{"title":"Dr. Ersin Arslan Eğitim ve Araştırma Hastanesi Mikrobiyoloji Laboratuvarı’nda 2016-2022 Yılları Arasında Saptanan Bağırsak Parazitlerinin Dağılımı; Pandemi Öncesi ve Sonrası Değerlendirme","authors":"Ahmet ÖZKEKLİKÇİ, Osman Sezer CİRİT","doi":"10.33631/sabd.1343419","DOIUrl":"https://doi.org/10.33631/sabd.1343419","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışmada, Gaziantep Dr. Ersin Arslan Eğitim ve Araştırma Hastanesi mikrobiyoloji laboratuvarına 1 Ocak 2016-31 Aralık 2022 tarihleri arasında çeşitli gastrointestinal şikayetlerle başvuran hastaların dışkı örneği incelenmiştir. Bağırsak parazitlerinin yıllar içindeki dağılımı ve COVID-19 pandemisinin parazit dağılımına etkisinin araştırılması amaçlanmıştır.
 Gereç ve Yöntemler: Çalışmada 15107 dışkı ve 164 selofan bant örneğinin sonuçları retrospektif olarak araştırıldı. Makroskobik incelemeden sonra nativ-lugol ve tuzlu su yüzdürme yöntemleriyle 100’lük ve 400’lük büyütmelerde dışkı örnekleri incelendi. Entamoeba histolytica veya şüpheli protozoon içeren örnekler ise trikrom boyama yöntemi ile incelendi.
 Bulgular: Toplam1673 dışkı örneğinde bir veya birden fazla parazit saptanmıştır. Erkek hastaların (n=875) %10,54’ünde, kadın hastaların (n=798) %11,73’ünde parazit saptanmıştır. En sık rastlanan parazit %4,67 (n=712) Blastocystis hominis olarak tespit edilmiştir. Parazit saptanan olguların 369’unda (%2,42) Entamoeba coli, 215’inde (%1,41) Giardia intestinalis, 182’sinde (%1,19) E. histolytica/dispar olduğu tespit edilmiştir. Pozitif saptadığımız dışkı örneklerinin 139’unda (%8,3) birden fazla parazit bir arada görülmüş olup, en sık E. histolytica/dispar-B. hominis birlikteliği saptanmıştır. Toplam 164 selofan bant örneğinin 32’sinde (%19,51) helmint yumurtası saptanmıştır (19’u Enterobius vermicularis, 13’ü Taenia spp. yumurtası). Yıllara göre parazit görülme oranı incelendiğinde 2016’da %13,77 olan oranın 2022’de %8,36’ya düştüğü tespit edilmiştir.
 Sonuç: Sosyoekonomik alanlardaki gelişmelere ve yerel yönetimlerin sanitasyon alanlarındaki yatırımlarına rağmen paraziter hastalıklar ilimizde önemli bir halk sağlığı sorunu olarak varlığını göstermektedir.","PeriodicalId":476803,"journal":{"name":"Sağlık Bilimlerinde Değer","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136129841","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Anne Duygu Düzenleme Güçlüğü ve Bağlanma Stili ile Çocuktaki Psikiyatrik Bozukluk İlişkisi","authors":"Dılsad MINIKSAR, Büşra ÖZ","doi":"10.33631/sabd.1309317","DOIUrl":"https://doi.org/10.33631/sabd.1309317","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışmada psikiyatrik hastalığa sahip ergenlerin anneleri ile sağlıklı ergenlerin annelerinin bağlanma stilleri ve duygu düzenleme güçlüklerini karşılaştırmak amaçlandı.
 Gereç ve Yöntemler: Bu vaka-kontrol çalışmasında ergenlerin psikiyatrik tanıları için DSM-5 tanı sistemi, annelerin duygu düzenleme güçlüğü düzeylerinin ölçülmesi amacıyla Duygu Düzenleme Güçlüğü Ölçeği-Kısa Form (DDG-K) ve annelerin bağlanma stillerini değerlendirmek için İlişki Ölçekleri Anketi (İÖA) uygulandı.
