{"title":"AFYONKARAHİSAR’DA LEBLEBİCİ SARI ES-SEYYİD EL-HÂC AHMED AĞA VAKFI","authors":"Saim Savaş, Gülten Çiçek","doi":"10.33227/auifd.1270933","DOIUrl":"https://doi.org/10.33227/auifd.1270933","url":null,"abstract":"Vakıf, insanların menkul veya gayr-i menkul mal ve mülkünün tamamını ya da bir kısmını dayanışma ve yardımlaşma duygusuyla Allah rızası için bağışlamasıdır. İslam’ın ilk döneminden beri varlığını gösteren vakıflar, Müslüman Türk devletlerinde gelişerek bir müessese özelliğine bürünmüş ve Osmanlı Devleti’nin teşekkülü ile birlikte tekâmülün zirvesine erişerek sosyal, ekonomik ve kültürel açıdan topluma şekil veren bir kurum hüviyeti kazanmıştır. Bu bağlamda meydana getirilen vakıf eserlerinden biri de 19. yüzyıl ortalarında Afyonkarahisar’da inşa edilen Leblebici Sarı es-Seyyid el-Hâc Ahmed Ağa Külliyesi’dir. Arşiv kaydına göre külliye klasikleşen mimari geleneğe uygun olarak merkezinde caminin, etrafında ise medresesinin ve buna bağlı talebe hücrelerinin yer aldığı bir yapı hüviyetindedir. Ancak bu yapılar topluluğunda farklı tarihlerde meydana gelen yangınlar, savaşlar ve doğal afetler nedeniyle çok sayıda restorasyon gerçekleştirilmiştir. Leblebici Sarı es-Seyyid el-Hâc Ahmed Ağa Külliyesi’nde bulunan cami, günümüzde Yoncaaltı Camii olarak tanınmakla birlikte 10 Eylül 1840/ 13 Recep 1256 tarihli vakfiyede Tevfikiye Camii olarak kaydedilmiştir. İşbu çalışmada; Leblebici Sarı es-Seyyid el-Hâc Ahmed Ağa vakfının sağladığı hizmetler, vakıftan kimlerin faydalandığı, vakfın gelir ve giderleri, görevliler ve ücretleri ile vakıftaki usuller ve şartların ele alınması amaçlanmaktadır.","PeriodicalId":512773,"journal":{"name":"Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi","volume":"83 5","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-05-24","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141101847","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"An Analysis of the Debate between al-Tūsī and al-Kātibī on Contingency Argument","authors":"Mehmet Tayfun Küçük","doi":"10.33227/auifd.1352500","DOIUrl":"https://doi.org/10.33227/auifd.1352500","url":null,"abstract":"This article addresses a written debate between Najm al-Dīn al-Kātibī (d. 675 AH/1277 AD) and Nasīr al-Dīn al-Ṭūsī (d. 672 AH/1274 AD) on the contingency argument, which is one of the most well-known proofs offered in history regarding the existence of God. According to thinkers before al-Kātibī, the contingency argument verifies the Necessary Being, and then it debunks the possibility of infinite regress. By “earlier thinkers,” al-Kātibī means especially Avicenna (d. 428 AH/1037 AD) and Fakhr al-Dīn al-Rāzī (d. 606/1210). According to al-Kātibī, the notion of the Necessary Being was proved through the contingency argument they put forward, but a careful examination of their arguments indicates that they presented no definitive proof refuting the notion of infinite regress. Therefore, according to al-Kātibī, what Avicenna and Fakhr al-Dīn al-Rāzī claimed to prove the impossibility of infinite regress through the contingency argument is not valid. As al-Tūsī responded to al-Kātibī’s objections, a debate consisting of three letters from each side emerged between them. At the end of the debate, al-Kātibī found al-Tūsī’s explanations reasonable, and he admitted that they were correct. However, the parties did not mention the agreed version