{"title":"Tüketicilerin sinik davranışlarının netnografya ile tespiti","authors":"Nilsun Sarıyer","doi":"10.15637/jlecon.8.4.08","DOIUrl":"https://doi.org/10.15637/jlecon.8.4.08","url":null,"abstract":"Tüketici sinizmi, tüketicilerin işletmeye karşı takındığı olumsuz davranışlar olarak tanımlanmaktadır. Bu davranışların temelinde işletmelerin menfaatleri için tüketicilere zarar verdiklerine olan inanç yatmaktadır. Bundan dolayı tüketiciler işletmeye karşı olumsuz bir tutum geliştirmektedirler. Bu çalışmada bu tüketicilerin davranışları ele alınmıştır. Sinik tüketiciler nasıl davranır? sorusunun cevabını bulmak amacıyla nitel araştırma yöntemlerinden netnografya kullanılmıştır. Bu amaçla araştırmacı, tüketicilerin internet ortamında sinik tutumlarını ifade ettikleri web şikayet sitelerini iki ay boyunca takip etmiştir. Günlük şikâyet sayılarının fazlalığı gözönüne alınarak şikâyet sitelerinden biri tercih edilmiştir. Ancak şikâyetlerin farklı konular içerdiği de gözlemlenmiştir. Bu nedenle araştırma kargo şirketleri ile sınırlandırılmıştır. Veriler toplanırken araştırmacı, seçilen web sitesinde katılımsız gözlemci olarak yer almıştır. Tüketicilerin şikâyetleri beş ay boyunca (15 Mart 2021 ila 15 Ağustos 2021) kaydedilmiştir. Toplam 564 şikâyet metni elde edilmiştir. Veriler, arşivsel veri olarak toplanmış ve Atlas.ti nitel analiz programı aracılığı ile değerlendirilmiştir. Verilerin yorumlanmasında ise tematik analiz yöntemi kullanılmıştır. Analiz sonucunda elde edilen bilgilerin literatürle uyumlu olduğu ortaya çıkmıştır. Tüketicilerin üç sinik davranış gösterdikleri sonucuna ulaşılmıştır: Bilişsel Sinizm, Davranışsal Sinizm ve Duygusal Sinizm. Bilişsel sinizm davranışının güvensizlik, zorlama (tehdit) ve haksızlık durumlarında; davranışsal sinizm davranışının şikâyet, pişmanlık, aldatılmak ve mağdur olma durumlarında ve duygusal sinizm davranışının şüphe, boş vaat, haksızlık ve mağdur olma durumlarında geliştiği bulgulanmıştır.","PeriodicalId":158468,"journal":{"name":"Journal of Life Economics","volume":"200 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-10-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114354297","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"İçsel ve dışsal Covid-19 korkusunun uzaktan calışmanın faydası üzerindeki etkileri: Türk finans sektöründen bir örnek","authors":"Ercan Özen, Bahattin Hamarat","doi":"10.15637/jlecon.8.4.13","DOIUrl":"https://doi.org/10.15637/jlecon.8.4.13","url":null,"abstract":"2020 yılı başında salgına neden olan Covid-19 virüsü tüm dünyada korkuya neden olmuş, ekonomik ve sosyal yaşam üzerinde derin izler bırakmıştır. Bu çalışmada, finans sektöründe çalışanların Covid-19 korku düzeyi ile uzaktan çalışmadan algıladıkları fayda düzeyi arasındaki bağlantı incelenmekte ve çalışanlara ilişkin demografik faktörlerin algılanan fayda üzerinde farklılık yaratıp yaratmadığı araştırılmaktadır. 458 finans sektör çalışanı ile yapılan çevrim içi anket uygulamasından elde edilen veriler CHAID yöntemi ile analiz edilmiştir. Bulgular, finans sektör çalışanlarının Covid-19 korku düzeyinin yüksek olduğunu, artan Covid-19 korku ile birlikte uzaktan çalışmanın algılanan faydasının arttığına işaret etmektedir. Ancak, uzaktan çalışmanın faydasını yüksek bulanların oranının, faydayı düşük bulanlara göre gözle görülür biçimde belirgin olmadığı anlaşılmaktadır. Uzaktan çalışmanın algılanan faydasının demografik özelliklere göre farklılaşmakta olduğu görülmüş ve uzaktan çalışmanın kalıcı olması konusunda yeterli destek oluşmadığı anlaşılmıştır. Bulgular, finans sektörü ile politika yapıcılar ve akademisyenler için veri oluşturacak sonuçlar