 Bulgular: Psikiyatrik hastalığı olan ergenlerin annelerinde kontrol grubu annelerine göre sadece korkulu bağlanma stili puanları istatistiksel olarak yüksekti (p=0,001). DDG-K toplam ve alt boyut puanları ile güvenli, saplantılı ve kayıtsız bağlanma stilleri alt boyut puanları açısından 2 grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır (p>0,05). DDG-K total puanı ile tüm alt boyut puanları (DDG-K kabul etmeme hariç) en yüksek grup DEHB (Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu) anneleri grubu idi. İÖA alt boyut puanlarından korkulu bağlanma stili puanı en yüksek anksiyete bozukluğu olan ergenlerin annelerinde, kayıtsız puanı DEHB’de, güvenli puanı en yüksek OKB (Obsesif kompulsif bozukluklar) grubunda ve saplantılı bağlanma stili puanı ise MDB (Majör depresif bozukluk) grubu annelerinde saptandı. Korkulu bağlanma stili puan ortalaması kontrol grubuna göre anksiyete bozuklukları grubunda kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha yüksek iken (p=0,038); DEHB, MDB ve OKB ortalamaları bakımından gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır (p>0,05).
 Sonuç: Anne bağlanma stili ve duygu düzenleme becerisi çocuktaki psikopatolojiye yatkınlık riskini etkilemekte ve değiştirmektedir.","PeriodicalId":476803,"journal":{"name":"Sağlık Bilimlerinde Değer","volume":"32 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136129698","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Overview of Nutrient Density","authors":"Çağla PINARLI, Rabia Melda KARAAĞAÇ","doi":"10.33631/sabd.1202191","DOIUrl":"https://doi.org/10.33631/sabd.1202191","url":null,"abstract":"Besin ögesi yoğunluğu, sağladığı enerjiden daha fazla besin ögesi içeren besinleri tanımlamak için kullanılmaktadır. Diyetteki enerji yoğunluğu ile besin ögesi yoğunluğu ters orantılıdır. Diyetteki enerji yoğunluğunun azaltılması, vücut ağırlığı yönetimi veya genel sağlığın korunması amacıyla da olsa, besin ögesi yoğunluğunun artmasıyla sonuçlanmaktadır. Besin ögesi yoğunluğu ölçümleri, besin ögesi örüntü profillemelerine dayanmaktadır. Yüksek gelir düzeyine sahip ve gelişmiş ülkelerde besin ögesi örüntü profili modelleri; besin etiketleme, yasaların düzenlenmesi ve vergilerin düzenlenmesi için bilimsel gerekçe sağlamaktadır. Ayrıca besin ögesi yoğunluğu, demir eksikliği anemisi, sarkopeni, malnütrisyon, metabolik sendrom ve çalışma kapasitesi (üretkenlik) ile yakından ilişkili olarak görülmektedir. Besin ögesi yoğunluğu kavramı, aynı zamanda sürdürülebilir bir yaşam için de büyük öneme sahiptir. Dünya nüfusunun 2050 yılına kadar 10 milyara ulaşacağı tahmin edilmektedir. Herkes için yeterli besin ögesine sahip bir diyet sağlarken aynı zamanda gezegen refahını korumanın küresel bir sorun haline geleceği düşünülmektedir. Bu noktada sürdürülebilir beslenme ve sürdürülebilir gıda sistemleri ön plana çıkmaktadır. Araştırmalar, besin ögesi yoğunluğu yüksek olan besinlerin, çevre üzerine de daha olumlu etkileri olduğunu göstermektedir. Tüm bu nedenlerle, besin ögesi yoğunluğu kavramına, beslenme rehberleri ve diyet modelleri içerisinde daha fazla vurgu yapılması gerektiği düşünülmektedir.","PeriodicalId":476803,"journal":{"name":"Sağlık Bilimlerinde Değer","volume":"12 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136129699","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Subkonjontival Hemorajilerin Etyolojik Nedenlerinin Konjonktiva Segmentleri ile İlişkisi","authors":"Mehmet Tahir ESKİ, Taha SEZER, Kuddusi TEBERİK","doi":"10.33631/sabd.1171972","DOIUrl":"https://doi.org/10.33631/sabd.1171972","url":null,"abstract":"Amaç: Non-travmatik subkonjonktival hemoraji (SKH) etyolojik sebeplerini, demografik özellikleri ve kan tablolarında oluşabilecek etkileri açısından incelemek amaçlandı.
