{"title":"Rus İlhakı Sonrasında Kırım Tatarlarına Yönelik İnsan Hakları İhlalleri: Toplanma ve Örgütlenme Hakları Üzerine Kapsamlı Bir Analiz","authors":"Osman ERCAN, Hakan KOLÇAK","doi":"10.21547/jss.1289244","DOIUrl":"https://doi.org/10.21547/jss.1289244","url":null,"abstract":"Kırım Tatarlarının çokkültürlü Kırım Yarımadası’ndaki yaşamları, 18. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Rus hâkimiyeti dolayısıyla siyasi ve sosyal açılardan sorunlu bir süreç olarak ilerlemiştir. İkinci Dünya Savaşı sırasında yaşadıkları büyük sürgün nedeniyle ağır hak ihlallerine maruz kalan Kırım Tatarlarının talihi, Sovyet dönemi boyunca da birçok hak yönünden mahrumiyetler içerisinde geçmiştir. Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından Ukrayna bünyesinde bazı hakları teslim edilen Tatarlar, 1996 Anayasası’nda tanınan ve düzenlenen özerklik haklarından istifade etmiştir. İnsan hakları açısından bazı sınırlılıklar içeriyor olsa da görece olumlu bu anayasal düzen, Rusya Federasyonu’nun 2014 yılının mart ayında Kırım’ı ilhak etmesi akabinde tekrardan sekteye uğramış ve Kırım Tatarları birtakım insan hakları ihlalleri ile karşı karşıya kalmıştır. Bahse konu ihlalleri; mülkiyet hakkı, ifade hürriyeti, din hürriyeti ve çeşitli kolektif haklar yönünden irdeleyen çalışmalar yayımlanmıştır. Rus ilhakı sonrasında toplanma ve örgütlenme hakları bakımından kayıtlara geçen ihlallerin analizine yönelik olarak ise öğretide genel bir ihmalin varlığı söz konusudur. Çalışmamız, bu ihmalin ortadan kaldırılmasını hedeflemektedir. Bu bağlamda, Rus ilhakı sonrasında gerek sivil toplum kuruluşları gerek devlet kurumları tarafından düzenli bir şekilde yayımlanan insan hakları temalı raporlar irdelenmekte; toplanma ve örgütlenme haklarına yönelik Kırım’daki Rus yönetiminin ihlallere sebebiyet veren uygulamaları tespit edilmektedir. Söz konusu ihlallerin tespiti ile Tatar Türklerinin mevcut sorunlarına ilişkin bölgesel ve uluslararası farkındalığın artırılabileceği de çalışmamızda ayrıca ileri sürülmektedir.","PeriodicalId":55743,"journal":{"name":"Gaziantep University Journal of Social Sciences","volume":"42 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135568022","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Çıldır’daki Tarihî ve Arkeolojik Merkezlere İlişkin İlk Gözlemler","authors":"Göknil ARDA","doi":"10.21547/jss.1352698","DOIUrl":"https://doi.org/10.21547/jss.1352698","url":null,"abstract":"Aras ve Kür (Kura) Nehirleri, Güney Kafkasya’daki en geniş nehir havzasını oluşturmaktadır. Bu akarsular bölgede kurulan devletlerin ekonomik olarak gelişmesine ve kalkınmasına önemli bir katkı sağlamaktadır. Kür Nehri havzası coğrafi konumu sebebiyle Anadolu ile Kafkasya’yı birbirine bağlayan yolların üzerinde yer alır. Coğrafi konumundan dolayı bahse konu havza, tarihin ilk dönemlerinden itibaren ticaret güzergâhı olmasının yanı sıra Güney Kafkasya ile Basra Körfezi arasındaki bağlantıda stratejik bir konumda bulunmaktadır. Karadeniz bağlantısıyla Avrupa, Hazar Denizi üzerinden ise Asya içlerine ulaşıma olanak sağlar. Böylece kuzey-güney, doğu-batı yönleri arasında bağlantıyı mümkün kılar. Bu nehir havzasının Türkiye sınırları dışında kalan bölümleri birçok bilimsel çalışmaya konu olmuştur, buna karşın Türkiye sınırları içerisinde kalan bölümlerinde yapılmış kapsamlı bir çalışma henüz bulunmamaktadır. Bu sebeple yüzey araştırmamızda inceleme sahası olarak “Ardahan-Kür Nehri Havzası” belirlenmiştir. 