{"title":"Maternal Aneminin Perinatal Sonuçlara Etkisinin Değerlendirilmesi","authors":"M. Barut, İ. Adak, Sibel Sak","doi":"10.35440/hutfd.1393767","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1393767","url":null,"abstract":"Amaç: Çalışmamızın amacı Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum kliniğinde son 1 yılda yatan ve doğum yapan gebelerde Maternal Aneminin Perinatal Sonuçlara etkisinin değerlendirilmesidir.\u0000\u0000Gereç ve Yöntemler: Çalışmaya 1 Ocak 2021 – 31 Aralık 2021 arasında Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum kliniğine yatan ve doğum yapan gebeler dahil edildi. Bu gebelerin bilgileri retrospektif olarak değerlendirildi. Çalışma grubu, doğum için başvuru esnasında hemog¬lobin düzeyi ile 3. trimesterda bakılmış hemoglobin düzeyi <11 g/dl olan gebelerden oluşturuldu. Kontrol grubu ise aynı tarih aralığında doğum yapan, doğumda ve 3. trimesterda hemoglobin düzeyi 11 g/dl ve üzerinde olan ve sistemik hastalığı olmayan gebeler tarafından oluşturuldu. Hastalar randomize seçildi. Gruplar obstetrik ve perinatal sonuçlar açısından karşılaştırıldı. \u0000Bulgular: Bu araştırmaya 50 gebe çalışma grubu olarak ve 50 gebe de kontrol grubu olmak üzere toplam 100 gebe dahil edildi. Gruplar arasında düşük doğum ağırlığı, normal doğum ağırlığı, intrauterin gelişme kısıtlılığı oranları, bebeklerin 1. ve 5. dakika apgar skorları, yenidoğan servisine yatış oranları açısından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık saptanmadı (p>0,05). Anemik grupta preterm doğum, oranı istatistiksel olarak kontrol grubuyla anlamlı derecede yüksek bulundu. (%34 vs %14, p=0,020), \u0000\u0000Sonuç: Çalışmamızda elde edilen verilere göre gebelerde Anemik grupta preterm doğum, oranı istatistiksel olarak kontrol grubundan anlamlı yüksek bulundu.","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":"64 2","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140252406","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Onur Doyurgan, A. İrdem, Yiğit Kiliç, Fatih Özdemi̇r, Hasan Balik, O. Akdeni̇z
{"title":"Arteryel Switch Operasyonlarında Aortopulmoner Çap Uyumsuzluğunu Gidermek İçin Nonkoroner Sinüs Plikasyonu","authors":"Onur Doyurgan, A. İrdem, Yiğit Kiliç, Fatih Özdemi̇r, Hasan Balik, O. Akdeni̇z","doi":"10.35440/hutfd.1330996","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1330996","url":null,"abstract":"Öz\u0000Amaç: Ciddi aortopulmoner çap uyumsuzluğu arteryel switch operasyonu sırasında karşılaşılan bir problemdir. Sinotubuler bileşke geometrisini bozarak postoperatif neoaortik kapak yetmezliğine neden olabilir. Bu çalışmada aortopulmoner çap uyumsuzluğunu gidermek için uyguladığımız cerrahi teknikleri ve bu prosedürün sonuçlarını inceledik. Materyal ve metod: Hastanemizde Aralık 2017-Mayıs 2023 tarihleri arasında büyük arter transpozisyonu (BAT) tanısı ile opere edilen hastalar arasından pulmoner arter / aort çap uyuşmazlığını gidermeye yönelik cerrahi prosedür uygulanan hastalar çalışmaya alındı. Hastalar nonkoroner sinüs plikasyonu yapılanlar ve diğer teknikler uygulananlar olarak iki gruba ayrıldı. Pulmoner arter / aort çap uyuşmazlığı sinotubuler bileşkede pulmoner arter çapının aorta çapının iki katından fazla olması olarak tanımlandı. Bulgular: Arteryel switch operasyonu yapılan 127 hastadan 23’ünde (%18,1) aortopulmoner çap uyumsuzluğu mevcuttu. Aortopulmoner çap uyumsuzluğu olan hastaların 15’ine (%65,2) nonkoroner sinüs plikasyonu, 5’ine (%21,7) aort anterior duvarına longitudinal insizyon ile genişletme, 2’sine (%8,7) pulmoner arterden doku rezeksiyonu ve 1’ine (%4,4) aort anterior duvarda otolog perikard yama ile genişletme yapıldı. Hastaların 15’i erkek, ortanca yaşı 14 gün ve ortanca ağırlığı 3,3 kg olarak