 Gereç ve Yöntemler: Hastalardan ayrıntılı bir öykü alındıktan sonra, Goldman aplanasyon tonometrisi ile göz içi basıncı ölçüldü. Tüm olguların yaş, cinsiyet, oluşum hikayesi, kanamanın konjontival lokalizasyonu nasal (N), temporal (T), süperior (S), inferior (I), 2 veya daha fazla kadranı tutan konjonktiva (To) olmak üzere 5 segment, kanamanın hangi gözde olduğu, eşlik eden ek hastalığın olup olmaması, kullandığı ilaçlar, sigara ve alkol kullanım hikayesi, oturduğu bölgenin kırsal/kentsel olması, eğitim durumu, tam kan sayımı, protrombin (PT), parsiyel tromboplastin zamanı (Aptt), kan değerleri, Internationel Normalized Ratio (INR) gibi kan değerleri incelendi.
 Bulgular: Çalışmamızda incelenen 112 hastanın yaş ortalaması 48,5 ± 18,4, 56’sı kadın, 56’sı erkekti. Çalışmamızda; segment ile hastaların eğitim durumları, yaşadığı bölgeler, hastaların sigara-alkol kullanım alışkanlığı, hastaların kullandıkları ilaç, hastaların kan tahlil sonuçları arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki olduğu tespit edilmiştir (sırasıyla p=0,030; p=0,008; p","PeriodicalId":476803,"journal":{"name":"Sağlık Bilimlerinde Değer","volume":"19 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136129836","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"EEstetik Gülüşler İçin Ufak Bir Dokunuş: Rezin İçerikli Anterior Lamina Venerler","authors":"Musa ACARTÜRK","doi":"10.33631/sabd.1180000","DOIUrl":"https://doi.org/10.33631/sabd.1180000","url":null,"abstract":"Dental aesthetics is one of the factors that help individuals feel valued. There are many aesthetic dentistry applications to ensure this situation. Lamina veneers, which are one of the aesthetic dentistry applications and are frequently applied today, require minimally invasive procedures during construction. Resin-containing restorative materials are preferred in the construction of lamina veneers planned for anterior teeth. Lamina veneers formed in the mouth with the direct method and outside the mouth with the indirect method can also be used in posterior teeth if needed. With the advancing technological developments, computer aided systems have started to be preferred in the production of lamina veneers. In these systems, resin-based block materials formed by combining resin and porcelain are used. Lamina veneers; It is preferred by both patients and dentists because of their advantages such as meeting aesthetic expectations, requiring minimally invasive procedures, being completed in a short time and being economical. This study has been prepared to present up to date information about resin-containing anterior lamina veneers, which is one of the aesthetic dentistry applications and is frequently used in providing dental aesthetics.","PeriodicalId":476803,"journal":{"name":"Sağlık Bilimlerinde Değer","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136130039","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Çocuklar Açısından Ev Ortamındaki Obezojenik Faktörler ve Ebeveynler ile Çocuğun Yeme Alışkanlıkları Arasındaki İlişki","authors":"Leyla ERDİM, Ayşe ERGÜN","doi":"10.33631/sabd.1210332","DOIUrl":"https://doi.org/10.33631/sabd.1210332","url":null,"abstract":"Amaç: Ailelerin beslenme alışkanlıklarının çocukluk obezitesine katkısının olduğu gösterilmiştir. Bu nedenle çocuklar ve ebeveynlerinin yeme davranışlarının birlikte incelenmesi önemlidir. Çalışma çocuklar açısından ev ortamındaki obezojenik faktörleri ve ebeveynler ile çocuğun yeme alışkanlıkları arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla yapıldı. 
