{"title":"Değişime Direncin Akreditasyon Algısına Etkisinde Örgütsel İletişimin Ilımlaştırıcı Rolü","authors":"Fatih BIYIKLI, Melike FİDAN","doi":"10.21547/jss.1348418","DOIUrl":"https://doi.org/10.21547/jss.1348418","url":null,"abstract":"Diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiye’deki üniversitelerde de kalite giderek önemli bir konuma gelmektedir. Üniversiteler kalite güvencesinin sağlanmasına yönelik faaliyetlerini Yükseköğretim Kalite Kurulu’nun (YÖKAK) kılavuzluğunda yürütmektedirler. Bu faaliyetlerin kuruma yansımasında ise rutin süreçlerde bir değişim gerektirmektedir. Bu değişimin gerçekleşebilmesi için yükseköğretim kurumlarında bütün alanlarda önemli bir rolü olan akademisyenlerin süreçlerle ilgili algıları son derece önemlidir. Üniversitelerde akreditasyonun elde edilmesine yönelik yürütülen faaliyetler kurumların süreçlerinde birtakım değişimleri beraberinde getirmektedir. Bu değişiklikler kurumlarda çalışan akademisyenlerinde iş yapış biçimlerinde birtakım farklılıklar ve ilave görevler getirmektedir. Akademisyenler üniversitelerin tüm ana faaliyet alanlarında uygulayıcı konumda olmaları sebebiyle de kilit bir konumda bulunmaktadırlar. Bu değişim sürecinin gerçekleştirilebilmesi için halihazırda yapmakta oldukları işlerinin yanında ek işler yapmalarını gerektirmektedir. Akademisyenlerin gerek yoğun mesaileri gerek değişimle ilgili tutumları gibi faktörler sürecin gerçekleştirilebilmesinin önünde bir engel oluşturma ihtimali taşımaktadır. Bu yüzden bu araştırma kapsamında örneklem olarak belirlenen akademisyenlerin akreditasyon algıları, sürecin gerektirdiği değişime karşı tutumları ve değişime direncin akreditasyon algısına etkisinde örgütsel iletişimin rolü analiz edilmiştir. Katılımcılar iki farklı devlet üniversitesinde kalite süreçlerinde görev alan 122 akademisyenden oluşmaktadır. Veriler 3 farklı ölçekten oluşturulan anket soruları uygulanarak elde edilmiştir. Kurulan PLS-YEM modeli çerçevesinde yapılan analizler sonucunda değişime direnç ile iletişim arasında, iletişim ile akreditasyon algısı arasında, değişime direnç ile akreditasyon algısı arasında ve değişime direncin akreditasyon algısına etkisinde anlamlı ilişki olduğu sonucuna varılmıştır. Bu çerçevede değişime direnç arttıkça iletişimin azaldığı, iletişimin arttıkça akreditasyon algısının da arttığı, değişime direncin arttıkça akreditasyon algısının azaldığı ve iletişimin değişime direnç ile akreditasyon algısına etkisini tahmin etmede aracı rol oynadığı sonuçlarına ulaşılmıştır.","PeriodicalId":55743,"journal":{"name":"Gaziantep University Journal of Social Sciences","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136158622","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Empirical Analysis of The Relationship Between Democracy and Economic Growth in Turkey","authors":"Ferid ÖNDER","doi":"10.21547/jss.1357612","DOIUrl":"https://doi.org/10.21547/jss.1357612","url":null,"abstract":"Demokrasi, halkın seçtiği temsilcileri vasıtasıyla halk iradesini yansıtan bir yönetim modelidir. Demokrasilerin, çoğulculuğa dayanmayan veya seçimle işbaşına gelmeyen yönetim şekillerine göre ekonomik göstergelere olumlu yansımalarının olduğu ilgili yazında yer almaktadır. Demokrasi ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin araştırıldığı çalışmaların sayılarında son yıllarda artış görüldüğü izlenebilmektedir. Konu ile ilgili farklı çıktıların tartışıldığı bu çalışmalarda, görüşlerden