saptandı. Hastaların 9’u basit BAT iken 10 hastada büyük arter transpozisyonuna ventriküler septal defekt, 4 hastada Taussig-Bing anomalisi, 4 hastada aortik ark patolojisi eşlik ediyordu. İki hasta sol ventrikül disfonksiyonu nedeniyle ve bir hasta sepsis nedeniyle yaşamını yitirdi. Gruplar arasında perioperatif veriler açısından anlamlı farklılık bulunmadı. Takipte hafif neoaortik kapak yetmezliği oranı nonkoroner sinüs plikasyonu yapılan hastalarda %33,3 (n=5), diğer tekniklerin uygulandığı hastalarda %37,5 (n=3) bulundu. Hiçbir hastada neoaortik kapak darlığı veya orta/ciddi neoaortik kapak yetmezliği saptanmadı. Sonuç: Nonkoroner sinüs plikasyonu arteryel switch operasyonlarında aortopulmoner çap uyumsuzluğunu gidermeye yönelik basit, düşük riskli ve uygulaması kolay bir prosedürdür. Bu teknik kullanılarak aort ve pulmoner arter arasındaki asimetri ortadan kaldırılabilir ve daha doğal bir anatomi oluşturulması sağlanabilir.","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":"195 S557","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140256410","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Results of Pregnant Patients Operated Due to Acute Appendicitis: Single-Center Experience of 37 Case Series","authors":"Felat Çi̇ftçi̇, Mazlum Yavaş","doi":"10.35440/hutfd.1411520","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1411520","url":null,"abstract":"Amaç: Akut apandisit, gebelerde en sık görülen nonobstetrik akut batın sebebidir. Bu çalışmada geniş bir gebe volümüne sahip olan merkezimizde akut apandisit sebebiyle opere edilen gebe hastaları literatür eşliğinde değerlendirmeyi amaçladık.\u0000Materyal Ve Metod: Kasım 2015-ağustos 2022 tarihleri arasında akut apandisit nedeniyle opere edilen hastaların verileri retrospektif olarak incelenerek elektronik ortamda kayıt altına alındı. Hastaların geliş şikayetleri, fizik muayene bulguları, radyolojik tahlilleri, operasyon tipi, patolojik verileri kaydedilerek literatür eşliğinde incelendi.\u0000Bulgular: Opere edilen 37 hastanın yaş ortalaması 27,7 (20-42) idi. En sık 2. trimesterde (%48,6) akut apandisit tanısı konuldu. Hastaların en sık başvuru şikayeti karın ağrısı iken en sık fizik muayene bulgusu karında hassasiyet idi. 24 saatten fazla gecikme perforasyon riskini arttırıyor. Histopatolojik en sık görülen bulgu akut apandisit oldu. Bir hastada malignite, bir hastada ise enterobius vermicularis tespit edildi.\u0000Sonuç: Gebe iken karın ağrısı olan hastalarda akut apandisit akılda tutulmalıdır. Zira tanının dolayısıyla ameliyatın gecikmesi hem fetal hem maternal ciddi morbidite ve mortaliteye sebep olmaktadır.","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":"9 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140265217","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Burcu Beyazgül, U. Acar, Abdurrahman Şahi̇n, I. Koruk
{"title":"Turkish Validity and Reliability of Self-Care Inventory","authors":"Burcu Beyazgül, U. Acar, Abdurrahman Şahi̇n, I. Koruk","doi":"10.35440/hutfd.1429054","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1429054","url":null,"abstract":"Amaç: Öz bakım, bireylerin sağlığını geliştirme, hastalıklarını önleme, sağlıklarını koruma ve hastalık ve sakatlıkla başa çıkma yeteneğidir. Öz bakım üç boyuttan oluşur; sağlığı geliştirme ve tedaviye uyum (öz bakımı sürdürme), vücudu anlama ve semptom tanıma (öz bakım izleme) ve semptomları kontrol altına almak için harekete geçme (öz bakım yönetimi). Bu çalışmada genel yetişkin popülasyonunda öz bakımı ölçmek için Michela Luciani ve arkadaşları tarafından geliştirilen Öz Bakım Envanteri’nin Türkçe geçerlik ve güvenirlik çalışmasını yapmak amaçlanmıştır.