of the argument at the end of the debate. For this reason, I added this agreed argument at the end of this study in accordance with the parties’ declarations. The purpose of the present study is to analyse this debate in its natural order and to eliminate technical ambiguities it involves, defending Avicenna’s, al-Rāzī’s, and al-Tūsī’s philosophical position in the contingency argument about proving the impossibility of infinite regress through the argument. On the other hand, this debate is an epitome of the classical debate tradition. It is also significant in the sense that it reveals one of the best examples of the interdisciplinary discussion between kalām and philosophical schools, and the application of classical logic to theoretical disciplines. As a result of our analyses of the debate, we have concluded that the objections brought by al-Kātibī against the contingency argument in parallel with the conclusion of the debate accepted by the parties, maintain the contingency argument. According to this conclusion, the contingency argument is a proof which invalidates infinite regress while proving the existence of the Necessary Being.","PeriodicalId":512773,"journal":{"name":"Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi","volume":"28 8","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-05-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141107194","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"MANEVİ DANIŞMANLIK SÜRECİNDE KARŞILAŞILAN DİRENÇ NOKTALARI VE BUNUNLA BAŞ ETMEYE ÇALIŞAN MANEVİ DANIŞMAN YETERLİLİKLERİ","authors":"Büşra Er Özdemir, Gülüşan Göcen","doi":"10.33227/auifd.1434757","DOIUrl":"https://doi.org/10.33227/auifd.1434757","url":null,"abstract":"Bu makale manevi danışmanların danışma sürecinde danışanlar tarafından karşılaştıkları direncin sebepleri ve görünümlerini, danışmanların bununla nasıl başa çıkma becerisi gösterdiklerini, görüşmede ele aldıkları meseleyi manevi alana getirebilme etkililiklerini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Durum deseninde hazırlanmış bu nitel araştırmada, çalışma grubu kartopu ve zincir örnekleme yöntemiyle oluşturulmuştur. 6’sı kadın, 4’ü erkek, 30-55 yaş aralığında (ort. 38), İstanbul’da halen hastanelerde manevi danışmanlık yapan, ortalama 4 yıldır bu görevde yer alan, ağırlıklı olarak lisansüstü eğitime sahip 10 kişi ile yarı yapılandırılmış görüşmeler yapılmıştır. Betimsel analiz ile (a) manevi danışman tanımına, (b) danışan direncine karşı manevi danışmanın yeterliliklere, (c) direncin görünümleri, sebepleri ile (d) direnci aşmada kullandıkları yöntemlere ait temalarda çözümlemeler yapılmıştır. Manevi danışmanların danışanlar tarafından karşılaştıkları direnç karşısında; güven vererek (i), samimi ortam oluşturarak (ii) ve konuşmayı doğru yönlendirerek (iii) baş ettikleri tespit edilmiştir. Manevi danışmanların, sorularla yönlendirme (i), danışmanlık becerilerini kullanma (ii), danışanın inancına göre ilerleme (iii), danışana güven verme (iv) ve danışanın cesaretlendirilmesiyle kendisinin mesele edindiği manevi noktayı açması (v) ile danışmanın seyrinin manevi alana ilerlediği öne çıkmıştır.","PeriodicalId":512773,"journal":{"name":"Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi","volume":"31 11","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-05-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141107986","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Gazilere