 Gereç ve Yöntemler: Çalışma Eylül-Aralık 2018 tarihleri arasında iki ilkokul ve iki ortaokulda eğitim gören 1235 çocuk ve ebeveynleri ile yapılmış ilişki arayıcı tipte bir araştırmadır. Çalışma verileri, çocukların ebeveynlerinden “Çocuk-Ebeveyn Bilgi Formu” ve “Aile Beslenme Alışkanlıkları Soru Formu” ile toplandı. 
 Bulgular: Çalışmada çocukların %13,7’sinin fazla kilolu, %17,6'sının obez olduğu belirlendi. Ebeveynlerin belirttiğine göre “salon/oturma odasında yemek” ve “televizyon izlerken, okurken, çalışırken yemek” anne, baba ve çocuk arasında en sık paylaşılan beslenme alışkanlıklarıdır. Ailelerin evlerindeki tuzlu ve tatlı atıştırmalık sayısı 0 ile 10 arasında değişmektedir ve ebeveynlerin %42,6’sı bu yiyecekleri kolay ulaşılabilen yerlerde bulundurmaktadır. Çocukların %47,8’i ebeveynlerinden izinsiz bazen tatlı ve tuzlu atıştırmalık tüketmektedir. Anne, baba ve çocuğun yeme alışkanlıkları arasında maddeye göre değişen orta veya düşük düzeyde pozitif korelasyon bulundu (p0.05).
 Sonuç: Çalışmaya katılan ailelerin ev ortamı obezojenik yiyecekler bakımından zengindir. Ebeveynler ile çocuklarının obeziteye katkı sağlayacak şekilde benzer yeme alışkanlıkları vardır. Aile tabanlı obezite önleme programlarında çocukların ve ebeveynlerinin yeme alışkanlıklarının birlikte ele alması sağlıklı beslenme davranışının geliştirilmesinde etkili olacaktır.","PeriodicalId":476803,"journal":{"name":"Sağlık Bilimlerinde Değer","volume":"93 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136129838","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Hepatit B Virüsü Enfekte Bireylerin COVID-19 Pandemisinde Hastalık Takiplerinin ve COVID-19 Aşılanma Durumlarının Değerlendirilmesi","authors":"Emine Kübra DİNDAR DEMİRAY, Sevil ALKAN, Emine TÜRKOĞLU YILMAZ, Hatice ÖNTÜRK AKYÜZ, Süleyman KONUŞ, Taylan ÖNDER","doi":"10.33631/sabd.1205984","DOIUrl":"https://doi.org/10.33631/sabd.1205984","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışmada, pandemi sırasında hepatit B virüsü (HBV) ile enfekte hastaların takip, tedavisi, COVID-19 enfeksiyonu geçirme durumları ve bu hastaların COVID-19 aşısı olup olmadığı araştırıldı. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmaya üç katılımcı merkezin Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji polikliniklerine başvuran HBV ile enfekte hastalar dahil edildi. Araştırmada araştırmacılar tarafından oluşturulan, “Katılımcı Bilgi Formu” ve “COVID-19 pandemisinde HBV takip ve tedavi durumu ile COVID-19 aşılanma durumlarını değerlendiren form” kullanıldı. Bulgular: Çalışmaya 445’i (%69,2) kadın, yaş ortalaması 46,4±10,8 yıl olan 643 hasta dahil edildi. Hastaların pandemi döneminde kontrole gitme sıklığı ortalaması 8,88±4,71 ay idi. 378’i (%58,8) pandemi döneminde laboratuvar kontrollerini, 131’i (%20,4) görüntüleme kontrollerini yaptırabilmişti. Hastaların 316’sı (%49,1) pandemi döneminde takipli olduğu doktora/hastaneye ulaşabildiğini belirtmişti. Katılımcıların 77’si (%11,97) COVID-19 enfeksiyonu geçirmiş ve 23’ü (%3,57) hastanede yatarak tedavi görmüştü. 