\u0000Gereç ve Yöntem: Araştırma metodolojik tiptedir. Araştırma verileri Şanlıurfa’daki Zeliha Öncel Aile Sağlığı Merkezi’nde Eylül-Ekim 2022 tarihleri arasında toplandı. Çalışma 18 yaş ve üzeri 311 kişiyle tamamlandı. Veriler SPSS 26.0 ve AMOS programı kullanılarak analiz edildi. Faktör yapısı incelenirken; Bartlett ve Kaiser-Meyer-Olkin testi yapıldı. Maddelerin faktör yapılarına uygunluğunu ve bu faktörler ile yapının yeterince temsil gücünü test etmek için ise, Doğrulayıcı Faktör Analizi (DFA) yapıldı. Envanterin güvenirliği için; madde toplam puan analizi, iç tutarlılığını belirlemek için Cronbach Alfa katsayısı, toplanabilir özelliği olup olmadığını değerlendirmede Tukey Toplanabilirlik Analizi, tepki yanlılığını belirlemede Hotelling T Kare testi kullanıldı.\u0000Bulgular: Cronbach alfa iç tutarlık katsayısı 0.86 olarak bulundu. Split half testi sonucunda envanterin ilk yarısının cronbach alfa değeri 0.75, ikinci yarısının cronbach alfa değeri 0.77 olarak bulundu. Envanterin, Tukey Toplanamazlık testi sonucuna göre toplanamazlık değeri P<0.001 olarak bulundu. Maddeler arası F değeri 59.301, P<0.001 olarak bulundu. Hotelling’s T testi P<0.001 olarak bulundu. Kaiser-Meyer Olkin (KMO) değeri 0.90, Bartlett’in küresellik testi sonucu P<0.001 olarak bulundu. DFA sonucunda tespit edilen uyum iyiliği değerleri şu şekildedir: CMIN/df: 1.47; GFI: 0.93; CFI: 0.95; RMSEA: 0.04; AGFI: 0.91 ve IFI: 0.95. Envanter toplam puanı kadınlarda, yükseköğrenim düzeyinde, gelir düzeyi iyi olanlarda ve çocuğu olmayanlarda istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek bulundu (P<0.05).\u0000Sonuç: Envanter 3 boyut ve 20 sorudan oluşan haliyle Türkçe konuşan toplumda kullanmak için uygun bulundu. Yapılan faktör analizleri sonrası envanterin geçerlik ve güvenirliği belirlendi.","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":"45 6","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-02","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140267630","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Ağız Kuruluğuna Sebep Olan Yüksek Doz Radyoaktif İyot Tedavisi Alan Hastalarda Submandibular Bezlerin Fonksiyon Değişiminin İncelenmesi","authors":"Veysel Erati̇lla, İhsan Kaplan","doi":"10.35440/hutfd.1268830","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1268830","url":null,"abstract":"Amaç: Bireylerin ağız kuruluğu kontrol altına alınmadığında takdirde oral sağlık sorunları ortaya çıkabilmektedir. Bununla beraber beslenme düzenleri ve yaşam kaliteleri olumsuz yönde etkilenmektedir. Bu çalışmamızda Radyoaktif iyot kullanılan hastaların submandibular bezlerin fonksiyon değişimlerini değerlendirmektir. Bununla birlikte ortaya çıkabilecek ağız kuruluğu ve diğer semptomlar açısından bilgilendirme ve yönlendirmelerin yapılmasını amaçladık \u0000Materyal ve Metod: 2021 yılı içerisinde eğitim araştırma hastanesi nükleer tıp birimine başvuran hastalardan Diferansiye tiroid ca nedeniyle total tiroidektomi sonrasın yüksek doz (100 mCİ RAİ) RAİ alıp kliniğimizde yatmış olan hastalar çalışmamıza dahil edilmiştir. Bu hastalar içerisinden ağız kuruluğu mevcut olanların tükürük bezi sintigrafileri sistemden çıkarılarak submandibular bezlerin incelemesi yapılmıştır. Elde edilen veriler IBM SPSS 21.0 for windows programında istatistiksel olarak değerlendirilmiştir.\u0000Bulgular: Bu çalışmada 100 mCİ alan 15 hasta tespit edilmiş ve sintigrafi ile submandibular bezlerin durumları incelenmiştir. Bu hastaların hepsinde ağız kuruluğuna rastlanmıştır. 15 hastanın 9’unda submandibular bezlerin fonksiyonu normal bulunmuştur. 6 hastada ise değişen derecelerde fonksiyon kaybı tespit edilmiştir. Nitel değişkenlerin gruplararası karşılaştırılmasında Mann Whitney U testi ile Chi-kare (χ2) testi analizi kullanıldı. Değişkenler arasındaki ilişkilerin belirlenmesinde Spearman korelasyon testi kullanıldı. Hipotezler çift yönlü olup, p≤0.05 ise istatistiksel olarak anlamlı sonuç kabul edildi.