Manevi Bakım Uygulamaları ve Psikolojik Sağlık","authors":"Muhammed Tosun, Öznur Özdoğan Elsharkawy","doi":"10.33227/auifd.1417260","DOIUrl":"https://doi.org/10.33227/auifd.1417260","url":null,"abstract":"Gaziliğin kahramanlık ve vatan savunmasıyla ilişkilendirilmesi nedeniyle askeri bir ünvan olan gaziliğe manevi bir anlam atfedilmektedir. Gazilerin savaşın/terör olaylarının getirdiği zorlu deneyimlerle başa çıkabilmeleri ve hayata uyumlarını sürdürebilmeleri için manevi ihtiyaçlarının bilinmesi ve karşılanması oldukça önemli bulunmuştur. Bilimsel çalışmalar gazilerin manevi ihtiyaçlarının karşılanması için yapılan çalışmaların süreçteki zorlukların aşılmasını kolaylaştırdığını göstermektedir. Bu araştırmada askerlik görevi sırasında gazi olan bireylere Değer Odaklı Manevi Güçlenme ve Bakım Programı (DOMAB) uygulanmış, programın gazilerin Yaradan algısı ve psikolojik sağlıkları üzerindeki etkisi incelenmiştir. Deneysel desende hazırlanan araştırmaya toplamda 64 gazi katılmıştır. Bunların 32'si deney grubuna, 32'si ise kontrol grubuna dahil edilmiştir. Tema odaklı grup toplantılarıyla gerçekleştirilen manevi bakım oturumlarında Özdoğan tarafından geliştirilen DOMAB programında yer alan değerlerden azim, özveri, denge, özgürlük, irade, özgüven, olumlu bakış açısı ve barış sevgi, takva, dua, sabır, adalet, şükür ve insan kutsal kitap ilişkisi temaları ele alınmıştır. Uygulamada ön test-son test kontrol gruplu model yöntemi esas alınmıştır. Veri toplama aracı olarak Güler (2007) tarafından geliştirilen Tanrı Algısı Ölçeği ve Derogatis (1992) tarafından geliştirilen, Şahin ve Durak (1994) tarafından Türkiye uyarlaması, güvenirlik ve geçerlik çalışmaları yapılan Kısa Semptom Envanteri kullanılmıştır. Bulgular, uygulamanın gazilerin Tanrı algısı ve psikolojik sağlık puanlarını farklılaştırdığını göstermektedir. Buna göre araştırmanın temel hipotezi olarak belirlenen “Değer Odaklı Manevi Güçlenme ve Bakım Programı kapsamında gerçekleştirilen manevi bakım uygulamaları ile gazilerin Tanrı algısı puanları ve psikolojik sağlık düzeyi puanları farklılaşacaktır.” tezi desteklenmiştir. Bulguların analizi sonucunda: (a) Tanrı algısı puanlarını deney grubu gazilerinin lehine olacak şekilde farklılaştırmıştır. Deney grubu katılımcılarının sevgi yönelimli Tanrı algısı son test puanlarında, ön test puanlarına göre artış görülürken, korku yönelimli Tanrı algısı son test puanlarında ise ön test puanlarına göre düşüş yaşanmıştır. Ayrıca, deney grubu katılımcılarına yapılan üç ay sonraki izleme testi sonuçları, manevi bakımın etkilerinin sürdüğünü ve uygulamanın korku yönelimli Tanrı algısı puanları üzerindeki etkisini koruduğunu göstermiştir. (b) psikolojik sağlık puanlarını deney grubu gazilerinin lehine olacak şekilde farklılaştırmıştır. Deney grubu katılımcılarının Kısa Semptom Envanteri son test puanlarında, ön test puanlarına göre düşüş olduğu görülmüştür. Bu uygulama sonucunda, katılımcıların anksiyete, depresyon, olumsuz benlik ve hostilite boyutlarında iyileşme yaşadığı açıkça görülmektedir. Üç ay sonra gerçekleştirilen izleme testi sonuçları, deney grubu katılımcılarında bu etkinin sürdüğünü ve katılımcıların Kısa Semptom Envanteri somatizasyon ve hostilite bo","PeriodicalId":512773,"journal":{"name":"Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi","volume":"34 