içermektedir.","PeriodicalId":158468,"journal":{"name":"Journal of Life Economics","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-10-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134487700","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Conversational marketing as a framework for interaction with the customer: Development & validation of the conversational agent's usage scale","authors":"Khalil Israfilzade","doi":"10.15637/jlecon.8.4.12","DOIUrl":"https://doi.org/10.15637/jlecon.8.4.12","url":null,"abstract":"Conversational agents are becoming an essential part of a growing number of personal and commercial encounters, bringing the issue of Conversational Marketing to a broader audience. A conversational agent is a developing technology that will be used in various fields throughout life, including e-commerce. The common characteristics of any conversational agent in whatever area are their capacity to engage in one-to-one personalised real-time dialogue with a human user and their availability 24 hours a day. Scale items for conversational agent phenomena have not been created scientifically or managerially in a business environment. The primary goal of this study was to develop and validate a new scale for conversational agents that could be used to quantify individual interactions in conversational marketing. As a result, the creation of a new scale for conversational agents with the objective of measuring individual customer interactions in conversational marketing was separated into two phases: Scale Development and Scale Validation. The Conversational Agent Usage Scale was developed and validated as a consequence of pilot studies. Additionally, this article discusses the practical consequences of conversational marketing, which can now be accomplished through the use of the Conversational Agent Usage Scale, which may be used by Customer Service & Support, Marketing, and Sales departments.","PeriodicalId":158468,"journal":{"name":"Journal of Life Economics","volume":"291 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-10-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"133974529","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Akademide zaman yönetimi tutumlarında cinsiyetin faktörü: Bir vakıf üniversitesinde araştırma","authors":"Hamide Selçuk, Ahmetcan Akar","doi":"10.15637/jlecon.8.4.11","DOIUrl":"https://doi.org/10.15637/jlecon.8.4.11","url":null,"abstract":"Bu araştırmada temel amaç; akademide zaman yönetimi tutumlarının cinsiyete göre bir farklılık gösterip göstermediği sorusuna cevap bulmaktır. Araştırmanın evrenini bir vakıf üniversitesinde çalışan 90 araştırma görevlisi oluşturmaktadır. Veriler hazırlanan anket formu ile toplanmıştır. Anket formunun birinci kısmında “5” soruluk demografik bilgi formu, ikinci kısmında ise Ardıç (2010) tarafından yüksek lisans tezinde kullanılan iki alt boyuttan oluşan “Zaman Yönetimi” ölçeği kullanılmıştır. Toplanan veriler ile “SPSS for Window 23,0” programı kullanılarak “Mann Whitney U” ve “Kruskall Walliss H” analizleri yapılmıştır. Sonuçlara göre zaman tuzakları alt boyutunda cinsiyete göre anlamlı bir farklılık görülmezken, zamanı etkin kullanma yöntemleri boyutunda cinsiyete göre anlamlı bir farklılık görülmektedir. Araştırma sonucunda kadınların zamanı etkin kullanma düzeylerinin, erkeklere göre daha yüksek olduğu tespit edilmiştir.","PeriodicalId":158468,"journal":{"name":"Journal of Life Economics","volume":"82 6 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-10-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126071814","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Çalışma yaşamında yenilikler: Pandemi ile dijitalleşme