\u0000Sonuç: Tiroid ca nedeniyle yüksek doz Radyoaktif İyot (RAİ) 131 tedavisini alan hastalarda ağız kuruluğunun geliştiği tespit edildi. Hastaların 6’sında ise submandibular bezlerin fonksiyon kaybı gözlendi. Hastalara oluşan semptomlara yönelik tavsiyelerde bulunuldu.","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":"124 36","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"138953568","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Maksilller Sinus Septasının Yeri, Yüksekliği ve Prevelansı: Panoramik Radyo-grafi ve Konik Işınlı Bilgisayarlı Tomografi Karşılaştırması","authors":"Ali Altindağ, Cemil Yildirim","doi":"10.35440/hutfd.1318797","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1318797","url":null,"abstract":"Background: The purpose of the study was to evaluate the maxillary sinus septa in patients with various dental arch statuses with panoramic and Cone-Beam Computerize Tomography (CBCT).\u0000Materials and Methods: In the panoramic radiography and CBCT scans of 400 patients aged 16-86 years, 800 maxillary sinuses on both sides were retrospectively examined. In addition, the height and location of the septa were evaluated with CBCT.\u0000Results: The septa rate was determined as 51.8% with panoramic radiography and 66.8% with CBCT. The septa were more commonly found in dentate patients than edentulous patients. The septa are generally localized at the middle part of the maxillary sinus and the height was approximately 7.31mm.\u0000Conclusions: Maxillary sinus septa can be found in the anterior, middle and posterior regions and in dentate, partially edentulous and edentulous patients. Detailed information about the height, location, and morphology of the septa is important to reduce complications in maxil-lary sinus surgical procedures.","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":"49 10","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139009763","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"The Relationship between Testis Arfi Elastography Values and Sperm Count in Infertile Patients","authors":"Cihad Varol, H. Çolakoğlu Er, Mehmet Demi̇r","doi":"10.35440/hutfd.1377085","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1377085","url":null,"abstract":"Amaç: Bu prospektif çalışmanın amacı infertil erkek hastalarda shear wave elastografinin (SWE) sperm sayısı ile ilişkisini saptamak ve tanısal performansının değerlendirilmesidir. \u0000Materyal ve Metod: Çalışma infertilite tanısı almış ve semen analizi yapılmış 113 hasta ile yapılmıştır. Tüm hastalara US incelemesi ve virtual touch tissue imaging quantification (VTIQ) kullanılarak SWE incelemesi yapıldı. Her testiste toplam 6 ölçüm yapıldı.US inceleme ile testislerin hacim ölçümleri yapıldı.\u0000Bulgular: Azospermi hastalarında sağ ve sol testis volüm değerleri diğer gruplardan istatistiksel olarak farklı ve düşük değerde bulunmuştur(p=0,001). Azospermi hastalarında tüm zonlarda ve ortalama SWE değerleri diğer gruplara göre anlamlı yüksek bulunmuştur(p=0,001). Sperm sayısı ile ortalama volüm arasında pozitif yönde orta şiddette bir ilişki saptanmıştır (r=0,545, p=0,001). Sperm sayısı ile ortalama SWE arasında negatif yönde orta şiddette bir ilişki saptanmıştır (r=-0,429, p=0,001). Ortalama volüm ile ortalama SWE arasında negatif yönde orta şiddette bir ilişki saptanmıştır (r=-0,590, p=0,001). Sperm sayısı normal hasta grubu ile azospermi hastaları arasında yapılan ROC analizinde kesim değeri 2,06 m/sn olup sensivite (duyarlılık) %72 spesivite(özgüllük) %87,88 ölçülmüştür. (p<0,001; EAA=0,837; Sensitivite= 72,00% (95% GA 46,5-85,1); Spesivite=87,88% (95% GA 81,5-95,2). Azospermi hasta grubu ile oligospermi hasta grubu arasında yapılan ROC analizinde kesim noktası 2,04 m/sn olarak belirlenmiştir. Buna göre yapılan değerlendirmede sensivite %72 spesivite %83,33 ölçülmüştür. (p<0,001; EAA=0,789; Sensitivite= 72,00% (95% GA 46,5-85,1); Spesivite=83,33% (95% GA 81,5-95).