2019 yılında Ardahan’ın Çıldır ilçesinde gerçekleştirilen ilk sezon çalışmasıyla Kür Nehri havzasındaki yerleşim yerlerinin, doğal ve/veya insan eliyle şekillendirilmiş mağaraların, kaya yerleşmelerinin, taşınır ve taşınmaz kültür varlıklarının tespiti ve belgelemesi yapılmış; bu yerlerin “CBS-Coğrafi Bilgi Sistemleri” ortamına aktarılması sağlanmıştır. Ardahan-Kür Nehri havzası daha önceki dönemlerde çeşitli bilimsel çalışmalara kısmen konu olmuştur. Bahse konu alanda tescillenerek kültür envanterine alınmış merkezler mevcuttur. Bunların yanı sıra yüzey araştırması çalışmamızda özellikle tescillenmemiş ve henüz bilim dünyasına tanıtılmamış tarihî ve arkeolojik merkezlerin bilimsel tespitlerinin yapılmasına gayret edilmiştir. Ayrıca proje kapsamında tespit edilen bazı alanların özellikle insan tahribatına karşı korunması, tescillenmesi ve kurtarma kazısı yapılması hususunda Kültür Bakanlığı’na gerekli müracaatlar yapılmıştır.","PeriodicalId":55743,"journal":{"name":"Gaziantep University Journal of Social Sciences","volume":"27 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135568024","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"The Impact of Supply Chain Strategies on Logistics Performance: A Study in the Post Covid-19 Pandemic Period","authors":"Evrim Burcu KULLUK ABDAN, Ahmet ÇETİNDAŞ","doi":"10.21547/jss.1275490","DOIUrl":"https://doi.org/10.21547/jss.1275490","url":null,"abstract":"The whole world passed a pandemic that affected working conditions and so lead to uncertainities and disruptions in supply chains. Nowadays during the post pandemic period (2021-2022), some industries slowed down significantly, while some sectors moved up. In this period, logistics performance gains more importance and the implemented supply chain strategy plays a significant role for companies. Therefore, the study's objective is to determine the impact of supply chain strategies on logistics performance in production companies operating in Gaziantep industrial zone. The covid-19 pandemic brought a lot of uncertainties to all industries which caused supply chain disruptions. These disruptions could be controlled with lean supply chain (LSC) and agile supply chain (ASC) strategies which are also considered as independent variables of this study. Logistics performances that are expected to be affected by these two supply chain strategies are considered in four dimensions such as quality, flexibility, cost, and speed and reliability. Data were collected from 154 businesses by surveys and analyzes were made. The results of the analysis showed that an ASC strategy affects all logistics performance dimensions (quality, flexibility, cost, and speed and reliability). But the LSC strategy did not affect any of these dimensions. It has been concluded that manufacturers should adopt an ASC strategy, which aims to respond more quickly to environmental changes, instead of a LSC strategy, in order to achieve higher logistics performance during periods of intense supply chain disruptions and uncertainties, such as after the post Covid-19 pandemic.","PeriodicalId":55743,"journal":{"name":"Gaziantep University Journal of Social Sciences","volume":"35 3","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135568165","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Güvenliğin Dönüşümü Kapsamında Özel Askerî Güvenlik Şirketleri","authors":"Suat DÖNMEZ","doi":"10.21547/jss.1317317","DOIUrl":"https://doi.org/10.21547/jss.1317317","url":null,"abstract":"Soğuk Savaş sonrası dönemde özel askerî güvenlik şirketleri birçok silahlı çatışma bölgesinde giderek artan şekilde kullanılmaktadır. Özellikle bu dönemde dünyanın birçok yerinde meydana gelen düşük yoğunluklu silahlı çatışmalarda özel askerî şirketlerin kullanımı buralardaki sorunlarla baş edebilmek için geliştirilmiş hâl tarzlarından biri olmuştur. Bu şirketlerin kullanımı hukuki ve siyasal yönleri itibariyle son derecede tartışmalı olmakla birlikte kullanım alanları