deneyimi","authors":"İlker Akar, Oytun Meçik","doi":"10.15637/jlecon.8.4.01","DOIUrl":"https://doi.org/10.15637/jlecon.8.4.01","url":null,"abstract":"21. yüzyılda dünya ekonomisindeki dijitalleşme süreci COVID-19 pandemisi ile büyük bir hız kazanmıştır. Pandemi sağlık, eğitim, ekonomi gibi birçok alandaki düzeni alt üst etmiş ve dönüşümün itici gücünü oluşturmuştur. Dijitalleşme süreci, uzaktan çalışma modelinin iş ve çalışma yaşamına girmesine ve dünyada birçok çalışan ve işyeri için tercih edilen bir yöntem olmasına yol açmıştır. Uzaktan çalışma modelinin nihai olarak çalışanlara yönelik etkileri ve getirdiği yenilikler ise incelemeye değer bir konudur. Bu çalışmada Sanayi 4.0 kapsamındaki dijitalleşme sürecine eklenen pandemi deneyiminin iş ve çalışma yaşamına yönelik etkileri incelenmiştir. Çalışma yeni koşullarda istihdamın belirleyicilerini ortaya koymaya, yeni iş modellerini değerlendirmeye, geleceğin mesleklerine ışık tutmaya ve bunlara yönelik gerekli eğitim düzenlemelerini tartışmaya odaklanır.","PeriodicalId":158468,"journal":{"name":"Journal of Life Economics","volume":"211 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-10-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132437484","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Medya sektöründe Sanayi 4.0 uygulaması: TRT örneği","authors":"Beyza Toksoy, Birol Uzunay","doi":"10.15637/jlecon.8.4.03","DOIUrl":"https://doi.org/10.15637/jlecon.8.4.03","url":null,"abstract":"Medya sektöründe, yayın üretim teknikleri hızla değişmektedir. Bu değişiklikler, önce küreselleşme ve dijitalleşmenin etkisiyle oluşmuştur. Daha sonra sanayi 4.0 üretim tekniklerinin alt yapısı medyada uygulanmaya başlamıştır.\u0000\u0000Sanayi 4.0 sürecini öngörerek alt yapılarını hazırlayan medya şirketlerinin, yüksek düzeyde rekabet gücü kazanabilecekleri yorumlanmaktadır. Türkiye’deki özel sektör medya şirketlerinin ve kamu yayın kurumlarının; Sanayi 4.0'a yatırım yaparak, yayın üretimlerini buna göre ayarlamalarının bir tercih değil zorunluluk olduğu öngörülmektedir.\u0000\u0000Bu makalenin saha araştırılmasında Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’nun (TRT) seçilmesinin nedeni, bir kamu kurumu olarak son 12 yılda dijital teknolojiye yaptığı yatırımlardır. Ayrıca TRT’nin küreselleşme uyumu için yapılan idari, mali ve teknik yatırımları önemli bulunmaktadır. TRT, yayın politikalarıyla kamuoyunda çok eleştirilse de küreselleşme uyum çalışmaları ve dijitalleşme yatırımlarıyla özel sektör yayın işletmelerinin ve diğer kamu kurumlarının önüne geçtiği öngörülmektedir.\u0000\u0000Çalışma bir yayın kurumunda, Sanayi 4.0 teknolojilerinin nasıl uygulanabileceğini gösteren düzenlemelere örnek teşkil etmesi amacıyla yapılmıştır. Bu amaçla TRT kurumunun Sanayi 4.0 alt yapı yatırımları; literatür, saha araştırması ve yapılan röportajlarla incelenmiştir. Röportaj yapılan TRT uzmanları A1, A2 ve A3 olarak belirtilmiştir.","PeriodicalId":158468,"journal":{"name":"Journal of Life Economics","volume":"103 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-10-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114023252","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Kamu harcamaları ile vergi gelirleri ilişkisi: Pandemi öncesi ve sonrası için bir değerlendirme","authors":"Ahmet Kamacı, Oya Kurt","doi":"10.15637/jlecon.8.4.05","DOIUrl":"https://doi.org/10.15637/jlecon.8.4.05","url":null,"abstract":"Türkiye’de pandemi öncesi kamu harcamalarındaki artışlardan dolayı bütçe açıkları yaşanmıştır. Pandemi sonrasında ise yaşanan sokağa çıkma yasakları ile beraber üretimde düşüş yaşanmış ve Haziran 2020’ye kadar vergi gelirleri düşmüştür. Ancak daha sonra vergi gelirlerinde artış yaşanmıştır. Bu dönemde artan vergi gelirlerine rağmen kamu harcamalarında da artış görüldüğünde bütçe açığı devam etmiştir.