\u0000Sonuç: İnfertilite şikayetiyle başvuran erkek hastalarda testis parankiminin değerlendirilmesinde, SWE invaziv olmayan bir yöntem olup gri skala ve RDUS tetkiklerine ek yararlı bilgiler sağlayabilir.","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":"6 7","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"138980929","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Ömer Tammo, Enes Çeli̇k, Süleyman Yildiz, Semra Demirli Atıcı
{"title":"Postpartum Anorektal Hastalık Sıklığında Gebelikte Alınan Kilo Etkili midir?","authors":"Ömer Tammo, Enes Çeli̇k, Süleyman Yildiz, Semra Demirli Atıcı","doi":"10.35440/hutfd.1372854","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1372854","url":null,"abstract":"GİRİŞ: Tromboze eksternal hemoroid (TEH) ve anal fissür gebelik sırasında ve postpartum dönemde hayat kalitesini ciddi şekilde bozan benign anorektal hastalıklardandır. Bu lezyonların toplumdaki gerçek insidansı ve gebelikle progrese olması arasındaki ilişki yeterince bilinmemektedir. Çalışmamızın amacı gebeliğin son trimesterı ile postpartum birinci aya kadar gelişen TEH ve anal fissür insidansını saptamak ve bu durumun gebelik boyunca alınan kilo, yenidoğan ağırlığı ve doğumun ikinci fazındaki süre ile olan ilişkisini ortaya koyabilmektir.\u0000MATERIAL VE METHOD: 25 Temmuz 2021- 25 Ekim 2021 tarihleri arasında kadın doğum ve genel cerrahi polikliniğine başvuran gebe hastalar içinden üçüncü trimester ve postpartum birinci ayda TEH ve anal fissür görülen, kayıtları tam olan hastalar prospektif takip edilip retrospektif analiz edildi. Üçüncü trimesterda olan hastaların kilo artışı yüzde olarak hesaplandı. Tüm üçüncü trimester hamile hastalar asemptomatik iken ve postpartum ilk ayda, kadın doğum uzmanı veya genel cerrah tarafından en az üç kez muayene edildiler. Daha önceden hemoroidal hastalık nedeniyle operasyon öyküsü olan hastalar çalışmaya dahil edilmedi.\u0000\u0000BULGULAR: TEH gelişen hastalarda; gebelik sırasında kilo artışı, bebek doğum ağırlığı, doğumun ikinci fazının uzaması risk faktörleri olarak saptandı (sırası ile p=0,003 p<0,001 p<0,001 p<0,001). Anal fissür risk faktörleri arasında ise gebelikte kilo artışı, bebek doğum ağırlığı, doğumun ikinci fazının uzaması saptandı (sırası ile p=0,003 p<0,001 p<0,001 p<0,001). İlk doğumun normal spontan vajinal doğum olması ve gebelik öncesi kilo fazlalığının TEH ve anal fissür sıklığında bir artışa neden olmadığı gözlemlendi.\u0000\u0000Sonuç: Gebelikte kilo alımı, bebek doğum ağırlığı ve doğumun ikinci fazının uzaması TEH ve anal fissür gibi Anorektal hastalıkların gelişimi açısından risk faktörü olarak sayılabilir.","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":"32 7","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-02","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139012559","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Laparoskopik Kolesistektomi Yapılan Hastalarda Rastlantısal Safra Kesesi Kanseri Sıklığı","authors":"Serkan Erkan, Hakan Yabanoğlu","doi":"10.35440/hutfd.1328672","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1328672","url":null,"abstract":"Amaç: Safra kesesi kanserleri nadir görülen ve tanısı patolojik inceleme ile konulabilen hastalıklardır. Bu çalışmada laparoskopik kolesistektomi yapılan hastalarda rastlantısal safra kesesi kanseri sıklığımızı saptayarak \"safra kesesi kanseri insidansını azaltmak için safra kesesi hastalıklarında kolesistektomi endikasyonlarını genişletmeli miyiz?