birisinde, ekonomik büyümenin demokratik süreçlerin sürdürülebilirliği üzerinde olumlu bir rol oynadığı kabul edilmektedir. Diğerinde, demokrasi ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin lineer olmayıp ters U şeklinde bir dinamiğe sahip ve daha karmaşık bir yapı sergilediği ileri sürülmektedir. Literatürdeki diğer bir görüş ise demokrasi düzeyindeki gelişmelerin ülkelerin ekonomik büyümesine katkı sağladığını ileri sürmektedir. Buna göre demokratik rejimlerde şeffaflık, hesap verebilirlik, hukukun üstünlüğü ve özel mülkiyet haklarının korunması gibi unsurlar yatırımcıların güvenini artırmakta, artan güven ortamı da üretim düzeyini ve ekonomik büyümeyi desteklemektedir denilmektedir. Bu çalışmanın motivasyonunu ise Türkiye Ekonomisi örneğinde, demokrasi ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin durumunu ortaya koyabilmek adına, konu ile ilgili literatürden elde edilen ilgili değişkenler arasında ekonometrik bir analizin ortaya konulması oluşturmaktadır. Bu amaçla zaman serileri analizi yönteminin birbirini tamamlayan farklı teknikleri kullanılarak ve 1973-2022 dönemini kapsayan yıllık veriler kullanılarak Türkiye’de demokrasinin ekonomik büyümeye etkisi, bir ekonomik büyüme modeli vasıtasıyla tahmin edilmektedir. Elde edilen sonuçlar, Türkiye’de, uzun dönemde demokrasinin ekonomik büyümeye pozitif ve istatistiksel olarak anlamlı bir etkisinin olduğunu göstermektedir. Bu sonuç, ekonomik gelişme için demokratik değerlere daha fazla önem verilmesi gerektiği şeklinde yorumlanabilmektedir.","PeriodicalId":55743,"journal":{"name":"Gaziantep University Journal of Social Sciences","volume":"95 3","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136158500","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Cumhuriyet'ten Günümüze Siyasi Yönetimde Kadının Değerlendirilmesi","authors":"Lina KARABETYAN","doi":"10.21547/jss.1351262","DOIUrl":"https://doi.org/10.21547/jss.1351262","url":null,"abstract":"Toplumsal kalkınmanın sağlanabilmesindeki en önemli unsurlardan biri de kadınların iş hayatında bulunuyor olmalarıdır. Bir toplumdaki kadınların iş yaşamına dahil edilmesiyle birlikte kadının aile ve toplum içerisindeki statüsünde ilerleme meydana gelmektedir. Bununla birlikte, kadınların çalışma yaşamında bulunmaları iktisadi büyümeye olumlu katkı sağlamakta, çeşitlilik ve yaratıcılığı artırarak iş yerlerinde daha yenilikçi ve verimli bir ortamın oluşmasına yardımcı olmaktadır. Ayrıca, cinsiyet eşitliğinin teşvik edilmesi, toplumsal cinsiyet rollerinin yeniden şekillenmesine ve daha adil bir toplum yapısının oluşmasına katkıda bulunur. Fakat, kadınların emek gücü piyasalarındaki bugünkü statülerine ulaşmaları yüzyıllarca süren oldukça güç çaba ve mücadelelerin bir ürünüdür. Cumhuriyet’ten günümüze, Türk kadınının siyasi yönetimde az temsil edilmesi, tarihsel, sosyal ve ekonomik faktörlere dayanmaktadır. Toplumsal cinsiyet eşitliği oluşturmaya ilişkin duyarlılık ve algının söz konusu olduğu toplumlarda, bir taraftan toplumsal cinsiyet uçurumu daha da daralmakta, bir taraftan da kadınların siyasi yönetime katılımlarında artış gözlenmektedir. Türkiye’de kadınların siyasi yönetimde bulunma oranı yaklaşık olarak yüzde 20, bakanlıklarda ise yüzde 5 civarındadır. Finlandiya, Norveç, İsveç gibi kadın erkek eşitliğinin yaşandığı ülkelerde kadınların siyasette katılımı yüzde 50’nin üstündedir. Bu çalışmanın amacı, Cumhuriyet’ten günümüze siyasi