giderek artış göstermektedir. Bazı hâllerde silahlı çatışma işlevleri de üstlenen bu yapıların genellikle lojistik alan ve çeşitli koruma hizmetlerinde etkin olarak kullanıldığı gözlenmektedir. Bu şirketler özellikle profesyonellik, uzmanlık ve iyi bir örgütlenme yapısı içinde olmaları nedeniyle kısa zamanda beğeni kazanarak 1980’lı yıllardan itibaren yaygın bir şekilde, devletlerin yanı sıra Birleşmiş Milletler gibi uluslararası örgütler ile diğer uluslararası insani yardım örgütleri ve çok uluslu şirketler tarafından sıkça kullanılmaya başlamıştır. Birbirinden çok farklı formatlarda faaliyet gösteren ve farklı amaçlarla kurulmuş bulunan bu şirketlerin uluslararası güvenlik mimarisi içinde etkin roller almaya devam edeceği tahmin edilmektedir. Ayrıca bu sektörün mali hacmi de son dönemde büyük boyutlara ulaşmaktadır. Bu durumda bu yapıların incelenmesi ve anlaşılmasında yarar olacaktır. Bu çalışmada güvenlik ortamının değişen yapısı içinde geniş bir yelpazede faaliyet gösteren özel askerî ve güvenlik şirketlerinin tarihsel gelişimi, bu kapsamda günümüzdeki yapıları ile tercih edilme nedenleri ile birlikte üstlendikleri roller ve mevcut uluslararası hukuk kapsamındaki yerleri incelenmiştir.","PeriodicalId":55743,"journal":{"name":"Gaziantep University Journal of Social Sciences","volume":"53 4","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135568020","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Z Kuşağı’nın Sosyal Medya Haberlerini Tüketim Motivasyonları ve Tatminleri: YouTube ve Instagram Örneği","authors":"Fırat ATA","doi":"10.21547/jss.1293544","DOIUrl":"https://doi.org/10.21547/jss.1293544","url":null,"abstract":"Gazetecilik ve/veya habercilik; teknolojik ve mesleki gelişmeler doğrultusunda yeni alanlar kazanmaktadır. Günümüzde, etkileşim, erişim ve ulaşılabilirlik gibi ön plana çıkan özellikleriyle gazetecilik için önemli bir alan hâline gelen sosyal medyada uygulamalar aracılığıyla da habercilik yapılabilmektedir. Sosyal medya ve habercilik arasındaki ilişkiye YouTube ve Instagram uygulamaları özelinde odaklanan bu çalışmada, Z Kuşağı’nın sosyal medya haberlerini tüketim motivasyonları ve doyumları konu edinilmektedir. Sosyal medya uygulamaları özelinde haber tüketim süreciyle ilgili güncel veriler sunması açısından önem arz eden bu nicel çalışmada, ilişkisel tarama yöntemi kullanılmıştır. Araştırmada, Z Kuşağı sınıflandırması içerisinde bulunan 406 kişinin katılımıyla bir anket çalışması gerçekleştirilmiştir. Elde edilen bulgulara göre, Z Kuşağı’nın sosyal medya haberlerini tüketim motivasyonları ve doyumları; YouTube için orta, Instagram için ise yüksek düzeydedir. Haber tüketim motivasyon ve doyumu çerçevesinde, YouTube ve Instagram haberciliği arasında anlamlı, pozitif yönlü ve orta düzeyli bir ilişki bulunmaktadır. İki habercilik alanında da güvenirlik alt boyutunda orta düzey, teknik olanaklar ve kolaylık ile zengin ve isteğe bağlı içerik alt boyutlarında ise yüksek düzeyde bir motivasyon ve doyum benzerliği tespit edilmiştir. Ayrıca, Instagram haber tüketim motivasyon ve doyumunun YouTube haber tüketim motivasyon ve doyumuna %13.5 oranındaki katkısı söz konusudur. Belirtilen bulgular doğrultusunda Z Kuşağı’nın Instagram ve YouTube aracılığıyla üretilen veya paylaşılan haberlere yabancı olmadıkları şeklinde bir sonucun görünür olduğunu söylemek mümkündür.","PeriodicalId":55743,"journal":{"name":"Gaziantep University Journal of Social Sciences","volume":"67 11","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135568157","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Bilinmeyen Bir Divan Şairi-‘Adlî Ve Gazelleri-","authors":"Musa TILFARLIOĞLU","doi":"10.21547/jss.1310194","DOIUrl":"https://doi.org/10.21547/jss.1310194","url":null,"abstract":"XVI. yüzyıl