\" sorusuna cevap bulmayı amaçladık.\u0000Materyal ve metod: Ocak 2011- Ocak 2023 tarihleri arasında kolesistektomi yapılan hastaların dosyala-rını geriye dönük olarak incelendi. 18 yaş altı , açık kolesistektomi yapılan, ameliyat öncesi tanı alan ve eş zamanlı farklı onkolojik hastalık taşıyan hastalar çalışma dışında bırakıldı. Safra kesesi hastalığı nedeniyle laparoskopik kolesistektomi yapılan 18 yaş üstü hastalar çalışmaya dahil edildi. Rastlantısal olarak safra kesesi kanseri saptanan hastaların demografik verileri, radyolojik incelemeleri, patoloji raporları, evreleri, takip ve tedavi sonuçları kaydedildi.\u0000Bulgular: Belirlenen tarih aralığında kolesistektomi yapılan 4499 hastanın 3324’ü çalışmaya dahil edilme kriterlerini karşılıyordu. Dokuz (%0.27) hastada rastlantısal olarak safra kesesi kanseri tespit edildi. Hastaların 5(%55.5)’i erkekti (E/K:5/4) ve yaş ortalamaları 67.3 (47-78) yıldı. Beş hastaya sadece laparoskopik kolesistektomi yapılırken dört hastaya kolesistektomi sonrasında geniş rezeksiyon sonrası adjuvan kemoterapi verildi. Mortalite oranı %55.5 (n=5)’di.\u0000Sonuç: Safra kesesi kanserlerinde erken evrede yakalanan hastalarda neticeler yüz güldürücüdür. Rastlantısal kanser olasılığı nedeniyle radyolojik inceleme ve histopatolojik değerlendirme itina ile yapılmalıdır. Erken yaşta tanı alan benign hastalıklarda semptomatik olmasa dahi yapılacak erken cerrahi tercihi kanser insidansını azaltabilir.","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":"40 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-02","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"138985588","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
A.Yalçın Kaya, Alev Esercan, Mehmet Tercan, Mahmut Alp Karahan
{"title":"Covid 19 Tanılı Gebe Hastalara Genel Yaklaşım: Sezaryende Anestezi Deneyimlerimiz","authors":"A.Yalçın Kaya, Alev Esercan, Mehmet Tercan, Mahmut Alp Karahan","doi":"10.35440/hutfd.1342864","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1342864","url":null,"abstract":"Ülkemizi ve tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemisi döneminde ötelenemeyen cerrahi prosedürler arasında yer alan sezaryen operasyonunda anestezik yaklaşım ve olası yoğun bakım süreci nitelikli bakım gerektirmektedir . Gebe kadınlar, modüle edilmiş bağışıklık ve kardiyopulmoner sistemleri nedeniyle solunum yolu patojenlerine ve şiddetli pnömoniye karşı özellikle savunmasız olabilirler. Viral pnömoni, küresel olarak gebelik ölümlerinin önde gelen nedenlerinden biridir. Hücre aracılı bağışıklıktaki değişiklikler, bu duyarlılıkta merkezi bir rol oynar, çünkü bu, hamile kadının allojenik fetüse karşı toleranslı kalmasını sağlar, ancak virüsler gibi hücre içi patojenlere karşı savunma yeteneğini azaltır. Ayrıca gebelik sırasında kardiyopulmoner sistemlerde meydana gelen oksijen tüketiminde artış, toplam akciğer hacimlerinde azalma, gebe uterusa bağlı diyafram yükselmesi, üst solunum yollarında mukozal ödem ve sekresyonlarda artışa yol açan vazodilatasyon gibi fizyolojik değişiklikler, hamile kadının hipoksiye karşı daha savunmasız olmasına neden olmaktadır. Tüm bu özellikler düşünüldüğünde Covid-19 pozitif tanılı gebe hastaların sezaryen anestezisinin tipi ve yönetiminin önemi ön plana çıkmaktadır. Çalışmamızda COVID-19 tanılı gebelerde sezaryen anestezisi deneyimlerimizi, uygulanan anestezi yöntemlerinin ve olası yoğun bakım süreçlerinin maternofetal sonuçlara etkilerini görmek istemekteyiz.","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":"112 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"117268694","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}