yönetimde kadınların durumunun değerlendirilmesini yapmak ve siyasi yönetime katılımda engelleri ve çözüm önerilerini ortaya koymaktır. Yapılan değerlendirmeler sonucunda, Türk kadınının siyasi yönetimde temsil edilme oranının; tarihsel süreç içerisinde değişim göstermesine rağmen toplumsal normlar ve cinsiyet rollerinin etkisi, eğitim, siyasi parti yapıları ve ekonomik engeller gibi nedenlerle genel olarak düşük kaldığı belirlenmiştir. Bu sorunun çözümü için toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı yaklaşımların benimsenmesi ve bu alanda gerçekleştirilecek reformlarla kadınların siyasi hayatta daha aktif bir şekilde yer alması önemle vurgulanmalıdır.","PeriodicalId":55743,"journal":{"name":"Gaziantep University Journal of Social Sciences","volume":"16 3","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136158619","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"In 100 Years Of Republic Âşık Veysel's Notes To History","authors":"Sertan ALİBEKİROĞLU","doi":"10.21547/jss.1361321","DOIUrl":"https://doi.org/10.21547/jss.1361321","url":null,"abstract":"Toplumların varlığını ortaya koyabilmesi, yaşaması ve sürdürebilmesi için köklere sahip olması gerekmektedir. Her toplum kendini bir tarihe, coğrafyaya, ataya bağlama ihtiyacı duyar. Bu bağlanma sonucunda başta dil olmak üzere toplumu bir arada tutan kabuller, inançlar, mitler ortaya çıkar. Toplumun bu temel taşları ozanlar tarafından işlenir ve yerine konur. Kullandıkları ana malzemeler toplumun dili, kabulleri, inanmaları ve mitolojileri olduğu için ozanlara toplum inşa ediciler olarak bakmak gerekir. Canlı birer organizma olan toplumlar zaman zaman ekonomik, siyasi, askerî, doğal afetler gibi olaylar sonucu coğrafya değiştirebilir, yeniden var olmaya çalışabilirler. Yeniden yazılan tarihte ve değişebilen coğrafyada toplumu ayakta tutmak ve varlığını devam ettirebilmek için yine ozanlar devrededirler. Türkler gibi tarihî ve coğrafi derinliği çok geniş zaman ve alana yayılan milletlerin sayısız savaş, doğal afetler vb. tahrip gücü yüksek olumsuzluklara rağmen hâlâ sağlam bir şekilde ayakta durmasında ozanların büyük payı vardır. Ozanlar, toplumların geçmişlerini geleceğe aktarmakla kalmaz, aynı zamanda bugünü de tarihe yerleştirerek toplumsal tarih ve millet hafızasını geliştirir. Son dönemde toplumun hafızasını geliştiren, tarihe not düşen ozanlardan biri de Âşık Veysel’dir. Veysel, genç Cumhuriyet’in kimi siyasi olaylarını, inkılâplar ve kurumları ile içinde yaşadığı toplumun karşılaştığı doğal afetleri, hastalıkları, salgınları, iyi ve güzel olan ile acı ve çirkin olanı da şiirlerinde işleyerek topluma karşı görevlerinden biri olan tarih haznesini geliştirme görevini yerine getirmiştir. Bu çalışmada Âşık Veysel’in şiirlerinde şahit olduğu olayların neler olduğu ve bu olaylara bakış açısı verilmek hedeflenmiştir. Tespit edilen metinlerin aynı zamanda birer sözlü tarih metni olduğu varsayımıyla Âşık Veysel’in penceresinden yakın tarihle ilgili bir değerlendirme yapılması amaçlanmıştır.","PeriodicalId":55743,"journal":{"name":"Gaziantep University Journal of Social Sciences","volume":"21 6","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136158796","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Cumhuriyetin 100. Yılında Türk Dış Politikasına Dair Bir Değerlendirme: Güvenlik Arayışından Güvenlik Sağlayan Küresel Oyunculuğa","authors":"Hüseyin BAĞCI, Murat