Selen İlgün, Esra Köngül Şafak, Sena AKÇAKAYA MUTLU, Gökçe Şeker Karatoprak
{"title":"Evaluation of Antioxidant, Cytotoxic and Antidiabetic Effects of Single Bulb Black Garlic Extracts","authors":"Selen İlgün, Esra Köngül Şafak, Sena AKÇAKAYA MUTLU, Gökçe Şeker Karatoprak","doi":"10.38079/igusabder.1079039","DOIUrl":"https://doi.org/10.38079/igusabder.1079039","url":null,"abstract":"Amaç: Allium sativum L. (Sarımsak) bitkisinin belli bir derecede nem ve sıcaklık ile işlem görmesi sonucu, elde edilen fermente ürün tek diş siyah sarımsağın biyoaktivitesinin tespit edilmesi amaçlandı.Yöntem: Çalışmada, siyah sarımsak dişlerinin etanol ve su ekstresi hazırlandı, yine ayrılan kabuk kısımları da etanol ile ekstre edilerek, DPPH● ve ABTS●+ radikalini süpürücü etki tayin yöntemi ile antioksidan aktivitesi değerlendirildi. In vitro α-amilaz inhibisyon testi ile antidiyabetik aktivitesi belirlendi. MTT yöntemi kullanılarak ekstrelerin Colo-205 hücrelerinde sitotoksik etkisi tayin edildi.Bulgular: Siyah sarımsak ekstrelerinden kabuk ekstresi (A.S.K EtOH) en yüksek toplam fenol (61,40±0,48 mgGA/gekstre) ve toplam flavonoit (26,08±0,37 mgCA/gekstre) içeriğine sahip ekstre olarak tespit edildi. Ayrıca, 4mg/mL konsantrasyonda A.S. SU ekstresi DPPH● radikalini süpürücü aktivitesi (% inhibisyonu 64,66±1,94) en yüksek ekstre olarak tespit edilirken, A.S.K EtOH ekstresi 4mg/mL’de ABTS radikalini süpürücü aktivitesi en yüksek ekstre (2,44±0,16mmol/L/Trolox) olarak bulundu. İnsan kolorektal kanser hücre hattı Colo-205’te sitotoksik etkisi değerlendirilen ekstrelerden, S.K EtOH ekstresinin 1000-250 µg/mL konsantrasyon aralığında diğer ekstrelere oranla en fazla sitotoksik etki gösteren ekstre olduğu belirlendi. Ekstrelerden hiçbiri akarbozun pozitif kontrol olarak kullanıldığı α-amilaz inhibiyon testine göre antidiyabetik aktivite gösteremedi.Sonuç: Sonuçlar son yıllarda oldukça popüler olan siyah sarımsağın biyolojik aktivitelerine dair ön çalışma verileridir. Elde edilen verilere göre siyah sarımsağın aktif bileşenlerinin daha detaylı bir şekilde çalışılması ve siyah sarımsak elde etme ve saklama yöntemlerinin daha detaylı araştırılması gerekmektedir. Böylelikle tıbbi açıdan oldukça büyük öneme sahip bir bitkinin fermente halinin kullanımı ve faydaları ile ilgili umut vaat edici sonuçlar elde edilebilir.","PeriodicalId":34582,"journal":{"name":"Istanbul Gelisim Universitesi Saglik Bilimleri Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47214268","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
C. Gençoğlu, H. Gümüş, E. Mancı, Fırat Özdalyan, Sercin Kosova
{"title":"Position-Specific Comparison of the Player Loads and High-Intensity Events During Match in Male and Female Handball Players","authors":"C. Gençoğlu, H. Gümüş, E. Mancı, Fırat Özdalyan, Sercin Kosova","doi":"10.38079/igusabder.1037354","DOIUrl":"https://doi.org/10.38079/igusabder.1037354","url":null,"abstract":"Amaç: Kısa süreli yüksek şiddetli aktiviteler içeren hentbolda fiziksel ve fizyolojik özellikler ile atış hızı parametrelerinde cinsiyet farkı açıkça gösterilmiştir. Bu tür performans parametreleri dışında branşa ait gerçek zamanlı maç verisi elde etmek