrics department of a state hospital and who consented to participate were recruited into the study. The data gathered from the discussions were grouped under themes in Colaizzi's phenomenological content analysis. Results: The mothers pointed out that they did not look positively on human milk banks because of religious concerns. The mothers stated that they would share their human milk if they knew the child and parents who gets donor human milk. Conclusion: As in organ and blood donation systems, human milk banks can be implemented under the support of the Ministry of Health, which will be instrumental in developing human milk donation protocols and registration systems. This will increase the numbers of babies benefiting from breast milk, thus extending the duration of the breastfeeding period. This in turn will result in the growth and development of healthier generations.","PeriodicalId":177446,"journal":{"name":"Sağlık ve Yaşam Bilimleri Dergisi","volume":"22 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-04-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140741999","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Kemoterapi alan hastalarda umut düzeyinin genel semptom ve yaşam kalitesine etkisi","authors":"Ayşe Arzık, Emel Yilmaz, Hakan Baydur","doi":"10.33308/2687248x.202461319","DOIUrl":"https://doi.org/10.33308/2687248x.202461319","url":null,"abstract":"Amaç: Çalışma onkoloji kliniğinde kemoterapi tedavisi alan hastalarda umut düzeyinin genel semptom ve yaşam kalitesine etkisini belirlemek amacıyla yapıldı. Yöntem: Tanımlayıcı kesitsel türdeki bu araştırmaya Türkiye'nin batı bölgesindeki bir eğitim ve araştırma hastanesinin kemoterapi ünitesine başvuran 202 hasta dahil edildi. Veriler Kişisel Bilgi Formu, Herth Umut Ölçeği, Genel Semptom Envanteri Türkçe Formu, Kanserli Hastalarda Yaşam Kalitesi Ölçeği (EORTC QLQ-C30) ve Genel Yaşam Kalitesi Ölçeği (SF-12) ile toplandı. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler, tek değişkenli analizler ve linear regresyon analizi kullanıldı. Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 56.24±11.88 yıldır. Araştırma grubunun hastalık süresi ortalamasının 10.57±16.61 ay, %55'inin meme kanseri tanısı aldığı, %60.4'ünün hastalığı ile ilgili ameliyat olduğu ve %40.6'sının hastalık evresinin Evre II olduğu saptandı. Hastaların %21.8'inin metastazı bulunduğu ve kemoterapi kür ortalamasının 6.69±4.48 olduğu belirlendi. Katılımcıların Herth Umut Ölçeği ve Genel Semptom Envanteri düzeylerinin SF-12 fiziksel ve mental özet skor ve EORTC QLQ-C30 özet skor ve global yaşam kalitesi düzeylerini etkilediği saptandı. Sonuç: Araştırma sonucunda kemoterapi alan hastaların umut düzeylerinin ve kansere bağlı yaşam kalitelerinin orta, genel yaşam kalitelerinin düşük düzeyde olduğu ve kansere bağlı semptomları daha az yaşadıkları saptandı. Umut düzeylerinin genel semptomları ve yaşam kalitesini etkilediği belirlendi.","PeriodicalId":177446,"journal":{"name":"Sağlık ve Yaşam Bilimleri Dergisi","volume":"4 7","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-04-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140746099","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Pelvik inflamatuar hastalık risk faktörleri ve korunma yöntemleri","authors":"Ö. Taş, Nuran Gençtürk","doi":"10.33308/2687248x.202461333","DOIUrl":"https://doi.org/10.33308/2687248x.202461333","url":null,"abstract":"Pelvik inflamatuar hastalık, endojen servikovajinal mikroorganizmaların serviksten uterusa doğru ilerlemesi sonucu enfeksiyonun, üst genital sisteme yayılması ile ortaya çıkmaktadır. Pelvik inflamatuar hastalık vakalarının çoğunluğu cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyonla ilişkilidir. Chlamydia Trachomatis ve Neisseria Gonorrhoeae cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar içerisinde pelvik inflamatuar hastalığa neden olan en yaygın patojenlerdir. Pelvik inflamatuar hastalık bakteriyel vajinoz gibi cinsel yolla bulaşmayan enfeksiyonlardan da kaynaklanabilir. En sık 15 ila 25 yaş arası kadınlarda görülmektedir. Hastalığın belirti ve bulguları hafif seyredebilir veya asemptomatik olabilir. Bu nedenle de geç tespit edilebilmektedir. Zamanında tespit edilemediğinde gelişen başlıca sorunlar kronik pelvik ağrı, infertilite ve ektopik gebeliktir. Bu nedenle pelvik inflamatuar hastalık tanısına katkıda bulunabilecek risk faktörlerini bilmek tanının daha erken konulmasına yardımcı olabilir. Güncel literatür doğrultusunda hazırlanan bu derlemenin amacı pelvik inflamatuar hastalık risk faktörlerini bilerek bu hastalıktan korunmanın sağlanmasıdır.","PeriodicalId":177446,"journal":{"name":"Sağlık ve Yaşam Bilimleri Dergisi","volume":"14 12","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-04-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140744324","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}