543’ü (%84,44) COVID-19 aşısı olmuştu. Pandemi döneminde HBV hastalarının hastaneye kontrole gitme sıklığının sosyodemografik özelliklere göre karşılaştırılması için yapılan analizlere göre cinsiyet, meslek ve ikamet yerine göre gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık tespit edilmedi. Eğitim durumuna (üniversite ve/veya üzeri olanlar) ve aylık gelire göre (3500 üzeri olanlar) gruplar arasında istatistiksel anlamlı farklılık saptandı. Sonuç: Pandemi döneminde HBV enfekte kişilerin hastaneye başvuruları azalmış, bunun sonucunda hastalara ait rutin laboratuvar ve radyolojik tetkiklerinin aksadığı saptanmıştır.","PeriodicalId":476803,"journal":{"name":"Sağlık Bilimlerinde Değer","volume":"12 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136129844","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Nursing Interventions and Patient Experinces in Complications of Peripheral Intravenous Catheterization","authors":"Fatma AKSOY, Aysun BAYRAM, Şule BIYIK BAYRAM","doi":"10.33631/sabd.1209368","DOIUrl":"https://doi.org/10.33631/sabd.1209368","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışma, hemşirelerin periferik intravenöz kateterizasyon komplikasyonlarında uyguladıkları girişimleri ve hasta deneyimlerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. 
 Gereç ve Yöntemler: Tanımlayıcı nicel ve nitel desende planlanan bu araştırma, dahili kliniklerde çalışan hemşireler ve yatan hastalar ile yapılmıştır. 86 hemşire ve 61 hasta ile tamamlanan çalışma verileri, araştırmacılar tarafından oluşturulan formlar ve yarı yapılandırılmış görüşme formu ile toplanmıştır. Araştırmanın veri toplama süreci, Haziran-Ağustos 2021 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Çalışmaya başlamadan önce etik kurul onayı, kurum izni, hemşire ve hastalardan sözlü ve yazılı bilgilendirilmiş onam alınmıştır. 
 Bulgular: Sırasıyla flebit (%52,3), infiltrasyon (%39,5), ekstravazasyon (%30,2), tromboflebit (%26,7) ve sepsis (%12,8) ile en fazla komplikasyon gözlenen kliniğin onkoloji ve hematoloji klinikleri olduğu; en fazla uygulanan girişimlerin ise sırasıyla sıvı akışını durdurma, kateteri hemen çıkarma, kateteri başka bir bölgeden yerleştirme ve soğuk uygulama yapma olduğu belirlendi. Hastaları olumsuz etkileyen durumlar ise; hassas ve görünmeyen damar yapısına sahip olma, uygulamada ağrı ve stres yaşama, komplikasyonlarda geç iyileşme, şişlik, kaşıntı ve yanma gibi belirtiler olarak belirlendi.
 Sonuç: Hastalarda ağrı ve strese neden olan ve hemşireler için bakım yükünü arttıran, bakım kalitesini etkileyen periferik intravenöz kateterizasyon komplikasyonları önlenebilir ve hemşirelik bakımı ile iyileştirilebilir. Bu çalışma sonucunda hemşirelere kateter komplikasyonları ve hemşirelik girişimlerine ilişkin hizmet içi eğitimlerin ve hastalara uygulamaya yönelik bilgilendirilmelerin yapılması önerilmektedir.","PeriodicalId":476803,"journal":{"name":"Sağlık Bilimlerinde Değer","volume":"34 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136130038","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Revize Edilmiş Diyabet Öz Bakım Envanteri’nin ve Algılanan Diyabet Öz Yönetimi Ölçeği’nin Türkçe Geçerlik ve Güvenirliğinin İncelenmesi","authors":"Dilek YAPAR, F. Nur BARAN AKSAKAL","doi":"10.33631/sabd.1304391","DOIUrl":"https://doi.org/10.33631/sabd.1304391","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışmada Revize Edilmiş Diyabet Öz Bakım Envanteri’nin (RDÖBE) ve Algılanan Diyabet Öz Yönetimi Ölçeği’nin (ADÖYÖ) Türkçe versiyonlarının geçerlik ve güvenirliğini n değerlendirmesi amaçlandı.