metodolojik kısıtlılıklar içermektedir. Ancak, son dönemde giyilebilir teknolojilerle kapalı alan takım sporlarında oyuncu yükünü daha detaylı incelemek mümkündür. Bu çalışmanın amacı hentbolda maç sırasında oyuncu yükünü kadın ve erkek oyuncularda pozisyonlara göre karşılaştırmaktır.Yöntem: Çalışmaya hazırlık turnuvasına katılan 2 erkek ve 2 kadın toplam 4 Türkiye Hentbol Süper Lig takımından 42 saha oyuncusu (20 kadın ve 22 erkek) gönüllü olarak katılmıştır. Kaleciler ve toplam oyun süresi 10 dakikanın altında kalan saha oyuncuları analize dahil edilmemiştir. Müsabaka öncesi kişiye tanımlanmış İnersiyal Ölçüm Ünitesi (IMU) sensörleri (OptimEye S5, Catapult Sports, Avustralya) firmanın özel yeleği ile üst gövde arkasına sabitlenmiş ve kalp atım hızı monitörizasyonu için göğüs bandı (Polar T31 Coded, Finlandiya) takılmıştır. Toplanan verilerde sporcu değişimi (yedek bankında geçen süre) ve oyun duraksamaları (aktif oyun süresi) firmanın yazılımıyla (OpenField, Catapult Sports, Avustralya) işaretlenerek filtrelenmiştir.Bulgular: Her iki cinsiyet için aktif oyun süreleri benzer olmasına rağmen oyuncu yükü ve kalp atım hızı yanıtları arasında anlamlı fark bulunmuştur. Kadın hentbolcularda toplam oyuncu yükü ve ortalama oyuncu yükü erkeklere göre daha yüksek iken erkek hentbolcularda pik oyuncu yükü istatistiksel olarak daha yüksek bulunmuştur (265.50±93.06 PL total, 255.80±81.59 PL total; 8.30±1.27 PL/dak, 8.07±1.64 PL/dak). Benzer olarak oyuncu yükü yoğunluk bölgelerinde erkekler kadınlara göre düşük seviye bölgelerde daha az, yüksek seviye bölgelerde daha çok oyuncu yükü eforu göstermiştir. İç yük yanıtları kadın hentbolcuların kalp atım hızı tükenme parametresinde erkeklere göre anlamlı yüksek bulunmuştur.Sonuç: Bu araştırma bulguları hentbol branşındaki çoğu anahtar performans belirteçlerindeki cinsiyet farkının maç sırasında oyuncu yükünde de literatürle uyumlu olarak anlamlı farklılıklar olduğunu göstermiştir. Ancak, daha yüksek sayıda maçın dahil edildiği ve rekabetin daha yüksek olduğu lig düzeyindeki maçlardan toplanacak verilere ihtiyaç duyulmaktadır. ","PeriodicalId":34582,"journal":{"name":"Istanbul Gelisim Universitesi Saglik Bilimleri Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"70162825","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Özkan Karadede, Huriye Karadede, Hatice Şeremet, Gülümser Oral Taraktaşli, Yıldız Ayse Altiparmakoğlu, Ebru Özalp, Ebru Gündoğdu, Fatma Dalkiliç, Maide Nur Eroğlu, Merve Kürkan, Mehmet Harman, Senem Çakici, R. Karaali
{"title":"Determination of Daily Life Activity Levels of Hospitalized Individuals Due to COVID-19 Disease","authors":"Özkan Karadede, Huriye Karadede, Hatice Şeremet, Gülümser Oral Taraktaşli, Yıldız Ayse Altiparmakoğlu, Ebru Özalp, Ebru Gündoğdu, Fatma Dalkiliç, Maide Nur Eroğlu, Merve Kürkan, Mehmet Harman, Senem Çakici, R. Karaali","doi":"10.38079/igusabder.1085389","DOIUrl":"https://doi.org/10.38079/igusabder.1085389","url":null,"abstract":"Amaç: Araştırma, COVID-19 hastalığı nedeniyle hastanede yatarak tedavi olan hastaların taburculuk sonrasındaki günlük yaşam aktivite düzeylerini belirlemek amacıyla yapılmıştır.Yöntem: Çalışma, COVID-19 