Osmanlı Devleti’nin siyaset, ekonomi ve bilim alanında zirveyi yaşadığı dönemdir. Devletin her alanda güçlü olması kültür ve sanat alanında da kendini göstermiş, divan edebiyatı bu yüzyılda en parlak dönemini yaşamıştır. Bu dönemde gelişimini tamamlayan divan şiirinde çok sayıda şair yetişmiş ve bu şairler daha önce örnek aldıkları Fars edebiyatı sahasında yetişmiş sanatçıların eserlerine denk eserler vermiştir. XVI. yüzyılda yetişen şairler tarafından işlenen klasik Türk edebiyatının estetik ve ahenk açısından kusursuz sayılabilecek bir seviyeye ulaştığı söylenebilir. Klasik Türk edebiyatının gelişimine katkıda bulunan bu şairlerin çoğunun adı, edebiyat tarihimiz için en önemli kaynaklar arasında olan tezkirelerde geçmektedir. Klasik Türk edebiyatı geleneği içerisinde eser vermesine rağmen tezkirelerde adı geçmeyen bazı şairlere ve eserlerine şiir mecmualarında rastlamak mümkündür. Farklı asırlarda veya aynı asırda yaşamış şairlere ait manzumeleri içerisinde barındıran şiir mecmuaları; klasik Türk edebiyatı ve Türk halk edebiyatına ait manzumeleri bir arada bulundurması sebebiyle de ayrı bir önem arz etmektedir. Son dönemlerde şiir mecmuaları üzerinde yapılan bilimsel çalışmalar neticesinde kaynaklarda adı geçmeyen çok sayıda şair ve bunların eserlerinin bilim âlemine kazandırılması mecmuaların klasik Türk edebiyatı açısından ne kadar önemli olduğunu kanıtlar niteliktedir. Çalışmamızın konusunu oluşturan eser; İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi “Nekty 10002” numarada kayıtlı 46 varaktan müteşekkil mecmuadır. Mecmua içerisinde Taci-zâde Cafer Çelebi, İbn Kemâl, Hayreti, İshâk Çelebi, Hayâlî, Sultân Mustafa, Adlî, İbrahim, Necâtî Bey, Ahmed Paşa gibi XV-XVI. yüzyıla ait sanatçıların manzumeleri bulunmaktadır. Bu sanatçılardan Adlî’nin mecmua içerisinde “Karaverye” adında bir şehrengizi ve altı gazeli yer almaktadır. Çalışmamızda XVI. yüzyıl şairleri arasında yer alan ancak tezkirelerde adı geçmeyen Adlî hakkında bilgi verilip daha sonra şairin altı gazeli şekil, üslup, muhteva açısından incelenip transkripsiyonlu metni verilecektir.","PeriodicalId":55743,"journal":{"name":"Gaziantep University Journal of Social Sciences","volume":"48 7","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135567897","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Intercultural Competence and Intercultural Sensitivity Levels of EFL Preparatory Students: Insights from a Turkish Context","authors":"Gülşah TIKIZ ERTÜRK, Hakan DEMİRÖZ, Murat ATA","doi":"10.21547/jss.1310183","DOIUrl":"https://doi.org/10.21547/jss.1310183","url":null,"abstract":"Effective communication between people with different emotional, cognitive, and behavioral perspectives requires skill in handling communication. Learning intercultural communication skills (IC), which are more important than language proficiency and communicative competence, is necessary for teaching foreign languages as English becomes a global language. Effective communication in English language classes, thus, requires multicultural sensitivity and competency. Intercultural competence (IC) is crucial in a globalized society where people must behave ethically and competently in cross-cultural relationships. As societies strive toward collective goals and establish lasting social, cultural, and economic connections with diverse cultural groups, intercultural sensitivity is gaining importance at all educational levels, particularly for foreign language learners. Many students lack intercultural knowledge, abilities, and mindsets. This study examines how EFL preparatory students perceive their intercultural sensitivity and competencies, whether there exists a