\u0000\u0000Bu çalışmanın temel amacı, 2006:Q1-2020:Q1 dönemine ait çeyreklik veriler yardımıyla Türkiye’de kamu harcamaları ile vergi gelirleri arasındaki ilişkiyi test etmek ve kamu harcamalarıyla vergi gelirleri ilişkisi üzerine kurulan 4 hipotezden (Vergi-harcama, Harcama-vergi, Mali uyum, Kurumsal Farklılık) hangisinin Türkiye için geçerli olduğunu tespit etmektir. Çalışmada değişkenler arasında uzun dönemli eşbütünleşik bir ilişki bulunmuştur. Yapılan nedensellik testinde de, kamu harcamalarından vergi gelirlerine doğru tek yönlü nedensellik tespit edilmiştir. Bu çalışmanın sonucunda, ele alınan dönemlerde Türkiye’de harcama-vergi hipotezinin geçerli olduğu belirlenmiştir. DOLS tahmincisi sonuçlarına göre de, kamu harcamalarındaki %1’lik artış vergi gelirlerini %0,97 arttırmaktadır. Bu sonuçlara göre, bütçe açığını azaltmanın yolu, kamu harcamalarını azaltmaktır. Barro’nun çalışmasındaki gibi, bu çalışmada da vergilerdeki artışların nedeni olarak kamu harcamalarındaki artışlar görülmüştür.","PeriodicalId":158468,"journal":{"name":"Journal of Life Economics","volume":"102 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-10-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116762829","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"İşte var olamama bağlamında örgütsel sinizmin tükenmişlik üzerine etkisi: Atatürk Üniversitesi HELİTAM örneği","authors":"Elif Alar Erkal, Atılhan Naktiyok","doi":"10.15637/jlecon.8.4.04","DOIUrl":"https://doi.org/10.15637/jlecon.8.4.04","url":null,"abstract":"Hemşirelerin iş ortamındaki tutumlarının incelenmesi sadece kendileri üzerindeki etkileri değil aynı zamanda yaptıkları işin gereği olarak hastalar ve genel olarak hastanede sunulan sağlık hizmetlerinin etkilerinin ortaya konulması açısından önemlidir. Bu çalışmanın amacı hemşirelerin örgütsel sinizm, tükenmişlik ve işte var olamama tutumları arasındaki ilişkiyi ve bunlarla ilişkili diğer faktörleri ortaya koymaktır. Bu amaçla Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Lisans Tamamlama (HELİTAM) programında öğrenim gören 567 hemşireye anket yapılmış, 364 hemşireden geri dönüş sağlanmıştır. Yapısal eşitlik yönteminin kullanıldığı çalışmada veriler demografik, örgütsel sinizm, tükenmişlik ve işte var olamama soruların yer aldığı anket tekniğiyle elde edilmiştir. Çalışmada anket ile toplanan veriler SPSS ve AMOS istatistik paket programları aracılığıyla analiz edilmiştir. Doğrulayıcı faktör analizi (DFA) ile anketlerin güvenilirliği ve geçerliliği test edilmiştir. korelasyon ve yapısal eşitlik modeli kullanılarak çalışmada oluşturulan hipotezler test edilerek elde edilen bulgular yorumlanmıştır. Analizin diğer bulgularına göre, örgütsel sinizm ile duygusal tükenmişlik, kişisel başarı ve duyarsızlaşma arasındaki ilişkide işte var olamama sorunu aracı rol oynamaktadır. Sonuç olarak örgütsel sinizm, tükenmişlik ve işte var olamama tutumları arasındaki ilişkiyi inceleyen bu çalışmada hemşirelerin sinizm düzeyi arttıkça tükenmişlik düzeylerinin de önemli düzeyde arttığı görülmüştür. Sinizmin duygusal tükenmişliğe, kişisel başarının düşmesine ve zamanla hayata karşı duyarsız davranışların ortaya çıkmasına neden olduğu belirlenmiştir.","PeriodicalId":158468,"journal":{"name":"Journal of Life Economics","volume":"15 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-10-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"133563278","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Analysis of the relationship between innovation, CO2 emission and renewable