hastalığı nedeniyle hastanede yatmış, taburculuğundan itibaren en az bir ay geçmiş 230 hasta üzerinde yapılmıştır. Veriler Temmuz 2021-Eylül 2021 tarihleri arasında telefon ile görüşme yöntemiyle toplanmıştır. Araştırmanın verileri Tanıtıcı Özellikler Formu ve Katz Günlük Yaşam Aktiviteleri Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Araştırma verileri, normal dağılmayan değişkenler için ortanca ve çeyrekler arası aralık kullanılarak verilmiştir. Verilerilerin karşılaştırılmasında Wilcoxon Sıralı İşaretler testi ile kullanılmıştır.Bulgular: Katılımcıların yaş ortalaması 57,28±14,6, %47,8’i kadın, %16,1’i aşısız olup COVID-19 hastalığı öncesi günlük yaşam aktivitesi puan ortalaması 17,5±2,7, COVID-19 hastalığından sonraki günlük yaşam aktivitesi puan ortalaması 17,3±3,3 olarak tespit edilmiştir. Araştırmada hastalık öncesi ve sonrasındaki günlük yaşam aktiviteleri puan ortalamaları arasında anlamlı fark saptanmamıştır.Sonuçlar: COVID-19 hastalığı nedeniyle hastanede yatmış bireylerin taburculuk sonrasındaki sürecinin sağlık profesyonelleri tarafından takip edilmesi, yaşam aktivitelerinin değerlendirilmesi, bakım ihtiyaçlarının belirlenmesi ve buna yönelik olarak bireyselleştirilmiş sağlık hizmetinin hastane dışında da sürdürülmesi önerilmektedir.","PeriodicalId":34582,"journal":{"name":"Istanbul Gelisim Universitesi Saglik Bilimleri Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"70163532","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Activity of Mirror Neurons and Its Effect on Various Diseases","authors":"Çağıl Ertürk, R. Mutuş","doi":"10.38079/igusabder.1142369","DOIUrl":"https://doi.org/10.38079/igusabder.1142369","url":null,"abstract":"Ayna nöronların nöroanatomik yapılanması ve işlevselliğinin araştırılması son yıllarda oldukça artmıştır. Özellikle nörolojik ve ortopedik hasta gruplarında uygulanan tedavi yaklaşımlarında pasif uygulamalar yerine hastanın katılımının olduğu aktif uygulamalar tercih edilmektedir. Bunun temel sebeplerinden birisi ayna nöronları ve birincil motor korteksi dâhil ederek tedaviyi kalıcı hale getirmeyi amaçlamaktır. Ayna nöronların fonksiyonel ve disfonksiyonel durumlarını ortaya koymak, tedavi seanslarında hastaların semptomlarını anlamada çok büyük katkı sağlamaktadır. Özellikle ayna nöronları aktive ederek planlanan ayna terapisi ile hastalar nöronal bağlantılarını yeniden yapılandırarak nöroplastik aktivite sağlarlar ve böylece iyileşme süreçlerine katkıda bulunmuş olurlar. Literatür taramalarında ayna nöronların aktivasyonlarının yer aldığı hastalıkların yapısal özellikleri birbirinden farklı olsa da ortak özellik olarak ayna nöronların aktive edilerek tedaviye katkı sağladığını söylemek mümkündür. Yapılan tedavi uygulamalarında, ilgili fonksiyonel hareketin hasta tarafından fiziksel olarak yapılmadığı durumlarda dahi bilişsel olarak hareketin yapıldığının imgelenmesi, ayna nöronları aktive ederek hastanın iyilik halini arttırdığı belirlenmiştir.","PeriodicalId":34582,"journal":{"name":"Istanbul Gelisim Universitesi Saglik Bilimleri Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"48380702","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"İstanbul'da 6-15 