36","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-05-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141104112","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Arapça Sözlük Yazım Tarihinin Ḳāfiye Ekolünde et-Taḳfiye’nin Konumu","authors":"İbrahim Emre Özdoğan, Soner Gündüzöz","doi":"10.33227/auifd.1355400","DOIUrl":"https://doi.org/10.33227/auifd.1355400","url":null,"abstract":"Arap dil bilimi, hicri 1. asırdan itibaren girişilen bireysel çabalarla oluşmaya başlamıştır. Bu oluşum sürecini takip eden dönemde, özellikle hicri 2. asırda ortaya çıkan Kitābu’l-ʿAyn, sözlük olma niteliğini aşarak dil bilimine getirdiği katkılarla Arap linguistiğinin önemli ve kapsamlı bir alt dalının önünü açmıştır. Bu da hiç şüphesiz Arap leksikolojisidir. Kendisinden sonra, aynı soydan eserlerin taşıdığı benzerlikler bu eserin öncülüğünü inkar edilemez kılmaktadır. Bu alanda kaleme alınan kitaplar, Arap aklı ve birikimiyle oluşsa da sistem ve düzen bakımından yine Arap aklına ve Arap dili ilgililerine optimize edilmeye çalışılmıştır. Bu uğurda; verilen eserler, farklı dizim kategorilerini benimsemiş, bu tasnif faaliyeti ise sözlük maddelerinin dizimi sırasında dikkate alınacak harfler ile bu harflerin göz önünde bulundurulduğu yönleri üzerine yoğunlaşmıştır. Bu kategorilerden biri de kelime kökünün son harfi öncelenerek dizimlenen sözlüklerdir. Sanatsal kaygılar, Arap olmayanların erişim kolaylığı ve Arap dil morfolojisi gereği son harfin çoğunlukla değişikliğe uğramaması gibi saiklerle oluşan bu kategori, hicri 4. asrın dil alimi Ebū Naṣr İsmāʿīl b. Ḥammād el-Cevherī (ö. 400/1009) ile tanınmış olsa da çalışmamızın iddiası, hicri 284 yılında vefat eden el-Yemān b. Ebi’l-Yemān Ebū Bişr el-Bendenīcī’nin bu kategoride sözlük yazan ilk dil alimi olduğudur. Kendisi ve eseri hakkında yeterince çalışma yapılmayan bu dil aliminin eseri Kitābu’t-Taḳfiye fi’l-Luġa’dır. Bu çalışma, ilgili alanda erişilen ve yapılan taramalar sonucu ulaşılan doneleri aktarmayı; bu donelerin ışığında ise Kitābu’t-Taḳfiye fi’l-Luġa’nın, Arap leksikolojisinde hak ettiği konumu tespit etmeyi amaçlamaktadır.","PeriodicalId":512773,"journal":{"name":"Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi","volume":"59 22","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-05-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141113144","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Arap Şiirinde Hayvanlar İçin Yazılmış Mersiyeler","authors":"Fatih Yavaş","doi":"10.33227/auifd.1413099","DOIUrl":"https://doi.org/10.33227/auifd.1413099","url":null,"abstract":"Bu makale hayvanların ölümü üzerine söylenmiş, mers̱iye niteliğindeki Arapça şiirleri ele almaktadır. Mers̱iye Arap şiirinin en eski konularından biridir. Ölenin kaybından duyulan derin üzüntünün terennüm edildiği ve onun iyi hasletlerinin methedildiği, genellikle samimi bir üslupla yazılan bu tür şiirler sadece insanlarla sınırlı kalmamış; yaşanılan şehirlere, dostluk ve ünsiyet kurulan hayvanlara kadar uzanmıştır. Hayvanlar için söylenen ilk mers̱iye örneklerine Cāhiliye Dönemi’nde rastlanmakla birlikte Abbāsīler Dönemi bu konuda yazılmış şiirlerin hem nitelik hem de nicelik olarak zenginleştiği bir dönem olarak temeyyüz etmiştir. Bu bağlamda Cāhiliye Dönemi, Osmanlı Dönemi ve Modern Dönem’e ait birer, Abbāsīler Dönemi’ne ait üç kaside olmak üzere temsil gücü yüksek toplam 6 şiirin muhteva incelemesi