statistically significant relationship between these two variables, and whether these variables show a difference regarding the participants’ demographics. The study adopted a descriptive methodology by using a correlational survey method. Data were collected from EFL preparatory students at a state university in western Türkiye by using the Intercultural Sensitivity Scale and the Intercultural Competence Scale (ICS). Convenience sampling technique was used to collect data. T-test, Pearson correlation, and Spearman's Rho tests were used to calculate frequency and percentages with SPSS program, version 22. The results showed that EFL preparatory students demonstrated a high level of IS and IC levels; however, the participants’ IS and IC levels did not significantly differ by their demographics. Educational implications were suggested in the light of the literature.","PeriodicalId":55743,"journal":{"name":"Gaziantep University Journal of Social Sciences","volume":"48 9","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135568025","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"İkinci Dünya Savaşı Sonrasında Almanya Göç Politikalarının Dönüşümü","authors":"Hale Nur ALTAN, Muhammet Musa BUDAK","doi":"10.21547/jss.1344365","DOIUrl":"https://doi.org/10.21547/jss.1344365","url":null,"abstract":"İnsanların çeşitli nedenlere bağlı olarak yer değiştirmesinin bir sonucu olan göç, beraberinde yeni fırsatlar ve sorunları da ortaya çıkarmaktadır. Göçün bir sonucu olarak göç alan ve göç veren yerler de bir takım değişime uğramaktadır. Ayrıca, göç eden insanların düşünce ve davranışları da bu durumdan etkilenmektedir. Göç sürecinin değerlendirilmesinde, göçün sebeplerinin, döneminin, göçmenlerin ve göç alan ülkelerin durumlarının ayrı ayrı değerlendirilmesi önem arz etmektedir. Göçlerin yalnızca ülke içinde değil ulus ötesi etkileri sebebi ile göç alan ve veren ülkelerin farklı politikalar geliştirmesini beraberinde getirmiştir. Almanya tarihinde göç, göç politikaları ve göçmenlere yönelik yasal statü süreçlerinin analiz edildiği çalışmayla, bir Avrupa Birliği (AB) ülkesi olan Almanya’nın geçmişten günümüze karşılaştığı göç ile bu alanda geliştirdiği ve uyguladığı göç politikaları karşılaştırmalı bir yaklaşımla analiz edilmiştir. Çalışma, Almanya’nın ihtiyaçlarına göre göç politikalarını değiştirerek dinamik bir süreç yönetimi benimsediğini göstermektedir. Almanya’nın ekonomik ve sosyal istikrarını sürdürebilmenin göç olmadan mümkün olmayacağı değerlendirilmektedir. Ancak farklı etnik yapılar ve kültürlerden gelen göçmenler ülke içerisinde tartışmalara yol açabilmektedir. Almanya’nın uyguladığı göçmen politikaları göçmen nüfusun istihdamı ve barınmasına önemli imkanlar sağlamaktadır. Bu yaklaşımın Avrupa’da huzurun sağlanmasında büyük rol oynadığı değerlendirilmektedir. Aynı zamanda Almanya’nın göçmen politikaları bazı toplumsal sorunlara neden olmakta ve göçmenlerin entegrasyonunu zorlaştırmaktadır. Bu sorunun çözümüne yönelik olarak Almanya’nın sürdürülebilir bir göç yönetimi politikası oluşturmasına yönelik ulusal ve uluslararası çalışmaları konunun paydaşlarını içerecek şekilde yapması gerekmektedir.","PeriodicalId":55743,"journal":{"name":"Gaziantep University Journal of Social Sciences","volume":"67 10","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135568162","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"G7 (Gelişmiş 7) Ülkeleri Hisse Senedi Borsaları ile Bitcoin Fiyatı Arasındaki İlişkinin Analizi","authors":"M. Akkaya, İsmail Tuna","doi":"10.21547/jss.1210950","DOIUrl":"https://doi.org/10.21547/jss.1210950","url":null,"abstract":"Ödeme aracı veya yatırım aracı olarak sınıflandırılması için tartışmalarının olduğu günümüzde yeni