Yaş Arası Çocuklarda Obezite Prevalansı","authors":"Halime PULAT DEMİR","doi":"10.38079/igusabder.1062876","DOIUrl":"https://doi.org/10.38079/igusabder.1062876","url":null,"abstract":"Amaç: Bu araştırma, İstanbul'un bir ilçesinde 6-15 yaş arası çocuklarda obezite prevalansını ve beslenme alışkanlıklarını değerlendirmeyi amaçlamaktadır.Yöntem: Bu araştırma, İstanbul'un Avcılar ilçesinde 19 ilköğretim okulunda 6-15 yaş arası 2452 öğrenci ile gerçekleştirilen kesitsel tipte bir araştırmadır. Çocukların beslenme alışkanlıkları ve besin tüketim sıklıkları hakkında yüz yüze anket uygulanmıştır. Çocukların boy uzunluğu, vücut ağırlığı, bel ve kalça çevresi ölçümleri alınmıştır. Çocuklar Z-skorlarına göre sınıflandırılmıştır. İstatistikler SPSS 21 programı kullanılarak yapılmıştır.Bulgular: Öğrencilerin toplam %47.8'i erkek, %52.2'si kızdır. Öğrencilerin yaşlarının ortalaması 9.47±2.21, ortalama BKİ ise 18.7±3.73 kg/m2’dir. Fazla kiloluluk ve obezite prevalansı sırasıyla %20.3 ve %13.2 bulunmuştur. 9 yaşındakilerin obezite prevalansı en yüksek düzeydedir ve erkeklerde kızlara göre daha fazla obezite görülmüştür (p<0,001). Obez olan ve obez olmayan öğrenciler arasında ders çalışırken ve televizyon izlerken atıştırma ve bazı besinleri tüketme sıklığı açısından anlamlı fark bulunmuştur (p<0.05).Sonuç: Her üç çocuktan birinin normalden fazla kilolu olduğu bulunmuştur. Ulusal ve uluslararası politikaların yanı sıra bölgesel ve yerel takipler ile gerekli önlemlerin alınması çocukluk çağı obezitesinin kontrolünde faydalı olabilir.","PeriodicalId":34582,"journal":{"name":"Istanbul Gelisim Universitesi Saglik Bilimleri Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"70163300","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Osteoid Osteoma","authors":"S. Yüksel, N. Azar","doi":"10.38079/igusabder.1072814","DOIUrl":"https://doi.org/10.38079/igusabder.1072814","url":null,"abstract":"Osteoid osteoma, which is one of the benign osteogenic tumors that is detected incidentally in radiological examinations mostly performed for another reason, causes more severe pain at night, independent of activity. Standard radiographs may show the lesion, but computed tomography (CT) is required for demonstrating the nidus and determining the exact location of the lesion. In this benign tumor, which has a radiolucent area called nidus, the pain has been associated with high intra-nidus prostaglandin E2 level. Stress fracture, cortical bone abscess, and intra-cortical osteosarcoma should be considered in the differential diagnosis. In its treatment, the nidus must be completely removed. Marginal resection, intralesional curettage and radiofrequency ablation are among the treatment options. If marginal resection was performed, the radiology of the specimen should show whether it contains the nidus.","PeriodicalId":34582,"journal":{"name":"Istanbul Gelisim Universitesi Saglik Bilimleri Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"70163793","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Mustafa Oğuz Kethüdaoğlu, Musa Güneş, İbrahim Halil Akçay, Ertuğrul Demirdel