DEMİREL","doi":"10.21547/jss.1361031","DOIUrl":"https://doi.org/10.21547/jss.1361031","url":null,"abstract":"Geçen yüz yıl zarfında Türkiye, uluslararası sistemdeki aktörlerle tarihsel ilişkileri göz önüne alındığında kendi ulusal çıkarları doğrultusunda pragmatik etkileşim ağları örebilen, uluslararası sistemin bağlamsal baskıları altında değişim getiren hamleler yapabilen, ilgili aktörlerle her konuda anlaşamasa da ilişki ağlarını iş birliğine yönelik şekilde sürdürme becerisine sahip, etkileşimlerini jeopolitik konumunun bir gereği olarak dengede tutabilen bir aktör olarak gözükmektedir. Türk dış politikasının 100 yıllık seyrini neden-sonuç ilişkileriyle incelemenin güçlüğüne rağmen bu makale tarihsel süreci dikkate alarak Türk dış politikasının 2023 yılındaki portresini betimleyici bir alt yapı ile yeni bir çerçevede yorumlamaktadır. Cumhuriyet’in 100. yılında, dünyada jeopolitik kırılmaların yaşandığı bir dönemde, küresel bir oyuncu ve güvenlik sağlayan bir aktör olan Türkiye’nin bu kırılmalardan en fazla etkilenen ve etkilenecek olan ülkelerden biri olduğu söylenebilir. Bu bağlam içerisinde, Türk dış politikasına dair dört temel özellikten söz edilebileceğini savunan makale, bu iddiayı ilgili veri, gözlem ve örneklerle açıklamaya çalışmıştır. Bu argüman, Türkiye’nin diplomatik kapasite ve yeteneklerindeki gelişimin, uluslararası düzen içerisinde Türk dış politikasını etki sahasını da genişleterek daha etkili bir hâle getirme yöneliminde olduğu; Türkiye’nin, güç merkezleri olarak ifade edilebilecek Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Avrupa Birliği (AB), Çin ve Rusya ile etkileşimde bulunma ve çıkarlarını denge politikasıyla sağlama eğiliminde olduğu; Türkiye’nin uluslararası sistem içerisinde güvenlik sağlayan bir aktör konumuna geldiği ve Türk dış politikasının son 100 yıllık tecrübesinin, Türkiye’yi uluslararası sistemde daha dirençli bir aktöre dönüştürebilecek unsurlar içerdiği şeklindedir.","PeriodicalId":55743,"journal":{"name":"Gaziantep University Journal of Social Sciences","volume":"66 9","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136158948","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Ortak Kimlik Hafızasının Oluşturulma Sürecinde Cumhuriyet Bayramı Kutlamaları: Gümüşhane Örneği (1933-1940)","authors":"Uğur UÇAR","doi":"10.21547/jss.1356597","DOIUrl":"https://doi.org/10.21547/jss.1356597","url":null,"abstract":"Millî Mücadele’nin başarılı bir şekilde sonuçlanmasının ardından Türk Devleti’nin siyasi rejiminin adı 29 Ekim 1923 tarihinde konulmuştur. Cumhuriyet, sadece bir devlet şeklini değil aynı zamanda Anadolu İhtilali ile ilk yapraklarını açan Türk tarihinin temelini oluşturmaktadır. Cumhuriyet, Türk milletinin hem siyasi rejimi hem de yaşama iradesidir. Bu durumun en önemli göstergesi ise Cumhuriyet’in ilanının bayram olarak kutlanmasıdır. Cumhuriyet’in ilanı kutlama törenleri hem yurtiçinde hem de yurtdışı temsilciliklerinde büyük bir coşku içerisinde gerçekleşmiştir. Gümüşhane’de de Cumhuriyet Bayramı kutlamaları halk tarafından bayram havasında kutlanmıştır. Cumhuriyet kutlamaları, genel merkez tarafından belirlenen program dâhilinde gerçekleşmiş ve bu törenler inkılâpların yerleşmesi hususunda çok önemli görevleri yerine getirmiştir. Bu kutlamalar ile Cumhuriyet’in önemi her kesimden halka anlatılarak halkın yeni siyasi rejim hakkında bilgi sahibi olması sağlanmıştır. Böylece bayram kutlamaları, halkın kaynaşması ve millî değerleri yakından