yapılmıştır. Bu çerçevede karşılaştırmalı yöntemle hayvanlar için yazılmış mers̱iyelerle insanlar için yazılan mers̱iyelerin benzer ve farklı yönleri belirlenmeye çalışılmıştır. Dönemsel farklılıkların hayvan mers̱iyelerine ne şekilde yansıdığının tespiti de bu çalışmanın amaçları arasında zikredilebilir.","PeriodicalId":512773,"journal":{"name":"Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi","volume":"41 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-05-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141111514","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Bir Anakronizm Örneği el-Baḳara Suresi 205. Ayet ile er-Rūm Suresi 41. Ayetin Çevre Sorunlarıyla İlişkilendirilmesi","authors":"Kadir Eser","doi":"10.33227/auifd.1352314","DOIUrl":"https://doi.org/10.33227/auifd.1352314","url":null,"abstract":"Fark edilen tehlikeye paralel olarak son yıllarda çevreyi konu edinen birçok çalışma kaleme alınmıştır. Bu çalışmaların bir kısmında yaklaşık 500 ayetin çevreye ve çevre sorunlarına işaret ettiği savunulmuştur. Çevre sorunlarına işaret ettiği söylenen ayetlerin başında Bakara suresi 205 ve Rūm suresi 41’inci ayetler gelmektedir. Bu çalışmada bu iki ayetin çevre sorunlarıyla ilişkilendirilmesinin sıhhati kritik edilmiştir. Ayetlerin delalet ettiği manayı belirleyebilmek için kısaca çevre kirliliğinin tarihine değinilmiş, ulaşılan bilgiler nispetinde nüzul dönemi çevre şartları ve çevre insan etkileşimi tasvir edilmiştir. Modern dönemde hayat hızla değişmekte ve her geçen gün önümüze yeni soru ve sorunlar gelmektedir. Bu soru ve sorunları çözme gayreti bazen Müslüman zihinleri tarihsel ve metinsel bağlamı görmezden gelerek ayet lafızlarına, gelenekten ve Kur’an bütünlüğünden kopuk yeni manalar vermeye itmektedir. Bu yol takip edilerek ayet lafızlarına verilen manalar sözün sevk ediliş maksadından da son derece uzaktır. Bakara suresi 205 ve Rūm suresi 41’inci ayetlerin ilk ve orijinal anlamını ortaya çıkarma gayreti bu yöntemin elverişliliğini sorgulamanın yanında çevre hususunda üretilen fikriyatın gözden geçirilmesine de katkıda bulunacaktır. Çalışmada kaynak taraması, betimleme ve analiz yöntemleri kullanılmıştır. Çevre kirliliğinin tarihine ilişkin veriler alan uzmanlarının eserlerinden derlenmiştir. Nüzul dönemi çevre koşulları ise şehir tarihleri, siyer ve hadis kaynaklarıyla konuya ilişkin son dönemlerde yapılmış araştırmalardan faydalanılarak tasvir edilmiştir. Klasik dönemden günümüze önde gelen tefsir kaynakları taranarak geleneğin ayetler hakkında ürettiği yorumlar derlenmiştir. Alan uzmanlarının da ifade ettiği üzere çevre kirliliği sanayileşme sonrası ortaya çıkmış bir olgudur. Nüzul döne-mi insanın çevre üzerinde sistematik bir tahribatından söz etmek mümkün değildir. Dolayısıyla Bakara suresi 205’inci ayet münafıklardan gelen/gelebilecek tehlikelere karşı muhataplara yöneltilmiş bir uyarıdır. Rūm suresi 41’inci ayette de inkarları sebebiyle müşriklerin başlarına gelen/gelebilecek musibetler dile getirilmiştir. Her iki ayet de insan eliyle çevreye verilen zararı yani çevre kirliliğini konu edinmemiştir.","PeriodicalId":512773,"journal":{"name":"Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi","volume":"30 30","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-05-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141118010","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}