{"title":"Investigation of Musculoskeletal System Problems and Psychosocial Status of Teachers and Physiotherapists Working in Special Education Centers","authors":"Mustafa Oğuz Kethüdaoğlu, Musa Güneş, İbrahim Halil Akçay, Ertuğrul Demirdel","doi":"10.38079/igusabder.1067563","DOIUrl":"https://doi.org/10.38079/igusabder.1067563","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışmanın amacı; özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde aktif olarak çalışan öğretmen ve fizyoterapistlerin kas-iskelet sistemi problemleri ile ağrı, iş doyum, mesleki tükenmişlik ve yaşam kalitesi durumlarının incelenmesidir.Yöntem: Çalışmamıza özel eğitim merkezlerinde çalışan 92 öğretmen ve 92 fizyoterapist katıldı. Çalışma yüz yüze görüşmeler şeklinde gerçekleştirildi. Katılımcıların demografik bilgileri kaydedilerek, Kas İskelet Sistemi Sağlık Sorgulaması (KİS-SS), McGill-Melzack Ağrı Anketi, Minnesota İş Doyum Anketi, Maslach Tükenmişlik Anketi ve EuroQol 5D Yaşam Kalitesi Ölçeği anket formları uygulandı.Bulgular: Katılımcıların yaş ortalamaları ve vücut kütle indeksi (VKİ) ortalamaları açısından grupların benzer olduğu belirlendi (p>0.05). Her iki grupta da kadın katılımcı sayısının erkeklerden daha fazla olduğu, cinsiyet dağılımlarının gruplarda farklı olduğu tespit edildi (p<0,05). Meslekte aktif çalışma sürelerinin her iki grupta da benzer olduğu görüldü (p>0,05). Haftalık çalışma sürelerinde ise öğretmenlerin fizyoterapistlerden daha uzun süre çalıştığı belirlendi (p<0,05). Aynı zamanda fizyoterapistlerin yaşam kalitelerinin daha yüksek (p<0,05), ağrı seviyesinin daha düşük olduğu saptanırken (p<0,05); iş doyum, mesleki tükenmişlik ve KİS-SS değerlerinin benzer olduğu bulundu (p>0,05).Sonuç: Çalışmanın sonunda özel eğitimde çalışan fizyoterapist ve öğretmenlerin iş doyumu, mesleki tükenmişlik ve kas-iskelet sistemi sorunlarının benzer olduğu belirlendi. Genel yaşam kalitesinin fizyoterapistlerde daha yüksek olduğu ve öğretmenlerin ağrı skorlarının daha fazla olduğu tespit edildi. Fizyoterapistlerin öğretmenlere göre haftalık çalışma süresinin daha az olması ağrı skorlarının daha az olmasının bir nedeni olabileceği gibi, öğretmenlere göre daha aktif bir çalışma modeline sahip olmaları ve bir sağlık profesyoneli olarak fizyoterapistlerin ağrı yönetimi konusunda bilgi sahibi olmaları da bu sonucun bir nedeni olabilir. Yaşam kalitesinde ortaya çıkan farkın ise ağrı skoruyla ilişkili olabileceğini düşünmekteyiz. İş doyum, mesleki tükenmişlik ve KİS-SS değerlerinin benzer olmasının sebebi olarak aynı merkezlerde çalışan fizyoterapist ve öğretmenlerin benzer sorunlar yaşaması, benzer yöneticilerle çalışması ve benzer tatmin duyguları tatmaları olduğunu düşünmekteyiz.","PeriodicalId":34582,"journal":{"name":"Istanbul Gelisim Universitesi Saglik Bilimleri Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"70163678","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Effect of SORT1 rs599839 Polymorphism on Lipid Profiles: A Single City Experience","authors":"A. B. Akadam-Teker, Erhan Teker","doi":"10.38079/igusabder.987894","DOIUrl":"https://doi.org/10.38079/igusabder.987894","url":null,"abstract":"Amaç: VPS10p ailesinin bir reseptörü olan Sortilin-1(SORT1)’i kodlayan SORT1 geni 