tanıyarak benimsemesi için en iyi araç görevini üstlenmiştir. Gümüşhane’de Cumhuriyet Bayramı kutlamaları toplumsal birlikteliği sağlayarak ortak bir kimlik hafızası oluşturmuştur. Bahse konu olan kutlamalar sayesinde siyasi rejime karşı halkın duyguları güçlendirilmiştir. Bu çalışmada 1933-1940 yılları arasında Gümüşhane’de gerçekleştirilen Cumhuriyet Bayramı Kutlamaları ele alınmaktadır. Çalışmanın hazırlanmasında belirlenen tarihler arasında Gümüşhane’de yayınlanan yerel gazeteden, Devlet Arşivleri Başkanlığı Cumhuriyet Arşivi’nden, süreli yayınlardan, telif ve tetkik eserlerden yararlanılmıştır.","PeriodicalId":55743,"journal":{"name":"Gaziantep University Journal of Social Sciences","volume":"179 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136158703","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"The Kurdısh Issue In Meetings On Mınorıtıes At The In Lausanne Peace Conference","authors":"Fuat UÇAR","doi":"10.21547/jss.1326010","DOIUrl":"https://doi.org/10.21547/jss.1326010","url":null,"abstract":"Lozan Barış Konferansı, Türkler tarafından Millî Mücadele’nin başarı ile sonuçlandırılmasından sonra Müttefiklerin, 27 Ekim 1922 tarihli notasıyla Ankara ile İstanbul hükûmetlerini görüşmelere davet etmesiyle gündeme geldi. TBMM Hükûmeti 1 Kasım 1922’de saltanatı kaldırmak suretiyle konferansa Türk milleti adına tek başına katıldı. I. Dünya Savaşı’nın sonunda kurulacak yenidünya düzeninde azınlıklar konusu da önemli bir yere sahipti. Lozan Barış Konferansı’nda birçok konunun yanında azınlıklar (ekalliyetler) meselesi de gündeme geldi. Görüşmelerde Kürtlerle ilgili ayrı bir gündem maddesi açılmadı ve “Kürdistan” sözü de tartışma konusu edilmedi. Bu şekilde Kürt meselesi azınlıklar meselesi kapsamında dolaylı bir şekilde müzakere edilmiş oldu. Konferansta özellikle İngiltere, azınlık kavramının soy, dil, din azınlıkları olarak genişletilmesini gündeme getirdi. Türk heyeti ise azınlık kavramının tanımını İslam hukukuna göre yaparak Kürtlerin ülkede azınlık olmadığını, asli unsur olduklarını savunarak Misak-ı Millî sınırları içinde Müslüman azınlık kavramına şiddetle karşı çıktı. Türk heyeti, müzakerelerde Türkler ile Kürtlerin ayrılmaz bir bütün olduğunu ısrarla vurguladı. Azınlığın tanımında; soy, dil, din ölçütlerinin yerine Müslüman olup olmama ölçütünün dikkate alınmasını önerdi. Türkiye’nin talebi doğrultusunda gayrimüslimlerin azınlık sayılmasına ve ölçütün dinsel esasa göre belirlenmesi görüşü kabul edildi. Müzakerelerde azınlıklarla ilgili maddelerin Türk görüşüne yakın ele alınması sonucunda sadece Müslüman olmayanlar azınlık sayıldı. Lozan Barış Konferansı’nda Türk heyetinin önerisinin kabul edilmesi, İngilizlerin Kürtlerle ilgili politikalarının net bir şekilde Türkler lehine değiştiği bir gelişme oldu. Böylece Kürt meselesi, Lozan Barış Konferansı’nda azınlıklar kapsamında ele alınışı bakımından uzun bir süre uluslararası bir mesele olmaktan ziyade Türkiye, Suriye, Irak ve İran’ın bir iç meselesi hâline dönüştü.","PeriodicalId":55743,"journal":{"name":"Gaziantep University Journal of Social Sciences","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136158798","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Circular Economy, Solid Waste Recovery, and Growth: An Empirical Analysis for Sustainable Development in the 100th Anniversary of the Republic","authors":"Seyit Ali MİÇOOĞULLARI, Maya