energy in Turkey","authors":"Selim İnançlı, M. Torusdağ","doi":"10.15637/jlecon.8.4.10","DOIUrl":"https://doi.org/10.15637/jlecon.8.4.10","url":null,"abstract":"Due to rapid technological development and increase in economic activities, environmental problems such as global warming and climate change, CO2 emission, environmental pollution are among significant global issues. In recent years, Eco-innovations, which are intended to benefit the environment and contribute to environmental sustainability, bring energy by saving technology, adding a new dimension to the concept of innovation as well as bringing its environmentalist face to the fore. In this study, the relationship between innovation, CO2 emissions and renewable energy for the 1990-2019 period for Turkey was examined and analyzed with Bayer-Hanck (2012) cointegration test together with Toda-Yamamoto (1995) and Hacker-Hatemi-J (2006) causality tests. According to Bayer-Hanck (2012) cointegration test, it was concluded that the variables are cointegrated in the long run. In line with the overlapping findings of the causality analyses of Toda Yamamoto (1995) and Hacker-Hatemi-J (2006), it was concluded that there is a one-way causality relationship from CO2 emissions to renewable energy consumption.","PeriodicalId":158468,"journal":{"name":"Journal of Life Economics","volume":"10 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-10-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126885844","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Spatial econometric analysis of health services in Turkey through the perspective of the health development indicator","authors":"Suna Tatlı","doi":"10.15637/jlecon.8.4.14","DOIUrl":"https://doi.org/10.15637/jlecon.8.4.14","url":null,"abstract":"Health-related parameters are critical as indicators of development, and as a result, governments allocate a sizable portion of their budgets to the health sector. The most fundamental variable considered an indicator of health development is the infant mortality rate, which was used as the dependent variable in this study. The data utilized in the study were compiled from the TURKSTAT web page and the TR Ministry of Health's health annuals, with the year 2019 serving as the reference point for access to all data. In the study, econometric analyses were performed while keeping the notion of contiguity in mind to reveal the factors healthily affecting the infant mortality rate at the NUTS 3 level, which encompasses all provinces in the TURKSTAT regional categorization. The distribution of infant mortality rates by provinces in Turkey was analyzed in this context, and it was discovered that there was a high degree of clustering between provinces. This clustering structure indicated the presence of a spatial relationship between provinces, and it was from this point of view that spatial econometric analysis of health services in Turkey was conducted. Analyzes were carried out using STATA and GeoDa package programs.\u0000\u0000The diagnostic tests revealed the presence of spatial autocorrelation, necessitating the employment of the spatial autoregressive model (SAR Model) to explain the relationship between the variables. As a result, it was concluded that both the variables included in the study and the infant mortality rate in nearby locations have an effect on the infant mortality rate for each province.","PeriodicalId":158468,"journal":{"name":"Journal of Life Economics","volume":"37 3 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-10-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134428307","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}