1p13.3’de lokalizedir. SORT1 genom çapında ilişkilendirme çalışmalarında (GWAS) hepatik lipit metabolizması ve düşük dansiteli lipoprotein-kolesterol (LDL-K) seviyeleri ile olan ilişkisinden dolayı koroner kalp hastalığı (KKH) oluşturma riski ile ilişkilendirilmiştir. SORT1 gen bölgesi üzerindeki çeşitli varyasyonlar lipit profilleri üzerinde farklı etkilere neden olmaktadır. Bizim bu çalışmadaki amacımız; Giresun ilinde SORT1 rs599839 gen varyantlarının KKH gelişimi ve lipit parametreleri üzerine bir etkisinin olup olmadığını belirlemektir.Yöntem: Bu vaka-kontrol çalışmasında 396 kişiden oluşan erkek çalışma grubunda (209 KKH /187 kontrol) SORT1 rs599839 polimorfizmi için TaqMan 5’ Allelik Ayrım Testi ile genotipleme yapıldı.Bulgular: Hasta ve kontrol grupları arasında SORT1 rs599839 genotip dağılımları açısından istatistiksel olarak fark bulunmamaktadır (p=0.81). G allel varlığı hem hasta hem de kontrol grubunda daha düşük Total-Kolesterol (TK) (sırasıyla; p=0.005,p=0.032) ve LDL-K (sırasıyla; p=0.005,p=0.040) seviyelerine sebep olurken daha yüksek yüksek dansiteli lipoprotein-kolesterol (HDL-K) (sırasıyla; p=0.001,p=0.006) seviyeleri gözlenmiştir.Sonuç: Bulgularımız SORT1 rs599839 polimorfizminin direk olarak KKH patogenezine katkısının olmadığı yönündedir. Ancak, minör G allel varlığının TK ve LDL-K seviyelerini düşürürken, HDL-K seviyelerinde yükselmeye sebep olduğu görülmüştür. Bu durum minör G allel varlığının lipit profili üzerine olumlu etki gösterdiği ve KKH’a karşı koruyucu olduğu izlenimini vermiştir.","PeriodicalId":34582,"journal":{"name":"Istanbul Gelisim Universitesi Saglik Bilimleri Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"70167960","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Investigation of Nurses and Midwives' Knowledge and Attitudes towards Early Skin-to-Skin Contact Practice of Mother and Newborn","authors":"İncilay Çeli̇k, Gülşah Kök","doi":"10.38079/igusabder.995636","DOIUrl":"https://doi.org/10.38079/igusabder.995636","url":null,"abstract":"Amaç: Bu araştırma, hemşire ve ebelerin anne ve yenidoğanın erken ten tene temas uygulamasına yönelik bilgileri ile tutumlarını incelemek amacıyla yapılmıştır.Yöntem: Bu tanımlayıcı araştırma, Ankara’da bir eğitim ve araştırma hastanesinde yürütülmüştür. Araştırmanın örneklemini Ekim 2020-Ocak 2021 tarihleri arasında araştırmayı kabul eden 117 hemşire ve ebe oluşturmuştur. Veriler, araştırmacı tarafından hazırlanan yapılandırılmış veri toplama formu ile “Anne-Yenidoğan Ten Tene Temas Ölçeği” aracılığıyla yüz yüze görüşme tekniği ve google forms üzerinden hazırlanan elektronik veri toplama formu kullanılarak toplanmıştır. Veriler, IBM SPSS Statistics 25.0 paket programı kullanılarak analiz edilmiştir. İstatistiksel olarak anlamlılık düzeyi p<0.05 olarak kabul edilmiştir.Bulgular: Katılımcıların Anne-Yenidoğan Ten Tene Temas Ölçeği’nden aldıkları toplam puan ortalaması 136.33±9.53’dür. Katılımcıların %95.7’sinin doğum sonrası dönemde anne ve yenidoğanın ten tene temas uygulamasını daha önceden duyduğu, %89.7’sinin anne ve yenidoğan ten tene temas becerisini doğru bir şekilde bildiği, %65.4’ünün anne ve yenidoğan ten tene temas uygulamasına