MOALLA","doi":"10.21547/jss.1354297","DOIUrl":"https://doi.org/10.21547/jss.1354297","url":null,"abstract":"This article aims to examine the relationship between solid waste recycling and economic growth within the framework of the circular economy perspective in Turkiye. As Turkiye approaches its 100th anniversary of the Republic, achieving a sustainable and inclusive economic growth goal is of paramount importance. Solid waste recycling is now recognized as a process that not only reduces waste but also contributes positively to both economic growth and environmental preservation. In this context, the study utilizes quarterly data from 1994Q1 to 2020Q4 to comprehensively analyze the impact of solid waste recycling on the Turkish economy. The analyses were conducted using the Bootstrap Autoregressive Distributed Lag (BARDL) methodology. The results confirm that solid waste recycling has a positive influence on economic growth in both the short and long terms. This underscores the essential role of solid waste recycling as a fundamental component of the circular economy, emphasizing its potential to contribute to Turkiye's sustainable growth goals. Additionally, the study offers policy recommendations based on these findings. These recommendations include accelerating the transition to a circular economy, investing in technological innovations and infrastructure enhancements, organizing awareness and education programs, fostering collaboration between the public and private sectors, adopting innovative financing approaches, and establishing comprehensive legal regulations. In conclusion, the findings and recommendations of this study can contribute to Turkiye's achievement of sustainable economic growth and development goals, particularly as it approaches the 100th anniversary of the Republic. Prioritizing solid waste recycling as part of the circular economy vision can help create a better living environment and a sustainable future for the upcoming generations.","PeriodicalId":55743,"journal":{"name":"Gaziantep University Journal of Social Sciences","volume":"1 2","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136158621","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Cumhuriyet’in 100. Yılında Siyasi Partilerin 2023 Seçim Beyannameleri Üzerinden Türkiye Siyasetine Karşılaştırmalı Bir Bakış","authors":"Dilhan APAK, Şirin DUYGULU ELCİM, Özlem İNGÜN KARKIŞ, Nihan AKINCILAR KÖSEOĞLU","doi":"10.21547/jss.1360920","DOIUrl":"https://doi.org/10.21547/jss.1360920","url":null,"abstract":"Seçim beyannameleri, demokrasi kültürünün gelişimi ve seçmenlerin oy verme davranışlarının daha bilinçli hâle gelmesi bakımından önemli bir role sahiptir. Türkiye Cumhuriyeti’nde ilk seçim beyannamesi, 21 Temmuz 1946 tarihinde yapılan Milletvekili Genel Seçimleri’nde siyasal hayattaki yerini almıştır. Seçim beyannamelerinin, daha sonraki yıllarda siyasi partiler tarafından daha fazla önemsendiği ve detaylandırılarak hazırlandığı görülmektedir. Demokrasilerin temel unsuru olan siyasi partiler, yayınladıkları seçim beyannameleri ile toplumsal siyasallaşmaya da katkıda bulunmaktadırlar. Bu beyannameler aracılığıyla seçmenler, siyasi partilerin vaatleri ve politikaları hakkında bilgi sahibi olurken; bu vaat ve politikaların, reel hayattaki sorunlarla ne kadar kesiştiğini de değerlendirme imkânı oluşmaktadır. Cumhuriyet’in 100. yılında siyasi partilerin seçim beyannameleri daha büyük bir önem kazanmakta; siyasi parti ve seçmen etkileşimi