bir finans paradigması potansiyeline sahip olduğuna inanılan Bitcoin ve geleneksel finansal araçlar bir arada var olarak yatırımcılara alternatif sunmaktadır. Son yıllarda kripto para birimlerine özellikle de Bitcoin'e artan ilgi nedeni ile finansal piyasalara etkisi finans ve akademik çevrelerde tartışılmaktadır. Hisse senedi fiyatlarını etkileyen faktörlerin birçoğu kripto para fiyatlarını da etkilemektedir. Yatırımcılar kripto para ve hisse senetlerine aynı dürtülerle yönelmektedir ve bu nedenle fiyatlar aynı eğilimde olabilmektedir. Bazı yazarlar aşırı oynaklık ve balonlar nedeniyle Bitcoin'in çoğunlukla spekülatif amaçlı kullanıldığını belirtmiş olsalar da teknolojinin ve küreselleşmenin etkisinin giderek arttığı dünyada bu tartışma araştırmacılar için de cazip hâle gelmiştir. Bu çalışma finansal piyasaları gelişmiş Gelişmiş 7 (G7) ülkeleri hisse senedi borsaları ile kripto para piyasasının hacim ve piyasa değeri bakımından en büyük para birimi Bitcoin (BTC) fiyatı arasındaki ilişkinin analizi amaçlanmaktadır. Ayrıca araştırmanın Türkiye’de yapılmış olması nedeni ile BIST100 endeksi de araştırmaya dahil edilmiştir. Araştırmada Ocak 2016-Mayıs 2022 dönemine ait aylık veriler kullanılmıştır. Analiz yöntemi olarak Johansen Eşbütünleşme Testi ve Vektör Hata Düzeltme Modeli seçilmiştir. Analizler sonucunda uzun dönemli eşbütünleşme ilişkisinin bulunduğu tespit edilmiştir. Vektör Hata Düzeltme Modeli ise %5 düzeyinde anlamlıdır. Kısa dönemde Dow Jones, Nasdaq ve Nikkei225 endeksleri ile Bitcoin fiyatı (BTC) arasında istatistiki olarak anlamlı bir ilişki bulunmaktadır.","PeriodicalId":55743,"journal":{"name":"Gaziantep University Journal of Social Sciences","volume":"10 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"76476400","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Erotics of War and Sovereignty in Iris Murdoch’s The Red and the Green","authors":"Gülden Hati̇poğlu","doi":"10.21547/jss.1237803","DOIUrl":"https://doi.org/10.21547/jss.1237803","url":null,"abstract":"In The Red and the Green the Irish writer Iris Murdoch creates a narrative universe that focuses on the Easter Rising of 1916, one of the most tumultuous turns in twentieth century Irish history, and introduces a rich web of moral conflicts and dilemmas experienced by members of an Anglo-Irish community in Dublin. The main concern of this article is to introduce a reading of Murdoch’s The Red and the Green in the context of the mythopoetic discourse of the Easter Rising of 1916, which predominantly reflected the nationalist rhetoric of the Irish Revivalist Movement, and to show how Murdoch revisualizes recent Irish history through her own cultural origins. The argument is grounded on the premise that Millie features in the novel as the embodiment of the feminine archetype and symbolic representation of the Erotic in stark contrast to the war rhetoric of the Easter Rising that relies heavily on the desexualized, romanticized and idealized versions of the feminine in Celtic mythic imagination. Millie’s feminine archetypal image and her symbolic representation of Eros distorts and shakes the masculine rhetoric of the Rising. As a response to the desexualized, sterile, and therefore displaced representations of the Sovereignty Goddess in the literature of the Irish Revival, Murdoch introduces a critical ethos in the novel by restoring the essence of this feminine element in the portrayal of Millie, the central character around whom the plot largely revolves.","PeriodicalId":55743,"journal":{"name":"Gaziantep University Journal of Social Sciences","volume":"46 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"76569839","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}