yönelik bilgiyi hizmet içi eğitim programından aldığı belirlenmiştir. Katılımcıların %92.3’ünün doğum sonrası dönemde anne ve yenidoğanın ten tene temas becerisini uyguladığı belirlenmiştir. Katılımcıların yaş, meslek ve eğitim durumları açısından anne-yenidoğan ten tene temas ölçeğinden aldıkları puan ortancaları arasında anlamlı bir fark olmamasına rağmen ölçeğin bazı alt boyutları açısından katılımcıların eğitim düzeylerine ve çalıştıkları yerlere göre anneye sağlanan hizmet alt boyutu (p=0.002) ile etkinleştiren faktörler (p=0.03) alınan puanlar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farkın olduğu belirlenmiştir.Sonuç: Çalışmamıza katılan tüm ebe ve hemşirelerin anne ve yenidoğanın ten tene temas uygulaması ile ilgili olumlu tutumlarının olduğu, ebe ve hemşirelerin doğum sonu erken dönemde ten tene temasın anne ve yenidoğan sağlığı için bilgi ve farkındalık oluşturmalarının önemli olduğu değerlendirilmiştir.","PeriodicalId":34582,"journal":{"name":"Istanbul Gelisim Universitesi Saglik Bilimleri Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"49456206","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Investigation of Mothers Thoughts on Play and Play Materials and Behaviors of Interactive Playing with Their Children","authors":"Kiymet DEVLET MEMİS, Figen Gürsoy","doi":"10.38079/igusabder.1001354","DOIUrl":"https://doi.org/10.38079/igusabder.1001354","url":null,"abstract":"Amaç: Bu araştırma annelerin oyun ve oyun materyallerine ilişkin görüşlerinin ve çocuklarıyla etkileşimli oyun oynama davranışlarının incelenmesi amacıyla yapılmıştır.Yöntem: Nicel ve nitel yöntemlerin birlikte kullanılarak karma yöntemle yapılan bu araştırmaya, 18-36 ay arası çocuğa sahip 20 anne katılmıştır. Veriler “Demografik Bilgi Formu”, “PİKOLO/Ebeveyn-Çocuk Etkileşimi Gözlem Formu’’ ve “Yarı Yapılandırılmış Görüşme Formu’’ ile toplanmıştır. Verilerin analizleri SPSS ve MAXQDA programları kullanılarak değerlendirilmiştir.Bulgular: Annelerin %45’i (n=9) 36 yaş ve üzerinde, %65’i (n=13) üniversite mezunu ve %55’i (n=11) bir işte çalışmaktadır. PİKOLO’nın alt boyutlarından alınan puanların; annelerin yaşlarına göre istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olmadığı, annelerin eğitim durumuna göre, Cesaretlendirme ve Öğretme boyutlarında, annelerin çalışma durumuna göre de Duyarlılık, Cesaretlendirme ve Öğretme boyutlarında alınan puanların yüksek olduğu ve istatistiksel açıdan anlamlı bir fark olduğu bulunmuştur. Annelerin oyun konusunda genellikle olumlu duyguda olduğu oldukları ve çocuklarının oyun oynaması için çok fazla oyun materyalleri aldıkları tespit edilmiştir.Sonuç: Annelerin çocuklarıyla etkileşimli oyun oynama davranışlarında annelerin eğitim durumunun ve çalışma durumunun olumlu ebeveynlik becerilerinin üzerinde etkili olduğu, annelerin oyun konusunda genelde olumlu tutumda oldukları fakat oyun materyalleri seçiminde desteğe ihtiyaçları olduğu sonucuna ulaşılmıştır.","PeriodicalId":34582,"journal":{"name":"Istanbul Gelisim Universitesi Saglik Bilimleri Dergisi","volume":"97 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"70162173","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}