açısından da mühim bir iletişim aracı olarak kabul edilmektedir. Bu makalede, 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılan 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi sonucunda TBMM’ye milletvekili göndermiş olan Adalet ve Kalkınma Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, Yeniden Refah Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, İYİ Parti, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi ve Türkiye İşçi Partisi’nin ve partilerin dahil olduğu ittifakların yayınladığı seçim beyannameleri, Kadın Politikaları ve Dış Politika bağlamında uluslararası ve bölgesel örgütlerle ilişkiler alanlarında vaat edilen hedefler özelinde betimsel araştırma yöntemiyle incelenmiştir. Bu bağlamda bu çalışmada, Cumhuriyet’in 100. yılında Türkiye siyasetinin vaat edilen hedeflerle nasıl şekilleneceğinin karşılaştırmalı bir şekilde ortaya konması hedeflenmektedir.","PeriodicalId":55743,"journal":{"name":"Gaziantep University Journal of Social Sciences","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136158704","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Türkiye's Economic Success Against the 1929 Global Collapse: Etatism Analysis of the Republic Period","authors":"Taner AKÇACI, Göksel TÜRKER","doi":"10.21547/jss.1313840","DOIUrl":"https://doi.org/10.21547/jss.1313840","url":null,"abstract":"1929 Küresel Krizi’ne karşı bir Cumhuriyet mucizesi olarak Türkiye’nin ekonomik başarısı, Mustafa Kemal Atatürk’ün vizyoner liderliğindeki Cumhuriyet’in ekonomi politikalarının olağanüstü başarılarını ve etkinliğini ortaya koymaktadır. Türkiye kendine özgü ve proaktif bir anlayış benimseyerek 1929 Krizi’nin ortasında dayanıklılık ve büyüme başarısı göstermiştir. Türkiye’nin bu başarısının temelinde benzersiz bir yaklaşım yer almaktadır. Cumhuriyet’in benzersiz yaklaşımı, planlama ile birleşerek işsizlik oranlarında, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’da (GSYİH) ve birçok ekonomik göstergede başarılı bir sınav vermiştir. Uygulanan bu strateji ekonomik başarının sağlanmasında kilit bir rol oynamıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomi politikaları dönemin hâkim klasik liberal ekonomi anlayışından bazı farklılıklar içermiştir. Bu anlayışta, özel sektöre desteğin yanında devlet müdahaleci bir tavır benimsemiştir. Söz konusu tavır, müdahaleciliğin yanında sanayileşme ve planlamacılığı da içermiştir. Bu müdahaleci yaklaşım; sanayileşmeyi teşvik etmek, planlama yapmak ve ekonomik büyümeyi kontrol altında tutmak için bir araç olarak kullanılmıştır. Böylece, 1929 krizinin ortaya çıkardığı etkiler başarılı bir şekilde atlatılmış ve ekonominin istikrarı önemli ölçüde korunabilmiştir. Kriz döneminde Türkiye’nin ekonomi politikalarının sonuçları dikkat çekmiş, işsizlik oranlarında ve GSYİH’de Batılı gelişmiş ülkelere kıyasla açık ara başarılı neticeler alınmış, bu olumlu neticeler ise krizin etkilerinin daha hafif bir şekilde atlatılarak sürdürülebilir ekonomik büyüme için olumlu bir temel hazırlanmasını sağlamıştır. Bu başarı, Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomi politikalarının stratejik bir vizyonla şekillendirildiğinin ve etkili bir şekilde uygulandığının bir göstergesidir.","PeriodicalId":55743,"journal":{"name":"Gaziantep University Journal of Social Sciences","volume":"199 5","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136158708","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}