 Gereç ve Yöntemler: Bu çalışma metodolojik tipte tasarlanmıştır. Ölçeklerin Türkçeye çevirisi çeviri-geri çeviri yöntemi ile yapılmış ve 14 uzman tarafından kapsam geçerliği değerlendirilmiştir. Son test aşamasında ölçekler 150 tip 1 ve 328 tip 2 diyabet hastasına uygulanmıştır. Ölçeklerin yapı geçerliği açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizi (AFA ve DFA), yakınsak ve bilinen gruplar geçerliği ile test edilmiştir. Ölçeklerin güvenirliğini belirlemek için Cronbach-α ile iç tutarlılığı değerlendirilmiştir. Test-tekrar test güvenirliği için sınıf içi korelasyon katsayısı (ICC) hesaplanmıştır. Ölçek puanları arasındaki ilişki Spearman Korelasyon Katsayısı ile incelenmiştir.
 Bulgular: Tip 1 diyabet grubunda AFA; RDÖBE ve ADÖYÖ’nin tek faktörlü yapıları için faktör yüklerinin 0,371 ile 0,794 arasında; tip 2 diyabet grubunda ise RDÖBE ve ADÖYÖ’nin tek faktörlü yapıları için faktör yüklerinin 0,353 ile 0,756 arasında olduğunu göstermiştir. Her iki diyabet grubunda ölçeklerin DFA sonucu tek faktörlü yapıları doğrulanmış ve uyum indeksleri kabul edilebilir düzeyde bulunmuştur. Ölçeklerin test-tekrar test güvenirliği için ICC değerleri >0,9 bulunmuştur. Cronbach-α, Tip 1 diyabet grubunda RDÖBE için 0,831, ADÖYÖ için 0,784 iken tip 2 diyabet grubunda RDÖBE için 0,785, ADÖYÖ için 0,822’dir. Ayrıca ADÖYÖ ile RDÖBE puanları arasında da orta düzeyde pozitif ilişki saptanmıştır ( r= 0,553; p","PeriodicalId":476803,"journal":{"name":"Sağlık Bilimlerinde Değer","volume":"35 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136129695","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Murat YEŞİL, Bilge Kağan YILMAZ, Recep ALTIN, Mehmet Nuri KONYA
{"title":"Çapraz Pinleme ile Tedavi Edilen Çocuk Suprakondiler Humerus Kırıklarında Pin Konfigürasyonu ve Çaprazlama Açısının Koronal, Sagittal ve Rotasyonel Stabiliteye Etkisi","authors":"Murat YEŞİL, Bilge Kağan YILMAZ, Recep ALTIN, Mehmet Nuri KONYA","doi":"10.33631/sabd.1342418","DOIUrl":"https://doi.org/10.33631/sabd.1342418","url":null,"abstract":"Amaç: Çapraz pinleme tekniği ile tedavi edilen pediatrik suprakondiler humerus kırıklarında (SHK) pin konfigürasyonu ve çaprazlama açısı (PÇA) ile kırık stabilitesi arasındaki ilişkiyi radyolojik ölçümlerle incelemek ve bulguları değerlendirmek amaçlandı.
 Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmada, çapraz pinleme uygulanan 111 pediatrik SHK’lı hasta retrospektif olarak analiz edildi. Hastaların ameliyat öncesi, ameliyat sonrası birinci gün ve birinci ayda alınan dirsek ön-arka ve yan grafilerinde Baumann açısı (BA), humerokondiler açı (HKA), lateral rotasyon yüzdesi (LRY) ve ameliyat sonrası birinci ayda PÇA değerleri hesaplandı. Pin konfigürasyonu ve PÇA’nın BA, HKA ve LRY üzerindeki etkisi değerlendirildi.
 Bulgular: Ameliyat öncesi ile ameliyat sonrası birinci ay arasında LRY, HKA ve BA değerlerinde anlamlı iyileşme görüldü (p","PeriodicalId":476803,"journal":{"name":"Sağlık Bilimlerinde Değer","volume":"65 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136129832","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}